No | Kutadgu Bilig | Türkiye Türkçesi |
---|---|---|
3512 | yanut birdi odgurmış aydı özüm sözüngni eşitti eşitgil sözüm | Odgurmış cevap verdi ve : — Ben senin sözlerini dinledim, şimdi sen de benim sözlerimi dinle — dedi — |
3513 | bu dünya özin ked sevitmiş sangâ kamug caybı erdem körünmiş sanga | Bu dünya kendisini sana çok sevdirmiş; onun bütün kusurları sana fazilet gibi görünmüş. |
3514 | taılg ermez senindin meselde kelir kayu neng sevüg bolsa caybı barır | Sana hayret etmem; meselde de vardır : hangi şey sevilirse, onun kusurları görünmez. |
3515 | sevitmiş üçün dünya ‘aybı kamug sanga bolmış erdem ay ilde ulug | Ey memleketin büyüğü, dünya kendisini sevdiği için, onun bütün kusurları sana fazilet gibi gelmiş. |
3516 | negü tir eşitgil bu sevmiş kişi sevügke sevüg caybı erdem başı | Sevmiş insan ne der, dinle; seven nazarında sevgilinin kusuru en büyük fazilettir. |
3517 | sevüglüg nişanı bu ol belgülüg sevüg 'aybı erdem bolur ay külüg | Ey şöhretli, sevgilinin nişanı, hakikatte şudur: sevilenin kusuru fazilet olur. |
3518 | özüng dünya sevmiş nişanı bu ol kamug ‘aybın erdemke tutmış köngül | Senin dünyayı sevdiğinin alâmeti budur; onun bütün kusurlarını gönlün fazilet gibi kabul etmiş. |
3519 | negü teg öger sen bu dünya manga anıng caybını men ayayın sanga | Bu dünyayı sen bana nasıl öğersin; onun kusurlarını sana ben söyleyeyim. |
3520 | apa yazdı erse bayat kınadı bu dünyag tünek kıldı erklig idi | Adem günah işleyince, Tanrı onu cezalandırdı; kadir Tanrı bu dünyayı ona zindan yaptı. |
3521 | tünekte ne arzu tiler sen tilek tilek uçmak içre bolur kut yülek | Zindanda ne gibi arzu ve dilek ararsın; dilek, arzu ve saadet cennet içinde bulunur. |
3522 | apa uçmak içre yidi kör evin arıngu kılındı bu dünya evin | Adem cennet içinde buğday tanesi yedi; bu dünya evi ona bir temizlenme yeri olarak yaratıldı. |
3523 | bayat yirmisi ol bu yek sevmişi takı artukı ol sevüp salmışı | Bu şeytanın sevdiği Tanrının yerdiğidir; Tanrının sevip bıraktığını ise, o daha çok sever. |
3524 | ödürse bayat bir tilemiş kulın angar dünya birmez arıtur yolın | Tanrı her hangi bir kulunu seçerse, ona dünya malı vermez; bu sûretde onun yolunu temizler. |
3525 | ayı edgü ermez bu dünya kutı bayattın yıratur bu ol din yutı | Bu dünya saadeti hiç de iyi bir şey değildir, insanı Tanrı'dan uzaklaştırır; din için asıl felâket budur. |
3526 | bayat men tigüçi kişide haşı ajun koldı bardı ol it sakışı | -Tanrıyım— diye böbürlenen insan dünyaya hâkim olmak istedi ve köpek gibi, geberip gitti. |
3527 | bayusa bolur ol budun kötkisi çıgaylık bile ol köngül kodkısı | insan zenginleşirse, aşağılık olur; alçak gönüllülük ancak fakirlik ile mümkündür. |
3528 | yalıng togmış er kör yalıng bargu ol nelük dünya tirmek yana kodgu ol | Çıplak doğmuş olan insan çıplak gidecektir; dünya malını toplamak neye yarar, tekrar bırakılacak olduktan sonra. |
3529 | nelük arsıkar sen aya öldeçi özüng iki künlük konuk boldaçı | Ey fânî, niçin kendini aldatıyorsun; sen burada iki günlük misafirsin. |
3530 | bilir sen tiriglik ölümke turur anundı ölüm uş ödinge küdür | Bilirsin ki, hayat ölmek içindir; ölüm hazırlanmıştır, sâdece vaktini bekliyor. |
3531 | kapug açtı dünya takı bir kapug ölüm kapgı açlur kirür halk kamug | Bir kapı açıldı — dünya kapısı; bir kapı daha açılır, o kapı ölüm kapısıdır ve her kes oraya girer. |
3532 | özüng iki künlük avmgu üçün körürde küyürme özüngni küçün | İki günlük avunma için, kendini bile-bile zorla âteşe atma. |
3533 | yayıg dünya irsel kutı evrülür negü birdi erse yana terk alur | Dönek dünya vefasızdır, saadeti kararsızdır; ne verdi ise, yine çabucak alır. |
3534 | adırmaz kişisin kulug ya begig ödürmez talusın yavuz ma yigig | İnsanları kul veya bey diye ayırmaz; bu daha iyi veya daha kötüdür diye, ayırt etmez. |
3535 | birig beglenür kör takı bir begin okıyu turur tegme künde öngin | Birini kendisine bey olarak seçer; fakat bakarsın, her gün başka bir beyi çağırmakta devam eder. |
3536 | körü barsa dünya kölike sanı ederse kaçar kaçsa edrer sini | Dikkat edersen, dünya gölge gibidir, takip edersen, kaçar; kaçarsan, o senin peşine düşer. |
3537 | mungar mengzer emdi körü bar bu söz munıng ma’nisi uk aya köngli tüz | Dikkat et,-imdi şu söz buna benzer; ey hâlis yürekli, bunun mânasını anla. |
3538 | bu dünya kaçar kim ederse anı kalı kaçsa andın ederür sini | Kim kendisini kovalarsa, bu dünya ondan kaçar; eğer ondan kaçarsan, bu defa o seni kovalar. |
3539 | yana dinka öçlüg bu dünya nengi yise dünya din yir baka kör munı | Bir de bu dünya malının dine karşı kini vardır; dünyaya nail olunca, din ihmâl edilir; buna dikkat et. |
3540 | bezenip bu dünya özin körkitür itinmiş kelin teg köngül yilkitür | Bu dünya insanın karşısına süslenerek çıkar; süslü bir gelin gibi, gönülü heyecanlandırır. |
3541 | köngül birse kurtga bolur bir tun yaka ying tutar künde kesmez un | Gönül verirsen, huysuz bir acuze olur; yaka ve yene yapışır, dırdırının ardı-arkası kesilmez. |
3542 | yana kılkı irsel kılınçı yayıg begi birle turmaz tükel üç ayıg | Tavır, hareketi de vefasız ve dönektir; kocası ile doğru-dürüst üç ay bile geçinmez. |
3543 | kim erse köngül badı erse angar yava kıldı isiz tiriglik mungar | Bir kimse ona gönül bağlarsa, yazık, hayatını boşuna ona feda etmiş demektir. |
3544 | idi kız erür bu tiriglik küni yava işke işletse bolmaz munı | Bu hayâtın her günü çok kıymetlidir, bunu boş yere sarf etmek doğru olmaz. |
3545 | tiriglik mün ol kör kamug edgüke yava kılmagıl sen anı ay böke | Hayat her türlü iyilik için bir sermâyedir; ey kuvvetli insan, sen onu boşuna harcama. |
3546 | bu üçte adın yok bu dünya nengi halal ol ya şübhe haram ol öngi | Bu dünya malının yalnız üç vasfı vardır: o ya helâl ya şüpheli yahut haramdır. |
3547 | halalka sakış ol haramka ma km kalı şübhe erse yime ked sakın | Helâl için hesap, haram için ceza vardır; eğer şüpheli ise, bundan da çok sakın. |
3548 | sevitse kimi dünya ahır sürer avıtsa erej birle terkin irer | Dünya önce kendisini sevdirir, fakat sonra seveni kovar; huzur içinde avutur, fakat çabucak ondan bıkar. |
3549 | sevinç birle igdip tükel semritür sakınç kadgu birle yana yavrıtur | Güler yüzle onu besler, iyice semirtir; fakat türlü endişe ve kaygılar ile onu tekrar zayıflatır. |
3550 | sevincin körü barsa ahır sakınç sakmçın tirilse bolur kin sevinç | Sevincine dikkat edersen, sonu endişedir; endişe ile geçen hayâtın sonu da sevinçtir. |
3551 | uçı nimet erse tüpi mihnet ol başı mihnet erse songı nimet ol | Tepesi nîmet ise, dibi minnettir; başı mihnet ise, sonu nimettir. |
3552 | negü tir eşitgil sakmuk odug yırak tur bu dünya tegürgey yodug | Takva sahibi ve uyanmış olan insan ne der, dinle; uzak dur, bu dünya malının sana zararı dokunur. |
3553 | sening baylıkıng kör çıgaylık turur sanga kim çıgay erse baylık turur | Senin zenginliğin, bak, fakirliktir; senin nazarında kim fakir ise, asıl zengin olan odur. |
3554 | sini kim yise yir sen ahır etin öçüngni alır sen kara yir katın | Seni kim yerse, sonunda sen onun etini yersin; kara toprağın altında öcünü alırsın. |
3555 | buzulgu turur bu itilmişlering saçılgu turur bu yumıtmışlarıng | Sağladığın bu nizam bozulacaktır; bu topladıkların tekrar dağılacaktır. |
3556 | barıglı turur bu ajun terk ödün keligli turur ol ajun ked odun | Bu dünya kısa bir zamanda gidecek, öbür dünya gelecektir; çok uyanık ol. |
3557 | barıglı barur künde sindin yırar keligli kelir terk sanga öz ular | Gidecek olan gider, gün geçtikçe senden uzaklaşır, gelecek olan gelir, kısa bir zamanda sana ulaşır. |
3558 | barıglıka birmez biliglig köngül keliglike itnür ukuşlug amul | Bilgili insan fânî olana gönül vermez; akıllı ve ağır-başlı insan gelecek, olana hazırlanır. |
3559 | ölümüg biligli sevinmez özün ölürüg körügli avınmaz uzun | Ölümü bilen insan dünya saadetine kapılmaz; öleni gören insan da uzun müddet avunmaz. |
3560 | yorıglı kişi yolda itmez evin köçügli kişi evde kodmaz nengin | Yola çıkan insan yol üzerinde evini yapmaz; göç eden kimse de eşyasını evde bırakmaz. |
3561 | konuk sen bu dünya sanga bir tüşün tüşünde sakınç tutma artuk uzun | Sen misafirsin, bu dünya sana bir misafirhanedir; misafirhanede çok fazla şey aranmaz. |
3562 | ayı edgü ermez bu dünya nengi kiming bolsa evrer kılınçı yangı | Bu dünya malı hiç de iyi bir şey değildir; o kendisine sahip olanın tavır ve hareketini değiştirir. |
3563 | bedel kıldı ebdal nengin hem malın bakıp kodtı zahid bu dünya ulın | Tarikat ehli malını-mülkünü hakka verdi; zâhid, esassız olduğunu anlayarak, bu dünyayı terk etti. |
3564 | körünmez teg ol bu tuzakçı sanga bu dünya nengi ol saçılmış menge | Tuzak kuran her ne kadar sana görünmezse de, onun saçtığı yem bu dünya malıdır. |
3565 | usayuk bu yalnguk idi suk közi kalı torka kirmez bu yalnguk özi | İnsan gafildir ve gözü de çok haristir; böyle olan insan nasıl tuzağa düşmez. |
3566 | negü tir eşitgil sakınuk başı bu dünya işindin sakınmış kişi | Dinle, takva sahibi ve bu dünya işlerinde ihtiyatlı davranan insan ne der. |
3567 | tuzakçı körünmez mengin körkitür bezenmiş kelin teg köngül yilkitür | Tuzak kuran görünmez, yalnız yemini gösterir; süslenmiş bir gelin gibi, gönülü çeler. |
3568 | közi suk serimsiz usayuk özüng mencin tattıng erse adak berkitür | Gözün harîs, kendin sabırsız ve gafilsin; yemini tadarsan, ayağın bağlanır. |
3569 | kamug dünya birke yumıtsa bütün erej birle ming yıl tirilse kutun | Bütün bu dünya nimetleri bir kimsede toplansa ve o huzûr ve saadet içinde bin yıl yaşasa bile, |
3570 | negü asgı ahır kara yir koyı anıng tüşneki ol yagız yir oyı | Ne fayda, sonunda onun da gireceği yer bu kara toprağın altı, bu yağız yerin çukurudur. |
3571 | keçürmiş tiriglik sanga bolga tüş negü kıldıng erse yanut kelge tüş | Geçirdiğin hayat sana bir rüya olacak; ne yaptınsa, bunun karşılığını göreceksin. |
3572 | uş ol kün ökünse ökünç asgı yok negü kıldıng erse yıl ay kün tanuk | O gün peşiman olursan, bunun faydası yoktur; ne yaptınsa, yıl, ay ve gün buna şahittir. |
3573 | ajun tatgı barça bu üç neng turur üçegü tatıgları tüz teng turur | Bütün dünya zevki şu üç şeydir; her üçünün tadı da birbirine müsavidir. |
3574 | yimek içmek ol kör bu üçte biri takı bir tisi ol avıtsa eri | Bu üçün biri yemek-içmektir; biri de erkeği avutan kadındır. |
3575 | üçünçi esenin tiriglik turur bu üçte bu bir ked kereklig turur | Üçüncüsü ise, sıhhatte yaşamaktır; bu üç şeyden en lüzumlu olanı da budur. |
3576 | bu üç neng sevinci tatıgı kamug adın üçke tegmez ay ilde ulug | Bu üç şeyin bütün neş'e ve zevki, karşılığında yapılması icap eden diğer üç şeye değmez, ey memleketin büyüğü. |
3577 | yimek içmek ol bir tatıg ay kadaş yanutı çıkarda yavuz ay adaş | Ey kardeş, zevkin biri yemek-içmektir; ey arkadaş, buna mukabil bunlar çıkarken fenadır. |
3578 | bu tatgıng üç emek boguzka turur anıngda naru barsa karnıng tolur | Bu zevkin üç parmaklık boğaz içindir; ondan öteye giderse, karna dolar. |
3579 | kalı sirÇmese aş tadu artatur tadu artasa er kör iglep yatur | Eğer yemek hazım edilmezse, esas unsurları bozar; unsurlar bozulursa, insan hastalanıp, yatağa düşer. |
3580 | ig ol aşnu erke ölüm tutgakı ölümde tatıg yok aya er sakı | İnsan için hastalık, her şeyden önce, ölüm habercisidir; ey insanların ihtiyatlısı, ölüm zevkli bir şey değildir. |
3581 | takı bir tatıg bu tisi tatgı ol soguk suvka yunmak anıng yangı ol | Başka bir zevk da kadın zevkidir; buna mukabil soğuk su ile yıkanmak vardır. |
3582 | anıngda basa kör ogul kız turur ogul kız yükin yüdmek emgek erür | Ondan sonra çoluk-çocuk dünyaya gelir; onların yükünü yüklenmek zahmetli bir iştir. |
3583 | negü tir eşitgil bu beyt ayguçı tisi hem ogul kız üzer er küçi | Bu beyti söyleyen ne der, dinle; kadın ve çocuklar erkeğin kuvvetini keser. |
3584 | tisi birle şuhbet idi ked tatıg soguk suvka yunmak yanutı katıg | Kadın ile beraber bulunmak çok güzel bir zevktir; fakat buna karşılık soğuk su ile yıkanmak zordur. |
3585 | tatıg kayda erse tatıgsız bile süçig kayda erse songında açıg | Zevk nerede ise, mihnet de beraberdir; tatlı nerede ise, orada acı vardır. |
3586 | tiriglik tatıgı bu erse kalı tatıgsız turur dünya mihnet yolı | Hayâtın zevki eğer bu ise, dünya tatsız bir mihnet yoludur. |
3587 | süçig bu tatıglıg tiriglik künüm tatıgsız kılur ahır açıg ölüm | Bu zevk içinde geçen günler tatlıdır; fakat sonunda acı ölüm bunu tatsızlaştırır. |
3588 | bu üç neng turur dünya tatgı bütün yanutı eşitting ay kılkı tüzün | Dünyanın bütün zevki bu üç şeydir; ey yumuşak huylu, bunları takip eden mihnetleri duydun. |
3589 | bu dünya yagı ol et öz bir yagı bu iki yagınıng yadıglıg agı | Bu dünya bir düşman, vücut ise, başka bir düşmandır; bu iki düşmanın ağı her tarafa yayılmıştır. |
3590 | üçünçi yagı yek bu din ogrısı tegürmesü tengri bularnıng yası | Üçüncü düşman şeytan, bu din hırsızıdır; Tanrı bunların şerrinden muhafaza etsin. |
3591 | bularda idi sarp bu yavlak yagı et özdin tegir ol öküşrek çogı | Bunlar arasında en sert ve kötü düşman vücuttur, en çok gürültü de ondan çıkar. |
3592 | bayat atı aysa tezer yek barır kodu barsa dünya seningdin kalır | Tanrı adını zikredersen, şeytan kaçar, gider; dünyayı bırakıp gidersen, ondan kurtulursun. |
3593 | et özni negü teg kitergü bolur meger kim ölüm tutsa kalsa kalur | Fakat vücûdu nasıl bırakırsın; onu ancak ölüm senden ayırabilir. |
3594 | idi yakşı aymış biliglig bügü biliglig bügüler sözin tınglagu | Bilgili hakîm çok güzel söylemiş; bilgili hakimlerin sözünü dinlemek lâzımdır. |
3595 | mini mungka tegrür et öz emgetür ara küldürür kör ara yıglatur | Bana vücûdum ıztırap ve zahmet çektirir; bâzan güldürür, fakat bâzan da ağlatır. |
3596 | ajun tezginür men tilekin udu ara aç yatur men arala todu | Onun arzusuna uyarak, dünyayı dolaşırım; bâzan aç yatarım, bâzan da tok. |
3597 | bir arzu yitürse takı bir kolur takı birni bulsa tükel beg bolur | O bir arzusuna kavuşursa, bir başkasını ister; onu da bulursa, artık insana tamamen hâkim olur. |
3598 | basumaz özüm bu et özni utup basa bir bagırsak idim sen tutup | Ben bu vücûdu yenip, ona hâkim olamıyorum; merhametli rabbim, sen ona hâkim ol. |
3599 | bu yavlak osuglug turur bu et öz semiz tutsa artuk bolur bu yavuz | Bu vücût böyle kötü bir tıynettedir; onu kuvvetlendirirsen, daha çok kötüleşir. |
3600 | bulak semrise kör munar hem azar idisin çalar yirke andın tezer | Haşarı at semirirse, kudurur ve azar; sahibini yere vurur ve ondan kaçar. |
3601 | tükel avcı it teg et özke bakın semiz bolsa bilmez idisi hakın | Vücûda bak, tam bir av köpeği gibidir; semirirse, sahibinin hakkını tanımaz. |
3602 | karın todsa avka yügürmez bolur idisi tilekinçe barmaz turur | Karnı doyarsa, ava koşmaz olur; sahibinin arzusuna göre hareket etmez, yerinde durur. |
3603 | kiçig oglan özlüg et öz mengzegi boguz todsa yügrür tiler öz tengi | Vücût küçük çocuğa benzer; karnı doyarsa, koşar, akranlarını arar. |
3604 | karın todsa et öz bolur ermegü tilekçe tilese tilek birmegü | Karın doyarsa, vücût tembelleşir; arzu ettiğin gibi olmasını istersen, onun istediğini vermemelisin. |
3605 | tiriglik tükeli tükel üç kün ol anıngda narusı neçe tüş tün ol | Hayat tamâmı tamâmına üç gün sürer; bundan ötesi bir kaç rüya ve gecedir. |
3606 | birisi yarın ol biri keçti tün yarınka tegirmü tiriglik bu kün | Bu üç günden biri — yarındır; biri — dün geçti; bugünkü hayat acaba yarına ulaşacak mı. |
3607 | anıngda narukı tiriglik nece tiriglikke tutma söz aydım aça | Bundan başka daha ne varsa, onu hayat telâkki etme; sana bunları izah ettim. |
3608 | tisi şuhbeti me bu erlik otın öçürmek üçün ol birer sacatın | Kadın ile bulunmak da ancak bâzı anlarda erkeklik âteşini söndürmek içindir. |
3609 | bu otug negü teg öçürse öçer kerek erse körklüg ya körksüz kuçar | insan bu âteşi nasıl söndürse olur; ister güzel, ister çirkin olsun, sırası geldikçe kucaklar. |
3610 | boguz tatgı barça karın todmak ol karın todsa artuk asıg kodmak ol | Bütün boğaz zevkleri karnın doymasıdır;' karın doyunca, en faydalı olanı yemekten el çekmektir. |
3611 | karın todsa arpa ya hal va bir ol kalur barça artıp tulur kirgü yol | Karın doyarsa, arpa veya helva birdir; hepsi artar, kalır; gireceği yol tıkanır. |
3612 | şeker halva yigli ya arpa üyür todup yatsa tangda yana aç turur | İster şeker, helva, ister arpa, darı yemiş olsun, doyup yatan sabah tekrar aç kalkar. |
3613 | negü tir eşitgil sakınuk çigay çıgay erse nengke közi köngli bay | Dinle mal bakımından yoksul olduğu hâlde, gözü ve gönülü zengin olan, takva sahibi fakir ne der. |
3614 | şekerlig yiding sen ajun nimeti kavuk yür yidim men özüm takati | Sen tatlı dünya nimetleri yedin; ben ise, ancak kudretimin yettiği kepek ve darı yedim. |
3615 | ikigün todup terig kiçe yattımız keçip bardı kelmiş künüm sacatı | Her ikimiz aynı derecede doyup akşam yattık; günüm geçti, gitti. |
3616 | ajunug neçe tirse öz ölgülüg iki böz tegir ol sanga belgülüg | Dünyayı ne kadar toplarsan-topla, senin bundan muhakkak olarak beraber götüreceğin ancak iki bez parçasıdır. |
3617 | çıgay bay ikigün ölümde kidin yana tüz bolurlar kara yir katın | Fakir ve zengin, ölümden sonra, her ikisi de kara toprağın altında tekrar müsavi olur. |
3618 | iki künki erter erejke bolup nelük arsıkar sen tiriglik bulup | Hayatta iki günlük geçici huzur için neden kendini aldatıyorsun. |
3619 | özüng suklanur sen ajun tirgeli ölüm suklanur kör sini tutgalı | Sen dünya malını toplamak için can atıyorsun; ölüm ise, seni yakalamak için can atıyor. |
3620 | tiriglik barır künde sindin kaçar yavuz bu ölüm kör ulungnı bıçar | Hayat geçer ve her gün senden bir az daha uzaklaşır; bu ölüm fenadır senin kökünü kazır. |
3621 | siziksiz ölür kör tirig boldaçı kayu kün ölürüg yok ol bildeçi | Diri olan, şüphesiz, ölür; fakat hangi gün öleceğini bilen yoktur. |
3622 | kiçig erse umnur sakal öngüke sakal önse umnur örüng bolguka | Küçük iken, insan sakal çıkmasını bekler; sakal çıkınca, beyaz olmasını bekler. |
3623 | sakalıng örüng bolsa keldi ölüm ölümke asıg kılmaz ok ya tolum | Sakalın beyazlaşınca, ölüm geldi demektir; ok-yay, silâh ölüme karşı fayda etmez. |
3624 | körürde küyürme özüngni küçün Özüng otka atma bu dünya üçün | Kendini göz göre-göre zorla yakma; bu dünya için, kendini âteşe atma. |
3625 | açıg suv teg ol kör bu dünya nengi neçe içse kanmaz ölimez engi | Bu dünya malı acı su gibidir; insan ne kadar içse, kanmaz; damağı bile nemlenmez. |
3626 | kurug kumka okşar bu yalnguk özi ögüz kirse todmaz bu sukluk közi | Bu insan kuru kuma benzer; onun tamahkâr gözü derya girse, doymaz. |
3627 | sakıg ol bu dünya közümde uçar neçe öz ederse ol anca kaçar | Bu dünya seraptır, gözünden uçar; ne kadar takip edersen, o kadar kaçar. |
3628 | et öz arzu sürgen tapugka tezig körünmez yagıka bu birmez kezig | Nefsinin arzularını kendisinden uzaklaştıran ve ibâdete koşan kimse, gizli düşmana fırsat vermez. |
3629 | et özke alık birme egme boyun avmçı sakınç ol tileki oyun | Vücûda tâviz verme ve ona boyun eğme; onun avutması ıztırap, ettiği de hava ve hevestir. |
3630 | keçürmiş tiriglik barır kelgüsüz neçe ol bu kalmış yime belgüsüz | Geçen hayat bir daha dönmemek üzere gider; geri kalanı ne kadar sürer, bu da belli değildir. |
3631 | bu bulmış kününg barı kılma yava ölümke itingil tapug kıl ive | Bari elde bulunan bugünü başına geçirme; ölüme hazırlan, ibâdete koş. |
3632 | negü tir eşitgil oçlunmış kişi kamug bulganuktın süzülmiş kişi | Uyanmış ve bütün bulanıklıklardan süzülmüş olan insan ne der, dinle. |
3633 | keçürdüng keçigli bu tünki tününg keçermü siziklig keligli kününg | Dün geceni geçirdin, gelen gününün geçeceğinden şüphemi ediyorsun. |
3634 | keçürmiş keçürgü ara bir tüşün tiriglikke munça bedütme ününg | Geçmiş ile geçecek arasında ancak bir konak vardır; bir konaklık hayat için, bu kadar gürültü etme. |
3635 | büte boldı munda tiriglik yidim öd ödlek ıdıp nefs butını sıdım | Epiyi bir zaman oldu, hayatımı burada geçirdim; zamanla nefsin belini kırdım. |
3636 | bu kün kend uluşka okır sen mini bulun kılsa nefsim yulugh kanı | Bugün sen beni kasabaya ve şehre çağırıyorsun; orada nefsimin esiri olursam, beni kurtaracak bulunur mu? |
3637 | et öz bir yagı ol idi sarp yagı karr.ug yirde yadmış tuzakı agı | Bu vücut bir düşmandır ve çok çetin bir düşmandır; o her yere tuzak ve ağını yaymıştır. |
3638 | tilekinçe ıdma katıglan tiren et öz ülgi birmez ukuşlug eren | Onu arzusuna bırakma, gayret et, mukavemet göster; akıllı insanlar vücûda tâviz vermezler. |
3639 | negü tir eşitgil özin basmış er hava boynı yençip özin tutmış er | Hava ve hevese gâlip gelerek, nefsine hâkim olmuş insan ne der, dinle. |
3640 | et özke bulun bolma bilgi ulug et öz bulnasa kör kolur din yulug | Ey büyük bilgi sahibi, vücûdun esiri olma; vücût seni esir ederse, fidye olarak, dinini ister. |
3641 | biliglig tise bolmagay ol kişig havası udu kılsa barça işig | Her işi hava ve hevese uyarak yapan adama bilgili demek caiz değildir. |
3642 | ukuşlug tise bolmagay ol erig et öz bulnı bolsa ay köngli tirig | Ey diri gönüllü, vücûdun esiri olan adama akıllı demek mümkün değildir. |
3643 | biligsiz kişi ol bolur belgülüg et özke birür bolsa tutçı ülüg | Vücûda dâima tâviz veren insan, gerçekten, bilgisiz insandır. |
3644 | ukuşsuz kişiler ol ol ay kadaş hava arzularka özin kılsa baş | Ey kardeş, kendilerini hava ve heveslerine baş yapanlar akılsız kimselerdir. |
3645 | munukı bu yanglıg turur bu ajun münin barça aydım sen ukgıl özün | İşte bu dünya böyledir; onun bütün kusurlarını söyledim, artık sen düşün. |
Yûsuf Has Hâcib tarafından XI. yüzyılda yazılmış, Türk dilinin, edebiyatının ve kültür tarihinin en önemli kaynaklarından.
XLII. ODGURMIŞ ÖĞDÜLMİŞ'E DÜNYANIN KUSURLARINI SÖYLER [ODGURMIŞ ÖGDÜLMİŞKE DONYANING AYIBLARIN AYUR]
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Popüler Başlıklar
-
BİSMİ'LLAHİ‘R-RAHMANİ'R-RAHİM Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi ...
-
Mısra (Kutadgu Bilig) Tercüme (Türkiye Türkçesi) ...
-
No Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi 955 ilig bir kün ay toldını ündedi orun birdi oldur tiyü imledi Hükümdar bir gün Ay...
C - BÂBLARIN FİHRİSTİ [FİHRİSTU’L-EBVAB]
Kutadgu Bilig Tercüme (Türkiye Türkçesi) 1. bab: tengri ‘azze ve cellening ögdisin ayur 01. bâb: Tanrı azze ve cellenin medhin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder