287 Ey âlim hakîm, maksadım söz söylemek idi; akıl ve bilgiden bahsetmek istedim.
288 Akıl karanlık gecede bir meş'ale gibidir; bilgi seni aydınlatan bir ışıktır.
289 İnsan akıl ile yükselir, bilgi ile büyür; bu ikisi ile insan itibâr görür.
290 Buna inanmazsan, Nûşin-Revan'a bak; o akıl gözü ile dünyayı aydınlattı.
291 Kanunu doğruluk ile tatbik etti ve halk zenginleşti; o iyi bir devirde iyi bir nâm bıraktı.
292 Bilgili bir insanın onun hakkında şöyle dediğini duydum : kendisi cehennemlik iken, cehennem azabından kurtuldu.
293 Küçük çocuğa bak, ona akıl ulaşacaktır; fakat yaşı gelmedikçe, kalemler yürümez.
294 Akıllı insan da yaşlanınca bunar; akıl gittiği için, kalem de susar.
295 Eğer delijbir adamı vurup, öldürürse, o deliye ölüm cezası yoktur; kısas yapılmaz.
296 Niçin dersen, o akılsızdır; akılsız adamlar ne mükâfat görür, ne de ceza.
297 Bütün bu hürmet ve itibar akıl içindir; akılsız adam bir avuç balçık gibidir.
298 Dikkat edersen şu söz çok yerinde söylenmiş : akılsız ve bilgisiz kimse kendisini yükseltemez.
299 Dikkat edilirse, her kes üzerine bir şey giyer; fakat akıllı ve bilgili insan hıl'at ile değil, aslında değerlidir.
300 Akıl olursa, insan olsa-olsa asıl insan olur; bilgi olursa, insan yapsa yapsa beylik yapar.
301 Kimde akıl varsa, o asîl insan olur; kimde bilgi varsa, o beylik bulur, însan-oğlu kara yer üzerine elini uzattı, her şeye bilgisi ile nüfuz etti.
302 Akıl ile insan asıl insan adını alır; bilgi ile beyler memleket işini tanzim eder.
303 Binlerce fazilet ve bir çok alkışlanan işler akıl ile yapılmış olduğu için öğülmüştür.
304 Aklın azını azımsama, onun faydası çoktur; bilginin azını azımsama, o insan için azizdir.
305 Hakimlerin sözünü dinle, düşün ve şu dört şeyin azını az görme.
306 Bu dörtten biri — ateş, biri — düşmandır; üçüncüsü — hayatın tuzağı olan hastalıktır.
307 Nihayet bunların biri de — bilgidir; bu dört nesneyi hafife alma, bunların ehemmiyeti büyüktür.
308 Bunlardan her birinin faydası veya zararı çoktur; bâzısı — borç, bâzısı ise — alacak gibidir.
309 Bilgi kimya gibidir, eşya onun etrafında toplanır; akıl onun sarayıdır, içinde eşya yığılır.
310 Misk ve bilgi birbirine benzer; insan bunları yanında gizli tutamaz.
311 Miski gizlersen, kokusundan belli olur; bilgiyi saklarsan, dili ayarlamasından belli olur.
312 Bilgi hiç bir zaman fakirliğe düşmeyen bir servettir; hırsız ve dolandırıcının ona eli erişemez ve alamaz.
313 Bilgi ve akıl insan için bir köstektir; köstekli olan, yakışıksız şeylere pek gitmez.
314 insan çok sevdiği atını köstekli tutar; lüzumlu atını muhafaza altına alır.
315 Köstekli olan kaçamaz, istenildiği kadar yürür; bukağılı olan uzaklaşamaz, istenilen yere kadar gider.
316 Akıl senin için iyi ve yeminli bir dosttur; bilgi senin için çok merhametli bir kardeştir.
317 Bilgisiz adamın düşmanı kendi bildiği ve yaptığıdır; başka düşmanı olmasa bile, bu ikisinin gailesi kâfidir.
318 Buna benzer türkçe bir ata-sözü vardır; sen bunu oku, gönlünde ve aklında tut.
319 Akıllı insan için akıl kâfi bir eştir; bilgisiz insan için hakaret tam bir addır.
320 Bilgili insan için onun bilgisi kâfi bir yiyecek ve giyecektir; bilgisizin hareketi — onun kötü- arkadaşıdır.
321 Ey akıllı iyi yiğit, öfkeyi kendinden uzaklaştır; ey bilgili bey yiğit, hiddetlenme, iyi ad kazan.
322 Öfke ve gazap ile işe yaklaşma; eğer yaklaşırsan, ömrü heder edersin.
323 Öfke ile kalkan peşimanlıkla oturur; insan hiddetlenince, işinde yanılır.
324 insan sakin ve mülayim tabiatli olmalıdır; güneş ve ay doğması için, beye itidal lâzımdır.
325 Hem yumuşak huylu, hem tatlı dilli, hem akıllı, hem bilgili olmak gerektir.
326 insanları iyi seçebilmek için akıllı olmak ve işini iyi başarabilmek için de bilgili olmak lâzımdır.
327 insan işe yarayana-yaramayana iyice dikkat ederek, gerekli ve gereksizi hakkiyle sorup-soruşturarak,
328 Ayırt eder, eler, seçebilir ve her işte gözünü keskin tutarsa,
329 Neticede işler sağlam olur ve olgunlaşır; bilgili insanlar yemeği pişmiş olarak yerler.
330 Böyle bir insan dileğine erer ve her iki dünyada işi yoluna girer.
332 Hiddet ve öfke insan için fenadır; bu ikisinin yüzünden vücût dâima eziyet çeker.
333 Dinle, hakîm âlim buna benzeterek, ne der; bu söze göre hareket et, ey bahtiyar insan.
334 Hiddetlenirse, insan bilgisizce hareket eder; eğer öfkelenirse, öfke onu akılsıza çevirir.
335 Hiddetlenmek insan için fenadır, bilgiyi götürür; hiddetlenince, yumuşak huylu insan da kabalık yapar.
336 Dinle, bilgili adam ne der : bilgili sözü, gerçekten, sevgili can gibidir.
337 Bak, şu bir kaç şey insan için kötüdür; insan bunları bilirse, kendisini korumuş olur.
338 Bunlardan biri — yalan söylemektir; ikincisi — verilen sözden dönmektir.
339 Üçüncüsü ise— içki iptilâsıdır; buna tutulan kimse, şüphesiz, tamamen boşuna yaşamış olur.
340 Biri de insanın inatçı olmasıdır; bu inatçı insan için dünyada sevinç yoktur.
341 Yakışıksız hâllerden biri de kaba tabiatli olmaktır; böyle adam başkalarının evinde tozu-dumana katar.
342 Biri boş-boğaz, hiddetli ve öfkeli olmaktır; söğmeğe başlarsa, insanın kalbini kırar.
343 Bu bir kaç şey bir kimse üzerinde toplanırsa, mübarek saadet ondan kaçar, uzaklaşır.
344 Felek ona yar olmaz, âvâre olur; bununla birlikte hâl ve hareketinde istikrar olmaz.
345 Ey iyi insan, yürü, iyilik yap, iyinin işi hep düzgün gider.
346 Şimdi dinle, yumuşak tabiatli olan ve tecrübe ile yükselerek, memleket işini eline alan adam ne der.
347 Ne kadar yaşarsa - yaşasın, bu iyi insan ihtiyarlamaz; ne kadar uğraşılırsa-uğraşılsın, kötü insan ıslâh edilmez.
348 Ömrü kısa olan kötü peşimanlıkla ihtiyarlar, uzun ömürlü olan iyi peşiman olmadan yaşar.
349 îyi insan her gün yeni bir arzusuna nail olur; kötünün sıkıntısı ise, her gün bir kat artar.
288 Akıl karanlık gecede bir meş'ale gibidir; bilgi seni aydınlatan bir ışıktır.
289 İnsan akıl ile yükselir, bilgi ile büyür; bu ikisi ile insan itibâr görür.
290 Buna inanmazsan, Nûşin-Revan'a bak; o akıl gözü ile dünyayı aydınlattı.
291 Kanunu doğruluk ile tatbik etti ve halk zenginleşti; o iyi bir devirde iyi bir nâm bıraktı.
292 Bilgili bir insanın onun hakkında şöyle dediğini duydum : kendisi cehennemlik iken, cehennem azabından kurtuldu.
293 Küçük çocuğa bak, ona akıl ulaşacaktır; fakat yaşı gelmedikçe, kalemler yürümez.
294 Akıllı insan da yaşlanınca bunar; akıl gittiği için, kalem de susar.
295 Eğer delijbir adamı vurup, öldürürse, o deliye ölüm cezası yoktur; kısas yapılmaz.
296 Niçin dersen, o akılsızdır; akılsız adamlar ne mükâfat görür, ne de ceza.
297 Bütün bu hürmet ve itibar akıl içindir; akılsız adam bir avuç balçık gibidir.
298 Dikkat edersen şu söz çok yerinde söylenmiş : akılsız ve bilgisiz kimse kendisini yükseltemez.
299 Dikkat edilirse, her kes üzerine bir şey giyer; fakat akıllı ve bilgili insan hıl'at ile değil, aslında değerlidir.
300 Akıl olursa, insan olsa-olsa asıl insan olur; bilgi olursa, insan yapsa yapsa beylik yapar.
301 Kimde akıl varsa, o asîl insan olur; kimde bilgi varsa, o beylik bulur, însan-oğlu kara yer üzerine elini uzattı, her şeye bilgisi ile nüfuz etti.
302 Akıl ile insan asıl insan adını alır; bilgi ile beyler memleket işini tanzim eder.
303 Binlerce fazilet ve bir çok alkışlanan işler akıl ile yapılmış olduğu için öğülmüştür.
304 Aklın azını azımsama, onun faydası çoktur; bilginin azını azımsama, o insan için azizdir.
305 Hakimlerin sözünü dinle, düşün ve şu dört şeyin azını az görme.
306 Bu dörtten biri — ateş, biri — düşmandır; üçüncüsü — hayatın tuzağı olan hastalıktır.
307 Nihayet bunların biri de — bilgidir; bu dört nesneyi hafife alma, bunların ehemmiyeti büyüktür.
308 Bunlardan her birinin faydası veya zararı çoktur; bâzısı — borç, bâzısı ise — alacak gibidir.
309 Bilgi kimya gibidir, eşya onun etrafında toplanır; akıl onun sarayıdır, içinde eşya yığılır.
310 Misk ve bilgi birbirine benzer; insan bunları yanında gizli tutamaz.
311 Miski gizlersen, kokusundan belli olur; bilgiyi saklarsan, dili ayarlamasından belli olur.
312 Bilgi hiç bir zaman fakirliğe düşmeyen bir servettir; hırsız ve dolandırıcının ona eli erişemez ve alamaz.
313 Bilgi ve akıl insan için bir köstektir; köstekli olan, yakışıksız şeylere pek gitmez.
314 insan çok sevdiği atını köstekli tutar; lüzumlu atını muhafaza altına alır.
315 Köstekli olan kaçamaz, istenildiği kadar yürür; bukağılı olan uzaklaşamaz, istenilen yere kadar gider.
316 Akıl senin için iyi ve yeminli bir dosttur; bilgi senin için çok merhametli bir kardeştir.
317 Bilgisiz adamın düşmanı kendi bildiği ve yaptığıdır; başka düşmanı olmasa bile, bu ikisinin gailesi kâfidir.
318 Buna benzer türkçe bir ata-sözü vardır; sen bunu oku, gönlünde ve aklında tut.
319 Akıllı insan için akıl kâfi bir eştir; bilgisiz insan için hakaret tam bir addır.
320 Bilgili insan için onun bilgisi kâfi bir yiyecek ve giyecektir; bilgisizin hareketi — onun kötü- arkadaşıdır.
321 Ey akıllı iyi yiğit, öfkeyi kendinden uzaklaştır; ey bilgili bey yiğit, hiddetlenme, iyi ad kazan.
322 Öfke ve gazap ile işe yaklaşma; eğer yaklaşırsan, ömrü heder edersin.
323 Öfke ile kalkan peşimanlıkla oturur; insan hiddetlenince, işinde yanılır.
324 insan sakin ve mülayim tabiatli olmalıdır; güneş ve ay doğması için, beye itidal lâzımdır.
325 Hem yumuşak huylu, hem tatlı dilli, hem akıllı, hem bilgili olmak gerektir.
326 insanları iyi seçebilmek için akıllı olmak ve işini iyi başarabilmek için de bilgili olmak lâzımdır.
327 insan işe yarayana-yaramayana iyice dikkat ederek, gerekli ve gereksizi hakkiyle sorup-soruşturarak,
328 Ayırt eder, eler, seçebilir ve her işte gözünü keskin tutarsa,
329 Neticede işler sağlam olur ve olgunlaşır; bilgili insanlar yemeği pişmiş olarak yerler.
330 Böyle bir insan dileğine erer ve her iki dünyada işi yoluna girer.
332 Hiddet ve öfke insan için fenadır; bu ikisinin yüzünden vücût dâima eziyet çeker.
333 Dinle, hakîm âlim buna benzeterek, ne der; bu söze göre hareket et, ey bahtiyar insan.
334 Hiddetlenirse, insan bilgisizce hareket eder; eğer öfkelenirse, öfke onu akılsıza çevirir.
335 Hiddetlenmek insan için fenadır, bilgiyi götürür; hiddetlenince, yumuşak huylu insan da kabalık yapar.
336 Dinle, bilgili adam ne der : bilgili sözü, gerçekten, sevgili can gibidir.
337 Bak, şu bir kaç şey insan için kötüdür; insan bunları bilirse, kendisini korumuş olur.
338 Bunlardan biri — yalan söylemektir; ikincisi — verilen sözden dönmektir.
339 Üçüncüsü ise— içki iptilâsıdır; buna tutulan kimse, şüphesiz, tamamen boşuna yaşamış olur.
340 Biri de insanın inatçı olmasıdır; bu inatçı insan için dünyada sevinç yoktur.
341 Yakışıksız hâllerden biri de kaba tabiatli olmaktır; böyle adam başkalarının evinde tozu-dumana katar.
342 Biri boş-boğaz, hiddetli ve öfkeli olmaktır; söğmeğe başlarsa, insanın kalbini kırar.
343 Bu bir kaç şey bir kimse üzerinde toplanırsa, mübarek saadet ondan kaçar, uzaklaşır.
344 Felek ona yar olmaz, âvâre olur; bununla birlikte hâl ve hareketinde istikrar olmaz.
345 Ey iyi insan, yürü, iyilik yap, iyinin işi hep düzgün gider.
346 Şimdi dinle, yumuşak tabiatli olan ve tecrübe ile yükselerek, memleket işini eline alan adam ne der.
347 Ne kadar yaşarsa - yaşasın, bu iyi insan ihtiyarlamaz; ne kadar uğraşılırsa-uğraşılsın, kötü insan ıslâh edilmez.
348 Ömrü kısa olan kötü peşimanlıkla ihtiyarlar, uzun ömürlü olan iyi peşiman olmadan yaşar.
349 îyi insan her gün yeni bir arzusuna nail olur; kötünün sıkıntısı ise, her gün bir kat artar.
Yorumlar
Yorum Gönder