4165 Öğdülmiş cevap verdi: — Ey kardeş buda çok mühim ve üzerinde durulacak bir meseledir — dedi —
4166 Bunu da şimdi sana anlatmalıyım; bu hususta nasıl hareket edileceğini bilmen lâzımdır.
4167 Ey kardeş, hayat onlar ile geçer; onlardan kimini kardeş ve kimini de kendine dost edinmelisin.
4168 Kapıdaki insanlar ile iyice anlaşmalı, onlar ile karışmalı ve onlara gidip-gelmelidir.
4169 Kapıdakiler ile iyice anlaşmazsan, ey iyi insan, hayatın zevkini tadamazsın.
4170 Hizmet eden ve töreye göre kapı işleri tanzim eden insan ne der, dinle.
4171 Sen beye yakın olmak istersen, kapıdakiler ile yakınlık te'sis etmeğe çalış.
4172 Sen büyüklük bulmak istersen, hizmetkârlara iyi muamele et, ey halim insan.
4173 Beyler seni ne kadar yakın tutarlarsa-tutsunlar, hizmetkârlar ile iyi münâsebet kur ve onlara karşl dürüst ol.
4174 Kapıdaki insanlar tam üç sınıftır ve hayat işi bunlar ile görülür.
4175 Bunlardan biri senin büyüklerindir; büyüğe hizmet edersen, sen de saadete erersin.
4176 Onları büyük bil, sözlerine hürmet et; onlar da sana güler yüz ile iyi muamele ederler.
4177 Bilgili hakîm çok güzel söylemiş; hakimlerin sözüne itibâr etmek gerekir.
4276 Küçüğe büyüklük büyükten gelir; büyüğe hizmet ederse, küçük saadete ulaşır.
4179 Büyüklerin sözünü dinle, hizmetlerine koş; büyüklerin sözünü tutan, arzusuna erişir.
4180 Büyükler ikbâldir; ikbâle kavuşmak istersen, hizmet et; ikbâl için rehin olarak hizmet vermelidir.
4181 Ey kardeş, bir de sana denk ve akran olanlar vardır; onları kendinden uzaklaştırırsan, sana düşman, yaklaştırırsan, dost olurlar.
4182 Derece itibârı ile sana denk olan bu insanlar aralarına karışacağın kimselerdir; onların hareket ve muamelelerine karşılık, sen de aynı muameleyi göster.
4183 Biri de senden sonra gelen küçüklerdir; hayatın acı ve tatlı anları bunlar ile birlikte duyulur.
4184 Gayret et, küçüklerin sana tahakküme kalkışmalarına meydan verme; onlarla ağız şakası yapma, diline hâkim ol.
4185 Bunlar hizmet ederken, her hangi bir şeyde yanlışlık yaparlarsa, cezalandır; onları başı-boş bırakma, işlerini dâima murakabe et.
4186 Çok dost, ahbap ve arkadaş edinmeğe çalış ve onlar ile sık-sık görüş; ahbapların çok olursa, her kes seni medheder.
4187 İnsanları bilmeyerek kendine düşman etme; düşmanı olan insanlar sevinç yüzü görmezler.
4188 Düşman ne kadar az olursa-olsun, zararı çoktur; düşmanda fayda olduğunu söylemeğe dilim varmaz.
4189 Ey uyanık gönüllü insan, dinle, düşman yüzünden ziyan görmüş olan insan ne der.
4190 Düşman biricik de olsa, onun zararı bindir; binlerce dostun olsa bile, dâima bir tanesi eksiktir.
4191 insan düşmanından fayda görmemiştir; eğer görmüş ise, bu ancak kendi mahareti sayesinde olmuştur.
4192 Arkadaşın sana nasıl muamele ederse, sen de ona öyle muamele et, sevinsin.
4193 Kendine denk olan kimseyi ahbap edin; insan ancak kendisine denk olan ile hem-renk olabilir.
4194 Kötüyü arkadaş edinme, ondan uzak dur, kaç; kötü arkadaş seni yolundan şaşırtır.
4195 Sen iyi nâm kazanmak istersen, elinden geldiği kadar, kötüler ile düşüp-kalkmamağa gayret et.
4196 Nereye baktım ise, her mahlûkun kendi hem-cinsi ile gezdiğini gördüm; insan, hayvan, kuş-kurt hem-cinsini bilir.
4197 iyi ve kötüyü tecrübe ile hayatını geçirmiş olan büyük hükümdar ne der, dinle.
4198 Sığırcığı gördüm, kaklar arasında uçar; arkadaşlarına bakınca, gördüm ki, ikisi de karadır.
4199 Dikkat edersen, yugak kuğuya katılmaz; ak-kuş ile kara-kuş birbirinden çok uzaktır.
4200 Uçar kuş bile eşini bilir ve sürüsünü bulur; sen insansın, içine karışacağın adamları seç.
4201 Yakınlıktan aranılan şey iki türlü olur; bu iki şey için insan dost edinir.
4202 Biri, her türlü menfaat dışında, ilâhî bir sevgi ile arkadaş edinir; bu arkadaşlık içinde sadakatsizlik hâtıra gelmez.
4203 Biri de kendi menfaati için arkadaş edinir; bu arkadaşlık zorakidir ve hiç bir vakit esaslı olmaz.
4204 Eğer sen menfaatsiz ve ilâhî bir sevgi ile arkadaş edinmek istersen, onun yükünü yüklen, hiç bir vakit yüzünü ekşitme ve kaşlarını çatma.
4205 Bunun faydasını burada arama, sabırlı ol; bunun ecrini yarın orada Tanrı verecektir.
4206 Eğer dostluk dünya menfaati için ise, onlar ile arkadaşlık etme; eğer etmiş isen, ayrıl.
4207 Dost edinmiş olan ve dostluğun fayda ve zararlarını tecrübe ile bilen insan ne der, dinle.
4208 Dostu menfaat ve zarar içinde tecrübe et; eğer o bu hâllerde de dostluğuna devam ederse, ona sıkı yapış.
4209 Dostun içini öğrenmek istersen, sen onu sözle hiddetlendir ve ona kaşlarını çat.
4210 Seni sevip-sevmediğini anlamak istersen, ondan çok sevdiği bir şeyini iste, derhâl anlaşılır.
4211 Eğer bunların her ikisinde de infial göstermezse, bu insanı canın gibi aziz tut.
4212 Müfterilere katılma, onlardan uzak dur; müfterinin dilinde yanar ateş vardır.
4213 Dünya karışıklığı iftiradan kopar; ey merd cömert, müfterinin başını kes.
4214 Bir de menfaat-perest insana yakın durma; o sana, şüphesiz, düşman olacaktır.
4215 Eğer menfaat-perest insan umduğunu bulursa, sana büyük veya küçük kardeş gibi muamele eder.
4216 Eğer bulamazsa, senden yüz çevirir, seni hiç görmemiş gibi davranır ve senden uzaklaşır.
4217 Menfaat gözetmeyen dost, ahbap ve arkadaş edinmeğe çalış; onlara inan ve kaygısız yaşa.
4218 Dost, ahbap ve arkadaş sevinç ve kaygıda, iyi ve kötü zamanlarda insana faydalı olan kimselerdir.
4219 Seni daha çok sevmelerini istersen, onlara tuz-ekmek yedir ve her vakit güler yüz göster.
4220 Bu iki hareket insanı kendine ısındırır; o da iyi ve kötü anlarda kendisinin üzerine düşen vazifeyi yapar.
4221 Bilgi buna benzer bir söz söylemiştir; ey temiz tabiatli insan, sen buna göre hareket etmeğe çalış.
4222 İnsanlara güler yüz göster ve onlara tatlı sözle tuz-ekmek yedir.
4223 İnsanları kul yapan bu iki harekettir; ben başkasını bulamadım; varsa, sen bul.
4224 Düşman da iki türlü olur; bir insanın düşmanı olursa, kendisine tuzak kurulmuş demektir.
4225 Düşmanlardan biri din düşmanıdır; bu kâfir düşman her vakit düşmandır.
4226 Bir de menfaat yüzünden düşmanlık olur; bu düşmanlığı insan intikam hissi ile yapar.
4227 Kâfir düşmanla amansız mücâdele etmelidir; bu işe, gönüllü olarak, kendini feda et.
4228 Sana bir kimse menfaat için düşman olursa, ey cömert, sen kendi menfaatinden vaz geç ve onunla barış.
4229 Düşmanın menfaati te'min edilirse, o sana yaklaşır; böylece onun zararı yerine, sana faydası dokunur.
4230 Düşmanını dost etmeğe gayret et; onunla barışarak, emniyet ve huzur içinde yaşa.
4231 Bir kimse ile düşman olmakta hiç bir fayda yoktur, bunu iyice bil; faydası olmayan işe el sürme.
4232 Sen hizmette kusur etme, kendine düşman edinme; düşmanı olan kimsenin başı bin türlü derde girer.
4233 iyi ve seçkin kimseleri ahbap edin; insanın eşi ve arkadaşı kötü olursa, sonunda peşiman olur.
4234 Yakınlık göstermek için seçkin bir kimse dilersen, bu arzuna iki türlü insanla erişebilirsin.
4235 Biri aslında-esâsında iyi ve insanların seçkini olan bir kimsedir; bulursan, onu arkadaş edin, ey olgun insan.
4236 Biri takva sahibi ve Tanrıyı bilen kimsedir; her türlü insanlık ondan gelir.
4237 Bu iki türlü insana yakınlık gösterir; bunlar senin dostluğuna dâima iyilik ile mukabele ederler.
4238 Kötülükleri ile şöhret bulan kimselerden uzak dur; böyle kimseler kara huylu insanlardır.
4239 Ey ak-pâk tabiatlı insan, sen karaya yaklaşma; dikkat et, beyaza siyah çabuk bulaşır.
4240 Alim müşavir ne güzel bilgi vermiş; bilgili bunu okursa, düşünür ve daha ihtiyatlı olur.
4241 Ey iyi insan, kötüye katılma; o kötünün tabiati gibi, seninki de kötü olur.
4242 Ey seçkin, güzide insan, kötüye yaklaşma; adın kötü olur ve saadetine halel gelir.
4243 Münasebetsiz kimselere yakın gitme; yoksa onlar da sana gelir ve yakanı bırakmazlar.
4244 îyi nâm ile tanınmış bir çok kimseleri gördüm; kötü insanlar ile karışınca, işleri bozuldu.
4245 Kötü arkadaş yüzünden zarar gören ve zorla adı-sanı silinip-giden iyiler çok gördüm.
4246 Bu beyler evine saray ( karşı ) derler; bu saray içindekiler her vakit birbirlerine karşı gelirler.
4247 Bu saray kapısında birbirini çekememek çok olur; nerede çekememek olursa, orada kavga eksik olmaz.
4248 Senden büyükler seni çekemezler; sen de itibardan düşer ve peşiman olursun.
4249 Seninle müsâvî derecede olanlar da seni çekemezler; yapmış olduğun iyilikler görülmez ve günün geceye döner.
4250 Senden küçükler sana haset ederler; çekememezlik yüzünden, senin iyiliğini istemezler.
4251 Böyle olduğu için saraydaki insanlar birbirine karşı olurlar; bunlardan ikisi birbirlerine karşı gelirse, biri ölür.
4252 Ey gönülümün güneşi, sen şimdi insanlara karşı hasûd olmamağa ve doğruluktan ayrılmamağa çalış.
4253 Çekememek bir hastalıktır ve uzun bir tedaviye muhtacdır; onun yediği kendisini yer ve o kendi-kendisini eritir.
4254 iyilik ve kötülük hep Tanrı hükmüdür; Tanrı verirse, çekemeyen insan hased ile ona mâni olamaz.
4255 Böyle olunca, insanları çekememenin ne faydası var; insanları çekemeyen kimsenin sonu hastalıktır.
4256 Gücün yettiği kadar her kese iyilik et; hiç şüphe etme, sana bundan ancak iyilik gelir.
4257 Birinin sevinci varsa, buna sen de sevin; o keder ve kaygıya düşerse, sen de kederlen.
4258 Böylece adın iyi olur; insanlar da seni severler ve her kes seninle dost olmağa can atar.
4259 Kardeşim, ne kadar çok kardeş veya dost edinirsen-edin, yalnız kendine düşman edinmemeğe gayret et.
4260 Eğer sana biri düşman olursa, gafil olma; sen de ona karşı ağını hazır tut.
4261 Düşmanla çarpışmış ve düşmanını alt etmiş olan insan ne der, dinle.
4162 Gâfıl olma, düşmana yakın durma, uzaklaş; düşmanı sen gafil avla ve onu tuzağa düşürmeğe bak.
4263 Düşmanı deneme, sen onu büyük ve kuvvetli bil; elinde sopa olan düşmana karşı sen demir kalkan hazırla.
4264 Eş ve arkadaşlarının yükünü yüklen, gönüllerini kırma; sözünü unutma, bunu dâima göz önünde tut.
4265 Eğer arkadaşın sana düşman olursa, o senin canına yahut toplayıp biriktirdığin malına kasdeder.
4266 Arkadaşın senin içini-dışını bilir; bu içi-dışı bilen insan senden bir çok şeyler koparır.
4267 O isterse, senin malına el uzatır; isterse, canını ilik ile besler.
4268 Sen kendini nasıl gözetirsen, arkadaşını da öyle gözet; sözü uzatma.
4269 Dost edinmek kolay, fakat dostluğu muhafaza etmek güç; düşman olmak kolay, fakat barışmak güçtür.
4270 Düşmanın varsa, canını ve tenini koru; düşmanı olan insanların kurtulması güçtür.
4271 Şu iki türlü kimse ile münâsebette bulunma, onlardan uzak dur; eğer onlara karışırsan, bakarsın, karışıklık çıkarırlar.
4272 Biri müfteridir, gammazlık eden adamdır; biri iki yüzlü, menfaatperest kimsedir.
4273 Bir de içkiye düşkün kimseyi kendine arkadaş edinme; o sana vefa göstermez, ancak kalbini kırar.
4274 Yalnız kendi menfaatini gözeten dosta gönül bağlama; fayda görmezse, sana düşman olur; ondan vaz geç.
4275 İnsanların sana her vakit yakınlık göstermelerini istersen, onlardan hiç bir istekte bulunma ve onların suyuna git.
4276 Hayatını sevinç içinde geçirmek istersen, mümkünse, insanlara hased etmemeğe gayret et.
4277 Düşmanlarını kendine râm etmek istersen, saf altın dök ve onların sakalını eline al.
4278 Yanındakini kendinden uzaklaştırmak istersen, ona istediğini verme ve onunla bir az kaba konuş.
4279 Eğer uzun ömür dilersen, cömert ol; başkalarından mümkün mertebe tuz-ekmeği esirgeme.
4280 Kendini her kese sevdirmek istersen, sözün ve fikrin birbirine uygun ve dilin tatlı olsun.
4281 Sen kendine hürmet edilmesini istersen, başkalarına hürmet et, ey yumuşak huylu insan.
4282 Her bakımdan tam zengin olmak istersen, kanaatkar ol; böylece kendi nasibini elde etmiş olursun.
4283 İnsanların seni her vakit eğmelerini istersen, onlara karşı iyi ol ve güler yüzle muamele et.
4284 Asıl insan böyle olur; insana karşı insanlık göstermek insanlık şiarıdır.
4285 Bir kimsenin aslını öğrenmek istersen, onun hareketine bak, hemen anlaşılır.
4286 Şu beyti söyleyen, sözü ve mânasını birbirine şahit gösteren insan çok güzel söylemiş.
4267 İnsanın aslını açık olarak bilmek istersen, dikkat et, onun düşüncesi, sözü ve hareketi buna şahittir.
4266 Hareketi iyi, düşüncesi ve sözü doğru ise, bu onun aslına-esâsına derhâl şehâdet eder.
4289 Adî kimselere katılma, ey temiz asıllı insan, onlar sende hiç yüz suyu bırakmazlar.
4290 Kendisini bu nevi âdî ve küstah kimselerden uzak tutan, akıl ye terbiye bakımından ileri gelen insan ne der, dinle.
4291 Küstah kimselere katılma, temiz ve halım ol; ey oğul, bütün kavgalara bu küstahlar sebep olurlar.
4292 Bir de celalli kimse ile pek yakın olma; eğer hiddetlenirse, yakınlık hakkını ayak altına alır.
4293 Gönül sırrını ve sözünü her kese açma; eğer açarsan, kendin zahmete düşersin.
4294 Dâima artan bir yakınlık görmek istersen, tamahkârlığı ortadan kaldır; ona her yerde manî ol.
4295 Eğer yüzünün dâima gülmesini istersen, doğru ol; endişesiz ve huzur içinde yaşa.
4296 Hem kendinin hem sözünün nüfuzunu kırmamak istersen, her işe müdâhale etme; bu suretle onu te'min etmiş olursun.
4297 Her vakit şeref ve itibarını muhafaza etmek istersen, ağzından yalan söz çıkarmamağa gayret et.
4298 Nerede ikbâl başını yükseltirse, ey iyi insan, sen derhâl onun suyuna git.
4299 Sen ikbâl ile mücâdeleye kalkma, onunla anlaş; anlaşamazsan, o sana yediğin yemeği zehir eder.
4300 Eğer sözünün dâima nafiz ve müessir olmasını istiyorsan, sordukları vakit söyle ve sözün doğru, dürüst olsun.
4301 Boş söz konuşma, insanları çekiştirme; dedi-koduya uyma ve kendin de dedi-kodu yaparak, fitne uyandırma.
4302 Söz her şeyi alt-üst eden bir rüzgârdır, kalbi sızlatır; kalbi sızlayan kimse seni mahvedebilir.
4303 Kendinden büyüklerin sözüne karşı gelme; cevap vermek icap ettiği zaman, kaba söz söyleme.
4304 Büyüklere saygı göster, hürmette kusur etme; böylece sen de yükselirsin, onların saadeti sana da bulaşır.
4305 Sen kendi akranlarını sık-sık ziyaret et; onlara katıl ve onlar ile münâsebetini kesme.
4306 Sana gerçekten hürmet gösterenlere sen de hürmet et; saygısızları sen de sayma ve onlara yakın durma.
4307 Onlar nasıl hareket ederlerse, sen de öyle yap; tatlı söz söyleyenlere sen de tatlı dil ile mukabele et.
4308 İyilere karşı dâima iyi insan ol; kötülere karşı da, kötülükleri derecesinde, kötü ol.
4309 Töreyi bilen, töre ve kanun ile halkı idare eden insan çok iyi söylemiş.
4310 Sana "siz" diyenlere sen de "siz" tâbirini kullan; mukabelede dâima karşındakinden daha nâzik davran.
4311 Kaya yankısından daha aşağı kalma; sana "sen" diyenleri sen de senle.
4312 Hizmetkârlar ile münâsebet böyle olur; onlar arasında yaşamak istersen, devası ve çâresi budur.
4313 İşte ben söyledim, sen dinledin; bunlar hatırında bulunsun; işte bu kadar.
ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ
4314 Odgurmış cevap verdi ve:— Bu sözleri dinledim, ey temiz kalpli insan — dedi —
4315 Bundan başka bir sözüm daha var; ey güzel yüzlüm, onu da bana söyleyiver.
4316 Bugün kendim kasaba ve şehre gidersem, halk arasına karışmak ve onlar ile birlikte yaşamak icap eder.
4317 Onlar ile nasıl bir münâsebet kurmalıyım; söz açılmışken, bunu da bana anlat.
ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMIŞ'A CEVABI
4318 Öğdülmiş cevap verdi:— Bu söz, ey temiz kalpli insan, gerçekten lüzumlu bir sözdür — dedi —
4319 İleride sana lüzumlu olacak bir meseleyi bana sordun; dinle, ben şimdi sana söyleyeyim.
4166 Bunu da şimdi sana anlatmalıyım; bu hususta nasıl hareket edileceğini bilmen lâzımdır.
4167 Ey kardeş, hayat onlar ile geçer; onlardan kimini kardeş ve kimini de kendine dost edinmelisin.
4168 Kapıdaki insanlar ile iyice anlaşmalı, onlar ile karışmalı ve onlara gidip-gelmelidir.
4169 Kapıdakiler ile iyice anlaşmazsan, ey iyi insan, hayatın zevkini tadamazsın.
4170 Hizmet eden ve töreye göre kapı işleri tanzim eden insan ne der, dinle.
4171 Sen beye yakın olmak istersen, kapıdakiler ile yakınlık te'sis etmeğe çalış.
4172 Sen büyüklük bulmak istersen, hizmetkârlara iyi muamele et, ey halim insan.
4173 Beyler seni ne kadar yakın tutarlarsa-tutsunlar, hizmetkârlar ile iyi münâsebet kur ve onlara karşl dürüst ol.
4174 Kapıdaki insanlar tam üç sınıftır ve hayat işi bunlar ile görülür.
4175 Bunlardan biri senin büyüklerindir; büyüğe hizmet edersen, sen de saadete erersin.
4176 Onları büyük bil, sözlerine hürmet et; onlar da sana güler yüz ile iyi muamele ederler.
4177 Bilgili hakîm çok güzel söylemiş; hakimlerin sözüne itibâr etmek gerekir.
4276 Küçüğe büyüklük büyükten gelir; büyüğe hizmet ederse, küçük saadete ulaşır.
4179 Büyüklerin sözünü dinle, hizmetlerine koş; büyüklerin sözünü tutan, arzusuna erişir.
4180 Büyükler ikbâldir; ikbâle kavuşmak istersen, hizmet et; ikbâl için rehin olarak hizmet vermelidir.
4181 Ey kardeş, bir de sana denk ve akran olanlar vardır; onları kendinden uzaklaştırırsan, sana düşman, yaklaştırırsan, dost olurlar.
4182 Derece itibârı ile sana denk olan bu insanlar aralarına karışacağın kimselerdir; onların hareket ve muamelelerine karşılık, sen de aynı muameleyi göster.
4183 Biri de senden sonra gelen küçüklerdir; hayatın acı ve tatlı anları bunlar ile birlikte duyulur.
4184 Gayret et, küçüklerin sana tahakküme kalkışmalarına meydan verme; onlarla ağız şakası yapma, diline hâkim ol.
4185 Bunlar hizmet ederken, her hangi bir şeyde yanlışlık yaparlarsa, cezalandır; onları başı-boş bırakma, işlerini dâima murakabe et.
4186 Çok dost, ahbap ve arkadaş edinmeğe çalış ve onlar ile sık-sık görüş; ahbapların çok olursa, her kes seni medheder.
4187 İnsanları bilmeyerek kendine düşman etme; düşmanı olan insanlar sevinç yüzü görmezler.
4188 Düşman ne kadar az olursa-olsun, zararı çoktur; düşmanda fayda olduğunu söylemeğe dilim varmaz.
4189 Ey uyanık gönüllü insan, dinle, düşman yüzünden ziyan görmüş olan insan ne der.
4190 Düşman biricik de olsa, onun zararı bindir; binlerce dostun olsa bile, dâima bir tanesi eksiktir.
4191 insan düşmanından fayda görmemiştir; eğer görmüş ise, bu ancak kendi mahareti sayesinde olmuştur.
4192 Arkadaşın sana nasıl muamele ederse, sen de ona öyle muamele et, sevinsin.
4193 Kendine denk olan kimseyi ahbap edin; insan ancak kendisine denk olan ile hem-renk olabilir.
4194 Kötüyü arkadaş edinme, ondan uzak dur, kaç; kötü arkadaş seni yolundan şaşırtır.
4195 Sen iyi nâm kazanmak istersen, elinden geldiği kadar, kötüler ile düşüp-kalkmamağa gayret et.
4196 Nereye baktım ise, her mahlûkun kendi hem-cinsi ile gezdiğini gördüm; insan, hayvan, kuş-kurt hem-cinsini bilir.
4197 iyi ve kötüyü tecrübe ile hayatını geçirmiş olan büyük hükümdar ne der, dinle.
4198 Sığırcığı gördüm, kaklar arasında uçar; arkadaşlarına bakınca, gördüm ki, ikisi de karadır.
4199 Dikkat edersen, yugak kuğuya katılmaz; ak-kuş ile kara-kuş birbirinden çok uzaktır.
4200 Uçar kuş bile eşini bilir ve sürüsünü bulur; sen insansın, içine karışacağın adamları seç.
4201 Yakınlıktan aranılan şey iki türlü olur; bu iki şey için insan dost edinir.
4202 Biri, her türlü menfaat dışında, ilâhî bir sevgi ile arkadaş edinir; bu arkadaşlık içinde sadakatsizlik hâtıra gelmez.
4203 Biri de kendi menfaati için arkadaş edinir; bu arkadaşlık zorakidir ve hiç bir vakit esaslı olmaz.
4204 Eğer sen menfaatsiz ve ilâhî bir sevgi ile arkadaş edinmek istersen, onun yükünü yüklen, hiç bir vakit yüzünü ekşitme ve kaşlarını çatma.
4205 Bunun faydasını burada arama, sabırlı ol; bunun ecrini yarın orada Tanrı verecektir.
4206 Eğer dostluk dünya menfaati için ise, onlar ile arkadaşlık etme; eğer etmiş isen, ayrıl.
4207 Dost edinmiş olan ve dostluğun fayda ve zararlarını tecrübe ile bilen insan ne der, dinle.
4208 Dostu menfaat ve zarar içinde tecrübe et; eğer o bu hâllerde de dostluğuna devam ederse, ona sıkı yapış.
4209 Dostun içini öğrenmek istersen, sen onu sözle hiddetlendir ve ona kaşlarını çat.
4210 Seni sevip-sevmediğini anlamak istersen, ondan çok sevdiği bir şeyini iste, derhâl anlaşılır.
4211 Eğer bunların her ikisinde de infial göstermezse, bu insanı canın gibi aziz tut.
4212 Müfterilere katılma, onlardan uzak dur; müfterinin dilinde yanar ateş vardır.
4213 Dünya karışıklığı iftiradan kopar; ey merd cömert, müfterinin başını kes.
4214 Bir de menfaat-perest insana yakın durma; o sana, şüphesiz, düşman olacaktır.
4215 Eğer menfaat-perest insan umduğunu bulursa, sana büyük veya küçük kardeş gibi muamele eder.
4216 Eğer bulamazsa, senden yüz çevirir, seni hiç görmemiş gibi davranır ve senden uzaklaşır.
4217 Menfaat gözetmeyen dost, ahbap ve arkadaş edinmeğe çalış; onlara inan ve kaygısız yaşa.
4218 Dost, ahbap ve arkadaş sevinç ve kaygıda, iyi ve kötü zamanlarda insana faydalı olan kimselerdir.
4219 Seni daha çok sevmelerini istersen, onlara tuz-ekmek yedir ve her vakit güler yüz göster.
4220 Bu iki hareket insanı kendine ısındırır; o da iyi ve kötü anlarda kendisinin üzerine düşen vazifeyi yapar.
4221 Bilgi buna benzer bir söz söylemiştir; ey temiz tabiatli insan, sen buna göre hareket etmeğe çalış.
4222 İnsanlara güler yüz göster ve onlara tatlı sözle tuz-ekmek yedir.
4223 İnsanları kul yapan bu iki harekettir; ben başkasını bulamadım; varsa, sen bul.
4224 Düşman da iki türlü olur; bir insanın düşmanı olursa, kendisine tuzak kurulmuş demektir.
4225 Düşmanlardan biri din düşmanıdır; bu kâfir düşman her vakit düşmandır.
4226 Bir de menfaat yüzünden düşmanlık olur; bu düşmanlığı insan intikam hissi ile yapar.
4227 Kâfir düşmanla amansız mücâdele etmelidir; bu işe, gönüllü olarak, kendini feda et.
4228 Sana bir kimse menfaat için düşman olursa, ey cömert, sen kendi menfaatinden vaz geç ve onunla barış.
4229 Düşmanın menfaati te'min edilirse, o sana yaklaşır; böylece onun zararı yerine, sana faydası dokunur.
4230 Düşmanını dost etmeğe gayret et; onunla barışarak, emniyet ve huzur içinde yaşa.
4231 Bir kimse ile düşman olmakta hiç bir fayda yoktur, bunu iyice bil; faydası olmayan işe el sürme.
4232 Sen hizmette kusur etme, kendine düşman edinme; düşmanı olan kimsenin başı bin türlü derde girer.
4233 iyi ve seçkin kimseleri ahbap edin; insanın eşi ve arkadaşı kötü olursa, sonunda peşiman olur.
4234 Yakınlık göstermek için seçkin bir kimse dilersen, bu arzuna iki türlü insanla erişebilirsin.
4235 Biri aslında-esâsında iyi ve insanların seçkini olan bir kimsedir; bulursan, onu arkadaş edin, ey olgun insan.
4236 Biri takva sahibi ve Tanrıyı bilen kimsedir; her türlü insanlık ondan gelir.
4237 Bu iki türlü insana yakınlık gösterir; bunlar senin dostluğuna dâima iyilik ile mukabele ederler.
4238 Kötülükleri ile şöhret bulan kimselerden uzak dur; böyle kimseler kara huylu insanlardır.
4239 Ey ak-pâk tabiatlı insan, sen karaya yaklaşma; dikkat et, beyaza siyah çabuk bulaşır.
4240 Alim müşavir ne güzel bilgi vermiş; bilgili bunu okursa, düşünür ve daha ihtiyatlı olur.
4241 Ey iyi insan, kötüye katılma; o kötünün tabiati gibi, seninki de kötü olur.
4242 Ey seçkin, güzide insan, kötüye yaklaşma; adın kötü olur ve saadetine halel gelir.
4243 Münasebetsiz kimselere yakın gitme; yoksa onlar da sana gelir ve yakanı bırakmazlar.
4244 îyi nâm ile tanınmış bir çok kimseleri gördüm; kötü insanlar ile karışınca, işleri bozuldu.
4245 Kötü arkadaş yüzünden zarar gören ve zorla adı-sanı silinip-giden iyiler çok gördüm.
4246 Bu beyler evine saray ( karşı ) derler; bu saray içindekiler her vakit birbirlerine karşı gelirler.
4247 Bu saray kapısında birbirini çekememek çok olur; nerede çekememek olursa, orada kavga eksik olmaz.
4248 Senden büyükler seni çekemezler; sen de itibardan düşer ve peşiman olursun.
4249 Seninle müsâvî derecede olanlar da seni çekemezler; yapmış olduğun iyilikler görülmez ve günün geceye döner.
4250 Senden küçükler sana haset ederler; çekememezlik yüzünden, senin iyiliğini istemezler.
4251 Böyle olduğu için saraydaki insanlar birbirine karşı olurlar; bunlardan ikisi birbirlerine karşı gelirse, biri ölür.
4252 Ey gönülümün güneşi, sen şimdi insanlara karşı hasûd olmamağa ve doğruluktan ayrılmamağa çalış.
4253 Çekememek bir hastalıktır ve uzun bir tedaviye muhtacdır; onun yediği kendisini yer ve o kendi-kendisini eritir.
4254 iyilik ve kötülük hep Tanrı hükmüdür; Tanrı verirse, çekemeyen insan hased ile ona mâni olamaz.
4255 Böyle olunca, insanları çekememenin ne faydası var; insanları çekemeyen kimsenin sonu hastalıktır.
4256 Gücün yettiği kadar her kese iyilik et; hiç şüphe etme, sana bundan ancak iyilik gelir.
4257 Birinin sevinci varsa, buna sen de sevin; o keder ve kaygıya düşerse, sen de kederlen.
4258 Böylece adın iyi olur; insanlar da seni severler ve her kes seninle dost olmağa can atar.
4259 Kardeşim, ne kadar çok kardeş veya dost edinirsen-edin, yalnız kendine düşman edinmemeğe gayret et.
4260 Eğer sana biri düşman olursa, gafil olma; sen de ona karşı ağını hazır tut.
4261 Düşmanla çarpışmış ve düşmanını alt etmiş olan insan ne der, dinle.
4162 Gâfıl olma, düşmana yakın durma, uzaklaş; düşmanı sen gafil avla ve onu tuzağa düşürmeğe bak.
4263 Düşmanı deneme, sen onu büyük ve kuvvetli bil; elinde sopa olan düşmana karşı sen demir kalkan hazırla.
4264 Eş ve arkadaşlarının yükünü yüklen, gönüllerini kırma; sözünü unutma, bunu dâima göz önünde tut.
4265 Eğer arkadaşın sana düşman olursa, o senin canına yahut toplayıp biriktirdığin malına kasdeder.
4266 Arkadaşın senin içini-dışını bilir; bu içi-dışı bilen insan senden bir çok şeyler koparır.
4267 O isterse, senin malına el uzatır; isterse, canını ilik ile besler.
4268 Sen kendini nasıl gözetirsen, arkadaşını da öyle gözet; sözü uzatma.
4269 Dost edinmek kolay, fakat dostluğu muhafaza etmek güç; düşman olmak kolay, fakat barışmak güçtür.
4270 Düşmanın varsa, canını ve tenini koru; düşmanı olan insanların kurtulması güçtür.
4271 Şu iki türlü kimse ile münâsebette bulunma, onlardan uzak dur; eğer onlara karışırsan, bakarsın, karışıklık çıkarırlar.
4272 Biri müfteridir, gammazlık eden adamdır; biri iki yüzlü, menfaatperest kimsedir.
4273 Bir de içkiye düşkün kimseyi kendine arkadaş edinme; o sana vefa göstermez, ancak kalbini kırar.
4274 Yalnız kendi menfaatini gözeten dosta gönül bağlama; fayda görmezse, sana düşman olur; ondan vaz geç.
4275 İnsanların sana her vakit yakınlık göstermelerini istersen, onlardan hiç bir istekte bulunma ve onların suyuna git.
4276 Hayatını sevinç içinde geçirmek istersen, mümkünse, insanlara hased etmemeğe gayret et.
4277 Düşmanlarını kendine râm etmek istersen, saf altın dök ve onların sakalını eline al.
4278 Yanındakini kendinden uzaklaştırmak istersen, ona istediğini verme ve onunla bir az kaba konuş.
4279 Eğer uzun ömür dilersen, cömert ol; başkalarından mümkün mertebe tuz-ekmeği esirgeme.
4280 Kendini her kese sevdirmek istersen, sözün ve fikrin birbirine uygun ve dilin tatlı olsun.
4281 Sen kendine hürmet edilmesini istersen, başkalarına hürmet et, ey yumuşak huylu insan.
4282 Her bakımdan tam zengin olmak istersen, kanaatkar ol; böylece kendi nasibini elde etmiş olursun.
4283 İnsanların seni her vakit eğmelerini istersen, onlara karşı iyi ol ve güler yüzle muamele et.
4284 Asıl insan böyle olur; insana karşı insanlık göstermek insanlık şiarıdır.
4285 Bir kimsenin aslını öğrenmek istersen, onun hareketine bak, hemen anlaşılır.
4286 Şu beyti söyleyen, sözü ve mânasını birbirine şahit gösteren insan çok güzel söylemiş.
4267 İnsanın aslını açık olarak bilmek istersen, dikkat et, onun düşüncesi, sözü ve hareketi buna şahittir.
4266 Hareketi iyi, düşüncesi ve sözü doğru ise, bu onun aslına-esâsına derhâl şehâdet eder.
4289 Adî kimselere katılma, ey temiz asıllı insan, onlar sende hiç yüz suyu bırakmazlar.
4290 Kendisini bu nevi âdî ve küstah kimselerden uzak tutan, akıl ye terbiye bakımından ileri gelen insan ne der, dinle.
4291 Küstah kimselere katılma, temiz ve halım ol; ey oğul, bütün kavgalara bu küstahlar sebep olurlar.
4292 Bir de celalli kimse ile pek yakın olma; eğer hiddetlenirse, yakınlık hakkını ayak altına alır.
4293 Gönül sırrını ve sözünü her kese açma; eğer açarsan, kendin zahmete düşersin.
4294 Dâima artan bir yakınlık görmek istersen, tamahkârlığı ortadan kaldır; ona her yerde manî ol.
4295 Eğer yüzünün dâima gülmesini istersen, doğru ol; endişesiz ve huzur içinde yaşa.
4296 Hem kendinin hem sözünün nüfuzunu kırmamak istersen, her işe müdâhale etme; bu suretle onu te'min etmiş olursun.
4297 Her vakit şeref ve itibarını muhafaza etmek istersen, ağzından yalan söz çıkarmamağa gayret et.
4298 Nerede ikbâl başını yükseltirse, ey iyi insan, sen derhâl onun suyuna git.
4299 Sen ikbâl ile mücâdeleye kalkma, onunla anlaş; anlaşamazsan, o sana yediğin yemeği zehir eder.
4300 Eğer sözünün dâima nafiz ve müessir olmasını istiyorsan, sordukları vakit söyle ve sözün doğru, dürüst olsun.
4301 Boş söz konuşma, insanları çekiştirme; dedi-koduya uyma ve kendin de dedi-kodu yaparak, fitne uyandırma.
4302 Söz her şeyi alt-üst eden bir rüzgârdır, kalbi sızlatır; kalbi sızlayan kimse seni mahvedebilir.
4303 Kendinden büyüklerin sözüne karşı gelme; cevap vermek icap ettiği zaman, kaba söz söyleme.
4304 Büyüklere saygı göster, hürmette kusur etme; böylece sen de yükselirsin, onların saadeti sana da bulaşır.
4305 Sen kendi akranlarını sık-sık ziyaret et; onlara katıl ve onlar ile münâsebetini kesme.
4306 Sana gerçekten hürmet gösterenlere sen de hürmet et; saygısızları sen de sayma ve onlara yakın durma.
4307 Onlar nasıl hareket ederlerse, sen de öyle yap; tatlı söz söyleyenlere sen de tatlı dil ile mukabele et.
4308 İyilere karşı dâima iyi insan ol; kötülere karşı da, kötülükleri derecesinde, kötü ol.
4309 Töreyi bilen, töre ve kanun ile halkı idare eden insan çok iyi söylemiş.
4310 Sana "siz" diyenlere sen de "siz" tâbirini kullan; mukabelede dâima karşındakinden daha nâzik davran.
4311 Kaya yankısından daha aşağı kalma; sana "sen" diyenleri sen de senle.
4312 Hizmetkârlar ile münâsebet böyle olur; onlar arasında yaşamak istersen, devası ve çâresi budur.
4313 İşte ben söyledim, sen dinledin; bunlar hatırında bulunsun; işte bu kadar.
ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ
4314 Odgurmış cevap verdi ve:— Bu sözleri dinledim, ey temiz kalpli insan — dedi —
4315 Bundan başka bir sözüm daha var; ey güzel yüzlüm, onu da bana söyleyiver.
4316 Bugün kendim kasaba ve şehre gidersem, halk arasına karışmak ve onlar ile birlikte yaşamak icap eder.
4317 Onlar ile nasıl bir münâsebet kurmalıyım; söz açılmışken, bunu da bana anlat.
ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMIŞ'A CEVABI
4318 Öğdülmiş cevap verdi:— Bu söz, ey temiz kalpli insan, gerçekten lüzumlu bir sözdür — dedi —
4319 İleride sana lüzumlu olacak bir meseleyi bana sordun; dinle, ben şimdi sana söyleyeyim.
Yorumlar
Yorum Gönder