No | Kutadgu Bilig | Türkiye Türkçesi |
---|---|---|
2957 | bu ögdülmiş aydı bu begler öze tapugçı hakı bar tapugda oza | Öğdülmiş dedi: — Beyler üzerinde hizmetkârın, daha hizmete başlamadan evvel, bir alacağı vardır. |
2958 | eŋ aşnu yigü içgü birgü kerek tapın gu itiglerin itgü kerek | Ona ilk önce yiyecek ve içecek vermek ve onun hizmet esbabını hazırlamak lâzımdır. |
2959 | tapug kılmak emgek katıg iş bolur munı bilse begler tapug yiş kılur | Hizmet etmek zahmetli ve ağır bir iştir; beyler bunu takdir ederlerse, hizmetkâr daha çok gayret eder. |
2960 | et öz can yuluglar tapug kılguçı tiler beg sevinci bu kul bolguçı | Hizmet eden insan tenini ve canını feda eder; kulluk eden beyini memnun etmek ister. |
2961 | isig tumlıg aç tok yadag hem yalıŋ kılıç baldu ok yir ay ilig biliŋ | Onlar sıcakta, soğukta, aç, tok, yaya ve çıplak hâlde, kılıç, balta ve ok darbelerine mâruz kalırlar; ey hükümdar, bunu bil. |
2962 | kidin öŋdün oŋ sol bolur bu turup begin inçke tegrür bu emgek körüp | Onlar öne, arkaya, sağa ve sola giderler; oralarda beylerini huzura kavuşturmak için, zahmet çekerler. |
2963 | yagika bu öŋdün bolur bek tolum tiriglik tiler begke özke ölüm | Onlar düşmana karşı ön safta bir silâh vazifesi görürler; beyin yaşaması için kendilerini ölüme atarlar. |
2964 | bu yaŋlıg beginiŋ sevincin tilep özin emgetür tünni künke ulap | Bu şekilde beyinin huzurunu diler ve geceyi gündüze katarak, zahmet çekerler. |
2965 | bu tapgı üçün beg ötegü hakın anı edgü tutgu bagırsaklıkın | Bu hizmetleri için bey onların hakkını ödemeli; onlara şefkatle muamele etmelidir. |
2966 | negü tir eşitgil uç ordu hanı budunda talusı kişide çını | Halk arasında seçkin ve insanların doğrusu olan Üç-Ordu hanı ne der, dinle. |
2967 | aya beg boluglı budunka ulug bedüt edgü tutgıl tapugçı kulug | Ey halkın büyüğü ve bey olan kimse, hizmetkâr kullarına iyi muamele et ve onları yükselt. |
2968 | tapugçı bile begler elgi uzar tapugçı bile erklig il kend tüzer | Beyler hâkimiyetlerini hizmetkârlar vâsıtası ile elde ederler; hükümdar hizmetkârlar ile memleketini düzene koyar. |
2969 | neçe beg ulug bolsa aslı bedük tapugçı bile boldı atı bedük | Beyin aslı ne kadar ulu ve kendisi ne kadar büyük olursa-olsun, onun adı hizmetkârları ile yükselir. |
2970 | ay ilig kişilik mürüvvet bolur mürüvvet kişike tarik at bolur | Ey hükümdar, insanlık— mürüvvettir; mürüvvet— insan için, bir tarikattır. |
2971 | mürüvvet tarikat bu ol belgülüg kişi emgeki bilse kılsa ülüg | Mürüvvet ve tarikat, hiç şüphesiz, insanın emeğini takdir ile hakkını vermektir. |
2972 | tapugçı kapugda umınçka turur umınç birmese beg mürüvvet barur | Hizmetkâr kapıda ümit ile hizmet eder; bey onun umduğunu vermezse, mürüvvet gider. |
2973 | körü bargu begler tapugçı nece tusulur neçe ol tusulmaz nece | Beyler hizmetkârın nasıl olduğuna ve işe yarayıp-yaramadığına her vakit dikkat etmelidirler. |
2974 | tusulur teŋinçe açıngu kerek tapınmış teŋi hak tegürgü kerek | İşe yaradığı nisbette ona ihsanda bulunmak ve hizmeti nisbetinde onun hakkını ödemek lâzımdır. |
2975 | kişi yılkıda ıŋa ermez ay beg munı teŋlese iş bolur ülgü teg | Ey hükümdar, insan hayvandan daha aşağı bir mahlûk değildir; bunu kıyâs tutarsan, iş ölçüsüne göre olur. |
2976 | boguz todiur aşna kişi yılkınıŋ basa asgı kötrür bu yalıŋuk anıŋ | insan önce hayvanın karnını doyurur; sonra bu insan ondan istifâde eder. |
2977 | açıg birse begler tilin edgü söz tapugçı yuluglar begiŋe et öz | Beyler ihsanda bulunur ve iyi sözle onu takdir ederlerse, hizmetkâr beyine kendisini feda eder. |
2978 | isinür tapugçı bagırsak bolur özin emgetür beg sevincin kolur | Hizmetkâr böylece onu sever, ona candan bağlanır; beyinin huzûrunu temin için, kendisi zahmet çeker. |
2979 | muŋar meŋzetü sözlemiş söz tetig bilig birle yalŋuk uzatur elig | Zeki bir insan buna benzer bir söz söylemiştir; insan bilgi ile etrafına hâkim olur. |
2980 | kişi edgülükke sevüg can birür bir edgü yanutı on edgü kılur | insan, iyiliğe karşılık, aziz canını verir; bir iyiliğe karşı on iyilik yapar. |
2981 | asıg bolsa yalŋuk özin kul kılur aŋar kul bolur özke emgek urur | Menfaati olursa, insan kendisini kul yapar; başkasının kölesi olur ve zahmete katlanır |
2982 | tapugka köni birgü edgü açıg yalıŋnı bütürgü todurgu açıg | Ona, hizmetine göre, bol ihsanlarda bulunmalı; çıplak ise, giydirmeli; aç ise, doyurmalıdır. |
2983 | negü beg bolur ol ay ilig kutı kitermese kuldın çıgaylık atı | Ey devletli hükümdar, eğer kuldan fakir adını kaldıramazsa, o nasıl bir bey olur? |
2984 | negü tir eşitgil avuçga sözi avuçga sözi ol yigitler közi | İhtiyarlar ne derler, dinle; onların sözü gençlerin gözüdür. |
2985 | kişi emgek ıdsa kişi yurnıŋa yanutı kişilik kılur ornıŋa | Bir kimsenin bir insan parçasına emeği geçerse, o buna karşılık ona insanlık yapar. |
2986 | kişi emgeki bilmegüçi kişi kişi tip atamagu yılkı tuşı | İnsan emeğini takdir etmeyen kimseye insan dememelidir; o hayvana benzer. |
2987 | iki türlüg ol bu tapug kılguçı biri boş biri kul umınç tutguçı | Hizmette bulunan kimseler iki türlü olur; biri — hür, biri — kul. |
2988 | bu kul kendü erksiz tapugçı bolur tapug kılmasa begde berge bulur | Kul kendi ihtiyarı dışında hizmet eder; işi görmezse, beyden dayak yer. |
2989 | boşug kör bu tapnur özin kul kılıp munıŋ emgekin yulgu tapgm bilip | Hür insana bak, o kendisini kul edip, hizmet eder; onun hizmetini takdir etmek ve emeğini karşılamak lâzımdır. |
2990 | boş azad kişi barça edgü kulı bularka aça birgü edgü yolı | Hür ve serbest insanlar hep iyiliğin kuludurlar; bunlara her vakit iyilik yolunu açık bulundurmalıdır. |
2991 | boşug kul bile tutsa bolmaz bu tüz boşug boş teŋi tut kulug kulca üz | Hür insanı kul ile bir tutmak olmaz; hür insana hür muamelesi yap, kulu da kul gibi kullan. |
2992 | bu begler kapugı erej kapgı ol erej kapgı tutmak özüıig asgı ol | Beylerin kapısı huzur kapısıdır; huzur kapısına kapılanmak, kendi menfaati icâbıdır. |
2993 | tapugçı bayusa beg atı bolur bu atı du’a birle meŋü kalur | Hizmetkâr zenginleşirse, bey nâm kazanır ve bu nâmı duâ ile ebedî kalır. |
2994 | ay ilig tapugçı bile beg mesel satıgçı osuglug bolur çın tükel | Ey hükümdar, hizmetkâr ile bey arasındaki münâsebet, gerçekten, tam bir alıcı-satıcı münasebeti gibidir. |
2995 | satıgçı birür neŋ aŋar mün sanı alıglı alır ilde evrer anı | Satıcı mal verir ve bu ona sermâye olur; alıcı da bunu alır ve bunu memleketten-memlekete dolaştırır. |
2996 | yıl ay kün tükese asıg yumdarur yüz utru ulaşur öz asgı alur | Yıl, ay ve günler geçince, kâr birikir; tekrar karşılaşırlar ve her biri kendi kârını alır. |
2997 | muŋar meŋzer emdi tapugçı kişi begi birle ortuk sakışlıg işi | işte bunun- gibi, hizmetkârın işi de beyi ile ortak hesaba bağlıdır. |
2998 | begi neŋ birür kulka edgü sözün tapugçı et öz birle tapnur özün | Bey kula mal verir ve iyi sözle onu teşvik eder; hizmetkâr ise, kendi vücûdu ile ona hizmet eder. |
2999 | urur can yuluglap tapugçı kılıç anıŋ asgı il kend uluslar erinç | Hizmetkâr canını feda ederek, kılıç sallar; bunun kârı, şüphesiz, ildeki memleket ve şehirlerdir. |
3000 | yagı boynı yençer hazine urur tilek arzu nimet ulaşu kelür | Düşmanın başını ezer ve hazine toplar; dilek, arzu ve nîmet birbiri ardınca gelir. |
3001 | ku barça asıg sanı boldı tegim asıg kılguçıg edgü tutgu begim | Bunların hepsi gelir ve kâr gibidir, ey beyim, kâr getiren hoş tutulmalıdır. |
3002 | negü tir eşitgil bu şartlar başı öz asgın tilep dünya kezgen kişi | Tüccar-başı, kendi kârı uğurunda dünyayı dolaşan insan, ne der, dinle. |
3003 | asıglıg kul erse ogulda yakın asıgsız ogulnı yagı bil sakın | Faydalı olan kimse, kul bile olsa, oğuldan daha yakındır; faydasız oğulu düşman bil ve ondan sakın. |
3004 | kamug teprenigli asıgka yorır asıg bolmasa avcı evde karır | Bütün uğraşan insanlar menfaatleri uğrunda koşarlar; bir menfaati olmasa idi, avcı evinde ihtiyarlayıp giderdi. |
3005 | er at boldı begler kanatı yügi kanatsız kuş uçmaz ay begler begi | Asker beylerin kanat tüyüdür; ey beyler-beyi, kanatsız kuş uçamaz. |
3006 | er at birle begler küçi belgürer er at birle begler tügünler yörer | Beylerin kuvvet ve kudreti asker ile belli olur; beyler asker ile düğümleri çözerler. |
3007 | yumıtsa kayu begke ersig eren ajunka bu beg boldı sahib kıran | Hangi beyin etrafında cesur asker toplanırsa, o dünyaya sâhip-kıran bir bey olur. |
3008 | kayu begde erdem yumıtsa tükel aŋar yıglur arzu ne kolsa tükel | Hangi beyde bütün faziletler birleşirse, bütün istedikleri şeyler onun etrafında toplanır. |
3009 | ajunçıka erdem kerek miŋ tümen bu erdem bile yir ajunçı cihan | Dünya hâkimine binlerce fazilet lâzımdır; dünya hâkimi bu faziletler ile cihanı elde eder. |
3010 | ucuz tutma erdemni ögren ogul bu erdem yorıkı örüŋ kuş teg ol | Ey oğul fazileti kıymetsiz sayma, öğren; bu faziletin tabiatı ak kuşa benzer. |
3011 | örüŋ kuş kutı teg bu erdem kutı yon kuş atagıl sen erdem atı | Bu faziletin saadeti ak kuşunki gibidir; haydi, sen fazilete kuş adını ver. |
3012 | negü tir eşitgil örüŋ başlıg er ajunug karıtmış uzun yaşlıg er | Dünyayı ihtiyarlatmış, çok yaşamış, ak saçlı insan ne der, dinle. |
3013 | bilig erdem ögren agır tut anı agır kılgay ahır ol erdem sini | Bilgi ve fazilet öğren, ona hürmet et; bu fazilet sonra sana da hürmet te'min eder. |
3014 | bilig bil ukuş uk yorıma yava ödi kelse edgü birür ol küni | Bilgi edin, anlayış sahibi ol, vaktini boş geçirme; vakti gelince, o sana iyilik getirir. |
İLİG SU’ALİ ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ | |
3015 | bu sözler eşitti sevindi ilig ayur ay ukuşlug urugı silig | Hükümdar bu sözleri dinledi, sevindi ve: — Ey akıllı, ey nesebi temiz — dedi — |
3016 | idi yakşı urduŋ kişilik ulı bu ol çın vefalıg kişiler yolı | İnsanlığın temelini çok iyi tesbit ettin; gerçekten vefalı insanların yolu budur. |
3017 | budun erki boldı meniŋ bu özüm uzun boldı elgim yorık til sözüm | Ben kendim halk üzerine hâkim oldum; her şeye muktedir oldum ve sözüm her yerde geçer oldu. |
3018 | küvenmez men emdi bu beglik bulup öz inçlik tilep me tiriglik bulup | Şimdi ne bu beyliğe nail olduğum ve ne de bu hayatta kendi huzurumu dilediğim için öğünüyorum. |
3019 | tilekim bu ol kim maŋa kelgüçi bayusa meniŋdin bedüse küçi | Asıl dileğim şudur: bana gelen kimse zenginleşsin, benim sayemde kudret ve nüfuzu artsın. |
3020 | bu begler sevinci yarınki asıg du’a tap maŋa edgü atın yanıg | Bu beylerin sevinci yarının kârıdır; buna karşılık hayır-duâ ve iyi adla zikredilmem bana yeter. |
3021 | bu barı hazine bu altun kümüş er atka ülegüke tirdim öküş | Bütün bu hazineyi, bu bir çok altın, gümüşü askere dağıtmak için biriktirdim. |
3022 | kişike birür men tilep edgü at du’a artsu atım yorıtsu bayat | İyi nâm kazanmak arzusu ile, bunları başkalarına veriyorum; çok duâ kazanayım ve Tanrı adımı dünyaya yaysın. |
3023 | tilekim bu ol kim maŋa tapguçı bayup kalsa minde kidin kalguçı | Dileğim şudur: bana hizmet edenler ve bundan sonra yaşayacak olan hizmetkârlarım sıkıntı çekmesinler. |
3024 | özüm köçse barsa kalır bu budun du’a birle tapsa maŋa ol ödün | Ben göçüp giderim, bu halk kalır; o zaman beni duâ ile anmalarını isterim. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
3025 | yanut birdi ögdülmiş aydı ilig yetürdi bu işke tükel ög bilig | Öğdülmiş cevap verdi ve:— Hükümdar bu işi akıl ve bilgi ile çok iyi kavradı — dedi — |
3026 | ölügli kişike negü bar adın meger edgü atı yorısa kidin | Ölen insan için, kendisinden sonra iyi adının kalmasından daha başka ne olabilir. |
3047 | bu dünya tilese ülegü kümüş kalı ukbi kolsa bu ol hem yuluş | Bu dünyayı isteyen insan gümüş dağıtmalıdır; ukbâ isteyen için de kurtuluş yolu budur. |
3028 | bu altun kümüşüg üle ay ilig kayu il tilese yetilgey elig | Ey hükümdar, altın ve gümüş dağıt; hangi memleketi istersen, oraya hâkim olursun. |
3029 | negü tir eşitgil bügü beg tili bu beglik işiŋe ol urmış ulı | Hâkim bey ne der, dinle; bu devler işinin temelini o atmıştır. |
3030 | ülegü neŋ er tutgu begler kalın kaçan kolsa tutgay yagısı ilin | Beyler mal dağıtmalı ve çok asker tutmalıdır; ne zaman isterse, düşmanının memleketini ele geçirir. |
3031 | hazine nerek köp er at çok kerek begi bay kereksiz budun tok kerek | Hazine neye gerek, çok asker lâzım; beyin zenginliğine lüzum yok, halk tok olmalıdır. |
3032 | er at bolsa begler ili eksümez er at bolmasa beg ilin kiç yimez | Asker bulundukça, beylerde memleket eksik olmaz; asker olmasa, bey memleketine uzun müddet hâkim kalamaz. |
3033 | er at bolsa begdin sevinçlig yaruk kayu il tilese bulur beg anuk | Asker beyden memnun oldu mu, bey hangi memleketi isterse, onu elinde bulur. |
3034 | akı bolsa elgi ajun begleri ikigü ajunnuŋ bu buldı töri | Dünya beylerinin eli açık olursa, onlar her iki dünyada baş-köşeye otururlar. |
3035 | negü tir eşitgil biliglig tilin saranlık bile beg yiyümez ilin | Bilgili ne der, dinle; hasis bir bey memleketine hâkim olamaz. |
3036 | iki neŋ karıştı yakışmaz kaçar saranka yagumaz akıg berk kuçar | Bu iki şey birbirine zıddır, onlar birbirlerinden kaçarlar; insan hasise yanaşmaz, cömerde sıkıca yapışır. |
3037 | sarandın kaçar barça erdemlig er akıka yumıtur tilek arzu yir | Bütün faziletli insanlar hasisten kaçarlar ve cömerdin etrafında toplanarak, dilek ve arzularına kavuşurlar. |
3038 | saranlık bile boldı beglik yagı saranka kopar tegme yirde çogı | Hasislik ile beylik birbirine düşmandır; hasise karşı her yerde isyan edilir. |
3039 | adın iki neŋ ol bu il tutrukı birisi sav altun kılıç bir takı | Memleketi ayakta tutan daha iki şey vardır: biri — som altın, biri de — kılıçtır. |
3040 | akılık bile beklegü ol ilig akılık bile beg bedür ay ilig | Memleketi cömerdlikle muhafaza etmelidir; ey hükümdar, bey cömerdlikle büyür. |
3041 | kür alp er kötürse yaşın teg temür azıglıg erenlerde teşlür tamur | Cesur, kahraman adam, yıldırım gibi kılıç sallarsa, azılı muhariplerin damarı patlar. |
3042 | sav altun bile bertse begler elig kılıçsız tili birle evrer ilig | Altın vere-vere eli nasır tutan beyler memleketi kılıç kullanmadan, söz ile idare ederler. |
3043 | bu iki bile itgü uş bu ilig bu iki bile er bedür ay ilig | Memleketi şu iki şey ile tanzim etmeli; ey hükümdar, insan bu iki şey ile büyür. |
3044 | sav altun yazar ol tügülmiş kişig sav altun iter ol buzulmış işig | Çatılan yüzleri som altın güldürür, bozulmuş işlen som altın yoluna koyar. |
3045 | kılıç kayda erse kümüş anda ol kümüş kayda erse kılıç tuttı yol | Kılıç nerede ise, gümüş oradadır; gümüş nerede ise, kılıç oraya yönelir. |
3046 | aya beg kümüş saç tirilsü ked er kümüş yıgsa saçlur kılıçlıg kur er | Ey hükümdar, gümüş saç, yiğit kimseler toplansın; kendin için gümüş toplarsan, etrafındaki kılıçlı yiğitler dağılır. |
3047 | kılıçlıg kür er kör kümüşke tutug yumıtmış sav altun kılıçka yulug | Kılıçlı, cesur yiğit, bak, gümüşe rehindir; toplanmış som altın kılıca feda olsun. |
3048 | saran beg tirer neŋ hazine urur akı beg kılıç birle artlap alur | Hasis bey mal toplar ve hazine yapar, cömert bey bunu kılıç ile vuravura alır. |
3049 | bu yaŋlıg turur bu ajun öŋdisi saranka söküşi akı ögdisi | Bu dünyada böyle âdet olmuştur: hasise söğerler, cömerdi öğerler. |
3050 | sözin kesti ögdülmiş öpti yirig iligke du’a kıldı ögdi birig | Öğdülmiş sözünü bitirdi, yer öptü; hükümdara duâ etti ve Tanrıyı öğdü. |
İLİG CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
3051 | bu sözler eşitti sevindi ilig du’a kıldı rabka kötürdi elig | Hükümdar bu sözleri dinledi ve sevindi; ellerini kaldırarak, Tanrı'ya duâ etti. |
3052 | ayur ay bagırsak ınangu idim katıglık yirinde sıgıngu idim | Sonra dedi: — Ey inandığım, merhametli rabbim; ey müşkül anlarda sığındığım rabbim. |
3053 | seniŋde adın yok yülekim maŋa küvençim sen ök sen umınçım saŋa | Benim senden başka istinatgahım yoktur; güvendiğim bizzat sensin, ümidim sendedir. |
3054 | kayu edgü kaldı maŋa kılmadıŋ negü arzu kaldı maŋa birmediŋ | Bana yapmadığın hangi iyilik var; yerine getirmediğin hangi arzum kaldı. |
3055 | neteg tapnugay men bu ol çın sözüm aya meŋü muŋsuz bu muŋlug özüm | Ey ebedî ve ganî Tanrım, doğrusunu söylüyorum, benim bu âciz varlığım sana nasıl lâyıkı ile kulluk edebilir. |
3056 | seniŋdin kolur men basut küç bile köni yol öze tut mini sen yüle | Sana niyaz ederim, yardımın ve kudretin ile doğru yola yönelt, bana destek ol. |
3057 | kamug edgülükte takı artukı bu ögdülmiş ol emdi köŋlüm tokı | Bütün bu iyilikler arasında en iyisi, şimdi ruhumu doyuran bu Öğdülmiş'tir. |
3058 | munı birdiŋ emdi maŋa sen ‘ata kılur men munıŋ şükri yüz miŋ kata | Onu sen bana ihsan ettin; bunun için sana yüz bin defa şükür ederim. |
3059 | et öz can yuluglar meniŋ işime du’a arturur bu keçer yaşıma | Benim işim uğrunda tenini, canını feda ediyor ve bu fâni hayatımda bana çok duâ kazandırıyor. |
3060 | maŋa küç bir emdi öteyin hakın sevinsü maŋa bolsu köŋli yakın | Şimdi bana kuvvet ver, onun hakkını ödeyeyim; memnun olsun ve bana kalpten bağlansın. |
3061 | yana aydı ilig ay ögdülmişe ukuşlug biliglig sini ögmişe | Hükümdar yine söyle dedi: — Ey öğdülmiş, akıllı ve bilgili her kes seni medhetmiştir. |
3062 | ukuşlug til ese ukuş sen tükel biliglig tilese bilig sen kemal | Akıllı biri lâzım olursa, sen aklın kendisisin; bilgili biri lâzım olursa, sen bilginin kendisisin. |
3063 | ınançlıg bagırsak bütün sen silig könilik bile sen kötürdüŋ elig | Güvenilir, içten bağlı doğru ve temizsin; senin bütün hareketlerin dâima doğruluk yolunda olmuştur. |
3064 | tapındıŋ açıgda aşımdı tapug tapug kalmadı sen yetürdüŋ kamug | Hizmet ettin, senin hizmetin benim ihsanımı aştı; yerine getirmediğin hizmet kalmadı. |
3065 | menindin kerek emdi edgü yanut saŋa hak öteyin tiriglik anut | Benden şimdi iyi bir karşılık görmelisin; sana hakkını ödeyeyim, sen hayatını ona göre tanzim et. |
3066 | neteg kim sevindi seniŋdin köŋül bayat birsü andag sevinç ay ogul | Benim gönlüm senden nasıl hoşnut ise, ey oğul, Tanrı seni de öyle sevindirsin. |
3067 | sözüg kesti ilig serindi turu yir öpti tapugçısı koptı örü | Hükümdar sözünü bitirdi ve bir müddet sustu, durdu; hizmetkârı yer öptü ve ayağa kalktı. |
3068 | turup çıktı andın sevinçlig bolup atın mindi keldi eviŋe turup | Oradan memnun ve mesrur olarak çıktı; bir az sonra atına binip, evine döndü. |
3069 | kıyıksız kiçe taŋda kıldı tapug yaradı tapug açtı devlet kapug | Yine sadâkatle, sabah-akşam hizmet etti; hizmeti takdir edildi ve saadet kapıları açıldı. |
3070 | tirildi ögi hem koyuldı bilig bolu birdi evren uzadı elig | Felek dönüp, kudreti artınca, aklı derlenip toplandı, bilgisi derinleşti. |
3071 | negü tir eşitgil kutı belgülüg kutı birle ilde çavıkmış külüg | Saadete eren ve bu suretle memlekete adını yayan ve şöhreti bulunan insan ne der, dinle. |
3072 | kimiŋ birle devlet yaraşsa kelip başın kökke tegrür yokaru kılıp | Kime saadet gelip, onunla uyuşursa, onun başını yükselterek, göğe erdirir. |
3073 | kelü birse devlet yumıtsa bu neŋ kişi köŋli tirlür bolur kızgu eŋ | Saadet gelir ve servet toplanırsa, insanın gönülü huzura kavuşur, yüzü sevinçle parlar. |
3074 | muŋar meŋzetü aydı kökçin saŋa bu söz yakşı tıŋla ay ersig toŋa | Kır saçlı sana buna benzer bir söz söylemiştir; ey kahraman yiğit, bu sözü iyice dinle. |
3075 | kimiŋ bolsa devlet uzadı elig kamug tetrüsi oŋ sözi ög bilig | Kim devlete ererse, onun kudreti artar; bütün eğrisi — doğru, her söylediği — hikmetin tâ kendisi olur. |
3076 | ajun feylesufı neŋi bolmasa neçe tıldam erse kişedi tilig | Dünya feylesufu ne kadar natuk olursa-olsun, serveti yoksa, dili kösteklidir. |
3077 | bu yaŋlıg turur bu ajun öŋdüsi yayıg dünya devlet çavıkar küsi | Dünyanın âdeti böyledir; dönek dünya ve devletin adı böyle çıkmıştır. |
3078 | yavuzka yüz ursa yüzi suvlanur kiçigke köz açsa bedüklük bulur | Eğer o kötü birine teveccüh ederse, o kimse şeref kazanır; eğer küçüğe bakarsa, o büyüklük bulur. |
3079 | tegir erse kimke bu devlet kelip tüzer iç taşını bu barça itip | Bu devlet kime nasip olursa, onun içini-dışını düzeltir ve her şeyini tanzim eder. |
3080 | kalı kelse keldrür kamug arzular ajunda çavıkar atı belgürer | Devlet kime gelirse, bütün istenilen şeyleri beraber getirir; o insan dünyada meşhur olur, adı her tarafa yayılır. |
3081 | kalı barsa iltür bu keldürmişin yagız yirke ildrür kötürmiş başın | Eğer giderse, bu getirdiklerini de beraber götürür; yükselttiği başı tekrar kara toprağa indirir. |
3082 | aya ög köŋüllüg ukuşlug odug ayı sevme dünya tokıgay yodug | Ey akıl ve gönül sahihi, anlayışlı ve uyanık olan insan, bu dünyaya hiç gönül verme, onun beklenmedik yerlerde sana zararı dokunur. |
3083 | nerek bu karaŋku tüneŋ orun süzük meŋü ilke aşungıl burun | Bu karanlık zulmet yeri neye gerek, durulmuş ebedî ülke için önceden hazırlan. |
3084 | tünek ol bu dünya kötürgil köŋül ediz ordu il kol sen amrul amul | Bu dünya bir zindandır, ona gönül bağlama; sen yüksek saray ve ülke iste, huzur ve sükûna kavuş. |
3085 | negü tir eşitgil ay köŋli süzük kamug iş içinde ay köŋli tüzük | Gönülü durulmuş ve her işinde gönülü dürüst olan insan ne der, dinle. |
3086 | ay himmet idisi ajun kol talu talu koldaçı er kutı top tolu | Ey himmet sahibi, güzel bir dünya iste; güzel olanı isteyen insanın saadeti eksiksiz olur. |
3087 | keçer dünya kodgıl tile ukbini kodu birmese dünya kodgay sini | Bu fâni dünyayı bırak, ukbâyı dile; sen dünyayı bırakmazsan, o seni bırakır. |
3088 | cefaçı bu dünya cefa kıl aŋar cefa kıl sa ötrü yaraşur saŋar | Bu dünya cefakârdır, sen de ona cefâ et; ona ne kadar cefâ edersen, o da sana o kadar râm olur. |
3089 | aya yolda azmış başı tezginük ayı sevme dünyag tüpi ol üyük | Ey yoldan azmış, başı dönmüş adam, bu dünyaya hiç gönül verme, onun dibi bataklıktır. |
3090 | üyükke kirigli üyüldi kodı örü kelmedi ol sevinç bulmadı | Bataklığa giren dibe batar, oradan kimse bir daha çıkamaz; orada sevinç arama. |
3091 | örü tartgıl özni üyüktin kutul özüŋ kullukın sen tapug birle yul | Kendini yukarı çek, bataklıktan kurtul; ibâdet ile kulluk vazifelerini yerine getir. |
3092 | yana yaŋıl emdi tilek birge öz tiliŋ evre yandur turu kaldı söz | Bugün tekrar ona dön, senin dileğini o verecektir; artık aksini söyle, başkaca söylenecek söz kalmadı. |
3093 | köŋül tüzdi ilig kör anda naru budunka birü turdı edgü törü | Bundan sonra hükümdar gönlünü doğrulttu; halka iyi kanunlar vaz' etmekte devam etti. |
3094 | budun inçke tegdi turuk semridi severi bedüdi yagı yavrıdı | Halk huzura kavuştu, zayıflar kuvvetlendi; onu sevenler yükseldi, düşmanları zayıfladı. |
3095 | keçürdi küvençin sevincin küni ajunka yadıldı atı çav üni | Gününü sevinç içinde güvençle geçirdi; adı, şöhreti ve nâmı dünyaya yayıldı. |
3096 | tirildi bir anca yorıdı bu yaŋ böri toklı birle kozı boldı teŋ | Bir müddet böyle yaşadı ve böyle hareket etti; kurt ile kuzu müsavi oldu. |
İLİG SU’ALİ ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ | |
3097 | ilig bir kün oldrup kör ögdülmişig okıdı ayıttı keçer kün işig | Hükümdar bir gün yalnız otururken, Öğdülmiş'i yanına çağırttı; günlerin nasıl geçtiğini ve işleri sordu. — |
3098 | negü teg keçer kün ay ögdülmiş ay çıgaymu telim boldı ilde ya bay | Ey Öğdülmiş, söyle, gün ve aylar nasıl geçiyor; memlekette yoksul mu çoğaldı, yoksa zengin mi. |
3099 | il içre negü bar yaragsız yavuz budun hali açgıl maŋa örtme söz | Memleket içinde kötü, uygunsuz neler var; bana halkın vaziyetini anlat, benden bir şey gizleme. |
3100 | budun tillerinde negü söz yorır öküşmü telimrek ya ögdi kelir | Halk arasında ne gibi sözler dolaşıyor, öğenleri mi daha çok, yoksa, zammedenleri mi. |
3101 | münümmü öküşrek azu erdemim ayu bir maŋa sen kılayın emim | Kusurum mu daha çok, yoksa fazîletim mi; bana söyle, ben de ona göre tedbirler alayım. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
3102 | yanut birdi ögdülmiş aydı ilig tilek keldi tuttı tegürdi elig | Öğdülmiş cevap verdi ve: — Ey hükümdar, memlekette herkes arzu ettiği şeyleri bulmaktadır — dedi — |
3103 | ilig devletinde itildi ajun sakınç kısga boldı sevinçler uzun | Hükümdarın devleti sayesinde dünya düzeldi; keder kısa ve sevinçler uzun oldu. |
3104 | bayudı budun inçke tegdi yatur ulus kend bezendi köŋül yilkütür | Halk zenginleşti ve huzura kavuştu; memleket ve şehirler süslendi, gönüller ferahladı. |
3105 | erej birle erter budun künleri sevincin keçer kör bütün tünleri | Halk günlerini huzur içinde, gecelerini de hep sevinç içinde geçiriyor. |
3106 | tilin sözledi barça edgü sena du’a birle tınmaz tınıglı tına | Her kesin dilinde medih ve senan dolaşıyor, nefes alan her canlı durmadan sana duâ ediyor. |
3107 | törü suv teg ol küç kör ot teg yodug süzük suv akıttıŋ udıttı otug | Kanun su gibidir; zulüm ise, ateş gibi her şeyi mahveder; sen berrak su akıttın ve ateş söndü. |
3108 | törü tüz yorıttıŋ itildi ajun kim erse küçek ilde körmez közün | Kanunu doğru tatbik ettin, dünya düzene girdi; hiç kimse memlekette artık bir zorbaya rastlamıyor. |
3109 | ay ilig üç iştin tegir küç basınç biri beg usal bolsa tegse irinç | Ey hükümdar, şu üç şey zulüm ve tazyîka sebep olur; biri— beyin ihmalkârlığı ki, bundan musibet gelir. |
3110 | ikinci basınçak budun başlar er üçünçi suk erse budun bagrı yir | ikincisi — halkın başında bulunan insanın zayıf olması; üçüncüsü de — halkın bağrını yiyen tamahkârlıktır. |
3111 | seniŋde yok emdi bu üçte biri kayudın tegir ilke küçkey eri | Şimdi bu üçünden hiç biri sende bulunmadığından, memleketin neresinde bir zorba zuhur edebilir. |
3112 | ay edgü törülüg arıg beg silig bayat birdi erdem saŋa ög bilig | Ey âdil, temiz ve halîm bey, Tanrı sana akıl, bilgi ve bir çok faziletler verdi. |
3113 | özüŋ buldı tevfik kamug edgüke budun todtı bütti yigü kedgüke | Her türlü iyilik için Allah sana tevfik verdi; halkın karnı tok ve sırtı pek oldu. |
3114 | şükür kıl bayatka tapug kıl sevin erej kıl bir anca sen incin avın | Tanrıya şükür et, ibâdet kıl ve sevin; müsterih ol, bir az huzur ve rahat içinde yaşa. |
3115 | taşırtın negü tuşsa yaŋluk yazuk munu men yügürdeçi kul men anuk | Dışarıda yanlış veya yersiz ne olursa, işte senin hizmetine koşan kulun ben varım. |
3116 | şükür kıldı artuk sevindi ilig sena kıldı rabka kötürdi elig | Hükümdar şükür etti ve çok sevindi; elini kaldırdı ve Tanrıya sena etti. |
3117 | ayur ay bagırsak idim sen ulug agır kıldıŋ ilde bu yunçıg kulug | Ey merhametli rabbim — dedi — sen büyüksün; bu zayıf kulunun memlekette itibârını yükselttin. |
3118 | tegürdüŋ maŋa sen kamug edgülük munıŋ şükri boynum öze boldı yük | Sen bana her türlü iyilikleri ihsan ettin; şükür etmek boynumun borcudur. |
3119 | bu şükrug kaçan kılga özüm yete munıŋ şükri mindin saŋa sen öte | Ben sana bu şükrü ne zaman hakkı ile ödeyebilirim; benim şükür borcumu sana sen öde. |
İLİG SU'ALİ ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ | |
3120 | yana aydı ilig ay ögdülmişim bayat fazlı erdi sini bulmışım | Hükümdar devam etti:— Ey Öğdülmişim, seni bulmam bana Tanrının bir lutfu idi. |
3121 | sebeb sen sen emdi kamug edgüke küçüg tıdguka hem törü birgüke | Zulme mâni olmama, adaleti yerine getirmeme ve her türlü iyiliğe sebep şimdi sen oldun. |
3122 | bayat birdi emdi kamug edgülük sini birdi artuk adın on ülük | Tanrı bana bugün bütün iyilikleri ihsan etti; bir de bunlardan on misli fazla değerde olan seni verdi. |
3123 | neçe beg katıglansa yalŋuz özün bolu birmese kul itümez uzun | Bey yalnız, tek başına ne kadar gayret ederse etsin, kulun yardımı olmazsa, bunu uzun zaman devam ettiremez. |
3124 | beg içtin bolur körgü taştın közi bagırsak kulı ol közi hem sözi | Bey içeridedir, onun dışarıdaki gözü, sâdık kuludur; o beyin hem gözü, hem sözüdür. |
3125 | közüm sen tilim sen elim sen maŋa anın edgü boldı atım ay toŋa | Sen de benim gözüm, dilim ve elimsin; ey mert yiğit, ben bu sayede iyi nâm kazandım. |
3126 | negü tir eşit emdi hakan tili ajun başlamış bütrü basmış ili | Dünya hâkimi ve bütün memleketleri idaresi altına almış olan hakan ne der, dinle. |
3127 | bagırsak kulug bulsa begler tilep anı tutgu altun kümüşke kalap | Beyler arayıp, sâdık bir kul bulurlarsa, onu altın ve gümüş mahfaza içinde tutmalıdırlar. |
3128 | köni.çın kişi bulsa begler bütün özi inçke tegdi tirildi kutun | Beyler doğru, dürüst ve itimat edilir bir insan bulurlarsa, kendileri huzura kavuşurlar ve hayatları saadet içinde geçer. |
3129 | tapugçı talusı bagırsak bolur bagırsak tapugçıg tilep kim bulur | Hizmetkârın seçkini içten bağlı olur; böyle bir hizmetkârı kim arayıp bulabilir. |
3130 | bagırsak yok erse ajunda talu kişilik kaçan turgay erdi tolu | Dünyada seçkin ve içten bağlı kimseler bulunmasa idi; insanlık nasıl kemâle erişirdi. |
3131 | esirker men emdi ay ögdülmişe bir ök sen ataŋdın maŋa kalmışa | Bana babandan yadigâr olarak yalnız senin kalmana çok teessüf ediyorum. |
3132 | takı bir bar erse sini teg adın uda birgey erdi kör öŋdün kidin | Senin gibi daha başka biri bulunmuş olsa idi, senden önce veya senden sonra aynı yolu takip etmiş olurdu. |
3133 | bir ök sen maŋa kör ay kılkı köni sini öz yitürse adın bir kanı | Ey dürüst tabiatlı, benim yanımda şimdiden teksin; seni kaybedersem, başka birini nerede bulurum. |
3134 | bu yalŋuzlukuŋka özüm eymenür takı bir iş erse saŋa ay unur | Ben senin böyle tek olmandan korkuyorum, ey kudretli insan; kâşki senin bir eşin daha bulunsa idi. |
3135 | saŋa tegmegey erdi emgek öküş maŋa ma du’a teggey erdi ülüş | Bütün bu zahmet senin üzerinde kalmazdı; ben de daha çok duâ kazanmış olurdum. |
3136 | tile barmu körgil kadaşlar ara saŋa udgu teg bir ayıtgıl köre | Ara, akrabaların arasında senin yolunu takıp edebilecek bir kimse var mı, soruştur. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
3137 | yanut birdi ögdülmiş aydı ilig esen bolsu işke yetilgey elig | Öğdülmiş cevap verdi ve: — Hükümdar sağ olsun, iş yapacak kimseler her vakit bulunur — dedi — |
3138 | erejlensü ilig tuçı inçrünü tilek arzu kelsü özi tınçrunu | Hükümdar her vakit rahat ve huzur içinde bulunsun; sükûn içinde bütün dilek ve arzuları yerine gelsin. |
3139 | meniŋ emgerimke ilig altuni agir kılmasu köŋli tutsu köni | Benim zahmetime karşılık hükümdarın altını var; hiç endişe etmesin ve gönülünü ferah tutsun. |
3140 | maŋa tegse emgek erej me tegir erej birle emgek yanaşu yorır | Ben zahmet çekiyorsam, rahat da ediyorum; huzur ile zahmet yan yana yürür. |
3141 | kalı il işiŋe tusulgu kişi tiler erse ilig budun il başı | Eğer hükümdar memleket işinde faydalı ve halkın başında bulunacak bir insan istiyorsa, |
3142 | negü tir eşitgil ay ilci bügü bügülep kılur ilci künde ögü | Bak, hikmeti ile her gün yeni bir tedbir arayan hakîm devlet adamı ne der, dinle. |
3143 | öküş bolsa ilke basutçı tile il itlür bedük beg yatıp yir küle | Ne kadar çok olursa-olsun, memleket işine yardımcılar ara; memleket böyle tanzim edilir ve büyük bey huzur içinde bütün arzularına kavuşur. |
3144 | telim bolsa ilde tusulur tetig begig inçke tegrür kılur bu itig | Memlekette faydalı ve zeki insanlar ne kadar çok olursa, işleri bunlar görürler, bey de o kadar rahat eder. |
3145 | yok ermez kadaşlar ara bar meniŋ bu yaŋlıg kişi bilgi artuk anıŋ | Yok değil, benim akrabalarım arasında da çok geniş bilgili böyle bir insan vardır. |
3146 | kamug erdemi bar sakmuk odug kayu işke tegse bodur tü bodug | Kendisi her türlü fazilet ve takva sahibi olup, uyanıktır ve elinden her türlü iş gelir. |
3147 | kılınçı köni atı odgurmış ol kamug edgülükke elig urmış ol | Hareketi doğru ve adı Odgurmış'tır; o her türlü iyiliğe el vurmuştur. |
3148 | velikin evürdi bu dünyada yüz turup tagka kirdi köŋül kıldı tüz | Fakat o bu dünyadan yüzünü çevirdi; kalkıp dağa çıktı, dünya endişelerini gönlünden uzaklaştırdı. |
3149 | bayat tapgı birle özin emgetür tapug birle yazuk igin emletür | Tanrıya ibâdet ederek, kendisini zahmete veriyor ve ibâdetle günah hastalığını tedavi ediyor. |
3150 | meniŋde yüz üsteŋ anıŋ erdemi budunda talusı kişi ködrümi | Onun fazileti benimkinden yüz misli fazladır; o halkın ileri geleni ve insanların seçkinidir. |
3151 | mini birle bolsa meniŋ ol kadaş kamug işke bolgay amrıg bilgi baş | Benim bu akrabam burada yanımda bulunsa idi, o bize her işte bilgisi ile rehberlik ederdi. |
3152 | ilig altunı tıŋa köŋli bütüp sevincin tirilgey ajunug tutup | Hükümdar, altınına lüzum kalmadan, ona gönülden inanarak, dünyayı idare eder ve sevinç içinde yaşardı. |
İLİG SU’ALİ ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ | |
3153 | ilig aydı arzum tilekim bu ol anı bulsa ötrü tayaŋay köŋül | Hükümdar:—Arzum ve dileğim budur — dedi— onu bulursam, her işte ona emniyet edebilirim. |
3154 | negü teg kılur sen bu işke itig maŋa yakru bir sen anı ay tetig | Bu işin çâresi ne ise, bak; ey zeki, sen onu muhakkak benim yanıma getir. |
3155 | negü teg okılım anı ay berü kimi ıdsa bolgay okıtçı naru | Onu buraya nasıl davet edelim, onu çağırmak üzere kimi gönderelim. |
3156 | bitigmü kerek ya söz ıdsa tilin yaragı negü teg sen andag kılın | Mektûp mu lâzım yahut ağızdan söz mü ulaştırmak; sen nasıl münâsip görürsen, öyle yap. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
3157 | yanut birdi ögdülmiş aydı bu söz ayıtmışka ilig cevab kıldı öz | Öğdülmiş cevap verdi: —Hükümdarın suâline cevabım şudur — dedi — |
3158 | kadaşım barını ötündi özüm kelirmü ya kelmez açılmaz sözüm | Böyle bir akrabamın bulunduğunu arz ettim, fakat gelip-gelmeyeceği hakkında bir şey söyleyemem. |
3159 | kalı kelse edgü agırladı söz apaŋ kelmese bolga yarlıg ucuz | Eğer gelirse, çok iyi, emrinize hürmet gösterdi demektir; eğer gelmezse, fermanınıza ehemmiyet vermemiş olur. |
3160 | sırılgaymu erki ilig altunı ilengeymü erki maŋa ol köni | Hükümdarın altını acaba ona tesir eder mi; o doğru insan acaba beni tekdir mi eder. |
İLİG CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
3161 | ilig aydı men söz ayıttım saŋa sen öz bilmişiŋ sözni aydıŋ maŋa | Hükümdar: — Ben sana bir şey sordum, sen de kendi bildiğini bana söyledin — dedi— |
3162 | okı kelse kelgey kalı kelmese negüke ilengü sözüm tutmasa | Çağır gelirse-gelir; eğer gelmezse ve benim sözümü dinlemezse, senin ne kabahatin var. |
3163 | sen ögdüŋ aniŋ türlüg erdemlerin ol erdem üçün men tiler men erin | Sen onun her türlü faziletlerini öğdün, bu faziletlerinden dolayı ben onu istiyorum. |
3164 | biliglig ukuşlug tidüküŋ üçün anı arzuladım havaka öcün | Hava ve hevese düşman olduğundan, sen de bilgili ve akıllı dediğin için, onu arzuladım. |
3165 | biliglig ukuşlug kişi ol kişi anıŋda naru barça yılkı tuşı | insan dediğin bilgili ve akıllı insandır; onun dışındakilerin hepsi de hayvan gibidir. |
3166 | biliglig ukuşlug bilir bilse iş biliglig ukuşlug kılur kılsa iş | iş bilirse, bilgili ve akıllı insan bilir; iş yaparsa, bilgili ve akıllı insan yapar. |
3167 | muŋar meŋzer emdi bu söz belgülüg eşitgil munı sen ay ersig külüg | Bu gerçekten şuna benzer; ey merd kahraman bunu dinle. |
3168 | bilig birle yazlur kamug ters tügün bilig bil ukuş uk tirilgil ögün | Bütün kör düğümler bilgi ile çözülür; bilgi bil, anlayışlı ol, akıl ile yaşa. |
3169 | bilig işke tutgıl takı til köni takı ögrenü tur usanma bu kün | Bilgi ile iş gör, sözün doğru olsun; öğrenmekte devam et, bu günü boş geçirme. |
3170 | maŋa yalŋuz ermez anıŋdın asıg saŋa ma kadaştın asıg hem tatıg | Bu akrabandan yalnız ben değil, sen de istifâde edeceksin ve hoşnut olacaksın. |
3171 | kadaşlıg bolur sen kerek bu kadaş kadaş bolmasa tutgu erke adaş | insanın akrabası varsa, yanında bulunmalı; akrabası yoksa, insan ahbap edinmelidir. |
3172 | idi yakşı aymış kör ilci başı kamugda küçi bek kadaşlıg kişi | Dinle, memleket hâkimi çok yerinde söylemiş; akrabaları olan kimse her keşten daha kuvvetlidir. |
3173 | kadaşlıg kişi küsi çavı bedük adaşlıg kişi atı savı bedük | Akrabaları olan kimsenin nâm ve şöhreti büyüktür; arkadaşları olan insanın adı ve sözü muteberdir. |
3174 | kadaşıŋ yok erse yorı tut adaş adaş edgü bolsa bu boldı kadaş | Akraban yoksa, arkadaş ve ahbap edin, iyi arkadaş akraba gibi olur. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
3175 | yanut birdi ögdülmiş ilig kutı anı çın tilese iteyin otı | Öğdülmiş cevap verdi:— Ey devletli hükümdar, onu sen gerçekten arzu ediyorsan, çâresine bakayım —dedi— |
3176 | ilig yarlıkasa barayın özüm okıyın anı men açayın sözüm | Hükümdar emir buyurursa, kendim gideyim; meseleyi açarak, onu buraya davet edeyim. |
3177 | tilin sözleyin men tükel türlügün biligdin ukuştın söz ödrüp ögün | Bilgi, akıl ve zekâmı kullanarak, türlü dil döküp, onu iknaya çalışayım. |
3178 | ilig me bitisü öz elgin bitig okısu ilig yarlıgın ol tetig | Hükümdar da kendi eli ile mektup yazsın ve o zeki insan da hükümdarın fermanını bizzat okusun. |
3179 | maŋa bütsü mindin tiyü bilmesü yime yarlıg eştip kite turmasu | Bana itimat etsin ve bunun yalnız benim arzum olduğunu sanmasın; fermanı da duysun ve arzuya muhalefet etmesin. |
3180 | neçe me özüm sözlese söz tilin ilig yarlıgı bu bitig söz adın | Ben ağızdan ne kadar söz söylesem dahi, hükümdarın fermanı, yazılı sözü başkadır. |
3181 | negü tir eşitgil ay aslı agi kara köŋlin avlar begi yarlıgı | Dinle, aslı sırmalı ipek gibi temiz ve kıymetli olan ne der: —Beyin fermanı halkın gönlünü avlar. |
3182 | takı yakşı aymış biliglig özi tügülmiş köŋülni yazar beg sözi | Bilgili ne kadar güzel söylemiş: — Beyin sözü kapalı gönülleri açar. |
3183 | isig sözlese kulka begler tilin unıtmaz anı kul tirilse yılın | Beyler kula iltifat ederlerse, kul bunu hayatı boyunca unutmaz. |
3184 | kalı beg tili yumşak erse süçig anı sevdi budnı ulug tut kiçig | Eğer beyin dili yumuşak ve tatlı ise, onu, büyük-küçük, bütün halk sever. |
İLİG CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
3185 | ilig aydı emdi bu erse yarag bitiyin bitigim aŋar bolsu ag | Hükümdar:— Münâsip görüyorsan, şimdi mektubu yazayım, bu onu avlayacak bir ağ olsun — dedi — |
3186 | saŋa bargu erse itiŋil itig munu men özümdin bitiyin bitig | Senin gitmen lâzım ise, hazırlan; ben de bir mektup yazıp, sana vereyim. |
Yûsuf Has Hâcib tarafından XI. yüzyılda yazılmış, Türk dilinin, edebiyatının ve kültür tarihinin en önemli kaynaklarından.
XXXVIII. ÖĞDÜLMİŞ HÜKÜMDARA HİZMETKÂRLARIN BEYLER ÜZERİNDEKİ HAKLARININ NELER OLDUĞUNU SÖYLER [ÖGDÜLMİŞ İLİGKE TAPUGÇILAR HAKI BEGLER ÖZE NEGÜ TEG ERDÜKlN AYUR]
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Popüler Başlıklar
-
BİSMİ'LLAHİ‘R-RAHMANİ'R-RAHİM Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi ...
-
Mısra (Kutadgu Bilig) Tercüme (Türkiye Türkçesi) ...
-
No Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi 955 ilig bir kün ay toldını ündedi orun birdi oldur tiyü imledi Hükümdar bir gün Ay...
C - BÂBLARIN FİHRİSTİ [FİHRİSTU’L-EBVAB]
Kutadgu Bilig Tercüme (Türkiye Türkçesi) 1. bab: tengri ‘azze ve cellening ögdisin ayur 01. bâb: Tanrı azze ve cellenin medhin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder