Ana içeriğe atla

Kayıtlar

E - İLAVELER

I. GENÇLİĞİNE ACIYARAK, İHTİYARLIĞINI SÖYLER 6521    Gençliğimi, geçen bulut gibi, geçirdim; ömrümü fırtına sür'ati ile tükettim. 6522    Yazık gençliğime, gençliğime yazık; ben seni tutmasını bilmedim, çok çabuk elden kaçırdım. 6523    Ey gençlik, sen bana şimdi tekrar gel; ben seni el üstünde tutayım; bak, senin için ipekliler ve sırmalar döşettim. 6524    Yazık bu gençliğe, hanı, nereye gitti; ne kadar arayıp, arattımsa da bulamadım. 6525    Sordum, gençlik kadar hayata zevk veren ve tatlı canı mes'ûd eden iyi bir şey yokmuş. 6526    Ben şimdi gençlik zevkini ve yiğitlik huzurunu kaybettim, elimde tutarken, kaçırıverdım. 6527    Eğer doğru bir hayat yaşamış olsa idim, ihtiyarlığın da zararı yoktu; fakat ne yazık ki, onu boş yere sarfettim. 6528    Ey gençlik, esef ederek sana kızıyorum; bütün güzelliğimi sen uzaklaştırdın, ben uzaklaştım. 6529    Benzim kırmızı, tam bir erguvan gibi idi; bugün yüzüme safran tohumu ektim. 6530    Misk gibi kara başıma kâfur örttüm; dolun ay g
En son yayınlar

LXXXV. HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E BAŞ-SAĞLIĞI DİLEDİĞİNİ SÖYLER

6304    Hükümdar bunu haber alınca, saraydan kalkıp, Öğdülmiş'in yanına geldi; ona gönülden baş-sağlığı diledi. 6305    Hükümdar : — Ey Öğdülmiş, mâkûl ol; sen duâ ile ona yardım etmeğe çalış — dedi — 6306    Odgurmış'a Tanrı rahmet eylesin ve onun bütün günahlarını affetsin. 6307    Tanrı sana bu felâketin ecrini versin; Tanrı senden razı olsun ve cehennemden korusun. 6308    Sen yolunu kesmiş ve kapını kapamışsın; yüzünü gizlemiş, ağzını kilitlemişsin. 6309    Böyle bir hareket sana yakışmaz; akıllı insan böyle bir yolu ihtiyar etmez. 6310    Bana söyle, seni kim bu sıkıntıya düşürdü; kim sana kızdı veya kim sana kin bağladı. 6311    Kardeşinin başına gelen Tanrının hükmüdür, o kazâ-i ilâhîyi yerine getirdi; sen kendine bak ve nefsini İslah et. 6312    Neye ağlayıp, feryad ediyorsun; bu şekilde hareket etmek iyi değildir; sen böyle yapma. 6313    Doğan ölür, yükselen iner; yürüyen durur ve veren alır. 6314    Kardeşinin ölümü sana ibret olsun; sabır et, ecrine nâıl olursun, ş

LXXXIV. ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMIŞ İÇİN MATEM TUTTUĞUNU SÖYLER

6299    Kalkıp gitti ve kardeşinin mezarını gördü; onu kucaklayıp, ağladı ve göz yaşlarını döktü. 6300    Ey kardeşim, kalkıp bana bir bak, yüzünü göreyim de hasretim dinsin — dedi — 6301    Buraya seni görmek arzusu ile gelmiştim; benden neden yüzünü gizledin. 6302    Ey gönlümün tacı, sevgili cana can; sensiz bu fâni can nasıl yaşasın. 6303    Seninle geçen hayatımız bir rüyamı idi : görürken kaybettim; sen gözlerimden silinip, benden uzaklaştın. [Metin eksik]

LXXXIII. KUMARU'NUN ÖĞDÜLMİŞ'E BAŞ-SAĞLIĞI DİLEDİĞİNİ SÖYLER

6293    Kumaru onun feryâdlarına mâni olmağa çalıştı : — Sabırlı ol, Tanrının hükmüne gönlünle, aklınla ve dilinle riza göster — dedi — 6294    Her kes için bu ölümün geleceği bir gün vardır; o öldü, şimdi de sen ölüme hazırlan. 6295    Ey oğul, niçin ağlıyorsun; sana vuran, söğen kim, kimden ne zarar gördün ? 6296    Bu fâni canı ona Tanrı vermişti, şimdi bunu gen aldı ve can da çıktığım. 6297    O bir daha geri dönecek değildir; kısa bir zaman sonra, sen de ben de oraya gideceğiz. 6298    Bir de ilâve etti : — Kardeşinin mezarını bir gör, onu ziyaret edip, öyle geri dön.

LXXXII. KUMARU ÖĞDÜLMİŞ'E ODGURMIŞ'IN ÖLDÜĞÜNÜ SÖYLER

6286    Kardeşinin müridi Kumaru çıkıp, onu göz yaşlan ile karşıladı. 6287    Ona yaklaşarak : — Ey kardeş, gönlün yaralanmasın, sabırlı ol; Allah ecrini ihsan eder — dedi — 6288    Kardeşin göçtü-gitti, bu dünyayı terketti; Tanrı sana sağlık ve uzun ömürler versin. 6289    Şimdi sen ağlayıp-inleme, sabret, kendine hâkim ol; hayatta bulunanlar İçin, ölümden başka çıkar yol yoktur. 6290    Her doğan ölür, sevgili can gider; dünyada ne bey, ne kul, ne de peygamber kalır. 6291    Bu ölüm bizim içinde hazırlanmıştır; ölüme karşı bir çâre veya müessir bir silâh yoktur. 6292    Bunu duyan Öğdülmiş feryâd ederek, döğündü ve göz yaşı döktü.

LXXXI. ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E NASÎHAT ETTİĞİNİ SÖYLER

6087    Sözüm şudur : Ey kardeş, gâfil olma, hayatı ve ömrü fenalıkla boşuna geçirme. 6088    Dürüst ol, doğruluk yolundan ayrılma; bil ki, insanı dilek ve arzularına bu yol ulaştırır. 6089    Her mahlûka karşı merhametli ol, gönülün ile dilini bir ederek, Tanrıya ihlâsla ibâdet kıl. 6090    Dünya düşüncesini kısa tut, ibâdeti uzun; acele ederken, sakin ve hiddetlenirken de, halîm ol. 6091    Ölümü unutma, bunun hazırlığını gör; kendini unutma, aslını ve menşeini bil. 6092    Dünyaya tamah ederek, ruhunu karartma; dünya kalır, fakat sen peşimanlık ile inleyerek gidersin. 6093    Tanrı hükmüne razı ol; ne gelirse, ona tahammül et; sırası geldikçe, halka faydalı ol. 6094    Doğru söyle, sözün dürüst ve tam olsun; sözü yalan kimseler küstah olur. 6095    Güler yüzlü, tatlı sözlü ol ve iyi hareket et; böylece devir döner ve sana saadet geliverir. 6096    Cömert ve alçak gönüllü ol, tuz-ekmek yedir; başkalarının aybını görme, ört ve yok farzet. 6097    Arzularına hâkim ol; öfkelenirsen, ken

LXXX. ODGURMIŞ BU RÜYAYA BAŞKA BİR TÂBİR SÖYLER

6047    Odgurmış cevap verdi ve : — Ey dostum, rüyanın tâbiri böyle değildir — dedi — 6048    Eğer uykuda bu rüyayı sen görmüş olsa idin, bunun tâbiri de senin güzelce yorduğun gibi olurdu. 6049    Senin gayretin hep bu dünya içindir; bu dünyayı isteyen bu dünyayı bulur. 6050    Ben ise, bu dünyayı bırakıp kaçtım; zahmetlere katlanarak, burada yaşıyorum. 6051    Sen benim rüyamı tam olarak yormadın; dinle, bu rüyayı ben sana tâbir edeyim. 6052    Gördüğüm basamaklı yüksek merdiveni, ey kardeş, ben hayat olarak yoruyorum. 6053    Merdivenin başına kadar yükselmem, yaşımın tükenmesi, hayatımın tamamlanmasıdır. 6054    Merdivenin başına kadar yükseldim ve o atlının gelerek bana verdiği suyu alıp içtim. 6055    Evlâtları babasız bırakan bu atlıdır, ey temiz kalpli insan. 6056    Tanzim edilenleri bozan ve hayattaki canlıları hareketsiz bırakan bu atlıdır. 6057    Benim kaptaki suyu alıp içmiş olmamı sen hayata yordun ve ömrümü uzattın. 6058    Su, eğer yarısı içilir ve yarısı bırakılırsa,