2828 Öğdülmiş cevap verdi ve : — Ey hükümdar, bu işe mükemmel ve temiz ruhlu bir insan lâzımdır — dedi —
2829 İnsanlar arasında doğru, dürüst ve seçkin bir kimse bulmalı ve yemek içmek işini onun eline bırakmalıdır.
2830 Bu iş için çok dürüst ve doğru bir insan ara; o şefkatli, işine gönülden bağlı ve haya sahibi bir kimse olmalıdır.
2831 İçten bağlı olan hizmetkâr, doğru ve dürüst insan tenini, canını ve başını beyine feda eder.
2832 Bey için her türlü tehlike boğazdan gelir; aşçı işini yaparken, onu kim sevk ve idare eder.
2833 Beyler her yerde kendilerini gözetmelidirler; yemek-içmekte ise, bilhassa ihtiyat gözünü açmalıdırlar.
2834 Halkın başında bulunan kimsenin bir çok düşmanı olur; kimin düşmanı varsa, ona karşı ağ hazırlanmış demektir.
2835 Aşçı güvenilir, doğru ve olgun bir kimse olmazsa, yemek-içmekte beylerin durumu tehlikeye girer.
2836 Bu iş için çok eski ve emektar bir hizmetkâr lâzımdır ki, beyi esirgeyerek, yemeği zevkle ve vaktında hazırlasın.
2837 İhsanını esirgemeyen bey hizmeti uzun ve emeği çok olan kimseye güvenebilir.
2838 Zekâsı bu vasıfları hâiz olan, insanların iyisi ne der, dinle.
2839 Hangi işe çok emek sarfedilmiş ise, insan onu sever ve onu her şeyden tutar.
2840 insan ömrünü hangi şeye sarfederse, o şey sevimli can kadar kıymetli olur.
2841 Ömür aziz değil, emek azizdir; bu emeğe sarfedilmeyen hayata yazıktır.
2842 Hayat gider, insan buna acıdığını itiraf etmez; emek boşa giderse, bunun acısı uzun seneler unutulmaz.
2843 Aşçı-başının gözü çok tok ve gönlü zengin olmalı; temiz olduğu gibi, yüzü ve kıyafeti de ay gibi parlamalıdır.
2844 Takva sahibi, din ve şeriatı tanır bir insan olmalıdır; böyle insandan doğruluk gelir,
2845 Beylerin kendileri ve onları vücûda getiren dört unsur temizdir; yemek temiz olmazsa, onu nasıl iştihâ ile yiyebilirler.
2846 Aşçı temiz olursa, temiz yemek verir; yemek temiz olursa, seve-seve yenilir.
2847 Aç gözlü kimse yemeğe karşı haris davranır, yemeğe elini sokar ve onu berbat eder.
2848 Aç gözlü adam çiğ tavırlı olur; çiğ tavırlı olmak insana yakışmayan bir hastalıktır.
2849 Ne kadar güvenilir, doğru ve dürüst bir insan bulsan bile, bil ki, senin için en güvenilir ve doğru kimse yine kendinsin.
2850 Bütün doğru ve olgun insanlara güvenmeli; fakat insan daha çok kendi-kendisini korumalı ve başını gözetmelidir.
2851 Buna benzer şöyle bir söz vardır; ey iyi insan, bu sözü unutma.
2852 Her kese güven, fakat kendini gözet; sana karşı şefkatli olan, senin kendi gözündür.
2853 Her şeyden daha fazla bu canın azizdir; azız canı koru ve sözü uzatma.
2854 Onun yüzü, kıyafeti güzel, tavrı iyi, saçı-sakalı düzgün, yakışıklı ve özü-sözü bir olmalıdır.
2855 Böyle güzel bir kimse göze temiz görünür; yemek temiz olmazsa, insanın boğazında kalır.
2856 Tanrı temizliği sever, temizlik ile insan iyi ad kazanır.
2857 Temizliği bütün insanlar ister; yemek temiz olursa, insan ona arzu duyar.
2858 Temiz olmayan kimseyi yemekten uzak tutmalı; temiz olmayan insanın işi de temiz değildir.
2859 Âşçı-başı doğru, dürüst ve itimat edilir bir kimse olmalıdır; doğru olmayan insan gidişini düzeltemez.
2860 Eğer aşçı-başı eğri olursa, onun bütün yamakları da eğri olur.
2861 Bu ham insan sürüsü, yemek hırsızları, mutbahta toplanırsa, beyin safrası nasıl güzel olur.
2862 İnsana doğruluk ve iyi hareket lâzımdır; insan bunlar ile arzu ettiği sevinci bulur.
2863 Doğru hareketli insan ne der, dinle; doğru hareket eden insan dünyanın bütün nimetlerine nail olur.
2864 Doğru insan nerede olursa-olsun, onun günü kutlu olur; doğru hareket eden insanın gündüzü geceye dönmez.
2865 Hıyanet nereye ayak basarsa, faydalı olan her şey oradan çok uzaklara kaçar.
2865 Hıyanet eden adam bir yere el attımı, deniz bile olsa, kurutur.
2867 Aşçı-başı sâdık olmalı ve beyini çok sevmeli; nefsine hâkim ve haya sahibi bir kimse olmalıdır.
2868 Aşçı-başı akıllı ve bilgili olmalı; yemek vakti gelince, elini çabuk tutmalıdır.
2869 Usûl ve erkânı dâiresinde hareket ile hizmet etmeli ve girip-çıkarken, dâima önüne bakmalıdır.
2870 Aklını kullanarak, kendisini gözetmeli; bilgisini kullanarak, gözüne olmalıdır.
2871 İyi ad dileyerek, beye vefalı olmalı; bu iyi ad ile onun adı da ebedîleşmiş olur.
2872 Akıllı insanlar iyi ad isterler; bilgili insanlar itimâda lâyık olurlar.
2873 Akıllı insandan İnsanlık gelir; bilgili kimse insanların insanı olur.
2874 Akıllı insan ne der, dinle; insanların başı akıllı insandır.
2875 Akıllı, vefalı kimse insanların asilidir; o başkaları için her vakit kendisini feda edebilir.
2876 Temiz olmayan, cefakâr ve küstah kimse, söz vermiş olsa dahi, sözünden döner.
2877 Ey hükümdar, 1Şte söyledim; aşçıbaşı olacak insan böyle olmalıdır.
2878 Böyle bir kimse sofra ve kapları idare eder ve beyi de, ondan şüphe etmeden, yemeğini yiyebilir.
2879 Ey hükümdar, benim bildiğim bunlardır; hatırıma gelenleri işte arzettim.
HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ
2880 Hükümdar : — Bunu dinledim ve anladım — dedi — bir sözüm daha var, onu da soyleyiver.
2881 Şimdi bana içkici-başını anlat; içki işine bakan insan nasıl olmalıdır ki,
2882 Bey ona inansın ve iç huzuru ile onu doğru bilerek, elinden içki içsin.
2829 İnsanlar arasında doğru, dürüst ve seçkin bir kimse bulmalı ve yemek içmek işini onun eline bırakmalıdır.
2830 Bu iş için çok dürüst ve doğru bir insan ara; o şefkatli, işine gönülden bağlı ve haya sahibi bir kimse olmalıdır.
2831 İçten bağlı olan hizmetkâr, doğru ve dürüst insan tenini, canını ve başını beyine feda eder.
2832 Bey için her türlü tehlike boğazdan gelir; aşçı işini yaparken, onu kim sevk ve idare eder.
2833 Beyler her yerde kendilerini gözetmelidirler; yemek-içmekte ise, bilhassa ihtiyat gözünü açmalıdırlar.
2834 Halkın başında bulunan kimsenin bir çok düşmanı olur; kimin düşmanı varsa, ona karşı ağ hazırlanmış demektir.
2835 Aşçı güvenilir, doğru ve olgun bir kimse olmazsa, yemek-içmekte beylerin durumu tehlikeye girer.
2836 Bu iş için çok eski ve emektar bir hizmetkâr lâzımdır ki, beyi esirgeyerek, yemeği zevkle ve vaktında hazırlasın.
2837 İhsanını esirgemeyen bey hizmeti uzun ve emeği çok olan kimseye güvenebilir.
2838 Zekâsı bu vasıfları hâiz olan, insanların iyisi ne der, dinle.
2839 Hangi işe çok emek sarfedilmiş ise, insan onu sever ve onu her şeyden tutar.
2840 insan ömrünü hangi şeye sarfederse, o şey sevimli can kadar kıymetli olur.
2841 Ömür aziz değil, emek azizdir; bu emeğe sarfedilmeyen hayata yazıktır.
2842 Hayat gider, insan buna acıdığını itiraf etmez; emek boşa giderse, bunun acısı uzun seneler unutulmaz.
2843 Aşçı-başının gözü çok tok ve gönlü zengin olmalı; temiz olduğu gibi, yüzü ve kıyafeti de ay gibi parlamalıdır.
2844 Takva sahibi, din ve şeriatı tanır bir insan olmalıdır; böyle insandan doğruluk gelir,
2845 Beylerin kendileri ve onları vücûda getiren dört unsur temizdir; yemek temiz olmazsa, onu nasıl iştihâ ile yiyebilirler.
2846 Aşçı temiz olursa, temiz yemek verir; yemek temiz olursa, seve-seve yenilir.
2847 Aç gözlü kimse yemeğe karşı haris davranır, yemeğe elini sokar ve onu berbat eder.
2848 Aç gözlü adam çiğ tavırlı olur; çiğ tavırlı olmak insana yakışmayan bir hastalıktır.
2849 Ne kadar güvenilir, doğru ve dürüst bir insan bulsan bile, bil ki, senin için en güvenilir ve doğru kimse yine kendinsin.
2850 Bütün doğru ve olgun insanlara güvenmeli; fakat insan daha çok kendi-kendisini korumalı ve başını gözetmelidir.
2851 Buna benzer şöyle bir söz vardır; ey iyi insan, bu sözü unutma.
2852 Her kese güven, fakat kendini gözet; sana karşı şefkatli olan, senin kendi gözündür.
2853 Her şeyden daha fazla bu canın azizdir; azız canı koru ve sözü uzatma.
2854 Onun yüzü, kıyafeti güzel, tavrı iyi, saçı-sakalı düzgün, yakışıklı ve özü-sözü bir olmalıdır.
2855 Böyle güzel bir kimse göze temiz görünür; yemek temiz olmazsa, insanın boğazında kalır.
2856 Tanrı temizliği sever, temizlik ile insan iyi ad kazanır.
2857 Temizliği bütün insanlar ister; yemek temiz olursa, insan ona arzu duyar.
2858 Temiz olmayan kimseyi yemekten uzak tutmalı; temiz olmayan insanın işi de temiz değildir.
2859 Âşçı-başı doğru, dürüst ve itimat edilir bir kimse olmalıdır; doğru olmayan insan gidişini düzeltemez.
2860 Eğer aşçı-başı eğri olursa, onun bütün yamakları da eğri olur.
2861 Bu ham insan sürüsü, yemek hırsızları, mutbahta toplanırsa, beyin safrası nasıl güzel olur.
2862 İnsana doğruluk ve iyi hareket lâzımdır; insan bunlar ile arzu ettiği sevinci bulur.
2863 Doğru hareketli insan ne der, dinle; doğru hareket eden insan dünyanın bütün nimetlerine nail olur.
2864 Doğru insan nerede olursa-olsun, onun günü kutlu olur; doğru hareket eden insanın gündüzü geceye dönmez.
2865 Hıyanet nereye ayak basarsa, faydalı olan her şey oradan çok uzaklara kaçar.
2865 Hıyanet eden adam bir yere el attımı, deniz bile olsa, kurutur.
2867 Aşçı-başı sâdık olmalı ve beyini çok sevmeli; nefsine hâkim ve haya sahibi bir kimse olmalıdır.
2868 Aşçı-başı akıllı ve bilgili olmalı; yemek vakti gelince, elini çabuk tutmalıdır.
2869 Usûl ve erkânı dâiresinde hareket ile hizmet etmeli ve girip-çıkarken, dâima önüne bakmalıdır.
2870 Aklını kullanarak, kendisini gözetmeli; bilgisini kullanarak, gözüne olmalıdır.
2871 İyi ad dileyerek, beye vefalı olmalı; bu iyi ad ile onun adı da ebedîleşmiş olur.
2872 Akıllı insanlar iyi ad isterler; bilgili insanlar itimâda lâyık olurlar.
2873 Akıllı insandan İnsanlık gelir; bilgili kimse insanların insanı olur.
2874 Akıllı insan ne der, dinle; insanların başı akıllı insandır.
2875 Akıllı, vefalı kimse insanların asilidir; o başkaları için her vakit kendisini feda edebilir.
2876 Temiz olmayan, cefakâr ve küstah kimse, söz vermiş olsa dahi, sözünden döner.
2877 Ey hükümdar, 1Şte söyledim; aşçıbaşı olacak insan böyle olmalıdır.
2878 Böyle bir kimse sofra ve kapları idare eder ve beyi de, ondan şüphe etmeden, yemeğini yiyebilir.
2879 Ey hükümdar, benim bildiğim bunlardır; hatırıma gelenleri işte arzettim.
HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ
2880 Hükümdar : — Bunu dinledim ve anladım — dedi — bir sözüm daha var, onu da soyleyiver.
2881 Şimdi bana içkici-başını anlat; içki işine bakan insan nasıl olmalıdır ki,
2882 Bey ona inansın ve iç huzuru ile onu doğru bilerek, elinden içki içsin.
Yorumlar
Yorum Gönder