XXXII. ÖĞDÜLMİŞ HÜKÜMDARA KAPICI-BAŞININ NASIL OLMASI LÂZIM GELDİĞİNİ SÖYLER [ÖGDÜLMİŞ İLİGKE KAPUG BAŞLAR ER NEGÜ TEG KEREKİN AYUR]
| No | Kutadgu Bilig | Türkiye Türkçesi |
|---|---|---|
| 2528 | yanut birdi ögdülmiş aydı ilig esen inç tirilgil ay kılkı silig | Öğdülmiş cevap verdi ve: —Ey hükümdar, huzur içinde uzun seneler yaşa; ey yumuşak huylu — dedi — |
| 2529 | kapug başlar er ked bagırsak kerek teni canı birle tapugsak kerek | Kapıcı-başı olan insan çok sâdık olmalı ve bu hizmeti canla başla benimsemiş bulunmalıdır. |
| 2530 | kapugda yarutsa kuraŋku tünüg kapugda batursa yarumış künüg | O karanlık geceyi hizmet kapısında ağartmak ve parlak güneşi de aynı kapıda batırmalıdır. |
| 2531 | törü hem toku bilse kılsa tapug oŋay bolsa kılkı kılınçı kamug | Hizmet ederken, usûl ve erkânı bilmeli; tabiatı, bütün tavır ve hareketi mülayim olmalıdır. |
| 2532 | tuzı etmeki kiŋ akı bolsa ked kümüş birse altun er at tirse ked | Tuzu-ekmeği bol ve kendisi çok cömert olmalı; gümüş ve altın vererek, etrafına çok insan toplamalıdır. |
| 2533 | kiçe bolsa yatgak bu yatsa burun ayu birse tegme kişike orun | Gece olunca, daha yatmadan, saray nöbetçilerini lüzumlu yerlere dikmelidir. |
| 2534 | azak yat baz erse ayıtgu kerek odugrak kim erse yagutgu kerek | Nereden geldiği belli olmayan yat ve yabancı varsa, onları soruşturmak ve aralarında en gözü açık olanları hizmete almalıdır. |
| 2535 | körü bekletip çıksa karşı kapug tükei boldı ol künki barça tapug | Saray kapısını gözü önünde kapatıp çıkınca, o günün bütün hizmeti tamamlanmış olur. |
| 2536 | yana erte tursa kapug başlasa kiçe taŋda turgakm tepretmese | Sabahleyin kalkınca, kapıdaki vazifesinin başına geçmeli; sabah akşam nöbetçileri yerinde tutmalıdır. |
| 2537 | kalı yol ödi bolsa başlap kirip körünse hilin barça yümgı tirip | Kabul zamanı gelince, o bütün takımını toplayarak, onların başında huzura çıkmalıdır. |
| 2538 | özi çıksa körnüp öküş turmasa kapugda kişi kodsa özde basa | Huzurda çok kalmamalı, şöyle bir görünüp çıkmalı; kapıda da kendi yerine bir adam bırakmalıdır. |
| 2530 | er at kirse hilçe körünse tözü bu körse yaraglıg yaragsız azu | Hizmetkârlar takım hâlinde, birden huzura çıkarken, o buna lâyık olan ve olmayanları gözden geçirmelidir. |
| 2540 | kalı yol kesilse kapug başçısı yana kirgü bolsa er at sözçisi | Kabul zamanı sona erince, kapıcı-başı hizmetkârlardan mâruzâtta bulunacak kimse varsa, onunla tekrar huzura girmelidir. |
| 2541 | ötünse er at ötgi kolsa tilek muŋadmış kişike bu bolsa yülek | Onların isteklerini arz etmeli, arzularını desteklemeli ve onlara yardım etmelidir. |
| 2542 | alu birse açıg kör altun kümüş kayuka at alsa kayuka yumuş | Onlara hükümdardan altın-gümüş, ihsanlar koparmalı; bâzılarına unvan ve bâzılarına da vazife verilmesi hakkında tavassutta bulunmalıdır. |
| 2543 | irig tapnurı kim bagırsak seve tapınmaz kayusı yorıglı yava | Kim gönülden, severek hizmete gayret ediyor, kim hizmet görmeyerek, boşuna geziyor. |
| 2544 | yaraglıg kayu ol asıglıg kayu boluglug kayu ol tusulug kayu | Uygun ve faydalı olanı kim; ileride faydalı olacak bir istidada sahip bulunanı kim. |
| 2445 | ötünse begiŋe bu tegme birig aça adra birse kötürse erig | Bunları hep beyine arz etmeli ve birer-birer açıklayarak, lâyık olanı yükseltmelidir. |
| 2546 | çıkıp edgü yarlıg tegürse tilin er at köŋli mundag isitse alın | Çıkınca, hükümdarın taltif ve takdir hakkındaki fermanlarını bizzat tebliğ etmeli ve hizmette bulunanların gönlünü böyle tedbirler ile ısındırmalıdır. |
| 2547 | kapugda ite tursa oldrug turug tüzülse orun kalmasa bir kuıug | Kapıda oturacak ve duracak yerleri dâima nizam altında bulundurmalı ve öyle tertip etmeli ki, hiç kimse açıkta kalmasın. |
| 2548 | körü alsa yat baz keligli kişig agır tutsa koldaş kılınmış işig | Gelen yat ve yabancı kimseleri karşılamak ve arkadaş edindiği kimselere de hürmet göstermelidir. |
| 2549 | liv aş tirki kirse körü ıdsa köz yaragsıznı körse anı tıdsa öz | Yemek tepsisi girdiği vakit, onu göz altında bulundurmalı ve münâsip olmayan şeyleri görürse, buna mâni olmalıdır. |
| 2550 | sireni çıkarda körüp saklasa aŋar togru yolda elig tegmese | Şıra çıkarken, onu nezâret altına almalı ve yolda her hangi bir elin ona dokunmamasına dikkat etmelidir. |
| 2551 | kapugda çıkarsa liv aş tirkini körü tüz ületse begi körkini | Kapıdan yemek çıkarken, tepsilere nezâretle bunun, beyin şanına lâyık bir şekilde, her kese dağıtılmasına dikkat etmelidir. |
| 2552 | neçe ka tegürgü kerek bu aşıg kurug kodmasa bir içig hem taşıg | içte ve dışta hiç kimseyi açıkta bırakmamak için, kaç kap yemek dağıtmak lâzım geldiğini bilmelidir. |
| 2553 | iki neŋ bedütür bu begler çavı ilinde tugı kör törinde livi | Beylerin şöhretini iki şey büyütür: eşiğinde— tuğu ve baş köşesinde — sofrası. |
| 2554 | adın ma iki neŋ kapug körki ol bedütür beg atın açar kutka yol | Şu iki şey de kapının süsüdür; bunlar beyin adını büyütür ve saadete yol açar. |
| 2555 | ulug hacibı bolsa azad kişi takı bir yaraglıg kapug il başı | Bunlardan biri — hür insan olan ulu hâcib, biri de— işinin ehli olan bir kapıcı-başıdır. |
| 2550 | bu iki kişi birle itlür kapug ulugluk bile atı yadlur kamug | Bu iki kimse ile kapı tanzim edilir ve beyin adı büyüklükle her tarafa yayılır. |
| 2557 | idişçi töşekçi yime aşçıka tözü köz kemişse yime tugçıka | Kapıcı-başı şarapçı, döşekçi, aşçı ve tuğcuları hep göz önünde tutmalıdır. |
| 2558 | yime kuşçı kişçi yime ok yaçı anuk tutsa künde kapugda tuçı | Doğancı, avcı ve okçuları da her gün ve her an kapıda hâzır bulundurmalıdır. |
| 1559 | turup barsa evke hilin koldaşın özi birle iltse yitürse aşın | Oradan kalkıp, evine giderken, yardımcı ve arkadaşlarını birlikte götürerek, onlara yemek ikram etmelidir. |
| 2560 | yitürse içürse todursa karın kurug ıdmasa birse özde barın | Yedirip içirerek, karınlarını doyurduktan sonra da, boş göndermemeli; neyi varsa, onlara ihsanda bulunmalıdır. |
| 2561 | öziŋe bir at ton tolum kılsa tap adının üleşe bir az kod sa tap | O bir at, bir kat elbise ve silâh ile yetinmelidir; kendisine az bir şey kalsa yeter; kalanı başkalarına dağıtmalıdır. |
| 2562 | tapugka kelir erse yat baz kişi körü alsa itse otagı işi | Yat-yabancı bir kimse hizmete gelirse, onu karşılayıp, kalacağı yeri ve arkadaşlarını tâyin etmelidir. |
| 2563 | tapugka körüŋinçe körse anı aşı bogzı ornı atı hem tonı | Huzura çıkmadan önce, onu görmeli; yiyeceğine-içeceğine, yerine, atına-elbisesine dikkat etmelidir. |
| 2564 | yime aytu tursa er at hallerin açı hem tokı ya tonın oprakın | Hizmetkârların hâllerini sormalı, aç mıdırlar tok mudurlar, yiyecekleri var mı; bunlar ile dâima ilgilenmelidir. |
| 2565 | muŋaçlıglı barmu elig tarlıkın muŋıŋa yarasa ötese hakm | Eli darda kalan varsa, onun ihtiyâcını karşılamak ve hakkını vermelidir. |
| 2566 | kim erse kapugka birer kelmese ayıtsa tilese ne bolmış tise | Bir kimse bir müddet kapıya gelmezse, ne olduğunu sormalı ve sebebini araştırmalıdır. |
| 2567 | kalı iglig erse ayıtgu kerek yavalık kılur erse tıdgu kerek | Eğer hasta ise, hâlini sormalı; haylazlık ediyorsa, buna mâni olmalıdır. |
| 2568 | bu barça begiŋe bagır saklık ol sevincin tilep bu tapugsaklık ol | Bütün bunlar beye karşı içten bağlılık ifâde eder; bu onu memnun etmek için, candan yapılması lâzım gelen bir iştir. |
| 2569 | negü tir eşitgil tapug kılmış er tapug birle begde agır bolmış er | Hizmet etmiş ve hizmeti ile beyden takdir görmüş insan ne der, dinle. |
| 2570 | tapugçı begiŋe bagırsak kerek bagırsak tigüçi tapugsak kerek | Hizmetkârın beyine içten bağlı olması lâzımdır; içten bağlı olanında candan hizmet etmesi lâzımdır. |
| 2571 | tapugsak bir özkey bagırsak kulı bekütür yarı künde beglik ulı | Candan hizmet eden sâdık ve candan bağlı bir kulun hizmeti beyliğin temelini günden-güne sağlamlaştırır. |
| 2572 | öz asgı tilemez bagırsak bolup beg asgı tiler künde edgü kolup | Candan hizmet eden kimse kendi faydasını düşünmez; o her gün iyi niyetle beyin menfaati için çalışır. |
| 2573 | asıg kılsa azgan anıŋ men kulı çiçek yaslıg erse biçer men ulı | Yaban çiçeği faydalı ise, ben onun kuluyum; eğer özenilerek yetiştirilmiş çiçek zararlı ise, onun kökünü keserim. |
| 2574 | bagırsız tusulmaz ogulda körü bagırsak tapugçı tususı örü | Candan bağlı hizmetkârın kıymeti merhametsiz ve hayırsız evlâttan, daha yüksektir. |
| 2575 | asıgsız tusulmaz kadaş erse kod tusulur adaş tut asıg birle tod | Faydasız ve değersiz ise, kardeş olsa bile onu bırak; istifâde edebileceğin insanı arkadaş edin ve onun bol-bol hayrını gör. |
| 2576 | tili birle yumşak süçig tutgu söz köŋül tutsa alçak yaruk tutsa yüz | Kapıcı-başı yumuşak ve tatlı sözlü olmalı; gönülünü alçak tutmalı ve her vakit güler yüz göstermelidir. |
| 2577 | tügük yüz açıg söz kişig tumlıtur tiriglikte kitmez köŋülde yatur | Çatık yüz, acı söz insanı soğutur ve bunun tesiri bütün hayat boyunca devam eder, insanın gönlünden çıkmaz. |
| 2578 | mundar meŋzer emdi bu beytig okı sözi ma’ni birle ukulgay takı | Şimdi buna benzeyen şu beyti oku; sözü ile birlikte mânası da anlaşılır. |
| 2579 | sözün sökse yalŋuk açıtsa tilin süŋükke sızıg ol köŋülke yalın | İnsan sözü ile söğer ve dili ile acıtırsa, bu kemiğe sızı ve gönüle ateş olur. |
| 2580 | urup berge başı büter terk söner tilin sökse bütmez açıgı yılın | Vurulan kamçı yarası kapanır ve çabuk geçer; dil acısı ise, yıllarca dinmez. |
| 2581 | kalı atlanur bolsa begler süke ya kuşka çögenke ya il körgüke | Beyler sefere, ava, cirit oyununa veya memleket gezisine çıktıkları vakit, |
| 2582 | idi sak küdezgü bu yirde begin yodug tegmese anda teŋsizlikin | Beyini çek dikkatle gözetmeli; başına kötü bir hâdise, bir felâket gelmesini önlemelidir. |
| 2583 | kalı tuşsa beglerke yaŋluk hata tuşar at öze kuşta avda süde | Eğer beylere bir felâket ve belâ gelirse, bu avda, kuş avında veya seferde hareket esnasında gelir. |
| 2584 | bütünsüz bar erse yıratgu anı siziklig bar erse sakıngu anı | İtimat edilemeyecek kimseleri onun yanından uzaklaştırmalı, şüpheli kimselere karşı ihtiyat tedbirleri almalıdır. |
| 2585 | bütün çın sevigli bagırsak kişi yakın yortsa begke küdezse başı | Onun başını korumak için, itimatlı, doğru, onu seven ve ona gönülden bağlı insanları beyin etrafında bulundurmalıdır. |
| 2586 | sü başçı tüze tursa yortug kurın iriglerni yıgsa yetürse soŋın | Kumandan beyin muhafız alayını tanzim ederken, kimsenin ileri gitmemesine ve geri de kalmamasına dikkat etmelidir. |
| 2587 | kiçig kur uluglar ara kirmese yırak taş yorıglı yakın yortmasa | Küçük rütbeli kimseler büyükler arasına girmemeli; uzak ve dışarıda bulunması icap edenler de yakın gelmemelidir. |
| 2588 | kapugda neteg erse oldrug turug bu yortugda andag kerek ay ulug | Her kesin saray kapısındaki mevkii ve yeri ne ise, bu hareket esnasında da olduğu gibi muhafaza edilmelidir; ey büyük. |
| 2589 | kapug başlar erniŋ bagirsaklıki bu yaŋlıg kerek ay ajunçı akı | Kapıcı-başı olan kimse böyle içten bağlı olmalı, ey cömert hükümdar. |
| 2590 | bu yaŋlıg kerek bu kapug başlar er begi etmeki yip işin işler er | Kapıyı bekleyen ve beyinin ekmeğini yiyip, işini gören insan böyle olmalıdır. |
| 2591 | munukı men aydım eşitti ilig talu er tilese ödürsü bilig | işte ben söyledim ve hükümdar dinledi; eğer seçkin insan dilerse, bilgiyi tercih etsin. |
| İLİG SIRALI ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUALİ | |
| 2592 | ilig aydı uktum munı belgülüg takı bir sözüg ay maŋa ülgülüg | Hükümdar:—Bunu iyice anladım; bir şey daha soracağım, buna da düşünerek, cevap ver — dedi — |
| 2593 | bilir sen siziksiz ajun begleri yalavaç ıdur ildin ilke eri | Şüphesiz, bilirsin ki, dünya beyleri memleketten memlekete elçi gönderirler. |
| 2594 | ayu bir maŋa bir bilig söz uzı yalavaç ıdur ildin ilke özi | Bana mühim bir söz söyle, bir bilgi daha ver; bir memleketten bir memlekete elçi gönderirken, |
| 2595 | negü teg kerek bu yalavaçlık er aŋar bütse begler karılatsa yir | Beylerin ona inanması ve onu yollaması için, bu elçiliğe nasıl bir insan lâzımdır? |
Yorumlar
Yorum Gönder