No | Kutadgu Bilig | Türkiye Türkçesi |
---|---|---|
6087 | sözüm bu usal bolmagıl ay kadaş isizke tiriglik yava kılma yaş | Sözüm şudur: Ey kardeş, gâfil olma, hayatı ve ömrü fenalıkla boşuna geçirme. |
6088 | köni bol yitürme könilik yolın bu yol iltge arzu tilekke biün | Dürüst ol, doğruluk yolundan ayrılma; bil ki, insanı dilek ve arzularına bu yol ulaştırır. |
6089 | bagırsak bolun barça tınlıg öze tapug kıl bayatka köngül til tüze | Her mahlûka karşı merhametli ol, gönülün ile dilini bir ederek, Tanrıya ihlâsla ibâdet kıl. |
6090 | sakınç kısga tutgıl tapug kıl uzun iverde amul bol buşarda tüzün | Dünya düşüncesini kısa tut, ibâdeti uzun; acele ederken, sakin ve hiddetlenirken de, halîm ol. |
6091 | ölümüg unıtma itiging kılın özüngni unıtma tüp aşlıng bilin | Ölümü unutma, bunun hazırlığını gör; kendini unutma, aslını ve menşeini bil. |
6092 | karagurma dünyaka sukluk kılıp kalır bu barır sen ökünçün ulıp | Dünyaya tamah ederek, ruhunu karartma; dünya kalır, fakat sen peşimanlık ile inleyerek gidersin. |
6093 | bayat hükmi tapla negü kelse yüd budunka asıg kıl bolu birse öd | Tanrı hükmüne razı ol; ne gelirse, ona tahammül et; sırası geldikçe, halka faydalı ol. |
6094 | köni sözle kavling tükel kıl bütün bolur kavli yalgan kişiler otun | Doğru söyle, sözün dürüst ve tam olsun; sözü yalan kimseler küstah olur. |
6095 | küler yüz isig söz kılınç edgü tut bolu birge ödlek kelü birge kut | Güler yüzlü, tatlı sözlü ol ve iyi hareket et; böylece devir döner ve sana saadet geliverir. |
6096 | akı bolgıl alçak tuz etmek yitür kişi caybi açma sen örtüp yitür | Cömert ve alçak gönüllü ol, tuz-ekmek yedir; başkalarının aybını görme, ört ve yok farzet. |
6097 | hava basgıl övkeng kelir erse yıg et öz egri yolka barır erse yıg | Arzularına hâkim ol; öfkelenirsen, kendini tut; nefsin eğri yola saparsa, ona mâni ol. |
6093 | özüng asgı kolma budun asgı kol yüdürme yük ilke özüng yükçi bol | Kendi menfaatini düşünme, halkın menfaatini düşün; halka yük yükleme, yükü kendin taşı. |
6099 | tavar neng barın kıl özüngke yulug budunug sevindür ay bilgi ulug | Malını, mülkünü, neyin varsa, günahlarının kefareti olarak dağıt; halkı sevindir, ey derin bilgili insan. |
6100 | kişi ödrümi kör kişini yular sevüg can yuluglap sevincin tiler | İnsanların seçkini insanları kurtarır; onların sevinci uğrunda kendi sevgili canını fedâ eder. |
6101 | idi yakşı aymış kör ödrüm talu biliglig ukuşlug mengesi tolu | Yüksek, seçkin, bilgili, akıllı ve çok iyi düşünen insan pek güzel söylemiştir. |
6102 | asıglıg kişi ol kişi ödrümi bagırsak kişi ol budun ködrümi | insanların seçkini faydalı olan insandır; halk nazarında muteber kimse, merhametli olan insandır. |
6103 | kişilik atı kör iki neng turur bagırsak biri bir akı neng birür | insanlık adını taşıyabilmek için, iki şey lâzımdır; biri merhametli olmak, biri de cömert olup, mal dağıtmaktır. |
6104 | takı munda yigrek ayur kör ukuş ukuş yolı tutsa asıglar öküş | Bak, akıl bundan daha güzel söyler; aklın yolunu tutmanın faydası çoktur. |
6105 | akı tip ayurlar kayu ol akı akı can yuluglap öter er hakı | Cömert derler, cömert kimdir; cömert canını feda ederek, insanın hakkını veren insandır. |
6106 | akılık ol ermez üleşe kümüş akı canı halkka kılur ol yuluş | Gümüş dağıtmak cömertlik değildir; cömert halk için canını feda eder. |
6107 | akıtsa akı er budunka tavar aka yıglu tirlür angar halk avar | Cömert insan halka malını akıtırsa, halk da koşarak, onun etrafında toplanır. |
6108 | iki neng turur dünya atı çavı biri neng tavar ol biri yüz suvı | Dünyada şân ve şöhret iki şey ile kaimdir; biri mal, mülk sahibi, biri şerefli olmaktır. |
6109 | bu iki bulup ming yaşasa tükel ölüm tutsa ahır adın bolgu hal | Bu iki şeyi bulup, insan tam bin yıl yaşasa bile, sonunda ölüm gelince, durum değişir. |
6110 | kara tapsa begler bedüyür kopar üzengü bar erse çigen berk kapar | Halk vazifesini yaparsa, beyler büyür, yükselir; üzengi varsa, insan yuları kuvvetli tutar. |
6111 | bu ol dünya devlet karanıng kurı bulunmaz bulunsa bolur beg karı | Dünyanın, devletin ve halkın ahvâli budur; bunlar bulunmaz; bulununca da bey artık ihtiyarlamış olur. |
6112 | özüng köçgü atıng sening köçkün ol köçütçi ölüm kelgü ahır kün ol | Sen göçeceksin, senin adın geçecektir; son gününde seni göçüren ölüm gelecektir. |
6113 | köçügli kişi itmez ordu saray yorıglı kişi yolda kalmaz yıl ay | Göçecek olan kimse köşk ve saray yapmaz; gezgin kimse yolda aylar ve yıllarca kalmaz. |
6114 | özüngni yol ötgen; akın ay kadaş sevinç kılma artuk yazuk tutma kaş | Ey kardeş, kendini bu yolu geçmiş bil; bu dünyada fazla sevinip gülme. |
6115 | keçigli turur bu ajun kalgusuz ölügli turur öz küni belgüsüz | Bu dünya kalmaz geçicidir; insan ölecektir, bunun günü belli olmaz. |
6116 | anunmış turur bu ölüm tarmakı usanıp yorırda iler karmakı | Ölümün pençesi hazırlanmıştır; gaflet içinde yürürken, onun çengeli insana saplanır. |
6117 | bu dünya aş ol bir bu aş yiglining atını sen ök ay satım yok mening | Bu dünya bir yemektir; bu yemeği yiyenin adını sen söyle, ona benim cesaretim yok. |
6118 | tilek arzu sürme havangnı yıgın kişig songdamagıl tiling; kıl agın | Heva ve arzu peşinde koşma, nefsine mâni ol; başkalarını çekiştirme, dilini tut. |
6119 | negü tir eşitgil ay köngli odug bu söz işke tutsa tokınmaz yodug | Gönülü uyanık insan ne der, dinle; bu söze göre hareket edersen, sana zarar gelmez. |
6120 | tilek arzu sürmek idi ked tatıg tatıg aytıgı bar yarınlık katıg | Heva ve arzu peşinde koşmak çok zevklidir; fakat bu zevk için yarın ağır bir şekilde hesap sorulacaktır. |
6121 | tatıgka tatıgsız süçigke açıg agışka iniş ol edizke batıg | Tatlıya karşı tatsız, lezzetliye karşı acı, çıkışa karşı iniş ve yüksekliğe karşı da derinlik vardır. |
6122 | tükel kız kılınçlıg turur bu ajun sini armasunı ay kılkı tüzün | Bu dünya tam bir kıza benzer; ey yumuşak huylu insan, o seni aldatmasın. |
6123 | telim yilke birdi sini teglerig keçürdi ilig teg telim beglerig | O senin gibi bir çok insanları yele verdi; hükümdar gibi bir çok beyleri gördü-geçirdi. |
6124 | köz açtı silerke bu birdi elig usal bolmagıl sen ay kılkı silig | Bugün size baktı ve el uzattı, gâfil olma, ey temiz yürekli insan. |
6125 | negü birdi erse yana algay ok neçe tirdi erse yana saçgay ok | Sana ne verdi ise, yine alacaktır; sende neler topladı ise, onları yine dağıtacaktır. |
6126 | neçe külse bir kün yana sıgtatur neçe itse evre buzar artatur | Ne kadar gülerse-gülsün, bir gün yine ağlatır; ne kadar düzeltirse düzeltsin, bir gün bozar, dağıtır. |
6127 | kılıkı cefa ol kılınçı otun yaruklukı azrak öküşi tütün | Onun tabiati cefâcı ve küstahtır; aydınlığı az, tozu ve dumanı daha çoktur. |
6128 | bezenür kişike özin körkitür köngül birding erse adak berkitür | Süslenir, insana kendini gösterir; gönül verirsen, senin elini-ayağını bağlar. |
6129 | şeker birle igdür birür kin agu yayıg kut kılınçı bu ol ay bügü | Şeker ile besler, sonunda zehir verir; ey hakîm, dönek saadet böyledir. |
6130 | negü tir eşitgil sakınuk başı sakıngıl ay devlet idisi kişi | Takva sahibi insan ne der, dinle; ey saadete eren kimse, bunu iyice düşün. |
6131 | kalır dünyaka birme saklan köngül cefaçı turur bu ay kılkı amul | Geriye bırakacağın bu dünyaya gönül verme, sakın; ey sakin tabiatlı insan, o cefa edicidir. |
6132 | idi yakşı aymış kör ödrüm talu biliglig ukuşlug hiredi tolu | Bak, yüksek, seçkin, bilgili ve çok akıllı insan ne kadar güzel söylemiş. |
6133 | yayıg kutka ilnip yangılma yorık inançsız turur kut kör evrer kılık | Dönek saadete kendini kaptırıp, yolunu şaşırma; saadete inanılmaz, bakarsın, değişiverir. |
6134 | kölike turur dünya devlet küni kölike bir ök yirde turmaz köni | Dünya ve saadet günleri bir gölgedir; gölge dâima aynı yerde ve aynı şekilde kalmaz. |
6135 | diningni agır tut bu dünyang ucuz agır kılga dining ay bilgi ögüz | Dinine kıymet ver, bu dünyaya değer verme; ey bilgisi deniz gibi olan insan, sana dinin kıymet kazandırır. |
6136 | erejke avınma sevinme sakın bayat yadı birle tapug kıl bakın | Rahata erdim diye, avunma ve sevinme, kendini tut; Tanrıya zikret ve ibâdetle meşgul ol. |
6137 | esürtmesü devlet sini ay kadaş adıldukta seksiz közüng tolga yaş | Ey kardeş, saadet seni sarhoş etmesin; ayılınca, hiç şüphe yok, gözün yaşla dolar. |
6138 | negü tir eşitgil bu budun begi sınap sözlemiş sözni yetlip ögi | Akıllı, anlayışlı ve sözünü tecrübeye dayanarak söyleyen bey ne der, dinle. |
6139 | kimi erse devlet esüıtse kelip yagız yirde yarlur yüreki ulıp | Saadet gelip, kimi sarhoş ederse, onun kara toprak altında inlemekten kalbi parçalanır. |
6140 | uluglukka esrüp kim ahsumlasa kara yir katında kıyın yir basa | Kim büyüklükten sarhoş olup, kendini kaybederse, sonunda kara toprak altında bunun cezasını çeker. |
6141 | yigitlik ya baylık bu kut esrüki süçig esrükinde beter ay beki | Gençlik, zenginlik veya bu saadet sarhoşluğu, ey kudretli insan, şarap sarhoşluğundan beterdir. |
6142 | esürse kalı borçı bornı içip udıp kopsa adlur usında keçip | Eğer içki içen şaraptan sarhoş olursa, uyuyunca bu sarhoşluk geçer ve kalkınca ayılmış olur. |
6143 | bu devlet esürtse adın adlumaz ölüm tutmagınça udır odnumaz | Saadetin sarhoş ettiği kimse ise, bir daha ayılamaz; ölüm yakalayıncaya kadar uyur, uyanmaz. |
6144 | atıng boldı kul kılma begler işi özüdg kullukı kıl ay edgü kişi | Adın kul oldu, sen beyler işi ile uğraşma; ey iyi insan, kendi kulluğun ile meşgul ol. |
6145 | telim kalgu ermez tiriglik küni uzun bargu ermez ulugluk üni | Hayat çok uzun sürecek değildir; büyüklük şöhreti pek uzaklara gidecek değildir. |
6146 | neçe ming yaşasa öz ölgü turur ulaşmış et özler üzülgü turur | Binlerce yıl yaşasa bile, insan nihayet bir gün ölecektir; vücudda birleşmiş olan azalar birbirlerinden ayrılacaktır. |
6147 | mungar mengzer emdi eşit bu sözüg köngülke alıngıl evürme yüzüg | Şimdi buna benzer şu sözü dinle, onu benimse ve küçümseme. |
6148 | tilek arzu nicmşt tükel yise sen tiriglik suvın sen bulup içse sen | Bütün arzularına ve dünya nimetlerine nail olsan, âb-ı hayatı bulup, ondan içsen, |
6149 | sunup tutsa elging eger kök közin başıng kökke tegse yana yirde sen | Elini uzatarak, gökteki yıldızları tutsan ve başın göğe değse bile, sonunda sen yine yerdesin. |
6150 | köni sözleyin söz sanga ay kadaş negü kizleyin men ay köngli tudaş | Ey kardeş, sana doğrusunu söyleyeyim; ey gönüldeş, senden niçin gizleyeyim. |
6151 | kalı sevmez öz kör bu dünya nengin tü nimet talu yüz kılınçm yangın | Bu dünya malını, türlü nimetini, güzel yüzlülerin nâz ve işvelerini insan nasıl sevmez. |
6152 | erej arzu nimet bu kodmak kamug yayıg dünya yaptı manga bu kapug | Rahat, arzu ve bu nimetlerin hepsini terk edince, dönek dünya bana bu kapıyı kapadı. |
6153 | bayattın yıratur bu dünya kişig tıdar kıldru ıdmaz bu edgü işig | Bu dünya insanı Tanrıdan uzaklaştırır; iyi işlere mâni olur ve yapılmasına meydan vermez. |
6154 | bu korkınç üçün bilge dünya kodup ajun tezginü yügrür emgek yüdüp | Bundan korktuğu için, arif dünyayı bırakıp, zahmeti tercih ederek, dünyayı dolaşır-durur. |
6155 | kayu tagda yügrür üngürde evi yimi ot köki içgü yagmur suvı | Biri dağda koşar, evi mağaradır; onun yediği ot kökü, içtiği yağmur suyudur. |
6156 | kayusı biyabanda yügrür kezip bayatka bu korku sakınçın sızıp | Biri Tanrıya karşı bu korku ve endişe ile, bitkin bir hâlde, çöllerde koşar. |
6157 | kayusı örüm kedti bügri uça kayu yir kezer bu közi yaş saça | Biri çullara bürünmüş, biri gözünden yaş dökerek, diyâr diyâr dolaşır. |
6158 | kayusı yimez aş özin sızgurur kayu tünle yatmaz adakın turur | Biri yemek yemez, kendini zayıflatır; biri gece yatmaz, ayakta durur. |
6159 | bu yanglıg yorırlar odunmış kişi udımış tururmız usayuk başı | Uyanmış insanlar böyle yaşarlar; gafillerin gafili biz ise, uykuya dalmışız. |
6160 | sen emdi küdezgil özüng ay kadaş sening boldı dünya özüng boldı baş | Ey kardeş, sen şimdi kendini koru; dünya senin oldu, sen baş oldun. |
6161 | hava bas ukuş birle nefs boynı sı bu ol er nişanı ukuş belgüsi | Heva ve arzularına hâkim ol, akıl ile nefsin boynunu kır; insanlık nişanı ve akıllılık alâmeti budur. |
6162 | bu iki bile er yokadur küçün mungar kim bulun bolsa emger öcün | Bu ikisi ile insan zorla kendini mahveder; kim bunların esiri olursa, onu iztıraba sürükler. |
6163 | munukı barır men bu kün adrılıp sening me yolung bu kel edgü kılıp | işte ben bugün ayrılıp gidiyorum; senin de yolun budur; iyilik yap da beni öyle takip et. |
6164 | isizke katılma kılınç edgü tut isiz iki ajun kılur özke yut | Kötülere katılma, her vakit iyi hareket et; kötü insan için, her iki dünya felâketler ile doludur. |
6165 | negü tir eşit köngli bışmış kişi ölümde oza işin itmiş kişi | Gönülü olgunlaşmış, ölmeden önce âhiret işini yoluna koymuş olan insan ne der, dinle. |
6166 | isizke yüreklig aya bugragu isiz kılma isiz yimi ol agu | Ey deve aygırı gibi, cesaretle kötülüğe koşan insan, kötülük etme, kötülüğü zehir besler. |
6167 | aya king yorıklıg budun öktemi ölüm yetgelir terk otı kıl emi | Ey insanlara geniş bir salâhiyetle hüküm eden kimse, ölüm yetişmek üzeredir, çabuk bir çâresine bak. |
6168 | aya men tigüçi mini sav mini ölümke anungıl yanur ked sini | Ey ben diyen insan, şu beni, beni bırak; ölüme hazırlan, o seni, seni diyor. |
6169 | aya aç közi suk bu dünya kulı ölüm suklanur kör sini tutgalı | Ey aç gözlü, tamahkâr, bu dünyanın kulu olan insan, ölüm seni tutmak için tamah ediyor. |
6170 | ayur ay kadaşım barır men mungun iki nengke artuk acır men bu kün | Odgurmış devam etti : — Ey kardeşim, keder içinde gidiyorum; bugün bilhassa şu iki şey için üzülüyorum. |
6171 | biri bir bayat tapgı mindin kalır ikinci idim yadı tilde barır | Biri Tanrıya ibâdet edemeyeceğim, ikincisi de dilim Tanrıyı zikredemeyecektir. |
6172 | bu kün ya yarın tut yumulsa bu köz silerning duaka bolur munglug öz | Bugün veya yarın bu göz kapanınca, ben de sizin duanıza muhtaç olacağım. |
6173 | du’ada unıtma mini ay kadaş meningde kidin sen kelir sen ulaş | Ey kardeş, duada beni unutma; benden sonra sen geleceksin, yanaş. |
6174 | munukı körür sen mening halimi sanga bolsu ibret otı kıl emi | Benim hâlimi işte görüyorsun, bu sana ibret olsun; buna göre bir çâre ve tedbir al. |
6175 | ölüm keldi iltür barır men mungun sanga kelge minde basa sen anun | Ölüm geldi, götürüyor, ben keder içinde gidiyorum; benden sonra sana gelecektir, sen hazırlıklı bulun. |
6176 | bu kün adrilur men mungun öz barır kavuşgum kaçan erki tengri bilir | Bugün ben üzüntü içinde ayrılıp gidiyorum; bir daha ne zaman kavuşacağımızı ancak Tanrı bilir. |
6177 | negü tir eşitgil ölügli kişi ölürde ulıp yirke çalmış başı | Ölen ve ölürken inleyerek, başını yere vuran insan ne der, dinle. |
6178 | ölür men ökünçün akar köz yulum tatıglar tatıgsız kılur bu ölüm | Ölüyorum, peşimanlıktan iki gözüm iki çeşme oldu; bu ölüm tatlıları tatsızlaştırıyor. |
6179 | ölümde basa kör iki yol küder ikide kayu erki bargu yolum | Ölümden sonra insanı ıkı yol bekler; acaba bu ikisinden hangisi benim yolum olacaktır. |
6180 | yana ok ayur ay bagırsak kadaş mening kadguma sen köngül kılma baş | Odgurmış devamla : — Ey merhametli kardeşim, benim kaygımla sen gönlünü yaralama— dedi — |
6181 | uhma köngül bertme minde basa köngül bas du’a kıl katıglan usa | Benden sonra feryad etme ve gönlünü üzme; mümkün mertebe kendine hâkim olmağa çalış ve bana duâ et. |
6182 | sıgıt kılma artuk tıda tut özüng bu işni bayat ıdtı kesgil sözüng | Fazla ağlama, buna mâni olmağa gayret et; bu Tanrının emridir, işte bu kadar. |
6183 | yon yangıl emdi yana evke bar sakınç kadgu birle köngül kılma tar | Haydi, şimdi dön, tekrar evine git; bu keder ve kaygı ile canını sıkma. |
6184 | kereklig tutuzdum sanga barça söz unıtma sözümni aya köngli tüz | Sana lüzumlu olan her sözü söyledim; ey temiz kalpli insan, sözümü unutma. |
6185 | iligke tegürgü meningdin selam bu ahır selam ol ay bilgi tamam | Hükümdara benden selâm söyle; ey kemâl sahibi insan, bu artık son selâmımdır. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI ODGURMIŞKA | ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMIŞ'A CEVABI | |
6186 | yanut birdi ögdülmiş aydı turup negü teg barayın sini men kodup | Öğdülmiş bir az durup-düşündükten sonra, cevap verdi: —Ben seni böyle bırakıp, nasıl giderim — dedi — |
6187 | agır ig bile sen özüng yalnguzun negü teg kılur sen ay uıgı tüzün | Sen tek başına bu ağır hasta hâlinde ne yaparsın, ey asîl insan. |
ODGURMIŞ CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
6188 | yana aydı odgurmış emdi yorı mening kadgumı sen yime ay urı | Odgurmış tekrar: — Oğlum, şimdi git; sen benim için hiç üzülme — dedi — |
6189 | idim yadı tap ol avıngu işim körü ıdmagay tengri itgey işim | Rabbimin zikri beni teselliye kâfidir; Tanrı beni bırakmaz; o benim işimi yoluna koyar. |
6190 | kimi edgü tutsa bayat edlese kamug edgü boldı anıngda basa | Tanrı kime lütuf etmiş ve onu aziz eylemiş ise, artık onun her işi iyi gider. |
6191 | idi yakşı aymış köni sözlüg er işig aşru körmiş yiti közlüg er | Doğru sözlü ve her işi önceden gören keskin görüşlü insan çok güzel söylemiş : |
6192 | bayat kimke kılsa cinayet basut anıng boldı ajun bolu birdi kut | Tanrı kime inayet ve yardım ederse, dünya onun olur ve o saadete kavuşur. |
6193 | bayat fazlı kimke yetilse tükel bulur iki ajun bolur edgü hal | Kim Tanrının fazlına tamamen mazhar olursa, o .her iki dünya saadetine nail olur. |
6194 | kimi kodtı erse ay ersig un kerek bolsunı it kerek kök böri | Ey cesur oğul, Tanrı onu terk ettikten sonra, ister köpek olsun, ister boz-kurt, hepsi birdir. |
6195 | sözin kesti odgurmış aydı kadaş yon bar esen tur közün tökme yaş | Odgurmış:—Kardeşim, haydi git, sağ ol, gözünden yaş dökme — dedi — ve sözünü kesti. |
6196 | turup kuçtı ögdülmiş odgurmışıg öpüp yıgladı yirke tökti yaşıg | Öğdülmiş kalkıp, Odgurmış'ı kucakladı ve öpüp ağlayarak, göz yaşı döktü. |
6197 | sıgıt birle çıktı kör andın turup atın mindi keldi yüz evke urup | Üzüntü ile oradan kalkıp çıktı; atına binip, evine doğru yola koyuldu. |
6198 | tüşüp kirdi evke sakınçm tügük sevinci kitip köngli kadgun ügük | Gelip evine girdi; yüzü kederli, neş'esiz ve gönülü hüzün ile dolmuş idi. |
6199 | ne munglug turur körse yalnguk özi sevinci az ol barça kadgu tözi | İnsan oğlu, dikkat edersen, ne kadar zayıf bir mahlûktur; sevinci az ve her şey onun için bir kaygı kaynağıdır. |
6200 | tilek barça bulsa sevinç küldürür kalı kadgu kelse sakınç yıglatur | Bütün dileklerine kavuşursa, sevinç onu neş'elendirir; kaygı gelirse, keder onu ağlatır. |
6201 | severin bulup körse sevnü küle kalır adrılurda bu kadgu bile | Sevdiklerini bulunca, onlara sevinerek ve gülerek bakar; ayrıldığı zaman yine kederi ile baş-başa kalır. |
6202 | arala avıtur sevincin visal ara yıglatur kör firakın tükel | Bir bakarsın, visal onu sevinçle oyalar; bir bakarsın, firak onu sonsuz bir kederle ağlatır. |
6203 | negü bar ajunda firakta katıg firak kadguları tengizde batıg | Dünyada firaktan daha güç ne var; firakın kaygıları denizden daha derindir. |
6204 | tirigle firak bolsa kavşur yana tilep irteşü yandru tapşur yana | Sağ iken, ayrılsalar bile, insanlar yine kavuşurlar; isteyip arayarak, tekrar birbiri ile buluşurlar. |
6205 | kamugda katıgrak firak bu ölüm ölümke itig yok ya tutmaz tolum | Hepsinden güç olan ayrılış bu ölümdür; ölüme çâre yok, ona silâhla karşı konulmaz. |
6206 | kamugnung firakı yakın ya yırak ölümnüng firakı yırak bu firak | Her şeyin firakı yakın veya uzak olabilir; ölümün firakı uzak bir firaktır. |
6207 | mungar mengzer emdi bu beytig okı okısa aça birge ma’ni takı | Şimdi buna benzeyen şu beyti oku; okursan, mânasını da iyice anlarsın : |
6208 | kamugda katıgrak ölüm ol firak firakın töker yaş körügli karak | Her şeyden ağır olan firak ölümdür; şu gören göz firak yüzünden yaş döker. |
6209 | tirigle firakka visal bar umınç ölügli visaldin siziksiz yırak | Sağ iken, firaka karşı bir visal ümidi vardır; ölen ise, şüphesiz, visalden uzaktır. |
6210 | yidi içti ögdülmiş az inçrünüp namazın yetürdi adakın turup | Öğdülmiş bir az teselli bularak, yedi içti ve kalkıp, namazını kıldı. |
6211 | yaşık yirke indi yüzin kizledi kalık karşu keldi izin izledi | Güneş yere indi ve yüzünü gizledi; gök yüzü karşısından yükselerek, onun izini takip etti. |
6212 | töşek koldı yattı usı kelmedi sakınç kadgu birle közin yummadı | Döşek istedi, yattı, uykusu gelmedi; keder ve kaygı içinde gözünü yummadı. |
6213 | kopup çıktı ilke yuvuldı yaşı ajun mengzi boldı habeş kırtışı | Kalkıp, kapıya çıktı, göz yaşı döktü; dünyanın rengi habeş derisine benzemişti. |
6214 | yana yandı evke töşekke kirip yatıp bardı bir az sakınçın serip | Tekrar odasına dönüp, yatağına girdi; kederine hâkim olarak, bir az teselli buldu. |
6215 | yüzin kizledi yirke rumi kızı ajun mengzi boldı bu zengi yüzi | Rûmî kızı yüzünü yere gizledi; dünyanın rengi zenci yüzüne döndü. |
6216 | usı kelmedi turdı baktı yana kör ülker savulmış uçukmış tüne | Uykusu gelmedi, kalktı, tekrar baktı; Ülker yıldızı aşağıya inmiş ve gece sonuna yaklaşmıştı. |
6217 | közin kökke tikti baka turdı kiç kara tün tünerdi yarumadı hiç | Gözlerini göğe dikerek, uzun müddet seyre daldı; karanlık gece olduğu gibi devam etti ve bir türlü aydınlanmak bilmedi. |
6218 | yatıp bardı azrak odundı turup yaşıl kökke baktı yokaru körüp | Bir az yattı, uyudu; tekrar uyanıp, kalktı; başını kaldırıp, mavi göğe baktı. |
6219 | togardın kara kuş kopup örledi yagı ot kötürmiş teg ot yıldradı | Doğudan Kara-Kuş yıldızı çıktı, yükseldi; düşman meş'alelerini yakmış gibi, ateş parladı. |
6220 | yitiken kötürdi yana baş örü töngitti yana yıldrık adgır naru | Yedi-Kardeşler başını yukarı kaldırdı; Yıldırık yıldızı Aygır burcuna doğru eğildi. |
6221 | erentir başı indi yirke yaguk yaşık baş kötürdi yüz açtı yanık | Erentir'in başı yere yakın bir noktaya kadar indi; güneş başını kaldırdı ve parlak yüzünü açtı. |
6222 | yana koptı yundı tarandı arıg namaz kıldı vjrdin okıdı arıg | Öğdülmiş tekrar kalktı, âbdest aldı, temizlendi, tarandı; namaz kıldı, evradını okudu. |
6223 | ajun kırtışı boldı altun öngi yalın teg bolup dünya kızdı engi | Dünya altın rengine büründü, gök yüzü alev gibi kızardı. |
6224 | tonın kedti terkin atını tutup yana karşıka bardı evdin turup | Elbiselerini giyip, derhâl atına bindi ve evinden çıkıp, tekrar saraya geldi. |
6225 | tüşüp kirdi karşıka terkin yorıp okıdı ilig kirdi könglin tirip | inip, yürüyerek, doğruca saraya girdi; hükümdar çağırınca, kendisini toparladı, huzura çıktı. |
6226 | baka kördi ilig kör ögdülmişig tüşük kördi könglin ol edgü kişig | Hükümdar Öğdülmiş'e dikkatle baktı ve bu iyi insanın gönlünü kederli gördü. |
İLİG SU’ALİ ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ | |
6227 | ayıttı ilig emdi haling ne ol sakınçlıg körür men özüng ay amul | Hükümdar sordu : — Bu hâlin nedir, ey sakin huylu insan, ben seni düşünceli buluyorum. |
6228 | negü yük kötürdüng köngülke bu kün nişanın körür men alında tügün | Gönlüne bugün nasıl bir derd yüklendi; alnındaki düğümde bunun alâmetini görüyorum. |
6229 | nelük al bodudung kızıl mengzingi negü birdi dünya sanga öz öngi | Kırmızı yüzün neden bugün solmuş? dünya başka ne endişeler çıkardı ? |
6230 | takı kut evürmedi sindin yüzin yayıg dünya devlet yarutur közin | Henüz saadet senden yüz çevirmedi; bu dönek dünya ve saadet henüz sana tebessüm ediyor. |
6231 | ongay evrilür emdi evren sanga tilekçe togar ay kün ödlek tonga | Felek henüz senin muradınca devrediyor; ey kahraman, ay, güneş, zaman arzu ettiğin gibi doğuyor. |
6232 | sanga tügmedim men bu kaşım közüm küler yüz tutar men sevinçlig özüm | Ben sana karşı henüz kaşımı çatmış değilim; senden çok memnunum, sana hep iltifat ediyorum. |
6233 | sanga kim tegürdi bu kadgu sakınç negü erki haling sözüng ne erinç | seni bu kaygı ve kedere düşürdü; bu hâlin nedir; cevâbını öğrenmek isterim. |
6234 | negü kadgu vaktı turur ay ogul manga ay bileyin ay kılkı amul | Ey oğul, böyle bir zamanda bu nasıl bir derddir; bana söyle, ey sakin tabiatli insan, ben de bileyim. |
6235 | sanga tegse emgek ya kadgu sakınç martla ma kaçan bolga anda sevinç | Sen zahmet çekerken veya endişe içinde iken, ben nasıl sevinç duyabilirim. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
6236 | yanut birdi ögdülmiş açtı sözin kadaşı igi hali ne erdükin | Öğdülmiş cevap verdi; söze başlayarak, kardeşinin hastalığını ve durumunun nasıl olduğunu, |
6237 | özi barmışın hem neteg körmişin ayu birdi öt sav negü aymışın | Kendisinin oraya gittiğini ve onu nasıl bulduğunu, onun nasıl öğüt ve nasihatte bulunduğunu birer-birer anlattı. |
İLİG SU'ALİ ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖGDİLMİŞ'E SUÂLİ | |
6238 | köngül bertti ilig yuvuldı yaşı ayur ay diriga ol edgü kişi | Hükümdar çok müteessir oldu, ağlamağa başladı ve:—O iyi insana çok yazık — dedi — |
6239 | bagışlasu tengri anıng canını koratmasu andın eti kanını | Tanrı onun canını bağışlasın, onun etine ve kanına bir halel getirmesin. |
6240 | yana aydı hali negü ol anıng negü teg kodup keldi könglüng sening | Devamla : — Onun hâli nasıldır; onu bırakıp gelmeğe gönlün nasıl razı oldu — dedi — |
6241 | anı kim küdezür igin kim körür ol ig birle yalnguz negü teg yatur | Ona kim hizmet eder, hastalığına kim bakar; o hasta-hasta yalnız başına nasıl orada kalır. |
6242 | nelük sermeding anda anca turup anı kimke kodtung bu yanglıg körüp | Niçin orada bir müddet kalmadın; onu kime emânet ettin de, bu hâlde bıraktın, geldin. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
6243 | yanut birdi ögdülmiş aydı bu söz angar sözledim men ay bilgi ögüz | Ögdilmiş cevap verdi : — Ey deniz gibi derin bilgili insan, bu sözleri ona ben de söyledim — dedi -— |
6244 | mini evre sürdi sözüm tutmadı sözin kadra kördüm küçüm yetmedi | Bana itiraz etti, sözümü dinlemedi; sözüne karşı koymağı denedim, fakat gücüm yetmedi. |
İLİG CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
6245 | ilig aydı tengri küdezgey anı şifa birge kolsa kopurgay anı | Hükümdar : — Onu Tanrı korusun; o isterse, şifa ihsan ederek, onu ayağa kaldırır — dedi — |
6246 | bayatka ulamış turur ög köngül yava kılmagay bir bayat ay ogul | O gönlünü, fikrini Tanrıya bağlamıştır; ey oğul, bir olan Tanrı onu elbette boş bırakmayacaktır. |
6247 | kayu kul kamugdın evürse yüzi yaratmış idike sıgınsa özi | Hangi kul her keşten yüz çevirip, yaratan rabbine sığınırsa, |
6248 | siziksiz küdezür anı bir bayat tilekin birür hem bulur edgü at | Bir olan Tanrı onu, şüphesiz, korur, onun arzularını yerine getirir ve o da iyi nâm kazanır. |
6249 | mungar mengzer emdi bu sözni eşit köngülke alın ötrü özke iş it | Şimdi buna benzeyen şu sözü dinle; bu senin gönlünde bulunsun, her işinde onu hatırla : |
6250 | bayatka sıgıngıl kamugdın üzül köngül til arıg tut kılınçın süzül | Her şeyi terk et, Tanrıya sığın; gönül ve dilini temiz tut; hareketini düzelt. |
6251 | bayat birge barça tileking tükel yekig ked yagıla bayatka tüzül | Bütün arzularını Tanrı verecektir; şeytana karşı iyice mücâdele et; Tanrıya karşı da ihlâsını bozma. |
6252 | yana aydı ilig ay ögdülmişe sakınç kadgu birle yorıma buşa | Hükümdar devamla:—Ey Öğdülmiş, fazla keder ve endişe edip, üzülme — dedi — |
6253 | ol edgü kişi erdi edgü başı kalı ölse itgey bayatım işi | O iyilerin başında gelen iyi bir insan idi; ölünce de Tanrı onun işini kolaylaştıracaktır. |
6254 | bizinge turur iş yarın ay bügü ne erki tiriglik ne erti tigü | Ey hakîm, bu iş yarın bize de gelecektir; acaba hayatımız nasıl geçecek ve bunda bizler ne kazanacağız. |
6255 | isiz öz yigitlik yava kıldımız isiz kep köngül ög isizde isiz | Yazık, biz gençliğimizi boşuna geçirdik; yazık, vücûdumuz, kalbimiz ve fikrimiz hep kötüden de kötüdür. |
6256 | keçürmiş tiriglik bu kün boldı tüş neteg keçti erse yanut kelge tuş | Hayat bugün rüya gibi oldu; o nasıl geçti ise, mükâfatı da öyle olacaktır. |
6257 | bu kalmış tiriglik yava kılmagu hava arzularka kongül birmegü | Bu kalan ömrü artık heder etmemeli, heva ve arzulara gönül vermemelidir. |
6158 | neçe kılsa ahır öz ölgü turur ölümde kidin ming öküngü turur | Nasıl olsa sonunda bu vücud ölecektir ve ölümden sonra da bin peşimanlık vardır. |
6259 | bu künde naru sen taşırtı turup budun küçlerin kör bagırsak bolup | Bugünden itibaren sen dışarıda halka şefkat göster ve onun derdleri ile meşgul ol. |
6260 | mini kutgaru bir özüngni bile yanutı bayat birge edgü yola | Beni ve kendini böylece kurtarmağa çalış, bunun karşılığında Tanrı bize iyi yol gösterecektir. |
6261 | negü tir eşitgil ay kılkı amul bayat kullarında bagırsak köngül | Sakin tabiatlı olan ve Tanrı kullarına karşı merhametle hareket eden insan ne der, dinle. |
6262 | kim edgü kılınsa hem edgü yanut bayat ok birür edgü közni yarut | Kim iyilik ederse, Tanrı bunun karşılığında ona da iyilik verir; ey iyi insan, sen müsterih ol. |
6263 | kim isiz kılınsa özinge kılur ol isiz yanutı hem isiz bolur | Kim kötülük ederse, kendisine eder; o kütülüğün karşılığı da kötü olur. |
6264 | isizlik tilese bar isiz kılın ol isiz yanutı ulıtgay bilin | Kötülük istersen, git, kötülük yap; fakat şunu da bil ki, bu kötülüğün karşılığı seni bir gün inletecektir. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
6265 | yanut birdi ögdülmiş aydı ilig bu yanglıg birü tursa öt sav erig | Öğdülmiş cevap verdi: — Hükümdar bu şekilde öğüt ve nasihatleri ile beni desteklemekte devam ettiği müddetçe, |
6266 | kamug edgü bolgay budunka törü tuta birge tengri bu beglik örü | Halka tatbik edilen kanunlar dâima iyi olur; Tanrı da bu beyliği her vakit ayakta tutar — dedi — |
6267 | ilig ked yaşasu kutadsu kutun yulug bolsu canım tenim öz bütün | Hükümdar çok yaşasın, saadeti ve kudreti dâim olsun; benim canım, tenim ve bütün varlığım ona feda olsun. |
6268 | ölür özke tegmez meger edgü at bu atın tirig tutsu erklig bayat | Ölümlü insan için, iyi addan başka, hiç bir şeyin değeri yoktur; kudretli Tanrım iyi ad ile ömür sürdürsün. |
6269 | anunmış turur bu ölüm tutgalı özüng ıdmagıl sen udıp yatgalı | Bu ölüm seni yakalamak üzere hazırlanmış bulunmaktadır; kendini gaflet uykusuna bırakma. |
6270 | idi yakşı aymış biliglig tili bu yanglıg bolur kör sakmuk yolı | Bilgili insan çok güzel söylemiş; takva sahibi olan insan bu yoldan yürür. |
6271 | busugda küder bu körünmez ecel usahrı basıkur umınçın 'amel | Görünmez ecel pusuda bekler, ümit peşinde koşan gafil insanları ansızın yakalayıverir. |
6272 | isiz edgü barça kara yir bolur bitilmiş ecelke yetilse ezel | Ezelden yazılmış olan ecel erişince, iyi veya kötü, her kes kara toprak olur. |
İLİG CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
6273 | ilig aydı tengri bu künde naru manga birsü tevfik kılayın törü | Hükümdar: —Bugünden itibaren Tanrı bana tevfik versin de ben bu yolda hükümü yürüteyim — dedi. |
6274 | sözin kesti ilig özi amrulup yorıp çıktı ögdülmiş andın turup | Hükümdar durdu ve sözünü kesti; Öğdülmiş kalkıp, huzurdan çıktı. |
6275 | yime serdi kaç kün bu ögdülmişe sakınç kadgu birle yorıdı tuşa | Öğdülmiş yine bir kaç gün sabır etti; keder ve endişesini içine akıttı. |
6276 | sakınçın kadaşı üçün kadgurup sarıg kıldı mengzin özin sızgurup | Kardeşi için üzüntü içinde idi; gittikçe sarardı, kederden adetâ eridi. |
6277 | turup sernümedi kadaşı üçün yana bargusı keldi evre küçün | Fakat fazla tahammül edemedi; tekrar gidip, kardeşini görmek istedi. |
6278 | turup bardı ilig tapanı yorıp okıdı ilig bu köründi kirip | Kalkıp saraya gitti, hükümdarın daveti üzerine, huzura çıktı. |
ÖGDÜLMİŞ SU’ALİ İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA SUÂLİ | |
6279 | ötündi iligke ayur men bu kün barayın kadaşım taparu yodun | Hükümdara mâruzâtta bulundu ve : — Ben bugün kardeşimi yoklamak üzere, onu ziyaret etmek istiyorum—dedi — |
6280 | negü erki hali köreyin anıng tirig bar mu erki kadaşım mening | Acaba ne hâldedir, onu bir göreyim; hayatta olup-olmadığını bir öğreneyim. |
İLİG CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
6281 | ilig aydı barsa yaraglıg turur kadaşlık yakınlık ulaşu bolur | Hükümdar: — Gidersen, çok iyi edersin; kardeşlik ve yakınlık karşılıklı ziyaretler ile yerine getirilir — dedi — |
6282 | yon bar meningdin yime ök ayıt negü ol igin kör me könglin avıt | Git, benim tarafımdan da hatırını sor; hastalığına bak, nasıldır; kendisini teselli et. |
6283 | ilel tip turup çiktı andın yana evinge kelip tüşti aldı tına | Öğdülmiş "baş üstüne" diyerek, oradan kalkıp çıktı; evine gelip, bir az dinlendi. |
6284 | aş içgü yidi az yana at tutup kadaşı tapa bardı kadgu yutup | Bir az yedi, içti; tekrar atına binip, mahzûn mahzûn, kardeşinin bulunduğu yere doğru yola çıktı. |
6285 | yakın tegdi tüşti yorıp bardı ol kapugka tegip ündedi koldı yol | Yaklaşınca, atından inip, yayan yürüdü; kapıya gelip, seslendi ve girmek için izin istedi. |
Yûsuf Has Hâcib tarafından XI. yüzyılda yazılmış, Türk dilinin, edebiyatının ve kültür tarihinin en önemli kaynaklarından.
LXXXI. ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E NASÎHAT ETTİĞİNİ SÖYLER [ODGURMIŞ ÖGDÜLMİŞKE PEND BİRMİŞİN AYUR]
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Popüler Başlıklar
-
BİSMİ'LLAHİ‘R-RAHMANİ'R-RAHİM Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi ...
-
Mısra (Kutadgu Bilig) Tercüme (Türkiye Türkçesi) ...
-
No Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi 955 ilig bir kün ay toldını ündedi orun birdi oldur tiyü imledi Hükümdar bir gün Ay...
C - BÂBLARIN FİHRİSTİ [FİHRİSTU’L-EBVAB]
Kutadgu Bilig Tercüme (Türkiye Türkçesi) 1. bab: tengri ‘azze ve cellening ögdisin ayur 01. bâb: Tanrı azze ve cellenin medhin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder