No | Kutadgu Bilig | Türkiye Türkçesi |
---|---|---|
5632 | ayur men yorıdım usalın küle tiriglik yava boldı gaflet bile | Öğdülmiş: — Ben gaflet içinde kendimi mes'ûd sandım; bu gaflet içinde hayatım heder oldu — dedi — |
5633 | tiriglik küçi bardı mindin kitip tayak tuttı elgim bu tirgin atıp | Yaşama kudreti beni terk etti, uzaklaştı; ben bu zindeliği bırakıp, elime deynek aldım. |
5634 | ökündi ayur bardı isiz künüm tiriglik tükedi kararur tünüm | Peşiman oldu ve: — Ah, ne yazık ki, günlerim geçti; ömrüm tükendi, gecem artık kararmaktadır — dedi — |
5635 | yidi arzu nimet özüm udlayu tirildim hem ud teg bilü bilmeyü | Ben, öküz gibi, heves ve nimet yedim; bilerek-bilmeyerek, bir öküz gibi yaşadım — dedi. |
5636 | ayur men yorıdım usalın küle künümni keçürdüm yavalık bile | Sonra devam etti: — Ben gaflet içinde kendimi bahtiyar zannettim; günlerimi boşu-boşuna geçirdim. |
5637 | yigitlik küçi bardı mindin kite acır men yigitlikke küyüp tüte | Gençlik kuvveti beni terkederek, uzaklaştı; bu giden gençliğime acıyor ve yanıp-tutuşuyorum. |
5638 | tiriglik uçuktı yagudı ölüm ölümke itig yok ya ötgü yolum | Hayat nihayet sonuna geldi, ölüm yaklaştı; ölüme karşı bir çâre olmadığı gibi, ondan kurtulacak bir yol da yoktur. |
5639 | saçım boldı suŋkur tüsi teg şaşut sakal boldı yazkı gülef teg orut | Saçım, sungur rengi gibi, kır oldu; sakalım yazdan kalmış kuru ota döndü. |
5640 | otuz iki tişim örüŋ yinçüler üzüldi yipi kör saçıldı birer | Otuz iki dişimin, bu beyaz incilerimin, ipi koptu ve onlar da birer birer döküldü. |
5641 | körür erdi közler bu künlük yirig tünerdi körümez katında erig | Gözlerim bu güneşli yer yüzünde her şeyi görürdü; şimdi gözlerime karanlık çöktü, önündeki insanları bile göremez oldu. |
5642 | yırak eştür erdi kulak tutsa ma bu kün boldı elgin özüm imleme | İyice dinlersem, uzaklardan duyardım; bugün ben artık insanlar ile ancak işaretle anlaşır oldum. |
5643 | kara erdi kuzgun tüsi teg başım kugu kondı başka yetildi yaşım | Başım, kuzgun gibi, siyah idi; şimdi başıma kuğu kondu, yaşım da çok ileriledi. |
5644 | özüm yaŋu boldı bayatka bu kün yazuklar üçün yıglasa men ünün | Bugün artık Tanrıya rücû edecek zamanım geldi; günahlarım için, feryâd ederek, ağlamalıyım. |
5645 | özüm yaŋu boldı bayatka turup yazuklarka ‘uzri tilese kolup | Artık kalkıp, Tanrıya dönmeliyim; günahlarım için, tövbe ve istiğfar etmeliyim. |
5646 | özüm kodsa emdi yaragsızlarıg köŋül bulganuktın süzülse arıg | Benim artık faydasız şeyleri bırakmam ve gönlümü mâsivadan temizlemem lâzımdır. |
5647 | özi tevbe kılmak tiledi turup bayatka sıgınsa yazukm kolup | Öğdülmiş böylece tövbe ve istiğfar ederek, Tanrıya sığınmak istedi. |
5648 | yana saknu aldı ayur ivmeyin iveklikte yas ol anı kılmayın | Fakat birden bire durup, düşündü ve: — Acele hareket etmemeliyim; çünkü acele etmek zararlıdır; bunu yapmamalıyım — dedi — |
5649 | eŋ aşnu bu işke kiŋeşgü kerek yaragsıznı özdin kemişgü kerek | ilk önce bu iş için istişare etmem ve zararlı olan şeylerden vaz geçmem lâzımdır. |
5650 | kiŋeş birle kılgu kerek iş bilip ökündi kiŋeşmegli işte ulıp | Her işi bilerek ve danışarak yapmalıdır; danışmayan her kes işinde zarar görmüş ve sonunda peşiman olup, inlemiştir. |
5651 | negü tir eşitgil kişi tildemi kamug kılgu işke kiŋeş ol emi | Dinle, Tanrıdan insanlara haber getiren nebine der: her yapılacak işe meşveret ile çâre bulunur. |
5652 | kiŋeşgü kerek öz yakınka kiŋeş kiŋeş birle itlür kamug türlüg iş | insan her işini yakını ile danışmalıdır; her türlü iş danışma yolu ile halledilir. |
5653 | kiŋeşse oŋarur kişi öz işi ökünçlüg bolur kin kiŋeşmez kişi | insanisinde ancak danışmak suretiyle muvaffak olur; danışmayan kimse sonunda peşiman olur. |
5654 | barayın men emdi kadaşım tapa kiŋeyin aŋar men bu iş ay apa | Ben şimdi kardeşimin yanına gideyim ve bu işi onunla istişare edeyim. |
5655 | yaraglıg tise men kılayın bu iş yaragsız tise kalsunı bu kiŋeş | O da mâkûl görürse, ben bu işi yaparım; eğer mâkûl görmezse, bu işten vaz geçerim. |
5656 | kişi öz işin öz bilümez körüp adınka ayıtgu kerek eştürüp | İnsan kendisi kendi işini iyice bilemez; onu başkasına danışarak yapmak faydalı olur. |
5657 | kiŋeşse kiŋür ol kişike bilig kiŋeşke bilig kirse yetlür elig | Danışırsa, insanın bilgisi genişler; eğer bu danışmaya bilgi de katılırsa, o iş, tereddütsüz, elde edilir. |
5658 | negü tir eşitgil kiŋeşür kişi kiŋeşin iter ol kişi öz işi | İstişare eden insan ne der, dinle; insan kendi işini istişare ile yoluna koyar. |
5659 | negü iş kıluruŋ kişike kiŋeş kiŋeşmez kişke katılma yıraş | Ne gibi bir iş yapmak istersen, onu başkalarına danış; danışmayan kimseye karışma, ondan uzak dur. |
5660 | kayu işke tegse kiŋeş ötrü kıl tilemiş tilekke kiŋeşin teŋeş | Her hangi bir işe girişmek istersen, önce istişare et; dilek ve arzularını istişâre ile yerine getir. |
5661 | kiçe yattı erte turup yundı kör atın mindi ilig tapa bardı kör | Gece yattı, sabah kalkıp, âbdest aldı; atına binip, saraya gitti. |
5662 | yorıp kirdi ilig tapa yol kolup orun birdi ilig agırlap körüp | Müsâade isteyip, hükümdarın huzuruna girdi; hükümdar ona iltifat ederek, yer gösterdi. |
ÖGDÜLMİŞ SU'ALİ İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA SUÂLİ | |
5663 | iligke ötündi ayur men bu kün kadaşımka bargum kelir örtügün | Hükümdara arz etti ve: —Ben bugün kardeşimi şöyle bir ziyaret etmek istiyorum — dedi — |
5664 | kalı yarlıkasa barayın naru ziyaret kılıp terk yanayın berü | Müsade ederseniz, oraya gideyim; ziyaret edip, çabucak buraya dönerim. |
İLİG CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
5665 | ilig aydı bargıl meniŋdin selam tegürgil aŋar sen ay bilgi tamam | Hükümdar: — Git, ona benden de selâm götür, ey bilgisi kâmil insan — dedi — |
5666 | unıtmasunı ol du ada mini bayatka uladukta sırrın köni | Sırrını doğruca Tanrıya ulaştırdığı vakit, duada beni de unutmasın. |
5667 | bayattın kolu birsü yazuklarım du’a birle bolgay keçürgey kerim | Günahlarımın affını Tanrıdan niyaz eylesin; belki kerîm rabbim beni duâ sayesinde beni affeder. |
5668 | ilel tip turup çıktı ögdülmişe evince kelip tüşti yazdı kaşa | Öğdülmiş "baş üstüne!" diyerek, kalkıp çıktı ve sevinç içinde evine döndü. |
5669 | ajun kırtışı boldı altun öŋi yaşık zaferan kıldı yakut öŋi | Dünya yüzü altın rengine girdi; güneş yakut rengini safrana çevirdi. |
5670 | kalık tügdi kaşın tünertti yüzin tutup badı barça kişiler közin | Gök kaşlarını çattı, yüzünü kararttı; bütün insanların gözünü tutup bağladı. |
5671 | namaz kıldı yattı töşekke kirip bir anca udıdı ol anca irip | Öğdülmiş namazını kıldıktan sonra, yatağa, girdi; bir müddet düşünerek, uyanık kaldı, sonra bir parça daldı. |
5671 | bir anca udıdı bir anca odug kopa keldi saknu toga keldi tug | Bir az uyudu, tekrar bir müddet uyanık yattı; düşünceleri onu bırakmadı, tekrar kalktı. |
5673 | töşek koldı yattı udıdı uzun belinglep odundı özi yalŋuzun | Tekrar yattı ve uzun bir müddet uyudu; kendi-kendine ürkerek, birden uyandı. |
5674 | yumulmadı yandru ikile közi odug yattı saknu irikti özi | Düşünceler içinde bir daha gözlerini kapatamadı; uyuyamadı ve kendisini çok yalnız hissetti. |
5675 | baka kördi öŋdün kara kuş togup kopa keldi yirdin yalın teg bolup | Dikkat etti, önce Müşteri yıldızı kalkıp, alev gibi, yerden yükselmeğe başladı. |
5676 | yarudı basa yıldrık adgır bile tizildi erentir özin belgüle | Sonra Aygır ile Yıldırık yıldızları parladı, bunlara bir de Erentir katıldı; bu yıldızları kendine işaret bil. |
5677 | sükiç koptı örlep kalıkka agıp ünün sumlıdı sûri 'ibri okıp | Seher kuşu kalktı ve göğe doğru yükseldi; Mezamir okur gibi, yabancı bir dilde ötmeğe başladı. |
5678 | kötürdi yaşık baktı maşrık tapa körür agdı yirdin yokaru kopa | Başını kaldırdı ve şarka doğru baktı, güneşin yerinden kopup, yükselmeğe başladığını gördü. |
5679 | butıklandı yirde yokaru sıta kalık meŋzi boldı yalın teg ota | Yerden yukarıya doğru mızraklar budaklandı; gök yüzü ateş ve alev hâline geldi. |
5680 | sevüg külçirer teg yarudı ajun sakınç kısga bold: sevinçler uzun | Dünyanın yüzü, sevgilinin gülümsemesi gibi, parladı; kederler dağıldı ve sevinçler başladı. |
5681 | yana turdı yundı namazın kılıp atın mindi tagka yüz urdı yilip | Öğdülmiş yerinden kalktı, âbdest aldı ve namazını kıldı; atına binip koşturarak, dağa doğru koyuldu. |
5682 | tekip tüşti akru tokıdı kapug kadaşı kapug açtı kodtı tapug | Oraya varınca, atından indi ve yavaşça kapıyı vurdu; kardeşi ibâdeti bırakıp, kapıyı açtı |
5683 | selam kıldı ötrü kör ögdülmişe yanut birdi yandru kör odgurmışa | Öğdülmiş ona selâm verdi, Odgurmış da buna mukabelede bulundu. |
5684 | turup kirdiler evke alşıp elig kadaşı ayıttı kör açtı tilig | Müsâfaha ederek, birlikte eve girdiler, kardeşi söz açarak, ona sordu. |
ODGURMIŞ SU’ALİ ÖGDÜLMİŞKE | ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ | |
5685 | ayur ay kadaşım kalı keldiŋ ay saŋa tuşgalı men takı keçmez ay | Ey kardeşim, niçin geldin, söyle; seninle buluşalı henüz bir ay bile geçmedi — dedi — |
5686 | tüşükrek körür men seniŋ köŋlüŋi sarıgrak körür men kızıl meŋziŋi | Senin gönülünü bir az düşük gürüyorum; penbe yüzünü de daha sararmış buldum. |
5687 | negü kadgu tegdi ne erki halıŋ marta sözlegil söz sen açgıl tiliŋ | Başına ne gibi bir derd geldi, neyin var, bana" söyle, izah et. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI ODGURMIŞKA | ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMIŞ'A CEVABI | |
5688 | yanut birdi ögdülmiş aydı kadaş okun urdı ödlek köŋül kıldı baş | Öğdülmiş cevap verdi ve: — Kardeşim zemâne ok ile beni vurdu, gönlümü yaraladı — dedi — |
5689 | öd ödlek yarutsa birip öt erig köŋül ölmiş erse bolur tip tirig | Eğer zemâne öğüt ve nasihati ile gönülü aydınlatırsa, o gönül ölmüş olsa bile, yeniden dip-diri olur. |
5690 | udımış bu köŋlüm özüm gafleti mini odguru birdi ödlek öti | Gaflet yüzünden bu gönlüm uyumuş idi; bu zemâne nasihati beni uyandırdı. |
5691 | köŋül közi birle bakıp teŋledim özüm yolda azmış turup tanıladım | Gönül gözü ile bakarak, şöyle bir denedim ve doğru yoldan ayrılmış olduğumu hayretle gördüm. |
5692 | tiriglik uçuktı yüküm agrudı yazuktın özüm boldı yaŋu öd | Hayat sonuna geldi, yüküm ağırlaştı; benim artık günahlardan tövbe etme zamanım geldi. |
5693 | kişi tapgı kıldım tiriglik ıdıp bayat tapgı kaldı usandım udıp | Hayatım boyunca insanlara hizmet ettim; bu ihmâl ve gaflet uykusu içinde Tanrıya ibâdet geri kaldı. |
5694 | kelü birdi dünya tiriglik barır tiriglik tüker kör bu dünya kalır | Mâsivâ karşıma çıktı; hayat ise, gitmektedir; hayat tükenir, fakat bu dünya kalır. |
5695 | tiriglik üçün men tiledim ajun tiriglik tükedi nerek bu otun | Ben dünyayı hayat için arzulamıştım; hayat tükendi, bu değersiz dünyanın şimdi ne lüzumu var. |
5696 | keçer üş munukı bu künki künüm bulurmu özüm bu keligli tünüm | İşte bu bugünkü günüm geçmektedir, acaba ben o gelecek gecemi kazanabilecek miyim. |
5697 | saçım boldı yazkı gülef teg orut sakal boldı suŋkur tüsi teg şaşut | Saçım, bahar kelef otu gibi, kurulaştı; sakal ise, sungur tüyü gibi, alaca oldu. |
5698 | itiŋli kerek men yarınki itig itilse yarınki işim ay tetig | Ey zeki insan, yarınki işimin arzu ettiğim şekilde olması için, benim bugünden hazırlık yapmam lâzımdır. |
5699 | muŋar meŋzetü keldi emdi bu söz bu söz işke tutgıl aya köŋli tüz | Buna benzer şöyle bir söz vardır; ey temiz kalpli insan, bu söze göre hareket et. |
5700 | bu keçmiş tiriglikke öknür özüm neçe erki kalmış künüm ay yüzüm | Ben bu geçmiş hayata peşimanım; ey güzel yüzlüm, acaba bundan sonraki günlerim nasıl geçecektir. |
5701 | yava bardı isiz yigitlik küni yava barmasu bu kelıgli tünüm | Gençlik günlerim boşuna geçti ve yazık oldu, bari o gelecek gecelerim heder olmasın. |
5702 | yarın bolgu işke bu kün it itig maŋa mundag aydı biliglig tetig | Yarın için bugünden hazırlık gör; bilgili ve zeki insan bana böyle söyledi. |
5703 | bu kün it usanma bu tapgun işig bu kün itse itlür yarınki itig | Gafil olma, bu ibâdet işini bugün yap; bu işi bugün yaparsan, yarın için hazırlık görülmüş olur. |
5704 | yidim içtim ud teg yorıdım yava açıp suvsatayın munı men ive | Öküz gibi yedim, içtim ve ömrümü boşuna geçirdim; vakit geçmeden, vücûdu riyâzâta çekmeliyim. |
5705 | öküş arzu nimet yiyü semridi bu kün argurayın yetildi ödi | O pek çok arzu ve nimetlere nail oldu ve semirdi; artık vakti geldi, bugün onu zayıflatmalıyım. |
5706 | telim yattı incin telekçe turu bu kün tursu emdi adakın örü | istediği gibi hareket ederek, huzur içinde çok yattı; bugünden itibaren artık ayak üzere dursun. |
5707 | hasım kıldı özke kalın köp kişig sevinçlig kılayın iteyin işig | O bir çok insanları kendisine düşman etti; ben artık iyilikler yaparak, onları tekrar memnun etmeliyim. |
5708 | elig til uzattım kişike telim anıŋ ‘uzri kılsu bu kün bu tilim | insanlara karşı pek çok el ve dil uzattım; bugün dilim bunlardan istiğfar etmelidir. |
5709 | kişig satgayu men yorıdım öküş özüg satgayın men ay erde küsüş | Ben insanları çiğneyerek, çok dolaştım; ey insanların azizi, artık kendimi ayak altına almalıyım. |
5710 | kürek men idimdin küremiş otun kamug öz yazukka kömüldi bütün | Ben bir kaçağım, rabbimden kaçmış bir âsîyim; bütün varlığım boyunca günâha batmıştır. |
5711 | bu kün tevbe birle yanayın mene idimdin bu ‘uzrug kolayın mene | Bugün ben tövbe ederek, ona rücû ve rabbimden bunun affını niyaz etmeliyim. |
5712 | ölüm tutmaz erken kılayın tapug ölüm tutsa kalgay tapuglar kurug | Ölüm henüz yakama yapışmadan, ibâdet ile meşgul olmalıyım; ölüm bir kere yakaladı mı, artık ibâdet mümkün olmaz. |
5713 | negü tir eşit tıŋla bilgi batıg saŋa ötler emdi ay köŋli katıg | işit, derin bilgili insan ne der, dinle; ey haşîn gönüllü insan, işte sana nasihat veriyor. |
5714 | ölümde oza yan özüŋni yıga ölüm tutsa öknüp asıg kılmaga | Ölüm gelmeden Allaha yönel, kendini topla; ölüm yakalayınca, peşimanlık fayda etmez. |
5715 | ölümüg unıtma anun tevbe oka usanma ölüm kelge tutga yaka | Ölümü unutma, tövbeye hazırlan; gafil olma, ölüm gelir ve yakana yapışır. |
5716 | yigitlik ödinde yetürgil tapug karılık yetilse barır küç kamug | İbâdeti gençlik çağında yerine getir; ihtiyarlık gelince, insanın kuvveti kalmaz. |
5717 | tiriglik küsüş tut ive kıl tapug ölüm tutmaz erken baka tur odug | Hayatı aziz bil, ibâdete acele et; ölüm henüz yakalamadan, uyanık dur ve dikkatli ol. |
5718 | ölüm tutmaz erken odug bol sakın ölüm tutsa asgı bulumaz bakın | Ölüm henüz yakalamadan, uyanık ol, dikkat et; ölüm yakalayınca, bak, bundan bir fayda gelmez. |
5719 | men emdi saŋa keldim andın turup bu işke kiŋeş bir idi ked körüp | Ben şimdi oradan kalkıp, sana geldim; iyice düşünerek, bu hususta bana yol göster. |
5720 | bagırsak kadaşım sen emdi maŋa yaragı negü ol ayu bir toŋa | Sen benim candan bağlı kardeşimsin; ey kahraman, söyle, ne yapmak lâzımdır. |
Yûsuf Has Hâcib tarafından XI. yüzyılda yazılmış, Türk dilinin, edebiyatının ve kültür tarihinin en önemli kaynaklarından.
mâsivâ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mâsivâ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
LXXIII. ÖĞDÜLMİŞ'İN GEÇEN HAYATINA ACIYARAK TÖVBE ETTİĞİNİ SÖYLER [ÖGDÜLMİŞ KEÇMİŞ TİRİGLİKKE AÇIP TEVBEKA OGRAMIŞIN AYUR]
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Popüler Başlıklar
-
BİSMİ'LLAHİ‘R-RAHMANİ'R-RAHİM Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi ...
-
Mısra (Kutadgu Bilig) Tercüme (Türkiye Türkçesi) ...
-
No Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi 955 ilig bir kün ay toldını ündedi orun birdi oldur tiyü imledi Hükümdar bir gün Ay...
C - BÂBLARIN FİHRİSTİ [FİHRİSTU’L-EBVAB]
Kutadgu Bilig Tercüme (Türkiye Türkçesi) 1. bab: tengri ‘azze ve cellening ögdisin ayur 01. bâb: Tanrı azze ve cellenin medhin...