No | Kutadgu Bilig | Türkiye Türkçesi |
---|---|---|
3318 | yanut birdi odgurmış aydı sözüŋ eşittim sözümni eşitgil özüŋ | Odgurmış cevap verdi: — Söylediklerini dinledim, sen de benim sözlerimi dinle — dedi — |
3319 | yakınlık ulamış üçün bir bayat muyan birsü miŋ miŋ tümen edgü at | Gösterdiğin bu yakınlığın Tanrı ecrini ihsan etsin, iyi insanlara bahşettiği yüz binlerce sevaba sen de nail ol. |
3320 | takı bir sözüg ay ne erki adın anı ma maŋa sözle kodma kidin | Başka söyleyeceğin söz ne imiş, onu da bana söyleyiver. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI ODGURMIŞKA | ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMUŞ'A CEVABI | |
3321 | cevab kıldı ögdülmiş aydı bu söz sini kördi erse yaruk boldı köz | Öğdülmiş cevap verdi ve: — Bu sözüm şudur — dedi— seni görünce, özüm parladı. |
3322 | kişi öz tilekin yorısa yolug aŋar tegmez emgek ay bilgi ulug | insan kendi arzusu ile yol yürürse, zahmet çekmez, ey bilgisi büyük. |
3323 | negü tir eşitgil sınamış sözi anıŋ ma’nisi uk ay köŋli yazı | Tecrübeli insan ne der, dinle; mânasına dikkat et, ey huzura kavuşmuş insan. |
3324 | kayu işke arzu yorısa tilek adak ursa buldı ol arzu yülek | Hangi işe arzu ve dilek ile girişilirse, bu dilek her adımda ona bir destek olur. |
3325 | tilek birle maŋsa yırak yir yakın kaçan körse yüzin bulur can ilek | istekle yürüyünce, uzak yer yakın olur; arzuladığı yüzü görünce, can sahibini bulur. |
3326 | yana aydı ögdülmiş uş bu özüm saŋa kadgura tilde kesmez sözüm | Öğdülmiş devam etti:—işte ben dâima seni merak ediyorum, dilimden düşürmüyorum. |
3327 | ulus kendni kodtuŋ yakın ka kadaş kişide yıradıŋ biliş yok adaş | Köy ve şehri, yakın akraba ve kardeşleri bıraktın, insanlardan uzaklaştın; burada hiç bir tanıdık ve ahbabın yok. |
3328 | agir yük yüdüp bu özüŋ yalŋuzun yalıŋ aç yorır sen ne yunçıg özün | Tek başına ağır zahmetlere katlandın; aç ve çıplak yaşıyorsun, dermansız bir hâldesin. |
3329 | kadaş köŋli barça saŋa kadgurar körü ıdsa bulmaz köŋül yilgürer. | Senin için bütün akrabaların sızlanıyor; görmek isteyince, bulamıyor ve iştiyak içinde çırpınıyorlar. |
3330 | apa oglanı barça yalŋuz umaz özüŋ munda yalŋuz kalı iglemez | Hiç bir insan tek başına yapamaz; sen burada yalnızsın, hasta da olabilirsin. |
3331 | bu kadgu mini evde yatgurmadı sakınç kadgu birle özüm umadı | Bu düşünce ile ben evde duramadım; endişe ve kayguya karşı koyamadım. |
3332 | saŋa ok törütmedi teŋri tamug s aŋa aymadı bu azabıg kamug | Tanrı cehennemi yalnız senin için yaratmadı; bütün bu azapları yalnız senin için zikretmedi. |
3333 | negü ol nelük munça emger özüŋ maŋa belgülüg ay bileyin sözüŋ | Niçin ve neden kendine böyle eziyet ediyorsun; bana bunu açıkça söyle, ben de senin bu husustaki fikirlerini anlayayım. |
ODGURMIŞ CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
3334 | yanut birdi odgurmuş aydı bu söz eşittim eşitgil cevab birsü öz | Odgurmış cevap verdi:— Bu sözünü dinledim; ben de cevap vereyim, dinle— dedi — |
3335 | bu söz kim sen aydıŋ bagırsaklık ol kadaş belgüsi hem yaguk yaldık ol | Bu söylediğin sözler senin şefkatinden ileri geliyor; bu akrabalık nişanesi ve yakınlık alâmetidir. |
3336 | kadaş kadguların kadaş yimese adın yat kaçan yir kadaş bolmasa | Akrabaların kederini akrabalar paylaşır; insanın bir akrabası olmazsa, onun Istırabına yabancı kimseler nasıl ortak olabilirler. |
3337 | özüm ka kadaştın neçe adrılıp nelük turgay erdim bu yirke kelip | Ben de kardeş ve akrabalardan ayrılarak, buraya gelip, niçin bu kadar zaman burada kaldım. |
3338 | baka kördüm emdi dinim yigliki bu yirde köründi özüm yigliki | Çünki dinimin selâmetini ve kendi menfaatimi bunda gördüm. |
3339 | anın keldim emdi bu yirke turup bayat tapgı kılsa men yalŋuz bolup | Onun için kalkıp, buraya geldim; halvete çekilip, böylece Tanrıya ibâdetle meşgul olmak istedim. |
3340 | bu dünya işiŋe katılmış kişi kılumaz tapug birle ukbi işi | Bu dünya işlerine karışan kimse aynı zamanda ibâdet ve âhiret işini yerine getiremez. |
3341 | bu halkka tözü yapmagınça kapug törütügli rabka kılumaz tapug | İnsan bütün bu halka kapısını kapatmayınca, yaratan Tanrıya ibâdet edemez. |
3342 | hava nefs boyunın sıgu ked katıg özüŋ ötrü bulsa tapugda tatıg | İnsan ibâdette zevk bulabilmek için, hevesin kafasını iyice ezmelidir. |
3343 | negü tir eşitgil sakınuk kişi hava birle bolmaz bütün din işi | Takva sahibi insan ne der, dinle; nefsine kapılan kimse din işini tam yapamaz. |
3344 | hava nefs bile kör yagı ol ulug bu iki azıtur tapugçı kulug | Din hevesin ve nefsin en büyük düşmanıdır; bu ikisi ibâdet etmek isteyen kulu yolundan şaşırtır. |
3345 | havaka bolu birse tutgun bolur et öz arzu bulsa mini kul kılur | Nefsine kapılırsa, insan onun esiri olur; tenin arzusuna uyarsam, beni kul eder |
3346 | havaka basıkma ukuş birle kes et öz baş kötürse bilig birle bas | Hevesin tesirinde kalma, akıl ile karar ver; ten baş kaldırırsa, bilgi ile hâkim ol. |
3347 | bu yaŋlıg üçün men ulus kend kodup bu yirke sıgındım agır yük yüdüp | Böyle olduğu için, ben köy ve şehirleri bırakıp, ağır zahmetlere katlanarak, buraya sığındım. |
3348 | kişide öŋin boldum erse kalı kurug sözlemez men ne ‘aybet tili | İnsanlardan ayrı yaşıyorsam, buna mukabil boş söz de sarf etmiyorum ve dedi-kodu yapmıyorum. |
3349 | bu yalŋuz turur sen tidiŋ ay kadaş bayat yadı iş tap maŋa ay adaş | Ey kardeş, sen bana:—Yalnız yaşıyorsun—dedin; ey dostum, zikrullah benim için kâfi bir arkadaştır. |
3350 | yakın ka kadaştın yırak boldukum olarka todurmadım açım tokum | Yakın akraba ve kardeşlerden uzak bulunmama gelince, ne aç olduğum zaman ve ne tok olduğum zaman, onlara bir yük olmadım. |
3351 | budun köŋli yuvka küdezmeki sarp koŋul sınsa hasmı bayat adli tap | Halkın gönülü yufkadır, onu muhafaza etmek çok güçtür; burada gönül kınlırsa, ilâhî adaletle karşılaşılır; bu ise, kâfidir. |
3352 | neçe bolmasa halkka mindin asıg yime körmegeyler meniŋdin yasıg | Her ne kadar benden halka fayda yok ise de, onlar benden zarar da görmezler. |
3353 | asıg yas ne edgü ne isiz barı bayattın turur kör anıŋ takdiri | Fayda ve zarar, iyilik ve kötülük hep Tanrı'dan gelir; bu onun takdiridir. |
3354 | bu arşta kodı kör şeraka tegi tözü barça bir teg bayatka muŋı | Yukarıdaki Arş ile aşağıdaki toprak arasında bulunan her şey, aynı şekilde, Tanrıya muhtacdır. |
3355 | negü bar kişiler ara ay külüg asıg tut ya kor yas saŋa belgülüg | Ey namlı, insanlar arasında ne var, fayda yahut zarar ve ziyan, onu sen biliyorsun. |
3356 | negü asgı bar tip ayur sen tapug tapug kulluk ol kulka açtı kapug | İbâdetin ne faydası var — diye soruyorsun; ibâdet kulluktur ve kula kapıları açar. |
3357 | kul atı anın boldı kulka atag tapug kılsa tün kün ulanulsa tag | Kul adı bundan dolayı kula unvan oldu; o dağa çekilip, gece-gündüz ibâdet etmelidir. |
3358 | yaratsa yaratmasa erklig bayat tapug atı tilde atamasa at | Kula bu ad verilmemiş olsa bile, kadir Tanrı ister kabul etsin-ister etmesin, ibâdet ve zikir dilden düşmemelidir. |
3359 | bu yalŋuzlukumdın maŋa yası yok et öz din esenin munın buldum ok | Bu yalnızlığımın bana zararı yoktur; ten ve din sıhhatini ben burada buldum. |
3360 | negü tir eşıtgil bu bey t ayguçı taşı körme ma’ni baka kör içi | Şu beyti söyleyen ne der, dinle; dışına bakma, içine ve mânasına dikkat et. |
3361 | yorı yalŋuz işsiz ay yalŋuk uzı kıldı yalŋuz tili kör sözi | Ey insanların mahiri, tek başına ve arkadaşsız yürü; bak, papağan konuşmağı ve söz söylemeği kendi başına elde etti. |
3362 | tapugçı tapınsa bu yalŋuz özün negü kor kılur künke yalŋuz özi | Kul yalnız ve tek başına ibâdet ederse, bu tek bir kimseden halka nasıl zarar gelebilir. |
3363 | kişike katılmaknı ögdüŋ kadaş negü teg katılgu ya bolsa adaş | Ey kardeş, insanlara karışmağı öğdün; fakat insan onlara nasıl katılır ve onlar ile nasıl ahbap olur. |
3364 | maŋa kelmişiŋde berü men bu kün tapugdın kesildim baka kör ögün | işte bana geldiğinden beri ben bugün ibâdetten geri kaldım; bir düşünsene. |
3365 | tek ök bir saŋa öz katılmış üçün yası munça erse küçeme küçün | Bir tek seninle buluşmanın zararı bu kadar olursa, artık beni fazla zorlama. |
3366 | özüm kirse emdi kişiler ara kaçan tegge elgim tapugka köre | imdi ben insanlar arasına girersem, ibâdete ne zaman elim değer. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI ODGURMIŞKA | ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMIŞ'A CEVABI | |
3367 | yanut birdi ögdülmiş aydı sözüŋ eşittim eşit sen evürme yüzüŋ | Öğdülmiş cevap verdi ve: — Sözünü dinledim, sen de beni dinle, yüzünü çevirme — dedi — |
3368 | sen aymış bu söz barça andag turur hakikat körü barsa tıldag turur | Söylediklerinin hepsi doğrudur; lâkin dikkat edersen, bunlar hakikatte ancak birer bahanedir. |
3369 | kişike tusulgu kerek bu tirig tirig tutsa atın kopursa erig | İnsan hayatında kendisini yükseltmek ve adını yaşatmak için, başkalarına faydalı olmalıdır. |
3370 | tiriglik nişanı ne ol belgüsi kişi körmese bir anıŋ edgüsi | İnsanlar ondan bir iyilik görmezlerse, onun yaşadığı nereden belli olur. |
3371 | kişi algu togsa ogul kız öküş ogulsuz tise erke körksüz söküş | İnsan evlenmeli ve bir çok çoluk-çocuk sahibi olmalıdır; "evlâtsızdır" — demek, insan için bir hakarettir. |
3372 | negü tir eşitgil kişi ödrümi urug kesmegüke kişi ol emi | İnsanların seçkini ne der, dinle; neslin kesilmemesinin çâresi kadındır. |
3373 | ogulsuz ölürde ökündi tilin aya kin keligli ogul kız kılın | Evlâtsız insan ölürken peşimanlığını ikrar etti ve:— Ey benden sonra gelen sen, çoluk-çocuk sahibi ol— dedi. |
3374 | kimiŋ oglı kalsa atada kidin atama anı sen tirigde adın | Öldükten sonra evlâdı kalan bir baba için "yaşamıyor" denilemez. |
3375 | ogulsuz kişi ölse kesti urug ajunda atı yitti ornı kurug | Evlâtsız insanın, ölünce, nesli kesilir; dünyadan adı silinir ve yeri boş kalır. |
ODGURMIŞ CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
3376 | yanut birdi odgurmış aydı bu çın munıŋda açhnsıg yime bar adın | Odgurmış cevap verdi ve: —Doğru, fakat bunun başka türlü bir şekli de var — dedi — |
3377 | kalı edgü bolsa ogul kız silig anı teg bolur kim yorıttıŋ tilig | Eğer çoluk-çocuk iyi ve hayırlı olursa, bu iş senin dediğin gibi olur. |
3378 | kalı bolsa isiz ulıtgay sini özüŋ ölse terkin unıtgay sini | Eğer evlât hayırsız çıkarsa, hayatta seni inletir; ölünce de, seni çabucak unutur. |
3379 | isiz kılga atıŋ öze kargışın sini sökge yat baz uluglar başın | Senin adını kötüler ve üstelik, büyükler başta olmak üzere, bütün yat-yabancı bed-duâ ederek, sana söğer. |
3380 | ogul kız yagı ol yagı ne kerek yagışız tiriglik takı edgürek | Çoluk-çocuk insana düşmandır, düşman neyine gerek; düşmansız hayat sürmek daha iyidir. |
3381 | yagıdın negü teg yarukluk bolur yagı atı yaska tanukluk birür | Düşmandan nasıl rahatlık umarsın; düşmanın atı bile senin aleyhine şahitlik eder. |
3382 | ne edgü bilig birdi bilgi koyug ogul kız atı erke kitmez oyug | Bilgisi derin olan insan ne iyi bilgi vermiştir; oğul-kızın adı, insan için, giderilemeyen bir gölgedir. |
3383 | muŋar meŋzer emdi biliglig sözi köni sözlemiş körse köŋli yazı | Bilgilinin buna benzer bir sözü vardır; dikkat edersen, temiz kalpli insan doğru söylemiştir. |
3384 | özüŋ sızgurur sen ogul kız tiyü bu emgek biligli ogul kız kayu | Sen oğul-kız diye, kendini üzersin; bu zahmeti takdir eden oğul-kız nerede. |
3385 | tirer sen haramıg barır sen kalır sen ınçık yiyü bar ol arzu yiyü | Haram toplarsın; gidersen, kalır; sen inleye inleye git, safâsını o sürsün. |
3386 | kime mindi sakın kişi alguçı tensiz utra kirdi kime mingüçi | Evlenen kimseyi bir gemiye binmiş farz et, gemiye binen kimse denize açılır. |
3387 | ogul kız törüse kimesi sınur kime sınsa suvda tirig kim kalur | Oğul-kız dünyaya gelirse, gemisi parçalanır; gemi parçalanınca, su içinde kim diri kalır. |
3388 | ogul kız atasın suyurkagu ol ogul kız atası y im i agu ol | Oğul-kız sahibi insanın kusuruna bakmamak; evlât sahibinin yediği zehirdir. |
3389 | ogul kız isizi atada kidin atamaz atasın anasın adın | Evlâtların hayırsızı ölen anne ve babasını, bir kerre olsun, anmaz. |
3390 | bu yaŋlıg ‘iyaldın kaçar bar vefa kılıkı yavuz ol kılınçı cefa | Böyle çocuktan hiç vefa umulur mu; onun tabiatı kötü ve işi gücü cefâdır. |
3391 | ogul kız atası tü emgek körer bela mihnet erse yandan teg yüder | Oğul-kız babası her türlü zahmete katlanır; belâ ve mihnetleri de fil gibi yüklenir. |
3392 | adaş koldaş erdeş tutungu tidiŋ bu edgü idi ters yüki yüdmekiŋ | Dost, ahbap ve arkadaş edinmeli—dedin; bu iyi, fakat bunların yükünü yüklenmek çok zordur. |
3393 | yime yakşı aymış bügü bilgi yarp kişi köŋli yuvka küdezmeki sarp | Parlak bilgili hakîm yine çok güzel söylemiş; insanın gönülü yufka ve muhafazası güçtür. |
3394 | sırınçga sakışı turur bu köŋül idi ked küdez sınmasu ay ogul | Gönül sırça gibidir; ey oğul, onu çok iyi muhafaza et, kırılmasın. |
3395 | köŋül oglagu ol sınagı muŋar isigke erir terk sogukka toŋar | Gönül nazlıdır, bu tecrübe edilmiştir; şöyle ki, sıcakta erir, soğukta donar. |
3396 | adaş köŋli sınsa bolur kır yagı yagı kayda bolsa bolur miŋ çogı | Dostun gönülü kırılırsa, o içinden sana düşman olur; düşmanın bulunduğu yerde huzur ve sükûn kalmaz. |
3397 | yagıdın tiriglik tatıgsız bolur yagı kayda erse yaragsız bolur | Düşman yüzünden hayat tatsızlaşır; nerede olursa-olsun, düşman zararlıdır. |
3398 | neçe me kiçig erse düşman saŋa anı sen ulug tut ay ersig toŋa | Düşman senin için ne kadar küçük olursa-olsun, sen onu büyük kabul et, ey merd ve cesur insan. |
3399 | çıbun boldı düşman yaŋanka bedük ısırsa yaŋansg suçıtur ked ök | Sinek fil için büyük bir düşmandır; fili ısırdığı zaman, onu zıp zıp zıplatır. |
3400 | negü tir eşitgil yagılıg kişi yagı birle urşu tükemiş yaşı | Dinle, düşmanı olan ve ömrünü düşman ile çarpışarak geçiren insan ne der. |
3401 | kiçig düşmanım tip usanma özün nelük korkayın tip küvenme sözün | Düşmanım küçüktür — diye, sen ihmalkâr davranma; — niçin korkayım — diyerek, öğünme. |
3402 | yagıŋ boldı erse usal bolmagıl yagıka yagı bol tüzünke tüzün | Düşmanın varsa, onu ihmâl etme; düşmana karşı düşmanca hareket et; iyi huylu insana karşı da halîm selîm ol. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI ODGURMIŞKA | ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMIŞ'A CEVABI | |
3403 | yanut birdi ögdülmiş açtı tilin ayur söz eşitgil köŋülke alın | Ögdilmiş cevap verdi, söze başladı: — Sözümü dinle ve kalbine yerleştir — dedi — |
3404 | törütti bayat bu ajunug bilip yigü içgü ıdtı halaldin kılıp | Tanrı bu dünyayı bilerek yarattı; helâlinden yiyecek ve içecek gönderdi. |
3405 | katılsa karılsa tutup edgü iş işi edgü bolsa kılur edgü iş | iyi arkadaş edinerek, onlarla düşüp-kalkmalı; insanın arkadaşı iyi olursa, kendisi de iyi olur. |
3406 | kişi asgı bolsa kişike katıl kişike tusulmak kişi asgı bil | Başkalarına faydalı olabileceğin yerde insanlara karış; bil ki, insanlara faydalı olmak insanın kendi menfaatidir. |
3407 | bu yalŋuz yorıglı kişi kıvçakı kişike tusulmaz bolur ay akı | Ey cömert, bu tek başına yaşayan yabanî adamın başkalarına faydası dokunmaz. |
3408 | kişike tusulmaz kişi ol ölüg tusulgıl ölüg bolma ersig külüg | Başkalarına faydası dokunmayan insan ölü gibidir; faydalı ol, ölü olma; ey mert yiğit. |
3409 | telim bolsa erke adaş koldaşı yadıldı atı ilke itti işi | Bir kimsenin arkadaş ve ahbabı ne kadar çok olursa, onun adı o nisbette memlekete yayılır ve işi yoluna girer. |
3410 | bu dünya içinde bulur bu tilek kalı ukbi kolsa bu ol hem yülek | O bu dünyada dileğine kavuşur; eğer âhiret saadeti isterse, onu da bununla temin eder. |
3411 | sakmç kadgu bolsa yuluglar özüg sevinç bolsa sevnür yarutur közüg | Kara gününde bu dostlar onun uğrunda hayatlarını feda ederler, sevinçli gününde de sevinçten gözleri parlar. |
3412 | yadar erdemin barça halkka ayur münin körse kizler til açmaz tuyur | Onun faziletini her kese söyler ve yayarlar; kusurunu görünce de, ağızlarını açmazlar, gizlerler. |
3413 | yagı ol erig yatsa odgurguçı münin erdemin ilke bildürgüçi | insanı gaflet uykusundan uyandıran düşmandır ve yine düşmandır ki, onun kusûr ve faziletlerini memlekete ilân eder. |
3414 | yagı bolmagınça er ersigliki kaçan belgürer ilde atı köki | Düşmanı olmazsa, insanın mertliği, adı ve aslı ne zaman belli olur. |
3415 | öküş bolsa emdi bu erdem kimiŋ öküş boldı teŋsiz yagısı anıŋ | Kimin fazileti çok olursa, onun dengi olmayan düşmanı da o kadar çok olur. |
3416 | kimiŋ erdemi bolsa aslı agı yetiz il kişisi ol erke yagı | Kim faziletli ve asîl nesepli olursa, memleketin her tarafında bir çok kimseler ona düşman olurlar. |
3417 | ked erke bolur kör yagı belgülüg yavuzka yagı yok yavuz er ölüg | iyi insanın düşmanı belli olur; kötünün düşmanı yoktur; kötü adam zâten ölüdür. |
3418 | kayu erke düşman yumıtsa kalın ol er erdemi erde artuk bilin | Hangi insanın etrafına bir düşman kalabalığı toplanmış ise, bil ki, o insanın fazileti diğerlerinden fazladır. |
3419 | yagı birle tegşip er atı bedür yagışız kişi atı kopmaz yatur | Düşman ile çarpışa çarpışa insanın adı büyür; düşmansız kimsenin adı yükselmez, yerde kalır. |
3420 | negü tir eşitgil kör erdemlig er bu erdem bile er tilek arzu yir | Faziletli insan ne der, dinle; bu fazilet ile insan dilek ve arzusuna nâil olur. |
3421 | negü er bolur kör miŋ er düşmanı miŋer sözlemese küniŋe anı | Bin tane düşmanı olup da, hakkında her gün bin defa konuşulmayan insana insan denilir mi. |
3422 | börimü bolur körgil itte kayar udula işitse miŋ itler üni | Bak, arkasından binlerce köpeğin sesini duyunca, kaçana kurt mu denir. |
3423 | kişig soŋdamaz men tidirtg yalŋuzun kurug sözlemez men tidiŋ til sözün | Yalnız olunca, insanları çekiştirmem; dilimi lüzumsuz ve boş lâflar ile günaha sokmam — dedin. |
3424 | kimi sözlegey sen kişi bolmasa kişiler arala özüŋ turmasa | Ortada kimse yoksa ve kendin insanlar arasında oturmuyorsan, kimin hakkında konuşacaksın. |
3425 | er ol er turur kör kişiler ara yorıp til küdezse bu bulsa töre | Bak, yiğit o kimsedir ki, insanlar arasında gezer, fakat dilini muhafaza eder ve böylece baş-köşeye geçer. |
3426 | irig sözke yumşak yanut kılsa öz açıg sözleseler süçig tutsa söz | Kaba söze yumuşak cevap vermeli ve acı sözlere de tatlı sözle mukabele etmelidir. |
3427 | kişi yüki yüdse yüdürmese yük cefa kılsalar bu vefa kılsa şük | Başkalarının yükünü yüklenmeli, fakat onlara yük yüklememeli; cefâ edenlere karşı, ses çıkarmadan, vefa göstermelidir. |
3428 | köŋülde kiterse kör öç keklerin tilinde yorıtsa köŋülde barın | Öç ve kibiri gönülden atmalı, gönlünde ne varsa, dilinde de o olmalıdır. |
3429 | negü tir eşitgil kişi edgüsi bu edgü bile yadmış atı küsi | İyilik ile nâm ve şöhret kazanmış olan, insanların iyisi ne der; dinle. |
3430 | irig sözlemegil kişike tilin irig sözke agrır köŋül kiç yılın | İnsanlara karşı kaba söz söyleme; kaba sözün acısını gönül uzun yıllar çeker. |
3431 | sini kim söker erse öggil anı otun ol bolur sen tüzünler sanı | Sana kim söğerse, sen onu eğmelisin; böyle olursa, o küstahlardan sayılır, sen de asillerden sayılırsın. |
3432 | cefa kılguçıka kılu tur vefa vefa er kılur ol isizler cefa | Cefâ edene karşı vefa göstermekte devam et; yiğit olan vefa gösterir; kötüler ise, cefâ ederler. |
3433 | kesilse seniŋdin yakın ka kadaş yakınlık ula sen aŋa ay adaş | Yakınların, akraba ve kardeşlerin senden uzaklaşsalar bile, ey arkadaş, sen onlara karşı dâima yakınlık göster. |
3434 | saŋa küç kılur erse küçkey kalı keçürgil anı sen bu ol din yolı | Eğer zâlim sana zulüm ederse, sen onu affet, din yolu budur. |
3435 | yazuk kılsa kul küŋ keçür ol yazuk bu yazuk keçünniş muyan kıl azuk | Kul ve câriye suç işlerlerse, sen onların suçunu bağışla; bu suç bağışlama sevabını, âhiret için, kendine azık et. |
3436 | bu ol erlik anın eren yük yüdüp yorır sabrı birle ölümüg küdüp | Yiğitlik budur; bunun için er olanlar zahmete katlanıp, sabırla ölümü bekleyerek dolaşırlar. |
3437 | bu kün sen bir evke kirip yalŋuzun ne edgü bulur sen ay kılkı tüzün | Bugün sen tek başına bir eve kapanmakta ne gibi bir fayda umuyorsun, ey yumuşak huylu. |
3438 | erej arzu nimet közün körmediŋ kümüş gçvher altun bakır bulmadıŋ | Huzur, arzu ve nimeti gözünle görmedin; gümüş, mücevher, altın ve bakıra da hiç sahip olmadın. |
3439 | saray karşı yir suv sini birle yok at üstem kız oglan kanı birle yok | Senin sarayın, köşkün, yerin ve yurdun yok; at, koşum, çoluk-çocuk hani; bunlardan hiç biri sende yok. |
3440 | kişiler öze yok saŋa erk elig özüŋ yıgsa sen bolsa atıŋ silig | İnsanlar üzerinde de senin hiç bir kuvvet ve hâkimiyetin yok ki, onu kötüye kullanmayasın ve temiz nâm kazanasın. |
3441 | kayu neŋ bulup kodtuŋ emdi anı kayu tilve zahid atadı sini | Ne buldun ki, sonra ondan vaz geçtin; hangi mecnûn sana zâhid adını taktı. |
3442 | öküşüg kodup er azıg taplasa bu er ötrü zahid bolur kur basa | Erkek olan, çoğu elde edebildiği hâlde, az ile iktifa eder; böyle bir insan zâhidlik mertebesine erişir. |
3443 | tilep bulmasa barça zahid bolur sabırda adın hile bulmaz turur | Yoksa, aradığını bulamayan her kes zâhid olur; sabırdan başka bir çâre bulamadığından, elindeki ile yetinir. |
3444 | er ol er bolur kör miŋ arzu bulup aŋar yüz evürse eren teg bolup | Erkek o kimsedir ki, bin arzusunu bulur ve ondan mertçe yüz çevirir. |
3445 | yitürse içürse çıgayka ülep bayatka tapug kılsa köŋlin ulap | Yedirir, içirir ve malını fakirlere dağıtarak, Tanrıya can ve gönülden ibâdet eder. |
3446 | kelir bolsa dünya köŋül bamasa barır erse agrıp kaşın tügmese | Gelen dünya nimetlerine gönül bağlamaz; elinden gidenlere de içi sızlayıp, yüzü buruşmaz. |
3447 | kalı üstese elgi arzu öze özini tutunsa köŋül til tüze | Arzusunu elde etmek için kuvvet bulduğu hâlde, kendisini tutar, gönülüne ve diline hâkim olur. |
3448 | bu sözke yakar körse ma’ni bu söz eşit işke tutgıl aya kılkı tüz | Dikkat edersen, şu sözün mânası buna uyar; dinle ve ona göre hareket et, ey yumuşak huylu. |
3449 | erende eri ol kamug neŋke erk bulup kılgu yirde özin tutsa berk | Erlerin eri odur ki, her şeye muktedir olur; fakat yapmağa gelince, nefsine karşı mukavemet eder. |
3450 | takı erde yigrek eren ol turur miŋ arzu bulup bu özin tıdsa terk | Yine bu erden daha iyi erkek odur ki, bir arzusuna nail olduğu hâlde, kendisine derhal hâkim olur. |
ODGURMIŞ CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
3451 | yanut birdi odgurmış aydı çın ay negü ol tilekiŋ aya körki ay | Odgurmış cevap verdi:—Doğru söyle, arzun nedir, ey ay gibi güzel yüzlüm — dedi — |
3452 | negü sözlese men sözümni yirip cevabın kılur sen özümni serip | Ben ne söylersem, reddediyorsun; sözümü beğenmeyip, itirazda bulunuyorsun. |
3453 | i açuklug maŋa ay tilekiŋ ne ol negü kolgu erse aça sözle kol | Bana açık söyle, dileğin nedir; ne istiyorsan, açıkça söyle ve iste. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI ODGURMIŞKA | ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMIŞ'A CEVABI | |
3454 | yanut birdi ögdülmiş aydı özüm tilek birle keldi açayın sözüm | Öğdülmiş cevap verdi: — Ben buraya bir maksatla geldim, dileğimi arz edeyim — dedi — |
3455 | bu kün togdı ilig eşitti sini öziŋe kereklep kör ıdtı mini | Hükümdar Kün-Toğdı seni haber aldı; sana ihtiyacı olduğu için, beni gönderdi. |
3456 | katıg arzuladı sini körgüke mini sözçi ıdtı okıp iltgüke | Seni görmeği çok arzu etti; seni çağırıp götürmek İçin, dâvetçi olarak, beni yolladı. |
3457 | neçe me agir kelse bargu kerek iligke tegip bir körüngü kerek | Ne kadar ağır gelse bile, senin oraya kadar gidip, hükümdara bir görünmen gerekir. |
3458 | ilig ms idi edgü sultan turur budunka bagırsak sevüg can turur | Hükümdar çok iyi bir padişahtır; çok merhametli, halkın candan sevdiği bir insandır. |
3459 | kim ilig yüzin körse kutlug bolur ikigün ajunda tükel kut bulur | Hükümdarın yüzünü gören her kes kutlu olur; her iki dünyada tam saadete kavuşur. |
3460 | negü tir eşitgil bu il kend begi ajun başlap ilke yetilmiş ögi | Devleti idare eden, memleket işlerinde dirayet sahibi olan memleket beyi ne der, dinle. |
3461 | törülüg köni beg kut ol belgülüg kutı birle tegrür tözüke ülüg | Kanunlara riâyet eden, doğru bey, gerçekten, bir saadettir; onun saadetinden her kes kendisine hisse alır. |
3462 | kayuda çavıksa köni beg atı aŋar bargu andın bulur er kutı | Nerede adaleti ile şöhret bulan bir bey bulunursa, oraya gitmeli; insan onda saadetini bulur. |
3463 | bu kök tirgüki ol könilik törü törü artasa kök turumaz örü | Adalete istinat eden kanun — bu göğün direğidir; kanun bozulursa, gök yerinde duramaz. |
3464 | törülüg bu begler yok erse tirig bayat buzgay erdi yiti kat yirig | Bu kanun koyan beyler hayatta bulunmasalardı, Tanrı yedi kat yerin nizâmını bozmuş olurdu. |
3465 | köni beg yüzi körse kutlug bolur muyànka tegir hem yazukı yulur | Adil beyin yüzünü gören kutlu olur; sevaba girer ve günahtan kurtulur. |
3466 | bilir sen bu kün men kişi boldukum sebeb ilig erdi yülekim tokum | Bilirsin, bugün benim adam olmama sebep hükümdardır; o bana destek olmuştur. |
3467 | bayat birdi erdi ukuş ög bilig tözü edgülükke tegürdüm elig | Tanrı bana anlayış, akıl ve bilgi verdi ve ben bundan dolayı her türlü iyiliği yapmağa muvaffak oldum. |
3468 | bayat birdi tevfik kamug edgüke budun asgıŋa hem yüki yüdgüke | Halka faydalı olmak ve onun yükünü yüklenmek hususunda her türlü iyilik için Tanrı bana tevfik ihsan etti. |
3469 | sini me tiler emdi ilig bu kün elig bir kılıp yazsa beglik tügün | El-ele verip, beylik düğümünü çözmek için, hükümdar bugün seni de istiyor. |
3470 | okıtçı mini ıdtı emdi saŋa mini yalŋuz ıdma ay ersig toŋa | Şimdi sana dâvetçi olarak beni gönderdi; ey mert yiğit, ben yalnız dönmeyeyim. |
3471 | bitig ıdtı ilig öz elgin bitip negü sözledi erse körgil okıp | Hükümdar kendi eli ile yazıp, sana bir mektup da gönderdi; ne demiş ise, kendin bak, oku. |
3472 | çıkardı bitig birdi elgin sunup bitig aldı odgurmış açtı tunup | Çıkarıp, mektubu sundu; Odgurmış aldı ve bir az düşünceli, mektubu açtı. |
ODGURMIŞ SU’ALİ ÖGDÜLMlŞKE | ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ | |
3473 | okıdı bitig kiç sakındı uzun ayur ked bilig birmiş ilig sözün | Mektubu okudu, uzun-uzun düşündü ve: — Hükümdar çok manalı sözler yazmış —dedi — |
3474 | okımış ilig emdi kelgil tiyü kamug edgülükni atamış sayu | İmdi hükümdar— "Gel!" — diye davet etmiş, her türlü iyilikleri teker teker sayıp dökmüş. |
3474 | bedük iş turur kör bü işler maŋa neteg kılgu aygıl kiŋeş bir muŋa | Bunlar benim için çok büyük bir iştir; söyle, bana bir akıl öğret, ne yapmalı? |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI ODGURM1ŞKA | ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMIŞ'A CEVABI | |
3476 | yanut birdi ögdülmiş aydı ilig sini sözleyü şük kurıtmaz tilig | Öğdülmiş cevap verdi: — Hükümdar dâima senden bahseder, bir ân bile seni dilinden düşürmez — dedi — |
3477 | tili teprese sözde atıŋ çıkar sini körgüke ol köz açtı bakar | Konuşmağa başlar-başlamaz, ağzından adın çıkar; o seni dört gözle beklemektedir. |
3478 | kimi sevse ermiş köŋül arzulap tilin sözde atı yorır söz ulap | Gönül arzulayarak, kimi severse, her sözde onun adı dilinden düşmezmiş. |
3479 | sevitmiş negü tir bu beytig okı sevüglüg yüzi ol koŋül toklukı | Şu beyti oku, kendisini sevdirmiş insan ne der; gönlü doyuran, sevgilinin yüzüdür. |
3480 | koŋül kimni sevse körür közde ol közün kanca baksa uçar yüzde ol | Gönül kimi severse, göz dâima onu görür; göz nereye bakarsa, orada o uçar. |
3481 | köŋülde negü erse arzu tilek agız açsa barça tilin sözde ol | Gönülde arzu ve dilek ne ise, insan söze başlayınca, dâima ondan bahseder. |
ODGURMIŞ CEVABI ÖGDÜLMlŞKE | ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
3482 | yanut birdi odgurmış aydı maŋa kiŋeş bir yaragı ne ol ay toŋa | Odgurmış cevap verdi: — Ey yiğit, bana tavsiyede bulun, ne yapmalıyım — dedi — |
3483 | bagırsak kadaşım sen ök sen yakın kiŋeş bir ötegil kadaşlık hakın | Sevgili kardeşim, bana yakın ol=>n sensin; bir fikir ver, kardeşlik hakkını yerine getir. |
3484 | seniŋdin kolur men bu işke kiŋeş bilig birle sen bu kiŋeşke teŋeş | Bu işte senin bilgin ile mütenâsip bir tavsiyede bulunmanı istiyorum. |
3485 | kadaş sen tilese yime tut adaş adaşlı kadaşlı ikigün tudaş | Sen bir kardeşsin, istersen arkadaş olarak da kabul et, kardeş ve arkadaş arasında fark yoktur. |
3486 | bagırsak sen ök sen bu kün çın maŋa negü kılgu aygıl büter men saŋa | Bugün bana gerçekten bağlı olan sensin; ne yapmalı, söyle; sana güveniyorum. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI ODGURMIŞKA | ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMIŞ'A CEVABI | |
3487 | yanut birdi ögdülmiş aydı bu söz ayıtma maŋa sen aya kutlug öz | Ögdülmiş cevap verdi ve: —-Ey mübarek insan, bunu sen bana sorma — dedi — |
3488 | mini ıdtı ilig okıtçı saŋa negü teg kiŋeşür sen emdi maŋa | Hükümdar beni sana dâvetçi olarak gönderdi; sen şimdi benim ile nasıl istişarede bulunursun. |
3489 | baralım timekte adın yok sözüm neteg ayga barma tiyü bu özüm | Gidelim—demekten başka, benim bir sözüm yoktur; ben sana nasıl "gitme" diyebilirim. |
3490 | sini birle bolsa kör asgı öküş öz asgın tilerke kiŋeşmez ukuş | Seninle birlikte bulunmak benim için çok faydalıdır; kendi faydasını isteyen kimse ile akıllı insan istişare etmez. |
3491 | negü tir eşitgil biliglig çigil biligsiz eşitgil boyun bir egil | Bilgili çiğil ne der, dinle; ey bilgisiz, dinle ve buna boyun eğ. |
3492 | öz asgı tilerke kiŋeşmegü söz saŋa asgı bolmaz aya kutlug öz | Kendi istifâdesi bahis mevzuu olan bir kimse ile istişarede bulunmamalı; ey mübarek insan, bundan sana fayda gelmez. |
3493 | kiŋeş ol kişike kiŋeş ay kadaş ol er kolmaz erse öz asgın adaş | Ey arkadaş, istişare ederken, kendi faydasını düşünmeyen kimse ile istişare et. |
3494 | öz asgın tilegli öz ülgı üçün yaraglıgnı tenisiz turur tir küçün | Kendi faydasını düşünen kimse, menfaati için, münâsip olanın dahi uygun olmadığını söyler. |
3495 | neçe iş kişike kiŋeşgü kerek köŋül taplamış işni kılgu kerek | Bâzı işler vardır ki, insanlar ile istişare etmek lâzımdır; fakat neticede insan yine gönlünün münâsip gördüğü işi yapmalıdır. |
3496 | özüŋke bagırsak seniŋ öz özüŋ kişike inanma kesildi sözüŋ | Seni en çok düşünen yine bizzat kendinsin, insanlara güvenme; işte o kadar. |
3497 | sen ök bil negü kılgu erse kiŋeş tileme meniŋdin bu işke kiŋeş | Ne yapmak lazımsa, bunu kendin bilmelisin; istişare et, fakat benden bu iş için fikir sorma. |
3498 | sini algalı keldim andın turup kiŋeş bu yorı bargıl emdi kopup | Oradan kalkıp, buraya seni götürmek için geldim; tavsiyem şu: yürü, buradan kalkıp, oraya gidelim. |
3499 | kişiler arakı muyan ed gülük bu yirde bulunmaz munu belgülük | İnsanlar arasına karıştığın zaman elde edeceğin sevap ve iyilik burada bulunmaz, bu şüphesizdir. |
3500 | ulus kend içindeki edgü nece saŋa sözledim emdi adra seçe | Kasaba ve şehir içindeki çeşitli iyilikleri şimdi sana teker-teker ve açık olarak söyledim. |
3501 | bilir sen bu sözler köni sözledim saŋa edgü koldum bilir bir idim | Bunları doğru söylediğimi takdir edersin; Tanrı bilir ki, senin iyiliğini istedim. |
3502 | kişidin kaçar sen ne kıldı kişi kişike katıl it kişiler işi | İnsanlardan kaçıyorsun, onlar sana ne yaptı; insanlara karış ve onlar gibi yaşa. |
3503 | müsülman işin it muŋıŋa yara bayat birge uçmak kör ornuŋ töre | Müslümanların işini gör, ihtiyaçlarına yardım et; Tanrı sana cennet verir, yerin baş-köşe olur. |
3504 | köŋül til köni tut kılınçıŋ bütün kayuda tilese tirilgil kutun | Gönlünde ve dileğinde hulûs sahibi ol, hareketin dürüst olsun; nerede istersen, orada saadet içinde ömür sür. |
3505 | kişisiz tirilme kişiler ara kişi ‘aybı körme özüŋni köre | insanlardan uzaklaşıp, yalnız yaşama; başkasının kusurunu görme, kendine bak. |
3506 | muŋar meŋzer emdi bu beyt ay bügü okıgu munı ötrü işke bagu | Ey hakîm, şu beyit imdi buna benzer; bunu okumalı ve ona göre hareket etmelidir. |
3507 | kayuda tilese yorı edgü bol tüpi aslı kolma özüŋ edgü kol | Nereye gidersen git, yalnız iyi ol; soya ve asalete bakma, kendinde iyilik ara. |
3508 | kişi edgüsi kör unıtmaz özin kayuda yorısa tiler edgü yol | İnsanların iyisi gaflete düşmez; nereye giderse, orada doğru yolu arar. |
3509 | er edgü kerek tutsa edgü kılınç kayuda tilese bulur miŋ sevinç | İnsan iyi olmalı; iyi hareket eden kimse her yerde bin türlü sevinç bulur. |
3510 | bu edgü kamug yirde edgü bolur ol edgü yanutı hem edgü bulur | İyilik her yerde iyidir; insan iyiliğe karşı her yerde iyilik bulur. |
3511 | sen edgü kılınç tut isiz bolmagıl kayuda tilese yorı korkmagıl | Sen iyilik yap, kötü olma; böylelikle nerede istersen, orada korkmadan dolaşabilirsin. |
Yûsuf Has Hâcib tarafından XI. yüzyılda yazılmış, Türk dilinin, edebiyatının ve kültür tarihinin en önemli kaynaklarından.
XLI. ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ İLE MÜNAZARA ETTİĞINİ SÖYLER [ODGURMIŞ ÖGDÜLMİŞ BİRLE MÜNAZARA KILMIŞIN AYUR]
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Popüler Başlıklar
-
BİSMİ'LLAHİ‘R-RAHMANİ'R-RAHİM Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi ...
-
Mısra (Kutadgu Bilig) Tercüme (Türkiye Türkçesi) ...
-
No Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi 955 ilig bir kün ay toldını ündedi orun birdi oldur tiyü imledi Hükümdar bir gün Ay...
C - BÂBLARIN FİHRİSTİ [FİHRİSTU’L-EBVAB]
Kutadgu Bilig Tercüme (Türkiye Türkçesi) 1. bab: tengri ‘azze ve cellening ögdisin ayur 01. bâb: Tanrı azze ve cellenin medhin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder