Ana içeriğe atla

XXXVIII. ÖĞDÜLMİŞ HÜKÜMDARA HİZMETKÂRLARIN BEYLER ÜZERİNDEKİ HAKLARININ NELER OLDUĞUNU SÖYLER

2957    Öğdülmiş dedi: — Beyler üzerinde hizmetkârın, daha hizmete başlamadan evvel, bir alacağı vardır.
2958    Ona ilk önce yiyecek ve içecek vermek ve onun hizmet esbabını hazır: lamak lâzımdır.
2959    Hizmet etmek zahmetli ve ağır bir iştir; beyler bunu takdir ederlerse, hizmetkâr daha çok gayret eder.
2960    Hizmet eden insan tenini ve canını feda eder; kulluk eden beyini memnun etmek ister.
2961    Onlar sıcakta, soğukta, aç, tok, yaya ve çıplak hâlde, kılıç, balta ve ok darbelerine mâruz kalırlar; ey hükümdar, bunu bil.
2962    Onlar öne, arkaya, sağa ve sola giderler; oralarda beylerini huzura kavuşturmak için, zahmet çekerler.
2963    Onlar düşmana karşı ön safta bir silâh vazifesi görürler; beyin yaşaması için kendilerini ölüme atarlar.
2964    Bu şekilde beyinin huzurunu diler ve geceyi gündüze katarak, zahmet çekerler.
2965    Bu hizmetleri için bey onların hakkını ödemeli; onlara şefkatle muamele etmelidir.
2966    Halk arasında seçkin ve insanların doğrusu olan Üç-Ordu hanı ne der, dinle.
2967    Ey halkın büyüğü ve bey olan kimse, hizmetkâr kullarına iyi muamele et ve onları yükselt.
2968    Beyler hâkimiyetlerini hizmetkârlar vâsıtası ile elde ederler; hükümdar hizmetkârlar ile memleketini düzene koyar.
2969    Beyin aslı ne kadar ulu ve kendisi ne kadar büyük olursa-olsun, onun adı hizmetkârları ile yükselir.
2970    Ey hükümdar, insanlık— mürüvvettir; mürüvvet— insan için, bir tarikattır.
2971    Mürüvvet ve tarikat, hiç şüphesiz, insanın emeğini takdir ile hakkını vermektir.
2972    Hizmetkâr kapıda ümit ile hizmet eder; bey onun umduğunu vermezse, mürüvvet gider.
2973    Beyler hizmetkârın nasıl olduğuna ve işe yarayıp-yaramadığma her vakit dikkat etmelidirler.
2974    işe yaradığı nisbette ona ihsanda bulunmak ve hizmeti nisbetinde onun hakkını ödemek lâzımdır.
2975    Ey hükümdar, insan hayvandan daha aşağı bir mahlûk değildir; bunu kıyâs tutarsan, iş ölçüsüne göre olur.
2976    insan önce hayvanın karnını doyurur; sonra bu insan ondan istifâde eder.
2977    Beyler ihsanda bulunur ve iyi sözle onu takdir ederlerse, hizmetkâr beyine kendisini feda eder.
2978    Hizmetkâr böylece onu sever, ona candan bağlanır; beyinin huzûrunu temin için, kendisi zahmet çeker.
2979    Zeki bir insan buna benzer bir söz söylemiştir; insan bilgi ile etrafına hâkim olur.
2980    insan, iyiliğe karşılık, aziz canını verir; bir iyiliğe karşı on iyilik yapar.
2981    Menfaati olursa, insan kendisini kul yapar; başkasının kölesi olur ve zahmete katlanır
2982    Ona, hizmetine göre, bol ihsanlarda bulunmalı; çıplak ise, giydirmeli; aç ise, doyurmalıdır.
2983    Ey devletli hükümdar, eğer kuldan fakir adını kaldıramazsa, o nasıl bir bey olur?
2984    İhtiyarlar ne derler, dinle; onların sözü gençlerin gözüdür.
2985    Bir kimsenin bir insan parçasına emeği geçerse, o buna karşılık ona insanlık yapar.
2986    însan emeğini takdir etmeyen kimseye insan dememelidir; o hayvana benzer.
2987    Hizmette bulunan kimseler iki türlü olur; biri — hür, biri — kul.
2988    Kul kendi ihtiyarı dışında hizmet eder; işi görmezse, beyden dayak yer.
2989    Hür insana bak, o kendisini kul edip, hizmet eder; onun hizmetini takdir etmek ve emeğini karşılamak lâzımdır.
2990    Hür ve serbest insanlar hep iyiliğin kuludurlar; bunlara her vakit iyilik yolunu açık bulundurmalıdır.
2991    Hür insanı kul ile bir tutmak olmaz; hür insana hür muamelesi yap, kulu da kul gibi kullan.
2992    Beylerin kapısı huzur kapısıdır; huzur kapısına kapılanmak, kendi menfaati icâbıdır.
2993    Hizmetkâr zenginleşirse, bey nâm kazanır ve bu nâmı duâ ile ebedî kalır.
2994    Ey hükümdar, hizmetkâr ile bey arasındaki münâsebet, gerçekten, tam bir alıcı-satıcı münasebeti gibidir.
2995    Satıcı mal verir ve bu ona sermâye olur; alıcı da bunu alır ve bunu memleketten-memlekete dolaştırır.
2996    Yıl, ay ve günler geçince, kâr birikir; tekrar karşılaşırlar ve her biri kendi kârını alır.
2997    işte bunun- gibi, hizmetkârın işi de beyi ile ortak hesaba bağlıdır.
2998    Bey kula mal verir ve iyi sözle onu teşvik eder; hizmetkâr ise, kendi vücûdu ile ona hizmet eder.
2999    Hizmetkâr canını feda ederek, kılıç sallar; bunun kârı, şüphesiz, ildeki memleket ve şehirlerdir.
3000    Düşmanın başını ezer ve hazine toplar; dilek, arzu ve nîmet birbiri ardınca gelir.
3001    Bunların hepsi gelir ve kâr gibidir, ey beyim, kâr getiren hoş tutulmalıdır.
3002    Tüccar-başı, kendi kârı uğurunda dünyayı dolaşan insan, ne der, dinle.
3003    Faydalı olan kimse, kul bile olsa, oğuldan daha yakındır; faydasız oğulu düşman bil ve ondan sakın.
3004    Bütün uğraşan insanlar menfaatleri uğrunda koşarlar; bir menfaati olmasa idi, avcı evinde ihtiyarlayıp giderdi.
3005    Asker beylerin kanat tüyüdür; ey beyler-beyi, kanatsız kuş uçamaz.
3006    Beylerin kuvvet ve kudreti asker ile belli olur; beyler asker ile düğümleri çözerler.
3007    Hangi beyin etrafında cesur asker toplanırsa, o dünyaya sâhip-kıran bir bey olur.
3008    Hangi beyde bütün faziletler birleşirse, bütün istedikleri şeyler onun etrafında toplanır.
3009    Dünya hâkimine binlerce fazilet lâzımdır; dünya hâkimi bu faziletler ile cihanı elde eder.
3010    Ey oğul fazileti kıymetsiz sayma, öğren; bu faziletin tabiatı ak kuşa benzer.
3011    Bu faziletin saadeti ak kuşunki gibidir; haydi, sen fazilete kuş adını ver.
3012    Dünyayı ihtiyarlatmış, çok yaşamış, ak saçlı insan ne der, dinle.
3013    Bilgi ve fazilet öğren, ona hürmet et; bu fazilet sonra sana da hürmet te'min eder.
3014    Bilgi edin, anlayış sahibi ol, vaktini boş geçirme; vakti gelince, o sana iyilik getirir.

HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ

3015    Hükümdar bu sözleri dinledi, sevindi ve: — Ey akıllı, ey nesebi temiz — dedi —
3016    İnsanlığın temelini çok iyi tesbit ettin; gerçekten vefalı insanların yolu budur.
3017    Ben kendim halk üzerine hâkim oldum; her şeye muktedir oldum ve sözüm her yerde geçer oldu.
3018    Şimdi ne bu beyliğe nail olduğum ve ne de bu hayatta kendi huzurumu dilediğim için öğünüyorum.
3019    Asıl dileğim şudur : bana gelen kimse zenginleşsin, benim sayemde kudret ve nüfuzu artsın.
3020    Bu beylerin sevinci yarının kârıdır; buna karşılık hayır-duâ ve iyi adla zikredilmem bana yeter.
3021    Bütün bu hazineyi, bu bir çok altın, gümüşü askere dağıtmak için biriktirdim.
3022    İyi nâm kazanmak arzusu ile, bunları başkalarına veriyorum; çok duâ kazanayım ve Tanrı adımı dünyaya yaysın.
3023    Dileğim şudur: bana hizmet edenler ve bundan sonra yaşayacak olan hizmetkârlarım sıkıntı çekmesinler.
3024    Ben göçüp giderim, bu halk kalır; o zaman beni diıâ ile anmalarını isterim.

ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI

3025    Öğdülmiş cevap verdi ve:— Hükümdar bu işi akıl ve bilgi ile çok ıyi kavradı — dedi —
3026    Ölen insan için, kendisinden sonra iyi adının Jcalmasından daha başka ne olabilir.
3027    Bu dünyayı isteyen insan gümüş dağıtmalıdır; ukbâ isteyen için de kurtuluş yolu budur.
3028    Ey hükümdar, altın ve gümüş dağıt; hangi memleketi istersen, oraya hâkim olursun.
3029    Hâkim bey ne der, dinle; bu devler işinin temelini o atmıştır.
3030    Beyler mal dağıtmalı ve çok asker tutmalıdır; ne zaman isterse, düşmanının memleketini ele geçirir.
3031    Hazine neye gerek, çok asker lâzım; beyin zenginliğine lüzum yok, halk tok olmalıdır.
3032    Asker bulundukça, beylerde memleket eksik olmaz; asker olmasa, bey memleketine uzun müddet hâkim kalamaz.
3033    Asker beyden memnun oidumu, bey hangi memleketi isterse, onu elinde bulur.
3034    Dünya beylerinin eli açık olursa, onlar her iki dünyada baş-köşeye otururlar.
3035    Bilgili ne der, dinle; hasis bir bey memleketine hâkim olamaz.
3036    Bu iki şey birbirine zıddır, onlar birbirlerinden kaçarlar; insan hasise yanaşmaz, cömerde sıkıca yapışır.
3037    Bütün faziletli insanlar hasisten kaçarlar ve cömerdin etrafında toplanarak, dilek ve arzularına kavuşurlar.
3038    Hasislik ile beylik birbirine düşmandır; hasise karşı her yerde isyanedilir.
3039    Memleketi ayakta tutan daha iki şey vardır : biri — som altın, biri de — kılıçtır.
3040    Memleketi cömerdlikle muhafaza etmelidir; ey hükümdar, bey cömerdlikle büyür.
3041    Cesur, kahraman adam, yıldırım gibi kılıç sallarsa, azılı muhariplerin damarı patlar.
3042    Altın vere-vere eli nasır tutan beyler memleketi kılıç kullanmadan, söz ile idare ederler.
3043    Memleketi şu iki şey ile tanzim etmeli; ey hükümdar, insan bu iki şey ile büyür.
3044    Çatılan yüzleri som altın güldürür, bozulmuş işlen som altın yoluna koyar.
3045    Kılıç nerede ise, gümüş oradadır; gümüş nerede ise, kılıç oraya yönelir.
3046    Ey hükümdar, gümüş saç, yiğit kimseler toplansın; kendin için gümüş toplarsan, etrafındaki kılıçlı yiğitler dağılır.
3047    Kılıçlı, cesur yiğit, bak, gümüşe rehindir; toplanmış som altın kılıca feda olsun.
3048    Hasis bey mal toplar ve hazine yapar, cömert bey bunu kılıç ile vuravura alır.
3049    Bu dünyada böyle âdet olmuştur: hasise söğerler, cömerdi öğerler.
3050    Öğdülmiş sözünü bitirdi, yer öptü; hükümdara duâ etti ve Tanrıyı öğdü.

HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI

3051    Hükümdar bu sözleri dinledi ve sevindi; ellerini kaldırarak, Tanrı'ya duâ etti.
3052    Sonra dedi: — Ey inandığım, merhametli rabbim; ey müşkül anlarda sığındığım rabbim.
3053    Benim senden başka istinatgahım yoktur; güvendiğim bizzat sensin, ümidim sendedir.
3054    Bana yapmadığın hangi iyilik var; yerine getirmediğin hangi arzum kaldı.
3055    Ey ebedî ve ganî Tanrım, doğrusunu söylüyorum, benim bu âciz varlığım sana nasıl lâyıkı ile kulluk edebilir.
3056    Sana niyaz ederim, yardımın ve kudretin ile doğru yola yönelt, bana destek ol.
3057    Bütün bu iyilikler arasında en iyisi, şimdi ruhumu doyuran bu Öğdülmiş'tir.
3058    Onu sen bana ihsan ettin; bunun için sana yüz bin defa şükür ederim.
3059    Benim işim uğrunda tenini, canını feda ediyor ve bu fâni hayatımda bana çok duâ kazandırıyor.
3060    Şimdi bana kuvvet ver, onun hakkını ödeyeyim; memnun olsun ve bana kalpten bağlansın.
3061    Hükümdar yine söyle dedi: — Ey öğdülmiş, akıllı ve bilgili her kes seni medhetmiştir.
3062    Akıllı biri lâzım olursa, sen aklın kendisisin; bilgili biri lâzım olursa, sen bilginin kendisisin.
3063    Güvenilir, içten bağlı doğru ve temizsin; senin bütün hareketlerin dâima doğruluk yolunda olmuştur.
3064    Hizmet ettin, senin hizmetin benim ihsanımı aştı; yerine getirmediğin hizmet kalmadı.
3065    Benden şimdi iyi bir karşılık görmelisin; sana hakkını ödeyeyim, sen hayatını ona göre tanzim et.
3066    Benim gönlüm senden nasıl hoşnut ise, ey oğul, Tanrı seni de öyle sevindirsin.
3067    Hükümdar sözünü bitirdi ve bir müddet sustu, durdu; hizmetkârı yer öptü ve ayağa kalktı.
3068    Oradan memnun ve mesrur olarak çıktı; bir az sonra atına binip, evine döndü.
3069    Yine sadâkatle, sabah-akşam hizmet etti; hizmeti takdir edildi ve saadet kapıları açıldı.
3070    Felek dönüp, kudreti artınca, aklı derlenip toplandı, bilgisi derinleşti.
3071    Saadete eren ve bu suretle memlekete adını yayan ve şöhreti bulunan insan ne der, dinle.
3072    Kime saadet gelip, onunla uyuşursa, onun başını yükselterek, göğe erdirir.
3073    Saadet gelir ve servet toplanırsa, insanın gönülü huzura kavuşur, yüzü sevinçle parlar.
3074    Kır saçlı sana buna benzer bir söz söylemiştir; ey kahraman yiğit, bu sözü iyice dinle.
3075    Kim devlete ererse, onun kudreti artar; bütün eğrisi — doğru, her söylediği — hikmetin tâ kendisi olur.
3076    Dünya feylesufu ne kadar natuk olursa-olsun, serveti yoksa, dili kösteklidir.
3077    Dünyanın âdeti böyledir; dönek dünya ve devletin adı böyle çıkmıştır.
3078    Eğer o kötü birine teveccüh ederse, o kimse şeref kazanır; eğer küçüğe bakarsa, o büyüklük bulur.
3079    Bu devlet kime nasip olursa, onun içini-dışmı düzeltir ve her şeyini tanzim eder.
3080    Devlet kime gelirse, bütün istenilen şeyleri beraber getirir; o insan dünyada meşhur olur, adı her tarafa yayılır.
3081    Eğer giderse, bu getirdiklerini de beraber götürür; yükselttiği başı tekrar kara toprağa indirir.
3082    Ey akıl ve gönül sahihi, anlayışlı ve uyanık olan insan, bu dünyaya hiç gönül verme, onun beklenmedik yerlerde sana zararı dokunur.
3083    Bu karanlık zulmet yeri neye gerek, durulmuş ebedî ülke için önceden hazırlan.
3084    Bu dünya bir zindandır, ona gönül bağlama; sen yüsek saray ve ülke iste, huzur ve sükûna kavuş.
3085    Gönülü durulmuş ve her işinde gönülü dürüst olan insan ne der, dinle.
3086    Ey himmet sahibi, güzel bir dünya iste; güzel olanı isteyen insanın saadeti eksiksiz olur.
3087    Bu fâni dünyayı bırak, ukbâyı dile; sen dünyayı bırakmazsan, o seni bırakır.
3088    Bu dünya cefakârdır, sen de ona cefâ et; ona ne kadar cefâ edersen, o da sana o kadar râm olur.
3089    Ey yoldan azmış, başı dönmüş adam, bu dünyaya hiç gönül verme, onun dibi bataklıktır.
3090    Bataklığa giren dibe batar, oradan kimse bir daha çıkamaz; orada sevinç arama.
3091    Kendini yukarı çek, bataklıktan kurtul; ibâdet ile kulluk vazifelerini yerine getir.
3092    Bugün tekrar ona dön, senin dileğini o verecektir; artık aksini söyle, başkaca söylenecek söz kalmadı.
3093    Bundan sonra hükümdar gönlünü doğrulttu; halka iyi kanunlar vaz'etmekte devam etti.
3094    Halk huzura kavuştu, zayıflar kuvvetlendi; onu sevenler yükseldi, düşmanları zayıfladı.
3095    Gününü sevinç içinde güvençle geçirdi; adı, şöhreti ve nâmı dünyaya yayıldı.
3096    Bir müddet böyle yaşadı ve böyle hareket etti; kurt ile kuzu müsavi oldu.

HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ

3097    Hükümdar bir gün yalnız otururken, Öğdülmiş'i yanına çağırttı; günlerin nasıl geçtiğini ve işleri sordu. —
3098    Ey Öğdülmiş, söyle, gün ve aylar nasıl geçiyor; memlekette yoksul mu çoğaldı, yoksa zenginmi.
3099    Memleket içinde kötü, uygunsuz neler var; bana halkın vaziyetini anlat, benden bir şey gizleme.
3100    Halk arasında ne gibi sözler dolaşıyor, öğenleri mi daha çok, yoksa, zammedenleri mi.
3101    Kusurummu daha çok, yoksa fazîletimmi; bana söyle, ben de ona göre tedbirler alayım.

ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI

3102    Öğdülmiş cevap verdi ve: — Ey hükümdar, memlekette herkes arzu ettiği şeyleri bulmaktadır — dedi —
3103    Hükümdarın devleti sayesinde dünya düzeldi; keder kısa ve sevinçler uzun oldu.
3104    Halk zenginleşti ve huzura kavuştu; memleket ve şehirler süslendi, gönüller ferahladı.
3105    Halk günlerini huzur içinde, gecelerini de hep sevinç içinde geçiriyor.
3106    Her kesin dilinde medih ve senan dolaşıyor, nefes alan her canlı durmadan sana duâ ediyor.
3107    Kanun su gibidir; zulüm ise, ateş gibi her şeyi mahveder; sen berrak su akıttın ve ateş söndü.
3108    Kanunu doğru tatbik ettin, dünya düzene girdi; hiç kimse memlekette artık bir zorbaya rastlamıyor.
3109    Ey hükümdar, şu üç şey zulüm ve tazyıka sebep olur; biri— beyin ihmalkârlığı ki, bundan musibet gelir.
3110    ikincisi — halkın başında bulunan insanın zayıf olması; üçüncüsü de — halkın bağrını yiyen tamahkârlıktır.
3111    Şimdi bu üçünden hiç biri sende bulunmadığından, memleketin neresinde bir zorba zuhur edebilir.
3112    Ey âdil, temiz ve halîm bey, Tanrı sana akıl, bilgi ve bir çok faziletler verdi.
3113    Her türlü iyilik için Allah sana tevfik verdi; halkın karnı tok ve sırtı pek oldu.
3114    Tanrıya şükür et, ibâdet kıl ve sevin; müsterih ol, bir az huzur ve rahat içinde yaşa.
3115    Dışarıda yanlış veya yersiz ne olursa, işte senin hizmetine koşan kulun ben varım.
3116    Hükümdar şükür etti ve çok sevindi; elini kaldırdı ve Tanrıya sena etti.
3117    Ey merhametli rabbim — dedi — sen büyüksün; bu zayıf kulunun memlekette itibârını yükselttin.
3118    Sen bana her türlü iyilikleri ihsan ettin; şükür etmek boynumun borcudur.
3119    Ben sana bu şükrü ne zaman hakkı ile ödeyebilirim; benim şükür borcumu sana sen öde.

HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ

3120    Hükümdar devam etti:— Ey Öğdülmişim, seni bulmam bana Tanrının bir lutfu idi.
3121    Zulme mâni olmama, adaleti yerine getirmeme ve her türlü iyiliğe sebep şimdi sen oldun.
3122    Tanrı bana bugün bütün iyilikleri ihsan etti; bir de bunlardan on misli fazla değerde olan seni verdi.
3123    Bey yalnız, tek başına ne kadar gayret ederse-etšin, kulun yardımı olmazsa, bunu uzun zaman devam ettiremez.
3124    Bey içeridedir, onun dışarıdaki gözü, sâdık kuludur; o beyin hem gözü, hem sözüdür.
3125    Sen de benim gözüm, dilim ve elimsin; ey mert yiğit, ben bu sayede iyi nâm kazandım.
3126    Dünya hâkimi ve bütün memleketleri idaresi altına almış olan hakan ne der, dinle.
3127    Beyler arayıp, sâdık bir kul bulurlarsa, onu altın ve gümüş mahfaza içinde tutmalıdırlar.
3128    Beyler doğru, dürüst ve itimat edilir bir insan bulurlarsa, kendileri huzura kavuşurlar ve hayatları saadet içinde geçer.
3129    Hizmetkârın seçkini içten bağlı olur; böyle bir hizmetkârı kim arayıp bulabilir.
3130    Dünyada seçkin ve içten bağlı kimseler bulunmasa idi; insanlık nasıl kemâle erişirdi.
3131    Bana babandan yadigâr olarak yalnız senin kalmana çok teessüf ediyorum.
3132    Senin gibi daha başka biri bulunmuş olsa idi, senden önce veya senden sonra aynı yolu takip etmiş olurdu.
3133    Ey dürüst tabiatlı, benim yanımda şimdiden teksin; seni kaybedersem, başka birini nerede bulurum.
3134    Ben senin böyle tek olmandan korkuyorum, ey kudretli insan; kâşki senin bir eşin daha bulunsa idi.
3135    Bütün bu zahmet senin üzerinde kalmazdı; ben de daha çok duâ kazanmış olurdum.
3136    Ara, akrabaların arasında senin yolunu takıp edebilecek bir kimse var mı, soruştur.

ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI

3137    Öğdülmiş cevap verdi ve : — Hükümdar sağ olsun, iş yapacak kimseler her vakit bulunur — dedi —
3138    Hükümdar her vakit rahat ve huzur içinde bulunsun; sükûn içinde bütün dilek ve arzuları yerine gelsin.
3139    Benim zahmetime karşılık hükümdarın altını var; hiç endişe etmesin ve gönülünü ferah tutsun.
3140    Ben zahmet çekiyorsam, rahat da ediyorum; huzur ile zahmet yan yana yürür.
3141    Eğer hükümdar memleket işinde faydalı ve halkın başında bulunacak bir insan istiyorsa,
3142    Bak, hikmeti ile her gün yeni bir tedbir arayan hakîm devlet adamı ne der, dinle.
3143    Ne kadar çok olursa-olsun, memleket işine yardımcılar ara; memleket böyle tanzim edilir ve büyük bey huzur içinde bütün arzularına kavuşur.
3144    Memlekette faydalı ve zeki insanlar ne kadar çok olursa, işleri bunlar görürler, bey de o kadar rahat eder.
3145    Yok değil, benim akrabalarım arasında da çok geniş bilgili böyle bir insan vardır.
3146    Kendisi her türlü fazilet ve takva sahibi olup, uyanıktır ve elinden her türlü iş gelir.
3147    Hareketi doğru ve adı Odgurmış'tır; o her türlü iyiliğe el vurmuştur.
3148    Fakat o bu dünyadan yüzünü çevirdi; kalkıp dağa çıktı, dünya endişelerini gönlünden uzaklaştırdı.
3149    Tanrıya ibâdet ederek, kendisini zahmete veriyor ve ibâdetle günah hastalığını tedavi ediyor.
3150    Onun fazileti benimkinden yüz misli fazladır; o halkın ileri geleni ve insanların seçkinidir.
3151    Benim bu akrabam burada yanımda bulunsa idi, o bize her işte bilgisi ile rehberlik ederdi.
3152    Hükümdar, altınına lüzum kalmadan, ona gönülden inanarak, dünyayı idare eder ve sevinç içindeyaşardı.

HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ

3153    Hükümdar:—Arzum ve dileğim budur — dedi— onu bulursam, her işte ona emniyet edebilirim.
3154    Bu işin çâresi ne ise, bak; ey zeki, sen onu muhakkak benim yanıma getir.
3155    Onu buraya nasıl davet edelim, onu çağırmak üzere kimi gönderelim.
3156    Mektûpmu lâzım yahut ağızdan sözmü ulaştırmak; sen nasıl münâsip görürsen, öyle yap.

ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI

3157    Öğdülmiş cevap verdi: —Hükümdarın suâline cevabım şudur — dedi —
3158    Böyle bir akrabamın bulunduğunu arzettim, fakat gelip-gelmeyeceği hakkında bir şey söyleyemem.
3159    Eğer gelirse, çok iyi, emrinize hürmet gösterdi demektir; eğer gelmezse, fermanınıza ehemmiyet vermemiş olur.
3160    Hükümdarın altını acaba ona tesir ederrñi; o doğru insan acaba beni tekdir mi eder.

HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI

3161    Hükümdar : — Ben sana bir şey sordum, sen de kendi bildiğini bana söyledin — dedi—
3162    Çağır gelirse-gelir; eğer gelmezse ve benim sözümü dinlemezse, senin ne kabahatin var.
3163    Sen onun her türlü faziletlerini öğdün, bu faziletlerinden dolayı ben onu istiyorum.
3164    Hava ve hevese düşman olduğundan, sen de bilgili ve akıllı dediğin için, onu arzuladım.
3165    insan dediğin bilgili ve akıllı insandır; onun dışındakilerin hepsi de hayvan gibidir.
3166    iş bilirse, bilgili ve akıllı insan bilir; iş yaparsa, bilgili ve akıllı insan yapar.
3167    Bu gerçekten şuna benzer; ey merd kahraman bunu dinle.
3168    Bütün kör düğümler bilgi ile çözülür; bilgi bil, anlayışlı ol, akıl ile yaşa.
3169    Bilgi ile iş gör, sözün doğru olsun; öğrenmekte devam et, bu günü boş geçirme.
3170    Bu akrabandan yalnız ben değil, sen de istifâde edeceksin ve hoşnut olacaksın.
3171    insanın akrabası varsa, yanında bulunmalı; akrabası yoksa, insan ahbap edinmelidir.
3172    Dinle, memleket hâkimi çok yerinde söylemiş; akrabaları olan kimse her keşten daha kuvvetlidir.
3173    Akrabaları olan kimsenin nâm ve şöhreti büyüktür; arkadaşları olan insanın adı ve sözü muteberdir.
3174    Akraban yoksa, arkadaş ve ahbap edin, iyi arkadaş akraba gibi olur.

ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI

3175    Öğdülmiş cevap verdi:— Ey devletli hükümdar, onu sen gerçekten arzu ediyorsan, çâresine bakayım —dedi—
3176    Hükümdar emir buyurursa, kendim gideyim; meseleyi açarak, onu buraya davet edeyim.
3177    Bilgi, akıl ve zekâmı kullanarak, türlü dil döküp, onu iknaya çalışayım.
3178    Hükümdar da kendi eli ile mektup yazsın ve o zeki insan da hükümdarın fermanını bizzat okusun.
3179    Bana itimat etsin ve bunun yalnız benim arzum olduğunu sanmasın; fermanı da duysun ve arzuya muhalefet etmesin.
3180    Ben ağızdan ne kadar söz söylesem dahi, hükümdarın fermanı, yazılı sözü başkadır.
3181    Dinle, aslı sırmalı ipek gibi temiz ve kıymetli olan ne der : —Beyin fermanı halkın gönlünü avlar.
3182    Bilgili ne kadar güzel söylemiş : — Beyin sözü kapalı gönülleri açar.
3183    Beyler kula iltifat ederlerse, kul bunu hayatı boyunca unutmaz.
3184    Eğer beyin dili yumuşak ve tatlı ise, onu, büyük-küçük, bütün halk sever.

HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E GEVABI

3185    Hükümdar:— Münâsip görüyorsan, şimdi mektubu yazayım, bu onu avlayacak bir ağ olsun — dedi —
3186    Senin gitmen lâzım ise, hazırlan; ben de bir mektup yazıp, sana vereyim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

A- (MENSUR MUKADDİME)

BİSMİ'LLAHİ‘R-RAHMANİ'R-RAHİM   1 hamd u sipas ü minnet ve öküş ögdi tengri ‘azze ve  2 celleka kim ulugluk idisi tükel kudretlig padişah turur  3 yirli kökü yaratgan kamug tınlıglarka ruzi birgen neni  4 kim tiledi erse kıldı yime neni tilese kılur yef’alü 'llahü ma ye-  5 şa' ve yahkümü ma yürid takı sansız selam ü dürud halk-  6 larda yigi yalavaçlarda ödrüntüsi ulug savcısı muhammed-i  7 mustafa öze bolsun takı ma anıng işleri aziz agırlıg şa-  8 haberler öze rizvanu 'llahi aleyhim ecma'in bu kitab yav-  9 lak aziz turur çin hukemalarınıng emsalleri birle bezen-  10 miş maçin ulemalarınıng eş’arları birle araste kılınmış tu-  11 rur bu kitabnı okıglı bu beyitlerni ma’lum kılıglı kitab-  12 din yakşı azizrak turur çin ü maçin alimleri ve hakim-  13 leri kamug ittifak boldılar kim meşrik vilayetinde kamug  14 türkistan illerinde bugra han tilinçe

B- (MANZUM MUKADDİME)

1 ugan bir bayat ol kamugda oza öküş hamd u ögdi angar ok sera 2 ulugluk idisi ugan zü 'l-celal yaratgan törütgen me kadir kemal 3 ay yir kök idisi halayık bile ruzinı anutmış yigil sen küle 4 sakışsız birigli kamugka ruzi yitürür kamugnı ma yimez özi  5 açın kodmaz hergiz kamug tınlıgıg yitürür içürür tözü sanlıgıg  6 neteg kim tiledi me boldı kamug kimi kim tilese kılur ol ulug  7 dürud ol ödürmiş resülka selam yine işleringe selam hem ulam  8 muhammed yalavaç halayık başı kamug barçalarka ol ol köz kaşı  9 yime bu kitab ol idi ök aziz biligligke bolgay biligdin tengiz  10 bezenmiş agırlıg biligler bile kalı kim şükür kıl kanaat tile  11 kamug barçasınga bügüler sözi tizip yinçüleyü kamug tüp tüzi  12 bu meşrik meliki maçinlar begi biliglig ukuşlug ajunda yigi  13 kamug bu kitabnı alıp özlemiş hazine içinde urup kizlemiş  14 birindin birilige miraslar kalıp adınlarka birmez özinge alıp  15 asıglıg turur bu yok ol hiç yası öküş t

XIX. AY-TOLDI HÜKÜMDARA DİLlN FAZÎLETİNİ VE SÖZÜN FAYDALARINI SÖYLER

XIX. AY TOLDI İLİGKE TİL ERDEMİN SÖZ ASIGLARIN AYUR 955 ilig bir kün ay toldını ündedi  orun birdi oldur tiyü imledi 956 bu ay toldı oldurdı akru silig  közin yirke tikti bekütti tilig İLİG SU’ALİ AY TOLDIKA 957 İlig aydı ay toldı sözle sözüng nelük şük turur sen ne boldı özüng   AY TOLDI CEVABI İLİGKE 958 bu ay toldı aydı ay beglerbegi  kulı beg yüzin körse yitrür ögi 959 ilig yarlıkamaz negü sözleyin  ayıtmazda aşnu negü ötneyin 960 biliglig sözin sen eşit özneme  ayıtmazda aşnu sözüng sözleme 961 kişig kim okısa kereklep tilep  ol ok sözlegü aşnu sözni ulap 962 ayıtmazda aşnu sözüg sözlese  köni sözledi kim ay yılkı tise 963 takı tilve munduz kişi bu bilin  ayıtmadı beglerke açsa tilin 964 kızıl til kılur kısga yaşlıg sini  esenlik tilese katıg ba anı 965 negü tir eşitgil özin kısgan er esen tirlür incin özin basgan er 966 kara baş yagısı kızıl til turur neçe baş yidi bu takı ma yiyür 967 başıngnı tilese tilingni küdez tiling tegme künde başıngnı yanur İLİG CEVABI AY TOL