4644 Eğer sen başkalarını davet etmek istersen, davet et, fakat bunun için evvelce çok iyi hazırlık gör.
4645 Ev-bark sofra ve tabakların temiz, odan minderlerle döşenmiş, yiyecek ve içeceklerin de seçkin olmalıdır.
4646 Misafirlerin arzu ile yiyebilmeleri için, yiyecek ve içeceklerin temiz ve lezzetli olması lâzımdır.
4647 Ziyafete davet etmezsen, bir kusur işlemiş olursun; davet edersen, gelenler, bir kusur yerine, bin kusur bulurlar.
4648 Bütün misafirlerin sofradan doyarak kalkması için, yiyecek ve içeceği mümkün mertebe iyi ve temiz hazırla.
4649 Arkadaş, kardeş, uzak ve yakın, her kesin hakkını gözet ve onları yemeğe davet et.
4650 Gelen gelir; gelmeyenler olursa, onların da hatırı kalmamış olur.
4651 Boğaz meselesinden doğan öfke çok fena bir şeydir; insan ölünceye kadar kin ve intikam besler.
4652 Dikkat et, her kese yiyecek ve içecek yetiştir; geciken varsa, onu da yemeksiz bırakma.
4653 Yemekte misafirin içeceğini eksik etme; biri biter-bitmez, diğeri hazır bulunsun.
4654 Yemek yenilen yerde içecek de bulunmalı; yiyecek ve içecek birbirine denk olmalıdır.
4655 Yemek yanında içecek de hazır olmazsa, o yemek, yiyenler için, zehir olur.
4656 ister fuka', ister mîzâb, istersen cülengbîn veya cülâb şertbetlerini ver.
4657 Bunlardan başka daha neler vereceğini bana sorma; bunu başkalarına sor.
4658 Büyükler yemeklerini yeyip sofradan kalktıktan sonra, küçüklere yiyecek ve içecek verilmelidir.
4659 Her kese yemek yetiştir, hiç kimseyi gözden kaçırma; onları aç bırakma, sana söğerek dönmesinler.
4660 Yiyecek ve içecek tamam olunca, çerez ve meyva ver; kuru ve yaş meyva yanında, bir mikdar simiş de bulunsun.
4661 Hediye ver; gücün yeterse, ipekli kumaş ver; mümkün ise, diş kirası ver ki, gelenlerin ağzı kapansın.
4662 Bu ziyafet işi böylece tamam olur, kapıları aç; misafirler gitmek isterlerse, artık onlara mâni olma.
4663 Ziyafete davet edenler dört zümre olduğu gibi, buna icabet eden. insanlar da dört türlü olur, ey yavrum.
4664 Bunlardan biri davet edildiği her ziyafete gider ve ziyafette ne ikram edilirse, yer, içer.
4665 Fakat kendisi evine başkalarını çağırmaz; yemeğini evine kapanıp, yalnız başına yer.
4666 Biri de ziyafete gider, yemeği yer ve kendisi de onu yemeğe davet eder.
4667 Biri de, kendisi ziyafete gitmediği gibi, başkalarını da evine davet etmez.
4668 Böyle bir insan ölüdür, sen onu diriden sayma; ona katılma ve onunla birlikte bulunma.
4669 Bir kısmı da davete gitmez; fakat kendisi, hayvanlar keserek, başkalarını ziyafete çağırır.
4670 Bunlardan en iyisi bu sonuncusudur, hakîm ve âlim insanların beğendikleri hareket de budur.
4671 ister ziyafete git, ister gitme; fakat boğazına hâkim ol, yemeği az ye ve sıhhatle yaşa.
4672 Çok yiyen insan her vakit hastalıklı olur, yüzü sarı, kendisi cılız olur ve itibardan düşer.
4673 Mizacı bilen, fikir ve bilgisi geniş olan tabip de bu hususta bunu teyit eder bir söz söylemiştir.
4674 İnsana hastalık boğazdan ve yemekle birlikte girer; hastalık insanı ihtiyarlatır ve o ömrünü tamamlayamaz.
4675 Boğazı dâima gözet ve hasta olmamağa çalış; hastalık insanın yüzünü yişin yapar.
4676 Ziyafet işi, gerek davete icabette, gerek başkasını davet ederken, işte böyle olur.
4677 İşte ben söyledim, sen dinledin; bunu şimdilik kâfi bul ve sözü uzatma.
4678 Eğer insanlar arasına karışmak istersen, bu dünyanın hâli, tavrı ve yolu budur.
4679 Ey gönlümün ışığı ve gerçekten yakınım olan insan, sözümün mânasını anla ve iyice düşün.
4645 Ev-bark sofra ve tabakların temiz, odan minderlerle döşenmiş, yiyecek ve içeceklerin de seçkin olmalıdır.
4646 Misafirlerin arzu ile yiyebilmeleri için, yiyecek ve içeceklerin temiz ve lezzetli olması lâzımdır.
4647 Ziyafete davet etmezsen, bir kusur işlemiş olursun; davet edersen, gelenler, bir kusur yerine, bin kusur bulurlar.
4648 Bütün misafirlerin sofradan doyarak kalkması için, yiyecek ve içeceği mümkün mertebe iyi ve temiz hazırla.
4649 Arkadaş, kardeş, uzak ve yakın, her kesin hakkını gözet ve onları yemeğe davet et.
4650 Gelen gelir; gelmeyenler olursa, onların da hatırı kalmamış olur.
4651 Boğaz meselesinden doğan öfke çok fena bir şeydir; insan ölünceye kadar kin ve intikam besler.
4652 Dikkat et, her kese yiyecek ve içecek yetiştir; geciken varsa, onu da yemeksiz bırakma.
4653 Yemekte misafirin içeceğini eksik etme; biri biter-bitmez, diğeri hazır bulunsun.
4654 Yemek yenilen yerde içecek de bulunmalı; yiyecek ve içecek birbirine denk olmalıdır.
4655 Yemek yanında içecek de hazır olmazsa, o yemek, yiyenler için, zehir olur.
4656 ister fuka', ister mîzâb, istersen cülengbîn veya cülâb şertbetlerini ver.
4657 Bunlardan başka daha neler vereceğini bana sorma; bunu başkalarına sor.
4658 Büyükler yemeklerini yeyip sofradan kalktıktan sonra, küçüklere yiyecek ve içecek verilmelidir.
4659 Her kese yemek yetiştir, hiç kimseyi gözden kaçırma; onları aç bırakma, sana söğerek dönmesinler.
4660 Yiyecek ve içecek tamam olunca, çerez ve meyva ver; kuru ve yaş meyva yanında, bir mikdar simiş de bulunsun.
4661 Hediye ver; gücün yeterse, ipekli kumaş ver; mümkün ise, diş kirası ver ki, gelenlerin ağzı kapansın.
4662 Bu ziyafet işi böylece tamam olur, kapıları aç; misafirler gitmek isterlerse, artık onlara mâni olma.
4663 Ziyafete davet edenler dört zümre olduğu gibi, buna icabet eden. insanlar da dört türlü olur, ey yavrum.
4664 Bunlardan biri davet edildiği her ziyafete gider ve ziyafette ne ikram edilirse, yer, içer.
4665 Fakat kendisi evine başkalarını çağırmaz; yemeğini evine kapanıp, yalnız başına yer.
4666 Biri de ziyafete gider, yemeği yer ve kendisi de onu yemeğe davet eder.
4667 Biri de, kendisi ziyafete gitmediği gibi, başkalarını da evine davet etmez.
4668 Böyle bir insan ölüdür, sen onu diriden sayma; ona katılma ve onunla birlikte bulunma.
4669 Bir kısmı da davete gitmez; fakat kendisi, hayvanlar keserek, başkalarını ziyafete çağırır.
4670 Bunlardan en iyisi bu sonuncusudur, hakîm ve âlim insanların beğendikleri hareket de budur.
4671 ister ziyafete git, ister gitme; fakat boğazına hâkim ol, yemeği az ye ve sıhhatle yaşa.
4672 Çok yiyen insan her vakit hastalıklı olur, yüzü sarı, kendisi cılız olur ve itibardan düşer.
4673 Mizacı bilen, fikir ve bilgisi geniş olan tabip de bu hususta bunu teyit eder bir söz söylemiştir.
4674 İnsana hastalık boğazdan ve yemekle birlikte girer; hastalık insanı ihtiyarlatır ve o ömrünü tamamlayamaz.
4675 Boğazı dâima gözet ve hasta olmamağa çalış; hastalık insanın yüzünü yişin yapar.
4676 Ziyafet işi, gerek davete icabette, gerek başkasını davet ederken, işte böyle olur.
4677 İşte ben söyledim, sen dinledin; bunu şimdilik kâfi bul ve sözü uzatma.
4678 Eğer insanlar arasına karışmak istersen, bu dünyanın hâli, tavrı ve yolu budur.
4679 Ey gönlümün ışığı ve gerçekten yakınım olan insan, sözümün mânasını anla ve iyice düşün.
Yorumlar
Yorum Gönder