No | Kutadgu Bilig | Türkiye Türkçesi |
---|---|---|
5467 | yanut birdi ögdülmiş aydı ilig kamug işke öŋdün yorıtsun elig | Öğdülmiş cevap verdi ve: — Hükümdar önceden her türlü tedbiri alsın — dedi — |
5468 | yaragsız yorıtma tiliŋde yavuz bayat taplamagay ay bilgi ögüz | Onun ağzından fena ve yakışıksız söz çıkmasın; ey bilgisi nehirler gibi bol olan, Tanrı bunu hoş karşılamaz. |
5469 | bu beglik küçün almadıŋ sen tilep bayat birdi fazlı bile belgülep | Bu beylik mesnedine sen isteyerek gelmedin; onu Tanrı kendi fazlı ile sana ihsan etti. |
5470 | agırladı birdi bu beglik saŋa munıŋ şükri kılgıl ay bilgi kiŋe | Lütuf ederek, sana bu beyliği verdi; ey bilgisi geniş olan insan, buna şükür et. |
5471 | köŋül tüz özüŋ süz bayatka tapın budunka törü kıl bagırsaklıkın | Hâlis gönül ve temiz kalple Tanrıya ibâdet kıl, halka merhamet ve şefkat göster. |
5472 | havaŋnı ukuş birle basgıl utup bu nefsiŋ bilig birle yençgil tutup | Heva ve hevesini yenerek, akıl ile ona hâkim ol, bilgi ile nefsin başını ez. |
5473 | negü tir eşitgil bilig birgüçi bilig birle nefsig havag basguçı | Bilgi veren ve bilgi ile nefis ve hevaya hâkim olan insan ne der, dinle. |
5474 | töz tüz tilese hava boynı sı hava olsa könlür et öz egrisi | Vücûdun doğru olmasını istersen, heva ve hevesin boynunu ez; heva ölürse, vücûdun eğriliği düzelir. |
5475 | katıglan havaka bulun bolmagıl hava nefs ikigün bu din ogrısı | Gayret et, nevanın esiri olma; heva ve nefis, bunların ikisi de din hırsızıdır. |
5476 | nelük boldı aciz özüŋ ay ilig kamug edgü kılgu küçüŋ bar elig | Ey hükümdar, sen nasıl böyle âciz duruma düştün; her türlü iyiliği yapabilirsin, kuvvet ve kudretin var. |
5477 | negüke muŋadur sen munça katıg negüke kılur sen tiriglik açıg | Niçin bu kadar çok kederleniyorsun, neden bu hayatı kendine zehir ediyorsun. |
5478 | hazine telim bar er at sü öküş kamug işke yolçı bilig bar ukuş | Hazinen çok, adamların ve askerin var; her türlü işe yol gösteren bilgi ve akla sahipsin. |
5479 | er atını sevindür hazine üle olardın özüŋke miŋ arzu tile | Hazineni aç ve servet dağıt, adamlarını sevindir; onlar senin her arzunu yerine getirirler. |
5480 | negü tir eşitgil yagıçı kür er kümüş birse altun yagısın urar | Düşmana karşı koyan cesur insan ne der, dinle; altın ve gümüş veren düşmanını mağlûp eder. |
5481 | kalı kolsa sen tutçı üsteŋ elig er atnı sevindür öge bir erig | Eğer sen her vakit üstün gelmek istersen, adamlarını memnun et ve onlara değer verip, öğerek, şevke getir. |
5482 | er atnı sevindür tilegil tilek tilek barça kelgey yagı boynı eg | Adamlarını önce memnun et, sonra onlardan iş bekle; bütün arzuların yerine gelir; düşman önünde boyun eğer. |
5483 | er at köp kalın tut sevindür sene sevüg cannı birgey saŋa bir küne | Adamların çok ve kalabalık olsun, onları sevindir; onlar da bir gün senin için sevgili canlarını verirler. |
5484 | er at sü bile yenç bu kafir yagıg bayattın tile küç sen arkaŋ arıg | Asker ve ordu ile bu düşman kâfirini ez; gönül temizliği ile Tanrıdan kuvvet ve tevfik dile. |
5485 | bu kafir üçün tut er at sü tolum ölüp tüşse kafirde bolmaz ölüm | Asker, ordu ve silâhını kâfirlere çevir; kâfirler ile dövüşürken ölmek, ölüm değildir. |
5486 | evin barkın örte sıgıl burhanın anıŋ ornı mescid cema'at kılın | Onların evini-barkını yak, burkanını kır; yerine cami yap, etrafına islâm cemâati toplansın. |
5487 | bulun kılgıl oglın kızın kul küngin hazine ur anda sen almış neŋin | Oğlunu ve kızını esir ederek, kul ve câriye er; oradan aldığın servetle hazine kur. |
5488 | müsülmanlık açgıl şeri’atnı yad bolga edgü özüŋ bolga ked | İslâmiyeti aç, şeriati yay; böylece seçkin bir şahsiyet olur ve iyi bir nâm kazanırsın. |
5489 | müsülmanka yakma tegürme elig anıŋ hasmı teŋri turur ay ilig | Müslümanlara karışma ve onlara tecâvüz etme; ey hükümdar, onların karşısında Tanrı vardır. |
5490 | müsülman müsülman bile ol kadaş kadaşka katılma ulam edgüleş | Müslüman müslüman ile kardeştir; kardeşe karşı düşmanca davranma, onlar ile her vakit iyi geçin. |
5491 | törü bir budunka erej kılsunı saŋa edgü birle du’a bolsunı | Halka huzur ve rahat sağlayacak bir nizam kur; sana hayır-duâ etsinler. |
5492 | bayat birge ötrü sevincin saŋa seniŋ bolga iki ajun ay toŋa | Tanrı sana bunun ecrini verir; her iki dünya senin olur, ey kahraman. |
İLİG CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
5493 | ilig aydı körklüg ayur sen bu söz özüm me munı ok tiler kılsa öz | Hükümdar:—Bu sözleri güzel söylüyorsun—dedi—ben de aynı şeyleri yapmak istiyorum. |
5494 | kanıkı muŋar teggü işim ay er munı kılguka sen maŋa yarı bir | Ey yiğit, bununla meşgul olacak insan nerede, bu işleri başarmak için sen bana yardım et. |
5495 | il itgü budun süzgü aşnu turup bu iç taş yorıglı yaragın körüp | İlk önce memleket düzene girmeli ve fesad ortadan kalkmalıdır; iç ve dış işlerin ıyı yürümesine dikkat etmelidir. |
5496 | severig sevindür kör açıg birip sini sevmegüçini sürgü serip | Dostlarını ihsanlarda bulunarak, sevindir; düşmanlarını acımadan sürgün et. |
5497 | munıŋda erig aşnu il itgü kerek bu iç taş kebitler antgu kerek | Bunun için ilk önce memleket düzene girmeli ve bütün meyhaneler ortadan kaldırılmalıdır. |
5498 | budunug törü birle tüzgil tükel süzülsü kör ilde yaragsız muhal | Memlekette bu kötü yerler tasfiye edilmeli; halka kanunla, her bakımdan, düzen verilmelidir. |
5499 | kanı inç il itgü tegümez özüm bu iş iş öze boldı yummaz közüm | Huzur ve memleketin nizâmı nerede, bunun için kendim uğraşamıyorum; iş iş üzerine yığıldı, gözümü yumacak vaktim yok. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
5500 | yan ut birdi ögdülmiş aydı ay beg uzatma işig sen kamug işke teg | Öğdülmış cevap verdi ve: —Ey hükümdar, işi sürüncemede bırakma, her işle meşgul ol — dedi — |
5501 | negüke uzatur sen kılgu işiŋ uzatma işiŋ kıl keçer bu yaşıŋ | Yapacağın işi niçin geri bırakıyorsun; işini geri bırakma, yap; ömür geçip gidiyor. |
5502 | bu kün kılmasa iş yarın iş bolur işiŋ iş öze boisa irklip kalur | Bugünkü işi yapmazsan, yarının işi de buna eklenir; iş iş üzerine gelir ve yığılır, kalır. |
5503 | bu künki işiŋ kodma kılma yarın yarın bolsa işiŋ kalur kılmadın | Bugünkü işini yarına bırakma; yarın işin olursa, bu yapılamadan kalır. |
5504 | ite tur süze tur bu il işlerin budun inçke teggey özüŋ me yarın | Halkın ve kendinin yarın huzura kavuşabilmeniz için, bu memleket işlerinin günü-gününe görülmesi lâzımdır. |
5505 | isiz bolma isiz isizke yorıt isizlerni barça ilingdin arıt | Zâlim olma, zulmü kötülere karşı tatbik et; bütün memleketi kötülerden temizle. |
5506 | köni bol köni kıl köni tut yorık isiz egri köngey evürgey kılık | Doğru ol, doğru yola git ve her vakit doğruluk ile hareket et; böylece kötü ve eğri yola gelir ve tavrını değiştirir. |
5507 | bu tetrü kılınçlıg bu tetrü kişi isiz tügmeginçe oŋarmaz işi | Bu ters tabiatlı, zararlı ve kötü adamların eli-kolu bağlanmadıkça, işler selâmetle yürümez. |
5508 | isizig yagutma tokıgay yodug köniler bile sen tirilgil odug | Kötüyü kendine yaklaştırma, zararı dokunur; dâima uyanık ol ve doğru insanlar ile yaşa. |
5509 | negü tir eşitgü köni köŋli tüz köŋül til kılınçı kamug kılkı uz | Doğru ve dürüst gönüllü, düşüncesi, sözü, işi ve bütün hareketi iyi olan insan ne der, dinle. |
5510 | isizke katılma yorıgıl köni köni egri birle küni tar küni | Kötüye katılma ve doğruluktan ayrılma; kötüler arasında doğru insanın güneşi kararır. |
5511 | kim isiz kılınsa yolında yodug könike köni bol könilik küni | Kötülük yapanlar hüsrana mahkûm olurlar; kıyamet gününde Tanrının karşısına doğru insan olarak çık. |
5512 | ay ilig er attın saŋa çare yok er at birle begler süzer bulganuk | Ey hükümdar, çaresiz, sana adamlar lâzımdır; beyler fesadı bunlar ile ortadan kaldırırlar. |
5513 | er at tirgü yıggu açıngu açıg çıgayıg bayutgu todurgu açıg | Bir çok adamlar toplamalı ve onlara ihsanlarda bulunmalı; fakiri zenginleştirmeli ve açı doyurmalıdır. |
5514 | tapugda yorıglı umınçka yorır tapugçı umınç kesse turmaz barır | Hizmette bulunan kimse bir şeyler ümit eder; hizmetkâr ümidini keserse, durmaz, gider. |
5515 | ay ilig tapugçı bu kaç türlüg ol seçe adra tutgıl yaŋılmasu yol | Ey hükümdar, hizmetkâr bir kaç türlüdür; bunları seç ve ayrı ayrı muameleye tâbi tutarak, hizmet gördür, yollarını şaşırmasınlar. .. |
5516 | olarda birisi tiler yüz suvı aŋar yüz suvı kılgu kansa kıvı | Onlardan biri şeref için çalışır; onu, şeref vermek suretiyle, tatmin et. |
5517 | bir kutusı tiler neŋ tavar yulug kılsu canın tavar bir aŋar | Biri mal ve mülk ister; ona mal ver, canını sana feda etsin. |
5518 | takı bir tiler neŋ yime yüz suvı hem at ton tiler kör yorısa savı | Bâzısı hem mal, hem şeref ister; bir de unvan, hıl'at ve nüfuz peşindedir. |
5519 | kalı alp atım erse birgil kümüş kıhç uısu açsu saŋa kend ulus | Eğer cesur ve kahraman kimse ise, ona gümüş ver; kılıç kullansın, sana şehir ve memleketler fethetsin. |
5520 | biliglig ukuşlug er erse silig agırla tegür neŋ uzatgıl elig | Bilgili, akıllı ve temiz kalpli insan ise, ona hürmet göster, ihsanlarda bulun ve himaye et. |
5521 | isiz erse küçkey kötürme anı elig birme ilke ulıtgay sini | Kötü ve zâlim olan kimseyi yükseltme, ona memlekette nüfuz verme; seni. çok üzer. |
5522 | kötürme bayutma isiz öktemig agu kılga seksiz safça ot emig | Zâlim ve kötü kimseyi yükseltme ve onu zengin etme; o sana, şüphesiz, ilâç ve devayı zehir hâline getirir. |
5523 | negü tir eşitgil böke yavgusı bayusa baş egmez budun yuvgası | Böke yavgusu ne der, dinle; en zayıf insan bile, zenginleşirse, ferman dinlemez olur. |
5524 | isizig bayutma ay kılkı unur isizler bayusa kılınç artatur | Ey kudretli hükümdar, kötüleri servet sahibi etme; kötüler, zenginlenince, hâl ve tavırlarını değiştirirler. |
5525 | elig tarlıkı bolsa edgü y ime kılınç artatur kör muŋadıp bu ma | Eli darlıkta kalıp, muhtâc duruma düşünce, iyilerin bile tavır ve hareketi bozulur. |
5526 | muŋadsa ma edgü kılıklıg kişi kılınç artatur hem ol edgü tuşı | iyi tabiatlı insanın da, muhtâc duruma düşünce, iyiliği nisbetinde hareketi kötüleşebilir. |
5527 | isizig ucuzla könitgey yorık agırlagıl edgüg ol itgey kılık | Kötüye değer vermezsen, o gittikçe tavır ve hareketini düzeltir; iyiye itibar gösterirsen, onun hâl ve tavrı daha da iyi olur. |
5528 | bagırsak kişig tut özüŋke yakın uvutsuznı özdin yırak tut sakın | Sana gönülden bağlı-olan kimseyi kendine yakın tut; hayâsız kimseleri de kendinden uzaklaştır, onlardan kendini koru. |
5529 | asıglıg kayu ol asıgsız kayu sen adra seçe tut ay bilge bügü | Kim faydalıdır, kim faydasızdır, ey âlim hakîm, sen bunları iyice seç. |
5530 | sever sevmezig me seçe tut öŋin severke sevüg bol yagıka yalın | Seni seven ve sevmeyenleri de iyice ayırt et; sevene karşı sevimli ve düşmana karşı da yalın ateş gibi ol. |
5531 | yırak tut sevinçiŋ tilemez kişig sevitme adgar birme kılgu işig | Senin memnun olmanı istemeyen kimseyi kendinden uzak tut; onu başkalarına da sevdirme ve ona hiç bir vazife verme. |
5532 | eminig hıyanet bile katmagıl yaraglıg yaragsız bile tutmagıl | Hıyanet ile emniyeti bir araya getirme; yarayan ile yaramayanı bir arada tutma. |
5533 | bir işni ikigüke ayma tilin işengü bolur iş kalur kılmadın | Bir işi iki kişiye birden tevdi etme; onlar birbirlerine yüklerler ve iş yapılmadan kalır. |
5534 | işiŋ iş biligli kişilerke bir kılu bilmese iş sınıp kadgu yir | işi iş bilen kimselere ver; iş yapamayan insan onu beceremezse, üzülür ve müteessir olur. |
5535 | tapugka bolup birme erke işig özüŋke tusulgu üçün tut kişig | Hizmettir diye, olur-olmaz insanlara iş verme; işi sana faydalı olacak şekilde becerikli kimselere ver. |
5536 | il asgı tile me öz asgıŋ tile kişi asgıŋa bakma turma ile | Memleketin faydasını kendi menfaatin ile telif et; başkasının menfaatini düşünüp, ona bağlanma. |
5537 | kişi köŋli körme ol asgı üçün il asgı tile özni buzma küçün | Başkasının gönülüne bakma, her kes kendi istifâdesini kollar; memleket menfaatini ara ve kendini zorla fena duruma düşürme. |
5538 | saŋa kim tusulur tusulgıl aŋar tusulmaz kişig kıl özüŋde sıŋar | Sana kim faydalı ise, sen de ona faydalı ol; faydasız kimseyi kendinden uzak bulundur. |
5539 | agırlayu tut sen asıglıg kişig aŋar bir ay ilig kereklig işig | Faydalı insana her vakit itibar göster; ey hükümdar, lüzumlu işleri ona gördür. |
5540 | saŋa kılgu işler bu ol ay ilig munı kıldıŋ erse sen ittiŋ ilig | Ey hükümdar, senin yapacağın işler bunlardır; bunları yaparsan, memleket düzene girer. |
5541 | atıŋ edgü bolga kutulgay seniŋde kidin kalga atıŋ sözüŋ | Adın iyi olur, kendin kurtulursun; dünyada senden sonra da adını ve sözlerini dâima yâd ederler. |
5542 | bayugay budun il idlgey orun neçe kolsa kaznak hazine urun | Halk zenginleşir, memleket ve saltanat işleri tanzim edilir; ne kadar istersen, o kadar hazine toplayabilirsin. |
5543 | negü tir eşitgil bagırsak kişi bagırsaklıkı kör sözirge tuşı | İçten bağlı olan insan ne der, dinle; onun dili ile gönülü birdir. |
5544 | kayu il begi bolsa edgü köni bayudı ol il budnı togdı küni | Hangi memleketin beyi iyi ve doğru olursa, - o memleketin halkı zenginleşir ve başına gün doğar. |
5545 | budun baylıkı begke baylık turur tilese anı tut tilese munı | Halkın zenginliği beyin zenginliğidir; ister onu, ister bunu temin et. |
5546 | ulus kend içinde sen ogrıg arıt ümeg arkışıg yolda imin yorıt | Şehir ve kasaba içinde hırsızı ortadan kaldır, yolcu ve kervan emniyet içinde sefer etsin. |
5547 | kötürgil budun küçlerin taşırtın arıtgıl karakçı barın | Memleket içinde halka zulüm edenleri yok et, dış eyâletlerde de bir tane yol kesen şaki bırakma. |
5548 | isizniŋ kını birle kılkın evür isizke isizlik yaraşur tegür | Kötüyü, ceza vererek, doğru yola getir; kötüye kötü muamele lâyıktır, sen de öyle yap. |
5549 | isizig ya çogda oruda kerek yorık bolsa edgü aya sarp yürek | İyinin serbest dolaşabilmesi için, kötünün ya zincirde veya zindanda olması lâzımdır, ey metin yürek. |
5550 | adın ma bu il budnı kaç türlüg ol munı adra tutgu açuk bolsa yol | Bir de memleketin ahâlisi bir kaç türlüdür; her kesin rahatça çalışabilmesi için, bunlara ayrı-ayrı muamelelerde bulunmalıdır. |
5551 | olarda biri bilge alim turur bu alim bile erke kut kıv bolur | Onlardan biri âlimlerdir; bunlar insanı devlet ve saadete kavuştururlar. |
5552 | agırla bularıg negü aysa kıl şeri’at yolı tut boyun bir egil | Onlara izzet ve ikramda bulun, ne derlerse, yap; şeriat yolunu tut, hükümlerine itiraz etme ve önlerinde hürmetle eğil. |
5553 | bularnıŋ hakı tıdma içgü yigü birü tur muŋadmasu ilci bügü | Ey hakîm hükümdar, onların hukukunu muhafaza ve yiyecek, içeceklerini temin et, muhtaç duruma düşmesinler. |
5554 | köŋül inçliki birle ögretsüler biligsizler andın ma ögrensüler | Gönül huzuru ile öğretsinler, bilgisizler de onlardan bilgil öğrensinler. |
5555 | bularda basa muhtesibler turur bular elgi küçlüg kerek ay unur | Bunlardan sonra muhtesipler gelir; ey kudretli, bunlar kuvvetli olmalıdırlar. |
5556 | kısa tutsa fasık yava boşlagıg tolu tutsa mescid cema'atlarıg | Fâsık, serseri ve başı-boş dolaşanları inzibat altında bulundursunlar; mescidleri cemâat ile dolu tutsunlar. |
5557 | basakı kutu ol saŋa tapguçı tıda tutmasa sen bu ol kopguçı | Bundan sonraki zümre senin hizmetinde bulunanlardır; mâni olamazsan, sana karşı gelebilecek olanlar bunlardır. |
5558 | bular yük kötürmez bularnıŋ yüki saŋa yüdgü tegse munıŋ emgeki | Bunlar yük altına girmezler; hizmetleri nisbetinde bunların yükünü sen kendin yüklenmelisin. |
5559 | bularda basa kaldı budnuŋ kara bularnı törü birle edgü köre | Bunlardan sonra avam kısmı gelir; bunlara kanunu tatbik et ve iyi bak. |
5560 | bu ma üç kutu ol munı adra tut küçeme küçese bolur ilke yut | Bunlar da üç .zümredir, bunları birbirlerinden ayrı tut; onları zorlama; zorlarsan, bu memleket için felâket olur. |
5561 | bularda birisi bu baylar turur budun küçlügi bu ay kılkı unur | Bunlardan biri zenginlerdir, ey kudretli insan, halk arasında kuvvetli olanlar bunlardır. |
5562 | bularda basası kör ortu kişi bu ortu kılumaz bu baylar işi | Bunlardan sonra orta hâili insanlar gelir; orta halliler zenginlerin yaptıklarını yapamazlar. |
5563 | çıgaylar turur kör bularda basa bularıg küdezgü kamugdın oza | Bunlardan sonra fakirler gelir; her şeyden önce bunlar korunmalıdır. |
5564 | yüdürmegü baylar yükin ortuka bu ortu buzulga tükel artaga | Zenginlerin yükü orta hallilere yüklenmemelidir; yoksa, bu orta halliler bozulur ve büs-bütün sarsılır. |
5565 | çıgayka yüdürmegü ortu yüki çıgay ölge açın üzülge köki | Orta hâlli kimselerin yükünü fakirlere yüklememeli; yoksa, fakir açlıktan kırılır ve mahvolur. |
5566 | çıgayıg küdezilse ortu bolur bu ortu birer tın sa baylık bulur | Fakiri korursan, o orta hâili olur; orta hâili bir az kendisini toplarsa, zengin olur. |
5567 | çıgay ortu bolsa bu ortu bayur bayusa bu ortu iliŋ bay tolur | Fakirler orta hâlli olursa, orta halliler zenginleşir; orta halliler zenginleşirse, memleket zengin olur. |
5568 | il itlür erejke tegir bu budun du’a artar ötrü saŋa ol ödün | Memleket düzene girer ve halk huzura kavuşur; o zaman sen de çok hayır-duâ alırsın. |
5569 | negü tir eşitgil üç ordu hanı at edgü tile ay ölügli kanı | Uç-Ordu hanı ne der, dinle; ey fânî insan, iyi ad dile. |
5570 | kimiŋ edgü atı bile çıksa can kesilmez anıŋ atı edgü du’an | Kim iyi ad bırakarak, ölürse, onun adı hayır-duâ ile yaşamakta devam eder. |
5571 | ölüp kim kalur erse edgü du’a yana bir tiriglik bulur bu toga | Kim ölür ve hayır-duâ ile anılırsa, o yeniden doğarak, tekrar hayat bulmuş olur. |
5572 | kerek yir öze tur kerek yir katın çavıksa özüŋ kör bu edgü atın | İyi ad ile şöhret kazandıktan sonra, ister yerin üstünde, ister altında ol. |
5573 | at edgü kerek kör öz ölgü turur ölür öz atı kalsa meŋü turur | İyi ad lâzımdır, vücud bir gün ölecektir; vücûd ölür, adı kalan insan ebedi olur. |
5574 | raiyyet hakı bar seniŋde kör üç bu haknı ötegil özün kılma küç | Tebeanın senin üzerinde üç hakkı vardır; bu hakları öde ve onları zorluğa düşürme. |
5575 | birisi ilingde aŋ tut kümüş ‘ıyarın küdezgil ay bilgi öküş | Banlardan biri memleketinde gümüş temiz kalsın, onun ayarını koru, ey bilgili insan. |
5576 | takı bir budunka törü bir köni kötür bir ikidin küçin kör anı | ikincisi halkı âdil kanunlar ile idare et; birinin diğerine tahakküme kalkışmasına meydan verme, onları koru. |
5577 | üçünçi imin tut karlug yollarıg karakçıg sekerçig arıtgıl arıg | Üçüncüsü bütün yolları emin tut; yol kesici ve haydutların hepsini ortadan kaldır. |
5578 | ötemiş bolur sen raiyyet hakı sen ötrü hakıŋ kol ay ilci akı | Böylece tebea hakkını ödedikten sonra, sen de onlardan kendi hakkını isteyebilirsin, ey cömert hükümdar. |
5579 | raiyyet öze ol seniŋ üç hakıŋ tilegü olardın sen aç kulgakıŋ | Tebea üzerinde senin üç hakkın vardır; bunu onlardan istemelisin, iyice dinle. |
5580 | biri yarlıgıŋnı agir tutsalar negü erse terkin anı kılsalar | Biri halk senin emirlerine hürmet etmeli ve bu emir ne olursa-olsun, onu derhâl yerine getirmelidir. |
5581 | ikinç tıdmasalar hazine hakı ödinde tegürse ay elgi akı | ikincisi hazine hakkını gözetmeli ve bunu vaktinde ödemelidirler, ey eli açık insan. |
5582 | üçünçi yagıka yagı bolsalar severiŋ kim erse anı sevseler | Üçüncüsü senin dostuna dost ve düşmanına düşman olmalıdır. |
5583 | ötemiş bolur sen özüŋ hakların olar ma ötemiş bolur öz hakın | Böylece sen onlara karşı vazifeni yapmış olursun, onlar da senin hakkını ödemiş olurlar. |
5584 | bu yaŋlıg kerek beg yorısa yolug Ra‘iyyet uş andag kerek ay uiug | Ey ulu, bu yolun yolculuğunda bey böyle olmalı, tebea da böyle olmalıdır. |
5585 | budun bulsa ötrü begi edgüsin begi bulsa inçlik yorıtsa küsin | Böylelikle halk beyinin iyiliğini görür; bey de huzura kavuşur ve dünyaya şöhretini yayar. |
5586 | ay ilig bu ol bu kutuŋ belgülüg saŋa iki ajun tegürgü ülüg | Ey hükümdar, sana her iki dünyayı te'min edecek kısmet ve saadet, şüphesiz budur. |
5587 | anıŋda basa bilge alim turup budunka bilig birsü yetrü körüp | Bundan sonra âlimler harekete geçip, ihlas ile halka bilgi versinler. |
5588 | yana elgi küçlüg bolur muhtesib isizlerni yıgsu cema'at kezip | Muhtesibin de elinde salâhiyet olmalıdır; o da cemâati dolaşarak, kötülüklere mâni olsun. |
5589 | satıgçı küdezsü emanetlerin kılu tursu uzlar nasihatların | Satıcı emânetlerini gözetsin; san'at ustaları başkalarını yetiştirmekte devam etsinler. |
5590 | tarıgçı tarıgka irig boisunı yime yılkıcı igdiş öklitsüni | Çiftçiler çiftlikte gayret etsinler, hayvan besleyenler de onları çoğaltsınlar. |
5591 | er at kaldı emdi saŋa tapguçı yagıka börike bu ol yortguçı | Şimdi senin hizmetinde bulunan kimseler kaldı; düşmana ve kurda karşı koyan bunlardır. |
5592 | sevindür bularıg açın neŋ bile körü tur adın işke katma yula | Onları memnun et, ihsanlarda bulun; dikkat et, onlara başka iş verme; verilmiş ise, onu bu işten al. |
5593 | tusulur teŋinçe agırla açın bayutgıl neŋin sen bedütgil küçin | Faydalı oldukları nisbette onlara izzet, ikram ve ihsanda bulun; gelirlerini artır ve rütbelerini yükselt. |
5594 | yagıka börike itinsü tolum adaşka bolup öz yagıka ölüm | Düşmana ve kurtlara karşı silâhlarını hâzır bulundursunlar; dosta yâr olup, düşmana ölüm olsunlar. |
5595 | açılgay seçilgey kamug işleriŋ süzülgey itilgey kamug işleriŋ | Böylece bütün yakın olanların seçilir ve belli olur; bütün işlerin de durulur ve yoluna girer. |
5596 | saŋa bolga iki ajun edgüsi bayatım sevinci özüŋ bolgusı | Sen her iki dünyada iyilik bulursun ve Tanrım da senden razı olur. |
5597 | könilik bu ol kör köni bol köni tilekke tegürgey könilik sini | Bak, doğruluk budur, doğru ol, doğru; doğruluk seni dileğine kavuşturur. |
5598 | sini teŋri sevgey könilik üçün könide adın kılma halkka öcün | Sen doğrulukla Tanrının sevgisini kazanırsın; halka kızıp, onlara karşı doğruluktan ayrılma. |
5599 | negü tir eşitgil ay köŋli yaruk munıŋ ma’nisi kör bu sözke anuk | Gönülü parlak olan insan ne der, dinle; bak, bunun mânasını bu söz te'yit eder. |
5600 | könilik üçün kök adakın turur yayılmaz üçün yirde ot yim önür | Doğruluk yüzünden gök ayakta durur; yer sabit olduğu İçin, üzerinde ot ve ekin biter. |
5601 | yayılma köni tur köŋül tut köni köni iki ajun könilik bulur | Sağa sola meyletme, doğru dur, gönlünü dürüst tut; doğru olan her iki dünyada doğruluk bulur. |
5602 | ay ilig munukı özüm bilmişin ötündüm saŋa men için hem taşın | Ey hükümdar, işte ben bildiklerimi, gizli-âşikâr, sana arz ettim. |
5603 | ikigün ajunluk asıg kılgu söz bu erdi munukı ayu birdi öz | Her iki dünya için faydalı olan sözler işte benim sana söylediklerimdir. |
5604 | bu ajun ereji bile edgü at saŋa bolga dünya ya ukbi ulat | Bu dünya huzuru sana dünyayı ve iyi ad bırakmak için çalışman da sana ukbâyı te'min edecektir; ona göre hareket et. |
5605 | bu dünya neŋi barça kalgu turur atıŋ edgü kılgıl öz ölgü turur | Bütün bu dünya malı kalacak ve kendin bir gün öleceksin; iyi ad kazanmağa çalış. |
5606 | bilig yakşı sözler muŋa meŋzetü sözi ma’ni birle aŋar yaŋzatu | Bilgili insan buna kıyas ederek, çok güzel bir söz söylemiştir. |
5607 | atım edgü bolsun özüm ölsüni tirig ölgü ahır atım kalsunı | Kendim öleyim, adım iyi olsun; her diri nihayet ölecektir, dünyada adım kalsın. |
5608 | usa edgülük kıl at edgü tile özüŋ meŋü atın tirig bolsunı | Mümkün mertebe iyilik yap, iyi ad dile ve bu ebedî ad ile yaşamakta devam et. |
5609 | eşitti ilig söz sevindi katıg köŋül köz yaruttı bulundı tatıg | Hükümdar bu sözleri duyunca, çok memnun oldu; sevinçle gönül gözü parladı ve hayattan tekrar tad almağa başladı. |
İLİG CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
5610 | öküş aikitu ögdi ögdülmişig ayur sözlediŋ sen özüŋ bilmişig | Hükümdar Öğdülmiş'i candan alkışladı, öğdü ve: — Sen kendi bildiğini söyledin — dedi — |
5611 | bayat birsü tevfik bu künde naru sen aymış bu sözler tutayın körü | Bugünden itibaren Tanrı bana tevfik versin; senin söylediğin sözleri dikkatle yerine getireyim. |
5612 | sini teg basutçı maŋa birdi rab umar men tilese tilek birge tip | Rabbim bana senin gibi bir yardımcı verdi; isterse, onun diğer dileklerimi de vereceğini umarım. |
5613 | bayat birsü arzu tilekiŋ tükel tükel kıldıŋ arzum aya edgü fal | Sen benim bütün arzularımı yerine getirdin; ey iyi talih, Tanrı senin de bütün arzu ve dileklerini yerine getirsin. |
5614 | bu künde naru sen bagırsaklıkın basut kıl maŋa sen ay köŋli yakın | Bugünden sonra da sen sadâkatle bana yardımda devam et, ey gönülü bana yakın olan insan. |
5615 | büter men saŋa çın manur özüm sözüŋ örtme minde ay körlüg yüzüm | Ben sana inanıyor ve gerçekten itimat ediyorum; ne düşündüğünü bana açıkça söyle, ey güzel yüzlüm. |
5616 | maŋa kün negü teg yarumış künüm seniŋde körür men men emdi münüm | Sen benim parlak güneşimsin; ben şimdi kusurlarımı senin sayende görüyorum. |
5617 | idi yakşı sözler köŋül bulmış er köŋül til birikip yakın bolmış er | Gönül sahibi, düşüncesi ve sözü bir olan dost insan çok iyi söylemiştir. |
5618 | köŋül kimke bütse anı küzŋü tut özüŋ körge sen tip anı utru tut | Gönülün tamamen inandığı kimseyi kendine ayna edin; kendini görebilmek için onu dâima karşında bulundur. |
5619 | bagırsak kişi özke küzŋü bolur aŋar baksa kılk yaŋnı tüzgü bolur | İçten bağlı olan kimse insana ayna olur; insan ona bakarak, tabiat ve tavrını düzeltebilir. |
5620 | kimiŋ köŋli kimke bakın bolsa çın aŋar bütgü özke yakın bolsa çın | Bir kimse birine içten bağlı olur ve gerçekten yakınlık gösterirse, ona itimat edilmelidir. |
5621 | bütülmiş kişike ayıtgu sözüg bütülmiş kişi aysa tutgu sözüg | Sözü itimat edilen kimseye sormalı ve böyle bir kimsenin de sözünü tutmalıdır. |
5622 | eşitti kör ögdülmiş ilig sözin sevindi ilel tip yanıttı közin | Öğdülmiş hükümdarın sözlerini işitti, yüzü güldü ve sevinerek "baş üstüne!" dedi. |
5623 | sözin kesti ilig özi amrulup kopup çıktı ögdülmiş andın turup | Hükümdar müsterih olarak, sözünü bitirdi; Öğdülmiş kalkıp, huzurdan çıktı. |
5624 | ilig anda naru kör inçlik kodup ilin itti tüzdi köp emgek yüdüp | Hükümdar bundan sonra rahatını bırakıp, çok zahmet yüklenerek, ilini tanzim etti ve düzeltti. |
5625 | isizig yırattı kör edgüg kamug öziŋe yakın kıldı birdi yolug | Kötüleri kendisinden uzaklaştırdı, bütün iyileri de etrafına topladı ve onlara çalışma imkânları verdi. |
5626 | tüzüldi budun hem süzüldi ili tınıp inçke tegdi yıl ay kün tili | Memleketi duruldu ve halkı da düzene girdi; halkın şikâyeti kesildi ve uzun bir müddet için huzura kavuştu. |
5627 | tatıdı tiriglik il asgı bile erejin avındı sevincin küle | Memleketin refahı sayesinde hayatın zevki arttı; hak sevinçle ve gülerek, günlerini huzur içinde geçirdi. |
5628 | ilig me agırladı ögdülmişig inandı aŋar birdi barça işig | Hükümdar Öğdülmiş'i de takdir etti ve ona itimat ederek, bütün işleri eline bıraktı. |
5629 | yorıdı bir anca bu ögdülmişe irildi sakınç kadgu birle bışa | Öğdülmiş bir müddet böyle devam etti; fakat endişe, kaygı içinde kıvranıyor ve kendisini günahkâr addediyordu. |
5630 | öziŋe baka kördi kılkın işin tiriglik yigitlik yava kılmışın | Kendine dikkat etti, hâl ve tavrına baktı; hayatını ve gençliğini sosuna geçirmiş olduğunu gördü. |
5631 | açıldı yarup köŋli kögsi közi arıtmak tiledi bu köŋli tözi | Gönülü, kalp gözü parlayarak açıldı; gönlünün tamamiyle temizlenmesini arzu etti. |
Yûsuf Has Hâcib tarafından XI. yüzyılda yazılmış, Türk dilinin, edebiyatının ve kültür tarihinin en önemli kaynaklarından.
cihâd etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
cihâd etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
LXXII. ÖĞDÜLMİŞ HÜKÜMDARA MEMLEKETİ TANZİM ETME USÛLÜNÜ SÖYLER [ÖGDÜLMİŞ İLİGKE İL İTGÜ TÖRÜSİN AYUR]
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Popüler Başlıklar
-
BİSMİ'LLAHİ‘R-RAHMANİ'R-RAHİM Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi ...
-
Mısra (Kutadgu Bilig) Tercüme (Türkiye Türkçesi) ...
-
No Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi 955 ilig bir kün ay toldını ündedi orun birdi oldur tiyü imledi Hükümdar bir gün Ay...
C - BÂBLARIN FİHRİSTİ [FİHRİSTU’L-EBVAB]
Kutadgu Bilig Tercüme (Türkiye Türkçesi) 1. bab: tengri ‘azze ve cellening ögdisin ayur 01. bâb: Tanrı azze ve cellenin medhin...