2883 Öğdülmiş cevap verdi ve: — Hükümdar bu hususu da çok iyi düşünmelidir — dedi —
2884 Öz kardeşlerinden veya uzun yıllar iyice tecrübe edilmiş, nefsine hâkim ve doğru yolda yürüyen biri olmalıdır.
2885 Güvenilir, doğru, sâdık, gözü ve gönülü tok, tabiatı da atılan ok gibi doğru olmalıdır.
2886 Bu işe içkiyi iyi muhafaza eden ve bunu hazırlamağa muktedir böyle biri münâsip olur.
2887 Içkici-başı her türlü otları hazır bulundurur; hazım, kuvvet veya müshil ilâcı, hazırlar.
2888 Onun elinde yenilen, yalanan veya içilen, arzu edilen her türlü ilâç bulunur.
2889 Kuru veya yaş meyva yahut içki ve şarap, bunlar boğaza hep onun elinden girer.
2890 Bey için her türlü tehlike boğazdan gelir; boğazın tadı aşçı ve içkicinın elindedir.
2891 Aşçı ve içkici itimat edilir kimseler olmazsa, beyin emniyetle yiyip içmesi çok güç olur.
2892 Bilgili ve hakîm insan ne der, dinle; boğaza çok dikkat etmeli ve yavaş-yavaş yemelidir.
2893 Boğazı gözetmek, baş için faydalıdır; az yemek, ağıza tatlı gelir.
2894 Çok insan gördüm; boğazını gözetmediğinden, beyhude yere başına kıydı ve hayatını heder etti.
2895 Hastalık ve rahatsızlık insana boğazdan gelir; tedavi ve ilâç da boğazdan olur.
2896 O akıllı ve çok bilgili olmalıdır; akıllı insandan insanlık gelir.
2897 Akıllı insan kötüye karışmaz; bilgili insan da doğru ve dürüst hareket eder.
2898 Ok düz olmasa idi; doğru gitmezdi; insan doğru hareket etmezse, başkalarının esîri olur.
2899 Ey kahraman beyim, sen doğruluk ile çalış; bence doğruluktan daha iyi bir şey yoktur.
2900 îçkici-başılık için çok titiz insan lâzımdır; o gönlünü, aklını ve yüreğini doğru tutmalıdır.
2901 Bütün işleri doğruluk ile yapmalı; uygunsuz ve küstah kimseleri kendisine yaklaştırmamalıdır.
2902 İçkiyi bizzat kendi eli ile karıştırmalı; kendisi mühürleyerek, muhafaza altına almalıdır.
2903 Yemek ve içkiye karıştırılan bütün otları kendi eli ile katmalı ve bunların temizliğine dikkat etmelidir.
2904 Kuru, yaş meyva veya gül-balı, gül-şurûbu, bütün bu içkileri kendisi yapmalı ve muhafaza etmelidir.
2905 Şefkat, sevgi ve sadâkatle beyin içkisini gözeterek, onun hakkını ödemelidir.
2906 Böylece beyinin hizmetine onun emeği geçer ve bu emek kulun faydasını te'min eder.
2907 İnsanın hangi şeye emeği geçerse, onun canı o şeye bağlanmış olur.
2908 İyi tabiatlı insan buna benzer bir söz söylemiştir; böyle insanların sözü, dikkat edersen, hep bilgidir.
2909 İnsanın hangi şeye emeği geçerse, o şey sevgili can kökü gibi sevilir.
2910 İnsanın ömür boyunca emek verdiğini sevmeli ve yüklenince de onun külfetine katlanmalıdır.
2911 Böyle bir içkici-başı bulunursa, içki işi ona verilebilir.
2912 Hizmetinin iyiliği ile içten memnun kalmak için, bu işe böyle temiz tabiatlı bir insan lâzımdır.
2913 İçkici-başının sakileri de hep genç ve güzel yüzlü olmalıdırlar.
2914 Yüzünde henüz tüy belirmemiş bu oğlanların yüzü dolun ay, boyu fidan, saçı kara ve görünüşleri tasvir gibi güzel olmalıdır.
2915 Belleri ince, omuzları geniş, teni beyaz ve yanakları al-kırmızı olmalıdır.
2916 Onların yeşil, mavi, san ve pembe ipek elbiseler giyip dolaşmaları ve yemek taşımaları hoş olur.
2917 İçkinin kıl, tüy ve çer-çöpten korunması için, içkici sakalsız ve temiz bir insan olmalıdır.
2918 İçkide kıl bulunursa, yakışık almaz; kılın yemeğe ve içkiye düşmesi tatsız bir şeydir.
2919 Bilgi veren bundan dolayı — "Kadeh sunanlar sakalsız olmalıdır" — demiş olacaktır.
2920 Kadehçi temiz ve güzel yüzlü olursa, içilen içki iştiha ile içilir ve insanın içine siner.
2921 Güzel yüzlü, tavır ve hareketi zarif olan kimse ne sunsa, yakışır; bak, göz ondan canın hissesini alır.
2922 Şu beyti söyleyen ne der, dinle; ey bilen insan, bunu sen dinle.
2923 Yüzü-gözü güzel, tavır ve hareketi zarif olmalıdır; o ne sunarsa sunsun, zevkle içilir.
2924 Karnı acıkmış insana onun yüzünü görmek bir yemektir; susamış insan için, o bakıp kanılmaz bir içkidir.
2925 İçkıci-başı işte böyle, sâkîler de öyle olmalıdır.
2926 Beyler onlara itimât ederek, inanır ve doğru-dürüst insan olarak, onları kendilerine yakın tutabilirler.
2927 Ey hükümdar, şu bir kaç işe sâdık, gözü tok ve haya sahibi, seçkin insanlar ara.
1928 Bunlardan biri — elçi, biri — kâtip, biri — içkici-başı ve biri de — aşçı-başıdır.
2929 Bunların her birini çok iyi seç; eğer uygunsuz kimseler seçilirse, sonra peşiman olma.
2930 Eğer elçi ile kâtip olgun kimseler olmazsa, ey zeki insan, bunun zararı memlekete dokunur.
2931 Eğer içkici ve aşçı-başılar çiğ olurlarsa, bunların zararı hayatın esası olan cana dokunur.
2932 Ey hükümdar, gayret et, bu birkaç insanı iyi seç, sonra işleri onların ellerine bırak.
2933 Öğdülmiş devamla : — Ey devletli hükümdar, beylerin işi gibi, adı da büyük olur — dedi —
2934 Büyük işin her türlü derdi olur; bu derdler ortadan kaldırılmazsa, beylik ortadan kalkar.
2935 Dinle, istişarede beyin önüne yığınla inci döken has-müşâvir ne der.
2936 Ey beyim, rahat arama, zahmeti ortadan kaldır; rahat ile zahmet bir arada bulunur.
2937 Bey zahmet çekip, memleketi tanzim ederse, halk kendi-kendine zenginleşir; halk zenginleşirse, beyin her arzusu yerine gelir.
2938 Ey huzur içinde yaşayan bey, buna fazla sevinme; sonunda huzuru zahmet takip eder.
2939 Ey cesur kahraman, aşçı ve içkici-başılar sana ne kadar çok itimat telkin ederlerse-etsinler,
2940 Seni onlardan daha çok esirgeyecek olan yine kendinsin; sözün kısası, bu başka bir kimse olamaz.
2941 Has-müşâvir ne tavsiye eder, dinle; bunu unutma, yaz ve dâima oku.
2942 Aradım, aziz can için kendimden daha emin başka bir kimse bulamadım.
2943 Gayret et, gözet, onu sağlam tut; eğer giderse, ona çâre bulunmaz.
2944 Ey devletli hükümdar sorulanlara cevap verdim; onun nasıl olması lâzım geldiğini, çâre ve tedbirini bildirdim.
2945 Beyler böyle insanlar ile yükselir, düşmanın boynunu ezer, kendilerinin nâm ve şöhretini yayarlar.
2946 İşte sana açıkça söyledim, fakat üzerinde durulacak başka bir sözüm daha var.
2947 Hükümdar dinlemek lutfunda bulunursa, onu da söyleyeyim; eğer münâsip görmezse, sözüm bana kalsın.
HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ
2948 Hükümdar cevap verdi ve : —Ey hakim, diyeceğin nedir, bana söyle —dedi— .
2949 Senden her sözü dinlemek icap eder; sen bilgi denizi ve akıl deryâsısı.
ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI
2950 Öğdülmiş cevap verdi ve : — Ey hükümdar, memlekete her türlü bilgi hükümdardan gelir — dedi—
2951 Hizmetkârların yolunu ve kulun beyine nasıl hizmet etmesi lâzım geldiğini hükümdara arzettim.
2952 Beyler de hizmetkâr kullarına ve yıllarca hizmet edenlere nasıl ihsanda bulunmak lâzım geldiğini bilmelidirler.
2953 Kullar üzerinde beyin o kadar hakkı var da, beyler üzerinde kulların hakkı yokmudur.
2954 Eğer kullar beyin karşısında hizmet ile, onun hakkını yerıne getirirlerse beyin de, hizmetlerine göre, kullarının hakknı vermesi lâzımdır.
2955 Hizmetkâr dünyalığı için hizmet eder; eğer, dünyalığını bulamazsa, gadre uğramış olur.
HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI
2956 Hükümdar : — Haydi, bana açık söyle ve bir-bir anlat; hizmetkâr hakkı ne demektir — dedi.
2884 Öz kardeşlerinden veya uzun yıllar iyice tecrübe edilmiş, nefsine hâkim ve doğru yolda yürüyen biri olmalıdır.
2885 Güvenilir, doğru, sâdık, gözü ve gönülü tok, tabiatı da atılan ok gibi doğru olmalıdır.
2886 Bu işe içkiyi iyi muhafaza eden ve bunu hazırlamağa muktedir böyle biri münâsip olur.
2887 Içkici-başı her türlü otları hazır bulundurur; hazım, kuvvet veya müshil ilâcı, hazırlar.
2888 Onun elinde yenilen, yalanan veya içilen, arzu edilen her türlü ilâç bulunur.
2889 Kuru veya yaş meyva yahut içki ve şarap, bunlar boğaza hep onun elinden girer.
2890 Bey için her türlü tehlike boğazdan gelir; boğazın tadı aşçı ve içkicinın elindedir.
2891 Aşçı ve içkici itimat edilir kimseler olmazsa, beyin emniyetle yiyip içmesi çok güç olur.
2892 Bilgili ve hakîm insan ne der, dinle; boğaza çok dikkat etmeli ve yavaş-yavaş yemelidir.
2893 Boğazı gözetmek, baş için faydalıdır; az yemek, ağıza tatlı gelir.
2894 Çok insan gördüm; boğazını gözetmediğinden, beyhude yere başına kıydı ve hayatını heder etti.
2895 Hastalık ve rahatsızlık insana boğazdan gelir; tedavi ve ilâç da boğazdan olur.
2896 O akıllı ve çok bilgili olmalıdır; akıllı insandan insanlık gelir.
2897 Akıllı insan kötüye karışmaz; bilgili insan da doğru ve dürüst hareket eder.
2898 Ok düz olmasa idi; doğru gitmezdi; insan doğru hareket etmezse, başkalarının esîri olur.
2899 Ey kahraman beyim, sen doğruluk ile çalış; bence doğruluktan daha iyi bir şey yoktur.
2900 îçkici-başılık için çok titiz insan lâzımdır; o gönlünü, aklını ve yüreğini doğru tutmalıdır.
2901 Bütün işleri doğruluk ile yapmalı; uygunsuz ve küstah kimseleri kendisine yaklaştırmamalıdır.
2902 İçkiyi bizzat kendi eli ile karıştırmalı; kendisi mühürleyerek, muhafaza altına almalıdır.
2903 Yemek ve içkiye karıştırılan bütün otları kendi eli ile katmalı ve bunların temizliğine dikkat etmelidir.
2904 Kuru, yaş meyva veya gül-balı, gül-şurûbu, bütün bu içkileri kendisi yapmalı ve muhafaza etmelidir.
2905 Şefkat, sevgi ve sadâkatle beyin içkisini gözeterek, onun hakkını ödemelidir.
2906 Böylece beyinin hizmetine onun emeği geçer ve bu emek kulun faydasını te'min eder.
2907 İnsanın hangi şeye emeği geçerse, onun canı o şeye bağlanmış olur.
2908 İyi tabiatlı insan buna benzer bir söz söylemiştir; böyle insanların sözü, dikkat edersen, hep bilgidir.
2909 İnsanın hangi şeye emeği geçerse, o şey sevgili can kökü gibi sevilir.
2910 İnsanın ömür boyunca emek verdiğini sevmeli ve yüklenince de onun külfetine katlanmalıdır.
2911 Böyle bir içkici-başı bulunursa, içki işi ona verilebilir.
2912 Hizmetinin iyiliği ile içten memnun kalmak için, bu işe böyle temiz tabiatlı bir insan lâzımdır.
2913 İçkici-başının sakileri de hep genç ve güzel yüzlü olmalıdırlar.
2914 Yüzünde henüz tüy belirmemiş bu oğlanların yüzü dolun ay, boyu fidan, saçı kara ve görünüşleri tasvir gibi güzel olmalıdır.
2915 Belleri ince, omuzları geniş, teni beyaz ve yanakları al-kırmızı olmalıdır.
2916 Onların yeşil, mavi, san ve pembe ipek elbiseler giyip dolaşmaları ve yemek taşımaları hoş olur.
2917 İçkinin kıl, tüy ve çer-çöpten korunması için, içkici sakalsız ve temiz bir insan olmalıdır.
2918 İçkide kıl bulunursa, yakışık almaz; kılın yemeğe ve içkiye düşmesi tatsız bir şeydir.
2919 Bilgi veren bundan dolayı — "Kadeh sunanlar sakalsız olmalıdır" — demiş olacaktır.
2920 Kadehçi temiz ve güzel yüzlü olursa, içilen içki iştiha ile içilir ve insanın içine siner.
2921 Güzel yüzlü, tavır ve hareketi zarif olan kimse ne sunsa, yakışır; bak, göz ondan canın hissesini alır.
2922 Şu beyti söyleyen ne der, dinle; ey bilen insan, bunu sen dinle.
2923 Yüzü-gözü güzel, tavır ve hareketi zarif olmalıdır; o ne sunarsa sunsun, zevkle içilir.
2924 Karnı acıkmış insana onun yüzünü görmek bir yemektir; susamış insan için, o bakıp kanılmaz bir içkidir.
2925 İçkıci-başı işte böyle, sâkîler de öyle olmalıdır.
2926 Beyler onlara itimât ederek, inanır ve doğru-dürüst insan olarak, onları kendilerine yakın tutabilirler.
2927 Ey hükümdar, şu bir kaç işe sâdık, gözü tok ve haya sahibi, seçkin insanlar ara.
1928 Bunlardan biri — elçi, biri — kâtip, biri — içkici-başı ve biri de — aşçı-başıdır.
2929 Bunların her birini çok iyi seç; eğer uygunsuz kimseler seçilirse, sonra peşiman olma.
2930 Eğer elçi ile kâtip olgun kimseler olmazsa, ey zeki insan, bunun zararı memlekete dokunur.
2931 Eğer içkici ve aşçı-başılar çiğ olurlarsa, bunların zararı hayatın esası olan cana dokunur.
2932 Ey hükümdar, gayret et, bu birkaç insanı iyi seç, sonra işleri onların ellerine bırak.
2933 Öğdülmiş devamla : — Ey devletli hükümdar, beylerin işi gibi, adı da büyük olur — dedi —
2934 Büyük işin her türlü derdi olur; bu derdler ortadan kaldırılmazsa, beylik ortadan kalkar.
2935 Dinle, istişarede beyin önüne yığınla inci döken has-müşâvir ne der.
2936 Ey beyim, rahat arama, zahmeti ortadan kaldır; rahat ile zahmet bir arada bulunur.
2937 Bey zahmet çekip, memleketi tanzim ederse, halk kendi-kendine zenginleşir; halk zenginleşirse, beyin her arzusu yerine gelir.
2938 Ey huzur içinde yaşayan bey, buna fazla sevinme; sonunda huzuru zahmet takip eder.
2939 Ey cesur kahraman, aşçı ve içkici-başılar sana ne kadar çok itimat telkin ederlerse-etsinler,
2940 Seni onlardan daha çok esirgeyecek olan yine kendinsin; sözün kısası, bu başka bir kimse olamaz.
2941 Has-müşâvir ne tavsiye eder, dinle; bunu unutma, yaz ve dâima oku.
2942 Aradım, aziz can için kendimden daha emin başka bir kimse bulamadım.
2943 Gayret et, gözet, onu sağlam tut; eğer giderse, ona çâre bulunmaz.
2944 Ey devletli hükümdar sorulanlara cevap verdim; onun nasıl olması lâzım geldiğini, çâre ve tedbirini bildirdim.
2945 Beyler böyle insanlar ile yükselir, düşmanın boynunu ezer, kendilerinin nâm ve şöhretini yayarlar.
2946 İşte sana açıkça söyledim, fakat üzerinde durulacak başka bir sözüm daha var.
2947 Hükümdar dinlemek lutfunda bulunursa, onu da söyleyeyim; eğer münâsip görmezse, sözüm bana kalsın.
HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ
2948 Hükümdar cevap verdi ve : —Ey hakim, diyeceğin nedir, bana söyle —dedi— .
2949 Senden her sözü dinlemek icap eder; sen bilgi denizi ve akıl deryâsısı.
ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI
2950 Öğdülmiş cevap verdi ve : — Ey hükümdar, memlekete her türlü bilgi hükümdardan gelir — dedi—
2951 Hizmetkârların yolunu ve kulun beyine nasıl hizmet etmesi lâzım geldiğini hükümdara arzettim.
2952 Beyler de hizmetkâr kullarına ve yıllarca hizmet edenlere nasıl ihsanda bulunmak lâzım geldiğini bilmelidirler.
2953 Kullar üzerinde beyin o kadar hakkı var da, beyler üzerinde kulların hakkı yokmudur.
2954 Eğer kullar beyin karşısında hizmet ile, onun hakkını yerıne getirirlerse beyin de, hizmetlerine göre, kullarının hakknı vermesi lâzımdır.
2955 Hizmetkâr dünyalığı için hizmet eder; eğer, dünyalığını bulamazsa, gadre uğramış olur.
HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI
2956 Hükümdar : — Haydi, bana açık söyle ve bir-bir anlat; hizmetkâr hakkı ne demektir — dedi.
Yorumlar
Yorum Gönder