No | Kutadgu Bilig | Türkiye Türkçesi |
---|---|---|
3713 | yanut birdi odgurmış aydı bitig bitiyin kör anca ay bilge tetig | Odgurmuş cevap verdi:— Bir az bekle, mektup yazayım, ey zeki âlim — dedi. |
3714 | devat koldı kagaz kötürdi kalem iligke bitig başladı söz ulam | Hokka ve kâğıt istedi, eline kalem aldı ve hükümdara mektup yazmağa başladı. |
3715 | bayat atı birle sözüg başladı törügken igidgen keçürgen tidi | Tanrı adı ile söze başladı: — Yaratan, besleyen ve göçüren odur — dedi — |
3716 | öküş ögdi sansız sena bu tilin kılur men bayatka ayın hem yılın | Bu dilimle Tanrıya aylar ve yıllarca sonsuz hamd ve sayısız sena etmekteyim. |
3717 | yagız yir yaşıl kök yarattı kün ay karaŋku yarukluk çıgay tut ya bay | Kara toprağı, mavi göğü, güneşi ve ayı, karanlığı ve aydınlığı, fakiri veya zengini hep o yarattı. |
3718 | törütti kalın bod bu sansız tirig tirilgü birür kodmaz açın birig | Sonsuz varlıkları ve sayısız canlıları o halketti; o bunların hepsine rızkını verir ve hiç birini aç bırakmaz. |
3719 | bir ol bir idi kim törütti iki sakışka katılmaz anıŋ birliki | Kendisi birdir, fakat yarattığı ikidir; onun birliği hesaba girmez. |
3720 | bir ol bar siziksiz kalı kançasız köŋülde yırak tutgu okşag meŋiz | O bir ve vardır; şüphesiz, nasılsız ve nicesizdir; onu düşünürken, ona bir benzer ve şerik tasavvur etmemelidir. |
3721 | ulugluk aŋar ol bedüklük aŋar ugan erklig ol bir kamugdın sıŋar | Ululuk ona ve büyüklük ona mahsustur; kadir ve hâkimdir ve her hususta tektir. |
3722 | yarattı kalın barça sansız kulug tilemişke birdi agırlık kamug | Bütün bu sonsuz ve sayısız kulları o yarattı; dilediğine her türlü izzeti ihsan etti. |
3723 | karaŋku titigsig bu börk ev içi yaruttı yaşık birle erklig küçi | Bu kubbe evin içi balçıktan yapılmıştır ve karanlıktır; onun hâkim kudreti bunu güneş ile aydınlattı. |
3724 | yaşıl kök törütti kötürdi ediz kün ay birle yulduz bezedi bediz | Mavi göğü yarattı ve yükseklere çıkardı; güneş, ay ve yıldızlar ile üzerini süsledi. |
3725 | kodısı yagız yir yaşıl suv bile örüsi süzük yil öze ot ula | Altı kara toprak ile mavi' sudur; üstü süzülmüş yel ile âteştir. |
3726 | isig tumlıgıg hem kurug ya ölüg yaraşturdı halkka tegürdi ülüg | Sıcak ile soğuğu, kuru ile yaşı birbirine yaraştırdı ve halka kısmetini verdi. |
3727 | törütti tilek teg tilemiş tilek kerek bolmadı anda arka yülek | Dilediğini istediği gibi yarattı, bu işte onun yardımcıya ihtiyâcı olmadı. |
3728 | tilese agırlar tapugsuz kulug tilese ucuzlar tusulmaz tapug | İsterse, ona kulluk etmeyen bir kulu aziz kılar; isterse, kulluk edeni zelîl eder ve onun kulluğu hiç bir şeye yaramaz. |
3729 | tilemiş tileki bolur bol tise yorıtur kazasın ne erse kese | Ol ! —derse, dilediği olur; her işte, karar verdiği gibi, hukümünü yürütür. |
3730 | öküş miŋ selamım sevüg savçıka ol edgü kulavuz köni yolçıka | Sevgili resule, o doğru rehber ve iyi kılavuza binlerce selâm. |
3731 | iligke du’açı bitidim bitig selamın esenlik öze ay tetig | Hükümdara duacı sıfatıyle mektup yazdım; ey zeki, sana selâm eder ve sağlık dilerim. |
3732 | ilig yarlıkamış bitig birle söz okıdım bitigin yaruk boldı köz | Hükümdar mektup yazmak lutfunda bulunmuş; mektubu okudum, gözüm sevinçle parladı. |
3733 | öküş edgü yarlıg tümen öt erig maŋa yarlıkamış kamug sözlerig | Bu pek güzel fermanda bana bir çok öğüt ve nasihat lütfetmiştir. |
3734 | yime va’de kılmış öküş edgülük agırlık açıglar yigü kedgülük | Bir de mevki, ihsan, yiyecek ve giyecek hususunda bir çok lutuflar vadinde bulunmuşlar. |
3735 | yorıglı bu yalŋuk bu arzu öze yorırlar tileyü ajunug keze | Bütün insanlar bunu isterler ve bunu elde etmek için, dünyayı gezip dolaşırlar. |
3736 | tapugsuz özüm bulsa edgü açıg kalı taplamaz men bu devlet yaşıg | Ben hiç uğraşmadan, böyle bir lütuf ve ihsana nail olursam, bu saadeti ve bu hayatı nasıl beğenmeyebilirim. |
3737 | velikin bu bir kaç müni bar adın özüm barsa yası ma kelgey kidin | Fakat bunun bir kaç kusuru da vardır; eğer ben oraya gidersem, bu iyilikleri zararlar takip edecektir. |
3738 | olarda biri bu tapug bilmez öz barıp tapnumasa yarumaga yüz | Bunlardan biri — ben şahsan bu hizmetleri bilmiyorum; gidip de hizmet edemezsem, benden hiç kimse memnun kalmaz. |
3739 | törü yok toku yok yime kılk kılınç törüsüz tapugçı yaramaz erinç | Bende usûl erkân, bu işlere lâyık tavır-hareket ve vukuf yoktur; âdâb ve erkânı bilmeyen hizmetkâr hiç bir işe yaramaz. |
3740 | ikinci cefaçı bu dünyag bilip cefa kıldım aşnu cefa kılga tip | ikincisi — bu cefâcı dünyanın bana da cefâ edeceğini bildiğim için, ben ondan evvel davranıp, ona cefâ ettim. |
3741 | bayatka sıgındım özüg bekledim bu din birle iman küdezsü idim | Tanrıya sığındım, nefsime hâkim oldum; rabbim bu din ve imanımı korusun. |
3742 | boguzka eginke barım yetgey ök nerek anda naru maŋa bolga yük | Şimdi elimde olan şeyler, yiyecek ve giyecek bana kâfidir; ondan fazlasının ne lüzumu var, o bana ancak yük olur. |
3743 | boguzka yiyim hem eginke kedim maŋa kılmaz eksük törütgen idim | Boğazım için yiyeceği ve sırtım için giyeceği yaratan Tanrım bana eksik etmez. |
3744 | törütti igidti bu ödke tegi takı ma igidgey ay dünya begi | Beni o yarattı ve bugüne kadar besledi; ey dünya beyi, o beni ileride de besleyecektir. |
3745 | saŋa birdi dünya esirkemedi maŋa birmegeymü birigli idi | O sana, hiç esirgemeden, dünya nimetlerini verdi; vergili rabbim bana da vermezmi. |
3746 | kamug edgü isiz çıgay baylıkım bayattın körür men ay ersig akım | Ey cömerd yığitirri, bütün iyilik ve kötülüğü, fakirlik ve zenginliği Tanrı'dan bilirim. |
3747 | bayat kapgı tuttum kılur men tapug kamug halk yumıtgu bu ol çın kapug | Ben Tanrı kapısını tuttum, ona kulluk ediyorum; bütün halkın toplanacağı hakikî kapı budur. |
3748 | saŋa ya seniŋ kapgıŋa men barıp negüni tileyin tiriglik ıdıp | Sana yahut senin kapına gidip, hayatımı vakfetmeme mukabil, ben senden ne bekleyebilirim. |
3749 | ikigü bayat kullarımız biz ök bu kulluk içinde kurunuz tüz ök | Biz ikimiz de Tanrı kullarıyız; bu kulluk husuûsunda ikimiz de aynı mertebedeyiz, |
3750 | bu kul kulka kulluk yaragsız bolur tapugçıka tapsa ucuzluk bulur | Kulun kula kulluk etmesi yakışmaz; hizmetkâra hizmet eden kimsenin kıymeti kalmaz. |
3751 | kişi himmeti bolsa mundag kerek bayat tapgı kusa urunsa yürek | İnsan himmet sahibi ise, böyle olmalıdır; Tanrıya kulluk etmeli ve bu yolda metaneti elden bırakmamalıdır. |
3752 | idi yakşı aymış süzülmiş köŋül eşitgil ay bilge ukuşlug amul | Âlım, akıllı, durmuş-oturmuş ve temiz kalpli insan çok güzel söylemiş, dinle. |
3753 | açıglı toduglıka kılma tapug negüke kılur sen tapugka butug | Kendisinde acıkma ve doyma vasıfları bulunan bir kimseye kulluk etme; kulluk için neye bir put ararsın. |
3754 | tapın bir bayatka tuşı tınmadın tünün kunduzun bul açıglıg kapug | Durup dinlenmeden bir Tanrıya tapın; gece-gündüz açık olan bu kapıdan şaşma. |
3755 | ay Mg bu tört hacetim kıl reva saŋa tapnayın men elig yüz ova | Ey hükümdar, şu dört hacetimi yerine getir; ben de el ve yüz öperek, sana kulluk edeyim. |
3756 | tiriglik kolur men özüm ölgüsüz yigitlik tiler men karı bolgusuz | Ben ölümsüz bir hayat isterim, ihtiyarlığı olmayan bir gençlik dilerim. |
3757 | esen tut mini sen tuçı igrizin bayutgıl çıgay kılmagıl neŋsizin | Sen beni dâima sıhhat içinde ve sağ tut; zenginleştir ve hiç bir vakit fakir ve malsız bırakma. |
3758 | bu tört neŋ maŋa bir saŋa tapnayın sevüg can yuluglap özüm itneyin | Bu dört şeyi bana te'min et, sana kulluk edeyim; sevgili canımı feda ederek, kendimi emrine hâzır bulundurayım. |
3759 | bu neŋler maŋa birse sen ay ilig özüm kul kılayın bireyin elig | Ey hükümdar, bana bu şeyleri te'min edersen, ben de kendimi kul ederek, sana bağlanırım. |
3760 | munı birgüke bir küçüŋ yetmese ne artuklukuŋ bar maŋa ay kese | Eğer bunları te'mine kudretin yetmezse, benden ne üstünlüğün var, bana açık söyle. |
3761 | yigü kedgü erse yigüm bar kedim takı ma kerek bolsa birgey idim | Bu yemek, içmek ise, yiyeceğim ve giyeceğim var; daha da lâzım olursa, bunu da rabbim verecektir. |
3762 | agırlık ucuzluk bayattın turur ölüm ya tiriglik hem andın erür | îzzet bulmak veya zelîl olmak Tanrıdandır; ölüm ve hayat da ondandır. |
3763 | munı çın biligli ukuşlug kişi adınsıg bolurmu ay ilci başı | Bunu gerçek bilen akıllı insan başka türlü davranırını, ey büyük hükümdar. |
3764 | mini bir bayatım küdezmişi teg küdezümegey sen aya aslı beg | Ey asîl bey, beni Tanrımın koruduğu gibi, sen beni koruyamazsın. |
3765 | sini men küdcigü kerek men kiçe mini ol küdezür söz aydım aça | Geceleri seni benim korumam lâzımdır; beni koruyan ise, odur; sözümü açıkça söyledim. |
3766 | özüŋ todmagınça maŋa tegmez aş mini todrur öŋdün özi yimez aş | Sen doymadan, bana yemek gelmez; Tanrı ise, kendisi yemek yemekten münezzeh .olduğu hâlde, beni doyuruyor. |
3767 | ötügçi kereksiz.muŋadsa özüm tilim tepremedin eşitür sözüm | Başım darda kalırsa, aracıya lüzum yoktur; dilim daha hareket etmeden, sözümü işitiyor. |
3768 | kapugçı tıdumaz ya yol kılguçı. tegürmez maŋa bir küvez kür küçi | Kapıcı veya yol-gösterici bana mâni olamaz; hiç bir kibir ve azamet taslayan bana kafa tutamaz. |
3769 | saŋa yazsa men sen keçürmege sen keçürgey idim miŋ yazuk kılsa men | Sana karşı bir kusur işlersem, sen beni affetmeyeceksin; rabbim beni, bin kusur işlesem dahi, affeder. |
3770 | negü tir eşitgil yazuklug kulı köŋül sırrı açtı kör ötnür tili | Dinle, günahkâr kul ne der; bak, gönül sırrını açarak, ne söyler. |
3771 | aya çın vefalıg bagırsak idim seniŋde bagırsak adın bulmadım | Ey gerçek vefalı, merhametli rabbim, senden daha merhametli başka birini bulmadım. |
3772 | muŋadmış özümke birür sen tilek yavuz arkasızka sen arka yülek | Başım darda kalırsa, istediğimi verirsin; hiç bir desteği olmayanlara sen destek ve yardımcısın. |
3773 | igimke şifa sen sakınçka sevinç muŋumka tayançım irikse avınç | Sen hastalığıma şifâsın, kederime sevinçsin, derdime dermansın; sıkıntılı zamanımda da beni teselli eden sensin. |
3774 | küvençim avınçım sevincim kamug sevinçiŋ içinde turur ay ulug | Güvencim, avuncum ve sevincim hepsi senin rızan içindedir, ey ulu. |
3775 | öküş kıldım emdi saŋa men yazuk seniŋ rahmetiŋde bu yazuk az ok | Ben sana karşı çok günah işledim; senin rahmetin karşısında bu günah çok azdır. |
3776 | keçürgil yazukum saŋa yası yok kınama mini sen saŋa asgı yok | Günahımı bağışla; senin için bunun bir zararı olmadığı gibi, beni cezalandırmanın da sana bir faydası yoktur. |
3777 | yazukum telim erse rahmet me bar anı kıl meniŋ birle sindin yarar | Günahım çok ise, senin'rahmetin de var; bana karşı rahîm ol; sana bu yakışır. |
3778 | eger kınasa sen yaraglıg ma men keçürsev keçür sen yaraglıg ma sen | Eğer cezalandırırsan, ben buna da lâyıkım; bağışlarsan-bağışla, sen de buna lâyıksın. |
3779 | bilir sen bilir men sini bir idim bilir men bilir sen sini bir tidim | Bilirsin ki, seni bir rabbim bilirim; bilirim, ki, sana bir dediğimi bilirsin. |
3780 | otun men otunluk bile öz ulır tüzün sen tüzünlük me sindin kelir | Ben küstahım, küstahlığımdan dolayı azap çekiyorum; sen halimsin, hilm de senden sâdir olur. |
3781 | orunçak turur bu sevüg can revan orunçak yana bir kötürmez bu can | Bu gidecek olan sevgili can emânettir; emânet olan bir şey başkasına emânet olarak bırakılamaz. |
3782 | ay ilig bu dünya keçimlig turur tiriglik küniŋe tüker alkınur | Ey hükümdar, bu dünya geçicidir; gün geçtikçe hayat eksilir ve tükenir. |
3783 | negüke inanıp sakıngu uzun negüke süçinip avıngu özün | Neye güvenerek, uzun emeller besleyeceksin; neye sevinerek, kendini avutacaksın. |
3784 | ata bardı iş tuş içi ya ini ana bardı ogluŋ kızıŋ kör kanı | Anneni, babanı kaybettin; eş-dost, büyük veya küçük kardeş ortadan silindi gitti; bir bak, oğlun, kızın nerede. |
3785 | ölüglig körür sen ölüg sen tirig sizik tutma bir kün eşüngey yirig | Ölümlüleri görüyorsun, sen de öleceksin; her diri olan, şüphesiz, bir gün toprak ile örtülecektir. |
3786 | usanma ay ilig udıma odun özüŋde kidin edgü atıŋ kodun | Gafil olma, ey hükümdar, uyuma, uyan; kendinden sonra iyi ad bırak. |
3787 | yava kıldıŋ erse keçürmiş künüŋ yava kılma emdi keligli tünüŋ | Geçmiş gününü heder ettin ise, bari gelecek geceni heder etme. |
3788 | keçer kün içinde kerekiŋ alın köçütçi kelirke itigin kılın | Geçer gün içinden gerek olan şeylerini al; senin hayattan göçürecek olanın her ân gelebileceğini düşün ve ona göre hazırlıklı bulun. |
3789 | bu halıg körürde meniŋ bu közüm negü teg barugay saŋa bu özüm | Ben gözüm ile bu hâli görürken, nasıl senin yanına gelebilirim. |
3790 | cefalıg ajundın kötürdüm köŋül vefalıg idimke sıgındım amul | Bu cefalı dünyadan gönlümü çektim; huzur içinde vefalı rabbime sığındım. |
3791 | kodu bir ay ilig mini sen maŋa du’açı bolayın bu yirde saŋa | Ey hükümdar, sen beni kendi hâlime bırak; burada ben sana duacı olayım. |
3792 | negüke tusulgay saŋa bu özüm özüŋke özüŋ ök tusul tut sözüm | Ben senin neyine faydalı olabilirim; sözümü dinle, sen kendin kendine faydalı ol. |
3793 | kişidin töŋüldüm töŋül sen yime kişidin asıg yoksa ilga ya maŋa | Ben insanlardan elimi-eteğimi çektim, sen de vaz geç; sana ve bana insanlardan fayda yoktur. |
3794 | men emdi bu kalmış tiriglik ıdıp bayatım sevincin tiler men tapıp | Ben imdi bu geri kalan günlerimi ibâdetle ve Tanrımın rızasını taleple geçirmek istiyorum. |
3795 | barı tap kereksiz adın artukum bu dünya tüpi ked üyük ol sukum | Olanım bana yeter, bundan fazlası lüzumsuzdur; ey tamahkâr, bu dünyanın dibi kurutulması imkânsız bir bataklıktır. |
3796 | tüpi yil keçer teg tiriglik keçip odundum men emdi küyer men açıp | Tipi geçer gibi, hayat geçince, ben artık uyandım ve şimdi ona içim yanıyor. |
3797 | egin bütti bogzum yime boldı tok töbün barsu dünya adın asgı yok | Sırtım pek, karnım da tok oldu; dünya yere batsın, onun başka ne faydası vardır. |
3798 | negü tir eşit bogzı egni bütün barım tap tise er bolur beg kutun | Karnı tok, sırtı pek olan ne der, dinle: — Bu bana yeter — diyen insan mes'ûd bir bey olur. |
3799 | idi yakşı aymış tapı bolmış er tapılık içinde kutı tolmış er | Olanı ile yetinen ve bu kanâati ile tam bir saadete kavuşmuş olan insan çok güzel söylemiş. |
3800 | boguzka yiyimçe ajunda yidim tap eginke kedimçe eginde kedim tap | Dünyada açlığımı giderecek kadar yedim; sırtımı örtecek kadar elbisem de var. |
3801 | tiriglik bolurça yigümni bulur men kerek bolsa birgey maŋa bir idim tap | Hayat devam ettikçe, yiyeceğimi bulurum; lâzım olunca, bana bir rabbim yetecek kadar verecektir. |
3802 | tusulmak üçün ünder erse ilig meniŋde tusulgu ukuş yok bilig | Hükümdar beni kendisine faydam dokunması için çağırıyorsa, bende istifâde edilecek kadar bilgi ve akıl yoktur. |
3803 | kalı il işiŋe tusulsu tise tusulgu yiri yok söz aydım kese | Eğer memleket işinde faydalı olmam isteniliyorsa, ka'î söylüyorum, benim istifâde edilecek bir tarafım yoktur. |
3804 | kalı iş küdügdin tir erse maŋa miŋ er işi kılgay kadaşım saŋa | Eğer bana iş-güçten bahsedıliyorsa, kardeşim sana bm kişinin işini yapacaktır. |
3805 | apaŋ edgü tir erse ilig mini özüŋ edgü bolsu yarutgay sini | Eğer sen beni iyiliğimden dolayı istiyorsan, kendin iyi ol, bu iyilik seni kâfi derecede sevindirir. |
3806 | miŋ edgüg adakını tutgınça sen yakaŋnı bir ök yolı tutgıl esen | Sen bin iyinin ayağına yapışacağına, bir defacık olsun, sağlamca kendi yakana yapış. |
3807 | ajunda çavıkmış ne türlüg eren iligke yumıtmış turur miŋ tümen | Dünyaya ün salmış bin bir çeşit insan hükümdarın etrafına toplanmıştır. |
3808 | negü bolga mindin iligke asıg asıgsız işig kılsa bolmaz tatıg | Hükümdara benden ne gibi bir fayda gelebilir; faydasız işi yapmakta ise, bir zevk yoktur. |
3809 | özüm ‘uzri koldum men emdi saŋa kodu bir mini sen sarılma maŋa | Şimdi ben senden özür dili yorum; bana sarılma, beni kendi hâlime bırak. |
3810 | takı ma negü söz yorımış alın kadaşım eşitti ötüngey tilin | Başka ne gibi söz ve çâre konuşulmuş ise, onları da kardeşim duydu ve size arzedecektir. |
3811 | tüketti sözin türdi badı bitig sunup birdi aldı kadaşı tetig | Sözünü tamamladı; mektubu katlayıp, bağladı; uzattı ve zeki kardeşi aldı. |
3812 | ayur men bitidim tilekim sözüm tilin sözlemiş söz eşittiŋ tüzüm | Sonra: — Ben arzumu ve sözümü yazdım; ağızdan söylenen sözleri de kendin duydun — dedi — |
3813 | tilin me ötüngil eşitsün ilig kodu birsü mindin kötürsü elig | Bunları şifahen de arzet, hükümdar işitsin; beni kendi hâlime bıraksın ve benden elini çeksin. |
3814 | yalavaç söz iltür yanutı kolur yanut söz eşittiŋ tegür ay unur | Elçi söz iletir ve cevabını ister; cevabını duydun, ey kudretli insan, onu götür. |
3815 | negü tir eşitgil uç ordu hanı tözü ilke yaŋzap söz aymış köni | Birer hakikat olan sözleri her tarafa yayılan Uç-Ordu ham ne der, dinle. |
3816 | yalavaçka mün yok sözin kıymasa tutuzmış sözüg çın tükel sözlese | Elçi sözünde hilaf etmez ve kendisine emânet edilen sözü doğru ve tam olarak söylerse, ona zeval yoktur. |
3817 | takı munda yigrek ayur türk hanı kınama yalavaç söz aysa köni | Türk hanı bundan daha güzel söyler: kendisine emânet edilen sözü aynen tekrar eden elçiye gazap etme. |
3818 | yalavaçka bolmaz ölüm ya kıyın eşitmiş sözin çın tegürse tilin | Elçi işittiği sözü aynen ulaştırırsa, ona ölüm veya ceza yoktur. |
3819 | yalavaç tidüküm bu ilci turur bu ilci sözin aysa ölmez kalıır | işte elçi dediğim böyle olan elçidir; bu elçi ne söylerse-söylesin, ona zeval yoktur. |
3820 | yalavaç tutuzmış sözin sözlese açıg bir tilin ög söz aydım kese | Elçi kendisine emânet edilen sözü söyleyince, ona ihsanda bulun, onu medh et; işte bu kadar. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI ODGURMIŞKA | ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMIŞ'A CEVABI | |
3821 | yanut birdi ögdülmiş aydı sözüŋ eşittim negü sözledi söz özüŋ | Öğdülmiş cevap verdi: — Söylediğin sözlerin hepsini dinledim— dedi. |
3822 | bitidiŋ bitigke yanutı bitig maŋa bir bireyin ay bilge tetig | Mektuba karşı cevap yazdın; şimdi izin ver, onu götüreyim, ey zeki âlim. |
3823 | velikin sizikim bu ol ay kadaş ilig kılmagay kör sini özde taş | Fakat, ey kardeş, benim şüphem şudur: hükümdar seni kendisinden uzak bırakmayacaktır. |
3824 | yanamu mini ıdgay erki ilig okıgalı yandru ay kılkı silig | Ey temiz kalpli insan, seni tekrar davet etmek için, hükümdar, hiç şüphesiz, beni yine gönderecektir. |
3825 | yana yandru terkin mini ıdga ol eger barmasa sen koŋül kodga ol | Çok geçmez, o beni buraya gönderecektir; sen ona gitmedikçe, o ısrar etmekte devam edecektir. |
ODGURMIŞ CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
3826 | yanut birdi odgurmış aydı kadaş bu söz sözlemegil koŋül bolga baş | Odgurmış cevap verdi: — Kardeşim, böyle söyleme; kalbim kırılır — dedi — |
3827 | özüm bargu ermez bu yirdin naru özüŋ emgetip kelme yandru berü | Ben buradan kalkıp, oraya gidecek değilim; kendini zahmete sokup, tekrar buraya gelme. |
3828 | tilep bulmagu neŋ tilese yavuz yorımagu söz sozlese sen ucuz | istemekle elde edilemeyecek olan şeyi istemek fenadır; te'sir etmeyen bir sözü söylesen, sözün kıymeti kalmaz. |
3829 | negü tir eşit emdi bilgi koyug sınap bilgüçi edgü isiz kamug | Derin bilgili, bütün iyi ve kötüyü tecrübe ile bilen insan ne der, dinle. |
3830 | kolup birmegü neŋni kolma küçün tilep bulmagu neŋ tileme küçün | istemekle alınamayacak şeyi zorla isteme; aramakla bulunamayacak şeyi zorla arama. |
3831 | yorıp tegmegü yirke barma yadag kalı bardıŋ erse öz emger küçün | Yürümekle erişilemeyecek yere yaya gitme; eğer gidersen, kendi kendine eziyet vermiş olursun. |
3832 | yana aydı odgurmış emdi yorı yana evre kelme ay ersig urı | Odgurmış bir de ilâve etti: — Şimdi yürü, bir daha buraya gelme, ey merd yiğit. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI ODGURMIŞKA | ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMIŞ'A CEVABI | |
3833 | örü turdı ögdülmiş aydı sözüm kesildi seniŋdin barayın özüm | Öğdülmiş ayağa kalktı: — Sana söyleyecek sözüm kalmadı, artık ben gideyim — dedi. |
3834 | kadaşı uzattı kör ögdülmişig tutuzdı takı söz ömiş bilmişig | Kardeşi Öğdülmiş'i uğurladı, şifahen beyan ettiği fikirlerini de ona emanet etti |
3835 | atın mindi ögdülmiş evre yanıp eviŋe kelip tüşti yattı tınıp | Öğdülmiş atına bindi; geri dönerek, evine gelip, indi; yatıp, biraz dinlendi. |
3836 | yaşık yirke yandı yüzin kizledi kalık meŋzi kiş teg bolup örledi | Güneş yere indi, yüzünü gizledi; gök yüzü parlak bir samur kürke büründü. |
3837 | ajun türtti yüzke kömür teg bodug körür köz yumuldı udıdı odug | Dünya yüzüne kömür renginde bir boya sürdü; görür gözler kapandı, uyanık olanlar uyudu. |
3838 | töşek koldı yattı kör ögdülmişe udıp bardı anca kötürdi başa | Öğdülmiş döşek istedi, yattı; bir az uykuya daldı, tekrar başını kaldırdı. |
3839 | togardın butıklandı ot teg yalın yarudı yaŋı yüz açar teg kelin | Doğudan ateş gibi alev dallandı ve gelin yüzünü yeni açmış gibi, dünya aydınlandı. |
3840 | kopa keldi örlep sıta kalkanı ajun meŋzi boldı örüŋ erdini | Mızrak ve kalkanı kalkarak, yükselmeğe başladı; dünya yüzü beyaz cevher gibi oldu. |
3841 | çıkıp karşıka bardı evdin turup iligke köründi özi yol kolup | Öğdülmiş kalkıp, evinden çıktı ve saraya gitti; yol isteyerek, hükümdarın huzuruna çıktı. |
İLİG SU’ALİ ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ | |
3842 | ayıttı ilig aşnu odgurmışıg ayur sözle keltür sözüŋ ni bışıg | Hükümdar önce Odgurmış'ı sordu, sonra: — Söyle neye karar verdiniz — dedi — |
3843 | negü söz yorıdı ne boldı işiŋ tilekiŋ ne boldı kelürmü işiŋ | Neler konuştunuz, arzu edilen iş ne oldu; arkadaşın geliyor mu? |
3844 | bitig birdi ögdülmiş aşnu türup ilig aldı açtı okıdı korup | Öğdülmiş ilk önce mektubu verdi; hükümdar aldı, açtı ve dikkatle okudu. |
3845 | yüzi kızdı oŋdı yana külçirip sakındı bir anca uzun kiç irip | Yüzünde gâh sevinç belirdi, gâh keder; sonra tekrar gülümsedi; bir müddet teessürle düşünceye daldı. |
3846 | ayur bu kadaşıŋ irig sözlemiş aŋar torku ıdtım tiken çiknemiş | Kardeşin çok haşin cevap vermiş; ben ona ipek gönderdim, o ise, diken işlemiş — dedi — |
3847 | müni yok bu sözke köni sözlemiş köni söz irig ol irig çoglamış | Ne ise, zararı yok, doğru söylemiş; doğru söz haşin olur; o da haşin söylemiş. |
3848 | negü erdi sözler tilin sözlemiş maŋa aygıl emdi eşitmiş ömiş | Ağızdan söylediği sözleri nedir; işittiklerini ve düşündüklerini şimdi bana söyle. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
3849 | ötündi iligke eşitmiş sözin ne yaŋlıg yorıtmış sözin tüp tözin | Öğdülmiş dinlemiş olduğu sözleri, nasıl konuştuğunu, olduğu gibi, hükümdara arz etti. |
3850 | ayur söz yorıdı neçe türlügün ol aydı men aydım ukuşun ögün | Aramızda kaç türlü söz geçti; onun akıl ve idrâk dâiresinde söylediği sözlere ben de öylece cevap verdim — dedi — |
3851 | meniŋ sözce barça yanut kıldı söz takı tuttum erse katıg yumdı köz | Benim her sözüme bir söz ile karşılık verdi; yakaladığım zaman, gözünü sımsıkı kapadı. |
3852 | negü kıldım erse berü kelmedi kese sözledi söz köŋül birmedi | Ne kadar ısrar ettim, fakat buraya gelmedi; kat'î konuştu, razı olmadı. |
3853 | eşitti anıŋ sözlerin kör ilig sözi erdi barça ukuş ög bilig | Hükümdar onun sözlerini dinledi; dediklerinin hepsi anlayış, akıl ve bilgi ile dolu idi. |
3854 | takı arzuladı komıdı köŋül komısa köŋül kör kişike muŋ ol | Onu tekrar görmek istedi, gönülü heyecanlandı; günül coşarsa, insana derd olur. |
3855 | körü barsa yakşı ayur er başı köŋül bulnasa boldı erksiz kişi | Dikkat edersen, yiğitlerin-başı güzel söylemiş: insan gönülünün esiri olursa, kendisine hâkim olamaz. |
3856 | beg ol bu koŋül kör kamug öz kulı begi kanca barsa udu kul yolı | Gönül beydir, bütün vücût onun kuludur; bey nereye giderse, kul onu takip eder. |
3857 | komısa köŋül kör tilese tilek tilek bolmagınça bu bulmaz yölek | Gönül heyecanlanır ve bir dilekte bulunursa, dileğini elde etmeden, o sükûnet bulmaz. |
İLİG CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
3858 | yana aydı ilig ay ögdülmişe kadaşıŋ tükel ök kişi ermişe | Hükümdar: — Ey Öğdülmiş —dedi—kardeşin gerçekten kâmil bir insan imiş. |
3859 | eşitmegüm erdi anıŋ sözlerin ne kılkı kılınçı ne bilgi barın | Kâşki onun sözlerini duymamış; ne tabiatı ve tavrını, ne de bilgisini, hiç birini bilmemiş olsa idim. |
3860 | eşittim köŋülke sıgurdum anı katıglan tilekke tegürgil mini | Fakat duydum ve ona gönlümde yer verdim; gayret et, beni bu dileğime kavuştur. |
3861 | meniŋ öz ilimde tilekim bolup yaragsız bolur bulmasa men kolup | Benim hâkim olduğum bu memlekette bir dileğim olur da, ben onu ister ve bulamazsam, bu yakışık almaz. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
3862 | yanut birdi ögdülmiş aydı ilig budunda talu beg ay kılkı silig | Öğdülmiş cevap verdi: — Ey hükümdar, ey halkın seçkin beyi, ey yumuşak huylu insan — dedi — |
3863 | yanarda kadaşımka aydım bu söz yana ıdgay ilig saŋa kelgey öz | Dönerken kardeşime: — Hükümdar tekrar beni sana gönderecek ve ben de geleceğim. |
3864 | kodu birmegey ahır iltgey sini bu kün bar tidim men agırlap anı | Nasılsa seni bırakmayacak ve sonunda kendi yanına alacaktır; ona hürmet göster, şimdiden gel— dedim. |
3865 | töŋüldürdi aydı yana kelme tip özüm bargu ermez küçün kolma tip | Ümidimi kırdı ve: — Bir daha gelme, ben gidecek değilim; ısrar etme, beni zorlama — dedi. |
İLİG CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
3866 | ilig aydı uktum eşittim sözüŋ bu söz işke kirmez yobatma özüŋ | Hükümdar: — Anladım, söylediklerini duydum — dedi — fakat bu sözlerin faydası yoktur; kendini avutma. |
3867 | negü beg bolur ol tilekin tilep anı bulmasa ol tuçı arzulap | Bu kadar arzu ettiği hâlde, dileğini elde edemeyen bey nasıl bir bey olur. |
3868 | ne erklig bolur ol budunka ulug yorıtmasa ilde bu yarlıg kamug | Kendi memleketinde fermanını yürütemeyen kimse, nasıl halkın büyüğü ve hâkimi olur. |
3869 | bedüklük nişanı bu ol belgülüg tilemiş tilektin bu bulsa ülüg | Hakikî büyüklüğün nişanı, şüphesiz, arzuladığı şeyi elde etmektir. |
3870 | köŋül arzu kolsa negü erseni emi ol tilekke tegürse anı | Gönül herhangi bir şeyi arzu ederse, bunun tek çâresi onu dileğine kavuşturmaktır. |
3871 | yana ma bu arzu maŋa boldı ig munı emlemese özüm bargu yig | Bu arzu benim için artık bir hastalık oldu; bunun burada tedavisine imkân yoksa, benim oraya gitmem gerekir. |
3872 | negü tir eşitgil bu beytig okı anıŋ ma’nisi uk ay köŋlüm tokı | Bu beyti oku, ne der, dinle; bunun mânasını anla, ey gönlümü doyuran insan. |
3873 | kamug igke ot ol emi belgülüg ol ig emlegüçi kamı belgülüg | Her hastalığın bir ilâcı ve çâresi vardır; bu hastalığı tedavi eden kam da bulunur. |
3874 | köŋül arzu birle kalı iglese tilek bulsa oŋlar kemi belgülüg | Eğer gönül bir şeyi arzular ve bu arzu onda hastalık derecesine varırsa, o ancak dileğini bulmakla şifa bulur. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
3875 | yana aydı ögdülmiş ilig kutı ajunda negü bar aŋa yok otı | Öğdülmiş cevap verdi: — Ey devletli hükümdar, dünyada çâresi olmayan ne var — dedi — |
3876 | ilig inç esenin tirilsün uzun saŋa men bolayın yulug bu özün | Hükümdar sağlık ve sıhhat içinde çok yaşasın, ben senin uğruna feda olayım. |
3877 | bu söz men ötündüm iligke tilin asıg yok bu kün öz ökünse yılın | Hükümdara arzettiğim bu sözlerden dolayı yıllarca peşimanlık duyacağım, fakat bunun bugün bir faydası yoktur. |
3878 | negü tir eşitgil ukuşlug saŋa sözüg saknu sözle ay ersig toŋa | Dinle, akıllı insan sana ne der: - Sözü düşünerek söyle, ey merd yiğit. |
3879 | tilin sözlemese söz asgı telim ökündürdi sözlep mini bu tilim | Sözü söylememenin faydası çoktur; bu dilim beni söylemekle peşiman etti. |
3880 | sözüg sözlemese saŋa kul bolur kalı sözlese sen sini kul kılur | Sözü söylemezsen, o söz sana kul olur; eğer söylersen, o seni kendisine kul eder. |
3881 | sözüg saknu sözle sen ivme serin ive sözlemiş söz ökünçi yarın | Sözü düşünerek söyle, acele etme, sabırlı ol; acele söylenen sözden yarın peşimanlık gelir. |
3882 | sizinmedim erdi kör odgurmışıg okıp kelmegüsin er erdi bışıg | Odgurmış'in davet edilince, geleceğinden hiç şüphe etmemiştim; o olgun bir insan idi. |
3883 | ilig bir tilese özüm miŋ tiler tusulgay maŋa tegme künde onar | Hükümdar bir isterse, ben bin isterim; o bana her gün on misli faydalı olacak idi. |
3884 | tilekim bu ok men bile bolsa men elig bir kılıp ked tapug kılsa men | Benim arzum onun ile birlikte çalışmak ve el-birliği ile daha iyi hizmet etmek idi. |
3885 | neçe tuttum erse anı men katıg ol anca tirendi iletti tatıg | Ben ona ne kadar şiddetle ısrar ettimse, o da o kadar direndi ve tadını kaçırdı. |
3886 | yana bargu erse barayın özüm negü aygu erse ayayın sözüm | Tekrar gitmem icap ederse, ben giderim; ne söylemek lazımsa, ona söylerim. |
3887 | ilig me yana bir bitig birsüni okısun bitig ol maŋa bütsüni | Hükümdar tekrar bir mektup yazıp versin ki, o mektubu okusun ve bana itimat etsin. |
İLİG CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDAR'İN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
3888 | ilig aydı ıdtım bitig bir yolı bitigke yanut kıldı taş teg tolı | Hükümdar dedi: — Bir defa mektup gönderdim, bu mektuba taş ve dolu gibi cevap verdi — |
3889 | yana ok negü teg bitiyin bitig bitig ornıŋa sen bitig sen tetig | Ona tekrar nasıl mektup yazayım, ey zeki; mektup yerine işte sen gidiyorsun. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'IN HÜKÜMDARA CEVABI | |
3890 | yanut birdi ögdülmiş ilig kutı neçe andag erse bitig me biti | Öğdülmiş cevap verdi: — Ey devletli hükümdar, bu her ne kadar böyle ise de, bir de mektup yaz. |
3891 | yalavaç neçe çın ked erse amul bitig bolmasa sözke bütmez köŋül | Elçi ne kadar dürüst, mahir ve temkinli olursa-olsun, mektup olmazsa, kalbinde şüphe kalır. |
3892 | tanıglı kişike tanuk ol bitig tanuk bolsa hile yorımaz itig | İnanmayan kimse için, mektup bir delildir; delîl bulunursa, hîle ve düzene yer kalmaz. |
İLİG CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDAR'İN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
3893 | ilig aydı arzuŋ bu erse kalı bitig me bitiyin açıp söz yolı | Hükümdar: — Eğer arzun bu ise, söze yol açmak üzere, mektup da yazayım — dedi — |
3894 | bitig me bitiyin munukı sözün bitigke ışanma katıglan özün | İşte bu sözleri mektuba da yazayım, fakat sen yalnız mektuba güvenme, kendin de gayret et. |
3895 | negü sözlegü erse sözle tilin anı ündegil sen maŋa bir alın | Ne söylemek lazımsa, söyle; her çâreye baş vurarak, sen onu buraya setir. |
Yûsuf Has Hâcib tarafından XI. yüzyılda yazılmış, Türk dilinin, edebiyatının ve kültür tarihinin en önemli kaynaklarından.
XLIV. ODGURMIŞ'IN HÜKÜMDARA MEKTUP YAZIP GÖNDERDİĞİNİ SÖYLER [ODGURMIŞ İLİGKE BİTİG BİTİP IDMIŞIN AYUR]
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Popüler Başlıklar
-
BİSMİ'LLAHİ‘R-RAHMANİ'R-RAHİM Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi ...
-
Mısra (Kutadgu Bilig) Tercüme (Türkiye Türkçesi) ...
-
No Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi 955 ilig bir kün ay toldını ündedi orun birdi oldur tiyü imledi Hükümdar bir gün Ay...
C - BÂBLARIN FİHRİSTİ [FİHRİSTU’L-EBVAB]
Kutadgu Bilig Tercüme (Türkiye Türkçesi) 1. bab: tengri ‘azze ve cellening ögdisin ayur 01. bâb: Tanrı azze ve cellenin medhin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder