Kutadgu Bilig | Türkiye Türkçesi |
---|---|
I. YİGİTLİKKE AÇIP AVUÇGALIKIN AYUR | I. GENÇLİĞİNE ACIYARAK, İHTİYARLIĞINI SÖYLER |
6521. yorıglı bulıt teg yigitlikni ıdtım tüpi yil keçer teg tiriglik tükettim | Gençliğimi, geçen bulut gibi, geçirdim; ömrümü fırtına sür'ati ile tükettim. |
6522. isizim yigitlik isizim yigitlik tuta bilmedim men sini terk kaçıttım | Yazık gençliğime, gençliğime yazık; ben seni tutmasını bilmedim, çok çabuk elden kaçırdım. |
6523. yana kelgil emdi yigitlik manga sen ayada tutayın agı çuz töşettim | Ey gençlik, sen bana şimdi tekrar gel; ben seni el üstünde tutayım; bak, senin için ipekliler ve sırmalar döşettim. |
6524. isiz bu yigitlik kanı kança bardı tilep bulmadım men neçe me tilettim | Yazık bu gençliğe, hani, nereye gitti; ne kadar arayıp, arattımsa da bulamadım. |
6525. tiriglikke tatgı süçig can sevinci yigitlik teg edgü yok ermiş ayıttım | Sordum, gençlik kadar hayata zevk veren ve tatlı canı mes'ûd eden iyi bir şey yokmuş. |
6526. kiçiglik tatıgı yigitlik ereji yitürdüm men emdi tutarda kürettim | Ben şimdi gençlik zevkini ve yiğitlik huzurunu kaybettim, elimde tutarken, kaçırıverdim. |
6527. karılıkta kor yok köni turdum erse yavalıkka isiz tiriglikni ıdtım | Eğer doğru bir hayat yaşamış olsa idim, ihtiyarlığın da zararı yoktu; fakat ne yazık ki, onu boş yere sarf ettim. |
6528 esirkep acır men sanga ay yigitlik kamug körkümi sen yırattıng yırattım | Ey gençlik, esef ederek sana kızıyorum; bütün güzelliğimi sen uzaklaştırdın, ben uzaklaştım. |
6529 temam erguvan teg kızıl mengzim erdi bu kün zaferan urgın ertgde tarıttım | Benzim kırmızı, tam bir erguvan gibi idi; bugün yüzüme safran tohumu ektim. |
6530. yıparsıg kara başka kafur aşudum tolun teg tolu yüz kayuka ilettim | Misk gibi kara başıma kâfur örttüm; dolun ay gibi dolgun yüzü nereye götürdüm. |
6531. yaruk yaz teg erdim tümen tü çiçeklig hazanmu tüşüttüm kamugnı kurıttım | Rengârenk çiçekler ile dolu, parlak bahar gibi idim; hazâna mı uğrattım, hepsini kuruttum. |
6532. kadıng teg bodum erdi ok teg köni tüz ya teg egri boldı egildim töngittim | Kayın gibi vücûdum ok gibi düz ve dik idi; şimdi yay gibi eğri oldu, eğdim, eğildim. |
6533. yava kıldım isiz tiriglik avınçın ökünç birle közde kanın yaş akıttım | Yazık, hayatı boş yere israf ettim; peşimanlıkla gözden kanlı yaşlar akıttım. |
6534. kiçiglik keçürdüm yigitlik yitürdüm künüm çeliledim özümni çökittim | Çocukluğu geçirdim, gençliği kaybettim; günümü kararttım, kendimi çökerttim. |
6535. yimek içmek erse yidim içtim ud teg tilek sürmek erse tümen tog tozıttım | Yerken, içerken, öküz gibi yedim, içtim; hevâ ve heves peşinde koşarken, tozu dumana kattım. |
6536. neçe kuşka avka avındım sevindim uçar kuş teg arkun agımda kürettim | Nice kuş ve geyik avı ile avundum, sevindim; uçan kuş gibi, cins atları ağımdan kaçırdım. |
6537. adaş koldaşımka sevüg can teg erdim yagım boldı erse tosun teg suçıttım | Kardeş ve arkadaşlar için sevgili can gibi idim; düşmanımı ise, haşarı tay gibi sıçrattım. |
6538. sere söktüm emdi neçe yalngukug men yazuksuzka yarlıg elig til uzattım | Ben imdi nice insanlara kızdım, söğdüm; günahsız ve yoksullara el kaldırdım, dil uzattım. |
6539. kögüz kerdim anca yagı sançmış er teg küvez teg kür erip kaya teg kadıttım | Düşmanına galip gelen insan gibi, öylesine göğüs kabarttım; mağrur insan gibi, kabadayı olup, kaya gibi karşılarına dikildim. |
6540. içip yatmış er teg udıp odlu keldim özüm yolda azmış bayatka uyadtım | İçip yatmış olan adam gibi, uyuyup uyanınca, yoldan çıkmış olduğumun farkına vardım, Tanrıdan utandım. |
6541. bayat tapgı kaldı kişi tapgı kıldım ajun tegre yügrü özümni kürettim | İnsanlara hizmet ettim, Tanrı ibâdeti kaldı; dünya etrafında koşarak, yolumu azıttım. |
6542. tilek arzu birle yügürdüm neçe men kuturmış böri teg ajunnı ulıttım | Ben nice dilek ve arzu arkasından koştum; kudurmuş kurt gibi, dünyayı inlettim. |
6543. kişig tuttum aldım küçün yarmakın men kimig serdim irdim kimi me açıttım | Ben insanları tutup, zorla paralarını aldım; kimine çıkıştım, kimini yerdim, kiminin de canını yaktım. |
6544. manga rabbım aysa nelük kıldıng andag negü tıldagım bar uvutka tuşıktım | Rabbim bana: — Nasıl böyle yaptın?—diye sorarsa, ne mâzeretim var; çok utanılacak hâle düştüm. |
6545. kayu tilve kılkı bolur munda tetrü keçer künke avnıp tiriglikni ıdtım | Hangi deli bundan daha ters hareket edebilir; geçici olan günler ile avunarak, hayatı boşuna harcadım. |
6546. sevinç keçti emgek yime keçgey erdi yava boldı kün ay ökünçke basıktım | Huzur geçti, zahmet de geçecek idi; gün ve aylar boşuna heder oldu, peşimanlığa düştüm. |
6547. tutayın ya kisrâ ya kaysarça boldum ya şeddad u 'ad teg takı uçmak ittim | Farz edelim ki, ben kisrâ veya kayser oldum ya Şeddâd ve Âd gibi, bir de cennet yaptırdım. |
6548. ajun bütrü tuttum sikender tutarca tükel nuh yaşın men yaşadım yaşattım | İskender gibi, bütün dünyayı elimde tuttum, tam Nûh'un yaşını yaşadım ve yaşattım. |
6549 özüm haydar erse yaşın teg kılıçlıg ya rüstemleyü men ajunda çavıktım | Yıldırım kılıçlı Haydar veya Rüstem gibi, dünyada meşhur oldum. |
6550. ya 'isâ bolup kökke agdım takı men ya nuşin revan teg törü tüz yorıttım | Isa gibi, ben göğe çıktım veya Nûşirevan gibi, memleketi adaletle idare ettim. |
6551. ya kençim tükel boldı karun nengi teg ya ashab-ı res teg temür kend tokıttım | Yahut hazînem, Karun'unki gibi, doldu taştı veya Eshâb-i Res gibi, demirden kale yaptırdım. |
6552 negü asgı ahır yanış yirke boldı turu kaldı dünya iki böz ilettim | Fakat bunların faydası ne, sonu toprağa dönüş oldu; dünya geride kaldı, beraberimde ancak iki bez götürdüm. |
6553. yalıng keldim erdi yalıng kirgü yirke nelük dünyaka özni munça işittim | Çıplak gelmiş idim, toprağa yine çıplak gireceğim; neden kendimi dünyaya bu kadar bağladım. |
6554. keçer dünya keçti tüpi yil keçer teg keçer dünyaka öz usalın basıttım | Bu fâni dünya, tipi gibi, esti-savurdu ve geçti; gaflette bu fâni dünyanın baskısı altında kaldım. |
6555. tiriglikke asgı kanı edgü kılkım tiriglikte tarlag kayu yirke ektim | Hayatta ne gibi bir iyilik yaptım; hayatta iken ektiğim tarla nerede. |
6556 negü ektim erse anı orgu ahır negü ordum erse anın öz süçittim | Ne ektim ise, sonunda onu biçtim; ne biçtim ise, ondan zevk aldım. |
6557 yigitlikni ıdtım karılıkka tegdim yana yangıl emdi negü söz tagıttım | Gençliğimi elden çıkardım, ihtiyarlığa geldim; sadede gelelim, sözü niye dağıttım. |
6558. uzun tünle yatma idike tapın sen odun yıgla tınma yazukka basıttım | Uzun geceleri yatıp-uyumakla geçirme, Tanrıya ibâdet kıl; uyanık ol, durmadan ağla; günahlarımın yükü altına girdim. |
6559. yılan kurt konguz yimi öz igdileyü bu nimet bile men negüke igidtim | Yılan, haşerat ve böceklerin yemi olan bu vücûdu ben neden nîmet içinde besleyerek, yetiştirdim. |
6560. aya usrık öz sen odun yıgla tınma bayatka tapug kıl yok erse yokadtım | Ey uyuklayan vücût, uyan, ağla durma; Tanrıya ibâdet kıl; yoksa, ben mahvoldum. |
6561. karılık kavurdı yigitlik yıradı tatıg bardı bargu udu yol könittim | ihtiyarlık yakaladı, gençlik uzaklaştı, hayatın tadı kalmadı; artık gidilecek doğru yolu buldum. |
6562. idi kiçki dünya öküş ardı halkıgr kayusında men men ne munça sevittim | Çok eski olan bu dünya bir çok halkları aldatmıştır; ben hangisindenim, neden bu kadar onu kendime sevdirdim. |
6563. ya rab odguru bir mini ay idim sen süre ıdmagıl men köngülni arıttım | Ey rabbim, beni uyandır; sen rabbimsin, beni kovma, ben gönlümü temizledim. |
6564. sen ök sen yazuk yarlıkaglı idim bir suyurka mini sen yazukum unıttım | Günahlarımı bağışlayan sen bir rabbimsin, sen beni affet; günahlarımın sayısını ben bile unuttum. |
II. ÖDLEK ARTAKIN DOSTLAR CEFASIN AYUR | II. ZEMÂNENİN BOZUKLUĞUNU VE DOSTLARIN CEFÂSINI SÖYLER |
6565. turayı barayı ajunug kezeyi vefalıg kim erki ajunda tileyi | Kalkayım, gideyim, dünyayı gezeyim; dünyada acaba vefalı kimse var mı, arayayım. |
6566. kişi kızlıkı boldı kayda tilegü tilep bulgu erse tileyü köreyi | insan nâdir oldu, onu nerede aramalı; aramakla bulunacaksa, bir arayıp bakayım. |
6567. kamug arzu buldum kişi bulmadım men kalı bulsa arzum yüzinge bakayı | Ben bütün arzularımı buldum, fakat bir insan bulamadım; eğer bu arzum da yerine gelirse, onun yüzüne bir bakayım. |
6568. vefa kalıtı boldı cefa toldı dünya vefa kimde erki men azrak kolayı | Vefa kıtlaştı, dünya cefa ile doldu; vefa acaba kimde vardır, ben ondan bir az isteyeyim. |
6569. apang bulsa men bir cefalıg akı er eginke yüdeyi közümke urayı | Eğer bir vefalı, cömert insan bulursam, onu sırtımda taşıyayım, gözüme süreyim. |
6570. kalı bulmasa men vefa birle yalnguk keyik tagı birle tiriglik kılayı | Eğer ben bir vefalı insan bulamazsam, yabani hayvanlar ile birlikte ömür süreyim. |
6571. yigüm ot köki bolsu yagmur suvı tap ediz kum tüneyi tagar ton kedeyi | Yiyeceğim ot kökü olsun, yağmur suyu bana yeter; kumdan döşek yapıp, geceleyeyim, çuldan elbise giyeyim. |
6572 ya vahşi bolup men biyabanda yügrü kişide yırayı ajunda yiteyi | Veya vahşi olup, çöllerde koşayım; insanlardan uzaklaşarak, dünyadan silinip gideyim. |
6573. takı bolmaz erse ajun barça kodtum ögüz teg akayı tüpi teg togayı | Daha da olmazsa, bütün dünyayı bırakarak, nehir gibi akayım, kasırga gibi göklere yükseleyim. |
6574. idim mungka tegdim vefasızka tuştum vefalıg kim erki sevüg can bireyi | Ey rabbim, sıkıntı içindeyim, vefasızlara rastladım; vefalı acaba kimdir, ona sevgili canımı feda edeyim. |
6575. atı kaldı yalnguk kişi kılkı bardı bu kılk kança bardı udu men barayı | İnsanın ismi kaldı, insanlık kayboldu; bu insanlık nereye gitti, ben de arkasından gideyim. |
0576 bagırsak kişi yok ajunda tiledim bagırsızka köntlüm negü teg ulayı | Aradım, dünyada candan bağlı bir insan yoktur; vefasız kimselere nasıl gönül bağlayayım. |
6577. kimi özke köz teg yakın tuttum erse yagı çıktı yek teg yekig ne kılayı | Kimi, gözüm gibi, kendime yakın tutturma, o, şeytan gibi, düşman çıktı; ben şeytanı ne yapayım. |
6578. kimi sevdim erse sevüg canca tuttum cefa keldi andın kimi met seveyi | Kimi sevdim ise, onu sevgili canım gibi tuttum; fakat ondan da cefâ geldi; artık kimi seveyim. |
6579. kişi köngli bilgü tanuk erdi til söz köngül til ala boldı kimke büteyi | İnsanın gönlünü anlamak için, onun dili ve sözü bana şâhid idi; şimdi gönül ve dil alaca oldu; kime itimat edeyim. |
6580. bu kün munda minçe kimi iş kılayı ya kimke büteyi kimi dost tutayı | Bugün burada kendime eş diyeyim, kime inanayım veya kimi dost edineyim. |
6581. köngül kimke birgü mungum kimke aygu mungadtım men emdi bir azrak ayayı | Kime gönül vermeli, derdi kime açmalı; ben şimdi gamlıyım, bir az içimi dökeyim. |
6582. adaş koldaşımda umınç bilmedim men kadaş kılkı yat teg negü teg açayı | Dost ve ahbaplarımda ben sadâkat bulamadım; kardeşim bana yabancı gibi duruyor, ona gönlümü nasıl açayım. |
6583. ap ang andka erse iminlik bütünlük bu and tutguçı kim anı er atayı | Eğer inanç ve güvenlik and ile ise, bu andı tutan kim ki, ona erkek diyeyim. |
6584. tuz etmek hakı tip küdezigli bar mu kümüş gevher altun bile men kalayı | Tuz, ekmek hakkını gözeten var mı; ben onu altın, gümüş ve gevhere gark edeyim. |
6585. kanı koşnı aşnı sevinç kadguka iş kamugum bireyi men evdin çıkayı | Konu-komşu, sevinç ve keder arkadaşı nerede; ben ona her şeyimi vereyim, evimi bile ona terk edeyim. |
6586. adaş koldaşım tip inanç boldaçı kim anı beg kılıp men özüm kul bolayı | Arkadaş ve dost diye itimat edilecek kim var; ben onu bey yapıp, kendim ona kul olayım. |
6587. kişi bulmadım men mungadur ma yalnguz sakınçın sızar men sevincin kuleyi | Ben insan bulamadım, derdliyim ve yalnızım, kederden eriyorum; ben de bir sevineyim, güleyim. |
6588. nelük artadı halk negü öngdi kodtı kayu ödke tuştum ya kayda turayı | Halk neden bozuldu, niçin iyi âdetleri bıraktı; hangi zamana rastladım, nereye gideyim. |
6589. azu tilve munduzmu boldum ya mundum negü sözledim men ayu bir ukayı | Yahut ben deli ve budala olup, aklımı mı kaybettim; neden böyle sözler söyledim; anlat, anlayayım. |
6590. ya sevda küçedip mengim artadı ol közümkemü körnür özüm hab içeyi | Veya sevda çoğalarak, beynime mi te'sir etti veya gözüme mi öyle görünüyor; ben bir ilâç içeyim. |
6591. manga okmu tuştı bu yanglıg kişiler azu menmü tetrü kişi men yanayı | Bu çeşit insanlar yalnız bana mı rastladılar yahut ben kendim mi ters bir kimseyim; bu huyumdan vazgeçeyim. |
6592. isizim isizim kanı ol kişiler vefa atı kodtı ajunda ögeyi | Esef ederim, ben fenayım; fakat dünyada vefa adı bırakan insanlar nerede, onları medh edeyim. |
6593. bu kün körse erdi bu öngdi törü kılk olar kodmış erse sevinçlig bolayı | Onların koydukları iyi âdet, kanun ve an'aneleri bugün göreyim de, ben de sevineyim. |
6594. yok erse ayu birsü öngdi törü kılk tüzün törke keçsü otunug süreyi | Eğer böyle değilse, iyi âdet, kanun ve an'aneleri vaz' etsinler; halîm insanlar baş-köşeye geçsin, küstahları kovayım. |
6593. kamug edgü bardı törü öngdi iltti kişi songi kaldı ne edgü bulayı | Bütün iyiler gitti, kanunu ve iyi an'aneleri beraber götürdüler; burada insan artığı kaldı, iyileri nasıl bulayım. |
6596. bu bod sın yorıglı kişi erse barca firişte mü erdi olar ne biteyi | Bu insan kılığında dolaşanların hepsi adam ise, evvelkiler melek mi idiler; ne bileyim. |
6597. olar bardı kaldım bularnı bile men negü teg yorıyı ne kılkın yarayı | Onlar gitti, ben bunlar ile kaldım; nasıl hareket edeyim ve onlar ile nasıl bağdaşayım. |
6598. neçe sözlese men tükemez takı söz bu munça tap emdi sözüng ne barayı | Ne kadar söylesem de söz tükenmez; şimdilik bu kadar yerer; diyeceğin var mı, ben gideyim. |
6599. manga munda yigrek adın bulmadım men ulus kend kodayı kişide yırayı | Ben kendim için burada daha iyi bir şey bulamadım; memleket ve şehirleri bırakayım, insanlardan uzaklaşayım. |
6600. atım bilmesünler mini körmesünler tilep bulmasunlar sözümni keseyi | Adımı bilmesinler, beni görmesinler ve arayıp da bulmasınlar; sözümü keseyim. |
6601. çadan teg tikerler çıbun teg sorarlar köpek teg ürerler kayusın urayı | Onlar akrep gibi sokarlar, sinek gibi kanımı emerler, köpek gibi havlarlar; hangisine yetişeyim. |
6602. ulındım men emdi otunlarka tuştum ökünç birle tün kün neçe yük yüdeyi | Ben artık usandım, küstahlar arasına düştüm; gece-gündüz peşimanlık içinde bütün bu yükü nasıl taşıyayım. |
6603. cefa cevri barı manga tegmesüni otun bifalardın sıngardın bolayı | Dünyanın bütün çevir ve cefâsı bana gelmesin, küstah ve kaba insanlardan uzak olayım. |
6604. ilahi ruzi kıl sevüg savcı yüzin yime tört işining yüzini köreyi | Ey rabbim, sevgili Peygamberimizin dîdârını bana nasip et; bir de onun dört arkadaşının yüzlerini göreyim. |
III. KİTAB İDİSİ YUSUF ULUG HACİB ÖZİNGE PEND BİRÜR | III. KİTAP SÂHİBİ YUSUF, BÜYÜK HÂS HÂCİB, KENDİ KENDİNE NASÎHAT EDER |
6605 bilig bil özüngke orun kıl töre bilig bilse özke idi berk tura | Bilgi bil ve yerin baş-köşe olsun; bilgi insan için sağlam bir kalkandır. |
6606. biligsiz yürek til negüke yarar bilig birle suv teg kamugka yara | Bilgisiz yürek ve dil neye yarar; bilgi ile, su gibi, her kese faydalı ol. |
6607. neçe bilding erse takı bir tile biligli tegir kör tilekke sora | Ne kadar bilsen de yine ara; bak, bilen dileğine sorarak erişir. |
6608. bilir men tise sen biligdin yırak biligsizke sandıng biligli ara | Bilirim dersen, sen henüz bilgiden uzaksın; bilenler arasında sen bilgisizlerden sayılırsın. |
6609. bilig bir tengiz ol uçı yok tüpi neçe suv kötürgey semürgük sora | Bilgi bir denizdir, onun ucu-bucağı yoktur; serçe emse emse bundan ağzına ne kadar su alabilir. |
6610. bu bilging bile öz başıng tezginür bilümez özüngni özüngde yıra | Bu bilgin ile senin başın döner; kendisini bilmeyen kendini kendinden uzaklaştır. |
6611. bilig bil kişi bol bedütgil özüng ya yılkı atangıl kişide yıra | Sen ya bilgi bil, insan ol ve kendini yükselt yahut hayvan adını al ve insanlardan uzaklaş. |
6612. biliglig yazılmaz sakınçın tügük biligsiz sevincin küler katgura | Bilgilinin yüzü gülmez, onun yüzü her vakit düşünceli ve çatıktır; bilgisiz dâima sevinç içinde katıla-katıla güler. |
6613. bilig bilse kadgun kalı katgurar biligsiz sıgun sen agınap yora | Bilgili insan bu kaygı içinde nasıl kahkaha atar; ey bilgisiz, sen dağ keçisi gibi, debelen, dolaş. |
6614. biliglig kişeldi turup yügrümez biligsiz yorır kör tilekin süre | Bilgilinin ayaklan kösteklendi, kalkıp koşamaz; bilgisiz, bak, arzularının peşinde durmadan koşar. |
6615 ay bilge kişelding biligsiz yorır biligsiz kişelse kişenin bura | Ey âlim, senin ayağında köstek var; bilgisiz ise, yürür; bilgisiz bir kösteklenirse, sen onun kösteğini sıkılaştır. |
6616. elig sundum uş men biligni tilep sözüg sözke tizdim şaşurdum ura | işte ben bilgi isteyerek, ona el uzattım; sözü söze katarak, dizip, sıraladım. |
6617. keyik tagı kördüm bu türkçe sözüg anı akru tuttum yakurdum ara | Bu türkçe sözü yabanî geyik gibi gördüm; onu yavaşça tuttum, aldatarak, kendime yaklaştırdım. |
66ı8 sıkadım sevittim kongül birdi terk takı ma belingler birerde yire | Okşadım, ısındırdım, çabucak bana gönül verdi; yine de ara-sıra ürküyor, korkuyor. |
6619. sunup tutmışımça ederdim sözüg kelü birdi ötrü yıparı bura | Ele geçirdiğim gibi, sözü takip ettim; onun miski güzel kokular saçmağa başladı. |
6620. köni sözledim söz irig hem açıg köni sözni yüdgen ukuşlug ere | Sözü doğru söyledim, o sert ve acı oldu; doğru söze tahammül eden akıllı insandır. |
6621 okıglıka artuk agır kelmesün özüm ‘uzri koldum aça hem yora | Okuyana fazla ağır gelmesin, ben uzun-uzadıya izah ederek, özrümün bağışlanmasını istedim. |
6622. köni sözde taştın sözüg söz time köni egri farkı örüngli kara | Doğru sözden başkasına söz deme; doğru ile eğri arasındaki fark beyaz ile siyah arasındaki fark gibidir. |
6623. yıl altmış iki erdi tört yüz bile bu söz sözledim men tutup can süre | Hayatımda bu sözleri söylediğim zaman, sene dört yüz altmış iki idi. |
6624. tükel on sekiz ayda aydım bu söz ödürdüm adırdım söz evdip tire | Bu sözleri tam on sekiz ayda söyledim; sözleri toplayıp, derleyerek, seçtim ve ayırdım. |
6625. yadım tü çiçek teg yıdı kin burar otundum men itnü tükettim tura | Çeşitli çiçekler yaygısı gibi, kokusu miske benzer; ben bunu düzene koyup, tamamladım ve her kesin istifâdesine arz ettim. |
6626. sözüg kim tüketür neçe sözlese aka tınmaz erter bulaklar ara | Ne kadar söylense bile, sözü kim tüketir, o pınarlar arasından durmadan akar, gider. |
6627. ay yusuf kerek sözni sözle köni kereksiz sözüg kizle kılga kora | Ey Yusuf, gerekli ve doğru sözü söyle; gereksiz sözü gizle, onun zararı dokunur. |
6628. öküş sözleding söz suvı barmasun öküş sözke yalkar bu yalnguk ire | Sözü çok söyledin, dikkat et, tazeliğini kaybetmesin; çok sözden insan usanır ve bıkar. |
6629. inançsız ajun kılkı irsel yayıg ukuşlug özindin yırak tur yıra | Bu dünya itimâda şayan değildir; vefasız ve dönek huyludur; ey akıllı insan, ondan uzak dur, uzaklaş. |
6630. sen emdi yapuştung bu dünyaka berk katıglan köngül mundın üzgil bura | Sen şimdi bu dünyaya kuvvetle yapıştın; onunla alâkanı kesmeğe, gönlünü ondan çevirmeğe gayret et. |
6631. imin bolma dünyaka artuk imin bayatka sıgıngıl katıg yalvara | Bu dünyaya güvenme; sen çok daha emin olan Tanrıya sığın ve ona yalvar. |
6633. öküş halknı ıdtı bu irsel ajun köni yolda azdı kişi ked köre | Bu vefasız dünya bir çok insanlardan yüz çevirdi; ne kadar insanlar doğru yoldan şaştılar, buna iyice dikkat et. |
6633. sanga ma itindi bezenip küler ayı sevme azrakkına katgura | Şimdi de senin için hazırlandı; süslenip, yüzüne güler; ona çok fazla bağlanma; gaflet içinde o kadar çok sevinip, gülme. |
6634. neçe dünya yigli ajun begleri ölüm tutti bardı közi telmire | Dünyaya nail olan nice cihan beylerini ölüm yakaladı ve onlar gözleri ile etrafından duâ dilenerek gittiler. |
6635. yigitlik yava boldı isiz künüm tüker bu tiriglik ökün kadgura | Gençlik boşuna heder oldu, hayatıma yazık oldu; bu hayat tükenir, ıztırap çek, nadim ol. |
6636. neçe ming yaşasa ahır ölgülüg neçe tirse dünya kalır arkara | Binlerce sene yaşasan bile, sonunda nihayet öleceksin; dünyayı ne kadar toplasan da, bir gün bırakıp gideceksin |
6637. sanga ok sıgındım bayat sen küdez bu gaflet usındın mini odgura | Ey Tanrı, sana sığındım, sen kendin koru; bu gaflet uykusundan beni uyandır. |
6638. uvutsuz kulung men yazukum telim tüzünlük seningdin kelür belgüre | Ben utanmaz bir kulunum, günâhım çoktur; sen rahimsin, şefkat senden gelir. |
6639. sanga yazdı sindin küredi özüm bu kün sıgnu keldim sanga yalvara | Sana karşı günaha girdim, senden kaçtım; bugün yalvararak, tekrar sana sığınıyorum. |
6640. negüke inandıng aya muntlug öz kayuka tayandıng körür köz köre | Ey muhtaç vücût, neye inandın; göz göre-göre kime dayandın. |
6641. yolung tüzgil emdi yorıkıng köni özüng iki ajunda bulgıl töre | Şimdi yolunu düzelt, doğru hareket et, her iki dünyada da baş köşeye geç. |
6642. sevincin sözülmiş bu dünya bütün munı kod takı bir ajunka köre | Bu dünyanın her tarafı zevkle doludur; onu bırak, öteki dünyaya bak. |
6643. tiling tıd boguz yıg udıma öküş közüng yum kulak tu bir incin tura | Dilini tut, boğazına hâkim ol, çok uyuma, gözünü yum, kulağını tıka ve böylece huzur içinde yaşa. |
6644. ya rab yarlıkagıl kamug mü’minıg telim rahmetindin tükel turgura | Ey rabbim, bütün müminleri affet; bol rahmetini onlardan esirgeme. |
6645 tegür savçımızka tümen ming selam tözü tört işinde takı ertüre | Peygamberimize ve onun dört arkadaşına da binlerce selâm ulaştır. |
Yûsuf Has Hâcib tarafından XI. yüzyılda yazılmış, Türk dilinin, edebiyatının ve kültür tarihinin en önemli kaynaklarından.
nasihat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
nasihat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
E - İLAVELER
LXXXI. ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E NASÎHAT ETTİĞİNİ SÖYLER [ODGURMIŞ ÖGDÜLMİŞKE PEND BİRMİŞİN AYUR]
No | Kutadgu Bilig | Türkiye Türkçesi |
---|---|---|
6087 | sözüm bu usal bolmagıl ay kadaş isizke tiriglik yava kılma yaş | Sözüm şudur: Ey kardeş, gâfil olma, hayatı ve ömrü fenalıkla boşuna geçirme. |
6088 | köni bol yitürme könilik yolın bu yol iltge arzu tilekke biün | Dürüst ol, doğruluk yolundan ayrılma; bil ki, insanı dilek ve arzularına bu yol ulaştırır. |
6089 | bagırsak bolun barça tınlıg öze tapug kıl bayatka köngül til tüze | Her mahlûka karşı merhametli ol, gönülün ile dilini bir ederek, Tanrıya ihlâsla ibâdet kıl. |
6090 | sakınç kısga tutgıl tapug kıl uzun iverde amul bol buşarda tüzün | Dünya düşüncesini kısa tut, ibâdeti uzun; acele ederken, sakin ve hiddetlenirken de, halîm ol. |
6091 | ölümüg unıtma itiging kılın özüngni unıtma tüp aşlıng bilin | Ölümü unutma, bunun hazırlığını gör; kendini unutma, aslını ve menşeini bil. |
6092 | karagurma dünyaka sukluk kılıp kalır bu barır sen ökünçün ulıp | Dünyaya tamah ederek, ruhunu karartma; dünya kalır, fakat sen peşimanlık ile inleyerek gidersin. |
6093 | bayat hükmi tapla negü kelse yüd budunka asıg kıl bolu birse öd | Tanrı hükmüne razı ol; ne gelirse, ona tahammül et; sırası geldikçe, halka faydalı ol. |
6094 | köni sözle kavling tükel kıl bütün bolur kavli yalgan kişiler otun | Doğru söyle, sözün dürüst ve tam olsun; sözü yalan kimseler küstah olur. |
6095 | küler yüz isig söz kılınç edgü tut bolu birge ödlek kelü birge kut | Güler yüzlü, tatlı sözlü ol ve iyi hareket et; böylece devir döner ve sana saadet geliverir. |
6096 | akı bolgıl alçak tuz etmek yitür kişi caybi açma sen örtüp yitür | Cömert ve alçak gönüllü ol, tuz-ekmek yedir; başkalarının aybını görme, ört ve yok farzet. |
6097 | hava basgıl övkeng kelir erse yıg et öz egri yolka barır erse yıg | Arzularına hâkim ol; öfkelenirsen, kendini tut; nefsin eğri yola saparsa, ona mâni ol. |
6093 | özüng asgı kolma budun asgı kol yüdürme yük ilke özüng yükçi bol | Kendi menfaatini düşünme, halkın menfaatini düşün; halka yük yükleme, yükü kendin taşı. |
6099 | tavar neng barın kıl özüngke yulug budunug sevindür ay bilgi ulug | Malını, mülkünü, neyin varsa, günahlarının kefareti olarak dağıt; halkı sevindir, ey derin bilgili insan. |
6100 | kişi ödrümi kör kişini yular sevüg can yuluglap sevincin tiler | İnsanların seçkini insanları kurtarır; onların sevinci uğrunda kendi sevgili canını fedâ eder. |
6101 | idi yakşı aymış kör ödrüm talu biliglig ukuşlug mengesi tolu | Yüksek, seçkin, bilgili, akıllı ve çok iyi düşünen insan pek güzel söylemiştir. |
6102 | asıglıg kişi ol kişi ödrümi bagırsak kişi ol budun ködrümi | insanların seçkini faydalı olan insandır; halk nazarında muteber kimse, merhametli olan insandır. |
6103 | kişilik atı kör iki neng turur bagırsak biri bir akı neng birür | insanlık adını taşıyabilmek için, iki şey lâzımdır; biri merhametli olmak, biri de cömert olup, mal dağıtmaktır. |
6104 | takı munda yigrek ayur kör ukuş ukuş yolı tutsa asıglar öküş | Bak, akıl bundan daha güzel söyler; aklın yolunu tutmanın faydası çoktur. |
6105 | akı tip ayurlar kayu ol akı akı can yuluglap öter er hakı | Cömert derler, cömert kimdir; cömert canını feda ederek, insanın hakkını veren insandır. |
6106 | akılık ol ermez üleşe kümüş akı canı halkka kılur ol yuluş | Gümüş dağıtmak cömertlik değildir; cömert halk için canını feda eder. |
6107 | akıtsa akı er budunka tavar aka yıglu tirlür angar halk avar | Cömert insan halka malını akıtırsa, halk da koşarak, onun etrafında toplanır. |
6108 | iki neng turur dünya atı çavı biri neng tavar ol biri yüz suvı | Dünyada şân ve şöhret iki şey ile kaimdir; biri mal, mülk sahibi, biri şerefli olmaktır. |
6109 | bu iki bulup ming yaşasa tükel ölüm tutsa ahır adın bolgu hal | Bu iki şeyi bulup, insan tam bin yıl yaşasa bile, sonunda ölüm gelince, durum değişir. |
6110 | kara tapsa begler bedüyür kopar üzengü bar erse çigen berk kapar | Halk vazifesini yaparsa, beyler büyür, yükselir; üzengi varsa, insan yuları kuvvetli tutar. |
6111 | bu ol dünya devlet karanıng kurı bulunmaz bulunsa bolur beg karı | Dünyanın, devletin ve halkın ahvâli budur; bunlar bulunmaz; bulununca da bey artık ihtiyarlamış olur. |
6112 | özüng köçgü atıng sening köçkün ol köçütçi ölüm kelgü ahır kün ol | Sen göçeceksin, senin adın geçecektir; son gününde seni göçüren ölüm gelecektir. |
6113 | köçügli kişi itmez ordu saray yorıglı kişi yolda kalmaz yıl ay | Göçecek olan kimse köşk ve saray yapmaz; gezgin kimse yolda aylar ve yıllarca kalmaz. |
6114 | özüngni yol ötgen; akın ay kadaş sevinç kılma artuk yazuk tutma kaş | Ey kardeş, kendini bu yolu geçmiş bil; bu dünyada fazla sevinip gülme. |
6115 | keçigli turur bu ajun kalgusuz ölügli turur öz küni belgüsüz | Bu dünya kalmaz geçicidir; insan ölecektir, bunun günü belli olmaz. |
6116 | anunmış turur bu ölüm tarmakı usanıp yorırda iler karmakı | Ölümün pençesi hazırlanmıştır; gaflet içinde yürürken, onun çengeli insana saplanır. |
6117 | bu dünya aş ol bir bu aş yiglining atını sen ök ay satım yok mening | Bu dünya bir yemektir; bu yemeği yiyenin adını sen söyle, ona benim cesaretim yok. |
6118 | tilek arzu sürme havangnı yıgın kişig songdamagıl tiling; kıl agın | Heva ve arzu peşinde koşma, nefsine mâni ol; başkalarını çekiştirme, dilini tut. |
6119 | negü tir eşitgil ay köngli odug bu söz işke tutsa tokınmaz yodug | Gönülü uyanık insan ne der, dinle; bu söze göre hareket edersen, sana zarar gelmez. |
6120 | tilek arzu sürmek idi ked tatıg tatıg aytıgı bar yarınlık katıg | Heva ve arzu peşinde koşmak çok zevklidir; fakat bu zevk için yarın ağır bir şekilde hesap sorulacaktır. |
6121 | tatıgka tatıgsız süçigke açıg agışka iniş ol edizke batıg | Tatlıya karşı tatsız, lezzetliye karşı acı, çıkışa karşı iniş ve yüksekliğe karşı da derinlik vardır. |
6122 | tükel kız kılınçlıg turur bu ajun sini armasunı ay kılkı tüzün | Bu dünya tam bir kıza benzer; ey yumuşak huylu insan, o seni aldatmasın. |
6123 | telim yilke birdi sini teglerig keçürdi ilig teg telim beglerig | O senin gibi bir çok insanları yele verdi; hükümdar gibi bir çok beyleri gördü-geçirdi. |
6124 | köz açtı silerke bu birdi elig usal bolmagıl sen ay kılkı silig | Bugün size baktı ve el uzattı, gâfil olma, ey temiz yürekli insan. |
6125 | negü birdi erse yana algay ok neçe tirdi erse yana saçgay ok | Sana ne verdi ise, yine alacaktır; sende neler topladı ise, onları yine dağıtacaktır. |
6126 | neçe külse bir kün yana sıgtatur neçe itse evre buzar artatur | Ne kadar gülerse-gülsün, bir gün yine ağlatır; ne kadar düzeltirse düzeltsin, bir gün bozar, dağıtır. |
6127 | kılıkı cefa ol kılınçı otun yaruklukı azrak öküşi tütün | Onun tabiati cefâcı ve küstahtır; aydınlığı az, tozu ve dumanı daha çoktur. |
6128 | bezenür kişike özin körkitür köngül birding erse adak berkitür | Süslenir, insana kendini gösterir; gönül verirsen, senin elini-ayağını bağlar. |
6129 | şeker birle igdür birür kin agu yayıg kut kılınçı bu ol ay bügü | Şeker ile besler, sonunda zehir verir; ey hakîm, dönek saadet böyledir. |
6130 | negü tir eşitgil sakınuk başı sakıngıl ay devlet idisi kişi | Takva sahibi insan ne der, dinle; ey saadete eren kimse, bunu iyice düşün. |
6131 | kalır dünyaka birme saklan köngül cefaçı turur bu ay kılkı amul | Geriye bırakacağın bu dünyaya gönül verme, sakın; ey sakin tabiatlı insan, o cefa edicidir. |
6132 | idi yakşı aymış kör ödrüm talu biliglig ukuşlug hiredi tolu | Bak, yüksek, seçkin, bilgili ve çok akıllı insan ne kadar güzel söylemiş. |
6133 | yayıg kutka ilnip yangılma yorık inançsız turur kut kör evrer kılık | Dönek saadete kendini kaptırıp, yolunu şaşırma; saadete inanılmaz, bakarsın, değişiverir. |
6134 | kölike turur dünya devlet küni kölike bir ök yirde turmaz köni | Dünya ve saadet günleri bir gölgedir; gölge dâima aynı yerde ve aynı şekilde kalmaz. |
6135 | diningni agır tut bu dünyang ucuz agır kılga dining ay bilgi ögüz | Dinine kıymet ver, bu dünyaya değer verme; ey bilgisi deniz gibi olan insan, sana dinin kıymet kazandırır. |
6136 | erejke avınma sevinme sakın bayat yadı birle tapug kıl bakın | Rahata erdim diye, avunma ve sevinme, kendini tut; Tanrıya zikret ve ibâdetle meşgul ol. |
6137 | esürtmesü devlet sini ay kadaş adıldukta seksiz közüng tolga yaş | Ey kardeş, saadet seni sarhoş etmesin; ayılınca, hiç şüphe yok, gözün yaşla dolar. |
6138 | negü tir eşitgil bu budun begi sınap sözlemiş sözni yetlip ögi | Akıllı, anlayışlı ve sözünü tecrübeye dayanarak söyleyen bey ne der, dinle. |
6139 | kimi erse devlet esüıtse kelip yagız yirde yarlur yüreki ulıp | Saadet gelip, kimi sarhoş ederse, onun kara toprak altında inlemekten kalbi parçalanır. |
6140 | uluglukka esrüp kim ahsumlasa kara yir katında kıyın yir basa | Kim büyüklükten sarhoş olup, kendini kaybederse, sonunda kara toprak altında bunun cezasını çeker. |
6141 | yigitlik ya baylık bu kut esrüki süçig esrükinde beter ay beki | Gençlik, zenginlik veya bu saadet sarhoşluğu, ey kudretli insan, şarap sarhoşluğundan beterdir. |
6142 | esürse kalı borçı bornı içip udıp kopsa adlur usında keçip | Eğer içki içen şaraptan sarhoş olursa, uyuyunca bu sarhoşluk geçer ve kalkınca ayılmış olur. |
6143 | bu devlet esürtse adın adlumaz ölüm tutmagınça udır odnumaz | Saadetin sarhoş ettiği kimse ise, bir daha ayılamaz; ölüm yakalayıncaya kadar uyur, uyanmaz. |
6144 | atıng boldı kul kılma begler işi özüdg kullukı kıl ay edgü kişi | Adın kul oldu, sen beyler işi ile uğraşma; ey iyi insan, kendi kulluğun ile meşgul ol. |
6145 | telim kalgu ermez tiriglik küni uzun bargu ermez ulugluk üni | Hayat çok uzun sürecek değildir; büyüklük şöhreti pek uzaklara gidecek değildir. |
6146 | neçe ming yaşasa öz ölgü turur ulaşmış et özler üzülgü turur | Binlerce yıl yaşasa bile, insan nihayet bir gün ölecektir; vücudda birleşmiş olan azalar birbirlerinden ayrılacaktır. |
6147 | mungar mengzer emdi eşit bu sözüg köngülke alıngıl evürme yüzüg | Şimdi buna benzer şu sözü dinle, onu benimse ve küçümseme. |
6148 | tilek arzu nicmşt tükel yise sen tiriglik suvın sen bulup içse sen | Bütün arzularına ve dünya nimetlerine nail olsan, âb-ı hayatı bulup, ondan içsen, |
6149 | sunup tutsa elging eger kök közin başıng kökke tegse yana yirde sen | Elini uzatarak, gökteki yıldızları tutsan ve başın göğe değse bile, sonunda sen yine yerdesin. |
6150 | köni sözleyin söz sanga ay kadaş negü kizleyin men ay köngli tudaş | Ey kardeş, sana doğrusunu söyleyeyim; ey gönüldeş, senden niçin gizleyeyim. |
6151 | kalı sevmez öz kör bu dünya nengin tü nimet talu yüz kılınçm yangın | Bu dünya malını, türlü nimetini, güzel yüzlülerin nâz ve işvelerini insan nasıl sevmez. |
6152 | erej arzu nimet bu kodmak kamug yayıg dünya yaptı manga bu kapug | Rahat, arzu ve bu nimetlerin hepsini terk edince, dönek dünya bana bu kapıyı kapadı. |
6153 | bayattın yıratur bu dünya kişig tıdar kıldru ıdmaz bu edgü işig | Bu dünya insanı Tanrıdan uzaklaştırır; iyi işlere mâni olur ve yapılmasına meydan vermez. |
6154 | bu korkınç üçün bilge dünya kodup ajun tezginü yügrür emgek yüdüp | Bundan korktuğu için, arif dünyayı bırakıp, zahmeti tercih ederek, dünyayı dolaşır-durur. |
6155 | kayu tagda yügrür üngürde evi yimi ot köki içgü yagmur suvı | Biri dağda koşar, evi mağaradır; onun yediği ot kökü, içtiği yağmur suyudur. |
6156 | kayusı biyabanda yügrür kezip bayatka bu korku sakınçın sızıp | Biri Tanrıya karşı bu korku ve endişe ile, bitkin bir hâlde, çöllerde koşar. |
6157 | kayusı örüm kedti bügri uça kayu yir kezer bu közi yaş saça | Biri çullara bürünmüş, biri gözünden yaş dökerek, diyâr diyâr dolaşır. |
6158 | kayusı yimez aş özin sızgurur kayu tünle yatmaz adakın turur | Biri yemek yemez, kendini zayıflatır; biri gece yatmaz, ayakta durur. |
6159 | bu yanglıg yorırlar odunmış kişi udımış tururmız usayuk başı | Uyanmış insanlar böyle yaşarlar; gafillerin gafili biz ise, uykuya dalmışız. |
6160 | sen emdi küdezgil özüng ay kadaş sening boldı dünya özüng boldı baş | Ey kardeş, sen şimdi kendini koru; dünya senin oldu, sen baş oldun. |
6161 | hava bas ukuş birle nefs boynı sı bu ol er nişanı ukuş belgüsi | Heva ve arzularına hâkim ol, akıl ile nefsin boynunu kır; insanlık nişanı ve akıllılık alâmeti budur. |
6162 | bu iki bile er yokadur küçün mungar kim bulun bolsa emger öcün | Bu ikisi ile insan zorla kendini mahveder; kim bunların esiri olursa, onu iztıraba sürükler. |
6163 | munukı barır men bu kün adrılıp sening me yolung bu kel edgü kılıp | işte ben bugün ayrılıp gidiyorum; senin de yolun budur; iyilik yap da beni öyle takip et. |
6164 | isizke katılma kılınç edgü tut isiz iki ajun kılur özke yut | Kötülere katılma, her vakit iyi hareket et; kötü insan için, her iki dünya felâketler ile doludur. |
6165 | negü tir eşit köngli bışmış kişi ölümde oza işin itmiş kişi | Gönülü olgunlaşmış, ölmeden önce âhiret işini yoluna koymuş olan insan ne der, dinle. |
6166 | isizke yüreklig aya bugragu isiz kılma isiz yimi ol agu | Ey deve aygırı gibi, cesaretle kötülüğe koşan insan, kötülük etme, kötülüğü zehir besler. |
6167 | aya king yorıklıg budun öktemi ölüm yetgelir terk otı kıl emi | Ey insanlara geniş bir salâhiyetle hüküm eden kimse, ölüm yetişmek üzeredir, çabuk bir çâresine bak. |
6168 | aya men tigüçi mini sav mini ölümke anungıl yanur ked sini | Ey ben diyen insan, şu beni, beni bırak; ölüme hazırlan, o seni, seni diyor. |
6169 | aya aç közi suk bu dünya kulı ölüm suklanur kör sini tutgalı | Ey aç gözlü, tamahkâr, bu dünyanın kulu olan insan, ölüm seni tutmak için tamah ediyor. |
6170 | ayur ay kadaşım barır men mungun iki nengke artuk acır men bu kün | Odgurmış devam etti : — Ey kardeşim, keder içinde gidiyorum; bugün bilhassa şu iki şey için üzülüyorum. |
6171 | biri bir bayat tapgı mindin kalır ikinci idim yadı tilde barır | Biri Tanrıya ibâdet edemeyeceğim, ikincisi de dilim Tanrıyı zikredemeyecektir. |
6172 | bu kün ya yarın tut yumulsa bu köz silerning duaka bolur munglug öz | Bugün veya yarın bu göz kapanınca, ben de sizin duanıza muhtaç olacağım. |
6173 | du’ada unıtma mini ay kadaş meningde kidin sen kelir sen ulaş | Ey kardeş, duada beni unutma; benden sonra sen geleceksin, yanaş. |
6174 | munukı körür sen mening halimi sanga bolsu ibret otı kıl emi | Benim hâlimi işte görüyorsun, bu sana ibret olsun; buna göre bir çâre ve tedbir al. |
6175 | ölüm keldi iltür barır men mungun sanga kelge minde basa sen anun | Ölüm geldi, götürüyor, ben keder içinde gidiyorum; benden sonra sana gelecektir, sen hazırlıklı bulun. |
6176 | bu kün adrilur men mungun öz barır kavuşgum kaçan erki tengri bilir | Bugün ben üzüntü içinde ayrılıp gidiyorum; bir daha ne zaman kavuşacağımızı ancak Tanrı bilir. |
6177 | negü tir eşitgil ölügli kişi ölürde ulıp yirke çalmış başı | Ölen ve ölürken inleyerek, başını yere vuran insan ne der, dinle. |
6178 | ölür men ökünçün akar köz yulum tatıglar tatıgsız kılur bu ölüm | Ölüyorum, peşimanlıktan iki gözüm iki çeşme oldu; bu ölüm tatlıları tatsızlaştırıyor. |
6179 | ölümde basa kör iki yol küder ikide kayu erki bargu yolum | Ölümden sonra insanı ıkı yol bekler; acaba bu ikisinden hangisi benim yolum olacaktır. |
6180 | yana ok ayur ay bagırsak kadaş mening kadguma sen köngül kılma baş | Odgurmış devamla : — Ey merhametli kardeşim, benim kaygımla sen gönlünü yaralama— dedi — |
6181 | uhma köngül bertme minde basa köngül bas du’a kıl katıglan usa | Benden sonra feryad etme ve gönlünü üzme; mümkün mertebe kendine hâkim olmağa çalış ve bana duâ et. |
6182 | sıgıt kılma artuk tıda tut özüng bu işni bayat ıdtı kesgil sözüng | Fazla ağlama, buna mâni olmağa gayret et; bu Tanrının emridir, işte bu kadar. |
6183 | yon yangıl emdi yana evke bar sakınç kadgu birle köngül kılma tar | Haydi, şimdi dön, tekrar evine git; bu keder ve kaygı ile canını sıkma. |
6184 | kereklig tutuzdum sanga barça söz unıtma sözümni aya köngli tüz | Sana lüzumlu olan her sözü söyledim; ey temiz kalpli insan, sözümü unutma. |
6185 | iligke tegürgü meningdin selam bu ahır selam ol ay bilgi tamam | Hükümdara benden selâm söyle; ey kemâl sahibi insan, bu artık son selâmımdır. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI ODGURMIŞKA | ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMIŞ'A CEVABI | |
6186 | yanut birdi ögdülmiş aydı turup negü teg barayın sini men kodup | Öğdülmiş bir az durup-düşündükten sonra, cevap verdi: —Ben seni böyle bırakıp, nasıl giderim — dedi — |
6187 | agır ig bile sen özüng yalnguzun negü teg kılur sen ay uıgı tüzün | Sen tek başına bu ağır hasta hâlinde ne yaparsın, ey asîl insan. |
ODGURMIŞ CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
6188 | yana aydı odgurmış emdi yorı mening kadgumı sen yime ay urı | Odgurmış tekrar: — Oğlum, şimdi git; sen benim için hiç üzülme — dedi — |
6189 | idim yadı tap ol avıngu işim körü ıdmagay tengri itgey işim | Rabbimin zikri beni teselliye kâfidir; Tanrı beni bırakmaz; o benim işimi yoluna koyar. |
6190 | kimi edgü tutsa bayat edlese kamug edgü boldı anıngda basa | Tanrı kime lütuf etmiş ve onu aziz eylemiş ise, artık onun her işi iyi gider. |
6191 | idi yakşı aymış köni sözlüg er işig aşru körmiş yiti közlüg er | Doğru sözlü ve her işi önceden gören keskin görüşlü insan çok güzel söylemiş : |
6192 | bayat kimke kılsa cinayet basut anıng boldı ajun bolu birdi kut | Tanrı kime inayet ve yardım ederse, dünya onun olur ve o saadete kavuşur. |
6193 | bayat fazlı kimke yetilse tükel bulur iki ajun bolur edgü hal | Kim Tanrının fazlına tamamen mazhar olursa, o .her iki dünya saadetine nail olur. |
6194 | kimi kodtı erse ay ersig un kerek bolsunı it kerek kök böri | Ey cesur oğul, Tanrı onu terk ettikten sonra, ister köpek olsun, ister boz-kurt, hepsi birdir. |
6195 | sözin kesti odgurmış aydı kadaş yon bar esen tur közün tökme yaş | Odgurmış:—Kardeşim, haydi git, sağ ol, gözünden yaş dökme — dedi — ve sözünü kesti. |
6196 | turup kuçtı ögdülmiş odgurmışıg öpüp yıgladı yirke tökti yaşıg | Öğdülmiş kalkıp, Odgurmış'ı kucakladı ve öpüp ağlayarak, göz yaşı döktü. |
6197 | sıgıt birle çıktı kör andın turup atın mindi keldi yüz evke urup | Üzüntü ile oradan kalkıp çıktı; atına binip, evine doğru yola koyuldu. |
6198 | tüşüp kirdi evke sakınçm tügük sevinci kitip köngli kadgun ügük | Gelip evine girdi; yüzü kederli, neş'esiz ve gönülü hüzün ile dolmuş idi. |
6199 | ne munglug turur körse yalnguk özi sevinci az ol barça kadgu tözi | İnsan oğlu, dikkat edersen, ne kadar zayıf bir mahlûktur; sevinci az ve her şey onun için bir kaygı kaynağıdır. |
6200 | tilek barça bulsa sevinç küldürür kalı kadgu kelse sakınç yıglatur | Bütün dileklerine kavuşursa, sevinç onu neş'elendirir; kaygı gelirse, keder onu ağlatır. |
6201 | severin bulup körse sevnü küle kalır adrılurda bu kadgu bile | Sevdiklerini bulunca, onlara sevinerek ve gülerek bakar; ayrıldığı zaman yine kederi ile baş-başa kalır. |
6202 | arala avıtur sevincin visal ara yıglatur kör firakın tükel | Bir bakarsın, visal onu sevinçle oyalar; bir bakarsın, firak onu sonsuz bir kederle ağlatır. |
6203 | negü bar ajunda firakta katıg firak kadguları tengizde batıg | Dünyada firaktan daha güç ne var; firakın kaygıları denizden daha derindir. |
6204 | tirigle firak bolsa kavşur yana tilep irteşü yandru tapşur yana | Sağ iken, ayrılsalar bile, insanlar yine kavuşurlar; isteyip arayarak, tekrar birbiri ile buluşurlar. |
6205 | kamugda katıgrak firak bu ölüm ölümke itig yok ya tutmaz tolum | Hepsinden güç olan ayrılış bu ölümdür; ölüme çâre yok, ona silâhla karşı konulmaz. |
6206 | kamugnung firakı yakın ya yırak ölümnüng firakı yırak bu firak | Her şeyin firakı yakın veya uzak olabilir; ölümün firakı uzak bir firaktır. |
6207 | mungar mengzer emdi bu beytig okı okısa aça birge ma’ni takı | Şimdi buna benzeyen şu beyti oku; okursan, mânasını da iyice anlarsın : |
6208 | kamugda katıgrak ölüm ol firak firakın töker yaş körügli karak | Her şeyden ağır olan firak ölümdür; şu gören göz firak yüzünden yaş döker. |
6209 | tirigle firakka visal bar umınç ölügli visaldin siziksiz yırak | Sağ iken, firaka karşı bir visal ümidi vardır; ölen ise, şüphesiz, visalden uzaktır. |
6210 | yidi içti ögdülmiş az inçrünüp namazın yetürdi adakın turup | Öğdülmiş bir az teselli bularak, yedi içti ve kalkıp, namazını kıldı. |
6211 | yaşık yirke indi yüzin kizledi kalık karşu keldi izin izledi | Güneş yere indi ve yüzünü gizledi; gök yüzü karşısından yükselerek, onun izini takip etti. |
6212 | töşek koldı yattı usı kelmedi sakınç kadgu birle közin yummadı | Döşek istedi, yattı, uykusu gelmedi; keder ve kaygı içinde gözünü yummadı. |
6213 | kopup çıktı ilke yuvuldı yaşı ajun mengzi boldı habeş kırtışı | Kalkıp, kapıya çıktı, göz yaşı döktü; dünyanın rengi habeş derisine benzemişti. |
6214 | yana yandı evke töşekke kirip yatıp bardı bir az sakınçın serip | Tekrar odasına dönüp, yatağına girdi; kederine hâkim olarak, bir az teselli buldu. |
6215 | yüzin kizledi yirke rumi kızı ajun mengzi boldı bu zengi yüzi | Rûmî kızı yüzünü yere gizledi; dünyanın rengi zenci yüzüne döndü. |
6216 | usı kelmedi turdı baktı yana kör ülker savulmış uçukmış tüne | Uykusu gelmedi, kalktı, tekrar baktı; Ülker yıldızı aşağıya inmiş ve gece sonuna yaklaşmıştı. |
6217 | közin kökke tikti baka turdı kiç kara tün tünerdi yarumadı hiç | Gözlerini göğe dikerek, uzun müddet seyre daldı; karanlık gece olduğu gibi devam etti ve bir türlü aydınlanmak bilmedi. |
6218 | yatıp bardı azrak odundı turup yaşıl kökke baktı yokaru körüp | Bir az yattı, uyudu; tekrar uyanıp, kalktı; başını kaldırıp, mavi göğe baktı. |
6219 | togardın kara kuş kopup örledi yagı ot kötürmiş teg ot yıldradı | Doğudan Kara-Kuş yıldızı çıktı, yükseldi; düşman meş'alelerini yakmış gibi, ateş parladı. |
6220 | yitiken kötürdi yana baş örü töngitti yana yıldrık adgır naru | Yedi-Kardeşler başını yukarı kaldırdı; Yıldırık yıldızı Aygır burcuna doğru eğildi. |
6221 | erentir başı indi yirke yaguk yaşık baş kötürdi yüz açtı yanık | Erentir'in başı yere yakın bir noktaya kadar indi; güneş başını kaldırdı ve parlak yüzünü açtı. |
6222 | yana koptı yundı tarandı arıg namaz kıldı vjrdin okıdı arıg | Öğdülmiş tekrar kalktı, âbdest aldı, temizlendi, tarandı; namaz kıldı, evradını okudu. |
6223 | ajun kırtışı boldı altun öngi yalın teg bolup dünya kızdı engi | Dünya altın rengine büründü, gök yüzü alev gibi kızardı. |
6224 | tonın kedti terkin atını tutup yana karşıka bardı evdin turup | Elbiselerini giyip, derhâl atına bindi ve evinden çıkıp, tekrar saraya geldi. |
6225 | tüşüp kirdi karşıka terkin yorıp okıdı ilig kirdi könglin tirip | inip, yürüyerek, doğruca saraya girdi; hükümdar çağırınca, kendisini toparladı, huzura çıktı. |
6226 | baka kördi ilig kör ögdülmişig tüşük kördi könglin ol edgü kişig | Hükümdar Öğdülmiş'e dikkatle baktı ve bu iyi insanın gönlünü kederli gördü. |
İLİG SU’ALİ ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ | |
6227 | ayıttı ilig emdi haling ne ol sakınçlıg körür men özüng ay amul | Hükümdar sordu : — Bu hâlin nedir, ey sakin huylu insan, ben seni düşünceli buluyorum. |
6228 | negü yük kötürdüng köngülke bu kün nişanın körür men alında tügün | Gönlüne bugün nasıl bir derd yüklendi; alnındaki düğümde bunun alâmetini görüyorum. |
6229 | nelük al bodudung kızıl mengzingi negü birdi dünya sanga öz öngi | Kırmızı yüzün neden bugün solmuş? dünya başka ne endişeler çıkardı ? |
6230 | takı kut evürmedi sindin yüzin yayıg dünya devlet yarutur közin | Henüz saadet senden yüz çevirmedi; bu dönek dünya ve saadet henüz sana tebessüm ediyor. |
6231 | ongay evrilür emdi evren sanga tilekçe togar ay kün ödlek tonga | Felek henüz senin muradınca devrediyor; ey kahraman, ay, güneş, zaman arzu ettiğin gibi doğuyor. |
6232 | sanga tügmedim men bu kaşım közüm küler yüz tutar men sevinçlig özüm | Ben sana karşı henüz kaşımı çatmış değilim; senden çok memnunum, sana hep iltifat ediyorum. |
6233 | sanga kim tegürdi bu kadgu sakınç negü erki haling sözüng ne erinç | seni bu kaygı ve kedere düşürdü; bu hâlin nedir; cevâbını öğrenmek isterim. |
6234 | negü kadgu vaktı turur ay ogul manga ay bileyin ay kılkı amul | Ey oğul, böyle bir zamanda bu nasıl bir derddir; bana söyle, ey sakin tabiatli insan, ben de bileyim. |
6235 | sanga tegse emgek ya kadgu sakınç martla ma kaçan bolga anda sevinç | Sen zahmet çekerken veya endişe içinde iken, ben nasıl sevinç duyabilirim. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
6236 | yanut birdi ögdülmiş açtı sözin kadaşı igi hali ne erdükin | Öğdülmiş cevap verdi; söze başlayarak, kardeşinin hastalığını ve durumunun nasıl olduğunu, |
6237 | özi barmışın hem neteg körmişin ayu birdi öt sav negü aymışın | Kendisinin oraya gittiğini ve onu nasıl bulduğunu, onun nasıl öğüt ve nasihatte bulunduğunu birer-birer anlattı. |
İLİG SU'ALİ ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖGDİLMİŞ'E SUÂLİ | |
6238 | köngül bertti ilig yuvuldı yaşı ayur ay diriga ol edgü kişi | Hükümdar çok müteessir oldu, ağlamağa başladı ve:—O iyi insana çok yazık — dedi — |
6239 | bagışlasu tengri anıng canını koratmasu andın eti kanını | Tanrı onun canını bağışlasın, onun etine ve kanına bir halel getirmesin. |
6240 | yana aydı hali negü ol anıng negü teg kodup keldi könglüng sening | Devamla : — Onun hâli nasıldır; onu bırakıp gelmeğe gönlün nasıl razı oldu — dedi — |
6241 | anı kim küdezür igin kim körür ol ig birle yalnguz negü teg yatur | Ona kim hizmet eder, hastalığına kim bakar; o hasta-hasta yalnız başına nasıl orada kalır. |
6242 | nelük sermeding anda anca turup anı kimke kodtung bu yanglıg körüp | Niçin orada bir müddet kalmadın; onu kime emânet ettin de, bu hâlde bıraktın, geldin. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
6243 | yanut birdi ögdülmiş aydı bu söz angar sözledim men ay bilgi ögüz | Ögdilmiş cevap verdi : — Ey deniz gibi derin bilgili insan, bu sözleri ona ben de söyledim — dedi -— |
6244 | mini evre sürdi sözüm tutmadı sözin kadra kördüm küçüm yetmedi | Bana itiraz etti, sözümü dinlemedi; sözüne karşı koymağı denedim, fakat gücüm yetmedi. |
İLİG CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
6245 | ilig aydı tengri küdezgey anı şifa birge kolsa kopurgay anı | Hükümdar : — Onu Tanrı korusun; o isterse, şifa ihsan ederek, onu ayağa kaldırır — dedi — |
6246 | bayatka ulamış turur ög köngül yava kılmagay bir bayat ay ogul | O gönlünü, fikrini Tanrıya bağlamıştır; ey oğul, bir olan Tanrı onu elbette boş bırakmayacaktır. |
6247 | kayu kul kamugdın evürse yüzi yaratmış idike sıgınsa özi | Hangi kul her keşten yüz çevirip, yaratan rabbine sığınırsa, |
6248 | siziksiz küdezür anı bir bayat tilekin birür hem bulur edgü at | Bir olan Tanrı onu, şüphesiz, korur, onun arzularını yerine getirir ve o da iyi nâm kazanır. |
6249 | mungar mengzer emdi bu sözni eşit köngülke alın ötrü özke iş it | Şimdi buna benzeyen şu sözü dinle; bu senin gönlünde bulunsun, her işinde onu hatırla : |
6250 | bayatka sıgıngıl kamugdın üzül köngül til arıg tut kılınçın süzül | Her şeyi terk et, Tanrıya sığın; gönül ve dilini temiz tut; hareketini düzelt. |
6251 | bayat birge barça tileking tükel yekig ked yagıla bayatka tüzül | Bütün arzularını Tanrı verecektir; şeytana karşı iyice mücâdele et; Tanrıya karşı da ihlâsını bozma. |
6252 | yana aydı ilig ay ögdülmişe sakınç kadgu birle yorıma buşa | Hükümdar devamla:—Ey Öğdülmiş, fazla keder ve endişe edip, üzülme — dedi — |
6253 | ol edgü kişi erdi edgü başı kalı ölse itgey bayatım işi | O iyilerin başında gelen iyi bir insan idi; ölünce de Tanrı onun işini kolaylaştıracaktır. |
6254 | bizinge turur iş yarın ay bügü ne erki tiriglik ne erti tigü | Ey hakîm, bu iş yarın bize de gelecektir; acaba hayatımız nasıl geçecek ve bunda bizler ne kazanacağız. |
6255 | isiz öz yigitlik yava kıldımız isiz kep köngül ög isizde isiz | Yazık, biz gençliğimizi boşuna geçirdik; yazık, vücûdumuz, kalbimiz ve fikrimiz hep kötüden de kötüdür. |
6256 | keçürmiş tiriglik bu kün boldı tüş neteg keçti erse yanut kelge tuş | Hayat bugün rüya gibi oldu; o nasıl geçti ise, mükâfatı da öyle olacaktır. |
6257 | bu kalmış tiriglik yava kılmagu hava arzularka kongül birmegü | Bu kalan ömrü artık heder etmemeli, heva ve arzulara gönül vermemelidir. |
6158 | neçe kılsa ahır öz ölgü turur ölümde kidin ming öküngü turur | Nasıl olsa sonunda bu vücud ölecektir ve ölümden sonra da bin peşimanlık vardır. |
6259 | bu künde naru sen taşırtı turup budun küçlerin kör bagırsak bolup | Bugünden itibaren sen dışarıda halka şefkat göster ve onun derdleri ile meşgul ol. |
6260 | mini kutgaru bir özüngni bile yanutı bayat birge edgü yola | Beni ve kendini böylece kurtarmağa çalış, bunun karşılığında Tanrı bize iyi yol gösterecektir. |
6261 | negü tir eşitgil ay kılkı amul bayat kullarında bagırsak köngül | Sakin tabiatlı olan ve Tanrı kullarına karşı merhametle hareket eden insan ne der, dinle. |
6262 | kim edgü kılınsa hem edgü yanut bayat ok birür edgü közni yarut | Kim iyilik ederse, Tanrı bunun karşılığında ona da iyilik verir; ey iyi insan, sen müsterih ol. |
6263 | kim isiz kılınsa özinge kılur ol isiz yanutı hem isiz bolur | Kim kötülük ederse, kendisine eder; o kütülüğün karşılığı da kötü olur. |
6264 | isizlik tilese bar isiz kılın ol isiz yanutı ulıtgay bilin | Kötülük istersen, git, kötülük yap; fakat şunu da bil ki, bu kötülüğün karşılığı seni bir gün inletecektir. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
6265 | yanut birdi ögdülmiş aydı ilig bu yanglıg birü tursa öt sav erig | Öğdülmiş cevap verdi: — Hükümdar bu şekilde öğüt ve nasihatleri ile beni desteklemekte devam ettiği müddetçe, |
6266 | kamug edgü bolgay budunka törü tuta birge tengri bu beglik örü | Halka tatbik edilen kanunlar dâima iyi olur; Tanrı da bu beyliği her vakit ayakta tutar — dedi — |
6267 | ilig ked yaşasu kutadsu kutun yulug bolsu canım tenim öz bütün | Hükümdar çok yaşasın, saadeti ve kudreti dâim olsun; benim canım, tenim ve bütün varlığım ona feda olsun. |
6268 | ölür özke tegmez meger edgü at bu atın tirig tutsu erklig bayat | Ölümlü insan için, iyi addan başka, hiç bir şeyin değeri yoktur; kudretli Tanrım iyi ad ile ömür sürdürsün. |
6269 | anunmış turur bu ölüm tutgalı özüng ıdmagıl sen udıp yatgalı | Bu ölüm seni yakalamak üzere hazırlanmış bulunmaktadır; kendini gaflet uykusuna bırakma. |
6270 | idi yakşı aymış biliglig tili bu yanglıg bolur kör sakmuk yolı | Bilgili insan çok güzel söylemiş; takva sahibi olan insan bu yoldan yürür. |
6271 | busugda küder bu körünmez ecel usahrı basıkur umınçın 'amel | Görünmez ecel pusuda bekler, ümit peşinde koşan gafil insanları ansızın yakalayıverir. |
6272 | isiz edgü barça kara yir bolur bitilmiş ecelke yetilse ezel | Ezelden yazılmış olan ecel erişince, iyi veya kötü, her kes kara toprak olur. |
İLİG CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
6273 | ilig aydı tengri bu künde naru manga birsü tevfik kılayın törü | Hükümdar: —Bugünden itibaren Tanrı bana tevfik versin de ben bu yolda hükümü yürüteyim — dedi. |
6274 | sözin kesti ilig özi amrulup yorıp çıktı ögdülmiş andın turup | Hükümdar durdu ve sözünü kesti; Öğdülmiş kalkıp, huzurdan çıktı. |
6275 | yime serdi kaç kün bu ögdülmişe sakınç kadgu birle yorıdı tuşa | Öğdülmiş yine bir kaç gün sabır etti; keder ve endişesini içine akıttı. |
6276 | sakınçın kadaşı üçün kadgurup sarıg kıldı mengzin özin sızgurup | Kardeşi için üzüntü içinde idi; gittikçe sarardı, kederden adetâ eridi. |
6277 | turup sernümedi kadaşı üçün yana bargusı keldi evre küçün | Fakat fazla tahammül edemedi; tekrar gidip, kardeşini görmek istedi. |
6278 | turup bardı ilig tapanı yorıp okıdı ilig bu köründi kirip | Kalkıp saraya gitti, hükümdarın daveti üzerine, huzura çıktı. |
ÖGDÜLMİŞ SU’ALİ İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA SUÂLİ | |
6279 | ötündi iligke ayur men bu kün barayın kadaşım taparu yodun | Hükümdara mâruzâtta bulundu ve : — Ben bugün kardeşimi yoklamak üzere, onu ziyaret etmek istiyorum—dedi — |
6280 | negü erki hali köreyin anıng tirig bar mu erki kadaşım mening | Acaba ne hâldedir, onu bir göreyim; hayatta olup-olmadığını bir öğreneyim. |
İLİG CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
6281 | ilig aydı barsa yaraglıg turur kadaşlık yakınlık ulaşu bolur | Hükümdar: — Gidersen, çok iyi edersin; kardeşlik ve yakınlık karşılıklı ziyaretler ile yerine getirilir — dedi — |
6282 | yon bar meningdin yime ök ayıt negü ol igin kör me könglin avıt | Git, benim tarafımdan da hatırını sor; hastalığına bak, nasıldır; kendisini teselli et. |
6283 | ilel tip turup çiktı andın yana evinge kelip tüşti aldı tına | Öğdülmiş "baş üstüne" diyerek, oradan kalkıp çıktı; evine gelip, bir az dinlendi. |
6284 | aş içgü yidi az yana at tutup kadaşı tapa bardı kadgu yutup | Bir az yedi, içti; tekrar atına binip, mahzûn mahzûn, kardeşinin bulunduğu yere doğru yola çıktı. |
6285 | yakın tegdi tüşti yorıp bardı ol kapugka tegip ündedi koldı yol | Yaklaşınca, atından inip, yayan yürüdü; kapıya gelip, seslendi ve girmek için izin istedi. |
XXIII. AY-TOLDI'NIN HÜKÜMDAR KÜN-TOĞDI'YA VASİYET-NÂME YAZDIĞINI SÖYLER [AY TOLDI KÜN TOGDI İLİGKE KUMARU BİTİG BİTİMİSİN AYUR]
No | Kutadgu Bilig | Türkiye Türkçesi |
---|---|---|
1342 | bitigü bile koldı kagıd tetig bayat atı birle bitidi bitig | Bu zeki insan kağıt-kalem istedi; Tanrı adı ile başlayarak, bir yazı yazdı. |
1343 | bayat atı birle sözüg başladı törütgen igidgen keçürgen idi | Sözüne Tanrı adı ile başladı:—Yaratan, yetiştiren ve göçüren Tanrı — dedi — |
1344 | törütti tümen miŋ bu sansız tirig tirilgü birür kodmaz açın birig | Bu yüz binlerce, sayısız mahlûku o yarattı; hepsine rızık verir ve hiç birini aç bırakmaz. |
1345 | yorıtur kamugka tilemiş tilek kerek bolmaz anda kör arka yülek | O her şeye ve herkese hükmünü geçirir; hiç bir desteğe ve yardımcıya muhtaç değildir. |
1346 | tilese törütür bolur kolmışı tilep boldı barça anıŋ kılmışı | Dilerse, yaratır ve her istediği olur; yaptıkları hep onun isteği ile vücûda gelmiştir. |
1347 | ölümke törütti bu sansız konum tirig barça ölgü aŋar yok ölüm | Bu sayısız mahlûkları ölüm için yarattı; diri olan her şey ölecektir; yalnız kendisi için ölüm yoktur. |
1348 | sevüg savçıka miŋ meniŋdin selam tegürsün bayatım kesüksüz ulam | Tanrı benden sevgili Peygambere, devamlı olarak, binlerce selâm eriştirsin. |
1349 | tözü işleriŋe yime ök adın tegürsün selamım idim kesmedin | Diğer bütün ashabına da rabbim sonsuz selâmlarımı ulaştırsın. |
1350 | uzun kiç yaşagıl ay ilig kutı öküş il aşagıl bu beglik atı | Ey devletli hükümdar, çok uzun yaşa; bu saltanat ile çok illere hüküm et. |
1351 | atım erdi ay toldı kılkım tolu irildi toluluk tüker öz ölü | Adım Ay-Toldı, tavır ve hareketim dolun ay şeklinde idi; bu dolunluk eksildi, varlığım ölümle bitiyor. |
1352 | ölüm tutgakı keldi tuttı katıg kutulgu yirim yok kiterdi tatıg | ölüm meleği geldi ve beni sımsıkı bağladı; kurtulacak yerim yok, hayatın tadı kalmadı. |
1353 | mini edgü tuttuŋ açındıŋ öküş saŋa tapnumadm barır bu öz uş | Bana iyilik ettin ve çok ihsanda bulundun; ben ise, sana karşı vazifemi ifâ edemeden gidiyorum. |
1354 | bu edgü yanutı kumanı bitig bitip kodtum emdi saŋa ay tetig | Bu iyiliğin karşılığı olarak, ey zeki insan, şimdi sana vasiyetname yazıp bırakıyorum. |
1355 | bu dünya işirtge iş erdim bile işiŋni yorıttım könilik bile | Senin bu dünya işlerinde ben sana arkadaş idim; işlerini doğrulukla yerine getirmeğe çalıştım. |
1356 | munu emdi artuk bagırsaklıkın bitip kodtum öt sav kumanı okın | işte şimdi, büyük bir bağlılıkla, sana vasiyetim olan öğütlerimi yazıp bıraktım, oku. |
1357 | negü tir eşitgil bagırsak kişi bagırsaklık ol kör kişilik başı | içten bağlı olan samimî insan ne der, dinle; insanlığın başı bu samimiyettir. |
1358 | bagırsak kişiniŋ sözi tut savı bu söz sav saŋa bolga devlet avı | Samimî insanın sözünü ve öğüdünü tut; bu söz ve öğüt sana bir devlet ağı olsun. |
1359 | bagırsak kişi ol kişide çını bagırsak sözi tut bedütgey sini | insanların hakikîsi sadakatli insandır; sadakatli insanın sözünü tut, o seni büyütür. |
1360 | ay ilig munu men bagırsak saŋa sözüm işke tutgıl ay ersig toŋa | Ey hükümdar, işte ben sana sadâkatle bağlı insanım; sözüme göre hareket et, ey merd insan. |
1361 | ölüm utru keldi ökündi özüm asıg kılmadı bu ökünçüm sözüm | Ölüm karşıma çıktı, ben peşiman oldum; fakat bu sözlerim ve peşimanlığım bir fayda vermedi. |
1362 | kerek boldı emdi bu kılmış tapug ökünç boldı kılmış isizlik kamug | Şimdi bana edâ edilmiş ibâdetler lâzım oldu; yapılmış kötülüklerin hepsi ancak peşimanlık getirir. |
1363 | yatu kaldı tirmiş bu altun kümüş maŋa tegdi sakış anıŋdın ülüş | Toplanmış olan altın-gümüşüm olduğu gibi kaldı; onlardan benim hisseme ancak hesap vermek düştü. |
1364 | ulır men ökünüp asıg yok ökünç idim rahmetinde adın yok umunç | Peşimanlık içinde feryâd ediyorum, fakat peşimanlık fayda vermiyor; rabbin rahmetinden başka bir ümidim kalmadı. |
1365 | bu kün men barır men munu erksizin yarın sen kelir sen udu şeksizin | İşte bugün ben, elimde olmadan, ölüp gidiyorum; yarın sen de, şüphesiz, arkamdan geleceksin. |
1366 | ölüm tutmaz erken odun ay ilig işiŋni itiŋil yetürgil bilig | Ey hükümdar, ölüm henüz yaklaşmadan, uyan; bilgini kullan, işini tanzim et. |
1367 | bela küç yirinde sen edgü kılın budunug sevindürgil elgin tilin | Sen halkı belâdan-zulümden koru, iyilik yap; elinle ve dilinle onu sevindir. |
1368 | esenlik ödinde sen edgü titür tavar neŋ barında üle hem yitür | Sağlığında her şeyi iyilikle karşıla; malın ve servetin varken, onları dağıt ve yedir. |
1369 | negü tir eşitgil köni sözlüg er kiçigde odunmış yiti közlüg er | Küçüklüğünde uyanmış, keskin gözlü ve doğru sözlü insan ne der, dinle. |
1370 | ölüm kelmez erken ölümke itin tiriglik ödinde tapug kıl tapın | Ölüm gelmeden, sen ölüme hazırlan; hayatta iken, Tanrının emirlerini yerine getir; ibâdette kusur etme. |
1371 | ölüm kelse tutsa ökünç asgı yok neçe me ulısa kara yir katın | Ölüm gelip-çatınca, peşimanlık fayda etmez; kara toprak altında istediğin kadar feryat er. |
1372 | ay ilig katıglan meniŋde kidin yava kılma öd kün tapugda adın | Ey hükümdar gayret et, benden sonra ömrünü boşuna harcama; ibâdetle meşgul ol. |
1373 | sini armasun dünya devlet bile kamug iş içinde könilik tile | Bu dünya ve devlet seni aldatmasın, bütün işlerde dâima doğruluğu göz önünde bulundur. |
1374 | törü tüz yorıtgıl budunka köni künüŋ edgü bolgay könilik küni | Halka kanunu doğru ve dürüst tatbik et ki, kıyamet gününde bahtiyar olasın. |
1375 | özüŋ otka atma bu dünya üçün hava boynı biçgil et özke öcün | Bu dünya için kendini ateşe atma; vücûddan öcünü al, nefsin boynunu kopar. |
1376 | bu dünya begi sen aŋa bolma kul sini kodmaz erken anı kodgu tul | Sen bu dünyanın beyisin, ona kul olma; o seni bırakmadan, sen onu dul bırak. |
1377 | küvezlenme artuk kötürme köŋül inanç kılgu ermez bu dünya töngül | Fazla kibir ve gurura kapılma; bu dünyaya güven olmaz, sen ondan vaz geç. |
1378 | yakın tut özüŋke kişi edgüsi isizdin yırak tur tokıgay yası | İyi insanları kendine yakın tut; kötülerden uzak dur; zararları dokunur. |
1379 | kişi sukıŋa birmegil sen işiŋ vefasız kişike yitürme aşıng | İşini insanların harisine tevdi etme, yemeğini nankör insanlara yedirme. |
1380 | tapugka irig bol yazukta tıdın saŋa teggü ermez tapugda adın | İbâdette gayretli ol, günahtan sakın; sana âhirette ancak ibâdetin faydası dokunur. |
1381 | ölümüg unıtma aŋar yok tolum busugdın çıkar teg çıkar bu ölüm | Ölümü unutma, ona karşı hiç bir silâh yoktur; ölüm, pusudan çıkar gibi, bir gün karşına çıkar. |
1382 | neçe kaçsa ahır ölüm tutgusı neçe kalsa ahır ölüm yetgüsi | Ne kadar kaçarsan-kaç, ölüm nihayet seni yakalayacaktır; ne kadar kalırsan-kal, nihayet ölüm seni alıp-götürecektir. |
1383 | ölümke usanma köŋül tut tirig neçe kiç tirilse töşengü yirig | Ölüme gafil avlanma, gönlünü diri tut; ne kadar çok yaşarsan-yaşa, bir gün toprağa gireceksin. |
1384 | kanı kim kutuldı ölümdin kaçıp kanı kim aşundı ödindin keçip | Hani, kim ölümden kaçıp kurtulmuştur; hani, kim ecelini geciktirmiş ve vaktini aşmıştır. |
1385 | idi yakşı sözler bilig yangzatu bu öd kün tirigliklerig meŋzetü | Âlim bu zamanı ve hayatı, bir yakıştırma ile, çok güzel anlatmıştır. |
1386 | apa oglanı körse arkış sanı örüg turgu bolmaz örügler kanı | insan oğlu, bakarsan, bir kervana benzer, konak yerinde devamlı kalınmaz, menziller nerede? |
1387 | ata arkasındın togulsa ogul ana karnı menzil kaç aylık amul | Çocuk babasının sulbünden çıktıktan sonra, ana karnı onun için, bir kaç aylık istirahat menzilidir. |
1388 | anasında togsa atansa atı müsafir bolup mindi ödlek atı | Anasından doğup, adı verilince yolcu olarak, zamane atına biner. |
1389 | küni bir maŋım ol tüni bir maŋım iletür ölümke kurıtur eŋim | Gündüzü bir adım, gecesi bir adım; bu at onu ölüme götürür ve benzini soldurur. |
1390 | ajun bir tüşün ol gürüŋ bir tüşün bu tüşün kopursa tüşün ol ajun | Bu dünya—bir konak, mezarın—ikinci bir konaktır; bundan sonraki ilk konak — öteki dünyadır. |
1391 | küder ol ajunda saŋa iki yol bu iki yolungda kayu erki yol | O dünyada seni iki yol bekler; bu iki yoldan, acabâ, hangisi sana nasip olacaktır. |
1392 | yoluŋ oŋça kelse itildi işiŋ kalı solca kelse ulıp çal başıŋ | Yolun sağa doğru ise, işin yolundadır; eğer sola doğru ise, inleyerek, başını yerden-yere çal. |
1393 | tarıglag erür dünya ilig kutı tansa orar er tirilgü otı | Ey devletli hükümdar, dünya bir tarladır; insan bu tarlayı ekerse, hayat ekinini biçer. |
1394 | negü ekse yirke yana ol önür negü birse evre anı ok alur | Yere ne ekilirse, yine o biter; ne verilirse, karşılığında aynı şey alınır. |
1395 | kişi neŋi alma yime tökme kan bu iki yazukka ulır çıksa can | Başkasının malını alma ve kan dökme; ölüm döşeğinde insan bu iki günah yüzünden inler. |
1396 | bu tüş teg tiriglik keçer belgüsüz kerek beg kerek kul barır kelgüsüz | Bu rüyaya benzeyen hayat, farkına varılmadan geçer; gerek bey, gerek kul, bir daha gelmemek üzere gider. |
1397 | kanı tüş sanı boldı keçmiş künüŋ ökünete adın yok bu kalmış kününg | Hani, geçen günlerin, rüya gibi oldu; kalan günlerinde de peşimanlıktan başka bir şey yoktur. |
1398 | negü tir eşitgil odunmış kişi odunmışta kidin ökünmüş kişi | Uyanmış ve uyandıktan sonra peşiman olmuş insan ne der, dinle. |
1399 | tüşüŋ teg keçürdürer tiriglik odug kanı asgı körkit maŋa bir bodug | Uyanık olduğun hâlde, hayatını rüya gibi geçirdin; faydası hani bana bundan bir iz göster. |
1400 | kününgni keçürdüŋ tilek arzuka tiriglik tükedi ökünç ol yodug | Heves ve arzuların için ömrünü harcadın, hayat tükendi; elde ettiğin sâdece peşimanlıktır. |
1401 | usanma tiriglikke artuk sakın tiriglik ölümke idi ök yakın | Hayatta pek gafil davranma, dikkat et; hayat ölümle çok yakındır. |
1402 | saran bolma ilig akı bol akı kalır meŋü ölmez akılık atı | Ey hükümdar, hasis olma, cömert ol, cömert; cömertliğin adı ebedî kalır, ölmez. |
1403 | er at sü bu neŋke küvenme öküş asıg kılmagay sü bu altun kümüş | Askere, orduya ve mala güvenme; ordu ve bu altın-gümüşün sana bir faydası olmayacaktır. |
1404 | yulug kılma özni adınlar üçün suyurka özüŋni küyürme küçün | Başkaları için kendini feda etme; kendine acı da zorla ateşe atma. |
1405 | seniŋde ozakı ajun begleri ajun kodtı bardı yatur kör güri | Senden önceki dünya beyleri de dünyayı bırakıp gittiler; işte mezarları, yatıyorlar. |
1406 | saŋa ma anunmış turur bu ölüm ödiŋe küder ay yaramış künüm | Ey benim parlak güneşim, bu ölüm senin için de hazırlanmıştır; ancak vaktim bekliyor. |
1407 | negü tir eşit dünya caybın bilip saŋa sözlegüçi ukuştın alıp | Dünyanın eksik ve kusurlu taraflarını bilen ve üzerinde düşünmüş olan insan sana ne der, dinle. |
1408 | açıg suv teg ol kör bu dünya nengi neçe içse kanmaz ölimez tili | Bu dünya malı acı su gibidir; insan ne kadar içerse-içsin, kanmaz; onun dili bile ıslanmaz. |
1409 | kölike teg ol kör bu dünya toŋa ederse kaçar kaçsa yapçur saŋa | Ey yiğit, bu dünya bir gölge gibidir; onun peşine düşersen, kaçar; sen kaçarsan, o sana koşar. |
1410 | sakıg ol körü barsa dünya işi tutayın tiyü sunsa yitrür kişi | Dikkat edersen, dünya işi bir seraptır; insan tutmak için elini uzattıkça, onu kaybeder. |
1411 | ay ilig katıglan özüŋ edgü bol begi edgü bolsa budun edgü ol | Ey hükümdar, gayret et, kendin iyi ol; beyi iyi olursa, halk da iyi olur. |
1412 | budun koy sanı ol begi koyçısı bagırsak kerek koyka koy kütçisi | Halk koyun gibidir; bey onun çobanıdır; çoban koyunlara karşı merhametli olmalıdır. |
1413 | kapugda tirildi kalın aç böri ay ilig koyug ked küdezip yorı | Kapıda bir çok aç kurt toplanmıştır; ey hükümdar, koyunları iyice muhafaza altına al. |
1414 | buşı bolma işte sen övke yıgın buşı bolsa begler buzar beglikin | işinde hiddetli olma, öfkene hâkim ol; beyler hiddetli olurlarsa, mülk ve saltanat haleldar olur. |
1415 | irig sözlemegil kişike tilin irig til ot ol kör küyer teg yalın | İnsanlara kaba söz söyleme; kaba söz alev-alev yanan bir âteştir. |
1416 | örüg bol amul bol tüzün bol silig kamug edgülükke tegürgil elig | Sakin, halîm-selîm ve yumuşak huylu ol ve böylelikle bütün iyiliklere elini uzat. |
1417 | yüz utru turur bu uzun yol sefer ukuşlug bu yolka azuk ked iter | Önünde uzun bir yol, bir sefer vardır; akıllı olan bu yol için azığını iyice hazırlar. |
1418 | saray karşı itme ay ilig kutı anundı saŋa ev kara yir katı | Ey devletli hükümdar, sen saray ve köşkler yaptırma; kara toprak altında senin evin hazırdır. |
1419 | ediz kiŋ bedizlig sarayıŋ kalıp karartgku yir evde yatur sen ulıp | Yüksek, geniş ve süslü sarayların burada kalacak, sen de inleyerek, karanlık toprak evde yatacaksın. |
1420 | nerek kenç urur sen bu altun kümüş sartga teggüsi ol iki böz ülüş | Niçin bu altın-gümüşten hazîne topluyorsun; senin hissene düşecek şey iki parça bezden ibarettir. |
1421 | muŋar mertgzetü aydı şa’ir tili bu şa’ir sözi kör açar söz yolı | Şâir buna benzer bir söz söylemiştir; şâirin bu sözü, bak, söze yol açar. |
1422 | usal yalŋuk oglı öküş neŋ tirer yigüke tegirmü sakınmaz birer | Gafil insanoğlu çok mal toplar; kendisine yemek nasip olacak mı, bunu düşünmez bile. |
1423 | bayusa tileki bulunsa tükel tüketür tiriglik uçup can yırar | Zenginleşip, bütün dileklerine kavuşunca, ömrü de sona erer ve canı uçar gider, ondan uzaklaşır. |
1424 | avınma erejke küvenme ay beg avınçıŋ küvençiŋ udıtgay u teg | Ey hükümdar, avunma ve huzura güvenme; bu avunman ve güvenmen seni gaflet uykusuna düşürür. |
1425 | tiriglik yava kılma dünya üçün keçigli turur bolga emgek küçün | Dünya uğrunda hayatı boşuna harcama, dünya geçicidir; sonra sana zorla zahmet çektirirler. |
1426 | agi çuz töşenür özüŋ oglagu kara yir töşengü turur ay bügü | İpek sırma ile örtülen vücûdun kara toprağa serilecektir, ey hakîm. |
1427 | avınçu sevügler bile avnur öz kara yir katında yaşıp yatgu tüz | Seni avutan zevklerinle avunan vücûdun kara toprak altında gizlenip, sırt-üstü yatacaktır. |
1428 | yayılmaz yorıga keveldin tüşüp edersiz yıgaç mingü muŋlug bolup | Sarsmayan, rahvan küheylan attan inip, aciz içinde, eyersiz bir ağaca bineceksin. |
1429 | bularnı sakıngıl ölümke itin ökünme yarın bu kara yir katın | Bunları düşün ve ölüme hazırlan; yarın bu kara yer altında peşiman olma. |
1430 | kamug işke tevfik bayattın tile bayat birge şeksiz saŋa küç bile | Her işe Tanrıdan tevfik dile; bil ki, sana ancak Tanrı yardım edebilir. |
1431 | negü kelse tapia kör edgü isiz boyun bir kazaka köni tut agız | iyi veya kötü, ne gelirse, ona razı ol; kazaya boyun eğ, ağzım bozma. |
1432 | özüŋ kolsa iki ajun begliki bu biş işke yakma bu ol yigliki | Eğer her iki dünya beyliğini istiyorsan, en iyisi budur, sen şu beş işe yaklaşma. |
1433 | haramka katılma yime kılma küç kişi kanı tökme hasım kılma öç | Harama karışma, zulüm etme, insan kanı dökme, düşmanlık besleme ve kin gütme. |
1434 | bor içme fesaddın yırak tur teze bu kaç neŋ yorır tutçı begük buza | Şarâp içme, fesattan uzak dur, ondan kaç; bunlar dâima mülke ve saltanata halel veren şeylerdir. |
1435 | özüŋ meŋü beglik tilese tuçı törü kıl budundın kötürgil küçi | Eğer devamlı ve ebedî beylik istiyorsan, adaletten ayrılma ve halk üzerinden zulmü kaldır. |
1436 | budunka başı sen ay ilig bu kün budunug küdezgil odug tur ögün | Ey hükümdar, sen bugün halkın başında bulunuyorsun; halkı gözet, aklın başında ve uyanık ol. |
1437 | ulug yük boyunka yüdürdi ilig usal bolma saklan ay kılkı silig | Hükümdarların omuzlarına ağır yük yüklenmiştir; ey iyi huylu insan, ihmalkâr olma, tedbirli davran. |
1438 | et öz arzu sürgen havaka bulun bulun bolma bolsa özüŋni yulun | Vücût arzusuna tâbi olan insan nefsinin esiridir; onun esiri olma, olursan da kendini kurtarmağa bak. |
1439 | keçürmiş tiriglik tüpi boldı yil bu kalmış tiriglik neçe birge il | Geçirdiğin hayat rüzgâr ve tipi gibi geçti; kalan hayatın daha ne kadar saltanat temin eder. |
1440 | yava kılma emdi bu kalmış künüŋ özüŋdin antgıl yazukuŋ mününg | Kalan ömrünü artık boşuna geçirme; kendini günah ve kusurlardan temizle. |
1441 | vefa kılgu ermez bu dünya bilin keçer dünyada öz azukuŋ alın | Bil ki, dünya sana vefa edecek değildir; bu geçici dünyadan sana lâzım olan azığı al. |
1442 | negü tir eşitgil sakınuk kişi sakmuk kişi ol ajunda başı | Takva sahibi ne der, dinle; dünyada takva sahibi insanlar muvaffak olurlar. |
1443 | bu ajun tüşün ol sen arkış sanı tüşünde neçe bolga arkış küni | Bu dünya bir konaktır, sen kendini kervan say; bir kervan konakta ne kadar kalabilir. |
1444 | saray ol ajun kör bu kazganç yiri negü bulsa munda naru id yorı | Dünya bir saraydır, bir kazanç yeridir; buradan oraya götürebileceğin ne varsa, götür. |
1445 | özüŋ köçgü mundın köçüŋ aşnu id kerekligni algıl kereksizni tıd | Sen buradan göç edeceksin, göç yükünü önceden gönder; ancak lüzumlu olanları al, lüzumsuzları bırak. |
1446 | munu men barur men mini kör odun katıglan özüŋke at edgü kodun | işte ben gidiyorum, bana bak ve ibret al; burada kendin için iyi bir ad bırakmağa gayret et. |
1447 | negü tir eşitgil ölügli tirig ölürde birip bardı öt sav erig | Ölmek üzere bulunan, intizar hâlinde öğüt ve nasihat vererek ölen insan ne der, dinle. |
1448 | ölügli tirigke birür pend tilin eşitgil anı sen köŋülke alın | Ölmekte olan insan yaşayanlara nasihat eder, sen onu dinle ve gönlüne yerleştir. |
1449 | ayur ay tirig sen usanma odun usandım ökünçün yatur men yılın | O der ki: — Ey diri, sen gafil olma, uyan; ben gaflet ettim, şimdi yıllarca peşimanlık içinde yatacağım. |
1450 | ay ilig bu beglik uzun kolsa sen kaç iş kıl kaç iş kod kılur erse sen | Ey hükümdar, bu saltanatın uzun sürmesini istersen, şu bir kaç işi yap, şu bir kaç şeyi de bırak. |
1451 | törü kıl katıglan bolup kılma küç tapug kıl bayatka anıŋ kapgı kuç | Adaletle iş gör, buna gayret et; hiç bir zaman zulüm etme; Tanrıya kulluk et ve onun kapısına yüz sür. |
1452 | ikinci usal bolma sak tur odug saŋa tegmesün bir müfaca yodug | ikincisi — gafil olma, dikkatli ol, uyanık dur; sana başkasının yüzünden, ansızın, bir suç isnat edilmesin. |
1453 | iki ödte kılma kayu erse iş hava övke kelse serip kısgu tiş | Heves ve öfke ânında hiç bir iş yapma; her iki hâlde de dişini sık, sabret. |
1454 | bu kaç neŋ küdezgil küdezildi il uzun turga beglik saŋa birge il | Bu bir kaç şeye dikkat edersen, memleket gözetilmiş olur; saltanat uzun sürer ve sana sulh ve sükûn te'min eder. |
1455 | kamug edgülerig agır tut kötür isizlerni tutma ilingdin kotur | Bütün iyilere hürmet göster ve onları yükselt; kötülere yüz verme, onları kapına dahi yanaştırma. |
1456 | isiz öngdi urma törü edgü ur künüŋ edgü bolgay kutuŋ baga kur | Kötü teamül kurma, iyi kanun koy; ömrün iyi geçer ve saadet sana yâr olur. |
1457 | negü tir eşitgil ay bilge külüg bu sözdin kötürgil özüŋke ülüg | Ey hükümdar, meşhur âlim ne der, dinle; bu sözden sen kendine hisse çıkar. |
1458 | törü edgü ur ay törü birgüçi turu öldi isiz törü urguçı | Ey kanun yapan, iyi kanun koy; kötü kanun yapan kimse, daha hayatta iken, ölmüş demektir. |
1459 | isiz öngdi urma ay ilci bügü isiz bolsa bolmaz ajunug yigü | Ey hakîm devlet adamı, kötü teamül koyma; kötü kanunlarla dünyaya hüküm edilmez. |
1460 | isiz öngdi ursa özi öz ödin isiz kodtı atın özinde kidin | Bir kimse kendi zamanında kötü teamül vaz'ederse, kendisinden sonra kötü bir nâm bırakmış demektir. |
1461 | kim erse urup kodsa edgü törü anın tikti atın adakın örü | Bir kimse iyi kanun vaz'edip bıraktı mı, adının ayakta durmasını sağlamış demektir. |
1462 | özüŋni yangılma ay ilig bakın tüpüngni unıtma öyü tur sakın | Ey hükümdar, dikkat et, kendini şaşırma; aslını unutma, bunu dâima hatırında tut ve düşün. |
1463 | isiz kılkı tutma ay elgi uzun isiz kılk ulıtur ikigün ajun | Ey iktidar sahibi kötü hareketleri benimseme; kötü hareket seni her iki dünyada inletir. |
1464 | uzun boldı elgiŋ budunka yakın füsusun keçer bu tiriglik bakın | İktidara geldin ve halka yakın oldun; dikkat et, sonra bu ömür efsûsla geçer. |
1465 | keçigli turur dünya keçti sakın ketigli ölüm utru keldi sakın | Bu dünya geçicidir, sen onu şimdiden geçti bil; ölüm muhakkak gelecektir, sen onu karşına artık geldi bil. |
1466 | mini kör meniŋdin kötür öt erig ökünme yarın sen bu kün sen tirig | Benim hâlime bak, benden öğüt ve nasihat al; yarın peşiman olma, sen bugün henüz dirisin. |
1467 | kişi ölse andın kumaru kalır munukı kumarum saŋa ay bilir | İnsan ölünce, ondan bir miras kalır; ey bilgin, benim sana mirasım da işte budur. |
1468 | severim sen erdiŋ ay ilig maŋa asıglıg kumarumnı kodtum saŋa | Ey hükümdar, benim en çok sevdiğim insan sendin; faydalı mirasımı sana bırakıyorum. |
1469 | asıglıg kumaru kişike söz ol kumaru sözüg tutsa asgı yüz ol | insan için faydalı miras sözdür; miras olarak kalan sözü tutmanın yüz türlü faydası vardır. |
1470 | munu söz bitip kodtum emdi çını unıtma bu sözni unıtma mini | işte şimdi sözün doğrusunu yazıp, bıraktım; beni hatırla ve bu sözlerimi unutma. |
1471 | neçe kiç yaşap öz tirig tursa sen ölüm boldı ahır yanış körse sen | Ne kadar çok yaşarsan-yaşa ve ne kadar hayatta kalırsan kal, dikkat edersen, en son karşılaşacağın şey ölümdür. |
1472 | siziksiz ölüm bir kün ahir kelir tirilmiş bu canlıg canın algahr | Şüphesiz, bir gün nihayet ölüm gelecektir ve bütün canlıların canını alacaktır. |
1473 | okıgçı kelürke anungu kerek uzun yol yorırka itingü kerek | Dâvetçinin gelmesine hazırlanmak ve uzun yol yürümek için, hazırlık yapmak gerektir. |
1474 | ölümdin kutulgu yarı yok bilin ölümke itiŋil kerekiŋ alın | Ölümden kurtulmak için bir çâre yoktur; bunu bil; ölüme hazırlan ve ancak bunun için lâzım olanları al. |
1475 | negü tir eşitgil ögi yetmiş er ölümüg ölürde oza ukmış er | Alalı eren ve ölümü, ölmeden önce, anlamış olan insan ne der, dinle. |
1476 | kezigçe keür bu ölümnüŋ kurı ölümke özüŋ çın anuklap yorı | Ölümün sırası nöbetle gelir; ölüme her an kendini hazır bulundur. |
1477 | kümüş kur baguçı munu men tiyü ölüm tuttı erse üzüldi kurı | Gümüş kuşak bağlayarak,— "İşte ben!"— diyenin kuşağı, ölüm tutunca, kopar. |
1478 | ay ilig munu men ötedim hakıŋ tükel kıldım emdi bagırsaklıkıŋ | Ey hükümdar, işte ben senin hakkını ödedim; bana gösterdiğin yakınlığın karşılığını yerine getirdim. |
1479 | bayat birsü tevfik kamug edgüke kutadsu bu edgü yigü kedgüke | Bütün iyilikler için Tanrı sana tevfik ihsan etsin; yiyecek ve giyecek hususunda da bu iyiliklerin sana hayrı dokunsun. |
1480 | esenin tirilgil öküş yıl yaşa sevincin avınçın öküş il aşa | Ömrünü sıhhatle geçir, çok seneler yaşa; saltanatın sevinç ve huzur içinde geçsin. |
1481 | bagırsaklık erdi meniŋ bu sözüm esen kal selamet ay körklüg yüzüm | Bu sözlerim sana karşı içten bir bağlılığın nişânesidir; ey güzel yüzlüm, sağ ve esen kal. |
1482 | munu men barır men ay ilig kutı turu kaldı oglum bu bagrım otı | Ey devletli hükümdar, işte ben gidiyorum; oğlum, bu ciğer-pârem, burada kalıyor. |
1483 | bayatka tutuzdum munı yalvara tilese küdezgey küyer ot ara | Onu yalvararak, Tanrıya emânet ettim; o isterse, yanar âteş içinde de olsa, onu korur. |
1484 | saŋa hacetim bu körü bir munı süre ıdma bolgay yavalar sanı | Senden dileğim şudur: ona nezâret et, kendinden uzaklaştırma; yoksa, o yabanî bir diken gibi olur. |
1485 | kamug neŋke tengri kılur ol sebeb kamug edgü isiz aŋar öz ülep | Tanrı her şeye bir sebep yaratır; iyi ve kötü, her şeyi o nasîb eder. |
1486 | ogul kız sebebi ata ol ana kılınç artasa ya itilse yana | Çocukların iyi veya kötü olmalarına anne ve babalan sebep olur. |
1487 | munu men atası ölür men bu kün kiçig kaldı oglum yetim ögsüzün | İşte onun babası olan ben bugün ölüyorum; oğlum küçük yaşta yetim ve öksüz kalıyor. |
1488 | bar erse kalı bu tapugçı hakı sebeb bol munı edgü yolka okı | Eğer bu hizmetkârın sende bir hakkı varsa, sebep ol ve onu iyi yola şevket. |
1489 | körü ıdma ögretgil erdem bilig bilig erdemin bulsu ilke elig | Gözden uzak bulundurma, ona fazilet ve bilgi öğret; bilgi ve fazilet ile memlekette mevki sahibi olsun. |
1490 | itilsü kılınçı tüzülsü yorık tusulsu tapugka alınsu alık | Tavır ve hareketi mâkul, muntazam ve iyi ahlâklı, hizmete lâyık ve meziyet sahibi olsun. |
1491 | yava ıdma boşlag yıga tut kısa yıga tutsa oglan bulur kut basa | Serbest ve başı-boş bırakma, sıkı tut ve kötü hareketlerine mâni ol; çocuk sıkı bir terbiye altında bulundurulursa, sonunda bahtiyar olur. |
1492 | negü tir eşitgil karı köklemiş sınamış ukup hem bilip sözlemiş | Tecrübe ile anlayarak, bilerek söyleyen ve işin künhüne vâkıf olan pîr ne der, dinle. |
1493 | kiçig erken ögret ogulka bilig kiçigde bilig bilse kötrür elig | Oğula bilgiyi henüz küçük iken öğret; küçüklüğünde bilgi öğrenirse, hayatta muvaffak olur. |
1494 | ayama ogul kızka berge yitür ogul kızka berge bilig ögretür | Gerekirse, oğula-kıza acımadan dayak at; dayak oğula-kıza bilgi öğretir. |
1495 | kiçiglikte bilse ogul kız neni karıp ölmeginçe unıtmaz anı | Oğul-kız küçüklükte ne öğrenirse, yaşlanıp, ölünceye kadar onu unutmaz. |
1496 | tüketti bitig türdi badı tutup alıp oglıŋa birdi elgin sunup | Mektubu tamamladı, dürüp bağladı; eli ile uzatarak, oğluna verdi. |
1497 | ayur bu bitig tut yitürme ogul iligke tegürgil kumarum bu ol | Oğlum —dedi—bu mektubu sakla, kaybetme; hükümdara götür, ona mirasım budur. |
1498 | bitigim okısun sözüm tutsunı ölümke anunsun işin itsüni | Mektubumu okusun, sözümü tutsun; ölüme hazırlansın ve işini ona göre tanzim etsin |
1499 | ulug tındı ötrü ogulka baka ayur sen munı uk könike yaka | Uzun bir müddet sustu, sonra oğluna bakarak, dedi:—Sen bunu anla, doğruluktan ayrılma. |
1500 | yana aldı oglın konıŋa kuça öpüp yıgladı bürnü yaşın saşa | Oğlunu kucaklayarak, tekrar bağrına bastı; öpüp ağladı, yüzü göz yaşları ile kaplandı. |
1501 | ayur ay ogul kördüŋ emdi mini ne halin barır men unıtma munı | Ey oğlum;— dedi— işte beni görüyorsun; ben ne hâlde gidiyorum, bunu hatırından çıkarma. |
1502 | saŋa ma siziksiz bu öd kelgü ol usal bolma ahir özüŋ ölgü ol | Sana da, şüphesiz, bu an gelecektir; gafil olma, bir gün sen de öleceksin. |
1503 | kereklig sözüg men tutuzdum saŋa sözümni unıtma du’a kıl maŋa | Ben sana gereken sözleri söyledim; sözümü unutma ve bana duâ et. |
1504 | kalı ilig ödlep tilese sini yorık tüz tapug kıl basınma anı | Eğer gün gelir de hükümdar seni isterse, tavır ve hareketini düzelt, ona hizmet ve hürmette kusur etme. |
1505 | yava bolma boşlag yügürme özün köni bol silig bol kılınçm sözün | Aylak olma ve başı-boş dolaşma, kendi-kendine koşma; işinde ve sözünde dürüst ve mülayim ol. |
1506 | kiçe yatsa kiç yat yana erte tur yatıp erte kopgan kutm arturur | Gece geç yat, yine de^ erken kalk; yataktan erken kalkan saadetini arttırır. |
1507 | bayat yarlıgın sen agır tut agır iligke tapug kıl isingil bagır | Tanrı buyruğuna çok itaat et; hükümdara hizmet et ve ona gönülden bağlan. |
1508 | isizke yaguma yırak tur teze yon edgülük kıl yorık yol tüze | Kötüye yaklaşma, ondan uzak dur; kaç; dâima iylik yap, tavır ve hareketini düzelt. |
1509 | sözüŋ ni küdezgil selamet yorı özüŋni küdezgil esenin karı | Sözünü gözet, emniyet içinde yaşa; kendini gözet, esenlik ile ihtiyarla. |
1510 | sözin kesti oglın kuçup yıgladı ulındı yana ol ökünçler yidi | Sustu, oğlunu kucaklayıp, ağladı; tekrar ah-vah etti ve peşimanlıklar getirdi. |
1511 | ayur ay inançsız ajun bivefa nelük kıldıŋ emdi maŋa sen cefa | Ey vefasız, güvenilmez dünya, — dedi—niçin şimdi baha cefa ediyorsun. |
1512 | tü nimet bile bu igidmiş özüm kirür bu kara yirke körklüg yüzüm | Bol nimet içinde beslenmiş olan bu vücudum ve bu güzel yüzüm kara toprağa giriyor. |
1513 | an adın neteg togdum erse bu kün anıŋ teg barır men yalınım mungun | Anadan nasıl doğdum ise, bugün o şekilde ve aciz içinde gidiyorum. |
1514 | negü tir eşitgil ölügli ök er ölümke ökünüp ulıglı bek er | Ölmek üzere bulunan ve ölürken peşiman olarak, inleyen kuvvetli insan ne der, dinle. |
1515 | karındın çıkardıŋ karınka kirür şekerdin igidtiŋ yılanka birür | Karından çıkardın, tekrar karına giriyorum; şeker ile beslediğin bu vücûdu yılana veriyorum. |
1516 | isizim yigitlik tiriglik isiz ökünçün sıgıt birle gürke kirür | Bana yazık oldu, gençliğime ve hayatıma yazık oldu; peşimanlıkla ve ağlayarak, mezara giriyorum. |
1517 | sıgıt kodtı ay toldı yetrüp ögin kumaru üledi kişike nengin | Ay-Toldı başına aklını topladı, ağlamağı bıraktı; malını, miras olarak, başkalarına dağıttı. |
1518 | bahil koldı barça kadaşlarka ol tiler boldı canı yaşıl kökke yol | Bütün akrabaları ile helâllaştı; canı mâvî göğe doğru yol almak istedi. |
1519 | közin kökke tikti kötürdi elig şehadet bile kesti teprer tilig | Gözünü göğe dikti, elini kaldırdı; son sözü kelime-i şehâdet oldu. |
1520 | yaruk can üzüldi tünerdi küni bayat atı birle kesildi tını | Nurlu can ayrıldı, günü karardı; Tanrı adı ile son nefesini verdi. |
1521 | edizlik tiledi süzük can turug uçup bardı can kaldı kalbüd kurug | Saf ve temiz ruhu yükselmek diledi; ruhu uçtu, gitti, boş bir kalıp kaldı. |
1522 | bolup togmaduk teg yitip bardı can ajunda atı kaldı belgü nişan | Rûh, hiç doğmamış gibi, kayboldu, gitti; dünyada alâmet ve nişan olarak, yalnız adı kaldı. |
1523 | negü tir eşit emdi köŋli köni usallık usındın odunmış küni | Şimdi dürüst gönüllü ve gaflet uykusundan uyanmış insan ne der, dinle. |
1524 | et öznüŋ evi ol bedizlig eviŋ süzük can evi ol bediz teg tening | Bu süslü evin vücûdun evidir; o heykel gibi vücûdun temiz ruhun evidir. |
1525 | kurug kaldı kalbüd uçup barsa can bayat bildi kanca barır erse can | Rûh uçup gidince, vücût boş kalır; ruhun nereye gittiğini ancak Tanrı bilir. |
1526 | ediz boldi orm ay kutlug kuta tengise kodı inse boldi yuta | Ey devletli, onun yeri yükseklerdedir; onun yükselmesi saadet, aşağı inmesi felâkettir. |
1527 | ikide biri boldi seksiz ülüg tirildi ölümsüz uzun meŋülüg | Şüphesiz, ona ikisinden biri nasip olur; o ölümsüz, uzun, ebedî bir hayat sürmeğe başlar |
1528 | ne muŋlug turur körse yalŋuk özi yorırda yatar eti keslür sözi | Dikkat edersen, insan ne kadar âciz bir mahlûktur; yürürken, yere serilir ve sesi kesilir. |
1529 | kayudın kelir erki kanca barır kayuda turur erki kayda yorır | Nereden gelir, nereye gider; nerede durur, nerede yürür. |
1530 | biligli bilirmü negü tir negü ukuglı ukarmu negü tir bügü | Bunu bilen var mı, ne der, ne; akıllı anlar mı, hakîm buna ne der? |
1531 | biligli bayat ol bilir bu işig ukuglı ugan ol ukar bu işig | Bu işi bilen, ancak her şeyi bilen Tanrıdır; bu işin hikmetini ve sırrını bilen, ancak hüküm eden Allah'tır. |
1532 | ara bir ıçar kör yorır belgüsüz ara köz körürde bolur belgüsüz | Bâzan kaybolur, kendisini göstermeden dolaşır; bâzan daha göz önünde iken, silinip gider. |
1533 | idi kısga özlüg bu yalreruk özi sakınçı uzun hem bedük til sözi | Bu insanın kendisi çok kısa ömürlüdür; fakat emeli uzun, dili ve sözü büyüktür. |
1534 | körü barsa yalŋuk bu erksizlikin nelük munça yavlak kötürdi egin | İnsanın bu aczine dikkatle bakarsan, kötülerin niçin bu kadar gurur getirdiklerine hayret edersin. |
1535 | iki künlük erter ajunug bulup nelük kerdi kögsin kaya teg bolup | İki günlük bu geçici dünyayı bulunca, niçin kaya gibi, göğüs kabartırlar. |
1536 | negü tir eşitgil odunmış kişi ölümüg ukup yolka könmiş kişi | Uyanmış ve ölümü anlayarak, doğru yola girmiş olan insan ne der, dinle. |
1537 | ne tenisiz ölüm sen ay yavlak ölüm tusulmaz saŋa itse tük miŋ tolum | Ey kötü ölüm, sen ne eşi-benzeri olmayan bir şeysin ki, yüz binlerce silâhın sana karşı bir tek faydası yoktur. |
1538 | tözüke tegir sen kutulmaz biri isiz edgü neŋke sen ök sen ton | Her kese gelirsin, hiç kimse senden kurtulamaz, iyi ve kötü şeylerin hepsini tuzağına düşürürsün. |
1539 | kerek erdi bilge tirilse kutun kamug ölsün erdi biligsiz otun | Alimlerin saadet içinde ömür sürmeleri lâzımdı, bütün câhil küstahlar hep ölmeli idiler. |
1540 | isiz edgü kalmaz neçe tüz ölür ulug ya kiçig tut kara yir bolur | iyi veya kötü, hiç biri kalmaz, hepsi de ölür; büyük veya küçük, hepsi kara toprak olur. |
1541 | ölümke keçig yok tirig boldaçı neçe kıç tirilse ölüm keldeçi | Ölümden kurtuluş yoktur; insan ne kadar çok yaşarsa-yaşasın, ölüm gelecektir. |
1542 | ne yakşı ayur bu budun başlar er biligin ukuşun işin işler er | Halkın başında bulunan, bilgi ve anlayış ile işini gören insan ne güzel söylemiştir. |
1543 | ne edgü iş erdi ölüm bolmasa ne körklüg iş erdi kişi ölmese | Ölüm olmasa idi, ne iyi olurdu; insan ölmese idi, ne güzel olurdu. |
1544 | erejke tegürdi mini bu ölüm ölüm ol buzuglı tüpüm hem ulum | Bana zevk ve saadet veren bu hayatımdır; benim esas ve temelimi bozan ölümdür. |
1545 | ölümke taŋ ermez toguglı ölür toguglı ölür kör kara yir bolur | Ölüme hayret edilmez, her doğan ölür; doğan ölür ve kara toprak olur. |
1546 | kişi isiz ermez kişilik isiz eren isiz ermez könilik isiz | İnsana yazık değil, insanlığa yazıktır; ferdlere yazık değil, doğruluğa yazıktır. |
1547 | bu kurtga kılınçı bu ol öngdisi kerek öngdi tutgıl kerek töngdisi | Bu dünya acuzesinin huyu ve âdeti budur; ister beğen, ister beğenme. |
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Popüler Başlıklar
-
BİSMİ'LLAHİ‘R-RAHMANİ'R-RAHİM Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi ...
-
Mısra (Kutadgu Bilig) Tercüme (Türkiye Türkçesi) ...
-
No Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi 955 ilig bir kün ay toldını ündedi orun birdi oldur tiyü imledi Hükümdar bir gün Ay...
C - BÂBLARIN FİHRİSTİ [FİHRİSTU’L-EBVAB]
Kutadgu Bilig Tercüme (Türkiye Türkçesi) 1. bab: tengri ‘azze ve cellening ögdisin ayur 01. bâb: Tanrı azze ve cellenin medhin...