2528 Öğdülmiş cevap verdi ve:-—Ey hükümdar, huzur içinde uzun seneler yaşa; ey yumuşak huylu — dedi —
2529 Kaptcı-başı olan insan çok sâdık olmalı ve bu hizmeti canla başla benimsemiş bulunmalıdır.
2530 O karanlık geceyi hizmet kapısında ağartmak ve parlak güneşi de aynı kapıda batırmalıdır.
2531 Hizmet ederken, usûl ve erkânı bilmeli; tabiatı, bütün tavır ve hareketi mülayim olmalıdır.
2532 Tuzu-ekmeği bol ve kendisi çok cömert olmalı; gümüş ve altın vererek, etrafına çok insan toplamalıdır.
2533 Gece olunca, daha yatmadan, saray nöbetçilerini lüzumlu yerlere dikmelidir.
2534 Nereden geldiği belli olmayan yat ve yabancı varsa, onları soruşturmak ve aralarında en gözü açık olanları hizmete almalıdır.
2535 Saray kapısını gözü önünde kapatıp çıkınca, o günün bütün hizmeti tamamlanmış olur.
2536 Sabahleyin kalkınca, kapıdaki vazifesinin başına geçmeli; sabah akşam nöbetçileri yerinde tutmalıdır.
2537 Kabul zamanı gelince, o bütün takımını toplayarak, onların başında huzura çıkmalıdır.
2538 Huzurda çok kalmamalı, şöyle bir görünüp çıkmalı; kapıda da kendi yerine bir adam bırakmalıdır.
2539 Hizmetkârlar takım hâlinde, birden huzura çıkarken, o buna lâyık olan ve olmayanları gözden geçirmelidir.
2540 Kabul zamanı sona erince, kapıcı-başı hizmetkârlardan mâruzâtta bulunacak kimse varsa, onunla tekrar huzura girmelidir.
2541 Onların isteklerini arzetmeli, arzularını desteklemeli ve onlara yardım etmelidir.
2542 Onlara hükümdardan altın-gümüş, ihsanlar koparmalı; bâzılarına unvan ve bâzılarına da vazife verilmesi hakkında tavassutta bulunmalıdır.
2543 Kim gönülden, severek hizmete gayret ediyor, kim hizmet görmeyerek, boşuna geziyor.
2544 Uygun ve faydalı olanı kim; ileride faydalı olacak bir istidada sahip bulunanı kim.
2545 Bunları hep beyine arzetmeli ve birer-birer açıklayarak, lâyık olanı yükseltmelidir.
2546 Çıkınca, hükümdarın taltif ve takdir hakkındaki fermanlarını bizzat tebliğ etmeli ve hizmette bulunanların gönlünü böyle tedbirler ile ısındırmalıdır.
2547 Kapıda oturacak ve duracak yerleri dâima nizam altında bulundurmalı ve öyle tertip etmeli ki, hiç kimse açıkta ka-lmasın.
2548 Gelen yat ve yabancı kimseleri karşılamak ve arkadaş edindiği kimselere de hürmet göstermelidir.
2549 Yemek tepsisi girdiği vakit, onu göz altında bulundurmalı ve münâsip olmayan şeyleri görürse, buna mâni olmalıdır.
2550 Şıra çıkarken, onu nezâret altına almalı ve yolda her hangi bir elin ona dokunmamasına dikkat etmelidir.
2551 Kapıdan yemek çıkarken, tepsilere nezâretle bunun, beyin şanına lâyık bir şekilde, her kese dağıtılmasına dikkat etmelidir.
2552 içte ve dışta hiç kimseyi açıkta bırakmamak için, kaç kap yemek dağıtmak lâzım geldiğini bilmelidir.
2553 Beylerin şöhretini iki şey büyütür: eşiğinde— tuğu ve baş köşesinde — sofrası.
2554 Şu iki şey de kapının süsüdür; bunlar beyin adını büyütür ve saadete yol açar.
2555 Bunlardan biri — hür insan olan ulu hâcıb, biri de— işinin ehli olan bir kapıcı-başıdır.
2556 Bu iki kimse ile kapı tanzim edilir ve beyin adı büyüklükle her tarafa yayılır.
2557 Kapıcı-başı şarapçı, döşekçi, aşçı ve tuğcuları hep göz önünde tutmalıdır.
2558 Doğancı, avcı ve okçuları da her gün ve her an kapıda hâzır bulundurmalıdır.
2559 Oradan kalkıp, evine giderken, yardımcı ve arkadaşlarını birlikte götürerek, onlara yemek ikram etmelidir.
2560 Yedırip-içırerek, karınlarını doyurduktan sonra da, boş göndermemeli; neyi varsa, onlara ihsanda bulunmalıdır.
2561 O bir at, bir kat elbise ve silâh ile yetinmelidir; kendisine az bir şey kalsa yeter; kalanı başkalarına dağıtmalıdır.
2562 Yat-yabancı bir kimse hizmete gelirse, onu karşılayıp, kalacağı yeri ve arkadaşlarını tâyin etmelidir.
2563 Huzura çıkmadan önce, onu görmeli; yiyeceğine-içeceğine, yerine, atına-elbisesine dikkat etmelidir.
2564 Hizmetkârların hâllerini sormalı, açmıdırlar-tokmudurlar, yiyecekleri varmı; bunlar ile dâima ilgilenmelidir.
2565 Eli darda kalan varsa, onun ihtiyâcını karşılamak ve hakkını vermelidir.
2566 Bir kimse bir müddet kapıya gelmezse, ne olduğunu sormalı ve sebebini araştırmalıdır.
2567 Eğer hasta ise, hâlini sormalı; haylazlık ediyorsa, buna mâni olmalıdır.
2568 Bütün bunlar beye karşı içten bağlılık ifâde eder; bu onu memnun etmek için, candan yapılması lâzım gelen bir iştir.
2569 Hizmet etmiş ve hizmeti ile beyden takdir görmüş insan ne der, dinle.
2570 Hizmetkârın beyine içten bağlı olması lâzımdır; içten bağlı olanında candan hizmet etmesi lâzımdır.
2571 Candan hizmet eden sâdık ve candan bağlı bir kulun hizmeti beyliğin temelini günden-güne sağlamlaştırır.
2572 Candan hizmet eden kimse kendi faydasını düşünmez; o her gün iyi niyetle beyin menfaati için çalışır.
2573 Yaban çiçeği faydalı ise, ben onun kuluyum; eğer özenilerek yetiştirilmiş çiçek zararlı ise, onun kökünü keserim.
2574 Candan bağlı hizmetkârın kıymeti merhametsiz ve hayırsız evlâttan, daha yüksektir.
2575 Faydasız ve değersiz ise, kardeş olsa bile onu bırak; istifâde edebileceğin insanı arkadaş edin ve onun bol-bol hayrını gör.
2576 Kapıcı-başı yumuşak ve tatlı sözlü olmalı; gönülünü alçak tutmalı ve her vakit güler yüz göstermelidir.
2577 Çatık yüz, acı söz insanı soğutur ve bunun tesiri bütün hayat boyunca devam eder, insanın gönlünden çıkmaz.
2578 Şimdi buna benzeyen şu beyti oku; sözü ile birlikte mânası da anlaşılır.
2579 insan sözü ile söğer ve dili ile acıtırsa, bu kemiğe sızı ve gönüle ateş olur.
2560 Vurulan kamçı yarası kapanır ve çabuk geçer; dil acısı ise, yıllarca dinmez.
2581 Beyler sefere, ava, cirit oyununa veya memleket gezisine çıktıkları vakit,
2582 Beyini çek dikkatle gözetmeli; başına kötü bir hâdise, bir felâket gelmesini önlemelidir.
2583 Eğer beylere bir felâket ve belâ gelirse, bu avda, kuş avında veya seferde hareket esnasında gelir.
2584 İtimat edilemeyecek kimseleri onun yanından uzaklaştırmalı, şüpheli kimselere karşı ihtiyat tedbirleri almalıdır.
2585 Onun başını korumak için, itimatlı, doğru, onu seven ve ona gönülden bağlı insanları beyin etrafında bulundurmalıdır.
2586 Kumandan beyin muhafız alayını tanzim ederken, kimsenin ileri gitmemesine ve geri de kalmamasına dikkat etmelidir.
2587 Küçük rütbeli kimseler büyükler arasına girmemeli; uzak ve dışarıda bulunması icap edenler de yakın gelmemelidir.
2588 Her kesin saray kapısındaki mevkii ve yeri ne ise, bu hareket esnasında da olduğu gibi muhafaza edilmelidir; ey büyük.
2589 Kapıcı-başı olan kimse böyle içten bağlı olmalı, ey cömert hükümdar.
2590 Kapıyı bekleyen ve beyinin ekmeğini yiyip, işini gören insan böyle omalıdır.
2591 işte ben söyledim ve hükümdar dinledi; eğer seçkin insan dilerse, bilgiyi tercih etsin.
HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUALİ
2592 Hükümdar:—Bunu iyice anladım; bir şey daha soracağım, buna da düşünerek, cevap ver — dedi —
2593 Şüphesiz, bilirsin ki, dünya beyleri memleketten memlekete elçi gönderirler.
2594 Bana mühim bir söz söyle, bir bilgi daha ver; bir memleketten bir memlekete elçi gönderirken,
2595 Beylerin ona inanması ve onu yollaması için, bu elçiliğe nasıl bir insan lâzımdır?
2529 Kaptcı-başı olan insan çok sâdık olmalı ve bu hizmeti canla başla benimsemiş bulunmalıdır.
2530 O karanlık geceyi hizmet kapısında ağartmak ve parlak güneşi de aynı kapıda batırmalıdır.
2531 Hizmet ederken, usûl ve erkânı bilmeli; tabiatı, bütün tavır ve hareketi mülayim olmalıdır.
2532 Tuzu-ekmeği bol ve kendisi çok cömert olmalı; gümüş ve altın vererek, etrafına çok insan toplamalıdır.
2533 Gece olunca, daha yatmadan, saray nöbetçilerini lüzumlu yerlere dikmelidir.
2534 Nereden geldiği belli olmayan yat ve yabancı varsa, onları soruşturmak ve aralarında en gözü açık olanları hizmete almalıdır.
2535 Saray kapısını gözü önünde kapatıp çıkınca, o günün bütün hizmeti tamamlanmış olur.
2536 Sabahleyin kalkınca, kapıdaki vazifesinin başına geçmeli; sabah akşam nöbetçileri yerinde tutmalıdır.
2537 Kabul zamanı gelince, o bütün takımını toplayarak, onların başında huzura çıkmalıdır.
2538 Huzurda çok kalmamalı, şöyle bir görünüp çıkmalı; kapıda da kendi yerine bir adam bırakmalıdır.
2539 Hizmetkârlar takım hâlinde, birden huzura çıkarken, o buna lâyık olan ve olmayanları gözden geçirmelidir.
2540 Kabul zamanı sona erince, kapıcı-başı hizmetkârlardan mâruzâtta bulunacak kimse varsa, onunla tekrar huzura girmelidir.
2541 Onların isteklerini arzetmeli, arzularını desteklemeli ve onlara yardım etmelidir.
2542 Onlara hükümdardan altın-gümüş, ihsanlar koparmalı; bâzılarına unvan ve bâzılarına da vazife verilmesi hakkında tavassutta bulunmalıdır.
2543 Kim gönülden, severek hizmete gayret ediyor, kim hizmet görmeyerek, boşuna geziyor.
2544 Uygun ve faydalı olanı kim; ileride faydalı olacak bir istidada sahip bulunanı kim.
2545 Bunları hep beyine arzetmeli ve birer-birer açıklayarak, lâyık olanı yükseltmelidir.
2546 Çıkınca, hükümdarın taltif ve takdir hakkındaki fermanlarını bizzat tebliğ etmeli ve hizmette bulunanların gönlünü böyle tedbirler ile ısındırmalıdır.
2547 Kapıda oturacak ve duracak yerleri dâima nizam altında bulundurmalı ve öyle tertip etmeli ki, hiç kimse açıkta ka-lmasın.
2548 Gelen yat ve yabancı kimseleri karşılamak ve arkadaş edindiği kimselere de hürmet göstermelidir.
2549 Yemek tepsisi girdiği vakit, onu göz altında bulundurmalı ve münâsip olmayan şeyleri görürse, buna mâni olmalıdır.
2550 Şıra çıkarken, onu nezâret altına almalı ve yolda her hangi bir elin ona dokunmamasına dikkat etmelidir.
2551 Kapıdan yemek çıkarken, tepsilere nezâretle bunun, beyin şanına lâyık bir şekilde, her kese dağıtılmasına dikkat etmelidir.
2552 içte ve dışta hiç kimseyi açıkta bırakmamak için, kaç kap yemek dağıtmak lâzım geldiğini bilmelidir.
2553 Beylerin şöhretini iki şey büyütür: eşiğinde— tuğu ve baş köşesinde — sofrası.
2554 Şu iki şey de kapının süsüdür; bunlar beyin adını büyütür ve saadete yol açar.
2555 Bunlardan biri — hür insan olan ulu hâcıb, biri de— işinin ehli olan bir kapıcı-başıdır.
2556 Bu iki kimse ile kapı tanzim edilir ve beyin adı büyüklükle her tarafa yayılır.
2557 Kapıcı-başı şarapçı, döşekçi, aşçı ve tuğcuları hep göz önünde tutmalıdır.
2558 Doğancı, avcı ve okçuları da her gün ve her an kapıda hâzır bulundurmalıdır.
2559 Oradan kalkıp, evine giderken, yardımcı ve arkadaşlarını birlikte götürerek, onlara yemek ikram etmelidir.
2560 Yedırip-içırerek, karınlarını doyurduktan sonra da, boş göndermemeli; neyi varsa, onlara ihsanda bulunmalıdır.
2561 O bir at, bir kat elbise ve silâh ile yetinmelidir; kendisine az bir şey kalsa yeter; kalanı başkalarına dağıtmalıdır.
2562 Yat-yabancı bir kimse hizmete gelirse, onu karşılayıp, kalacağı yeri ve arkadaşlarını tâyin etmelidir.
2563 Huzura çıkmadan önce, onu görmeli; yiyeceğine-içeceğine, yerine, atına-elbisesine dikkat etmelidir.
2564 Hizmetkârların hâllerini sormalı, açmıdırlar-tokmudurlar, yiyecekleri varmı; bunlar ile dâima ilgilenmelidir.
2565 Eli darda kalan varsa, onun ihtiyâcını karşılamak ve hakkını vermelidir.
2566 Bir kimse bir müddet kapıya gelmezse, ne olduğunu sormalı ve sebebini araştırmalıdır.
2567 Eğer hasta ise, hâlini sormalı; haylazlık ediyorsa, buna mâni olmalıdır.
2568 Bütün bunlar beye karşı içten bağlılık ifâde eder; bu onu memnun etmek için, candan yapılması lâzım gelen bir iştir.
2569 Hizmet etmiş ve hizmeti ile beyden takdir görmüş insan ne der, dinle.
2570 Hizmetkârın beyine içten bağlı olması lâzımdır; içten bağlı olanında candan hizmet etmesi lâzımdır.
2571 Candan hizmet eden sâdık ve candan bağlı bir kulun hizmeti beyliğin temelini günden-güne sağlamlaştırır.
2572 Candan hizmet eden kimse kendi faydasını düşünmez; o her gün iyi niyetle beyin menfaati için çalışır.
2573 Yaban çiçeği faydalı ise, ben onun kuluyum; eğer özenilerek yetiştirilmiş çiçek zararlı ise, onun kökünü keserim.
2574 Candan bağlı hizmetkârın kıymeti merhametsiz ve hayırsız evlâttan, daha yüksektir.
2575 Faydasız ve değersiz ise, kardeş olsa bile onu bırak; istifâde edebileceğin insanı arkadaş edin ve onun bol-bol hayrını gör.
2576 Kapıcı-başı yumuşak ve tatlı sözlü olmalı; gönülünü alçak tutmalı ve her vakit güler yüz göstermelidir.
2577 Çatık yüz, acı söz insanı soğutur ve bunun tesiri bütün hayat boyunca devam eder, insanın gönlünden çıkmaz.
2578 Şimdi buna benzeyen şu beyti oku; sözü ile birlikte mânası da anlaşılır.
2579 insan sözü ile söğer ve dili ile acıtırsa, bu kemiğe sızı ve gönüle ateş olur.
2560 Vurulan kamçı yarası kapanır ve çabuk geçer; dil acısı ise, yıllarca dinmez.
2581 Beyler sefere, ava, cirit oyununa veya memleket gezisine çıktıkları vakit,
2582 Beyini çek dikkatle gözetmeli; başına kötü bir hâdise, bir felâket gelmesini önlemelidir.
2583 Eğer beylere bir felâket ve belâ gelirse, bu avda, kuş avında veya seferde hareket esnasında gelir.
2584 İtimat edilemeyecek kimseleri onun yanından uzaklaştırmalı, şüpheli kimselere karşı ihtiyat tedbirleri almalıdır.
2585 Onun başını korumak için, itimatlı, doğru, onu seven ve ona gönülden bağlı insanları beyin etrafında bulundurmalıdır.
2586 Kumandan beyin muhafız alayını tanzim ederken, kimsenin ileri gitmemesine ve geri de kalmamasına dikkat etmelidir.
2587 Küçük rütbeli kimseler büyükler arasına girmemeli; uzak ve dışarıda bulunması icap edenler de yakın gelmemelidir.
2588 Her kesin saray kapısındaki mevkii ve yeri ne ise, bu hareket esnasında da olduğu gibi muhafaza edilmelidir; ey büyük.
2589 Kapıcı-başı olan kimse böyle içten bağlı olmalı, ey cömert hükümdar.
2590 Kapıyı bekleyen ve beyinin ekmeğini yiyip, işini gören insan böyle omalıdır.
2591 işte ben söyledim ve hükümdar dinledi; eğer seçkin insan dilerse, bilgiyi tercih etsin.
HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUALİ
2592 Hükümdar:—Bunu iyice anladım; bir şey daha soracağım, buna da düşünerek, cevap ver — dedi —
2593 Şüphesiz, bilirsin ki, dünya beyleri memleketten memlekete elçi gönderirler.
2594 Bana mühim bir söz söyle, bir bilgi daha ver; bir memleketten bir memlekete elçi gönderirken,
2595 Beylerin ona inanması ve onu yollaması için, bu elçiliğe nasıl bir insan lâzımdır?
Yorumlar
Yorum Gönder