4031 Bu hizmetkârlar iki türlü olur; hizmet ederlerse, işleri günden güne yoluna girer.
4032 Bunlardan biri— çocukken hizmete girer, biri — büyüdükten sonra bu işe intisap eder.
4033 Bunlardan küçükken hizmete girip, benlik ve gururdan geçenler daha iyidir.
4034 Her ne kadar bugün bunları sana anlatıyorsam da, sözlerimi küçükleri göz önünde bulundurarak, söyleyeceğim.
4035 Sözü kapalı tutarsan, sonu çiğlik olur; çiğ olan her şeyin altında zarar vardır.
4036 Olgun olmasını istersen, sözü pişirmelisin; doğruluk dilersen, kendin doğru yoldan ayrılmamalısın.
4037 insan hizmet kapısını açmak isterse, küçük yaşta hizmete başlamalıdır.
4038 Töre ve usûlü öğrenmeli, hareketini düzeltmeli, giriş ve çıkış tarzlarını bilmeli, tavır ve hareketi edep dâiresinde olmalıdır.
4039 Erkenden kalkıp, hizmete hâzır bulunmalıdır; sözlerinde ve hareketlerinde mütevâzi olması lâzımdır.
4040 Her işi sür'atle ve vakfında yapmalı; işine iyice dikkat ederek, gözü ve kulağı tetikte bulunmalıdır.
4041 Kendisinden büyüğe hizmet etmeli; dilini tutmasını bilmeli ve uluorta söz söylememelidir.
4042 Böyle bir genç hizmette başarı gösterirse, beyine yakın olur ve merhaleleri muvaffakiyetle geçer.
4043 Bundan sonra girerken, çıkarken, dilek ve ricaları arzederken, usûlüne göre hareket etmelidir.
4044 Küçük rütbeli kimseler bu mertebeye erişince, bey bundan sonra onların yapacakları işleri, tâyin eder.
4045 Hizmetkâr akıllı ve dürüst tabiatlı olursa, o dilekleri hükümdara arz vazifesine yarar ve çabuk yükselip, ikbâle erer.
4046 iyi nişancı ve cesur ise, o okçu ve yaycı olur; doğru tabiatli ise, mühürdar olur.
4047 Tavrı, hareketi temiz ve güzel yüzlü ise, onu bey saki yapar, ey iyi kalpli insan.
4048 Yazı ve hesap işlerini bilirse, hazinedar olur; anlayış ve zekâsı iyi ise, kâtip olur.
4049 însan bunlardan hangisine erişirse-erişsin, çok dikkatli ve ihtiyatlı olmalı ve çok iyi hizmet etmelidir.
4050 Hizmet eden ve hizmeti sayesinde dileğine kavuşan kimse ne der, dinle.
4051 Beyin huzurunda bulunurken, çok dikkatli ol ve görülmeyecek şeylere bakma ve onları görme.
4052 Hareketini doğrult, tavrını düzelt, kendini gözet; gönlün, dilin dürüst olsun, sözünü kısa kes.
4053 Her türlü iş hizmet ile yoluna girer; hizmet sayesinde insan iyi arkadaşlara nail olur.
4054 Her hangi bir iyiliğe nail olmak istersen, önce hizmet et; hizmetin senin yüzünü güldürür.
4055 Beyin huzurunda bulunduğun zaman gözün yerde, kulağın baş-köşede olsun.
4056 Ellerini kavuştur, ayaklarını birbirine bitiştir; sağ elini sol elin üzerine koy.
4057 Kapıdan girerken, önce sağ ayağını at; sana emir buyurulurken, aklın, fikrin onda olsun.
4058 Bir şey arzederken, ellerini aşağıya doğru sarkıt; iki diz üzerine çök, arzı ihlâs ve sükûn ile yap.
4059 Huzurda iken, sağa veya sola bakınma; havf ve hürmet üzere ol, sözü dikkatle dinle.
4060 Sana bir söz sorarsa, doğruyu söyle; cevap verirse, emrini sadâkatle yerine getir.
4061 içki içme, faydasız ve boşu-boşuna dolaşma; yakışmayan ve fena işlerden derhâl uzaklaş.
4062 İşittiğin sözleri işitmemiş gibi ol, gözünün gördüklerini görmemiş gibi ol.
4063 însan böyle hizmet eder ve kendisini beğendirirse, ikbâli günden güne artar, işi yoluna girer.
4064 Bunlardan kiminin emrine takım verilir ve o takım-başı olur; kimi at-aygır üzerinde il-başı olur.
4065 Kimi sü-başı, kimi hâcip, kimi hükümdarın sır tevdî ettiği kâtibi olur.
4066 Bu derecelere erişip, iyi hizmet eden kimseler büyüklüğe ulaşır ve bütün arzularına kavuşurlar.
4067 Kimi aklı ile öğeliğe yükselir; kimi kök-ayukluk ile şöhret bulur.
4068 Kimi ınanç-bey, kimi çağrı-bey, kimi tigin-bey ve kimi çavlı-bey olur.
4069 Kimi yavgu, kimi yugruş veya il-beyi, kimi unvanının eşi olmayan er-öği olur.
4070 Hizmetkârların dereceleri buraya kadardır; bundan sonra onlar için artık bir yükseliş derecesi yoktur.
4071 Bir bey hizmetkârlarını bu derecelere yükseltirse, onlara hakkını kendisine minnettar bırakacak kadar ödemiş olur.
4072 Bu derecelere yükselen her hizmetkâr kendi vazifesini yaparsa, o beyine çok faydalı olur ve bey de arzusuna kavuşur.
4073 Eğer bu mevkilere küstah ve aşağılık adamlar yerleşirse, bu hizmetkârlardan beye büyük zararlar gelebilir.
4074 Akıllı ve hakîm insan çok güzel söylemiş :— Lâyık olmayan kimselere bu mevkiler verilmemelidir.
4075 Bilgili insan bundan daha iyi söylemiş : — Ey beyim, bilgisizin elinden tutma— demiştir.
4076 Akılsız kimseler bilgiyi tahrif ederler; bilgisiz kimseler halkı harap ederler.
4077 Eğer bir bey bilgisiz kimseyi yükseltir ve ona mansıp verirse, şunu önceden bil ki, o kimse beyine sadâkat göstermez.
4078 Akılsız kimse büyüklüğe ulaşırsa, ey büyük hükümdar, o efendisinin başını yer.
4079 Onun için beylerin hizmetkâr kullarının derecelerini onların bilgileri nisbetinde yükseltmeleri gerekir.
4080 Kulu önce, tavrı ve hareketi bakımından, iyice tecrübe etmeli; sonra anlayışı nisbetinde ona paye vermelidir.
4081 Kul sâdık olmalı ve her vakit beyini korumalıdır; ancak böyle kullara beylerin ihsanda bulunmaları doğru olur.
4082 Kanun koyan ve kanun ile beyliğin işini tanzim eden insan ne der, dinle.
4083 Kul ne kadar yükselirse-yükselsin, kulun adı kuldur; o yükselten beyine karşı her vakit hizmetkâr olarak kalmalıdır.
4084 Bey ne kadar küçük olursa-olsun, onun adı beydir; hizmetkâr adından bey adı her vakit üstündür.
4085 Ey beylerin değer verip, yükselttikleri kimse, beyine karşı gelme; onu büyük bil ve ona hürmet et.
4086 Sen hiç bir vakit bu beyler ile rekabete kalkışma; iyice düşünmeden, ancak onların kullanmağa salahiyetli oldukları sözleri söyleme.
4087 Onlar ikbâldirler, ikbâlin eli her şeye uzanır; onlar yanar âteştirler, başkalarını yakarlar.
4088 Onlar zemânedirler; sevinmesi ve yüzünün gülmesi için, insanın zemâne ile uzlaşması lâzımdır.
4089 Tecrübe ile bilen ve hizmet ile yükselerek, dileğine kavuşmuş olan insan da güzel söylemiş.
4090 Sana beyler güler yüz gösterirler ve teveccüh ile bakarlarsa, sen buna sevinme ve ona güvenme.
4091 Hizmete güvenip, gurur getirme; eğer yanılırsan, beyler sana tekrar kaşlarını çatarlar.
4092 İster büyük, ister küçük olsun, ister şöhretli ve namlı olsun, şu muhakkaktır ki, hizmetkâr — hizmetkârdır.
4093 Gayret etmeli, beye karşı hizmette kusur etmemeli ve hizmet yolundan şaşmamalıdır.
4094 Beyler seni ne kadar kendilerine yakın tutarlarsa-tutsunlar, sen kendini unutma ve doğruluktan ayrılma.
4095 Beyler sana ne kadar iyi muamele ederlerse-etsinler, sen onlardan emin olma, onları kendine eş sayma; dâima etrafını kolla.
4096 Onlar bâzan ateş olurlar, bak, bâzan su olurlar; bâzan güldürürler, fakat bâzan da insanı ağlatırlar.
4097 Şu üç şeye yakın komşu olma : yanar ateş, akar su ve bu beylerin şan ve şöhreti.
4098 Dikkat edersen, bey pek yürekli arslana benzer; öğerek yaklaşırsan, yumuşar, ipek gibi olur.
4099 Eğer ona saygısızca yaklaşırsan, hiddetlenir ve baş keser, damarını deler; insanın kanını emer, içer.
4100 Hiddetlendiği vakit beyine yaklaşma; eğer yaklaşırsan, itibardan düşeceğin muhakkaktır.
4101 Sorduğu vakit cevap ver, çağırdığı vakit yanına gir; sağ ve selâmet yaşa, dâima ikbâlde ol.
4102 Bir çok sözleri duyduğun hâlde, duymamış gibi davran; gözünle gördüklerini içinde gizle.
4103 Nefsine hâkim olmasını bilen ve vaktinde girip, hükümdara mâruzâtta bulunan insan ne der, dinle.
4104 Gir! derlerse, bu büyük bir lutüftür; "çık!" derlerse, bu insanın yüzüne karşı bir hakarettir.
4105 Gözüne ve nefsine hâkim ol; nefsine hâkim olan insan bu dünyada azizdir.
4106 Mümkün olduğu kadar gayret et, şu üç işten uzak dur: biri— beylik taslama; sözüm katidir.
4107 Biri — yalan, biri — tamahkârlıktır; bu üç işin üçü de sonunda insanı mahveder.
4108 Sen başkaları hakkında gammazlık etme, dedi-kodu yapma; doğru sözü söyle, doğruyu gizleme.
4109 Her bakımdan kendini temiz tut; bu beyler temizdir ve temiz şeyleri severler.
4110 Saraya girdiğin vakit dikkat et; sana kim hürmet ederse, sen de ona hürmet göster.
4111 Kibirli olma, elini-kolunu sallayarak girme; orada selâm verirken de fazla lâübâli hareketlerde bulunma.
4112 Oturduğun vakit yerini bil; insanları incitme; onlara karşı nazikâne muamele et.
4113 Orada gürültü ile boğazını temizleme ve tükürme; bu küstahlık olur ve hoş karşılanmaz.
4114 Bir de bağdaş kurma ve yan yatma; yüksek sesle kahkaha atma.
4115 Bir de tırnak kesme, bacaklarını yayıp-oturma; bu insanı itibardan düşürür ve ikbâle mâni olur.
4116 Senden büyük biri söz söylerken, konuşmağı bırakıp, onu dinlemelisin.
4117 Doğru söz söyle, bu seni mesûd eder; söz söylerken de yalnız kendi haddin olan sözü söylemelisin.
4118 Sarhoş olarak saraya girme, nefsine hâkim ol; sarhoş insan küstah ve münasebetsiz olur.
4119 insan kendisini gözetmezse, şu üç şey derhâl onun başını götürür, bu sözü dinle.
4120 Biri— bu beylerin sözünü sözlerin beyi olarak kabul etmeli ve onu kendi sevgili canı gibi tutmalıdır.
4121 İkincisi — dürüst olmalı ve memlekete sâdık kalmalı; karışıklık günlerinde kendisini iyice gözetmelidir.
4122 Üçüncüsü — saray içinde doğru hareket etmeli; uygunsuz ve yakışıksız işlerden uzak durmalıdır.
4123 Bu üçünden birini yapan insanın, ne kadar büyük olursa-olsun, başı kesilir.
4124 Ey saray içinde gezip-dolaşan, halım tabiatli insan, vakti gelmeden, huzura girme.
4125 Eğer kendi akranların ile oturuyorsan, çağırır-çağırmaz, yerinden kalk ve huzura gir.
4126 Beyler sana bir şey sorarlarsa, ey cesur yiğit, cevap ver, fakat sözünü pek uzatma.
4127 Sorunca, kendi bildiğini arzet; sözünü keserse, bırak, sözüne devam etme.
4128 Eğer beyler seni ziyafete davet ederlerse, yemeği edep ile ye; bunu iyice öğren.
4129 Yemeği sağ elin ile ye; ey hakîm insan, yemeğe besmele ile başla.
4130 Başkalarının önündeki yemeğe el uzatma; ey temiz kalpli insan, kendi önündeki yemeği ye.
4131 Orada bıçak kullanma, kemik sıyırma; başkalarına yemek uzatma ve buyur etme.
4132 Yerken obur gibi yeme ve acele etme; fakat dişi gibi de fazla nazlanma.
4133 İnsan ne kadar tok olsa bile, beyin yemeğini yemelidir; bu beylerin yemeği ikbâlin başlangıcıdır.
4134 Her hangi bir işe memur edildiğin vakit, o işi can ve gönülden yap; bu seni mesûd eder.
4135 Bilgili insan çok güzel söylemiş; bu söze göre hareket eden kimse karşılığında saf altın bulur.
4136 Eğer sana gerçekten beylik nasip olursa, ey namlı, işi bilgi ile idâre et.
4137 Eğer eşsiz yavgu olursan, ne kadar kuvvetli olursan-ol, hiç bir vakit sadâkatten ayrılma.
4138 Eğer sana ordu başına geçmek kısmet olursa, ey merd yiğit, cömerd ol ve uyanık dur.
4139 Sana takım veya on-otag rütbesi teveccüh ederse, malını dağıtıp, kılıç ve yaya sarılmalısın.
4140 Vezirlik isabet eder ve eline iktidar geçerse, kötü kanunlar vaz'etme, dâima halım ve yumuşak ol.
4141 Birine öğelik kısmet olursa, o akıllıca hareket etmeli ve beyi yanıldığı vakit, ona doğru yolu göstermelidir.
4142 Eğer kök-ayukluk nasip olursa, insan kendisini çok iyi gözetmelidir; o saadet kemerini kuşanmış demektir.
4143 Eğer sen ordu veya eyâlet başına geçersen, doğruluktan ayrılma; kulağını keskin tut.
4144 Eğer hâcib olursan, rüşvet almamalısın; fakir, dul ve yetimlerin arzularını dinlemelisin.
4145 Seni hazineye hazinedar yaparlarsa, itimat kazanmağa çalış; dâima doğru ve dürüst hareket et.
4146 Eğer kendin kâtip veya sır-kâtibi olursan, gönül sırrını sıkı muhafaza et; ağzından söz kaçırma.
4147 Asıl mansıp sahibi olan hizmetkârlar bunlardır; diğer hizmetkârlar ise, bunlara tâbi olurlar.
4148 Döşekçi, kuşçu ve aşçılar gibi, bâzı işçiler daha vardır.
4149 Bu nevi hizmetlerden sen uzak dur; bunların huzuru az, fakat zahmeti çoktur.
4150 Kendin her vakit hürmet görmek istersen, ey yükselen insan, başkalarına da hürmet et.
4151 Büyüğü büyük tut, onun itibarını gözet, sana da devlet ve ululuk saadeti gelir.
4152 Dinle, atalarımız ne der; atalar sözünü tutan kimsenin gözü açılır.
4153 Büyükler muhteremdir, bu dünya kanunudur; büyük gelince, ayağa kalk.
4154 Küçüğün büyüğe hürmet etmesi lâzımdır; büyük de küçüğe aynı şekilde mukabele eder.
4155 Öğdülmiş sözünü kesti ve:— îşte bey böyle, hizmetkâr da öyle olur — dedi —
4156 Ben söyledim, sen dinledin ve işin esâsını öğrendin; nasıl hizmet edileceğini iyice anladın.
4157 Beye yapılacak hizmet böyledir; hizmet makbule geçerse, ikbâl kapısı açılır.
4158 Faydalı hizmet budur, bunu bilmek kâfidir; bunu öğrenirsen, sen de beyin yakını olabilirsin.
ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ
4159 Odgurmış cevap verdi:— Ey muhterem zat, ben şimdi bu sözleri dinledim — dedi —
4160 Sana soracak bir sözüm daha var, onu da bana söyle.
4161 Ben hükümdarın hizmeti için, şehre inersem, her gün onun kapısına gitmem icap edecek.
4162 Orada insanların dostlukları ne gibi hareketleri ile belli olur; ey kardeş, bu hayat dâima onlar ile birlikte geçer.
4163 Hizmetkârlar ile, şüphesiz, münâsebetler kurmak ve onlar ile münâsip bir şekilde geçinmek lâzım gelecektir.
4164 Bugün sen bunu da bana söyle; onlar ile nasıl münâsebetler kurmalıdır, bunu da iyice öğrenmiş bulunayım.
4032 Bunlardan biri— çocukken hizmete girer, biri — büyüdükten sonra bu işe intisap eder.
4033 Bunlardan küçükken hizmete girip, benlik ve gururdan geçenler daha iyidir.
4034 Her ne kadar bugün bunları sana anlatıyorsam da, sözlerimi küçükleri göz önünde bulundurarak, söyleyeceğim.
4035 Sözü kapalı tutarsan, sonu çiğlik olur; çiğ olan her şeyin altında zarar vardır.
4036 Olgun olmasını istersen, sözü pişirmelisin; doğruluk dilersen, kendin doğru yoldan ayrılmamalısın.
4037 insan hizmet kapısını açmak isterse, küçük yaşta hizmete başlamalıdır.
4038 Töre ve usûlü öğrenmeli, hareketini düzeltmeli, giriş ve çıkış tarzlarını bilmeli, tavır ve hareketi edep dâiresinde olmalıdır.
4039 Erkenden kalkıp, hizmete hâzır bulunmalıdır; sözlerinde ve hareketlerinde mütevâzi olması lâzımdır.
4040 Her işi sür'atle ve vakfında yapmalı; işine iyice dikkat ederek, gözü ve kulağı tetikte bulunmalıdır.
4041 Kendisinden büyüğe hizmet etmeli; dilini tutmasını bilmeli ve uluorta söz söylememelidir.
4042 Böyle bir genç hizmette başarı gösterirse, beyine yakın olur ve merhaleleri muvaffakiyetle geçer.
4043 Bundan sonra girerken, çıkarken, dilek ve ricaları arzederken, usûlüne göre hareket etmelidir.
4044 Küçük rütbeli kimseler bu mertebeye erişince, bey bundan sonra onların yapacakları işleri, tâyin eder.
4045 Hizmetkâr akıllı ve dürüst tabiatlı olursa, o dilekleri hükümdara arz vazifesine yarar ve çabuk yükselip, ikbâle erer.
4046 iyi nişancı ve cesur ise, o okçu ve yaycı olur; doğru tabiatli ise, mühürdar olur.
4047 Tavrı, hareketi temiz ve güzel yüzlü ise, onu bey saki yapar, ey iyi kalpli insan.
4048 Yazı ve hesap işlerini bilirse, hazinedar olur; anlayış ve zekâsı iyi ise, kâtip olur.
4049 însan bunlardan hangisine erişirse-erişsin, çok dikkatli ve ihtiyatlı olmalı ve çok iyi hizmet etmelidir.
4050 Hizmet eden ve hizmeti sayesinde dileğine kavuşan kimse ne der, dinle.
4051 Beyin huzurunda bulunurken, çok dikkatli ol ve görülmeyecek şeylere bakma ve onları görme.
4052 Hareketini doğrult, tavrını düzelt, kendini gözet; gönlün, dilin dürüst olsun, sözünü kısa kes.
4053 Her türlü iş hizmet ile yoluna girer; hizmet sayesinde insan iyi arkadaşlara nail olur.
4054 Her hangi bir iyiliğe nail olmak istersen, önce hizmet et; hizmetin senin yüzünü güldürür.
4055 Beyin huzurunda bulunduğun zaman gözün yerde, kulağın baş-köşede olsun.
4056 Ellerini kavuştur, ayaklarını birbirine bitiştir; sağ elini sol elin üzerine koy.
4057 Kapıdan girerken, önce sağ ayağını at; sana emir buyurulurken, aklın, fikrin onda olsun.
4058 Bir şey arzederken, ellerini aşağıya doğru sarkıt; iki diz üzerine çök, arzı ihlâs ve sükûn ile yap.
4059 Huzurda iken, sağa veya sola bakınma; havf ve hürmet üzere ol, sözü dikkatle dinle.
4060 Sana bir söz sorarsa, doğruyu söyle; cevap verirse, emrini sadâkatle yerine getir.
4061 içki içme, faydasız ve boşu-boşuna dolaşma; yakışmayan ve fena işlerden derhâl uzaklaş.
4062 İşittiğin sözleri işitmemiş gibi ol, gözünün gördüklerini görmemiş gibi ol.
4063 însan böyle hizmet eder ve kendisini beğendirirse, ikbâli günden güne artar, işi yoluna girer.
4064 Bunlardan kiminin emrine takım verilir ve o takım-başı olur; kimi at-aygır üzerinde il-başı olur.
4065 Kimi sü-başı, kimi hâcip, kimi hükümdarın sır tevdî ettiği kâtibi olur.
4066 Bu derecelere erişip, iyi hizmet eden kimseler büyüklüğe ulaşır ve bütün arzularına kavuşurlar.
4067 Kimi aklı ile öğeliğe yükselir; kimi kök-ayukluk ile şöhret bulur.
4068 Kimi ınanç-bey, kimi çağrı-bey, kimi tigin-bey ve kimi çavlı-bey olur.
4069 Kimi yavgu, kimi yugruş veya il-beyi, kimi unvanının eşi olmayan er-öği olur.
4070 Hizmetkârların dereceleri buraya kadardır; bundan sonra onlar için artık bir yükseliş derecesi yoktur.
4071 Bir bey hizmetkârlarını bu derecelere yükseltirse, onlara hakkını kendisine minnettar bırakacak kadar ödemiş olur.
4072 Bu derecelere yükselen her hizmetkâr kendi vazifesini yaparsa, o beyine çok faydalı olur ve bey de arzusuna kavuşur.
4073 Eğer bu mevkilere küstah ve aşağılık adamlar yerleşirse, bu hizmetkârlardan beye büyük zararlar gelebilir.
4074 Akıllı ve hakîm insan çok güzel söylemiş :— Lâyık olmayan kimselere bu mevkiler verilmemelidir.
4075 Bilgili insan bundan daha iyi söylemiş : — Ey beyim, bilgisizin elinden tutma— demiştir.
4076 Akılsız kimseler bilgiyi tahrif ederler; bilgisiz kimseler halkı harap ederler.
4077 Eğer bir bey bilgisiz kimseyi yükseltir ve ona mansıp verirse, şunu önceden bil ki, o kimse beyine sadâkat göstermez.
4078 Akılsız kimse büyüklüğe ulaşırsa, ey büyük hükümdar, o efendisinin başını yer.
4079 Onun için beylerin hizmetkâr kullarının derecelerini onların bilgileri nisbetinde yükseltmeleri gerekir.
4080 Kulu önce, tavrı ve hareketi bakımından, iyice tecrübe etmeli; sonra anlayışı nisbetinde ona paye vermelidir.
4081 Kul sâdık olmalı ve her vakit beyini korumalıdır; ancak böyle kullara beylerin ihsanda bulunmaları doğru olur.
4082 Kanun koyan ve kanun ile beyliğin işini tanzim eden insan ne der, dinle.
4083 Kul ne kadar yükselirse-yükselsin, kulun adı kuldur; o yükselten beyine karşı her vakit hizmetkâr olarak kalmalıdır.
4084 Bey ne kadar küçük olursa-olsun, onun adı beydir; hizmetkâr adından bey adı her vakit üstündür.
4085 Ey beylerin değer verip, yükselttikleri kimse, beyine karşı gelme; onu büyük bil ve ona hürmet et.
4086 Sen hiç bir vakit bu beyler ile rekabete kalkışma; iyice düşünmeden, ancak onların kullanmağa salahiyetli oldukları sözleri söyleme.
4087 Onlar ikbâldirler, ikbâlin eli her şeye uzanır; onlar yanar âteştirler, başkalarını yakarlar.
4088 Onlar zemânedirler; sevinmesi ve yüzünün gülmesi için, insanın zemâne ile uzlaşması lâzımdır.
4089 Tecrübe ile bilen ve hizmet ile yükselerek, dileğine kavuşmuş olan insan da güzel söylemiş.
4090 Sana beyler güler yüz gösterirler ve teveccüh ile bakarlarsa, sen buna sevinme ve ona güvenme.
4091 Hizmete güvenip, gurur getirme; eğer yanılırsan, beyler sana tekrar kaşlarını çatarlar.
4092 İster büyük, ister küçük olsun, ister şöhretli ve namlı olsun, şu muhakkaktır ki, hizmetkâr — hizmetkârdır.
4093 Gayret etmeli, beye karşı hizmette kusur etmemeli ve hizmet yolundan şaşmamalıdır.
4094 Beyler seni ne kadar kendilerine yakın tutarlarsa-tutsunlar, sen kendini unutma ve doğruluktan ayrılma.
4095 Beyler sana ne kadar iyi muamele ederlerse-etsinler, sen onlardan emin olma, onları kendine eş sayma; dâima etrafını kolla.
4096 Onlar bâzan ateş olurlar, bak, bâzan su olurlar; bâzan güldürürler, fakat bâzan da insanı ağlatırlar.
4097 Şu üç şeye yakın komşu olma : yanar ateş, akar su ve bu beylerin şan ve şöhreti.
4098 Dikkat edersen, bey pek yürekli arslana benzer; öğerek yaklaşırsan, yumuşar, ipek gibi olur.
4099 Eğer ona saygısızca yaklaşırsan, hiddetlenir ve baş keser, damarını deler; insanın kanını emer, içer.
4100 Hiddetlendiği vakit beyine yaklaşma; eğer yaklaşırsan, itibardan düşeceğin muhakkaktır.
4101 Sorduğu vakit cevap ver, çağırdığı vakit yanına gir; sağ ve selâmet yaşa, dâima ikbâlde ol.
4102 Bir çok sözleri duyduğun hâlde, duymamış gibi davran; gözünle gördüklerini içinde gizle.
4103 Nefsine hâkim olmasını bilen ve vaktinde girip, hükümdara mâruzâtta bulunan insan ne der, dinle.
4104 Gir! derlerse, bu büyük bir lutüftür; "çık!" derlerse, bu insanın yüzüne karşı bir hakarettir.
4105 Gözüne ve nefsine hâkim ol; nefsine hâkim olan insan bu dünyada azizdir.
4106 Mümkün olduğu kadar gayret et, şu üç işten uzak dur: biri— beylik taslama; sözüm katidir.
4107 Biri — yalan, biri — tamahkârlıktır; bu üç işin üçü de sonunda insanı mahveder.
4108 Sen başkaları hakkında gammazlık etme, dedi-kodu yapma; doğru sözü söyle, doğruyu gizleme.
4109 Her bakımdan kendini temiz tut; bu beyler temizdir ve temiz şeyleri severler.
4110 Saraya girdiğin vakit dikkat et; sana kim hürmet ederse, sen de ona hürmet göster.
4111 Kibirli olma, elini-kolunu sallayarak girme; orada selâm verirken de fazla lâübâli hareketlerde bulunma.
4112 Oturduğun vakit yerini bil; insanları incitme; onlara karşı nazikâne muamele et.
4113 Orada gürültü ile boğazını temizleme ve tükürme; bu küstahlık olur ve hoş karşılanmaz.
4114 Bir de bağdaş kurma ve yan yatma; yüksek sesle kahkaha atma.
4115 Bir de tırnak kesme, bacaklarını yayıp-oturma; bu insanı itibardan düşürür ve ikbâle mâni olur.
4116 Senden büyük biri söz söylerken, konuşmağı bırakıp, onu dinlemelisin.
4117 Doğru söz söyle, bu seni mesûd eder; söz söylerken de yalnız kendi haddin olan sözü söylemelisin.
4118 Sarhoş olarak saraya girme, nefsine hâkim ol; sarhoş insan küstah ve münasebetsiz olur.
4119 insan kendisini gözetmezse, şu üç şey derhâl onun başını götürür, bu sözü dinle.
4120 Biri— bu beylerin sözünü sözlerin beyi olarak kabul etmeli ve onu kendi sevgili canı gibi tutmalıdır.
4121 İkincisi — dürüst olmalı ve memlekete sâdık kalmalı; karışıklık günlerinde kendisini iyice gözetmelidir.
4122 Üçüncüsü — saray içinde doğru hareket etmeli; uygunsuz ve yakışıksız işlerden uzak durmalıdır.
4123 Bu üçünden birini yapan insanın, ne kadar büyük olursa-olsun, başı kesilir.
4124 Ey saray içinde gezip-dolaşan, halım tabiatli insan, vakti gelmeden, huzura girme.
4125 Eğer kendi akranların ile oturuyorsan, çağırır-çağırmaz, yerinden kalk ve huzura gir.
4126 Beyler sana bir şey sorarlarsa, ey cesur yiğit, cevap ver, fakat sözünü pek uzatma.
4127 Sorunca, kendi bildiğini arzet; sözünü keserse, bırak, sözüne devam etme.
4128 Eğer beyler seni ziyafete davet ederlerse, yemeği edep ile ye; bunu iyice öğren.
4129 Yemeği sağ elin ile ye; ey hakîm insan, yemeğe besmele ile başla.
4130 Başkalarının önündeki yemeğe el uzatma; ey temiz kalpli insan, kendi önündeki yemeği ye.
4131 Orada bıçak kullanma, kemik sıyırma; başkalarına yemek uzatma ve buyur etme.
4132 Yerken obur gibi yeme ve acele etme; fakat dişi gibi de fazla nazlanma.
4133 İnsan ne kadar tok olsa bile, beyin yemeğini yemelidir; bu beylerin yemeği ikbâlin başlangıcıdır.
4134 Her hangi bir işe memur edildiğin vakit, o işi can ve gönülden yap; bu seni mesûd eder.
4135 Bilgili insan çok güzel söylemiş; bu söze göre hareket eden kimse karşılığında saf altın bulur.
4136 Eğer sana gerçekten beylik nasip olursa, ey namlı, işi bilgi ile idâre et.
4137 Eğer eşsiz yavgu olursan, ne kadar kuvvetli olursan-ol, hiç bir vakit sadâkatten ayrılma.
4138 Eğer sana ordu başına geçmek kısmet olursa, ey merd yiğit, cömerd ol ve uyanık dur.
4139 Sana takım veya on-otag rütbesi teveccüh ederse, malını dağıtıp, kılıç ve yaya sarılmalısın.
4140 Vezirlik isabet eder ve eline iktidar geçerse, kötü kanunlar vaz'etme, dâima halım ve yumuşak ol.
4141 Birine öğelik kısmet olursa, o akıllıca hareket etmeli ve beyi yanıldığı vakit, ona doğru yolu göstermelidir.
4142 Eğer kök-ayukluk nasip olursa, insan kendisini çok iyi gözetmelidir; o saadet kemerini kuşanmış demektir.
4143 Eğer sen ordu veya eyâlet başına geçersen, doğruluktan ayrılma; kulağını keskin tut.
4144 Eğer hâcib olursan, rüşvet almamalısın; fakir, dul ve yetimlerin arzularını dinlemelisin.
4145 Seni hazineye hazinedar yaparlarsa, itimat kazanmağa çalış; dâima doğru ve dürüst hareket et.
4146 Eğer kendin kâtip veya sır-kâtibi olursan, gönül sırrını sıkı muhafaza et; ağzından söz kaçırma.
4147 Asıl mansıp sahibi olan hizmetkârlar bunlardır; diğer hizmetkârlar ise, bunlara tâbi olurlar.
4148 Döşekçi, kuşçu ve aşçılar gibi, bâzı işçiler daha vardır.
4149 Bu nevi hizmetlerden sen uzak dur; bunların huzuru az, fakat zahmeti çoktur.
4150 Kendin her vakit hürmet görmek istersen, ey yükselen insan, başkalarına da hürmet et.
4151 Büyüğü büyük tut, onun itibarını gözet, sana da devlet ve ululuk saadeti gelir.
4152 Dinle, atalarımız ne der; atalar sözünü tutan kimsenin gözü açılır.
4153 Büyükler muhteremdir, bu dünya kanunudur; büyük gelince, ayağa kalk.
4154 Küçüğün büyüğe hürmet etmesi lâzımdır; büyük de küçüğe aynı şekilde mukabele eder.
4155 Öğdülmiş sözünü kesti ve:— îşte bey böyle, hizmetkâr da öyle olur — dedi —
4156 Ben söyledim, sen dinledin ve işin esâsını öğrendin; nasıl hizmet edileceğini iyice anladın.
4157 Beye yapılacak hizmet böyledir; hizmet makbule geçerse, ikbâl kapısı açılır.
4158 Faydalı hizmet budur, bunu bilmek kâfidir; bunu öğrenirsen, sen de beyin yakını olabilirsin.
ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ
4159 Odgurmış cevap verdi:— Ey muhterem zat, ben şimdi bu sözleri dinledim — dedi —
4160 Sana soracak bir sözüm daha var, onu da bana söyle.
4161 Ben hükümdarın hizmeti için, şehre inersem, her gün onun kapısına gitmem icap edecek.
4162 Orada insanların dostlukları ne gibi hareketleri ile belli olur; ey kardeş, bu hayat dâima onlar ile birlikte geçer.
4163 Hizmetkârlar ile, şüphesiz, münâsebetler kurmak ve onlar ile münâsip bir şekilde geçinmek lâzım gelecektir.
4164 Bugün sen bunu da bana söyle; onlar ile nasıl münâsebetler kurmalıdır, bunu da iyice öğrenmiş bulunayım.
Yorumlar
Yorum Gönder