No | Kutadgu Bilig | Türkiye Türkçesi |
---|---|---|
1045 | tükel buldi ay toldi arzu tilek kivi kut karıp yıktı arka yülek | Ay-Toldı arzu ve dileğini tam elde ettiği zamanda, süreksiz saadet ihtiyarladı; ona arka ve destek olan şeyleri birer-birer yıktı. |
1046 | yime yakşı aymış biliglig bügü tükel bolsa nimet bulumaz yigü | Bilgili hakîm de buna uygun bir söz söylemiştir : —Nimet tam olunca, insan yiyecek bir şey bulamaz. |
1047 | takı munda yigrek bilig sözlemiş tükel bolsa nimet tüker yaş timiş | Yine bu hususta bilgilinin daha iyi bir sözü vardır : — Nimet tam olursa, insanın ömrü tükenir — der. |
1048 | idi yakşı aymış biliglig sözi bu bilge sözi ol biligsiz közi | Bilgili çok iyi bir söz söylemiş; âlimin sözü, bilgisiz için, göz olur. |
1049 | inigli agar ol agıglı iner yaruglı tunar ol yorıglı tınar | inen yükselir, yükselen iner; parlayan söner ve yürüyen durur. |
1050 | ne kim işler erse tükelin küder tükegli tükese inişke yanar | Her şey kendi kemâlini bekler; tam kemâle erişince, tekrar zevale başlar. |
1051 | bu ay toldı buldı tilekin tükel tüketti tiriglig turu kaldı mal | Bu Ay-Toldı her isteğine kavuştu; ömrünü tamamladı, malı-mülkü kaldı. |
1052 | yana irlü kirdi bu tolmış ayı kadir kışka yandı yarumış yayı | Dolun ayı tekrar küçülmeğe başladı; parlak yazı sert kışa döndü. |
1053 | yaraşık tadular karıştı için küçendi biri tuttı bastı üçin | Ahenk içinde bulunan unsurlar arasında fesat baş gösterdi; biri tahakküm etti, diğerlerini bastırdı. |
1054 | tadu tegşürüldi aşı boldı yig agır boldı köıngli katıg tuttı ig | Unsurların durumu değişti; yiyeceği çiğ geldi, gönlünü bir sıkıntı kapladı ve ağır bir hastalığa tutuldu. |
1055 | tadu artadı kör küçi eksüdi kagıl teg köni bod egildi kodı | Unsurlar bozuldu, kuvveti azaldı; dik vücûdu, yaş söğüt dalı gibi, büküldü. |
1056 | tutup çaldı yirke agır ig kelip töşekke kirip yattı munglug ulıp | Ağır hastalık geldi; onu tutup, yere vurdu; acılar içinde inleyerek, yatağa düştü. |
1057 | otacı tirildi tamur kördiler ol ig kem ne ermiş ayu birdiler | Etrafına tabipler toplandı, nabzına baktılar; bu hastalık ve rahatsızlığın ne olduğu hakkında fikirlerini söylediler. |
1058 | kayu aydı kan tutmış emdi munı aça birgü ekçek akıtgu kanı | Biri:—Şimdi bunu kan tutmuş, damarını açmak ve kan akıtmak lâzımdır — dedi. |
1059 | kayu aydı ötrüm içürgü kerek özi katmış emdi boşutgu kerek | Biri:— Müshil içirmeli; kabız olmuş, şimdi onu boşaltmak gerek — dedi. |
1060 | kayusı sogık itti kattı cülab kayu kıldı birdi kereklig şerab | Biri şerbet hazırladı ve gül-suyu kattı; biri lüzumlu gördüğü bir içki yapıp verdi. |
1061 | ot em kalmadı kör neçe kıldılar yaraşık ne erse anı birdiler | Yapmadıkları tedavi, vermedikleri ilâç kalmadı; faydalı gördükleri her şeyi verdiler. |
1062 | asıg kılmadı künde arttı igi koradı küçi künde yitti ögi | Fakat hiç bir fayda etmedi; hastalığı günden-güne arttı, kuvveti günden-güne azaldı ve gittikçe şuurunu kaybetti. |
1063 | negü tir eşitgil sakınuk kişi sakınuk kişi ol kişiler başı | Takva sahibi insan ne der, dinle; takva sahibi olanlar, dâima ileri gelen insanlardır. |
1064 | kerek kat şelişe kerek tiryak it kerek matrıdus kat ya çurnı ögit | ister selise kat, ister tiryak yap; ister matrıdus karıştır, ister müshil ver. |
1065 | kerek tut otacı kerek erse kam ölüglike hergiz asıg kılmaz em | İster tabip getir, ister kam; ölmekte olana hiç bir ilâç fayda vermez. |
1066 | usal bolmagıl ay tirig boldaçı tirig boldung erse özüng öldeçi | Ey hayatta olan, gafil olma; bugün dirisin, fakat bir gün muhakkak öleceksin. |
1067 | bu ay toldı halin eşitti ilig ölüm tutgakı ig tegürmiş elig | Hükümdar Ay-Toldı'nın hâlini işitti; ölümün öncüsü olan hastalık onu eline geçirmişti. |
1068 | ilig aytu keldi bu ay toldını kelip kördi ilig yatur halini | Hâlini sormak için, hükümdar Ay-Toldı'ya geldi; onun yataktaki hâlini gördü. |
İLİG SU’ALI AY TOLDIKA | HÜKÜMDARIN AY-TOLDI'YA SUÂLİ | |
1069 | ayıttı ilig emdi könglüng neteg negü ol iging emdi udkung neteg | Hükümdar sordu : — Nasılsın, bu hastalığın nedir; uykun nasıl? |
AY TOLDI CEVABI İLİGKE | AY-TOLDI'NIN HÜKÜMDARA CEVABI | |
1070 | bu ay toldı aydı ay ilig kutı mini tuttı ol ig angar yok otı | Ay-Toldı : — Ey devletli hükümdar — dedi — beni devası olmayan bir hastalık yakaladı. |
1071 | tolu erdi ayım irildi tolu talu erdi kılkım barır bu talu | Ayım dolun ay idi, küçüldü; güzel bir şekil ve şemâyilim vardı, o güzellik şimdi elden gidiyor. |
1072 | sevincin togar erdi togmış künüm künüm batgalır teg yarumaz tünüm | Güneşim sevinç içinde doğardı, şimdi batmak üzeredir; gecem artık aydınlanmayacak. |
1073 | küvençlik tiriglik kötürdi özin yayıg dünya mindin evürdi yüzin | Güvendiğim hayat ortadan kayboldu, kararsız dünya benden yüzünü çevirdi. |
1074 | sevinç arzu nimet turu kalgalır sakınç kadgu mihnet manga kelgelir | Sevinç, arzu ve nimetleri geride bırakıp, endişe, kaygı ve mihnetlere doğru gitmek üzereyim. |
1075 | munu adrılur men seningdin bu kün uhyu barır men ökünçün mungun | işte bugün senden ayrılıyorum; peşimanlıkla ve ıstırapla inleyerek, gidiyorum. |
1076 | negü tir eşitgil bügü il begi budun başlaguçı kişide yigi | Halkın başında bulunan ve insanların iyisi olan, hakîm il beyi ne der, dinle. |
1077 | ne edgü neng erdi bu devlet kelip yana barmaz erse tilekçe yelip | Gelen devlet insanların istedikleri gibi hareket etse ve tekrar geçip gitmese idi, ne iyi olurdu. |
1078 | ne yakşı neng erdi bu beglik işi ölüm tutmaz erse yorısa kişi | Ölüm olmasa ve insan baki kalsa idi, beylik ne güzel bir şey olurdu. |
1079 | ne körklüg kün erdi yigitlik küni karılık yok erse yorısa köni | insan ihtiyarlamayıp dâima aynı kalsa idi, bu gençlik günleri ne hoş olurdu. |
İLİG CEVABI AY TOLDIKA | HÜKÜMDARIN AY-TOLDI'YA CEVABI | |
1080 | ilig aydı ay toldı kodgıl bu söz bu söz sözlemegil aya köngli tüz | Hükümdar : — Ay-Toldı, bu sözleri bırak — dedi— ey temiz kalpli, böyle sözler söyleme. |
1081 | kişi barça igler kör edgü bolur sanga yalnguz ermez bu ig ay unur | Her kes hastalanır, bakarsın, tekrar iyileşir; ey kudretli insan, bu hastalık yalnız senin için değildir. |
1082 | nelük tilde körksüz yorır bu sözüng nelük könglüngi artatur sen özüng | Niçin böyle nahoş şeyler söylüyorsun; niçin böyle maneviyâtını bozuyorsun. |
1083 | sanga emdi avnıp yorır erdi öz manga titgü teg sen adın boldı söz | Ben hayatımda seninle teselli buluyordum, şimdi sözün değişti; bu sözlerin bana üzüntü veriyor. |
1084 | bayat edgü kılgay bu söz sözleme tügün urma otun mening könglüme | inşallah Tanrı seni iyi edecektir; böyle sözler ile yüreğimi dağlama. |
AY TOLDI CEVABI İLİGKE | AY-TOLDI'NIN HÜKÜMDARA CEVABI | |
1085 | bu ay toldı aydı ay ilig kutı bu igke emi yok tileme oh | Ay-Toldı dedi:—Ey devletli hükümdar, bu hastalığa deva yoktur, ilâcını arama. |
1086 | kayu kim togar erse ölgü kerek kayu neng agar erse ilgü kerek | Doğan her kes ölmeğe, yükselen her şey düşmeğe mahkûmdur. |
1087 | agışka iniş ol edizke batıg sevinçke sakınç ol açıgka tatıg | Her yokuşun bir inişi, her tepenin bir çukuru, her sevincin bir kederi ve her acıya karşı bir lezzet vardır. |
1088 | yana ma sanga aydım uş bu sözüm kılınçım yayıg tip ne irsel özüm | Benim dönek huylu ve kararsız olduğumu ben sana vaktiyle söylemiştim. |
1089 | mening kılkımı aydım erdi sanga köngül bamagu erding emdi manga | Bununla da sana kendi mâhiyetimi anlatmıştım; bana gönül bağlamamalı idin. |
1090 | barır men mungar sen sizik tutmagil toguglı kim ölmez tise bütmegil | Ben gidiyorum, sen bundan hiç şüphe etme; doğan bir kimsenin ölmeyeceğini söylerlerse, inanma. |
1091 | inançsız time emdi sökme mini inanç kılmaga dünya kodga sini | Sana güvenilmez —diye, şimdi bana söğme; dünyaya da güvenme, o da seni bırakacaktır. |
1092 | cefa kıldı tip sen ilenme manga meningde cefaçı bu dünya sanga | Cefa etti— diye, sen beni ayıplama; sana benden daha çok cefa eden bu dünyadır. |
1093 | usanma ölür sen meningde basa inanma bu dünyaka bütme usa | Gafil olma, benden sonra sen de öleceksin, bu dünyaya inanma, elinden gelirse, ona güvenme. |
1094 | agırladıng erdi tapııgsuz mini tapug yetrümedim ay ilig kanı | Ey sultanım, sana daha hizmet etmeden, sen beni ağırlamıştın; fakat ben bu hizmeti nerede yerine getirebildim. |
1095 | tilek arzun ermez mening ölmekim bu kün bolmış ermez kelip barmakım | Benim ölümüm kendi isteğim ile değildir; gelip-gitme bugün olan bir şey değildir. |
1096 | özelü barır men öz erksiz bolup kutulgu yirim yok tiriglik bulup | Ben, elimde olmayarak ve istemeyerek, gidiyorum; çünkü ölümden kaçıp-sığınacak bir yerim yoktur. |
1097 | yok erdim törütti igidti mini kiçig oglan erdim bedütti mini | Yok idim, Tanrı beni yarattı ve yetiştirdi; küçük çocuk idim, o beni büyüttü. |
1098 | yalıng yüzlüg erdim bütürdi sakal kara kuzgun erdim kugu kıldı çal | Tüysüz idim, sakal bitirdi; kuzgun gibi kara idim, kuğu gibi beyaz yaptı. |
1099 | bodum erdi ok teg egildi bodum tiriglik tükedi yetildi ödüm | Boyum ok gibi idi, büküldü; ömür tükendi, vaktim geldi. |
1100 | yine yakşı aymış bügü bilgi king eşitgil munı sen aya kızgu eng | Bilgisi geniş hakîm yine iyi söylemiş; ey mes'ûd insan, sen bunu dinle. |
1101 | kayu başka kirse kugu kırtışı kugu teg örüng kılgu könglin kişi | Artık başında kuğu rengi beliren insan gayret etmelidir ki, gönlü de kuğu gibi ak olsun. |
1102 | kiming egri bolsa köni tal bodı köni kılgu koralin yetildi ödi | Kimin düz fidan gibi boyu bükülürse, artık onun gönlünü doğrultma vakti gelmiştir. |
1103 | örüng boldı erse kara saç sakal anungu busugçı ölümke tükel | Kara saç ve sakal ağarınca pusuda yatan ölüme iyice hazırlanmak lâzımdır. |
1104 | mungar mengzetü aydı şair bu söz eşitgil munı sen aya edgü öz | Şâir buna benzer bir söz söylemiştir; ey iyi insan, sen bunu dinle. |
1105 | kara saç örüngi ölümdin yumuş kılur ol tirigke tiriglik küsüş | Kara saçın ağarması ölümün işaretidir; o yaşayana hayatın kıymetini arttırır. |
1106 | tü nimet yiding me tiriglik yiding ölüm yir sini sen usanma öküş | Çok nimete nail oldun ve hayatı tattın; unutma ki, yakında seni de ölüm yiyecektir. |
İLİG CEVABI AY TOLDIKA | HÜKÜMDARIN AY-TOLDI'YA CEVABI | |
1107 | ilig aydı ay toldı ivme serin ig ol bu yazuklarka yulgı yarın | Hükümdar dedi:—Ey Ay-Toldı, acele etme, sabırlı ol; hastalık yarın günahların kefareti olacaktır. |
1108 | ölür erdi erse kamug iglegen kişi kalmagay erdi ruzi yigen | Bütün hasta olanlar ökelerdi, dünyada rızık yiyecek insan kalmazdı. |
1109 | bayat edgü kılgay bu igdin sini köngülüng çökürme seh inç yat köni | Tanrı bu hastalıktan seni kurtaracaktır; gönlünü çökertme, müsterih ol. |
1110 | du’a kıldı ilig kör açtı tilig şifa koldı rabdın kötürdi elig | Hükümdar duâ etti; elini kaldırarak, Tanrıdan şifâ diledi. |
1111 | turup çıktı andın sakınçın tügük kelip karşıka kirdi köngli tüşük | Hükümdar kaygı ve üzüntü ile kalkıp, oradan çıktı; üzgün-üzgün dönüp, saraya girdi. |
1112 | çıgayka üledi öküş neng tavar asıg kılgamu tip sakındı angar | Belki ona faydası olur — diye düşündü ve fakirlere sadaka olarak, çok eşya ve mal dağıttı. |
1113 | asıg kıldı erse ölümke kümüş kümüş kılgay erdi er özke yuluş | Ölüme karşı gümüş fayda etse idi, insan gümüşü kendisine fidye yapardı. |
1114 | ölümke yuluş kıldı erse kişi yulup ölmegey erdi ilci başı | insan ölüme karşı fidye verebilse idi, hükümdarlar fidye verir ve ölümden kurtulurlardı. |
1115 | bu ay toldmıng kör igi agrudı umınesız bolup candın elgin yudı | Ay-Toldı'nın hastalığı ağırlaştı ve ümidini keserek, canından elini yudu. |
1116 | ökündi ayur ay tiriglik isiz yavalıkka ıdtım isiz kork bediz | Peşiman oldu ve:— Ey hayat, ey güzellik, ne yazık ki, sizi boşuna harcadım — dedi — |
1117 | tiriglik keçürdüm usallık bile yigitlikni ıdtım yavalık bile | ömrümü gafletle geçirdim, gençliğimi boşu-boşuna sarf ettim. |
1118 | küremiş kürek erdi uş bu özüm ecel tutti iltür ne asgı sözüm | Ben hayata kaçmış bir kaçak idim; şimdi ecel beni yakaladı ve geri gönderiyor; sözün ne faydası var. |
1119 | ajun malı tirdi özüm suklukun kalır neng barır men bu kün yoklukun | Aç gözlülük ile dünya malını topladım; mal kalıyor, ben ise, bugün her şeyi bırakıp, yokluk içinde gidiyorum. |
1120 | elig til uzun kıldım erdi öküş ölüm keldi tuttı tınım kıstı uş | Çok defa başkalarına elimi ve dilimi uzattım; işte ölüm geldi, yakaladı ve nefesimi kesti. |
1121 | bu yanglıg ökündi öküş yıgladı ökünçi ölümke asıg kılmadı | Böylece çok nedamet getirdi ve çok ağladı; fakat peşimanlığı ölüm karşısında fayda etmedi. |
1122 | ne munglug turur bu apa oglanı tilek teg bulumaz tiriglik küni | Bu insan oğlu ne kadar âcizdir; ömrünü dilediği gibi geçiremez. |
1123 | tilek bulsa bolmaz tiriglik yigü tirig bolsa bulmaz tilek ay bügü | İnsan dileğine kavuşsa, yaşamasını bilmez; yaşasa da, dileğine kavuşamaz, ey hakîm. |
1124 | az edgüke tegse unıtur özin yaşıl kökte üstün yorıtur sözin | Bir ara rahata kavuşsa, kendisini unutur; emrinin mâvî göklerin üstünde hüküm sürdüğünü zanneder. |
1125 | agırlıkka tegse küvez kür bolur ölüm tutsa udlur ökünçün ölür | Bir az itibar kazanırsa, mağrur ve kabadayı olur; ölüm yakaladığı zaman da, süklüm-püklüm onun arkasından gider ve peşimanlık içinde ölür. |
1126 | yise todsa kılkı bolur bugragu kalı karnı açsa bilip yir agu | Yiyip, karnı doydu mu, deve aygırı kesilir; eğer karnı acıkırsa, bile-bile zehir yer. |
1127 | sakınçka sızar kör erejke irer severin bulur bulsa terkin yirer | Kederden zayıflar, rahattan usanır; sevdiğini bulur, bulunca, çabuk yerer. |
1128 | ökündi bu ay toldı tındı ulug ayur men yitürdüm könilik yolug | Bu Ay-Toldı da peşiman oldu, uzun müddet sustu; sonra şöyle dedi: — Ben doğru yolu kaybetmişim. |
1129 | nelük tirdim erdi bu altun kümüş nelük kılmadım men çıgayka ülüş | Niçin bu altın-gümüşü topladım, niçin bunları yoksullara dağıtmadım. |
1130 | nelük kodtum erki bu edgü işig nelük söktüm erki yazuksuz kişig | Ah, sanki niçin bu iyi işi bıraktım; sanki niçin bu günahsız insanlara kötü sözler söyledim. |
1131 | burun ıdgum erdi kamug edgülüg asıg kılgay erdi yarın belgülüg | Bütün iyiliklerimi önceden göndermeli idim; bunlar bana yarın muhakkak faydalı olurdu. |
1132 | negü asgı bar bu ökünçüm bu kün ölüm tuttı kesti bu söz birle ün | Bugün bu peşimanlığımın ne faydası var; ölüm yakaladı, sözümü ve sesimi kesti. |
1133 | negü tir eşitgil yiti közlüg er kişike bagırsak köni sözlüg er | Bak, keskin gözlü, doğru sözlü ve merhametli insan ne der. |
1134 | tözü tın tokırka ölüm bir kapug kirür bu kapugka yorıglı kamug | Bütün canlılar için ölüm bir kapıdır; yürüyenlerin hepsi bu kapıdan geçer. |
1135 | negü ol tiriglik negü ol ölüm kayudın kelir men kayuka yolum | Hayat nedir, ölüm nedir; nereden geliyorum, nereye gidiyorum? |
1136 | nelük togdum erki yana ölgeli nelük küldüm erki sıgıt körgeli | Ölecek olduktan sonra, sanki niye doğdum; ağlayacak olduktan sonra, sanki niye güldüm. |
1137 | ajunda ölümdin katıgrak kayu toguglı kişi öldi mundag ayu | Dünyada ölümden daha güç ne var ! — Her doğan insan böyle diyerek ölür. |
1138 | mungar mengzetü aydı şair sözi munıng ma’nisi uksa açlur közi | Şâir buna benzer bir söz söylemiştir; bunun mânasını anlayan kimsenin gözü açılır. |
1139 | negü bar ajunda ölümdin katıg ölümüg sakınsa kiter ming tatıg | Dünyada ölümden daha ağır ne var; ölümü düşünürsen, bütün zevkler kaybolur, gider. |
1140 | ölüm bir tengiz ol uçı yok tüpi baka körse yetrü tüpi yok batıg | ölüm uçsuz-bucaksız bir denizdir; iyice dikkat edersen, dipsiz bir çukurdur. |
1141 | ölümni biligli usansa özün ölüm tutsa asgı bulunmaz sözün | Ölümü bilen onu bilmezlikten gelirse, ölüm yakalayınca, bunu söylemekten bir fayda çıkmaz. |
1142 | erejlerke avnıp usal bolguçı ölüm tutsa odlur yetilmez küçi | Dünya zevkleri ile oyalanarak, gaflet edenler, ölüm yakalayınca, uyanırlar; fakat artık ellerinden bir şey gelmez. |
1143 | öküş nerçke todmaz közi suk kişi ecel tutsa öknür itümez işi | Çok mal aç gözlüyü doyurmaz; ecel gelince, peşiman olur, fakat artık işini yoluna koyamaz. |
1144 | yayıg kutka avnıp küvenür kür er yagız yir katında yürekin yirer | Mağrur insan dönek devletle avunarak, ona güvenir; fakat kara toprak altında peşimanlıkla yüreğini parçalar. |
1145 | sevinçlerke avnıp öküş külgüçi sıgıtka anungu aya ölgüçi | Ey fâni insan, dâima sevinç içinde avunup-gülen kimseler ağlamalara hazır olmalıdırlar. |
1146 | negü tir eşitgil ukuşlug bilir bu söz işke tutsa kör asgı alır | Akıllı ve bilgili insan ne der, dinle; buna göre hareket edenler bundan istifâde ederler. |
1147 | yarınlık orun edgü kolsa özün isiz kılmasunı bu iki ajun | Kim âhiretini mâmur etmek isterse, her iki dünyayı harap etmesin. |
1148 | isiz kılmagıl sen ay kılkı tüzün bu kün edgü kılgıl kılınçın sözün | Ey yumuşak huylu insan, kötülük etme; hem hareketin, hem de sözün ile bugün iyilik et. |
1149 | bu ay toldı öknüp öküş yıgladı ökünçi bu yirde asıg kılmadı | Ay-Toldı peşiman olup, çok ağladı, fakat bu hâlinde peşimanlığı fayda etmedi. |
1150 | çıgayka üledi kör altun kümüş kadaşlarka kıldı kumaru öküş | Fakirlere altın-gümüş dağıttı; akrabalarına çok öğüt ve nasihatlerde bulundu. |
1151 | közin kökke tikti ayur ay idim seningde adın men idi bilmedim | Gözünü göğe dikti ve : — Ey rabbim, ben senden başka bir tanrı tanımadım — dedi — |
1152 | törüttüng igidting bedüttüng mini sening fazlıng erdi bilir men munı | Yarattın, yetiştirdin ve beni büyüttün; biliyorum ki, bu senin fazıl ve keremin ile oldu. |
1153 | sanga tapnur erdi mening bu özüm munukı ecel tuttı kesti sözüm | Ben sana bütün bu varlığım ile tapınıyordum; işte ecel geldi, sözümü kesti. |
1154 | kutulgu yirim yok yitürdüm bilig sening rahmeting tutsu emdi elig | Sığınacak yerim yok, artık bir şey bilmiyorum; senin rahmetin benim yardımcım olsun. |
1155 | otunluk bile kıldım isiz öküş tüzünlük bile sen keçür ay küsüş | Küstahlıkla bir çok kötülükler yaptım; ey aziz olan rabbim, sen beni rahmet ve şefkatin ile af ve mağfiret et. |
1156 | yavalıkta keçti tiriglik isiz süre id tim öd kün bu beglik isiz | Hayatım, yazık ki, beyhude geçti; vaktimi ve beylik zamanımı, yazık ki, boşuna harcadım. |
1157 | sözin kesti anca sakındı turup akıttı közün yaş kör oglın körüp | Sözünü kesti ve bir müddet durup, düşündü; fakat oğlunu görünce, tekrar gözünü yaş bürüdü. |
Yûsuf Has Hâcib tarafından XI. yüzyılda yazılmış, Türk dilinin, edebiyatının ve kültür tarihinin en önemli kaynaklarından.
XX. SAADETİN DEVAMSIZLIĞINI VE İKBÂLİN DÖNEKLİĞİNİ SÖYLER [KUT KIVILKIN DEVLET İRSELLİKİN AYUR]
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Popüler Başlıklar
-
BİSMİ'LLAHİ‘R-RAHMANİ'R-RAHİM Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi ...
-
Mısra (Kutadgu Bilig) Tercüme (Türkiye Türkçesi) ...
-
No Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi 955 ilig bir kün ay toldını ündedi orun birdi oldur tiyü imledi Hükümdar bir gün Ay...
C - BÂBLARIN FİHRİSTİ [FİHRİSTU’L-EBVAB]
Kutadgu Bilig Tercüme (Türkiye Türkçesi) 1. bab: tengri ‘azze ve cellening ögdisin ayur 01. bâb: Tanrı azze ve cellenin medhin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder