5762 Bu bir türlüsüdür; birini daha dinle, ben onu da sana izah edeyim.
5763 Sen bir şeyi acaba unuttunmu, yoksa bu kapalımı kaldı; ne fayda umarak, bu işi yapmak istiyorsun.
5764 Bilirsin ki, dünyada vefalı insanlar çok takdir edilir ve alkışlanır, ey aziz insan.
5765 Dünya yaratılalı beri bir kanun ve âdet vardır ve bunun nişanesi de insanlara karşı insanlık göstermektir.
5766 insan iyiliğe karşı iyilik yapar; hattâ bir iyiliğe on iyilik ile mukabele etmelidir.
5767 Kimin soyu babadan temiz ise, ondan memlekete iyilik ve fayda gelir.
5768 Eğer ana hırsızlık suyunu gizlice alır ve bundan bir oğul doğarsa, o memleket için bir âfet olur.
5769 Şimdi hükümdarın iyiliği için çalış, sen ondan, yiyecek, giyecek gibi, bir çok nimetler gördün.
5770 Bütün bu faziletlere, bilgi ve anlayış sahibi olmana hükümdar sebep oldu ve bu yüzden sana bütün kapılar açıldı.
5771 O sana unvan ve rütbeler verdi, seni yükseltti; iyilik kapılarını o sana açtı.
5772 Bu iyilikleri, acaba unuttunmu; ey gönülü diri; bütün bunlara karşı hiç bir mukabelede bulunmamalımı.
5773 Ey kardeş, ben bir az sertçe konuştum; bana kızma, hiddetlenme ve gönlün kırılmasın.
5774 Doğru söz sert olur ve gönüle acı gelir; bu sözün mânasını iyice ruhuna sindirirsen, faydası senin için tatlı olur.
5775 Eğer sana sert söz söyleyen olursa, buna kızma; doğru söz sert olur, sen buna karşı sertlik gösterme.
5776 İmdi buna benzer bir sözüm var; ey güzel yüzlüm, onu dinle.
5777 Doğru söz acıdır; onu hazmedebiiirsen, yarın faydasını görürsün, o sana zevk verir.
5778 Doğru söz, bak, gönüle acı ve sert gelir; sert söz doğrudur; o doğru söz nerede.
5779 Sen henüz küçük iken, baban öldü; sen de bilgi ve fazilet kazanarak, saadete ermemiş idin.
5780 Hükümdar seni aldı ve terbiye etti; bu sayede imdi sen insanlar sırasına girdin.
5781 Bu kul-câriye, at-aygır ve bütün bu yer-su hükümdardan geldi ve sana devlet kapısı açıldı.
5782 Sen her türlü nîmet ve iyilikleri buldun; adın memlekette yayıldı ve sen de meşhur oldun.
5783 Şimdi bütün bunlara karşı kalkıp, düşman gibi, ondan yüz çevirmek sana yakışırını.
5784 Onun için faydalı olabileceğin bir zamanda ondan kaçıp, uzaklaşırsan, onun gönlünü ıztırap içinde bırakmış olursun.
5785 Hükümdar sana her türlü iyilikleri yapdı; ey şöhretli insan, buna mukabele etmek gerekmezini.
5786 İnsanlar gördükçe seni öğsünler, memlekette adın vefalı insan olarak yayılsın.
5787 insanların iyisi ne der, dinle; gerçek insanların nişanesi insanlıktır.
5788 Ey mert insan, insan ol ve bu vasfınla yüksel; insan insanlık yolunu böyle tarif etti.
5789 însan ol, insanlara karşı insanlık yap; insan vasfını kendin için en yüksek bir unvan olarak taşı.
5790 Hükümdar sana iyilik yaptı, sen de bu iyiliği iyilik ile karşılamağa çalış.
5791 İyiliği karşılıksız bırakmayan kimse, insanların iyisi, halkın seçkini ve insanlık nişanesini taşıyandır.
5792 Sen bilgisiz, değersiz, küçük bir çocuk idin; sana o destek oldu ve saadet içinde o seni ylükseltti.
5793 Canını ve tenini şimdi ona feda et; uyuyup yatma, gece-gündüz onun hizmetinde bulun.
5794 O iyilik karşılığında bu iyilik hazır olsun; Tanrı sana da buna mukabil iyilik verir.
5795 Kalbi yakın olan ve içten bağlılık ile insanlık yolunda yürüyen adam ne der, dinle.
5796 Sen kimin ekmeğini yersen, onun işini gör; bağlılığını gittikçe arttır ve yediğin ekmek sana halâl olsun.
5797 İnsan olanlar tuz-ekmek hakkını gözeterek, bunu verene canlarını feda ederler.
5798 Bütün dilek ve arzularını buldun ve ıyı yola girdin, bugün sen de iyilikle ona faydalı ol.
5799 Sen sırma giydin ve vücûdunu ipekler ile örttün; hased edenlerin gözlen sana bakıp, kamaştı.
5800 Şimdi sen hükümdara iyi nâm kazandır; düşmanlar bunu görüp, sinsinler ve yabancılar boyun eğsinler.
5801 Sen huzur içinde bin türlü arzu ve nimetlere nail oldun; bir boğa gibi, boyun ve enseni kalınlaştırdın.
5802 Bu kuvveti şimdi hükümdarın hizmetine kullan; uzun ömürlü olması için, halk ona hayır-duâ etsin.
5803 Sen dünya malını topladın ve zenginleştin; her türlü arap atlarına, cins atlara ve taylara mâlik oldun.
5804 Bu malı kullan ve hükümdarın uğrunda onları feda et; onun arzulan yerine gelsin ve yüzü gülsün.
5805 Hükümdar bugün huzur içinde tahtına çıksın; onun düşmanı uzaktan başını eğip, yer öpsün.
5806 O sana salâhiyet verdi ve emirlerinin dinlenmesini sağladı; dost düşman, her kes sana bakıyor.
5807 Ey dostum, sen şimdi hayır-duânın artmasına bak; saadet ve huzur içinde uzun bir ömür sür.
5808 Asıl insan böyle iyilik yapar ve onun adı dünyada ebedî kalır.
5809 Arapçada insanların aslını bilmeğe yol açan çok iyi bir söz vardır.
5810 İnsanların aslına onun hareketi şâhiddir; hareketi nasıl ise, aslı da odur.
5811 Kiminin aslı iyi ise, onun hareketi aslına uygun olur; kötünün aslına onun kendi tavır ve hareketi delildir.
5812 Ey temiz tabiatli insan, hükümdar tavır ve hareketini değiştirirse, onu tekrar doğru yola sevk et ve bilgi ile onu aydınlat.
5813 Bütün iyilikler hükümdar yanındadır; bu iyiliği bırakıp, sen bunun dışında kalma.
5814 Bana itimat ederek, benim ile istişarede bulundun, ben de bütün bildiklerimi söyledim.
5815 Benim söylediklerim ile kendi bildiklerini iyice mukayese eder ve dikkatle gözden geçirirsen, işin kolayca halledilir.
ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMIŞ'A CEVABI
5816 Öğdülmiş sevindi ve : — Ey kardeş, büyük insan böyle olmalıdır — dedi —
5817 Bu sözleri bugün çok iyi söyledin; bu düğüm benim için çözülmüş oldu.
5818 Bütün bu söylediklerin benim için mechûl bulunuyordu; izahların ile bu örtüyü kaldırdın.
5819 imdi ben bu arzumdan vaz geçtim, Tanrı bana destek ve yardımcı olsun.
5820 Rabbim beni korusun, gönlümü temiz tutsun ve hareketlerimde, beni doğru yoldan ayırmasın.
5821 Sen de duâ ederek, muvaffak olmam için bana yardımda bulun; beni unutma, kendimi sana teslim ettim.
5822 Sözünü kesti ve ayağa kalktı, vedâlaştı ve atına binip, geri döndü.
5823 Evine gelip, atından indi ve yürüyerek içeri girdi; yemeğini yedi ve bir müddet istirahat etti.
5824 Gök dul elbisesini giydi ve belini bağladı; zülfünü dağıtıp, parlak yüzünü kapadı.
5825 Güneş örülmüş saçını çözmüş olacak, dünya içi sincap ve samur rengine büründü.
5826 Yatağını hazırlattı ve yatıp, bir az istirahat etti; bir müddet tatlı ve sakin bir uykuya daldı.
5827 Uyandı ve başını kaldırarak, yukarı baktı, gök yüzü kızların tebessümü gibi, dişlerini gösterdi.
5828 Güneş başını kaldırdı, tekrar yüzünü açtı; dünyanın her tarafı ak-kuş rengine girdi.
5829 Öğdülmiş acele yerinden kalktı; âbdest alıp, sabah namazını kıldı; bir az bir şeyler yedi.
5830 Atına binip, tekrar saraya gitti; inip, doğruca hükümdarın yanına girdi.
HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ
5831 Hükümdar ona Odgurmış'ı sordu ve : — O kâmil insanın sıhhati nasıldır, râhatmıdır — dedi —
5832 Ne der, beni duada hatırlıyor mu; Tanrıya duâ sayesinde insan belâlardan aman bulur.
5833 însan duâ ile iyilik bulur, duâ ile ebedî cennete kavuşur.
5834 Dünyada hayır-duâ bulunmasa idi, bu kötü dünya çoktan felâket çukuruna yıkılmış olurdu.
ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI
5835 Öğdülmiş cevap verdi: —Hükümdarın bu sözü doğru, ilme ve akıla uygundur — dedi —
5836 Kardeşim bugün orada yalnızlık ve zaruret içinde, bize duâ etmekle meşguldür.
5837 Bizden daha gafil kim olabilir; günâhı biz işleriz, o ise, bizim için duâ eder.
5838 Bugün o hükümdara, muhabbet ve ihlâs ile, dâima duâ etmektedir.
5839 Ondan daha merhametli kim olabilir; kendi derdini bırakmış, bizim için Tanrıdan mağfiret niyaz eder.
5840 Ey hükümdar, bizden daha gafil kim olabilir; ömrümüz boşuna geçti, ibâdete elimiz değmedi.
5841 Vücûdumuzu dünya heves ve nimetleri ile semirterek, yatıp, huzur içinde avunup duruyoruz.
5842 Vücût nihayet ölecektir, onu kurtlar ve yılanlar yiyecektir; can çıkıp giderken, elde peşimanlıktan başka bir şeyimiz bulunmayacaktır.
5843 Akıllı insan ne der, dinle; ey kuzum, buna göre hareket edersen, bu söz sana yeter.
5844 Vücût semirirse, onu yiyecek kurtlar ve yılanlar hazırdır; kendi sevincine gelince, sen ancak konup-geçen bir yolcusun.
5845 Bu ömür rüyan gibi geçer-gider; hayatın geçeceğine her geçen gün delildir. -
HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI
5846 Hükümdar cevap verdi ve: — Ey hakîm, insan nasıl hareket etmeli ve kendisini nasıl korumalıdır — dedi —
5847 Bana karşı senden daha bağlı bir kimse yoktur; ben imdi sana inanır ve itimat ederim.
5848 Ben şimdi ev içinde gafil yatıyorum; ey kâmil insan, işlerim hep dışarıdadır.
5849 Sen benim gözüm ve kulağımsın, sen gör ve işit; uygunsuz ne görürsen, onu öyle bırakma, düzelt.
5850 Sana her hangi bir işte benim de yardımım icap ederse, bana söyle, ben o işe bir çâre bulayım.
5851 Hizmetkârların birbirleri ile olan münâsebetlerini yola koy; beni onlarla boş yere meşgul etme, ben de bir az nefes alayım.
5852 Zâlimin eli halk üzerinden uzak olsun; bilgisiz kötü insanlar ortadan kalksın, bilgili insanlar kalsın.
5853 Halk zenginleşsin ve memleketim düzene girsin; ben de bunlar için Tanrıya şükür ile meşgul olayım.
ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI
5854 Öğdülmiş cevap verdi: — Ey hükümdar, ey insanların iyisi, Tanrı sana tevfık ihsan etsin — dedi —
5855 Arzum ve bana lâzım olan da budur; Tanrı doğruluk ve iyilik yolunu açık tutsun.
5856 Hükümdar huzura kavuşsun ve saadet içinde yaşasın; bütün zahmet ve dertler bana gelsin.
5857 İmdi kendimi sana feda ettim; ey ulu hükümdar, sen huzur içinde yaşa!
5858 Senden bugün yalnız bir tek dileğim var, düşünerek ve içten duyarak, bu dileğimi kabul et.
5859 Bilirsin ki, beyler kimi kendilerine yakın tutarlarsa, insanlar dâima onun varım-yoğunu çekiştirirler.
5860 Sen bana ne kadar iyi gözle baksan bile, gammazların fitneleri seni benden soğutabilir.
5861 Kahraman ve cesur insan ne der, dinle; bu öğüt ve nasihati o bilerek vermiştir.
5862 İnsan kalbi ettendir, bozulur ve kokar; ey iradeli insan, onu çok iyi korumalıdır.
5863 Ne kadar olgun ve iftiralara kulak asmaz bir insan olsa bile, müfteri araya girince, itidalini muhafaza edemez.
5864 Ne kadar akıllı ve uyanık bey olursa-olsun, kendisine yaklaşan gammazın zararından kurtulamaz.
5865 Gönül beydir, bu vücut ise, kul ve esirdir; o kendisine söylenen sözlerden bâzan soğur, bâzan da ısınır.
5866 İnsanın tabiati birbirine muhalif ve düşman olan unsurlardan meydana gelir; biri güldürür, biri gürültü ve kavga çıkarır.
5867 Biri acele ederse, biri sükûnet ister; biri gülerse, biri ağlamağa başlar.
5868 Sevinçli derken, endişeli oluverir; kederli derken, o sevinçle gülmeğe başlar.
5869 Ey devletli hükümdar, benim çekindiğim şudur : insanların köpeği olan bu gammaz iftira ederse,
5870 Canın sıkılır; sen ümidini keserek, benden yüz çevirirsin ve benim hizmetim de heder olur.
5871 Senden dileğim ve ricam şudur: beni biri çekiştirirse, bunu önce bana sor.
5872 Sonuna kadar araştır ve iyice soruştur; neticede ne çıkarsa, ona göre karar ver.
5873 Sana kim gammazlık ederse, sözünü dinle; fakat bunun doğru olup olmadığını, aslını-esâsını çok iyi araştır.
5874 insanların ilen geleni çok iyi söylemiştir: sözü dinle, fakat her söze gönlünde yer verme.
5875 Bundan daha güzel şöyle bir söz vardır; buna göre hareket et, ey iyi insan.
5876 Her sözü dinle, ancak lüzumlu olanı al; lüzumsuz olan sözleri orada bırak.
5877 Sözü dinle, doğru veya yalan olup-olmadığını araştır; doğruyu kabul et, yalanı cezalandır.
5878 Bu dünyayı yalancılar ıfsad eder; ey memleketin hâkimi, doğru ve dürüst insanları kolla.
HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI
5879 Hükümdar cevap verdi:—Ey hakikî insan, arzun, istediğin gibi, kabul edilmiştir — dedi —
5880 Kadir Tanrı sana insanlık verdi; gönülün, dilin, ahlâkın ve adın doğru oldu.
5881 Senden ne vakit bir kötülük gelebilir; sen bu iyi ahlâkı ananın, ak sütü ile kazanmışsın.
5882 Seni çekiştiren adamları ben kendi düşmanım bilirim, ey bilgili insan.
5883 ister çok, ister az söylesinler, ben onların sözüne hiç kulak asarmıyım.
5884 iyi ve kötüyü birbirinden tefrik edemeyen bir kimse nasıl memleketin başına geçer ve onu idare eder.
5885 Doğru ile eğriyi ayırt edemeyen bir kimse nasıl bey ve halk üzerinde hâkim olur.
5886 Tecrübe edilmiş bir kimseyi tekrar-tekrar tecrübeye kalkışan o kara bahtlı insan nasıl bir devletin başına geçebilir.
5887 Doğru ile yalanı ayırt etmekten âciz olan bir hâkim işinde nasıl muvaffak olabilir.
5888 Sen bugün bana Tanrının gerçek bir ihsanısın; bütün çetin düğümler senin sayende çözülmüştür.
5889 Sen bana büyük bir sadâkatle hizmet ettin ve yediğin tuz-ekmek hakkını ödedın.
5890 Senin geçinmen ve hizmetimde hazır bulunabilmen için, benim de şimdi sana buna karşılık ıyı bir mukabelede bulunmam lâzımdır.
5891 İnsanların iyisi olan ve halk arasında doğrulukla şöhret kazanan ne der, dinle.
5892 İnsanların iyisi ve insanların başı başkalarına karşı her vakit insanca hareket eden kimsedir.
5893 İnsana insanlığı nisbetınde mukabelede bulun; böyle mukabelede bulunduğu için, insana insan adı verilmiştir.
ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI
5894 Ögdilmiş cevap verdi : — Hükümdar huzur içinde bulunsun ve memleketi bilgi ile idare etsin — dedi —
5895 Tanrı ona her iki dünya nimetlerini ihsan etsin; bütün arzu, dilek ve umdukları eli altında bulunsun.
5896 Devran onun olsun ve muradlnca dönsün; zemâne onun arzu ve dileklerine uygun hareket etsin.
5897 Ey ıhlâs sahibi, dürüst ve mütevazı hükümdar, sağ ol, sıhhatli yaşa ve saadet içinde ömür sür.
5898 Ben senden izzet ve ikram, servet, giyecek ve yiyecek, her türlü iyiliği gördüm.
5899 İşte ben hizmet etmek için gönülden niyet ettim; ey derin bilgili insan, Tanrı bana tevfik ihsan etsin.
5900 Ögdilmiş devam etti : — Ey devletli hükümdar, Tanrı senin iyi adını dünyaya yaydı.
5901 Sen iyi ad dile, Tanrı sana saadet verdi; saadete erişince, gönlüne hâkim ol.
5902 Her vakit meşhur bir bey olarak kalmak için, Allah nasıp ederse, şu dört şey lâzımdır.
5903 Biri doğru sözlü olmak, ikincisi memlekette kanunu devletle tatbik etmek.
5904 Üçüncüsü açık elli ve cömert olmak, halka karşı şefkat göstermek.
5905 Dördüncüsü düşmanına boyun eğdirmek ve memleket işlerini yapmak için, azimkar ve cesur olmak.
5906 Her hangi bir bey bu dört şeyi tam olarak yerine getirmezse, memleket inhitata doğru gider.
5907 Beyliğin kökü ve temeli işte budur; iyi beylik vasıflarına iyice sahip olan beylerin tuttukları ve tutacakları yol budur.
5908 Sen bu gidişi bozma, bu izden yürü; senden öncekiler bu mertebeye erişmişlerdi.
5909 Hangi bey bu yolu bırakıp, başka bir yol tutarsa, o beyliğini bozar ve bu devletten nasibini alamaz.
5910 Ey hükümdar, şu üç türlü insana değer ver; sana söyleyeyim, iyice dinle.
5911 Biri cesur, kahraman ve tunç yürekli yiğit insandır; o kılıcı ile, memlekete pek çok faydalı olur.
5912 ikincisi hakîm ve âlim devlet adamıdır; bu insan istişare için faydalı olur ve memleket işini tanzim eder.
5913 Üçüncüsü zeki ve mahir kâtiptir; devletin gelir ve giderinin hesabı iyi tutulursa, hazine dolar.
5914 Sen bunları çok iyi seç ve başkalarından farklı muameleye tâbi tut; faydalı oldukları nisbette, onlara in'âm ve ihsanda bulun.
5915 Böylece bütün işlerin yavaş-yavaş düzene girer; ülken günden-güne genişler ve toprakların artar.
5916 Adın iyi olur ve sen şöhret bulursun, dünya halkı senin yüzünü görmeği arzular.
5917 Yine insanların âlimi çok güzel söylemiş : insan ölse bile, bu iyi ad ölmez.
5918 Ne güzel, bak, adı iyi olunca, insan kendisi ölse .bile, nâmı ortadan kalkmıyor.
5919 iyi ad bırakmış olan bir kimse, her ne kadar kara toprak altında çürüse bile, sen onu diri bil.
5920 Sen hayat isteme, iyi ad iste; adın iyi olduğu müddetçe sen dirisin ve bununla iftihar edebilirsin.
5921 Hayat nedir ve iyilik nasıl olur; ey âlim hakîm, bunu bana izah et.
5922 Bu iyilik, gerçekte, doğruluktur; buna iyice dikkat edersen, bu hayatın tâ kendisidir.
5923 Kim iyi hareket ederse, o diridir; kimin tabiatı kötü ise, o daha hayatta iken, ölmüş sayılır.
5924 Bu dünya geçer, fakat iyitabiat ve bu iyi tabiatin çizdiği iyi yol kalır.
5925 Dönek dünya senden yüz çevirirse, ey kuzum, ondan senin beraberinde götüreceğin şey ancak yaptığın iyiliklerdir.
5926 Ey hükümdar, bu dünyaya güvenme; o sana vefa edecek değildir, bunu iyice bil.
5927 Bu dünya işi bir oyuna benzer; ayağını istersen, o sana başını verir.
5928 Ey kudretli insan, mümkün ise, onun oyununa düşme; bu tuzağa düşünce, insanın boynu bağlanır.
5929 Dikkat edersen, kitapta çok güzel yazılmış; ey uyanık kalpli insan, bu sözü unutma.
5930 Bu dünya işi oyundur, oyun; oyuna katılma, oyunun ne lüzumu var.
5931 Tanrının emirlerini ve kendi kulluğunu yerine getir; eğer bunu yapmazsan, boynunun gitmesine hazırlan.
5932 Ey hükümdar, gizli-âşikâr, bütün bildiklerimi işte sana arzettim.
5933 Sözümü tutarsan, tut; eğer bana inanmaz ve sözümü tutmazsan, neticesini, şüphesiz, bir gün kendin görürsün.
HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI
5934 Hükümdar : — Ben gönlümü Tanrıya yönelterek, ondan bu iş için tevfik dilerim — dedi —
5935 isterse, Tanrı yardım eder ve bana zahir olur; benim göremediğim şeyleri sen bana bildir.
5936 Gayret et, dışarıdaki her işi idare et; uyanık ol, gözünü ve kulağımı keskin ve tetikte tut.
5937 Gücün yettiği her şeyi kendin yap, bana bel bağlama; yapamadıkların kalırsa, ben sana yardım ederim.
5938 Hükümdar sözünü kesti ve sustu; Öğdülmiş kalkıp, yavaş ve sessizce huzurdan çıktı.
5939 Atına bindi ve evine dönüp geldi; atından inip, içeri girdi ve soyundu.
5940 Gece yattı, sabah tekrar atma binip, saraya geldi ve inip, içeri girdi.
5941 Öğdülmiş bundan böyle gayretle işe sarıldı; durup-dinlenmeden, bu işler ile meşgul oldu.
5942 Halk huzura kavuştu, dünya düzene girdi; hükümdar rahatladı ve memnun oldu.
5943 Memleketi hayır-duâ ile medh u senaya büründü; adı ebedîleşti; ve unutulmaz oldu.
5944 Bak, bu iyi kanun ne kadar güzel bir şeydir; beylik kanun ile ayakta durur.
5945 Halkın başında böyle bir bey bulunursa, halk ve memleket dâima rahata kavuşur.
5946 Halk da mutî ve dürüst insanlardan mürekkep olursa, beyler bu sayede saadete kavuşurlar.
5947 Bu beyler hâkimiyetlerini Tanrıdan alırlar; halk iyi olursa, bey de iyi olur.
5948 Halk kötülük yaparsa, bey de kötülük yapar; kötülere ancak kötülük yapmak suretiyle mâni olunabilir.
5949 Halk tavrını düzeltirse, bey de tabiatini düzeltir; beyler tabiatlerını düzeltirlerse, temiz kalpli insanlar memleketi her türlü kötülüklerden temizlerler.
5950 Zaman, aylar ve günler bir müddet bu minval üzere geçti; dünya güzelliğini buldu ve halk zengin oldu.
5951 Toz, duman ortadan kalktı, ruhlar inşiraha kavuştu; her türlü bulanık işler süzüldü ve düzene girdi.
5952 Hükümdar tekrar Tanrıya şükür etti; ona çok hamd ve senada bulundu.
5763 Sen bir şeyi acaba unuttunmu, yoksa bu kapalımı kaldı; ne fayda umarak, bu işi yapmak istiyorsun.
5764 Bilirsin ki, dünyada vefalı insanlar çok takdir edilir ve alkışlanır, ey aziz insan.
5765 Dünya yaratılalı beri bir kanun ve âdet vardır ve bunun nişanesi de insanlara karşı insanlık göstermektir.
5766 insan iyiliğe karşı iyilik yapar; hattâ bir iyiliğe on iyilik ile mukabele etmelidir.
5767 Kimin soyu babadan temiz ise, ondan memlekete iyilik ve fayda gelir.
5768 Eğer ana hırsızlık suyunu gizlice alır ve bundan bir oğul doğarsa, o memleket için bir âfet olur.
5769 Şimdi hükümdarın iyiliği için çalış, sen ondan, yiyecek, giyecek gibi, bir çok nimetler gördün.
5770 Bütün bu faziletlere, bilgi ve anlayış sahibi olmana hükümdar sebep oldu ve bu yüzden sana bütün kapılar açıldı.
5771 O sana unvan ve rütbeler verdi, seni yükseltti; iyilik kapılarını o sana açtı.
5772 Bu iyilikleri, acaba unuttunmu; ey gönülü diri; bütün bunlara karşı hiç bir mukabelede bulunmamalımı.
5773 Ey kardeş, ben bir az sertçe konuştum; bana kızma, hiddetlenme ve gönlün kırılmasın.
5774 Doğru söz sert olur ve gönüle acı gelir; bu sözün mânasını iyice ruhuna sindirirsen, faydası senin için tatlı olur.
5775 Eğer sana sert söz söyleyen olursa, buna kızma; doğru söz sert olur, sen buna karşı sertlik gösterme.
5776 İmdi buna benzer bir sözüm var; ey güzel yüzlüm, onu dinle.
5777 Doğru söz acıdır; onu hazmedebiiirsen, yarın faydasını görürsün, o sana zevk verir.
5778 Doğru söz, bak, gönüle acı ve sert gelir; sert söz doğrudur; o doğru söz nerede.
5779 Sen henüz küçük iken, baban öldü; sen de bilgi ve fazilet kazanarak, saadete ermemiş idin.
5780 Hükümdar seni aldı ve terbiye etti; bu sayede imdi sen insanlar sırasına girdin.
5781 Bu kul-câriye, at-aygır ve bütün bu yer-su hükümdardan geldi ve sana devlet kapısı açıldı.
5782 Sen her türlü nîmet ve iyilikleri buldun; adın memlekette yayıldı ve sen de meşhur oldun.
5783 Şimdi bütün bunlara karşı kalkıp, düşman gibi, ondan yüz çevirmek sana yakışırını.
5784 Onun için faydalı olabileceğin bir zamanda ondan kaçıp, uzaklaşırsan, onun gönlünü ıztırap içinde bırakmış olursun.
5785 Hükümdar sana her türlü iyilikleri yapdı; ey şöhretli insan, buna mukabele etmek gerekmezini.
5786 İnsanlar gördükçe seni öğsünler, memlekette adın vefalı insan olarak yayılsın.
5787 insanların iyisi ne der, dinle; gerçek insanların nişanesi insanlıktır.
5788 Ey mert insan, insan ol ve bu vasfınla yüksel; insan insanlık yolunu böyle tarif etti.
5789 însan ol, insanlara karşı insanlık yap; insan vasfını kendin için en yüksek bir unvan olarak taşı.
5790 Hükümdar sana iyilik yaptı, sen de bu iyiliği iyilik ile karşılamağa çalış.
5791 İyiliği karşılıksız bırakmayan kimse, insanların iyisi, halkın seçkini ve insanlık nişanesini taşıyandır.
5792 Sen bilgisiz, değersiz, küçük bir çocuk idin; sana o destek oldu ve saadet içinde o seni ylükseltti.
5793 Canını ve tenini şimdi ona feda et; uyuyup yatma, gece-gündüz onun hizmetinde bulun.
5794 O iyilik karşılığında bu iyilik hazır olsun; Tanrı sana da buna mukabil iyilik verir.
5795 Kalbi yakın olan ve içten bağlılık ile insanlık yolunda yürüyen adam ne der, dinle.
5796 Sen kimin ekmeğini yersen, onun işini gör; bağlılığını gittikçe arttır ve yediğin ekmek sana halâl olsun.
5797 İnsan olanlar tuz-ekmek hakkını gözeterek, bunu verene canlarını feda ederler.
5798 Bütün dilek ve arzularını buldun ve ıyı yola girdin, bugün sen de iyilikle ona faydalı ol.
5799 Sen sırma giydin ve vücûdunu ipekler ile örttün; hased edenlerin gözlen sana bakıp, kamaştı.
5800 Şimdi sen hükümdara iyi nâm kazandır; düşmanlar bunu görüp, sinsinler ve yabancılar boyun eğsinler.
5801 Sen huzur içinde bin türlü arzu ve nimetlere nail oldun; bir boğa gibi, boyun ve enseni kalınlaştırdın.
5802 Bu kuvveti şimdi hükümdarın hizmetine kullan; uzun ömürlü olması için, halk ona hayır-duâ etsin.
5803 Sen dünya malını topladın ve zenginleştin; her türlü arap atlarına, cins atlara ve taylara mâlik oldun.
5804 Bu malı kullan ve hükümdarın uğrunda onları feda et; onun arzulan yerine gelsin ve yüzü gülsün.
5805 Hükümdar bugün huzur içinde tahtına çıksın; onun düşmanı uzaktan başını eğip, yer öpsün.
5806 O sana salâhiyet verdi ve emirlerinin dinlenmesini sağladı; dost düşman, her kes sana bakıyor.
5807 Ey dostum, sen şimdi hayır-duânın artmasına bak; saadet ve huzur içinde uzun bir ömür sür.
5808 Asıl insan böyle iyilik yapar ve onun adı dünyada ebedî kalır.
5809 Arapçada insanların aslını bilmeğe yol açan çok iyi bir söz vardır.
5810 İnsanların aslına onun hareketi şâhiddir; hareketi nasıl ise, aslı da odur.
5811 Kiminin aslı iyi ise, onun hareketi aslına uygun olur; kötünün aslına onun kendi tavır ve hareketi delildir.
5812 Ey temiz tabiatli insan, hükümdar tavır ve hareketini değiştirirse, onu tekrar doğru yola sevk et ve bilgi ile onu aydınlat.
5813 Bütün iyilikler hükümdar yanındadır; bu iyiliği bırakıp, sen bunun dışında kalma.
5814 Bana itimat ederek, benim ile istişarede bulundun, ben de bütün bildiklerimi söyledim.
5815 Benim söylediklerim ile kendi bildiklerini iyice mukayese eder ve dikkatle gözden geçirirsen, işin kolayca halledilir.
ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMIŞ'A CEVABI
5816 Öğdülmiş sevindi ve : — Ey kardeş, büyük insan böyle olmalıdır — dedi —
5817 Bu sözleri bugün çok iyi söyledin; bu düğüm benim için çözülmüş oldu.
5818 Bütün bu söylediklerin benim için mechûl bulunuyordu; izahların ile bu örtüyü kaldırdın.
5819 imdi ben bu arzumdan vaz geçtim, Tanrı bana destek ve yardımcı olsun.
5820 Rabbim beni korusun, gönlümü temiz tutsun ve hareketlerimde, beni doğru yoldan ayırmasın.
5821 Sen de duâ ederek, muvaffak olmam için bana yardımda bulun; beni unutma, kendimi sana teslim ettim.
5822 Sözünü kesti ve ayağa kalktı, vedâlaştı ve atına binip, geri döndü.
5823 Evine gelip, atından indi ve yürüyerek içeri girdi; yemeğini yedi ve bir müddet istirahat etti.
5824 Gök dul elbisesini giydi ve belini bağladı; zülfünü dağıtıp, parlak yüzünü kapadı.
5825 Güneş örülmüş saçını çözmüş olacak, dünya içi sincap ve samur rengine büründü.
5826 Yatağını hazırlattı ve yatıp, bir az istirahat etti; bir müddet tatlı ve sakin bir uykuya daldı.
5827 Uyandı ve başını kaldırarak, yukarı baktı, gök yüzü kızların tebessümü gibi, dişlerini gösterdi.
5828 Güneş başını kaldırdı, tekrar yüzünü açtı; dünyanın her tarafı ak-kuş rengine girdi.
5829 Öğdülmiş acele yerinden kalktı; âbdest alıp, sabah namazını kıldı; bir az bir şeyler yedi.
5830 Atına binip, tekrar saraya gitti; inip, doğruca hükümdarın yanına girdi.
HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ
5831 Hükümdar ona Odgurmış'ı sordu ve : — O kâmil insanın sıhhati nasıldır, râhatmıdır — dedi —
5832 Ne der, beni duada hatırlıyor mu; Tanrıya duâ sayesinde insan belâlardan aman bulur.
5833 însan duâ ile iyilik bulur, duâ ile ebedî cennete kavuşur.
5834 Dünyada hayır-duâ bulunmasa idi, bu kötü dünya çoktan felâket çukuruna yıkılmış olurdu.
ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI
5835 Öğdülmiş cevap verdi: —Hükümdarın bu sözü doğru, ilme ve akıla uygundur — dedi —
5836 Kardeşim bugün orada yalnızlık ve zaruret içinde, bize duâ etmekle meşguldür.
5837 Bizden daha gafil kim olabilir; günâhı biz işleriz, o ise, bizim için duâ eder.
5838 Bugün o hükümdara, muhabbet ve ihlâs ile, dâima duâ etmektedir.
5839 Ondan daha merhametli kim olabilir; kendi derdini bırakmış, bizim için Tanrıdan mağfiret niyaz eder.
5840 Ey hükümdar, bizden daha gafil kim olabilir; ömrümüz boşuna geçti, ibâdete elimiz değmedi.
5841 Vücûdumuzu dünya heves ve nimetleri ile semirterek, yatıp, huzur içinde avunup duruyoruz.
5842 Vücût nihayet ölecektir, onu kurtlar ve yılanlar yiyecektir; can çıkıp giderken, elde peşimanlıktan başka bir şeyimiz bulunmayacaktır.
5843 Akıllı insan ne der, dinle; ey kuzum, buna göre hareket edersen, bu söz sana yeter.
5844 Vücût semirirse, onu yiyecek kurtlar ve yılanlar hazırdır; kendi sevincine gelince, sen ancak konup-geçen bir yolcusun.
5845 Bu ömür rüyan gibi geçer-gider; hayatın geçeceğine her geçen gün delildir. -
HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI
5846 Hükümdar cevap verdi ve: — Ey hakîm, insan nasıl hareket etmeli ve kendisini nasıl korumalıdır — dedi —
5847 Bana karşı senden daha bağlı bir kimse yoktur; ben imdi sana inanır ve itimat ederim.
5848 Ben şimdi ev içinde gafil yatıyorum; ey kâmil insan, işlerim hep dışarıdadır.
5849 Sen benim gözüm ve kulağımsın, sen gör ve işit; uygunsuz ne görürsen, onu öyle bırakma, düzelt.
5850 Sana her hangi bir işte benim de yardımım icap ederse, bana söyle, ben o işe bir çâre bulayım.
5851 Hizmetkârların birbirleri ile olan münâsebetlerini yola koy; beni onlarla boş yere meşgul etme, ben de bir az nefes alayım.
5852 Zâlimin eli halk üzerinden uzak olsun; bilgisiz kötü insanlar ortadan kalksın, bilgili insanlar kalsın.
5853 Halk zenginleşsin ve memleketim düzene girsin; ben de bunlar için Tanrıya şükür ile meşgul olayım.
ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI
5854 Öğdülmiş cevap verdi: — Ey hükümdar, ey insanların iyisi, Tanrı sana tevfık ihsan etsin — dedi —
5855 Arzum ve bana lâzım olan da budur; Tanrı doğruluk ve iyilik yolunu açık tutsun.
5856 Hükümdar huzura kavuşsun ve saadet içinde yaşasın; bütün zahmet ve dertler bana gelsin.
5857 İmdi kendimi sana feda ettim; ey ulu hükümdar, sen huzur içinde yaşa!
5858 Senden bugün yalnız bir tek dileğim var, düşünerek ve içten duyarak, bu dileğimi kabul et.
5859 Bilirsin ki, beyler kimi kendilerine yakın tutarlarsa, insanlar dâima onun varım-yoğunu çekiştirirler.
5860 Sen bana ne kadar iyi gözle baksan bile, gammazların fitneleri seni benden soğutabilir.
5861 Kahraman ve cesur insan ne der, dinle; bu öğüt ve nasihati o bilerek vermiştir.
5862 İnsan kalbi ettendir, bozulur ve kokar; ey iradeli insan, onu çok iyi korumalıdır.
5863 Ne kadar olgun ve iftiralara kulak asmaz bir insan olsa bile, müfteri araya girince, itidalini muhafaza edemez.
5864 Ne kadar akıllı ve uyanık bey olursa-olsun, kendisine yaklaşan gammazın zararından kurtulamaz.
5865 Gönül beydir, bu vücut ise, kul ve esirdir; o kendisine söylenen sözlerden bâzan soğur, bâzan da ısınır.
5866 İnsanın tabiati birbirine muhalif ve düşman olan unsurlardan meydana gelir; biri güldürür, biri gürültü ve kavga çıkarır.
5867 Biri acele ederse, biri sükûnet ister; biri gülerse, biri ağlamağa başlar.
5868 Sevinçli derken, endişeli oluverir; kederli derken, o sevinçle gülmeğe başlar.
5869 Ey devletli hükümdar, benim çekindiğim şudur : insanların köpeği olan bu gammaz iftira ederse,
5870 Canın sıkılır; sen ümidini keserek, benden yüz çevirirsin ve benim hizmetim de heder olur.
5871 Senden dileğim ve ricam şudur: beni biri çekiştirirse, bunu önce bana sor.
5872 Sonuna kadar araştır ve iyice soruştur; neticede ne çıkarsa, ona göre karar ver.
5873 Sana kim gammazlık ederse, sözünü dinle; fakat bunun doğru olup olmadığını, aslını-esâsını çok iyi araştır.
5874 insanların ilen geleni çok iyi söylemiştir: sözü dinle, fakat her söze gönlünde yer verme.
5875 Bundan daha güzel şöyle bir söz vardır; buna göre hareket et, ey iyi insan.
5876 Her sözü dinle, ancak lüzumlu olanı al; lüzumsuz olan sözleri orada bırak.
5877 Sözü dinle, doğru veya yalan olup-olmadığını araştır; doğruyu kabul et, yalanı cezalandır.
5878 Bu dünyayı yalancılar ıfsad eder; ey memleketin hâkimi, doğru ve dürüst insanları kolla.
HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI
5879 Hükümdar cevap verdi:—Ey hakikî insan, arzun, istediğin gibi, kabul edilmiştir — dedi —
5880 Kadir Tanrı sana insanlık verdi; gönülün, dilin, ahlâkın ve adın doğru oldu.
5881 Senden ne vakit bir kötülük gelebilir; sen bu iyi ahlâkı ananın, ak sütü ile kazanmışsın.
5882 Seni çekiştiren adamları ben kendi düşmanım bilirim, ey bilgili insan.
5883 ister çok, ister az söylesinler, ben onların sözüne hiç kulak asarmıyım.
5884 iyi ve kötüyü birbirinden tefrik edemeyen bir kimse nasıl memleketin başına geçer ve onu idare eder.
5885 Doğru ile eğriyi ayırt edemeyen bir kimse nasıl bey ve halk üzerinde hâkim olur.
5886 Tecrübe edilmiş bir kimseyi tekrar-tekrar tecrübeye kalkışan o kara bahtlı insan nasıl bir devletin başına geçebilir.
5887 Doğru ile yalanı ayırt etmekten âciz olan bir hâkim işinde nasıl muvaffak olabilir.
5888 Sen bugün bana Tanrının gerçek bir ihsanısın; bütün çetin düğümler senin sayende çözülmüştür.
5889 Sen bana büyük bir sadâkatle hizmet ettin ve yediğin tuz-ekmek hakkını ödedın.
5890 Senin geçinmen ve hizmetimde hazır bulunabilmen için, benim de şimdi sana buna karşılık ıyı bir mukabelede bulunmam lâzımdır.
5891 İnsanların iyisi olan ve halk arasında doğrulukla şöhret kazanan ne der, dinle.
5892 İnsanların iyisi ve insanların başı başkalarına karşı her vakit insanca hareket eden kimsedir.
5893 İnsana insanlığı nisbetınde mukabelede bulun; böyle mukabelede bulunduğu için, insana insan adı verilmiştir.
ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI
5894 Ögdilmiş cevap verdi : — Hükümdar huzur içinde bulunsun ve memleketi bilgi ile idare etsin — dedi —
5895 Tanrı ona her iki dünya nimetlerini ihsan etsin; bütün arzu, dilek ve umdukları eli altında bulunsun.
5896 Devran onun olsun ve muradlnca dönsün; zemâne onun arzu ve dileklerine uygun hareket etsin.
5897 Ey ıhlâs sahibi, dürüst ve mütevazı hükümdar, sağ ol, sıhhatli yaşa ve saadet içinde ömür sür.
5898 Ben senden izzet ve ikram, servet, giyecek ve yiyecek, her türlü iyiliği gördüm.
5899 İşte ben hizmet etmek için gönülden niyet ettim; ey derin bilgili insan, Tanrı bana tevfik ihsan etsin.
5900 Ögdilmiş devam etti : — Ey devletli hükümdar, Tanrı senin iyi adını dünyaya yaydı.
5901 Sen iyi ad dile, Tanrı sana saadet verdi; saadete erişince, gönlüne hâkim ol.
5902 Her vakit meşhur bir bey olarak kalmak için, Allah nasıp ederse, şu dört şey lâzımdır.
5903 Biri doğru sözlü olmak, ikincisi memlekette kanunu devletle tatbik etmek.
5904 Üçüncüsü açık elli ve cömert olmak, halka karşı şefkat göstermek.
5905 Dördüncüsü düşmanına boyun eğdirmek ve memleket işlerini yapmak için, azimkar ve cesur olmak.
5906 Her hangi bir bey bu dört şeyi tam olarak yerine getirmezse, memleket inhitata doğru gider.
5907 Beyliğin kökü ve temeli işte budur; iyi beylik vasıflarına iyice sahip olan beylerin tuttukları ve tutacakları yol budur.
5908 Sen bu gidişi bozma, bu izden yürü; senden öncekiler bu mertebeye erişmişlerdi.
5909 Hangi bey bu yolu bırakıp, başka bir yol tutarsa, o beyliğini bozar ve bu devletten nasibini alamaz.
5910 Ey hükümdar, şu üç türlü insana değer ver; sana söyleyeyim, iyice dinle.
5911 Biri cesur, kahraman ve tunç yürekli yiğit insandır; o kılıcı ile, memlekete pek çok faydalı olur.
5912 ikincisi hakîm ve âlim devlet adamıdır; bu insan istişare için faydalı olur ve memleket işini tanzim eder.
5913 Üçüncüsü zeki ve mahir kâtiptir; devletin gelir ve giderinin hesabı iyi tutulursa, hazine dolar.
5914 Sen bunları çok iyi seç ve başkalarından farklı muameleye tâbi tut; faydalı oldukları nisbette, onlara in'âm ve ihsanda bulun.
5915 Böylece bütün işlerin yavaş-yavaş düzene girer; ülken günden-güne genişler ve toprakların artar.
5916 Adın iyi olur ve sen şöhret bulursun, dünya halkı senin yüzünü görmeği arzular.
5917 Yine insanların âlimi çok güzel söylemiş : insan ölse bile, bu iyi ad ölmez.
5918 Ne güzel, bak, adı iyi olunca, insan kendisi ölse .bile, nâmı ortadan kalkmıyor.
5919 iyi ad bırakmış olan bir kimse, her ne kadar kara toprak altında çürüse bile, sen onu diri bil.
5920 Sen hayat isteme, iyi ad iste; adın iyi olduğu müddetçe sen dirisin ve bununla iftihar edebilirsin.
5921 Hayat nedir ve iyilik nasıl olur; ey âlim hakîm, bunu bana izah et.
5922 Bu iyilik, gerçekte, doğruluktur; buna iyice dikkat edersen, bu hayatın tâ kendisidir.
5923 Kim iyi hareket ederse, o diridir; kimin tabiatı kötü ise, o daha hayatta iken, ölmüş sayılır.
5924 Bu dünya geçer, fakat iyitabiat ve bu iyi tabiatin çizdiği iyi yol kalır.
5925 Dönek dünya senden yüz çevirirse, ey kuzum, ondan senin beraberinde götüreceğin şey ancak yaptığın iyiliklerdir.
5926 Ey hükümdar, bu dünyaya güvenme; o sana vefa edecek değildir, bunu iyice bil.
5927 Bu dünya işi bir oyuna benzer; ayağını istersen, o sana başını verir.
5928 Ey kudretli insan, mümkün ise, onun oyununa düşme; bu tuzağa düşünce, insanın boynu bağlanır.
5929 Dikkat edersen, kitapta çok güzel yazılmış; ey uyanık kalpli insan, bu sözü unutma.
5930 Bu dünya işi oyundur, oyun; oyuna katılma, oyunun ne lüzumu var.
5931 Tanrının emirlerini ve kendi kulluğunu yerine getir; eğer bunu yapmazsan, boynunun gitmesine hazırlan.
5932 Ey hükümdar, gizli-âşikâr, bütün bildiklerimi işte sana arzettim.
5933 Sözümü tutarsan, tut; eğer bana inanmaz ve sözümü tutmazsan, neticesini, şüphesiz, bir gün kendin görürsün.
HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI
5934 Hükümdar : — Ben gönlümü Tanrıya yönelterek, ondan bu iş için tevfik dilerim — dedi —
5935 isterse, Tanrı yardım eder ve bana zahir olur; benim göremediğim şeyleri sen bana bildir.
5936 Gayret et, dışarıdaki her işi idare et; uyanık ol, gözünü ve kulağımı keskin ve tetikte tut.
5937 Gücün yettiği her şeyi kendin yap, bana bel bağlama; yapamadıkların kalırsa, ben sana yardım ederim.
5938 Hükümdar sözünü kesti ve sustu; Öğdülmiş kalkıp, yavaş ve sessizce huzurdan çıktı.
5939 Atına bindi ve evine dönüp geldi; atından inip, içeri girdi ve soyundu.
5940 Gece yattı, sabah tekrar atma binip, saraya geldi ve inip, içeri girdi.
5941 Öğdülmiş bundan böyle gayretle işe sarıldı; durup-dinlenmeden, bu işler ile meşgul oldu.
5942 Halk huzura kavuştu, dünya düzene girdi; hükümdar rahatladı ve memnun oldu.
5943 Memleketi hayır-duâ ile medh u senaya büründü; adı ebedîleşti; ve unutulmaz oldu.
5944 Bak, bu iyi kanun ne kadar güzel bir şeydir; beylik kanun ile ayakta durur.
5945 Halkın başında böyle bir bey bulunursa, halk ve memleket dâima rahata kavuşur.
5946 Halk da mutî ve dürüst insanlardan mürekkep olursa, beyler bu sayede saadete kavuşurlar.
5947 Bu beyler hâkimiyetlerini Tanrıdan alırlar; halk iyi olursa, bey de iyi olur.
5948 Halk kötülük yaparsa, bey de kötülük yapar; kötülere ancak kötülük yapmak suretiyle mâni olunabilir.
5949 Halk tavrını düzeltirse, bey de tabiatini düzeltir; beyler tabiatlerını düzeltirlerse, temiz kalpli insanlar memleketi her türlü kötülüklerden temizlerler.
5950 Zaman, aylar ve günler bir müddet bu minval üzere geçti; dünya güzelliğini buldu ve halk zengin oldu.
5951 Toz, duman ortadan kalktı, ruhlar inşiraha kavuştu; her türlü bulanık işler süzüldü ve düzene girdi.
5952 Hükümdar tekrar Tanrıya şükür etti; ona çok hamd ve senada bulundu.
Yorumlar
Yorum Gönder