Ana içeriğe atla

XLI. ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ İLE MÜNAZARA ETTİĞINİ SÖYLER

3318    Odgurmış cevap verdi : — Söylediklerini dinledim, sen de benim sözlerimi dinle — dedi —
3319    Gösterdiğin bu yakınlığın Tanrı ecrini ihsan etsin, iyi insanlara bahşettiği yüz binlerce sevaba sen de nail ol.
3320    Başka söyleyeceğin söz ne imiş, onu da bana söyleyiver.

ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMUŞ'A CEVABI

3321    Öğdülmış cevap verdi ve : — Bu sözüm şudur — dedi— seni görünce, özüm parladı.
3322    insan kendi arzusu ile yol yürürse, zahmet çekmez, ey bilgisi büyük.
3323    Tecrübeli insan ne der, dinle; mânasına dikkat et, ey huzura kavuşmuş insan.
3324    Hangi işe arzu ve dilek ile girişilirse, bu dilek her adımda ona bir destek olur.
3325    istekle yürüyünce, uzak yer yakın olur; arzuladığı yüzü görünce, can sahibini bulur.
3326    Öğdülmiş devam etti:—îşte ben dâima seni merak ediyorum, dilimden düşürmüyorum.
3327    Köy ve şehri, yakın akraba ve kardeşleri bıraktın, insanlardan uzaklaştın; burada hiç bir tanıdık ve ahbabın yok.
3328    Tek başına ağır zahmetlere katlandın; aç ve çıplak yaşıyorsun, dermansız bir hâldesin.
3329    Senin için bütün akrabaların sızlanıyor; görmek isteyince, bulamıyor ve iştiyak içinde çırpınıyorlar.
3330    Hiç bir insan tek başına yapamaz; sen burada yalnızsın, hasta da olabilirsin.
3331    Bu düşünce ile ben evde duramadım; endişe ve kayguya karşı koyamadım.
3332    Tanrı cehennemi yalnız senin için yaratmadı; bütün bu azapları yalnız senin için zikretmedi.
3333    Niçin ve neden kendine böyle eziyet ediyorsun; bana bunu açıkça söyle, ben de senin bu husustaki fikirlerini anlayayım.

ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI

3334    Odguımış cevap verdi :— Bu sözünü dinledim; ben de cevap vereyim, dinle— dedi —
3335    Bu söylediğin sözler senin şefkatinden ileri geliyor; bu akrabalık nişanesi ve yakınlık alâmetidir.
3336    Akrabaların kederini akrabalar paylaşır; insanın bir akrabası olmazsa, onun İstırabına yabancı kimseler nasıl ortak olabilirler.
3337    Ben de kardeş ve akrabalardan ayrılarak, buraya gelip, niçin bu kadar zaman burada kaldım.
3338    Çünki dinimin selâmetini ve kendi menfaatimi bunda gördüm.
3339    Onun için kalkıp, buraya geldim; halvete çekilip, böylece Tanrıya ibâdetle meşgul olmak istedim.
3340    Bu dünya işlerine karışan kimse aynı zamanda ibâdet ve âhiret işini yerine getiremez.
3341    İnsan bütün bu halka kapısını kapatmayınca, yaratan Tanrıya ibâdet edemez.
3342    İnsan ibâdette zevk bulabilmek için, hevesin kafasını iyice ezmelidir.
3343    Takva sahibi insan ne der, dinle; nefsine kapılan kimse din işini tam yapamaz.
3344    Din hevesin ve nefsin en büyük düşmanıdır; bu ikisi ibâdet etmek isteyen kulu yolundan şaşırtır.
3345    Nefsine kapılırsa, insan onun esiri olur; tenin arzusuna uyarsam, beni kul eder
3346    Hevesin tesirinde kalma, akıl ile karar ver; ten baş kaldırırsa, bilgi ile hâkim ol.
3347    Böyle olduğu için, ben köy ve şehirleri bırakıp, ağır zahmetlere katlanarak, buraya sığındım.
3348    İnsanlardan ayrı yaşıyorsam, buna mukabil boş söz de sarfetmiyorum ve dedi-kodu yapmıyorum.
3349    Ey kardeş, sen bana:—Yalnız yaşıyorsun—dedin; ey dostum, zikruHah benim için kâfi bir arkadaştır.
3350    Yakın akraba ve kardeşlerden uzak bulunmama gelince, ne aç olduğum zaman ve ne tok olduğum zaman, onlara bir yük olmadım.
3351    Halkın gönülü yufkadır, onu muhafaza etmek çok güçtür; burada gönül kınlırsa, ilâhî adaletle karşılaşılır; bu ise, kâfidir.
3352    Her ne kadar benden halka fayda yok ise de, onlar benden zarar da görmezler.
3353    Fayda ve zarar, iyilik ve kötülük hep Tanrıdan gelir; bu onun takdiridir.
3354    Yukarıdaki Arş ile aşağıdaki toprak arasında bulunan her şey, aynı şekilde, Tanrıya muhtacdır.
3355    Ey namlı, insanlar arasında ne var, fayda yahut zarar ve ziyan, onu sen biliyorsun.
3356    İbâdetin ne faydası var — diye soruyorsun; ibâdet kulluktur ve kula kapıları açar.
3357    Kul adı bundan dolayı kula unvan oldu; o dağa çekilip, gece-gündüz ibâdet etmelidir.
3358    Kula bu ad verilmemiş olsa bile, kadir Tanrı ister kabul etsin-ister etmesin, ibâdet ve zikir dilden düşmemelidir.
3359    Bu yalnızlığımın bana zararı yoktur; ten ve din sıhhatini ben burada buldum.
3360    Şu beyti söyleyen ne der, dinle; dışına bakma, içine ve mânasına dikkat et.
3361    Ey insanların mahiri, tek başına ve arkadaşsız yürü; bak, papağan konuşmağı ve söz söylemeği kendi başına elde etti.
3362    Kul yalnız ve tek başına ibâdet ederse, bu tek bir kimseden halka nasıl zarar gelebilir.
3363    Ey kardeş, insanlara karışmağı öğdün; fakat insan onlara nasıl katılır ve onlar ile nasıl ahbap olur.
3364    işte bana geldiğinden beri ben bugün ibâdetten geri kaldım; bir düşünsene.
3365    Bir tek seninle buluşmanın zararı bu kadar olursa, artık beni fazla zorlama.
3366    imdi ben insanlar arasına girersem, ibâdete ne zaman elim değer.

ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMIŞ'A CEVABI

3367    Öğdülmiş cevap verdi ve: — Sözünü dinledim, sen de beni dinle, yüzünü çevirme — dedi —
3368    Söylediklerinin hepsi doğrudur; lâkin dikkat edersen, bunlar hakikatte ancak birer bahanedir.
3369    İnsan hayatında kendisini yükseltmek ve adını yaşatmak için, başkalarına faydalı olmalıdır.
3370    İnsanlar ondan bir iyilik görmezlerse, onun yaşadığı nereden belli olur.
3371    İnsan evlenmeli ve bir çok çoluk-çocuk sahibi olmalıdır; "evlâtsızdır" — demek, insan için bir hakarettir.
3372    İnsanların seçkini ne der, dinle; neslin kesilmemesinin çâresi kadındır.
3373    Evlâtsız insan ölürken peşimanlığını ikrar etti ve:— Ey benden sonra gelen sen, çoluk-çocuk sahibi ol— dedi.
3374    Öldükten sonra evlâdı kalan bir baba için "yaşamıyor" denilemez.
1375    Evlâtsız insanın, ölünce, nesli kesilir; dünyadan adı silinir ve yeri boş kalır.

ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI

3376    Odgurmış cevap verdi ve : —Doğru, fakat bunun başka türlü bir şekli de var — dedi —
3377    Eğer çoluk-çocuk iyi ve hayırlı olursa, bu iş senin dediğin gibi olur.
3378    Eğer evlât hayırsız çıkarsa, hayatta seni inletir; ölünce de, seni çabucak unutur.
3379    Senin adını kötüler ve üstelik, büyükler başta olmak üzere, bütün yat-yabancı bed-duâ ederek, sana söğer.
3380    Çoluk-çocuk insana düşmandır, düşman neyine gerek; düşmansız hayat sürmek daha iyidir.
3381    Düşmandan nasıl rahatlık umarsın; düşmanın atı bile senin aleyhine şahitlik eder.
3382    Bilgisi derin olan insan ne iyi bilgi vermiştir; oğul-kızın adı, insan için, giderilemeyen bir gölgedir.
3383    Bilgilinin buna benzer bir sözü vardır; dikkat edersen, temiz kalpli insan doğru söylemiştir.
3384    Sen oğul-kız diye, kendini üzersin; bu zahmeti takdir eden oğul-kız nerede.
3385    Haram toplarsın; gidersen, kalır; sen inleye-inleye git, safâsını o sürsün.
3386    Evlenen kimseyi bir gemiye binmiş farzet, gemiye binen kimse denize açılır.
3387    Oğul-kız dünyaya gelirse, gemisi parçalanır; gemi parçalanınca, su içinde kim diri kalır.
3388    Oğul-kız sahibi insanın kusuruna bakmamak; evlât sahibinin yediği zehirdir.
3389    Evlâtların hayırsızı ölen anne ve babasını, bir kerre olsun, anmaz.
3390    Böyle çocuktan hiç vefa umulurmu; onun tabiatı kötü ve işi gücü cefâdır.
3391    Oğul-kız babası her türlü zahmete katlanır; belâ ve mihnetleri de fil gibi yüklenir.
3392    Dost, ahbap ve arkadaş edinmeli—dedin; bu iyi, fakat bunların yükünü yüklenmek çok zordur.
3393    Parlak bilgili hakîm yine çok güzel söylemiş; insanın gönülü yufka ve muhafazası güçtür.
3394    Gönül sırça gibidir; ey oğul, onu çok iyi muhafaza et, kırılmasın.
3395    Gönül nazlıdır, bu tecrübe edilmiştir; şöyle ki, sıcakta erir, soğukta donar.
3396    Dostun gönülü kırılırsa, o içinden sana düşman olur; düşmanın bulunduğu yerde huzur ve sükûn kalmaz.
3397    Düşman yüzünden hayat tatsızlaşır; nerede olursa-olsun, düşman zararlıdır.
3398    Düşman senin için ne kadar küçük olursa-olsun, sen onu büyük kabul et, ey merd ve cesur insan.
3399    Sinek fil için büyük bir düşmandır; fili ısırdığı zaman, onu zıp zıp zıplatır.
3400    Dinle, düşmanı olan ve ömrünü düşman ile çarpışarak geçiren insan ne der.
3401    Düşmanım küçüktür — diye, sen ihmalkâr davranma; — niçin korkayım — diyerek, öğünme.
3402    Düşmanın varsa, onu ihmâl etme; düşmana karşı düşmanca hareket et; iyi huylu insana karşı da halîm-sehm ol.

ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMIŞ'A CEVABI

3403    Ögdilmiş cevap verdi, söze başladı : — Sözümü dinle ve kalbine yerleştir — dedi —
3404    Tanrı bu dünyayı bilerek yarattı; helâlinden yiyecek ve içecek gönderdi.
3405    iyi arkadaş edinerek, onlarla düşüp-kalkmalı; insanın arkadaşı iyi olursa, kendisi de iyi olur.
3406    Başkalarına faydalı olabileceğin yerde insanlara karış; bil ki, insanlara faydalı olmak insanın kendi menfaatidir.
3407    Ey cömert, bu tek başına yaşayan yabanî adamın başkalarına faydası dokunmaz.
3408    Başkalarına faydası dokunmayan insan ölü gibidir; faydalı ol, ölü olma; ey mert yiğit.
3409    Bir kimsenin arkadaş ve ahbabı ne kadar çok olursa, onun adı o nisbette memlekete yayılır ve işi yoluna girer.
3410    O bu dünyada dileğine kavuşur; eğer âhiret saadeti isterse, onu da bununla temin eder.
3411    Kara gününde bu dostlar onun uğrunda hayatlarını feda ederler, sevinçli gününde de sevinçten gözleri parlar.
3412    Onun faziletini her kese söyler ve yayarlar; kusurunu görünce de, ağızlarını açmazlar, gizlerler.
3413    insanı gaflet uykusundan uyandıran düşmandır ve yine düşmandır ki, onun kusıîr ve faziletlerini memlekete ilân eder.
3414    Düşmanı olmazsa, insanın mertliği, adı ve aslı ne zaman belli olur.
3415    Kimin fazileti çok olursa, onun dengi olmayan düşmanı da o kadar çok olur.
3416    Kim faziletli ve asîl nesepli olursa, memleketin her tarafında bir çok kimseler ona düşman olurlar.
3417    iyi insanın düşmanı belli olur; kötünün düşmanı yoktur; kötü adam zâten ölüdür.
3418    Hangi insanın etrafına bir düşman kalabalığı toplanmış ise, bil ki, o insanın fazileti diğerlerinden fazladır.
3419    Düşman ile çarpışa-çarpışa insanın adı büyür; düşmansız kimsenin adı yükselmez, yerde kalır.
3420    Faziletli insan ne der, dinle; bu fazilet ile insan dilek ve arzusuna nâıl olur.
3421    Bin tane düşmanı olup da, hakkında her gün bin defa konuşulmayan insana insan denilirmi.
3422    Bak, arkasından binlerce köpeğin sesini duyunca, kaçana kurt mu denir.
3423    Yalnız olunca, insanları çekiştirmem; dilimi lüzumsuz ve boş lâflar ile günaha sokmam — dedin.
3424    Ortada kimse yoksa ve kendin insanlar arasında oturmuyorsan, kimin hakkında konuşacaksın.
3425    Bak, yiğit o kimsedir ki, insanlar arasında gezer, fakat dilini muhafaza eder ve böylece baş-köşeye geçer.
3426    Kaba söze yumuşak cevap vermeli ve acı sözlere de tatlı sözle mukabele etmelidir.
3427    Başkalarının yükünü yüklenmeli, fakat onlara yük yüklememeli; cefâ edenlere karşı, ses çıkarmadan, vefa göstermelidir.
3428    Öç ve kibiri gönülden atmalı, gönlünde ne varsa, dilinde de o olmalıdır.
3429    İyilik ile nâm ve şöhret kazanmış olan, insanların iyisi ne der; dinle.
3430    İnsanlara karşı kaba söz söyleme; kaba sözün acısını gönül uzun yıllar çeker.
3431    Sana kim söğerse, sen onu eğmelisin; böyle olursa, o küstahlardan sayılır, sen de asillerden sayılırsın.
3432    Cefâ edene karşı vefa göstermekte devam et; yiğit olan vefa gösterir; kötüler ise, cefâ ederler.
3433    Yakınların, akraba ve kardeşlerin senden uzaklaşsalar bile, ey arkadaş, sen onlara karşı dâima yakınlık göster.
3434    Eğer zâlim sana zulüm ederse, sen onu affet, din yolu budur.
3435    Kul ve câriye suç işlerlerse, sen onların suçunu bağışla; bu suç bağışlama sevabını, âhiret için, kendine azık et.
3436    Yiğitlik budur; bunun için er olanlar zahmete katlanıp, sabırla ölümü bekleyerek dolaşırlar.
3437    Bugün sen tek başına bir eve kapanmakta ne gibi bir fayda umuyorsun, ey yumuşak huylu.
3438    Huzur, arzu ve nimeti gözünle görmedin; gümüş, mücevher, altın ve bakıra da hiç sahip olmadın.
3439    Senin sarayın, köşkün, yerin ve yurdun yok; at, koşum, çoluk-çocuk hani; bunlardan hiç biri sende yok.
3440    İnsanlar üzerinde de senin hiç bir kuvvet ve hâkimiyetin yok ki, onu kötüye kullanmayasın ve temiz nâm kazanasın.
3441    Ne buldun ki, sonra ondan vaz geçtin; hangi mecnûn sana zâhid adını taktı.
3442    Erkek olan, çoğu elde edebildiği hâlde, az ilev iktifa eder; böyle bir insan zâhidlik mertebesine erişir.
3443    Yoksa, aradığını bulamayan her kes zâhid olur; sabırdan başka bir çâre bulamadığından, elindeki ile yetinir.
3444    Erkek o kimsedir ki, bin arzusunu bulur ve ondan mertçe yüz çevirir.
3445    Yedirir, içirir ve malını fakirlere dağıtarak, Tanrıya can ve gönülden ibâdet eder.
3446    Gelen dünya nimetlerine gönül bağlamaz; elinden gidenlere de içi sızlayıp, yüzü buruşmaz.
3447    Arzusunu elde etmek için kuvvet bulduğu hâlde, kendisini tutar, gönülüne ve diline hâkim olur.
3448    Dikkat edersen, şu sözün mânası buna uyar; dinle ve ona göre hareket et, ey yumuşak huylu.
3449    Erlerin eri odur ki, her şeye muktedir olur; fakat yapmağa gelince, nefsine karşı mukavemet eder.
3450    Yine bu erden daha iyi erkek odur ki, bir arzusuna nail olduğu hâlde, kendisine derhal hâkim olur.

ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI

3451    Odgurmış cevap verdi:—Doğru söyle, arzun nedir, ey ay gibi güzel yüzlüm — dedi —
3452    Ben ne söylersem, reddediyorsun; sözümü beğenmeyip, itirazda bulunuyorsun.
3453    Bana açık söyle, dileğin nedir; ne istiyorsan, açıkça söyle ve iste.

ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMIŞ'A CEVABI

3454    Öğdülmiş cevap verdi : — Ben buraya bir maksatla geldim, dileğimi arzedeyım — dedi —
3455    Hükümdar Kün-Toğdı seni haber aldı; sana ihtiyacı olduğu için, beni gönderdi.
3456    Seni görmeği çok arzu etti; seni çağırıp götürmek İçin, dâvetçı olarak, beni yolladı.
3457    Ne kadar ağır gelse bile, senin oraya kadar gidip, hükümdara bir görünmen gerekir.
3458    Hükümdar çok iyi bir padişahtır; çok merhametli, halkın candan sevdiği bir insandır.
3459    Hükümdarın yüzünü gören her kes kutlu olur; her iki dünyada tam saadete kavuşur.
3460    Devleti idare eden, memleket işlerinde dirayet sahibi olan memleket beyi ne der, dinle.
3461    Kanunlara riâyet eden, doğru bey, gerçekten, bir saadettir; onun saadetinden her kes kendisine hisse alır.
3462    Nerede adaleti ile şöhret bulan bir bey bulunursa, oraya gitmeli; insan onda saadetini bulur.
3463    Adalete istinat eden kanun — bu göğün direğidir; kanun bozulursa, gök yerinde duramaz.
3464    Bu kanun koyan beyler hayatta bulunmasalardı, Tanrı yedi kat yerin nizâmını bozmuş olurdu.
3465    Adil beyin yüzünü gören kutlu olur; sevaba girer ve günahtan kurtulur.
3466    Bilirsin, bugün benim adam olmama sebep hükümdardır; o bana destek olmuştur.
3467    Tanrı bana anlayış, akıl ve bilgi verdi ve ben bundan dolayı her türlü iyiliği yapmağa muvaffak oldum.
3468    Halka faydalı olmak ve onun yükünü yüklenmek hususunda her türlü iyilik için Tanrı bana tevfık ihsan etti.
3469    El-ele verip, beylik düğümünü çözmek için, hükümdar bugün seni de istiyor.
3470    Şimdi sana dâvetçi olarak beni gönderdi; ey mert yiğit, ben yalnız dönmeyeyim.
3471    Hükümdar kendi eli ile yazıp, sana bir mektup da gönderdi; ne demiş ise, kendin bak, oku.
3472    Çıkarıp, mektubu sundu; Odgurmış aldı ve bir az düşünceli, mektubu açtı.

ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ

3473    Mektubu okudu, uzun-uzun düşündü ve: — Hükümdar çok manalı sözler yazmış —dedi —
3474    îmdi hükümdar— "Gel!" — diye davet etmiş, her türlü iyilikleri teker-teker sayıp dökmü
3475    Bunlar benim için çok büyük bir iştir; söyle, bana bir akıl öğret, ne yapmalı?

ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMIŞ'A CEVABI

3476    Öğdülmiş cevap verdi : — Hükümdar dâima senden bahseder, bir ân bile seni dilinden düşürmez — dedi —
3477    Konuşmağa başlar-başlamaz, ağzından adın çıkar; o seni dört gözle beklemektedir.
3478    Gönül arzulayarak, kimi severse, her sözde onun adı dilinden düşmezmiş.
3479    Şu beyti oku, kendisini sevdirmiş insan ne der; gönlü doyuran, sevgilinin yüzüdür.
3480    Gönül kimi severse, göz dâima onu görür; göz nereye bakarsa, orada o uçar.
3481    Gönülde arzu ve dilek ne ise, insan söze başlayınca, dâima ondan bahseder.

ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI

3482    Odgurmış cevap verdi : — Ey yiğit, bana tavsiyede bulun, ne yapmalıyım — dedi —
3483    Sevgili kardeşim, bana yakın ol=>n sensin; bir fikir ver, kardeşlik hakkını yerine getir.
3484    Bu işte senin bilgin ile mütenâsip bir tavsiyede bulunmanı istiyorum.
3485    Sen bir kardeşsin, istersen arkadaş olarak da kabul et, kardeş ve arkadaş arasında fark yoktur.
3486    Bugün bana gerçekten bağlı olan sensin; ne yapmalı, söyle; sana güveniyorum.

ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMIŞ'A CEVABI

3487    Ögdülmiş cevap verdi ve: —-Ey mübarek insan, bunu sen bana sorma — dedi —
3488    Hükümdar beni sana dâvetçi olarak gönderdi; sen şimdi benim ile nasıl istişarede bulunursun.
3489    Gidelim—demekten başka, benim bir sözüm yoktur; ben sana nasıl "gitme" diyebilirim.
3490    Seninle birlikte bulunmak benim için çok faydalıdır; kendi faydasını isteyen kimse ile akıllı insan istişare etmez.
3491    Bilgili çiğil ne der, dinle; ey bilgisiz, dinle ve buna boyun eğ.
3492    Kendi istifâdesi bahis mevzuu olan bir kimse ile istişarede bulunmamalı; ey mübarek insan, bundan sana fayda gelmez.
3493    Ey arkadaş, istişare ederken, kendi faydasını düşünmeyen kimse ile istişare et.
3494    Kendi faydasını düşünen kimse, menfaati için, münâsip olanın dahi uygun olmadığını söyler.
3495    Bâzı işler vardır ki, insanlar ile istişare etmek lâzımdır; fakat neticede insan yine gönlünün münâsip gördüğü işi yapmalıdır.
3496    Seni en çok düşünen yine bizzat kendinsin, insanlara güvenme; işte o kadar.
3497    Ne yapmak lazımsa, bunu kendin bilmelisin; istişare et, fakat benden bu iş için fikir sorma.
3498    Oradan kalkıp, buraya seni götürmek için geldim; tavsiyem şu: yürü, buradan kalkıp, oraya gidelim.
3499    İnsanlar arasına karıştığın zaman elde edeceğin sevap ve iyilik burada bulunmaz, bu şüphesizdir.
3500    Kasaba ve şehir içindeki çeşitli iyilikleri şimdi sana teker-teker ve açık olarak söyledim.
3501    Bunları doğru söylediğimi takdir edersin; Tanrı bilir ki, senin iyiliğini istedim.
3502    İnsanlardan kaçıyorsun, onlar sana ne yaptı; insanlara karış ve onlar gibi yaşa.
3503    Müslümanların işini gör, ihtiyaçlarına yardım et; Tanrı sana cennet verir, yerin baş-köşe olur.
3504    Gönlünde ve dileğinde hulûs sahibi ol, hareketin dürüst olsun; nerede istersen, orada saadet içinde ömür sür.
3505    insanlardan uzaklaşıp, yalnız yaşama; başkasının kusurunu görme, kendine bak.
3506    Ey hakîm, şu beyit imdi buna benzer; bunu okumalı ve ona göre hareket etmelidir.
3507    Nereye gidersen git, yalnız iyi ol; soya ve asalete bakma, kendinde iyilik ara.
3508    İnsanların iyisi gaflete düşmez; nereye giderse, orada doğru yolu arar.
3509    İnsan iyi olmalı; iyi hareket eden kimse her yerde bin türlü sevinç bulur.
3510    İyilik her yerde iyidir; insan iyiliğe karşı her yerde iyilik bulur.
3511    Sen iyilik yap, kötü olma; böylelikle nerede istersen, orada korkmadan dolaşabilirsin.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

A- (MENSUR MUKADDİME)

BİSMİ'LLAHİ‘R-RAHMANİ'R-RAHİM   1 hamd u sipas ü minnet ve öküş ögdi tengri ‘azze ve  2 celleka kim ulugluk idisi tükel kudretlig padişah turur  3 yirli kökü yaratgan kamug tınlıglarka ruzi birgen neni  4 kim tiledi erse kıldı yime neni tilese kılur yef’alü 'llahü ma ye-  5 şa' ve yahkümü ma yürid takı sansız selam ü dürud halk-  6 larda yigi yalavaçlarda ödrüntüsi ulug savcısı muhammed-i  7 mustafa öze bolsun takı ma anıng işleri aziz agırlıg şa-  8 haberler öze rizvanu 'llahi aleyhim ecma'in bu kitab yav-  9 lak aziz turur çin hukemalarınıng emsalleri birle bezen-  10 miş maçin ulemalarınıng eş’arları birle araste kılınmış tu-  11 rur bu kitabnı okıglı bu beyitlerni ma’lum kılıglı kitab-  12 din yakşı azizrak turur çin ü maçin alimleri ve hakim-  13 leri kamug ittifak boldılar kim meşrik vilayetinde kamug  14 türkistan illerinde bugra han tilinçe

B- (MANZUM MUKADDİME)

1 ugan bir bayat ol kamugda oza öküş hamd u ögdi angar ok sera 2 ulugluk idisi ugan zü 'l-celal yaratgan törütgen me kadir kemal 3 ay yir kök idisi halayık bile ruzinı anutmış yigil sen küle 4 sakışsız birigli kamugka ruzi yitürür kamugnı ma yimez özi  5 açın kodmaz hergiz kamug tınlıgıg yitürür içürür tözü sanlıgıg  6 neteg kim tiledi me boldı kamug kimi kim tilese kılur ol ulug  7 dürud ol ödürmiş resülka selam yine işleringe selam hem ulam  8 muhammed yalavaç halayık başı kamug barçalarka ol ol köz kaşı  9 yime bu kitab ol idi ök aziz biligligke bolgay biligdin tengiz  10 bezenmiş agırlıg biligler bile kalı kim şükür kıl kanaat tile  11 kamug barçasınga bügüler sözi tizip yinçüleyü kamug tüp tüzi  12 bu meşrik meliki maçinlar begi biliglig ukuşlug ajunda yigi  13 kamug bu kitabnı alıp özlemiş hazine içinde urup kizlemiş  14 birindin birilige miraslar kalıp adınlarka birmez özinge alıp  15 asıglıg turur bu yok ol hiç yası öküş t

XIX. AY-TOLDI HÜKÜMDARA DİLlN FAZÎLETİNİ VE SÖZÜN FAYDALARINI SÖYLER

XIX. AY TOLDI İLİGKE TİL ERDEMİN SÖZ ASIGLARIN AYUR 955 ilig bir kün ay toldını ündedi  orun birdi oldur tiyü imledi 956 bu ay toldı oldurdı akru silig  közin yirke tikti bekütti tilig İLİG SU’ALİ AY TOLDIKA 957 İlig aydı ay toldı sözle sözüng nelük şük turur sen ne boldı özüng   AY TOLDI CEVABI İLİGKE 958 bu ay toldı aydı ay beglerbegi  kulı beg yüzin körse yitrür ögi 959 ilig yarlıkamaz negü sözleyin  ayıtmazda aşnu negü ötneyin 960 biliglig sözin sen eşit özneme  ayıtmazda aşnu sözüng sözleme 961 kişig kim okısa kereklep tilep  ol ok sözlegü aşnu sözni ulap 962 ayıtmazda aşnu sözüg sözlese  köni sözledi kim ay yılkı tise 963 takı tilve munduz kişi bu bilin  ayıtmadı beglerke açsa tilin 964 kızıl til kılur kısga yaşlıg sini  esenlik tilese katıg ba anı 965 negü tir eşitgil özin kısgan er esen tirlür incin özin basgan er 966 kara baş yagısı kızıl til turur neçe baş yidi bu takı ma yiyür 967 başıngnı tilese tilingni küdez tiling tegme künde başıngnı yanur İLİG CEVABI AY TOL