350 Kitabın adını Kutadgu bilig koydum; okuyana kutlu olsun ve ona yol göstersin.
351 Ben sözümü söyledim ve kitabı yazdım; bu kitap — uzanıp, her iki dünyayı tutan bir eldir.
352 insan her iki dünyayı devletle elinde tutarsa, mes'ût olur; bu sözüm doğru ve dürüsttür.
353 Önce Kün-Toğdı hükümdardan bahsettim; ey iyi insan, bunu izah edeyim.
354 Sonra Ay-Toldı'dan söz açtım; mübarek saadet güneşi onunla parlar.
355 Bu Kün-Toğdı dediğim doğrudan-doğruya kanundur; Ay-Toldı ise, saadettir.
356 Bundan sonra Öğdülmiş'i anlattım; o aklın adıdır ve insanı yükseltir.
357 Ondan sonrakisi Odgurmış'tır; onu ben akıbet olarak aldım.
358 Ben sözü bu dört şey üzerine söyledim; okursan, anlaşılır; iyice dikkat et.
359 Ey sevinç içinde ömür süren iyi genç, sözümü yabana atma, gönülden dinle.
360 Gayret et, doğruluk yolundan şaşma; gençliği heder etme, ondan faydalanmasını bil.
361 Gençliği aziz tut, çabuk geçer; ne kadar sıkı muhafaza edersen-et, bir gün kaçar.
362 Sende henüz gençlik kuvveti varken, bunu boşuna geçirme; dâima tâat ve ibâdet ile meşgul ol.
363 Sonra gençliğin hasretini çeker ve peşiman olursun, amma son peşimanlık fayda vermez; sözüm bu kadar.
364 - Kimin yaşı kırkı geçerse, gençlik insana:— "Allaha ısmarladık !" — der.
365 'Elli yaşım bana elini değdirdi; kuzgun tüyü gibi olan başımı kuğu tüyüne çevirdi.
366 Şimdi altmış :—"Bana gel!"— diye çağırıyor; ecel pususuna düşmezsem, şimdi oraya gideceğim.
367 - Kimin yaşı altmışı doldurmuş ise, ondan- hayatın tadı gitmiş, onun yazı kışa dönmüştür.
368 - Otuzun topladığını elli geri aldı, altmış elini değdirirse, ne yapacağım.
369 Ey elli, ben sana ne yaptım sanki, neden bana şimdi böyle kin bağladın.
370 Gençlikte her işim bir zevk idi; şimdi bana yediğim yemek zehir oldu.
371 Vücûdum ok ve gönülüm yay gibi idi; şimdi vücûdum yay oldu, gönlümü ok yapmalıyım.
372 Gençlik benim için ne topladı ise, ihtiyarlık gelip, onları aldı; o sana da gelecektir.
373 Ey çergüçi, gel beni çergüle; eziyet içinde ayların ve yılların esiri oldum.
374 Ayağım kösteksiz olduğu hâlde, Misiz düştü, adım atamıyor; gören göz-bebeğim karardı, parlamıyor.
375 Zevk gitti, gönül âteşi söndü; gençlik adı artık benden uzaklaştı.
376 Ey kır saçlı uyan, ölüme hazırlan; geçmiş günlerin için ağla ve sızla.
377 Hayat boş yere geçti-gitti, bari bu kalan günlerini tövbe ve istiğfar ile geçir.
378 Ey ebedî, ölümsüz ve ihtiyacdan vareste olan rabbim, bu sayısız canlıları ölüm için yarattın.
379 Ben sana şimdi yalvarıyorum ve şunu diliyorum: beni bir parça daha yaşat, ömrümü uzat.
380 Senden kuvvet isteyerek, bu söze başladım; ey rabbim, bunu tamamlamak için, sen kuvvet ver.
381 Ey dilim, durma, yaratana ve beni kötülüklerden uzak tutana hamd ve sena et.
382 Seçti, yarattı ve gönülü aydınlattı; gönülümü iman içinde, doğru yol üzerinde tuttu.
383 Karanlıkta idim, gecemi aydınlattı; zulmette idim, bana güneşi doğdurdu.
384 Yolumu şaşırmış, koşuyordum, bana yol gösterdi; o korumasa idi, ateşte yanardım.
385 O seçti, ayırdı, beni yükseltti; beni yolunu şaşırmışlar arasından uzaklaştırdı.
386 Gönülümü aydınlık ile süsledi; dilimi kelime-i şehâdet ile bezedi.
387 Gönül, göz, akıl, zekâ ve bilgi verdi; dilimi açtı ve bana ifâde kudreti ihsan etti.
388 Sevgili resulün yolu beni selâmete götürecektir; o resul bizzat bana şefaat etsin.
389 Bütün bunların hepsi rabbimin fazlı ve keremi idi; benim gibi âsî bir kula değer verdi.
390 Daha aylarca ve yıllarca yaşasam bile, bunun şükrünü bundan sonra nasıl öderim.
391 Ey rabbim, benim bu aczimi bilirsin; her sıkıntı ve müşkülümü ben sana açarım.
392 Bunlardan bir tekinin şükrünü bile ben sana edâ edemem; benim tarafımdan sen kendine kendin şükret; senin hikmetine akıl ermez.
393 Beni doğru yol üzerinde doğruluğa sevk et; üzerimden bu imân libâsını çıkarma.
394 Benim bu canım tenden çıkarken, son nefesimi kelime-i şehâdet ile al.
395 Kara yer altında tek başıma kalınca, orada da sayısız rahmetini bana ulaştır.
396 Ben âsî bir kulunum, günahım çoktur; ey aziz Tanrı, beni kendi fazlın ve keremin ile affet.
397 Sen bütün müminlerin hepsine de mağfiret et; yarınki beka âleminden didârını bana bugün göster.
351 Ben sözümü söyledim ve kitabı yazdım; bu kitap — uzanıp, her iki dünyayı tutan bir eldir.
352 insan her iki dünyayı devletle elinde tutarsa, mes'ût olur; bu sözüm doğru ve dürüsttür.
353 Önce Kün-Toğdı hükümdardan bahsettim; ey iyi insan, bunu izah edeyim.
354 Sonra Ay-Toldı'dan söz açtım; mübarek saadet güneşi onunla parlar.
355 Bu Kün-Toğdı dediğim doğrudan-doğruya kanundur; Ay-Toldı ise, saadettir.
356 Bundan sonra Öğdülmiş'i anlattım; o aklın adıdır ve insanı yükseltir.
357 Ondan sonrakisi Odgurmış'tır; onu ben akıbet olarak aldım.
358 Ben sözü bu dört şey üzerine söyledim; okursan, anlaşılır; iyice dikkat et.
359 Ey sevinç içinde ömür süren iyi genç, sözümü yabana atma, gönülden dinle.
360 Gayret et, doğruluk yolundan şaşma; gençliği heder etme, ondan faydalanmasını bil.
361 Gençliği aziz tut, çabuk geçer; ne kadar sıkı muhafaza edersen-et, bir gün kaçar.
362 Sende henüz gençlik kuvveti varken, bunu boşuna geçirme; dâima tâat ve ibâdet ile meşgul ol.
363 Sonra gençliğin hasretini çeker ve peşiman olursun, amma son peşimanlık fayda vermez; sözüm bu kadar.
364 - Kimin yaşı kırkı geçerse, gençlik insana:— "Allaha ısmarladık !" — der.
365 'Elli yaşım bana elini değdirdi; kuzgun tüyü gibi olan başımı kuğu tüyüne çevirdi.
366 Şimdi altmış :—"Bana gel!"— diye çağırıyor; ecel pususuna düşmezsem, şimdi oraya gideceğim.
367 - Kimin yaşı altmışı doldurmuş ise, ondan- hayatın tadı gitmiş, onun yazı kışa dönmüştür.
368 - Otuzun topladığını elli geri aldı, altmış elini değdirirse, ne yapacağım.
369 Ey elli, ben sana ne yaptım sanki, neden bana şimdi böyle kin bağladın.
370 Gençlikte her işim bir zevk idi; şimdi bana yediğim yemek zehir oldu.
371 Vücûdum ok ve gönülüm yay gibi idi; şimdi vücûdum yay oldu, gönlümü ok yapmalıyım.
372 Gençlik benim için ne topladı ise, ihtiyarlık gelip, onları aldı; o sana da gelecektir.
373 Ey çergüçi, gel beni çergüle; eziyet içinde ayların ve yılların esiri oldum.
374 Ayağım kösteksiz olduğu hâlde, Misiz düştü, adım atamıyor; gören göz-bebeğim karardı, parlamıyor.
375 Zevk gitti, gönül âteşi söndü; gençlik adı artık benden uzaklaştı.
376 Ey kır saçlı uyan, ölüme hazırlan; geçmiş günlerin için ağla ve sızla.
377 Hayat boş yere geçti-gitti, bari bu kalan günlerini tövbe ve istiğfar ile geçir.
378 Ey ebedî, ölümsüz ve ihtiyacdan vareste olan rabbim, bu sayısız canlıları ölüm için yarattın.
379 Ben sana şimdi yalvarıyorum ve şunu diliyorum: beni bir parça daha yaşat, ömrümü uzat.
380 Senden kuvvet isteyerek, bu söze başladım; ey rabbim, bunu tamamlamak için, sen kuvvet ver.
381 Ey dilim, durma, yaratana ve beni kötülüklerden uzak tutana hamd ve sena et.
382 Seçti, yarattı ve gönülü aydınlattı; gönülümü iman içinde, doğru yol üzerinde tuttu.
383 Karanlıkta idim, gecemi aydınlattı; zulmette idim, bana güneşi doğdurdu.
384 Yolumu şaşırmış, koşuyordum, bana yol gösterdi; o korumasa idi, ateşte yanardım.
385 O seçti, ayırdı, beni yükseltti; beni yolunu şaşırmışlar arasından uzaklaştırdı.
386 Gönülümü aydınlık ile süsledi; dilimi kelime-i şehâdet ile bezedi.
387 Gönül, göz, akıl, zekâ ve bilgi verdi; dilimi açtı ve bana ifâde kudreti ihsan etti.
388 Sevgili resulün yolu beni selâmete götürecektir; o resul bizzat bana şefaat etsin.
389 Bütün bunların hepsi rabbimin fazlı ve keremi idi; benim gibi âsî bir kula değer verdi.
390 Daha aylarca ve yıllarca yaşasam bile, bunun şükrünü bundan sonra nasıl öderim.
391 Ey rabbim, benim bu aczimi bilirsin; her sıkıntı ve müşkülümü ben sana açarım.
392 Bunlardan bir tekinin şükrünü bile ben sana edâ edemem; benim tarafımdan sen kendine kendin şükret; senin hikmetine akıl ermez.
393 Beni doğru yol üzerinde doğruluğa sevk et; üzerimden bu imân libâsını çıkarma.
394 Benim bu canım tenden çıkarken, son nefesimi kelime-i şehâdet ile al.
395 Kara yer altında tek başıma kalınca, orada da sayısız rahmetini bana ulaştır.
396 Ben âsî bir kulunum, günahım çoktur; ey aziz Tanrı, beni kendi fazlın ve keremin ile affet.
397 Sen bütün müminlerin hepsine de mağfiret et; yarınki beka âleminden didârını bana bugün göster.
Yorumlar
Yorum Gönder