No | Kutadgu Bilig | Türkiye Türkçesi |
---|---|---|
4934 | okıdı ilig bir kün ögdülmişig ayur kılgu boldı saŋa bir işig | Hükümdar bir gün Öğdülmiş'i çağırdı ve: — Sana bir zahmet daha görünüyor — dedi — |
4935 | okıdım kadaşıŋ maŋa kelmedi ol arzu tilekni özüm bulmadı | Davetime rağmen, kardeşin bana gelmedi; ben de bu arzu ve dileğime kavuşamadım. |
4936 | kiterdim men uş bu tilemiş tilek adın boldı emdi tilekke yölek | Ben bu arzumdan vaz geçtim; şimdi dileğime erişmek için, başka bir yol düşündüm. |
4937 | bu ol kör bu künki tilekim meniŋ özüm bir yüzini köreyin anıŋ | Artık benim arzum onun yüzünü, bir defa olsun, görmektir. |
4938 | aŋar men barayın ya kelsün maŋa ziyaret üçün ol ay kızgu eŋe | Ziyaret etmek için, ya ben ona gideyim yahut o bana gelsin, ey bahtiyar insan. |
4939 | maŋa tuşsu birsü bir öt sav erig yana yansu kılsu kılur işlerig | Bana gelsin, öğüt ve nasihat versin; sonra tekrar yerine dönüp, kendi işi ile meşgul olsun. |
4940 | maŋar asgı tegsün aŋar yası yok süzülsün özümdin kamug bulganuk | Bana faydası dokunsun, ona bundan bir zarar gelmez; gönlüm saf ve emin olsun. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
4941 | yanut birdi ögdülmiş aydı bu söz osuglug turur çın aya kutlug öz | Öğdülmiş cevap verdi ve: —Bu söz, gerçekten, çok yerinde bir sözdür, ey kutlu zât — dedi — |
4942 | bu iş kılga ilig tilese anı okıyın yana yarlıkasa mini | Hükümdar arzu ederse, bu işi yapayım; emir ederse, tekrar onu davet edeyim. |
4943 | barayın bu sözni ângar sözleyin ilig barmasun men anı keldreyin | Gideyim, ona bu sözü söyleyeyim; hükümdar huzurunu bozmasın, ben onu buraya getireyim. |
4944 | yana bir bitig yarlıkasun ilig okıp bütsü kelsü saŋa ol silig | Hükümdar tekrar bir mektup lütfetsin; o temiz insan da okuyup, sana inansın ve buraya gelsin. |
İLİG CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
4945 | ilig aydı emdi nerek bu bitig bitigde bütünrek bütün sen tetig | Hükümdar dedi: — Bu mektup da şimdi neye, mektuptan daha iyi itimat edilecek kimse sensin, ey zeki insan. |
4946 | bitig bütmegü teg kişike bolur seniŋde bütünrek adın kim bulur | Mektup itimat edilemeyecek kimseye verilir; senden daha inanılacak bir insan bulunur mu. |
4947 | negü tireşit yakşı yagma begi kamug iş içinde yetilmiş ögi | Dinle, her türlü işe aklı eren Yağma beyi ne der. |
4948 | yalavaçka bütse bitig ne kerek bütünlük bulunsa itig ne kerek | Elçi itimada şâyân olursa, mektuba ne lüzum var; ona itimat edilirse, ayrıca hazırlık külfeti neye gerek. |
4949 | sözüŋ ni tilin ay sözini eşit takı bir bitig ay tetig ne kerek | Kendi sözünü söylersen ve onun cevaplarını dinlersen, ey zeki insan, bir de mektuba ne lüzum var. |
4950 | bu anca iş ermez agır kelgü teg bu iştin belinglep yırak tezgü teg | Bu öyle ağır gelecek ve ürkülüp kaçınılacak bir iş değildir. |
4951 | nerek munça sözke bitig ya itig bütün sen bitig sen maŋa ay tetig | Bu kadarcık işe mektup veya ayrıca tertibat neye; sen benim itimat ettiğim insansın, mektup sensin, ey zeki. |
4952 | maŋa kelsü tuşsu yana barsu terk küçün tıdmagay men aŋa birdim erk | Buraya gelip, benimle buluşsun ve tekrar hemen gitsin; zorla ona mâni olmayacağım; kararında serbesttir. |
4953 | ıdur men sini kör bu hacet üçün okı edgü birle okıma küçün | Bu iş için seni gönderiyorum; onu zorlama, güzellikle buraya davet et. |
4954 | berü kelmese men barayın naru yüzini köreyin yanayın berü | Eğer o buraya gelmezse, ben oraya gideyim; yüzünü görüp, tekrar geri döneyim. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
4955 | yanut birdi ögdülmiş aydı tilek tükel bolga bolsa bayattın yölek | Öğdülmiş cevap verdi ve:—Tanrı yardım ederse, bu dilek yerine gelecektir — dedi— |
4956 | özümdin yana ok katıglaŋa men bu arzu tilekiŋ tükel kılga men | Kendi tarafımdan ben de bizzat gayret edeceğim, bu arzu ve dileği yerine getireceğim. |
4957 | ilig altunı inç esen bolsunı bayat birge barça tilek kolsum | Hükümdar sağ olsun ve huzur içinde yaşasın, Tanrı bütün dilek ve arzularını yerine getirsin. |
4958 | turup çıktı atlandı keldi yana tüşüp kirdi evke suçuldı tona | Kalkıp çıktı; atına binip, geri döndü; inip, evine girdi ve elbiselerini çıkardı. |
4959 | kızıl yüz öŋi oŋdı boldı sarıg ajun boldı altun öŋi teg arıg | Gök yüzünün al rengi soldu, sarardı; dünyanın her tarafı altın rengini aldı. |
4960 | yaşık türtti yüzke sarıg za’feran özin kıldı mina öŋi teg cihan | Güneş yüzüne sarı safran sürdü; cihan ise, mina rengine büründü. |
4961 | kalık bütrü tuttı sevügler kaşı ajun boldı zengi habeş kırtışı | Göğün her tarafı âşık kaşları ile doldu; dünya zenci-habeş derisine büründü. |
4962 | yidi içti yundı yetürdi namaz töşek koldı yattı udıp bardı az | Yedi, içti; abdest alıp, namaz kıldı; döşek istedi ve yatıp, bir az uyudu. |
4963 | sarıg sandvaç ötti ünün sayradı belinglep odundı usı kelmedi | Sarı bülbül öttü, güzel sesi ile şakıdı; Öğdülmiş irkilerek uyandı, uykusu dağıldı." |
4964 | odug yattı anca anı tıŋlayu avındı ol ünke turup taŋlayu | Bülbülü dinleyerek, bir müddet uyanık yattı; bu sese hayran olarak, onunla bir az oyalandı. |
4965 | usı yitti artuk uzadı tüni küsüş boldı arzun yarugu küni | Uykusu kaçtı, gece fazla uzun geldi; günün ağarmasını iştiyakla bekledi. |
4966 | kalık yırttı kedmiş kara köŋlekin açıldı yaruk yüz kötürdi egin | Gökyüzü üzerine geçirdiği siyah gömleği yırttı; peçesini kaldırdı, parlak yüzü açıldı. |
4967 | küle baktı örlep talu kız yüzi yarudı bu dünya iri hem kuzı | Yükselen güzel kız yüzü gülerek baktı; dünyanın her tarafı ışıklara boğuldu. |
4968 | toga keldi örlep çıkardı yüzin yaruk kıldı dünya kohn hem özin | Güneş doğdu ve yükselerek, yüzünü gösterdi; dünyanın bütün vadi ve ırmaklarını parlattı. |
4969 | yana koptı yundı tonandı tükel namaz kıldı özke yorup edgü fal | Öğdülmiş kalktı, yıkandı ve giyinip, hazırlandı; namaz kıldı ve bu işte muvaffak olması için, dualar etti. |
4970 | atın tuttı mindi bir oglan bile kadaşı tapa bardı sevnü küle | Atını tuttu, bindi ve bir uşağım yanına aldı; gülerek, sevinerek, kardeşine doğru yola çıktı. |
4971 | yakın tegdi erse anıŋ üskiŋe tüşüp bardı akru yorıp kapgıŋa | Onun bulunduğu yere yaklaşınca, atından indi ve yavaşça yürüyüp, kapısına vardı. |
4972 | tokıdı kapug akru elgin tutup turup çıktı terkin kadaşı ukup | Eli ile kapıyı hafifçe vurdu; kardeşi duyarak, kalkıp kapıya çıktı. |
ODGURMIŞ SU'ALİ ÖGDÜLMİŞKE | ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
4973 | közün kördi erse kör ögdülmişig ayur ay kadaşım uzattıŋ işig | Karşısında Öğdülmiş'i görünce: — Ey kardeşim, sen işi uzattın — dedi — |
4974 | nelük emgetürsen özüŋni küçün negüke karışıŋ maŋa bu öcün | Niçin kendini zorla zahmete sokuyorsun; niçin bu meselede bu kadar ısrar ediyorsun. |
4975 | yorı kel kirelim maŋa ay sözüŋ nelük evre keldi yana bu özüŋ | Haydi gel, girelim, neden tekrar buraya geldiğini anlat bakalım. |
4976 | turup evke kirdi bu iki kadaş kadaşıŋa zahid alın tügdi kaş | İki kardeş böylece eve girdiler; zahit kardeşini bir az soğukça karşıladı. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI ODGURMIŞKA | ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMIŞ'A CEVABI | |
4977 | keligli kadaşı ayur ay tüzüm kaşıŋ tügme aşnu eşitgil sözüm | Gelen kardeşi: — Ey iyi kalpli insan — dedi — derhâl kaşını çatma, önce sözümü dinle. |
4978 | sen aymış sözüŋ barça eksüksüzün iligke tegürdüm ötündüm özün | Senin dediğin bütün sözleri, eksiksiz olarak, hükümdara eriştirdim ve kendim de ricada bulundum. |
4979 | eşitti ilig söz tükel tıŋladı sözüŋ ni eşitti öküş teŋledi | Hükümdar bu sözleri işitti, hepsini dinledi; sözünü duydu ve uzun uzun düşünüp-taşındı. |
4980 | kodu birdi emdi sini ay kadaş munıŋda adın bir tilek koldı taş | Ey kardeş, hükümdar şimdi seni serbest bıraktı; fakat bundan başka bir arzusu daha var. |
4981 | mini sözçi ıdtı bu işke saŋa uvut kılmagıl sen mini ay toŋa | Bu işi için beni sana elçi olarak gönderdi; ey kahraman, sen beni artık utandırma. |
4982 | kamug neŋke had ol teŋi belgülüg teŋinde keçürme işiŋ ay külüg | Her şeyin hududu ve ölçüsü var; işin ölçüsünü kaçırma, ey şöhretli insan. |
4983 | negü tir eşitgil ukuşlug tili kamug neŋke yaŋzag bu ol söz ulı | Akıllı insan ne der, dinle; her şeye uyan ve her söze temel olan söz budur. |
4984 | terbinde keçürme kamug işni sen teŋinde keçürse yana kaçga san | Hiç bir işte ölçüyü kaçırma; ölçüyü aşan iş çığırından çıkar. |
4985 | kamug işke yaŋzag teŋi ol yaŋı kamug neŋ teŋi birle boldı esen | Her şeyin bir itidali, usûlü ve âdabı vardır; her şey itidal ile selâmete kavuşur. |
4986 | ilig kodtı emdi ozakı tilek okır bir ziyaretka bolgıl yölek | Hükümdar evvelki arzusundan vaz geçti; seni şimdi yalnız ziyaret için çağırıyor; bunu da artık reddetme. |
4987 | barıp tuş aŋar sen ya kelsün saŋa yüzüŋ körsüni bir ay köŋli kirile | Gidip, onunla buluş yahut o sana gelsin; ey geniş yürekli insan, o senin yüzünü bir defa görsün. |
4988 | munıŋda yası yok saŋa ay kadaş bolu bir maŋa sen aya bagrı taş | Ey kardeş, bundan sana bir zarar gelmez; ey taş yürekli insan, bir defa da benim sözümü dinle. |
4989 | ilig me idi edgü sultan turur çıgayka yavuzka sevüg can turur | Hükümdar da çok iyi bir sultandır; fakirler ve suçlular, ihsan ve affından dolayı, onu canları gibi severler. |
ODGURMIŞ CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
4990 | yanut birdi odgurmış aydı bu söz ukuşka yakın ol aya köŋli tüz | Odgurmış cevap verdi: — Bu söz akla yakındır, ey temiz kalpli insan — dedi — |
4991 | müsülman kadaşka müsülman kadaş ziyaret kılur ok ay köŋli tudaş | Müslüman Müslümana kardeştir ve onlar birbirlerini ziyaret ederler, ey gönülü gönlüme uygun insan. |
4992 | bu sözke egildim birür men boyun ziyaret kılayın aŋar men bu kün | Bu söz karşısında boyun eğiyorum; ben bugün, onu ziyaret ederim. |
4993 | munıŋda oza barmadım men aŋar öz asgı tiler erdi mindin sıŋar | O benden bir fayda beklediği için, bundan önce ben ona gitmedim. |
4994 | anı kodtı tuttı könilik yolın kirür men könilikke köndüm bilin | Şimdi o bundan vaz geçti ve doğru yola girdi; ben de bu yola giriyorum; onun arzusunu yerine getireceğim; emin ol. |
4995 | barayın iligke ilig kelmesün maŋar tegsü emgek aŋar tegmesün | Ben hükümdara gideyim, o buraya gelmesin; bu zahmete ben katlanayım, o eziyet çekmesin. |
4996 | ilig il begi ol budunka ulug aŋar kılgu hürmet agırlık kamug | Hükümdar memleketin beyi ve halkın büyüğüdür; ona her türlü hürmet ve tazimi göstermek lâzımdır. |
4997 | yorık tüzse ötrü könitse sözi arıtsa ilinde isizler izi | Böylece o hareketlerini düzeltir, sözünde sâdık olur ve memlekette kötülerin izini yok eder. |
4998 | negü tir eşitgil ay bilgi teŋiz ukuşlug amul köŋli yüksek ediz | Bilgisi deniz gibi geniş, akıllı, sakin ve gönülü çok yüksek olan insan ne der, dinle. |
4999 | ra‘iyetka vacib begi yarlıgı agır tutsa eştip kiçig ulugı | Beyin emirini yerine getirmek raiyet için vaciptir; büyük ve küçük onu duyan her kes, bu emre riâyet etmelidir. |
5000 | agırlagu begler özin hem sözin kerek hindu bolsun kümüş yulugı | Bu bey para ile satın alınmış köle dahi olsa, onun hem kendisine, hem de emrine riâyet gösterilmelidir. |
5001 | agırlar men emdi ilig yarlıgın ziyaret kılur men bolur men yakın | Ben de hükümdarın emrine hürmet eder ve onu ziyaret için, yanına giderim. |
5002 | yon yaŋıl emdi iligke sözüm tegürgil kelür tip munu bu özüm | Şimdi sen yürü, dön, hükümdara sözünü ulaştır; geleceğimi söyle, işte sözüm budur. |
5003 | yaruk dünya yüzke eşünse eşük men ötrü barayın ay eski tüşük | Parlak dünya yüzüne örtü örtünce, ben oraya gelirim, ey eski düşkün. |
5004 | kişi körse kündüz mini soŋdaga özin otka atga mini sözlege | Gündüz insanlar beni görürlerse, peşime takılırlar; benim hakkımda ileri-geri konuşarak, kendilerini ateşe atarlar. |
5005 | yon bargıl emdi sen evde küdez saŋa kelge men anda yatma sen az | Haydi, şimdi sen git, evde bekle, ben sana gelirim; bugün bir az geç uyursun. |
5006 | eŋ aşnu saŋa men tuşayın barıp neteg kılgu andın kılalım yorıp | İlk önce ben sana gelirim, sende buluşuruz; ne yapmak lazımsa, birlikte düşünürüz. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI ODGURMIŞKA | ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMIŞ'A CEVABI | |
5007 | sevindi kör ögdülmiş aydı cevab idi körklüg ol bu yime ked savab | Öğdülmiş sevindi ve: — Bu cevap çok güzeldir ve çok doğrudur — dedi — |
5008 | barayın men emdi iligke turup ayayın bu sözler sevinsün ukup | Ben şimdi kalkıp, hükümdarın yanına gideyim, bu sözleri ona haber vereyim; duysun da sevinsin. |
5009 | meniŋde basa sen bütürgil sözünt umınç kılmış ödte yetürgil özüŋ | Ben gittikten sonra sen de sözünde dur ve kararlaştırılan zamanda orada bulun. |
5010 | ikigü sözi tındı bir söz öze sevincin turup çıktı kaşın yaza | Bu söz üzerinde ikisi de mutabık kaldılar; Öğdülmiş, yüzü gülerek, sevinç içinde oradan ayrıldı. |
5011 | son yana ok tutuzdı ayur ay kadaş sözüŋ kıyma kelgil ay köŋli tudaş | Bir de ilâve etti:— Ey kardeş, sözünü tutmazlık etme, muhakkak gel, ey gönlü gönlüme uygun insan — dedi — |
5012 | yaşık yirke yansa yüzin kizlese kömür kırtışı dünya yüzke basa | Güneş batıp, yüzünü gizledikten, dünya yüzüne, kömür gibi, siyah bir deri bağladıktan sonra, |
5013 | sini küdge men evde kelgil maŋa yaragın körüp iş kılayın saŋa | Seni evde beklerim, bana gel; senin için ne yapmak icap ederse, onu yapar, hâzırlarım. |
5014 | atın mindi keldi iligke turup tüşüp kirdi ilig tapa yol kolup | Atına bindi ve oradan kalkıp, doğruca hükümdarın sarayına geldi; atından inip, müsâade isteyerek, huzura çıktı. |
5015 | tegürdi iligke ukulmış sözin sevindi ilig yazdı kaşın közin | Konuşulan sözleri hükümdara arz etti; hükümdarın sevinç içinde yüzü güldü. |
İLİG SU’ALİ ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ | |
5016 | ayur edgü boldı bu bir iş barı sözüŋ teg çın erse ol aymışları | Hükümdar: — Bu iyi bir iş oldu — dedi. — yalnız o da, senin söylediğin gibi, sözünde dursun. |
5017 | yana aydı ilig ne ödte kelir kayuda tuşar men aŋar ay bilir | Hükümdar devamla: — Ne zaman gelir, onunla nerede buluşacağız — dedi. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
5018 | yanut birdi ögdülmiş aydı kiçe yaruk dünya meŋzi tünerse çiçe | Öğdülmiş cevap verdi ve: — Akşam, parlak dünyanın yüzü iyice kararınca, |
5019 | meniŋ evke kelmek turur ol maŋa kaçan kel tise sen kelir ol saŋa | O benim evime gelecek; ne zaman gelmesini emrederseniz, o zaman huzurunuza çıkacaktır. |
İLİG CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
5020 | ilig aydı emgep yügürdüŋ öküş yanut birsü teŋri ol emgekke tuş | Hükümdar şöyle dedi: — Çok koştun ve çok zahmet çektin; bu zahmetlere mukabil Tanrı sana hak ettiğin mükâfatı versin. |
5021 | bu erdi meniŋ bu igimke emi sevindürdi emdi meniŋ köŋlümi | Benim hastalığımın devası bu idi; artık içim rahat etti. |
5022 | sen evde küdez kelse eştür maŋa kişi barga mindin okıtçı saŋa | Sen evinde bekle ve gelince, derhâl bana haber ver; ben de, davet için, sana bir adam gönderirim. |
5023 | kadaşıngnı algıl maŋa kel turup ziyaret kılayın yüzini körüp | Sen kardeşin ile birlikte bana gelirsin, ben de teberrüken onun yüzünü görmüş olurum. |
5024 | muŋar meŋzetür emdi bilge sözin negü tir eşitgil bu tüpi tözin | Şimdi bir âlimin buna benzer sözünü dinle; bu mesele hakkında, bak, o ne der. |
5025 | kişi köŋli tutçı tiler arzum avıtur tilek bulguka özini | İnsan gönülü dâima bir şeyler ister ve arzu eder; dileğini elde edinceye kadar kendisini durmadan oyalar. |
5026 | kalı bulsa arzu tilekin tükel köŋül kötrür anda keser sözini | Bütün dilek ve arzularını bulunca da, onları gönlünden çıkarır ve bir daha ağzına almaz. |
5027 | ilel tip turup çıktı ögdülmişe eviŋe kelip kirdi kıldı tüşe | Öğdülmiş "baş üstüne" diyerek, kalkıp çıktı; atına binip, evine döndü. |
5028 | yaşık yirke indi yüzin kizledi kararıp tuman tozdı dünya tudı | Güneş yere indi; yüzünü gizledi; dünyayı kara bir duman kapladı. |
5029 | ajun tul tonın kedti kaşın tügüp kalık yek yüzi teg karardı oŋup | Dünya iztırap içinde, tekrar dul elbisesini giydi; gök, şeytan yüzü gibi, soldu, karardı. |
5030 | kamug teprenür tındı yumdı közi çogı ün kesildi tirigler sözi | Bütün canlı mahlûklar sükûna erip, gözlerini yumdular; ses, gürültü, söz kesildi, hayattan eser kalmadı. |
Yûsuf Has Hâcib tarafından XI. yüzyılda yazılmış, Türk dilinin, edebiyatının ve kültür tarihinin en önemli kaynaklarından.
LXVIII. HÜKÜMDAR KÜN-TOĞDI'NIN ODGURMIŞ'I ÜÇÜNCÜ DEFA DAVET ETTİĞİNİ SÖYLER [KÜN TOGDI İLİG ODGURMIŞNI ÜÇÜNÇ YOLI ÜNDEYÜ IDMIŞIN AYUR]
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Popüler Başlıklar
-
BİSMİ'LLAHİ‘R-RAHMANİ'R-RAHİM Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi ...
-
Mısra (Kutadgu Bilig) Tercüme (Türkiye Türkçesi) ...
-
No Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi 955 ilig bir kün ay toldını ündedi orun birdi oldur tiyü imledi Hükümdar bir gün Ay...
C - BÂBLARIN FİHRİSTİ [FİHRİSTU’L-EBVAB]
Kutadgu Bilig Tercüme (Türkiye Türkçesi) 1. bab: tengri ‘azze ve cellening ögdisin ayur 01. bâb: Tanrı azze ve cellenin medhin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder