ahlât-ı erbaa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ahlât-ı erbaa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

LXV. ÖĞDÜLMİŞ ODGURMIŞ'A ZİYÂFETE GİTMEK ÂDABINI SÖYLER [ÖGDÜLMİŞ ODGURMIŞKA AŞKA BARMAK TÖRÜSİN AYUR]

No Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi
4573 yanut birdi ögdülmiş aydı bu ma
kereklig turur bu kadaş aysa ma
Öğdülmiş cevap verdi ve: — Ey kardeş, bu da izah edilmesi gereken bir şeydir — dedi —
4574 öküş türlüg ol bu okıgu kişi
telim türlüg ol bu konukluk aşı
Çağıran kimseler muhtelif sınıf ve tabakalara mensup olduğu gibi, ziyafetler de türlü-türlü olur.
4575 olarda birisi küdenke aş ol
ya sünnet aşı ya togursa ogul
Bunlardan biri — düğün ziyafetidir; biri de—ya bir oğlun doğumu sünneti dolayısiyle verilen ziyafettir.
4576 ya iş tuş okıgay ya koldaş adaş
ulug ya kiçig tut yakın ya kadaş
Birde eş, dost yahut arkadaş, ahbap, büyük veya küçük, yakın veya veya kardeş ziyafete çağırır.
4577 yog aşı bolur ya ölüg atıŋa
ya ol at bulup aş birür yatıŋa
Yahut bir ölü için yapılan yog aşı olur yahut biri bir rütbe alınca, başkalarına ziyafet çeker.
4578 bularda kayu erse aş suv yigü
anı teŋle bargu azu barmagu
Bu ziyafetlerden hangisine gitmek ve hangisine gitmemek icap ettiğini bilmek lâzımdır.
4579 adaş koldaş erdeş kadaş aşları
bolur erse körgü barıp işleri
Arkadaş, dost, ahbap ve kardeş ziyafetleri olursa, oraya gidip eşi, dostu görmelidir.
4580 turu birgü aşta körüp yat bazıg
aş içgü tegiri öküş ya azıg
Ziyafette bilhassa yat ve yabancılara itina göstermeli, yiyecek ve içeceğin az veya çok dağıtılmasına dikkat etmelidir.
4581 yakın koşnı aşnı aş itse saŋa
azu teŋrilik iş okısa toŋa
Yakın komşu senin için bir ziyafet verir yahut âhiret kardeşin seni davet ederse, ey yiğit,
4582 olarka yime bar küdezgil köŋül
sevindür olarnı sevin ay ogul
Onlara git, gönüllerini kırma; onları sevindir ve kendin de sevin, ey oğul.
4583 kalı itseler aş saŋa ograyu
ol aşka yime bar sevindür yiyü
Eğer senin için bir ziyafet çekerlerse, o ziyafete de git; yemeklerini yiyerek, onları memnun et.
4584 apaŋ munda taştın bolur erse aş
aŋar barmasa yig koŋül bolga baş
Bunların dışında başka ziyafetlere davet ederlerse, bunlara gitmemek daha iyidir, gönlün yaralanır.
4585 yarım ya yitim bolga oldrug turug
yavuz bolga köŋlüŋ ay edgü urug
Oturma yerleri yarım-yamalak olur; duracak yeri bulunmaz; ey asîl nesepli insan, kalbin kırılır.
4586 ya esrük tütüş kılga ahsumlagay
aşıŋ siŋmegey tek köŋül agrıgay
Ya ziyâfettekiler sarhoş olup, kavga ederler; yediğin içine sinmez, sâdece canın sıkılır.
4587 kamug tir tcdum yim aş içgü üçün
özüŋni ucuz kılmagıl sen küçün
Bir doyumluk bu' yiyecek ve içecek için, kendini zorla itibardan düşürme.
4588 negü tir eşitgil boguz tıdguçı
özi bogzıŋa erk bolup tutguçı
Boğazına hâkim olan ve icap ettiği zaman kendisini yemekten men' edebilen insan ne der, dinle.
4589 boguzuŋ küdez bolrna erniŋ ili
bu bogzuŋ üçün bolma yalŋuk kulı
Boğazını gözet ve aşağılık insan olma; bir boğaz için, insanların kulu durumuna düşme.
4590 telim kördüm emdi agir bolmış er
tıdumadı bogzı üçün boldı yir
Şimdiye kadar itibarda bulunmuş bir çok kimseleri gördüm; boğazlarına hâkim olmadıkları için, toprak ölüp gittiler.
4591 öküş kördüm ilde bedümiş erig
bulun kıldı bogzı töşendi yirig
Memlekette yükselmiş bir çok insan gördüm; boğazlarının esiri oldular ve toprağa düştüler.
4592 telim baynı kördüm boguz bulnadı
özi boldı müflis çıgaylık yidi
Bir çok zenginler gördüm, boğazlarının esiri oldular ve böylece iflâs ederek, tekrar fakirliğe düştüler.
4593 boguzka bulun bolma bogzı ulug
boguzka bulun bolsa bolmaz yulug
Boğazın esiri olma, ey boğazına düşkün adam; boğazın esiri olursan, bir daha bu esaretten kurtulamazsın.
4594 kayu türlüg aşka barır erse sen
edeb birle aş yi bilir erse sen
Hangi ziyafette olursa-olsun, yemek yerken, mümkün olduğu kadar, edep dâiresinde hareket et.
4595 törü bilmez ögsüz kılıksız kişi
törülüg kişi körse taŋlur başı
Usûl bilmez, akılsız ve nasıl hareket edeceğini bilmeyen kimseler, usûle vâkıf insanları görünce, şaşırır-kalırlar.
4596 seniŋde ulug aşka sunsa elig
sen ötrü elig sun bu ol kör bilig
Senden büyük yemeğe başladıktan sonra, sen elini uzat; bak, âdet böyledir.
4597 oŋ elgiŋ bile sun bayat atı ay
yigü üdregey hem özüŋ bolga bay
Yemeğe sağ elini besmele ile uzat; böylece yemeğin bereketi artar, sen de zengin olursun.
4598 çişi utrukı türmek alma tigü
oz ütru negü erse algu yigü
Başkasının önündeki lokmalara dokunma; kendi önünde ne varsa, onu al ve ye.
4599 bıçak tartma anda kötürme süŋük
ayı bolma kovdaş ne silkim sepük
Sofrada bıçak çıkarma ve kemik sıyırma; çok obur olma ve pek de sünepe oturma.
4600 neçe me tok erse yiyü turgu aş
kişi aş kişike körü bir kadaş
Ne kadar tok olursa-olsun, insan ikram edilen yemeği reddetmemelidir; ey kardeş, yemeği adamına göre ikram et.
4601 yigü alsa tişle uşak tançula
isig aşnı ürme sen agzıŋ bile
Yemeği alınca, ısır ve ufak-ufak çiğne; sıcak yemeği ağzın ile üfleme.
4602 yir erken aşıg türtme tirki öze
kişi körki buzma kılınçıŋ tüze
Yemek yerken, sofra üzerine sürünme; insanların huzurunu kaçırma, hareketine dikkat et.
4603 törüsüzlük ol bu törüçe yorı
törüsüz kişiler kişike korı
Bütün bunlar usûl bilmezlikten ileri gelir, usûle uygun hareket et; usûl bilmeyen insanların başkalarına zararı dokunur.
4604 idi yakşı aymış törülüg kişi
törü bilse yalŋuk bulur tör başı
Usûl bilen kimse çok güzel söylemiş; insan usûl bilirse, baş-köşeye geçer.
4605 kamug neŋke öŋdi törü bar sözi
törü tüz yorıtsa yarur er yüzi
Her şeyin usûlü, âdap ve erkânı vardır; usûlü tam olarak tatbik eden kimsenin yüzü güler.
4606 kılıksız törü öŋdi bilmez kişi
kişike katılsa itilmez işi
Usûl, âdap ve erkânı bilmeyen kimse insanlara katılırsa, işinde muvaffak olamaz.
4607 aşıg tatganu yi sen elgiŋ sunup
sini körse evlik sevinsün turup
Yemeğe elini uzat, haz ve arzu ile ye; ev hanımı, seni görerek, memnun olsun.
4608 kişi emgek ıdsa saŋa itse aş
yava kılma emgek anı kılma baş
İnsan zahmet edip, sana ziyafet hazırlarsa, bu zahmeti boşa çıkarma; onun hatırını kırma.
4609 köni sözlemiş körse köŋli odug
sözi körse ma’ni birür tü bodug
Gönülü uyanık insan çok doğru söylemiş; dikkat edersen, onun sözü çok renkli ve manalıdır.
4610 kişi köŋli yuvka sırınçga sanı
idi ked küdez sıŋa serme anı
insanın gönülü incedir, o bir sırçaya benzer; ona çok dikkat et, kaba söz söyleme, kırılır.
4611 serilse kişi köŋli kitti tatıg
yakınlık yıradı kesildi asıg
İnsanın gönülü kırılırsa, işin tadı kaçar, yakınlık uzaklaşır ve ondan faydalanmanın arkası kesilir.
4612 yakınlık tilese küdezgil köŋül
köŋül sınsa kitti yakınlık tötigül
Yakınlık istersen, gönülü gözet; gönül kırılırsa, yakınlık gider ve bil ki, artık o senin dostun değildir.
4613 aşıg teŋleyü yi yime aş öküş
maŋa mundag aydı ukuşlug küsüş
Yemeği ölçülü ye, çok fazla yemek yeme; akıllı ve aziz insan bana böyle dedi.
4614 öküş yiglilernirg aşı yig bolur
aşı yig kişi tutçı iglig bolur
Çok yiyenlerin yemeği hazmolunmaz; yemeği iyi hazmedemeyen kimseler dâima hasta olurlar.
4615 boguzdın kirür ig boguzug küdez
aşıg teŋleyü yi yigü içgü az
Hastalık boğazdan girer, boğazı koru, yemeği ölçü ile ye; insan her vakit az yeyip, az içmelidir.
4616 bu ig tutsa terkin kişig yavrıtur
anı emlemese ölüm tavratur
insana bir hastalık gelirse, onu derhâl kuvvetten düşürür; tedavi edilmezse, ölüm koşar-gelir.
4617 yime yakşı aymış otacı hakim
hakimler sözini yavuz tigli kim
Tabip hakîm de çok güzel söylemiş; hakimlerin sözüne kim fena diyebilir.
4618 ölümdin yumuşçı ig ol aşnusı
kişi igledimü ölüm koşnısı
Hastalık ölümün ilk habercisidir; insan hastalandı mı, ölüm yanı başındadır.
4619 bela mihnet ol ig ölüm tutgakı
ölümde tatıg yok azu yakşısı
Hastalık belâ ve mihnettir ve ölümün öncüsüdür; ölümün zevki yoktur, onun iyisi olmaz.
4620 kişi men tigüçi apa oglanı
isig tumlıgıg bilgü adra anı
Ben insanım — diyen âdem-oğlu sıcağı ve soğuğu ayırt edebilmelidir.
4621 tadu biliglü aşnu yaraşık yise
taduka yaraşmazın kodgu usa
Uygun olan şeyleri yemek için, önce tabiatı bilmeli; tabiata uygun olmayan yemeklere mümkün mertebe yanaşmamalıdır.
4622 isig artsa terkin sogık iç öze
sogık artar erse isigin tüze
Sıcaklık fazlalaşırsa, üzerine derhâl soğuk bir şey içmeli; soğukluk fazlalaşırsa, onu sıcak ile tâdil etmelidir.
4623 yigit erse yaşıŋ yaz erse yılıŋ
sogık işke tutgıl isitür kanıŋ
Yaşın genç ve ömrün bahar yıllarında ise, soğuk şeyler kullan, kanın bunları ısıtır.
4624 yaşıŋ kırkta keçse kün ay erse küz
isig neŋ bile sen özüŋ tabcı tüz
Yaşın kırktan fazla ve mevsim son bahar ise, tabiatini sıcak şeyler ile tanzim et.
4625 yaşıŋ erse altmış ödüŋ erse kış
isig işke tutgıl sogık kılma iş
Yaşın altmış ve vaktin de kış ise, sıcak şeyler kullan; soğuk şeyler ile arkadaşlık etme.
4626 kurug tumlıg artsa isig öl anut
bu iki aŋar kılga evre yanut
Kuruluk ve soğukluk fazlalaşırsa, sıcak ve yaş şeyleri hazır tut; bu ikisi onlara karşı koyar.
4627 bu öl tumlıg artsa saŋa kılsa yas
isigin kurugun anı yandru bas
Bu yaşlık ve soğukluk fazlalaşır ve sana zarar verirse, sıcak ve kuru şeyler ile onları karşıla.
4628 taduŋ tumlıg erse isigin küçe
isig erse tumlıg yiyü tur içe
Tabiatın soğuk ise, onu sıcakla kuvvetlendir; sıcak ise, soğuk şeyler ye ve soğuk şeyler iç.
4629 kalı samduy erse taduŋ belgülüg
isigli sogıklı ara bir ülüg
Eğer tabiatın kat'î olarak ılık ise, onu, sırasına göre, sıcak ve soğuk şeyler ile besle.
4630 bu yaŋlıg küdezgil taduŋnı köni
esen bolga incin tiriglik küni
Tabiatini bu şekilde tanzim et, hayatın huzur ve sıhhat içinde geçer.
4631 negü tir eşitgil otacı sözi
munıŋ ma’nisi uk tirilgil kuzı
Tabip ne söylemiş, dinle; bunun mânasını anlayarak yaşa, kuzum.
4632 özüŋ tabcını men ayayın yora
kızıllı saŋlı örüŋli kara
Ben senin tabiatini izah edeyim; bu ya kızıl, sarı, ak veya kara olur.
4633 bularda birisi biriŋe yagı
yagusa yagıka yagı adrara
Bunlardan her biri diğerlerine düşmandır; düşman düşmana yaklaşınca, bu renkler ile ayırt edilir.
4634 ukuşlug kerek öz tadug terlese
yaraşık ne erse anı ok yise
Tabiati mutedil tutmak için, insanın akıllı olması gerektir; uygun olan ne ise, ancak o şeyler yenmelidir.
4635 kişi yılkı birle adırtı bu ol
taduka yaraşık yise ay ogul
İnsan ile hayvan arasındaki fark, tabiate uygun şeyleri yemekle belli olur, ey oğul.
4636 negü tir eşit emdi kökçin sakal
uka bar munı sen turu kalma kal
Şimdi ak-sakal ne der, dinle; bunu anlamağa çalış ve ihtiyarlığında şaşırma.
4637 kişi kırk yaşap öz tadu bilmese
tükel yılkı ol bu neçe sözlese
İnsan kırk yaşına gelir ve kendi tabiatini bilmezse, nutuk sahibi olmasına rağmen, o tam bir hayvandır.
4638 sınayu körü bilmese er bilig
kişike samagu anı ay silig
Tecrübe ve görgüsünden bilgi edinmeyen kimseyi insandan saymamalı, ey temiz kalpli insan.
4639 başında keçip er yorık tüzmese
köni sözlemiş boldı yılkı tise
Tecrübelerine rağmen, hareketini tanzim edemeyen kimseye "hayvan" derlerse, doğru söylemiş olurlar.
4640 öd ödlek keçip bolmasa er bügü
kişi tip atamagu yılkı tigü
Zaman geçtiği hâlde, hikmet sahibi olmamış ise, ona "insan" değil "hayvan" demelidir.
4641 körü barsa yakşı ayur emçiler
aşıg az yise er esenin küler
Dikkat edersen, tabipler çok iyi söylemişler: insan yemeği ne kadar az yerse, o kadar sıhhatli ve neşeli olur.
4642 esenlik tilese kör igzizlikin
az atlıg otug yi tiril ay tigin
Dâima sıhhatte kalmak ve hiç hasta olmamak istersen, "az" adlı ilâç ye ve öyle yaşa, ey beyzâdem.
4643 öz inçlik tilese ereji uzun
til atlıg etig yi tiril ay tüzün
Uzun zaman huzur içinde ve rahat yaşamak istersen, "dil" adlı eti ye ve öyle yaşa, ey temiz kalpli insan.

Popüler Başlıklar

C - BÂBLARIN FİHRİSTİ [FİHRİSTU’L-EBVAB]

Kutadgu Bilig Tercüme (Türkiye Türkçesi) 1. bab: tengri ‘azze ve cellening ögdisin ayur 01. bâb: Tanrı azze ve cellenin medhin...