1548 Hükümdar, Ay-Toldı'nın yası sona erince, onun oğlunu çağırtarak, ona öğüt ve nasihatte bulundu.
1549 Dedi : — Ey oğul, fazla üzülme; keder geçer ve arkasından sevinç gelir.
1550 Bu keder yalnız sana dokunmadı; bu benim için de sonsuz kaygı ve üzühtü oldu.
1551 Gönlünü çökertme, kendini avut; benim yanıma gel ve hizmetimde bulun.
1552 Baban öldü ise, ben de sana bir babayım; ben sana babalık edeyim, sen de bana oğul ol.
ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI
1553 Öğdülmiş yer öptü ve dedi : — Ey hükümdar, Allah sana devletin başında uzun ömürler versin.
1554 Ben senin himaye ettiğin bir kulunum, senin hizmetkârınım; hükümdar için canım feda olsun.
1555 Babamın canı hükümdarın hizmetinde feda oldu; Tanrı sana bu kulu da feda etsin.
1556 Çocuk babasının mektubunu çıkardı, edep ve hürmetle hükümdara takdim etti.
1557 Hükümdar mektubu aldı ve açıp okudu; ne demek istediğini anladı ve dedi : — Ne yazık, ey akıllı insan.
1558 Ey merhametli insan, ey insanların ileri geleni, kapımı kimsesiz ve yerini boş bıraktın.
1559 Hayatta iken, hizmet ettin ve hakkımı ödedin; ölürken de beni düşündün ve benim için üzüldün.
1560 Ben senin hakkını ödeyemedim; senin hakkını bizzat Tanrı ödesin.
1561 Sen beni bugün nasıl memnun ettin ise, Tanrı da seni öyle memnun etsin.
1562 Hükümdar süzünü kesti, gözünden yaşlar akıttı; Öğdülmiş keder iyinde, oradan kalkıp, çıktı.
1563 Gönlü sıkıntı içinde, gelip evine girdi; bir kaç gün her kese kapısını kapalı tutup, kederi ile baş-başa kaldı.
1564 Oğlu, Ay-Toldı için, ölüm aşı yaptı; fakirlere gümüş ve ipekli kumaşlar dağıttı.
1565 Babasının matemini böyle hayırlı işler yaparak geçirdi; iyi insanları kendisine ahbap edindi.
1566 Baba öğüdünü tuttu ve doğruluktan ayrılmadı, saadeti günden güne arttı, güneşi parladı.
1567 Şimdi akıllı, görmüş-geçirmiş ve memleket ışını bilen insan ne der dinle.
1566 Baba nasihatini sen sıkı tut, sıkı; günün kutlu olur ve sana her gün bir sevinç getirir.
1569 Babanı, anneni hoşnut eyle, onlara hizmet et; bu hizmet karşılığı binlerce fayda elde edersin.
1570 Hükümdar da o günden itibaren gayretle çalıştı, günden-güne iyi kanunlar vaz'etti.
1571 Halk zenginleşti, memlekette nizam kuvvetlendi; halk hükümdara duâ etti.
1572 Hükümdar bir gün tek-başına oturuyordu; elindeki kitabı bıraktı uzun uzun düşündü.
1573 Bir yere aklı takılmıştı, anlayamadı; sormak için biriniara di, fakat bulamadı.
1574 O zaman Ay-Toldı'nın faziletlerini hatırladı ve : — Ah yazık, o erler eri idi — dedi —
1575 O bana ıyı arkadaş idi ve bârgâhımın süsü idi; o her işinde halkın faydasını düşünürdü.
1576 Arkadaşım kayboldu, yeri boş kaldı; hani bu boşluğu dolduracak bir insan.
1577 Sonra birden-bire Öğdülmiş'i hatırladı ve dedi : — Ben bu iyi işi unutmuştum.
1578 Ay-Toldı ölürken, oğlunu bana emânet etmişti; hayret, ben onu nasıl unuttum.
1579 Babası öldü ise, oğlu hayattadır; birini kaybettim, bari birini tutayım.
1580 Derhâl adam gönderdi, Öğdülmiş'i huzuruna çağırttı ve bu işi de böylece yerine getirdi.
1549 Dedi : — Ey oğul, fazla üzülme; keder geçer ve arkasından sevinç gelir.
1550 Bu keder yalnız sana dokunmadı; bu benim için de sonsuz kaygı ve üzühtü oldu.
1551 Gönlünü çökertme, kendini avut; benim yanıma gel ve hizmetimde bulun.
1552 Baban öldü ise, ben de sana bir babayım; ben sana babalık edeyim, sen de bana oğul ol.
ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI
1553 Öğdülmiş yer öptü ve dedi : — Ey hükümdar, Allah sana devletin başında uzun ömürler versin.
1554 Ben senin himaye ettiğin bir kulunum, senin hizmetkârınım; hükümdar için canım feda olsun.
1555 Babamın canı hükümdarın hizmetinde feda oldu; Tanrı sana bu kulu da feda etsin.
1556 Çocuk babasının mektubunu çıkardı, edep ve hürmetle hükümdara takdim etti.
1557 Hükümdar mektubu aldı ve açıp okudu; ne demek istediğini anladı ve dedi : — Ne yazık, ey akıllı insan.
1558 Ey merhametli insan, ey insanların ileri geleni, kapımı kimsesiz ve yerini boş bıraktın.
1559 Hayatta iken, hizmet ettin ve hakkımı ödedin; ölürken de beni düşündün ve benim için üzüldün.
1560 Ben senin hakkını ödeyemedim; senin hakkını bizzat Tanrı ödesin.
1561 Sen beni bugün nasıl memnun ettin ise, Tanrı da seni öyle memnun etsin.
1562 Hükümdar süzünü kesti, gözünden yaşlar akıttı; Öğdülmiş keder iyinde, oradan kalkıp, çıktı.
1563 Gönlü sıkıntı içinde, gelip evine girdi; bir kaç gün her kese kapısını kapalı tutup, kederi ile baş-başa kaldı.
1564 Oğlu, Ay-Toldı için, ölüm aşı yaptı; fakirlere gümüş ve ipekli kumaşlar dağıttı.
1565 Babasının matemini böyle hayırlı işler yaparak geçirdi; iyi insanları kendisine ahbap edindi.
1566 Baba öğüdünü tuttu ve doğruluktan ayrılmadı, saadeti günden güne arttı, güneşi parladı.
1567 Şimdi akıllı, görmüş-geçirmiş ve memleket ışını bilen insan ne der dinle.
1566 Baba nasihatini sen sıkı tut, sıkı; günün kutlu olur ve sana her gün bir sevinç getirir.
1569 Babanı, anneni hoşnut eyle, onlara hizmet et; bu hizmet karşılığı binlerce fayda elde edersin.
1570 Hükümdar da o günden itibaren gayretle çalıştı, günden-güne iyi kanunlar vaz'etti.
1571 Halk zenginleşti, memlekette nizam kuvvetlendi; halk hükümdara duâ etti.
1572 Hükümdar bir gün tek-başına oturuyordu; elindeki kitabı bıraktı uzun uzun düşündü.
1573 Bir yere aklı takılmıştı, anlayamadı; sormak için biriniara di, fakat bulamadı.
1574 O zaman Ay-Toldı'nın faziletlerini hatırladı ve : — Ah yazık, o erler eri idi — dedi —
1575 O bana ıyı arkadaş idi ve bârgâhımın süsü idi; o her işinde halkın faydasını düşünürdü.
1576 Arkadaşım kayboldu, yeri boş kaldı; hani bu boşluğu dolduracak bir insan.
1577 Sonra birden-bire Öğdülmiş'i hatırladı ve dedi : — Ben bu iyi işi unutmuştum.
1578 Ay-Toldı ölürken, oğlunu bana emânet etmişti; hayret, ben onu nasıl unuttum.
1579 Babası öldü ise, oğlu hayattadır; birini kaybettim, bari birini tutayım.
1580 Derhâl adam gönderdi, Öğdülmiş'i huzuruna çağırttı ve bu işi de böylece yerine getirdi.
Yorumlar
Yorum Gönder