No | Kutadgu Bilig | Türkiye Türkçesi |
---|---|---|
1342 | bitigü bile koldı kagıd tetig bayat atı birle bitidi bitig | Bu zeki insan kağıt-kalem istedi; Tanrı adı ile başlayarak, bir yazı yazdı. |
1343 | bayat atı birle sözüg başladı törütgen igidgen keçürgen idi | Sözüne Tanrı adı ile başladı:—Yaratan, yetiştiren ve göçüren Tanrı — dedi — |
1344 | törütti tümen miŋ bu sansız tirig tirilgü birür kodmaz açın birig | Bu yüz binlerce, sayısız mahlûku o yarattı; hepsine rızık verir ve hiç birini aç bırakmaz. |
1345 | yorıtur kamugka tilemiş tilek kerek bolmaz anda kör arka yülek | O her şeye ve herkese hükmünü geçirir; hiç bir desteğe ve yardımcıya muhtaç değildir. |
1346 | tilese törütür bolur kolmışı tilep boldı barça anıŋ kılmışı | Dilerse, yaratır ve her istediği olur; yaptıkları hep onun isteği ile vücûda gelmiştir. |
1347 | ölümke törütti bu sansız konum tirig barça ölgü aŋar yok ölüm | Bu sayısız mahlûkları ölüm için yarattı; diri olan her şey ölecektir; yalnız kendisi için ölüm yoktur. |
1348 | sevüg savçıka miŋ meniŋdin selam tegürsün bayatım kesüksüz ulam | Tanrı benden sevgili Peygambere, devamlı olarak, binlerce selâm eriştirsin. |
1349 | tözü işleriŋe yime ök adın tegürsün selamım idim kesmedin | Diğer bütün ashabına da rabbim sonsuz selâmlarımı ulaştırsın. |
1350 | uzun kiç yaşagıl ay ilig kutı öküş il aşagıl bu beglik atı | Ey devletli hükümdar, çok uzun yaşa; bu saltanat ile çok illere hüküm et. |
1351 | atım erdi ay toldı kılkım tolu irildi toluluk tüker öz ölü | Adım Ay-Toldı, tavır ve hareketim dolun ay şeklinde idi; bu dolunluk eksildi, varlığım ölümle bitiyor. |
1352 | ölüm tutgakı keldi tuttı katıg kutulgu yirim yok kiterdi tatıg | ölüm meleği geldi ve beni sımsıkı bağladı; kurtulacak yerim yok, hayatın tadı kalmadı. |
1353 | mini edgü tuttuŋ açındıŋ öküş saŋa tapnumadm barır bu öz uş | Bana iyilik ettin ve çok ihsanda bulundun; ben ise, sana karşı vazifemi ifâ edemeden gidiyorum. |
1354 | bu edgü yanutı kumanı bitig bitip kodtum emdi saŋa ay tetig | Bu iyiliğin karşılığı olarak, ey zeki insan, şimdi sana vasiyetname yazıp bırakıyorum. |
1355 | bu dünya işirtge iş erdim bile işiŋni yorıttım könilik bile | Senin bu dünya işlerinde ben sana arkadaş idim; işlerini doğrulukla yerine getirmeğe çalıştım. |
1356 | munu emdi artuk bagırsaklıkın bitip kodtum öt sav kumanı okın | işte şimdi, büyük bir bağlılıkla, sana vasiyetim olan öğütlerimi yazıp bıraktım, oku. |
1357 | negü tir eşitgil bagırsak kişi bagırsaklık ol kör kişilik başı | içten bağlı olan samimî insan ne der, dinle; insanlığın başı bu samimiyettir. |
1358 | bagırsak kişiniŋ sözi tut savı bu söz sav saŋa bolga devlet avı | Samimî insanın sözünü ve öğüdünü tut; bu söz ve öğüt sana bir devlet ağı olsun. |
1359 | bagırsak kişi ol kişide çını bagırsak sözi tut bedütgey sini | insanların hakikîsi sadakatli insandır; sadakatli insanın sözünü tut, o seni büyütür. |
1360 | ay ilig munu men bagırsak saŋa sözüm işke tutgıl ay ersig toŋa | Ey hükümdar, işte ben sana sadâkatle bağlı insanım; sözüme göre hareket et, ey merd insan. |
1361 | ölüm utru keldi ökündi özüm asıg kılmadı bu ökünçüm sözüm | Ölüm karşıma çıktı, ben peşiman oldum; fakat bu sözlerim ve peşimanlığım bir fayda vermedi. |
1362 | kerek boldı emdi bu kılmış tapug ökünç boldı kılmış isizlik kamug | Şimdi bana edâ edilmiş ibâdetler lâzım oldu; yapılmış kötülüklerin hepsi ancak peşimanlık getirir. |
1363 | yatu kaldı tirmiş bu altun kümüş maŋa tegdi sakış anıŋdın ülüş | Toplanmış olan altın-gümüşüm olduğu gibi kaldı; onlardan benim hisseme ancak hesap vermek düştü. |
1364 | ulır men ökünüp asıg yok ökünç idim rahmetinde adın yok umunç | Peşimanlık içinde feryâd ediyorum, fakat peşimanlık fayda vermiyor; rabbin rahmetinden başka bir ümidim kalmadı. |
1365 | bu kün men barır men munu erksizin yarın sen kelir sen udu şeksizin | İşte bugün ben, elimde olmadan, ölüp gidiyorum; yarın sen de, şüphesiz, arkamdan geleceksin. |
1366 | ölüm tutmaz erken odun ay ilig işiŋni itiŋil yetürgil bilig | Ey hükümdar, ölüm henüz yaklaşmadan, uyan; bilgini kullan, işini tanzim et. |
1367 | bela küç yirinde sen edgü kılın budunug sevindürgil elgin tilin | Sen halkı belâdan-zulümden koru, iyilik yap; elinle ve dilinle onu sevindir. |
1368 | esenlik ödinde sen edgü titür tavar neŋ barında üle hem yitür | Sağlığında her şeyi iyilikle karşıla; malın ve servetin varken, onları dağıt ve yedir. |
1369 | negü tir eşitgil köni sözlüg er kiçigde odunmış yiti közlüg er | Küçüklüğünde uyanmış, keskin gözlü ve doğru sözlü insan ne der, dinle. |
1370 | ölüm kelmez erken ölümke itin tiriglik ödinde tapug kıl tapın | Ölüm gelmeden, sen ölüme hazırlan; hayatta iken, Tanrının emirlerini yerine getir; ibâdette kusur etme. |
1371 | ölüm kelse tutsa ökünç asgı yok neçe me ulısa kara yir katın | Ölüm gelip-çatınca, peşimanlık fayda etmez; kara toprak altında istediğin kadar feryat er. |
1372 | ay ilig katıglan meniŋde kidin yava kılma öd kün tapugda adın | Ey hükümdar gayret et, benden sonra ömrünü boşuna harcama; ibâdetle meşgul ol. |
1373 | sini armasun dünya devlet bile kamug iş içinde könilik tile | Bu dünya ve devlet seni aldatmasın, bütün işlerde dâima doğruluğu göz önünde bulundur. |
1374 | törü tüz yorıtgıl budunka köni künüŋ edgü bolgay könilik küni | Halka kanunu doğru ve dürüst tatbik et ki, kıyamet gününde bahtiyar olasın. |
1375 | özüŋ otka atma bu dünya üçün hava boynı biçgil et özke öcün | Bu dünya için kendini ateşe atma; vücûddan öcünü al, nefsin boynunu kopar. |
1376 | bu dünya begi sen aŋa bolma kul sini kodmaz erken anı kodgu tul | Sen bu dünyanın beyisin, ona kul olma; o seni bırakmadan, sen onu dul bırak. |
1377 | küvezlenme artuk kötürme köŋül inanç kılgu ermez bu dünya töngül | Fazla kibir ve gurura kapılma; bu dünyaya güven olmaz, sen ondan vaz geç. |
1378 | yakın tut özüŋke kişi edgüsi isizdin yırak tur tokıgay yası | İyi insanları kendine yakın tut; kötülerden uzak dur; zararları dokunur. |
1379 | kişi sukıŋa birmegil sen işiŋ vefasız kişike yitürme aşıng | İşini insanların harisine tevdi etme, yemeğini nankör insanlara yedirme. |
1380 | tapugka irig bol yazukta tıdın saŋa teggü ermez tapugda adın | İbâdette gayretli ol, günahtan sakın; sana âhirette ancak ibâdetin faydası dokunur. |
1381 | ölümüg unıtma aŋar yok tolum busugdın çıkar teg çıkar bu ölüm | Ölümü unutma, ona karşı hiç bir silâh yoktur; ölüm, pusudan çıkar gibi, bir gün karşına çıkar. |
1382 | neçe kaçsa ahır ölüm tutgusı neçe kalsa ahır ölüm yetgüsi | Ne kadar kaçarsan-kaç, ölüm nihayet seni yakalayacaktır; ne kadar kalırsan-kal, nihayet ölüm seni alıp-götürecektir. |
1383 | ölümke usanma köŋül tut tirig neçe kiç tirilse töşengü yirig | Ölüme gafil avlanma, gönlünü diri tut; ne kadar çok yaşarsan-yaşa, bir gün toprağa gireceksin. |
1384 | kanı kim kutuldı ölümdin kaçıp kanı kim aşundı ödindin keçip | Hani, kim ölümden kaçıp kurtulmuştur; hani, kim ecelini geciktirmiş ve vaktini aşmıştır. |
1385 | idi yakşı sözler bilig yangzatu bu öd kün tirigliklerig meŋzetü | Âlim bu zamanı ve hayatı, bir yakıştırma ile, çok güzel anlatmıştır. |
1386 | apa oglanı körse arkış sanı örüg turgu bolmaz örügler kanı | insan oğlu, bakarsan, bir kervana benzer, konak yerinde devamlı kalınmaz, menziller nerede? |
1387 | ata arkasındın togulsa ogul ana karnı menzil kaç aylık amul | Çocuk babasının sulbünden çıktıktan sonra, ana karnı onun için, bir kaç aylık istirahat menzilidir. |
1388 | anasında togsa atansa atı müsafir bolup mindi ödlek atı | Anasından doğup, adı verilince yolcu olarak, zamane atına biner. |
1389 | küni bir maŋım ol tüni bir maŋım iletür ölümke kurıtur eŋim | Gündüzü bir adım, gecesi bir adım; bu at onu ölüme götürür ve benzini soldurur. |
1390 | ajun bir tüşün ol gürüŋ bir tüşün bu tüşün kopursa tüşün ol ajun | Bu dünya—bir konak, mezarın—ikinci bir konaktır; bundan sonraki ilk konak — öteki dünyadır. |
1391 | küder ol ajunda saŋa iki yol bu iki yolungda kayu erki yol | O dünyada seni iki yol bekler; bu iki yoldan, acabâ, hangisi sana nasip olacaktır. |
1392 | yoluŋ oŋça kelse itildi işiŋ kalı solca kelse ulıp çal başıŋ | Yolun sağa doğru ise, işin yolundadır; eğer sola doğru ise, inleyerek, başını yerden-yere çal. |
1393 | tarıglag erür dünya ilig kutı tansa orar er tirilgü otı | Ey devletli hükümdar, dünya bir tarladır; insan bu tarlayı ekerse, hayat ekinini biçer. |
1394 | negü ekse yirke yana ol önür negü birse evre anı ok alur | Yere ne ekilirse, yine o biter; ne verilirse, karşılığında aynı şey alınır. |
1395 | kişi neŋi alma yime tökme kan bu iki yazukka ulır çıksa can | Başkasının malını alma ve kan dökme; ölüm döşeğinde insan bu iki günah yüzünden inler. |
1396 | bu tüş teg tiriglik keçer belgüsüz kerek beg kerek kul barır kelgüsüz | Bu rüyaya benzeyen hayat, farkına varılmadan geçer; gerek bey, gerek kul, bir daha gelmemek üzere gider. |
1397 | kanı tüş sanı boldı keçmiş künüŋ ökünete adın yok bu kalmış kününg | Hani, geçen günlerin, rüya gibi oldu; kalan günlerinde de peşimanlıktan başka bir şey yoktur. |
1398 | negü tir eşitgil odunmış kişi odunmışta kidin ökünmüş kişi | Uyanmış ve uyandıktan sonra peşiman olmuş insan ne der, dinle. |
1399 | tüşüŋ teg keçürdürer tiriglik odug kanı asgı körkit maŋa bir bodug | Uyanık olduğun hâlde, hayatını rüya gibi geçirdin; faydası hani bana bundan bir iz göster. |
1400 | kününgni keçürdüŋ tilek arzuka tiriglik tükedi ökünç ol yodug | Heves ve arzuların için ömrünü harcadın, hayat tükendi; elde ettiğin sâdece peşimanlıktır. |
1401 | usanma tiriglikke artuk sakın tiriglik ölümke idi ök yakın | Hayatta pek gafil davranma, dikkat et; hayat ölümle çok yakındır. |
1402 | saran bolma ilig akı bol akı kalır meŋü ölmez akılık atı | Ey hükümdar, hasis olma, cömert ol, cömert; cömertliğin adı ebedî kalır, ölmez. |
1403 | er at sü bu neŋke küvenme öküş asıg kılmagay sü bu altun kümüş | Askere, orduya ve mala güvenme; ordu ve bu altın-gümüşün sana bir faydası olmayacaktır. |
1404 | yulug kılma özni adınlar üçün suyurka özüŋni küyürme küçün | Başkaları için kendini feda etme; kendine acı da zorla ateşe atma. |
1405 | seniŋde ozakı ajun begleri ajun kodtı bardı yatur kör güri | Senden önceki dünya beyleri de dünyayı bırakıp gittiler; işte mezarları, yatıyorlar. |
1406 | saŋa ma anunmış turur bu ölüm ödiŋe küder ay yaramış künüm | Ey benim parlak güneşim, bu ölüm senin için de hazırlanmıştır; ancak vaktim bekliyor. |
1407 | negü tir eşit dünya caybın bilip saŋa sözlegüçi ukuştın alıp | Dünyanın eksik ve kusurlu taraflarını bilen ve üzerinde düşünmüş olan insan sana ne der, dinle. |
1408 | açıg suv teg ol kör bu dünya nengi neçe içse kanmaz ölimez tili | Bu dünya malı acı su gibidir; insan ne kadar içerse-içsin, kanmaz; onun dili bile ıslanmaz. |
1409 | kölike teg ol kör bu dünya toŋa ederse kaçar kaçsa yapçur saŋa | Ey yiğit, bu dünya bir gölge gibidir; onun peşine düşersen, kaçar; sen kaçarsan, o sana koşar. |
1410 | sakıg ol körü barsa dünya işi tutayın tiyü sunsa yitrür kişi | Dikkat edersen, dünya işi bir seraptır; insan tutmak için elini uzattıkça, onu kaybeder. |
1411 | ay ilig katıglan özüŋ edgü bol begi edgü bolsa budun edgü ol | Ey hükümdar, gayret et, kendin iyi ol; beyi iyi olursa, halk da iyi olur. |
1412 | budun koy sanı ol begi koyçısı bagırsak kerek koyka koy kütçisi | Halk koyun gibidir; bey onun çobanıdır; çoban koyunlara karşı merhametli olmalıdır. |
1413 | kapugda tirildi kalın aç böri ay ilig koyug ked küdezip yorı | Kapıda bir çok aç kurt toplanmıştır; ey hükümdar, koyunları iyice muhafaza altına al. |
1414 | buşı bolma işte sen övke yıgın buşı bolsa begler buzar beglikin | işinde hiddetli olma, öfkene hâkim ol; beyler hiddetli olurlarsa, mülk ve saltanat haleldar olur. |
1415 | irig sözlemegil kişike tilin irig til ot ol kör küyer teg yalın | İnsanlara kaba söz söyleme; kaba söz alev-alev yanan bir âteştir. |
1416 | örüg bol amul bol tüzün bol silig kamug edgülükke tegürgil elig | Sakin, halîm-selîm ve yumuşak huylu ol ve böylelikle bütün iyiliklere elini uzat. |
1417 | yüz utru turur bu uzun yol sefer ukuşlug bu yolka azuk ked iter | Önünde uzun bir yol, bir sefer vardır; akıllı olan bu yol için azığını iyice hazırlar. |
1418 | saray karşı itme ay ilig kutı anundı saŋa ev kara yir katı | Ey devletli hükümdar, sen saray ve köşkler yaptırma; kara toprak altında senin evin hazırdır. |
1419 | ediz kiŋ bedizlig sarayıŋ kalıp karartgku yir evde yatur sen ulıp | Yüksek, geniş ve süslü sarayların burada kalacak, sen de inleyerek, karanlık toprak evde yatacaksın. |
1420 | nerek kenç urur sen bu altun kümüş sartga teggüsi ol iki böz ülüş | Niçin bu altın-gümüşten hazîne topluyorsun; senin hissene düşecek şey iki parça bezden ibarettir. |
1421 | muŋar mertgzetü aydı şa’ir tili bu şa’ir sözi kör açar söz yolı | Şâir buna benzer bir söz söylemiştir; şâirin bu sözü, bak, söze yol açar. |
1422 | usal yalŋuk oglı öküş neŋ tirer yigüke tegirmü sakınmaz birer | Gafil insanoğlu çok mal toplar; kendisine yemek nasip olacak mı, bunu düşünmez bile. |
1423 | bayusa tileki bulunsa tükel tüketür tiriglik uçup can yırar | Zenginleşip, bütün dileklerine kavuşunca, ömrü de sona erer ve canı uçar gider, ondan uzaklaşır. |
1424 | avınma erejke küvenme ay beg avınçıŋ küvençiŋ udıtgay u teg | Ey hükümdar, avunma ve huzura güvenme; bu avunman ve güvenmen seni gaflet uykusuna düşürür. |
1425 | tiriglik yava kılma dünya üçün keçigli turur bolga emgek küçün | Dünya uğrunda hayatı boşuna harcama, dünya geçicidir; sonra sana zorla zahmet çektirirler. |
1426 | agi çuz töşenür özüŋ oglagu kara yir töşengü turur ay bügü | İpek sırma ile örtülen vücûdun kara toprağa serilecektir, ey hakîm. |
1427 | avınçu sevügler bile avnur öz kara yir katında yaşıp yatgu tüz | Seni avutan zevklerinle avunan vücûdun kara toprak altında gizlenip, sırt-üstü yatacaktır. |
1428 | yayılmaz yorıga keveldin tüşüp edersiz yıgaç mingü muŋlug bolup | Sarsmayan, rahvan küheylan attan inip, aciz içinde, eyersiz bir ağaca bineceksin. |
1429 | bularnı sakıngıl ölümke itin ökünme yarın bu kara yir katın | Bunları düşün ve ölüme hazırlan; yarın bu kara yer altında peşiman olma. |
1430 | kamug işke tevfik bayattın tile bayat birge şeksiz saŋa küç bile | Her işe Tanrıdan tevfik dile; bil ki, sana ancak Tanrı yardım edebilir. |
1431 | negü kelse tapia kör edgü isiz boyun bir kazaka köni tut agız | iyi veya kötü, ne gelirse, ona razı ol; kazaya boyun eğ, ağzım bozma. |
1432 | özüŋ kolsa iki ajun begliki bu biş işke yakma bu ol yigliki | Eğer her iki dünya beyliğini istiyorsan, en iyisi budur, sen şu beş işe yaklaşma. |
1433 | haramka katılma yime kılma küç kişi kanı tökme hasım kılma öç | Harama karışma, zulüm etme, insan kanı dökme, düşmanlık besleme ve kin gütme. |
1434 | bor içme fesaddın yırak tur teze bu kaç neŋ yorır tutçı begük buza | Şarâp içme, fesattan uzak dur, ondan kaç; bunlar dâima mülke ve saltanata halel veren şeylerdir. |
1435 | özüŋ meŋü beglik tilese tuçı törü kıl budundın kötürgil küçi | Eğer devamlı ve ebedî beylik istiyorsan, adaletten ayrılma ve halk üzerinden zulmü kaldır. |
1436 | budunka başı sen ay ilig bu kün budunug küdezgil odug tur ögün | Ey hükümdar, sen bugün halkın başında bulunuyorsun; halkı gözet, aklın başında ve uyanık ol. |
1437 | ulug yük boyunka yüdürdi ilig usal bolma saklan ay kılkı silig | Hükümdarların omuzlarına ağır yük yüklenmiştir; ey iyi huylu insan, ihmalkâr olma, tedbirli davran. |
1438 | et öz arzu sürgen havaka bulun bulun bolma bolsa özüŋni yulun | Vücût arzusuna tâbi olan insan nefsinin esiridir; onun esiri olma, olursan da kendini kurtarmağa bak. |
1439 | keçürmiş tiriglik tüpi boldı yil bu kalmış tiriglik neçe birge il | Geçirdiğin hayat rüzgâr ve tipi gibi geçti; kalan hayatın daha ne kadar saltanat temin eder. |
1440 | yava kılma emdi bu kalmış künüŋ özüŋdin antgıl yazukuŋ mününg | Kalan ömrünü artık boşuna geçirme; kendini günah ve kusurlardan temizle. |
1441 | vefa kılgu ermez bu dünya bilin keçer dünyada öz azukuŋ alın | Bil ki, dünya sana vefa edecek değildir; bu geçici dünyadan sana lâzım olan azığı al. |
1442 | negü tir eşitgil sakınuk kişi sakmuk kişi ol ajunda başı | Takva sahibi ne der, dinle; dünyada takva sahibi insanlar muvaffak olurlar. |
1443 | bu ajun tüşün ol sen arkış sanı tüşünde neçe bolga arkış küni | Bu dünya bir konaktır, sen kendini kervan say; bir kervan konakta ne kadar kalabilir. |
1444 | saray ol ajun kör bu kazganç yiri negü bulsa munda naru id yorı | Dünya bir saraydır, bir kazanç yeridir; buradan oraya götürebileceğin ne varsa, götür. |
1445 | özüŋ köçgü mundın köçüŋ aşnu id kerekligni algıl kereksizni tıd | Sen buradan göç edeceksin, göç yükünü önceden gönder; ancak lüzumlu olanları al, lüzumsuzları bırak. |
1446 | munu men barur men mini kör odun katıglan özüŋke at edgü kodun | işte ben gidiyorum, bana bak ve ibret al; burada kendin için iyi bir ad bırakmağa gayret et. |
1447 | negü tir eşitgil ölügli tirig ölürde birip bardı öt sav erig | Ölmek üzere bulunan, intizar hâlinde öğüt ve nasihat vererek ölen insan ne der, dinle. |
1448 | ölügli tirigke birür pend tilin eşitgil anı sen köŋülke alın | Ölmekte olan insan yaşayanlara nasihat eder, sen onu dinle ve gönlüne yerleştir. |
1449 | ayur ay tirig sen usanma odun usandım ökünçün yatur men yılın | O der ki: — Ey diri, sen gafil olma, uyan; ben gaflet ettim, şimdi yıllarca peşimanlık içinde yatacağım. |
1450 | ay ilig bu beglik uzun kolsa sen kaç iş kıl kaç iş kod kılur erse sen | Ey hükümdar, bu saltanatın uzun sürmesini istersen, şu bir kaç işi yap, şu bir kaç şeyi de bırak. |
1451 | törü kıl katıglan bolup kılma küç tapug kıl bayatka anıŋ kapgı kuç | Adaletle iş gör, buna gayret et; hiç bir zaman zulüm etme; Tanrıya kulluk et ve onun kapısına yüz sür. |
1452 | ikinci usal bolma sak tur odug saŋa tegmesün bir müfaca yodug | ikincisi — gafil olma, dikkatli ol, uyanık dur; sana başkasının yüzünden, ansızın, bir suç isnat edilmesin. |
1453 | iki ödte kılma kayu erse iş hava övke kelse serip kısgu tiş | Heves ve öfke ânında hiç bir iş yapma; her iki hâlde de dişini sık, sabret. |
1454 | bu kaç neŋ küdezgil küdezildi il uzun turga beglik saŋa birge il | Bu bir kaç şeye dikkat edersen, memleket gözetilmiş olur; saltanat uzun sürer ve sana sulh ve sükûn te'min eder. |
1455 | kamug edgülerig agır tut kötür isizlerni tutma ilingdin kotur | Bütün iyilere hürmet göster ve onları yükselt; kötülere yüz verme, onları kapına dahi yanaştırma. |
1456 | isiz öngdi urma törü edgü ur künüŋ edgü bolgay kutuŋ baga kur | Kötü teamül kurma, iyi kanun koy; ömrün iyi geçer ve saadet sana yâr olur. |
1457 | negü tir eşitgil ay bilge külüg bu sözdin kötürgil özüŋke ülüg | Ey hükümdar, meşhur âlim ne der, dinle; bu sözden sen kendine hisse çıkar. |
1458 | törü edgü ur ay törü birgüçi turu öldi isiz törü urguçı | Ey kanun yapan, iyi kanun koy; kötü kanun yapan kimse, daha hayatta iken, ölmüş demektir. |
1459 | isiz öngdi urma ay ilci bügü isiz bolsa bolmaz ajunug yigü | Ey hakîm devlet adamı, kötü teamül koyma; kötü kanunlarla dünyaya hüküm edilmez. |
1460 | isiz öngdi ursa özi öz ödin isiz kodtı atın özinde kidin | Bir kimse kendi zamanında kötü teamül vaz'ederse, kendisinden sonra kötü bir nâm bırakmış demektir. |
1461 | kim erse urup kodsa edgü törü anın tikti atın adakın örü | Bir kimse iyi kanun vaz'edip bıraktı mı, adının ayakta durmasını sağlamış demektir. |
1462 | özüŋni yangılma ay ilig bakın tüpüngni unıtma öyü tur sakın | Ey hükümdar, dikkat et, kendini şaşırma; aslını unutma, bunu dâima hatırında tut ve düşün. |
1463 | isiz kılkı tutma ay elgi uzun isiz kılk ulıtur ikigün ajun | Ey iktidar sahibi kötü hareketleri benimseme; kötü hareket seni her iki dünyada inletir. |
1464 | uzun boldı elgiŋ budunka yakın füsusun keçer bu tiriglik bakın | İktidara geldin ve halka yakın oldun; dikkat et, sonra bu ömür efsûsla geçer. |
1465 | keçigli turur dünya keçti sakın ketigli ölüm utru keldi sakın | Bu dünya geçicidir, sen onu şimdiden geçti bil; ölüm muhakkak gelecektir, sen onu karşına artık geldi bil. |
1466 | mini kör meniŋdin kötür öt erig ökünme yarın sen bu kün sen tirig | Benim hâlime bak, benden öğüt ve nasihat al; yarın peşiman olma, sen bugün henüz dirisin. |
1467 | kişi ölse andın kumaru kalır munukı kumarum saŋa ay bilir | İnsan ölünce, ondan bir miras kalır; ey bilgin, benim sana mirasım da işte budur. |
1468 | severim sen erdiŋ ay ilig maŋa asıglıg kumarumnı kodtum saŋa | Ey hükümdar, benim en çok sevdiğim insan sendin; faydalı mirasımı sana bırakıyorum. |
1469 | asıglıg kumaru kişike söz ol kumaru sözüg tutsa asgı yüz ol | insan için faydalı miras sözdür; miras olarak kalan sözü tutmanın yüz türlü faydası vardır. |
1470 | munu söz bitip kodtum emdi çını unıtma bu sözni unıtma mini | işte şimdi sözün doğrusunu yazıp, bıraktım; beni hatırla ve bu sözlerimi unutma. |
1471 | neçe kiç yaşap öz tirig tursa sen ölüm boldı ahır yanış körse sen | Ne kadar çok yaşarsan-yaşa ve ne kadar hayatta kalırsan kal, dikkat edersen, en son karşılaşacağın şey ölümdür. |
1472 | siziksiz ölüm bir kün ahir kelir tirilmiş bu canlıg canın algahr | Şüphesiz, bir gün nihayet ölüm gelecektir ve bütün canlıların canını alacaktır. |
1473 | okıgçı kelürke anungu kerek uzun yol yorırka itingü kerek | Dâvetçinin gelmesine hazırlanmak ve uzun yol yürümek için, hazırlık yapmak gerektir. |
1474 | ölümdin kutulgu yarı yok bilin ölümke itiŋil kerekiŋ alın | Ölümden kurtulmak için bir çâre yoktur; bunu bil; ölüme hazırlan ve ancak bunun için lâzım olanları al. |
1475 | negü tir eşitgil ögi yetmiş er ölümüg ölürde oza ukmış er | Alalı eren ve ölümü, ölmeden önce, anlamış olan insan ne der, dinle. |
1476 | kezigçe keür bu ölümnüŋ kurı ölümke özüŋ çın anuklap yorı | Ölümün sırası nöbetle gelir; ölüme her an kendini hazır bulundur. |
1477 | kümüş kur baguçı munu men tiyü ölüm tuttı erse üzüldi kurı | Gümüş kuşak bağlayarak,— "İşte ben!"— diyenin kuşağı, ölüm tutunca, kopar. |
1478 | ay ilig munu men ötedim hakıŋ tükel kıldım emdi bagırsaklıkıŋ | Ey hükümdar, işte ben senin hakkını ödedim; bana gösterdiğin yakınlığın karşılığını yerine getirdim. |
1479 | bayat birsü tevfik kamug edgüke kutadsu bu edgü yigü kedgüke | Bütün iyilikler için Tanrı sana tevfik ihsan etsin; yiyecek ve giyecek hususunda da bu iyiliklerin sana hayrı dokunsun. |
1480 | esenin tirilgil öküş yıl yaşa sevincin avınçın öküş il aşa | Ömrünü sıhhatle geçir, çok seneler yaşa; saltanatın sevinç ve huzur içinde geçsin. |
1481 | bagırsaklık erdi meniŋ bu sözüm esen kal selamet ay körklüg yüzüm | Bu sözlerim sana karşı içten bir bağlılığın nişânesidir; ey güzel yüzlüm, sağ ve esen kal. |
1482 | munu men barır men ay ilig kutı turu kaldı oglum bu bagrım otı | Ey devletli hükümdar, işte ben gidiyorum; oğlum, bu ciğer-pârem, burada kalıyor. |
1483 | bayatka tutuzdum munı yalvara tilese küdezgey küyer ot ara | Onu yalvararak, Tanrıya emânet ettim; o isterse, yanar âteş içinde de olsa, onu korur. |
1484 | saŋa hacetim bu körü bir munı süre ıdma bolgay yavalar sanı | Senden dileğim şudur: ona nezâret et, kendinden uzaklaştırma; yoksa, o yabanî bir diken gibi olur. |
1485 | kamug neŋke tengri kılur ol sebeb kamug edgü isiz aŋar öz ülep | Tanrı her şeye bir sebep yaratır; iyi ve kötü, her şeyi o nasîb eder. |
1486 | ogul kız sebebi ata ol ana kılınç artasa ya itilse yana | Çocukların iyi veya kötü olmalarına anne ve babalan sebep olur. |
1487 | munu men atası ölür men bu kün kiçig kaldı oglum yetim ögsüzün | İşte onun babası olan ben bugün ölüyorum; oğlum küçük yaşta yetim ve öksüz kalıyor. |
1488 | bar erse kalı bu tapugçı hakı sebeb bol munı edgü yolka okı | Eğer bu hizmetkârın sende bir hakkı varsa, sebep ol ve onu iyi yola şevket. |
1489 | körü ıdma ögretgil erdem bilig bilig erdemin bulsu ilke elig | Gözden uzak bulundurma, ona fazilet ve bilgi öğret; bilgi ve fazilet ile memlekette mevki sahibi olsun. |
1490 | itilsü kılınçı tüzülsü yorık tusulsu tapugka alınsu alık | Tavır ve hareketi mâkul, muntazam ve iyi ahlâklı, hizmete lâyık ve meziyet sahibi olsun. |
1491 | yava ıdma boşlag yıga tut kısa yıga tutsa oglan bulur kut basa | Serbest ve başı-boş bırakma, sıkı tut ve kötü hareketlerine mâni ol; çocuk sıkı bir terbiye altında bulundurulursa, sonunda bahtiyar olur. |
1492 | negü tir eşitgil karı köklemiş sınamış ukup hem bilip sözlemiş | Tecrübe ile anlayarak, bilerek söyleyen ve işin künhüne vâkıf olan pîr ne der, dinle. |
1493 | kiçig erken ögret ogulka bilig kiçigde bilig bilse kötrür elig | Oğula bilgiyi henüz küçük iken öğret; küçüklüğünde bilgi öğrenirse, hayatta muvaffak olur. |
1494 | ayama ogul kızka berge yitür ogul kızka berge bilig ögretür | Gerekirse, oğula-kıza acımadan dayak at; dayak oğula-kıza bilgi öğretir. |
1495 | kiçiglikte bilse ogul kız neni karıp ölmeginçe unıtmaz anı | Oğul-kız küçüklükte ne öğrenirse, yaşlanıp, ölünceye kadar onu unutmaz. |
1496 | tüketti bitig türdi badı tutup alıp oglıŋa birdi elgin sunup | Mektubu tamamladı, dürüp bağladı; eli ile uzatarak, oğluna verdi. |
1497 | ayur bu bitig tut yitürme ogul iligke tegürgil kumarum bu ol | Oğlum —dedi—bu mektubu sakla, kaybetme; hükümdara götür, ona mirasım budur. |
1498 | bitigim okısun sözüm tutsunı ölümke anunsun işin itsüni | Mektubumu okusun, sözümü tutsun; ölüme hazırlansın ve işini ona göre tanzim etsin |
1499 | ulug tındı ötrü ogulka baka ayur sen munı uk könike yaka | Uzun bir müddet sustu, sonra oğluna bakarak, dedi:—Sen bunu anla, doğruluktan ayrılma. |
1500 | yana aldı oglın konıŋa kuça öpüp yıgladı bürnü yaşın saşa | Oğlunu kucaklayarak, tekrar bağrına bastı; öpüp ağladı, yüzü göz yaşları ile kaplandı. |
1501 | ayur ay ogul kördüŋ emdi mini ne halin barır men unıtma munı | Ey oğlum;— dedi— işte beni görüyorsun; ben ne hâlde gidiyorum, bunu hatırından çıkarma. |
1502 | saŋa ma siziksiz bu öd kelgü ol usal bolma ahir özüŋ ölgü ol | Sana da, şüphesiz, bu an gelecektir; gafil olma, bir gün sen de öleceksin. |
1503 | kereklig sözüg men tutuzdum saŋa sözümni unıtma du’a kıl maŋa | Ben sana gereken sözleri söyledim; sözümü unutma ve bana duâ et. |
1504 | kalı ilig ödlep tilese sini yorık tüz tapug kıl basınma anı | Eğer gün gelir de hükümdar seni isterse, tavır ve hareketini düzelt, ona hizmet ve hürmette kusur etme. |
1505 | yava bolma boşlag yügürme özün köni bol silig bol kılınçm sözün | Aylak olma ve başı-boş dolaşma, kendi-kendine koşma; işinde ve sözünde dürüst ve mülayim ol. |
1506 | kiçe yatsa kiç yat yana erte tur yatıp erte kopgan kutm arturur | Gece geç yat, yine de^ erken kalk; yataktan erken kalkan saadetini arttırır. |
1507 | bayat yarlıgın sen agır tut agır iligke tapug kıl isingil bagır | Tanrı buyruğuna çok itaat et; hükümdara hizmet et ve ona gönülden bağlan. |
1508 | isizke yaguma yırak tur teze yon edgülük kıl yorık yol tüze | Kötüye yaklaşma, ondan uzak dur; kaç; dâima iylik yap, tavır ve hareketini düzelt. |
1509 | sözüŋ ni küdezgil selamet yorı özüŋni küdezgil esenin karı | Sözünü gözet, emniyet içinde yaşa; kendini gözet, esenlik ile ihtiyarla. |
1510 | sözin kesti oglın kuçup yıgladı ulındı yana ol ökünçler yidi | Sustu, oğlunu kucaklayıp, ağladı; tekrar ah-vah etti ve peşimanlıklar getirdi. |
1511 | ayur ay inançsız ajun bivefa nelük kıldıŋ emdi maŋa sen cefa | Ey vefasız, güvenilmez dünya, — dedi—niçin şimdi baha cefa ediyorsun. |
1512 | tü nimet bile bu igidmiş özüm kirür bu kara yirke körklüg yüzüm | Bol nimet içinde beslenmiş olan bu vücudum ve bu güzel yüzüm kara toprağa giriyor. |
1513 | an adın neteg togdum erse bu kün anıŋ teg barır men yalınım mungun | Anadan nasıl doğdum ise, bugün o şekilde ve aciz içinde gidiyorum. |
1514 | negü tir eşitgil ölügli ök er ölümke ökünüp ulıglı bek er | Ölmek üzere bulunan ve ölürken peşiman olarak, inleyen kuvvetli insan ne der, dinle. |
1515 | karındın çıkardıŋ karınka kirür şekerdin igidtiŋ yılanka birür | Karından çıkardın, tekrar karına giriyorum; şeker ile beslediğin bu vücûdu yılana veriyorum. |
1516 | isizim yigitlik tiriglik isiz ökünçün sıgıt birle gürke kirür | Bana yazık oldu, gençliğime ve hayatıma yazık oldu; peşimanlıkla ve ağlayarak, mezara giriyorum. |
1517 | sıgıt kodtı ay toldı yetrüp ögin kumaru üledi kişike nengin | Ay-Toldı başına aklını topladı, ağlamağı bıraktı; malını, miras olarak, başkalarına dağıttı. |
1518 | bahil koldı barça kadaşlarka ol tiler boldı canı yaşıl kökke yol | Bütün akrabaları ile helâllaştı; canı mâvî göğe doğru yol almak istedi. |
1519 | közin kökke tikti kötürdi elig şehadet bile kesti teprer tilig | Gözünü göğe dikti, elini kaldırdı; son sözü kelime-i şehâdet oldu. |
1520 | yaruk can üzüldi tünerdi küni bayat atı birle kesildi tını | Nurlu can ayrıldı, günü karardı; Tanrı adı ile son nefesini verdi. |
1521 | edizlik tiledi süzük can turug uçup bardı can kaldı kalbüd kurug | Saf ve temiz ruhu yükselmek diledi; ruhu uçtu, gitti, boş bir kalıp kaldı. |
1522 | bolup togmaduk teg yitip bardı can ajunda atı kaldı belgü nişan | Rûh, hiç doğmamış gibi, kayboldu, gitti; dünyada alâmet ve nişan olarak, yalnız adı kaldı. |
1523 | negü tir eşit emdi köŋli köni usallık usındın odunmış küni | Şimdi dürüst gönüllü ve gaflet uykusundan uyanmış insan ne der, dinle. |
1524 | et öznüŋ evi ol bedizlig eviŋ süzük can evi ol bediz teg tening | Bu süslü evin vücûdun evidir; o heykel gibi vücûdun temiz ruhun evidir. |
1525 | kurug kaldı kalbüd uçup barsa can bayat bildi kanca barır erse can | Rûh uçup gidince, vücût boş kalır; ruhun nereye gittiğini ancak Tanrı bilir. |
1526 | ediz boldi orm ay kutlug kuta tengise kodı inse boldi yuta | Ey devletli, onun yeri yükseklerdedir; onun yükselmesi saadet, aşağı inmesi felâkettir. |
1527 | ikide biri boldi seksiz ülüg tirildi ölümsüz uzun meŋülüg | Şüphesiz, ona ikisinden biri nasip olur; o ölümsüz, uzun, ebedî bir hayat sürmeğe başlar |
1528 | ne muŋlug turur körse yalŋuk özi yorırda yatar eti keslür sözi | Dikkat edersen, insan ne kadar âciz bir mahlûktur; yürürken, yere serilir ve sesi kesilir. |
1529 | kayudın kelir erki kanca barır kayuda turur erki kayda yorır | Nereden gelir, nereye gider; nerede durur, nerede yürür. |
1530 | biligli bilirmü negü tir negü ukuglı ukarmu negü tir bügü | Bunu bilen var mı, ne der, ne; akıllı anlar mı, hakîm buna ne der? |
1531 | biligli bayat ol bilir bu işig ukuglı ugan ol ukar bu işig | Bu işi bilen, ancak her şeyi bilen Tanrıdır; bu işin hikmetini ve sırrını bilen, ancak hüküm eden Allah'tır. |
1532 | ara bir ıçar kör yorır belgüsüz ara köz körürde bolur belgüsüz | Bâzan kaybolur, kendisini göstermeden dolaşır; bâzan daha göz önünde iken, silinip gider. |
1533 | idi kısga özlüg bu yalreruk özi sakınçı uzun hem bedük til sözi | Bu insanın kendisi çok kısa ömürlüdür; fakat emeli uzun, dili ve sözü büyüktür. |
1534 | körü barsa yalŋuk bu erksizlikin nelük munça yavlak kötürdi egin | İnsanın bu aczine dikkatle bakarsan, kötülerin niçin bu kadar gurur getirdiklerine hayret edersin. |
1535 | iki künlük erter ajunug bulup nelük kerdi kögsin kaya teg bolup | İki günlük bu geçici dünyayı bulunca, niçin kaya gibi, göğüs kabartırlar. |
1536 | negü tir eşitgil odunmış kişi ölümüg ukup yolka könmiş kişi | Uyanmış ve ölümü anlayarak, doğru yola girmiş olan insan ne der, dinle. |
1537 | ne tenisiz ölüm sen ay yavlak ölüm tusulmaz saŋa itse tük miŋ tolum | Ey kötü ölüm, sen ne eşi-benzeri olmayan bir şeysin ki, yüz binlerce silâhın sana karşı bir tek faydası yoktur. |
1538 | tözüke tegir sen kutulmaz biri isiz edgü neŋke sen ök sen ton | Her kese gelirsin, hiç kimse senden kurtulamaz, iyi ve kötü şeylerin hepsini tuzağına düşürürsün. |
1539 | kerek erdi bilge tirilse kutun kamug ölsün erdi biligsiz otun | Alimlerin saadet içinde ömür sürmeleri lâzımdı, bütün câhil küstahlar hep ölmeli idiler. |
1540 | isiz edgü kalmaz neçe tüz ölür ulug ya kiçig tut kara yir bolur | iyi veya kötü, hiç biri kalmaz, hepsi de ölür; büyük veya küçük, hepsi kara toprak olur. |
1541 | ölümke keçig yok tirig boldaçı neçe kıç tirilse ölüm keldeçi | Ölümden kurtuluş yoktur; insan ne kadar çok yaşarsa-yaşasın, ölüm gelecektir. |
1542 | ne yakşı ayur bu budun başlar er biligin ukuşun işin işler er | Halkın başında bulunan, bilgi ve anlayış ile işini gören insan ne güzel söylemiştir. |
1543 | ne edgü iş erdi ölüm bolmasa ne körklüg iş erdi kişi ölmese | Ölüm olmasa idi, ne iyi olurdu; insan ölmese idi, ne güzel olurdu. |
1544 | erejke tegürdi mini bu ölüm ölüm ol buzuglı tüpüm hem ulum | Bana zevk ve saadet veren bu hayatımdır; benim esas ve temelimi bozan ölümdür. |
1545 | ölümke taŋ ermez toguglı ölür toguglı ölür kör kara yir bolur | Ölüme hayret edilmez, her doğan ölür; doğan ölür ve kara toprak olur. |
1546 | kişi isiz ermez kişilik isiz eren isiz ermez könilik isiz | İnsana yazık değil, insanlığa yazıktır; ferdlere yazık değil, doğruluğa yazıktır. |
1547 | bu kurtga kılınçı bu ol öngdisi kerek öngdi tutgıl kerek töngdisi | Bu dünya acuzesinin huyu ve âdeti budur; ister beğen, ister beğenme. |
Yûsuf Has Hâcib tarafından XI. yüzyılda yazılmış, Türk dilinin, edebiyatının ve kültür tarihinin en önemli kaynaklarından.
hikmet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hikmet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
XXIII. AY-TOLDI'NIN HÜKÜMDAR KÜN-TOĞDI'YA VASİYET-NÂME YAZDIĞINI SÖYLER [AY TOLDI KÜN TOGDI İLİGKE KUMARU BİTİG BİTİMİSİN AYUR]
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Popüler Başlıklar
-
BİSMİ'LLAHİ‘R-RAHMANİ'R-RAHİM Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi ...
-
Mısra (Kutadgu Bilig) Tercüme (Türkiye Türkçesi) ...
-
No Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi 955 ilig bir kün ay toldını ündedi orun birdi oldur tiyü imledi Hükümdar bir gün Ay...
C - BÂBLARIN FİHRİSTİ [FİHRİSTU’L-EBVAB]
Kutadgu Bilig Tercüme (Türkiye Türkçesi) 1. bab: tengri ‘azze ve cellening ögdisin ayur 01. bâb: Tanrı azze ve cellenin medhin...