No | Kutadgu Bilig | Türkiye Türkçesi |
---|---|---|
2269 | yanut birdi ögdülmiş aydı ilig yagıka tuçı bolsu üsteŋ elig | Öğdülmiş cevap verdi ve;— Ey hükümdar, düşmana karşı her vakit üstün ol — dedi— |
2270 | siziksiz kerek begke sü başçısı yaraşmaz yagıdın kötürse usı | Anlaşmak istemeyen düşmanın uykusunu kaçırmak için, şüphesiz, beye bir ordu kumandanı lâzımdır. |
2271 | bu işke idi kurç katıg er kerek başında keçürmiş tükel toŋ yürek | Bu işe çok çevik, sert, tecrübeli, tam ve pek yürekli bir adam lâzımdır, |
2272 | idi ök ulug iş bu sü başlamak çerig tüzmeki hem yagını sımak | Orduya kumanda, asken idare etmek ve düşmanı kırmak çok büyük bir iştir. |
2273 | telu er kerek sak bu işke odug aŋar tegmese bir usalm yodug | Bu iş için seçkin insan lâzımdır; ihmalkârlık yüzünden töhmet altında kalmaması için, o ihtiyatlı ve uyanık olmalıdır. |
2274 | akı alp atım bolsa alçak köŋül tuzı etmeki kiŋ ne kılkı amul | Cömert, cesur, alçak gönüllü, sofrası açık ve soğuk kanlı olmalıdır. |
2275 | akı bolgu artuk sü başlar kişi tirilse aŋar ötrü ödrüm başı | Etrafına en seçkin kimselerin toplanması için, ordu başında bulunan insanın çok cömert olması lâzımdır. |
2276 | üleşe er atka kamug bar malın adaş koldaş erdeş tutunsa kalın | O bütün malını askere dağıtmalı ve bir çok kimseleri dost ve silâh arkadaşı edinmelidir. |
2277 | öziŋe bir at ton tolum kodsa tap çavıksa ajunda atın yadsa tap | Kendisine bir at, giyim ve silâh ayırması kâfidir; meşhur olup, dünyaya nâm salmak ona yeter. |
2278 | ogul kız kişim tip neŋin irkmese ya yir suv bagım tip kümüş tirmese | Çoluk-çocuk ve karım diye, mal toplamamak veya mülk ve bağ bahçe edineceğim diye, gümüş yığmamalıdır. |
2279 | kılıcın tilese kamug arzusın urup alsa birse bedütse küsin | O bütün arzusunu kılıcı ile istemelidir; vurmalı, almalı, vermeli ve böylelikle şöhretini büyütmelidir. |
2280 | yitürse içürse kedürse kedim at üstem kız oglan bu birse telim | Silâh arkadaşlarını yedirip içirmeli ve giydirip kuşatmalı; onlara çok at-koşum, köle ve câriye ihsan etmelidir. |
2281 | aŋar tirlür ötrü kör ersig eren sevüg can yuluglap yatur tag kayan | Böyle olursa, onun etrafına mert yiğitler toplanır ve tatlı canlarını feda ederek, cesetlerinden dağlar ve kayalar meydana getirirler. |
2282 | yüreklig kerek artuk öglüg kerek kögüzlüg kerek hem körtgüllüg kerek | O çok cesur, zeki ve aynı zamanda da mert ve geniş yürekli olmalıdır. |
2283 | yagıda kereksiz yüreksiz kişi yüreksiz kişi ol tişiler işi | Harpte korkak kimselere lüzum yoktur; korkak insanlar kadınlara benzerler. |
2284 | yüreksiz kişiler çerig artatur çerig artasa er erig artatur | Korkak kimseler orduyu bozarlar; ordu bozulursa, askerler birbirini ifsat ederler. |
2285 | yagıda yüreklig seringü kerek yagı at kemişse tiringü kerek | Harpte cesur yiğitler dayanmalı, düşman at salarsa, hemen toplanmalıdır. |
2286 | ayıklıg turur bu ölüm belgülüg ödi kelmeginçe er ölmez külüg | Ölüm için, hiç şüphesiz, ecelin gelmesi lâzımdır; eceli gelmeden, hiç bir yiğit ölmez. |
2287 | negü tir eşitgil azıglıg kür er ölümüg unıtsa yagısın urar | Ölümü hatırına getirmeyerek, düşmanını vuran, yaman ve pek yürekli adam ne der, dinle. |
2288 | kişi ödsüz ölmez anadın togup nelük korkar özüŋ yagını körüp | Anadan doğan hiç kimse ecelsiz ölmez; düşmanı görünce, neden korkarsın? |
2289 | yagıka yalıŋ teg eren teg uruş ecelsiz ölüm bolmaz özke bolup | Düşmana yalın hücum et, erkekler gibi vuruş; eceli gelmeyince, insan kat'iyen ölmez. |
2290 | uvutlug kerek er uvutı üçün yagı birle karşur kadıtmaz öcün | Kumandan haysiyet sahibi olmalıdır; o şerefi için düşmana karşı koyar ve intikamını almadan, ondan yüz çevirmez. |
2291 | uvut birle yalŋuk yagısın saçar yagıda eŋ aşnu uvutsuz kaçar | Şeref duygusu ile insan düşmanını darma - dağın eder; harpte ilk önce şerefsiz kimseler kaçar. |
2292 | uvutka bolup korklık alplık kılur ögünçke bolup er özin öldürür | Korkak kimse dahi haysiyetini korumak için, kahramanlık gösterir; öğülmesi için insan kendisini ölüme atar. |
2293 | yüreklig tigüçi uvutlug bolur uvutlug kişi ölse urşu ölür | Cesur dediğin haysiyet sahibi olur; haysiyetli insan ölürken, vuruşarak ölür. |
2294 | kılınçı ortgay bolsa kodkı köŋül budunka sevitür özin bu yaŋ ol | Kumandan iyi tabiatlı ve alçak gönüllü olmalıdır; o böylelikle kendisini halka sevdirir. |
2295 | isitür kişi köŋlin alçak kişi yıratur erenig tili il buşı | Alçak gönüllü kimse insanların kalbini kendisine ısındırır; kötü dilli ve hiddetli kimseler insanları kendisinden uzaklaştırırlar. |
2296 | bedük tutsa köŋlin bu sü başlar er siziksiz yagıdın bu er berge yir | Ordu kumandanı mağrur olursa, şüphesiz, düşmandan dayak yer. |
2297 | bu köŋli bedük er usallık kılur usal er ya buzlur ya ödsüz ölür | Mağrur adam ihmalkârlık eder; ihmalkâr adam ya bozulur yahut vakitsiz ölür. |
2298 | kür ersig kerek bolsa kaşıg yülüg yadılsa atı bolsa çavlug külüg | Namlı ve şöhretli olması ve adının yayılması için, onun cesur, heybetli, saçı-sakalı düzgün ve mert insan olması lâzımdır. |
2299 | isizlerke kaşıg kerek korksalar yavaşlarka edgü kerek sevseler | Kendisinden korkmaları için,- onun kötülere karşı heybetli görünmesi, sevmeleri için de, yumuşak huylu kimselere iyi davranması lâzımdır. |
2300 | siyaset yorıtgu kerek sü başı siyasetka aşlıg bolur sü işi | Ordu kumandanı siyâset etmesini bilmeli; ordu işi siyâsete bağlı olur. |
2301 | siyaset yorıtsa sü başlıg bolur süsi başlıg erse er aşlıg bolur | Siyâset tatbik edilirse, ordu başsız kalmaz; ordu başlı olursa, asker birbirine bağlı kalır. |
2302 | kayu sü bolur bolsa başsız boşaŋ uş ol sü buzuldı ilig kiç yaşaŋ | Hangi ordu başsız kalırsa, onu bırak; o ordu bozulur; ey hükümdar sen çok yaşa. |
2303 | isizlerke haşmet siyaset kerek yana edgüke tutçı hürmet kerek | Kötülere haşmet ve siyâset, iyilere ise, dâima hürmet lâzımdır. |
2304 | tegür edgülerke tükel edgülük sevincin tilegü yüdürmegü yük | iyi insanlara her türlü iyilikleri ver; onları memnun etmeli ve onlara yük yükletmemelidir. |
2305 | bu edgüg tiler barça yalŋuk turup kişi kul bolur erke edgü bulup | Bütün insanlar bu iyilikleri ararlar; insan iyiliğini gördüğü adama kul olur. |
2306 | negü tir eşitgil ay kılkı tüzün bu beytig okıgıl avıngıl özün | Yumuşak huylu insan ne der, dinle; bu beyti oku ve kendini teselli et. |
2307 | boş azad kişi barça edgü kulı sen edgü kılu aç könilik yolı | Hür ve serbest insanların hepsi iyilik kuludur; sen iyilik yaparak, doğruluk yolunu aç. |
2308 | kişilik kılurka kişi bol tuşı kişi mundag urdı kişilik ulı | insanca hareket etmek için, sen dâima insan ol; insan insanlığın temelini böyle tesbit etmiştir. |
2309 | kerek sü başıŋa bu bir kaç kılık yagıka yüz ursa bu tüzse yorık | Düşmana karşı sefere çıkmak ve ordunun hareketini idare edebilmek için, kumandanın şu bir kaç vasfa sahip olması gerekir. |
2310 | yagıda kör arslan yüreki kerek karıştukta esri bileki kerek | Onun yüreği harpte arslan yüreği gibi ve dövüşürken de bileği kaplan pençesi gibi olmalıdır. |
2311 | toŋuz teg titimlig böri teg küçi adıglayu azgır kutuz teg öçi | O domuz gibi inatçı, kurt gibi kuvvetli, ayı gibi azılı ve yaban sığırı gibi kinci olmalıdır. |
2312 | yana alçı bolsa kızıl tilkü teg titir bugrası teg kör öç sürse keg | Aynı zamanda, kırmızı tilki gibi, hîlekâr olmalı; deve aygırı gibi, kin ve öç gütmelidir. |
2313 | sagızganda şakrak kerek tutsa öz kaya kuzgunı teg yırak tutsa köz | Kendisini saksağandan daha ihtiyatlı tutmalı; gözünü, kaya kuzgunu gibi, uzaklara çevirmelidir. |
2314 | ulug tutsa hamyet kör arslanlayu ügi teg usuz bolsa tünle sayu | Arslan gibi, hamiyeti yüksek tutmalı; baykuş gibi, geceleri uykusuz geçirmelidir. |
2315 | bu yaŋlar bile er yagıçı bolur yagıçı bolur hem yaragçı bolur | insan bu vasıflar ile harpçi olur; harpçi olur ve işinin ehli olur. |
2316 | yagıçı yaragçı kişi ol tuçı yagı sançguçı hem yetürgen uçı | Harpçi her vakit silâh taşıyan kimsedir; o düşmanı vurur ve zafer kazanır. |
2317 | tuzı etmeki hem aşı kiŋ kerek atı ton tolumı aŋar teŋ kerek | Onun tuzu-ekmeği ve yemeği bol, atı, elbisesi ve silâhı da buna denk olmalıdır. |
2318 | aş içgü tuz etmek yadar er atı aş içgü turur bu tiriglik otı | İnsanın adını tuz-ekmek, yiyecek ve içecek dünyaya yayar; bu hayatın devası yiyecek ve içecektir. |
2319 | negü tir eşitgil ila atlıgı tuz etmek kiŋüt ay kişi kutlugı | Hân'ın meşhur şahsiyeti ne der, dinle; ey insanların kutlusu, tuzun ekmeğin bol olsun. |
2320 | kü çav at tilese tuz etmek yitür tiriglik tilese anı ok yetür | Adının namlı ve şöhretli olmasını dilersen, başkalarına tuz-ekmek yedir; yaşamak dilersen, yine aynı şeyi yap. |
2321 | kişilik kılıglı ınançlıg akı tuz etmek hakı tip öter er hakı | İnsanlık yapan, itimat kazanan ve cömert olan insana, tuz-ekmek hakkı diye, askerler bunun hakkını öderler. |
2322 | ulugluk tilese aş içgü üle uzun yaş tilese bulur aş bile | Büyüklük dilersen, yiyecek ve içecek dağıt; uzun ömür istersen, o da bununla bulunur. |
2323 | kerek hayl başıŋa bu bir kaç kılık itilse işi ötrü tüzse yorık | işinde muvaffak olması ve gidişinin düzenlenmesi için, kumandanda şu bir kaç vasıf bulunmalıdır. |
2324 | sözi çın kerek bolsa kavli bütün ulug bolsa yalgan inanmaz buçlun | Söyledikleri doğru olmalı ve sözüne emniyet edilmelidir; büyükler yalancı olursa, halkın itimâdı kalmaz. |
2325 | ikinci akılık kerek birse neŋ saranka yumıtmaz kişi algu yaŋ | İkincisi—cömert olmalı ve ihsanlarda bulunmalıdır; bir şeyler almağı âdet edinen hiç bir kimse hasisin etrafında toplanmaz. |
2326 | üçünçi yüreklig kerek kögsi kür yüreksiz yagı körse iglep yatur | Üçüncüsü—cesur ve göğsü pek olmalıdır; korkan kimse düşmanı görünce, hastalanarak, yatağa düşer. |
2327 | bu törtünç kerek alçı hile bilir bu hile bilir erke arslan ulır | Dördüncüsü—hîle ve kurnazlık yollarını bilmelidir; çâresini bulan kimseye arslan bile baş eğer. |
2328 | titimlig kerek hem topulsa çerig yitilik kerek ked komıtsa erig | Orduları yarıp-delmek için, sebatlı bulunmalı, askeri coşturmak için de kesin kararlı olmalıdır. |
2329 | bu erdem bile bolsa sü başçısı yagı sançga yadga yagınıŋ küsi | Ordu kumandanı bu faziletlere sâhip olursa, düşmanını vurur ve onun şöhretini yere serer. |
2330 | bu yaŋlıg sü başçı bu sü başlasa elig bulga düşman öze işlese | Böyle bir kumandan askerin başına geçerse, düşmana karşı her vakit muvaffak olur. |
2331 | yüz ursa yagıka bu sü başçısı odug turgu tün kün kiterse usı | Ordu kumandanı düşmanla karşılaşınca, gece-gündüz uyanık bulunmalı ve uykuyu bırakmalıdır. |
2332 | öküş er kereksiz er ödrüm kerek er ödrüm bolunsa tolum tüm kerek | Çok adama lüzum yoktur, fakat asker seçme olmalı; asker seçme olduğu gibi, onun silâhı da tam olmalıdır. |
2333 | öküş sü çerig erse başsız bolur bu başsız çerig sü yüreksiz bolur | Kalabalık asker ve ordu başsız olur; bu başsız asker ve ordu cesaretsiz olur. |
2334 | sınamış yagıçı kişi teŋlemiş on iki miŋ er sü öküş sü timiş | Tecrübeli harp adamı kıyas etmiş ve on iki binlik ordunun büyük bir kuvvet olduğunu söylemiştir. |
2335 | çerig sançmış alp er tutuzmış ayu maŋa tört miŋ er sü tükel sü tiyü | Ordular mağlûp etmiş olan kahraman adam: — Benim için dört bin asker tam bir ordudur — demiştir. |
2336 | kalın sü yayılsa için bulgaşur anı itse bolmaz yaragsız tuşur | Kalabalık ordu yayılınca, içinden karışır; nizâma sokulamaz, kötü bir durum hâsıl olur. |
2337 | çavıkmış kür alp er yime sözlemiş er ödrüm kerek sü tolumlug timiş | Şöhretli, cesur ve kahraman yiğit: —Orduda seçme ve iyi silâhlı yiğitler lâzımdır— demiştir. |
2338 | negü tir atıkmış yagıçı eşit bu söz eştip ötrü özüŋke iş it | Adı dünyaya yayılmış meşhur harp adamı ne der, dinle; bu sözü dinle ve ona göre hareket et. |
2339 | öküş sü tileme er ödrüm tile er ödrüm tile hem tolum tüm bile | Çok asker isteme, seçme asker iste; askerin seçkin ve tam techizatlı olmasını iste. |
2340 | itiglig az edgü öküşte körü telim tuştı artak öküş sü bile | Az sayıda ve muntazam bir ordu. çoğa nisbetle, daha iyidir; çok kimseler çok askerle bozguna uğradılar. |
2341 | yagıka kalı yortsa sü başlar er yakın tutgu özke yagıg işler er | Ordu kumandanı düşmana karşı harekete geçerken, düşmana karşı koyacak esas kuvvetleri etrafında bulundurmalıdır. |
2342 | adırgu ödürgü yezek tutgakı yırak tutgu saklap közi kulgakı | Öncü ve keşif kollarını seçip ayırmalı; ihtiyatlı olmalı, göz ve kulağını uzaklara çevirmelidir. |
2343 | yezek hem telim yetse tutgak kitip yagıg basgu bolsa urunsa kayıp | Keşif kolu gidip, düşmanın kalabalık öncü kuvvetleri ile karşılaşınca, eğer düşmana saldırmak icap ederse, geri dönüp hücum etmelidir. |
2344 | süsin itse yapsa ma yortug tüzüp kidin kalmasa er ya öngdün ozup | Askerî tanzim ve tertip ile muhafız alayını teşkil etmeli ve hiç kimse geride kalmamalı veya öne geçmemelidir. |
2345 | tüşün bilse yortug tüze bilse ked er at tutsa sakçı odug tursa ked | Konak yerlerini ve muhafız alayını düzenlemesini iyice bilmeli; askerden nöbetçiler tâyin etmeli ve bunlar da çok uyanık durmalıdır. |
2346 | yorıkın küdezse ‘alem başlar er öngi turmasa bir yagıg işler er | Alemdar harekâtı iyice takip etmeli, düşmana hücum edecek askerlerden kimse hâriç kalmamalıdır. |
2347 | tüşürse toyug ked körüp berk yirig yırak ıdmasa tıdsa yıgsa erig | Karargâh kurarken, çok dikkat etmeli ve mahfuz bir yer seçmeli; askeri toplu bir hâlde bulundurarak, uzaklaşmasına mâni olmalıdır. |
2348 | usal bolmasa bolsa artuk odug usal bolsa tegrür basımcı yodug | Kumandan ihmalkâr olmamalı ve çok uyanık bulunmalıdır; o ihmalkâr olursa, düşmanın baskınından zarar görür. |
2349 | yagıka yagusa yezekin alu tüşürse toyug körse ot suv talu | Öncü kuvveti ile düşmanın yakınlarına sokulmalı; otuna ve suyuna iyice dikkat ederek, karargâh kurmalıdır. |
2350 | süsin ked küdezse til ıçgınmasa süsi az öküşin yagı bilmese | Askerini çok iyi gözetmeli ve dil yakalatmamalıdır; askerinin az veya çok olduğundan düşman haberdar olmamalıdır. |
2351 | katıglangu aşnu til algu kerek bu tildin yagı kılkı bilgü kerek | Daha önce dil yakalamağa gayret etmeli ve bu dilden düşmanın durumunu öğrenmeğe çalışmalıdır. |
2352 | aŋar teriglese ötrü itse işin yagı boynı yenese kiterse başın | Sonra işini, alınan malûmata göre, tanzim etmelidir; ya düşmanın boynu kesilir yahut başı ezilir. |
2353 | bu saklık bolur hem odugluk bolur yagıda kayusı sak erse unur | Böyle hareket etmek ihtiyatlılık ve uyanıklık olur; harpte kim ihtiyatlı davranırsa, o muvaffak olur. |
2354 | odug beg sözi kör büke yolçılıg kör arslan münügli kılıç kamçılıg | Uyanık beyin askeri, bak, ejderha kumandasında arslana binmiş, kılıç kamçılı orduya benzer. |
2355 | yagı sançguka tutgu iki tolum bu iki tolumdın yagı yir ölüm | Düşmanı vurmak için, şu iki silâh kullanılmalıdır; bu iki silâh düşmana ölüm getirir. |
2356 | eŋ aşnu yagıka kerek hile al bu hile bile kıl yagı meŋzi al | Her şeyden önce düşmana karşı hîle ve hud'aya baş vurulmalıdır; bu hîle ağına düştüğü için, utancından düşman yüzünü kızartsın. |
2357 | ikinci bu saklık odugluk turur kayusı sak erse ol üsteŋ bolur | İkincisi — ihtiyatlılık ve uyanıklıktır; harpte kim ihtiyatlı davranırsa, o galip gelir. |
2358 | kayusı sak erse yagıda odug siziksiz yagıka bu tegrür yodug | Harpte kim ihtiyatlı ve uyanık bulunursa, hiç şüphesiz, düşmanı o felâkete uğratır. |
2359 | yagıŋ sü telim tutsa azrak seniŋ tokışka ivinme yarag kör anıŋ | Eğer düşmanın askeri çok ve seninki daha az ise, savaşa acele etme ve ona göre tedbir al. |
2360 | yaraşgu yaragı bar erse yaraş yok erse yanklan bil alşıp küreş | Anlaşmak imkânı varsa, onunla anlaş; yok ise, zırhını giy, düşmana sıkı-sıkı yapış ve güreş. |
2361 | katıglan usandur usa bas kiçe kiçe az öküşüg ne bilgey aça | Gayret et, düşmanı rahat bırakma, mümkün ise, gece baskını yap; gece karanlığı içinde kuvvetinin az veya çok olduğunun kim farkına varacak. |
2362 | kalı basguka bulmasa sen yarı yalavaç ıdıp sen bar üleş yorı | Eğer sen galebe çalmak için imkân bulamazsan, elçi göndererek, sulh yapmağa çalış. |
2363 | tilin arsık il bol küdezgil özüŋ tokışka ivinmegü kesgil sözüŋ | Sözle oyala, sulh ol, kendini koru ve savaşa acele etme; işte bu kadar. |
2364 | takı bolmaz erse yagı ograsa tokışmak tilese köŋül birmese | Böyle olmazsa ve düşman anlaşmak istemeyip, savaşmakta ısrar ederse, |
2365 | uzatma işiŋ sen çerig tir tokış üle neŋ erig ög tokış at okış | İşi uzatma, askeri topla ve savaş; askere mal dağıt, onların kahramanlık duygularını okşa ve her vâsıtaya baş vur. |
2366 | tokışıg uzatsa yagı öglenür öküş körse erniŋ közi ögrenür | Savaşı uzatırsan, düşmanın aklı başına gelir; iş uzadıkça, kuvvetinin derecesini anlar. |
2367 | negü tir eşitgil yagı sançmış er başında keçürmiş közün körmiş er | Düşmanlarını mağlûp etmiş, görmüş-geçirmiş, tecrübeli yiğit ne der, dinle. |
2368 | körüşmez yagınıŋ küsi ked yırak körüşse basmur körügü karak | Görünmeyen düşmanın şöhreti uzaktan büyük görünür; meydana çıkınca, onunla karşılaşanlar nazarında bu şöhret küçülür. |
2369 | yagıka yalıŋ teg neŋiŋ almasu uzatsa basittiŋ yiti kıl adak | Düşmana yalın hücum et, ağırlığın düşmanın eline geçmesin; işi uzatırsan, mağlûp oldun demektir; ayağını çevik tut. |
2370 | çerigde bir anca busugka kigür yadag okçı tuşrup sen öngdün yügür | Askerin bir kısmını pusuya yatır, yaya okçuları harekete geçirerek, kendin önden koş. |
2371 | yagıçı örüŋ kırgıl ersiglerig yagıka alın kıl kötürsü çerig | Düşmanın karşısına yaşlı-başlı yiğitler koy; askeri onlar götürsünler. |
2372 | örüŋ kırgıl artuk yagıçı bolur yagıçı bolur hem yaragçı bolur | Harpte saç-sakal ağartmış insanlar daha iyi savaşırlar; bunlar harpçidirler ve bu işi çok iyi bilirler. |
2373 | kiçig kur yigitler bolur ked yiti kalı yüz evürse udıtur otı | Genç ve toy yiğitler çok ateşli olurlar; fakat bir yüz çevirdiler mi, bu ateşten eser kalmaz. |
2374 | ınanur erig kılgıl öngdün kidin oŋungdın solungdın bir anca adın | Öne ve arkaya emin kimseleri koy; bir kısmını da sağa ve sola yerleştir. |
2375 | yagusa çerigke ilişse eri tuşmça tegişgü kemişse un | Askerler yaklaşıp, erler birbirleri ile harbe tutuşunca, her kes kendi karşısındaki ile harp etmeli ve nâra atmalıdır. |
2376 | eŋ aşnu yıraktın tegişgü okun yagusa süngün teggü birse boyun | İlk önce uzaktan oklar ile vuruşmalı; yaklaşınca ve yüz-yüze gelince de, süngü ile hücum etmelidir. |
2377 | katılsa kılıç baldu birle tegiş tisin tırngakın teg yaka tut iliş | Saflar karışınca, kılıç ve balta ile vuruş; dişle, tırnakla saldır, yakasından tut, yapış. |
2378 | tiren arka birme yagıka bolup yagıg sanç yok erse uruş yat ölüp | Dayan, düşmana hiç bir suretle arka verme; düşmanı vur veya vuruşarak, orada öl. |
2379 | negü tir eşitgil karışgan kür er seringil seriŋen yagısın urar | Dinle, düşmanın içine giren cesur asker ne der; dayan, dayanan asker düşmanını ezer. |
2380 | kelin kız sevinci küden tünleri kür alp er küvençi çerig künleri | Gelin kızların sevinçli anları zifaf geceleridir; cesur ve kahraman erkeğin iftihar edeceği zamanlar da harp günleridir. |
2381 | küvez alp sekirtip çerig sürse bat laçın kuş kovar teg töker kanları | Mağrur kahraman seyirterek, sür'atle ordusunu sürer; şahinin kuşlara saldırması gibi, hücum eder ve kanlar döker. |
2382 | yagı körse alp er köpirtür izig bu karşur adınlarka tegmez kezig | Kahraman yiğit düşmanı görünce, tozu dumana katar; her yere o atılır, başkalarına sıra gelmez. |
2383 | çerig körse alp er kör arslan bolur sekirtür ya öldrür ya urşu ölür | Kahraman yiğit asker görünce, arslan kesilir; seyirtir, ya öldürür veya vuruşarak ölür. |
2384 | yagı körse alp er kızartur meŋiz karışsa bodulur kızıl hem yagız | Kahraman yiğitin, düşmanı görünce yüzü güler; düşmanla kapışınca, kızıl kana boyanır. |
2385 | at üstem yarıklar bolur kıp kızıl kızıl kızgu erigler bolur yap yaşıl | At, koşum ve zırhlar kıp-kırmızı olur; kırmızı ateş gibi yanan yanaklar mosmor kesilir. |
2386 | yagı at kemişse saŋa ograsa serin arka birme saçılsa basa | Düşman at salar ve senin üzerine yürürse, dayan, arka verme; kendiliğinden dağılır. |
2387 | yagı teprese sen udu tepregil ite ud adakm yorı turmagıl | Düşman harekete geçerse, sen de ona göre hareket et; durma, hazır durumda onun her hareketini karşıla. |
2388 | kaçsa sindin yagı turmasa erig yetgü tutgu bulun tutmasa | Eğer düşman karşı duramayıp, senden kaçarsa, onu takip et ve esir almağa çalış; böyle yapmazsan, |
2389 | yagı sançmış ersig eren bulnukup yana evre sanetı yagısın utup | Düşmanı mağlûp eden kahraman yiğitlerin safı karışınca, düşman dönüp, tekrar hücum eder ve galip gelir. |
2390 | yagı kaçsa tap kıl ederme yırak kalı yandru yansa kaçumaz adak | Düşman kaçarsa, onu ölçülü takip et, pek uzaklara gitme; eğer düşman geri dönerse, sonra kaçamazsın. |
2391 | munguksa yagı yüz ölümke urur ölümke yüz ursa kim utru turur | Düşman ümitsizliğe düşerse, ölümü göze alır; ölümü göze alan kimse, çok şiddetle karşı koyar. |
2392 | bu yirde özüŋni küdezgil ogul küdezgil yok erse özüŋdin töŋül | Ey oğul, böyle durumlarda kendini iyi koru; kendini koru yahut her şeyi göze al. |
2393 | usal bolsa er kör yorırda ölür usal bolmasa er tilekin bulur | insan ihmalkâr olursa, yürürken ölür; ihmalkâr olmazsa, dileğine erer. |
2394 | maŋa mundag aydı sınamış kişi sınamış kişiler sözi söz başı | Bana tecrübeli insan böyle dedi; tecrübeli insanların sözü sözlerin başıdır. |
2395 | yagı kaçsa tap kıl ederme udu edertçi yidi körse berge todu | Düşman kaçarsa, ölçülü takip et; arkasından pek ileri gitme, çok ileri giden doyuncaya kadar kamçı yer. |
2396 | yagıg bir saçıtsa yana tirlümez otug suv udıtsa yana tirlümez | Su ateşi söndürünce, ateş nasıl tekrar alevlenmezse, düşman da dağılınca, bir daha toplanamaz. |
2397 | mungukmış kişiler ölümüg kolur ölümüg koluglı er öldrü ölür | Ümitsizliğe düşen insanlar ölümü ararlar; ölümü isteyen kimse evvelâ öldürür, sonra ölür. |
2398 | kim iş kılsa terkin aŋar birgü neŋ uş ol neŋ bile er kızıl kılsa eŋ | Bir kimse bir yararlık gösterirse, ona derhal mükâfatını vermeli ve bununla onun yüzünü güldürmelidir. |
2399 | kim er tutsa öggü açıngu kerek ol açıg bile er urunsa yürek | Kim bir esir yakalarsa, onu öğmeli ve ihsanda bulunmalı ki, o da bu ihsan ile öğünsün. |
2400 | yavuz ögdi bulsa idi ked bolur kedig ögse kendü kaçan kin kalur | Kötü insan öğmekle çok iyi olur; iyiyi öğersen, bu ondan hiç geri kalır mı? |
2401 | erig ögse elgin kör arslan tutar atıg ögse yügrür uçarıg yeter | Askeri öğersen, eli ile arslan tutar; atı okşarsan, koşar ve uçan kuşa yetişir. |
2402 | balıkmış bar erse sen emlet körü bulun bolmış erse yulup ol kirü | Yaralanan varsa, sen bakıp, tedavi ettir; esir olan varsa, kurtar, geri al. |
2403 | kalı ölmiş erse agırlap kötür ogul kız bar erse aŋar hak yitür | Eğer ölen olursa, hürmetle kaldır; çoluk-çocuğu varsa, onlara haklarını ver. |
2404 | er at körse ötrü sevinçlig bolur yagı ogrı bolsa sevüg can birür | Askerler bunu görünce, sevinirler; savaş günlerinde de sevgili canlarını feda ederler. |
2405 | isig söz küler yüz bile birgü neŋ bu üç neŋ kişike bolur edgü yaŋ | Tatlı söz ve güler yüz ile onlara mal vermelidir; bu üç şey insan için ıyı bir an'ane olur. |
2406 | boş azad kişiler mundar kul bolur bu kul can yuluglar sevincin kolur | Serbest ve hür insanlar ona kul olur; bu kul, onu memnun etmek için, canını feda eder. |
2407 | muŋar meŋzer emdi bu söz ay bügü körü barsa yetrü çın aymış tigü | Ey hakim, buna benzer bir söz vardır; iyice dikkat edersen, bunun doğru olduğunu tasdik edersin. |
2408 | küler yüz isig söz üle neŋ tavar boş azad kişiler bu üçke avar | Onlara güler yüz göster, tatlı söz söyle, mal ve mülk dağıt; serbest ve hür insanlar bu üç şeyin etrafına toplanır. |
2409 | sen altun kümüş birle alma kulug bu üç neŋ yulug kıl kamugnı yavar | Sen kulu altın ve gümüş ile alma; bu üç şeyi feda et, o her keşi sana getirir. |
2410 | sü başlar kişi bolsa mundag kerek anın başlasa sü bolur edgürek | Ordu kumandanı böyle olmalıdır; böyle bir adam orduya baş olursa, çok iyi olur. |
2411 | sen altun kümüşni ülegil neŋiŋ yulug kılga canın sav altun teŋiŋ | Sen altınını, gümüşünü ve malını dağıt; sen ne kadar som altın verirsen, onlar da o kadar canlarından fedakârlık ederler. |
2412 | bu üç neŋke bolur tapugçı kulı munı tutsa begler kamug neŋ ulı | Hizmetkârlar bu üç şey için ona kul olurlar; beyler buna göre hareket etmeli, bu her şeyin temelidir. |
2413 | bu yaŋlıg sü başçı bulur erse beg işi başka bargay küvenç bolgu teg | Bey böyle bir ordu kumandanı bulursa, işim emniyetle sona erdirir. |
2414 | bu yaŋlıg bolur erse sü başlar er işi barça itlip küvençke teger | Ordu kumandanı, böyle olursa, bütün işi yoluna girer ve kendisi takdire mazhar olur. |
2415 | yaraglıg vezir kolsa andag kerek sü başçı tiler erse mundag kerek | Ehliyetli bir vezir istersen, öyle olmalı; ehliyetli bir kumandan dilersen, böyle olmalıdır. |
2416 | aŋar ötrü begler inansa bolur tilemiş tilekin beg andın bulur | Böyle bir adama beyler inanabilirler; bey onun vâsıtası ile arzu ettiği şeyi bulur. |
2417 | yana aydı ögdülmiş ilig kutı iki iş bedük iş ulugluk atı | Öğdülmiş tekrar dedi: — Ey devletli hükümdar, şu iki vazife büyük vazifelerdir; büyüklüğün atıdır. |
2418 | vezir bir ikinci sü başlar ‘alem birisi kılıç tuttı biri kalem | Biri vezirlik, ikincisi ordu kumandanlığıdır; bunlardan biri kılıç tutar, biri kalem. |
2419 | bu il bagı örki bu iki tüzer bu iki birikse anı kim üzer | Memleketin nizâmını ve dizginini bu ikisi ellerinde tutar; bu ikisi el-ele verirse, onu kim koparır. |
2420 | idi artuk ödrüm kerek bu kişi kalı öznese begke iltür başı | Bunların pek seçkin insanlar olması lâzımdır; eğer beye karşı baş kaldırırlarsa, başlan gider. |
2421 | tusulsa idi ök tususı öküş kalı öznese yası il kend ulus | Faydalı da olurlarsa, memlekete çok faydalı olurlar; eğer baş kaldırırlarsa, memleket bunların çok zararını çeker. |
2422 | begi bolsa edgü kişi ödrümi bu iki tapugçı budun ködrümi | Bey iyi ve insanların seçkini olduğu gibi, bu iki hizmetkârı da halk arasında ileri gelen kimseler olmalıdır. |
2423 | bulardın bolur ötrü ilke asıg bu asgı bile ötrü begke tatıg | Bunlardan memlekete fayda gelir ve bundan dolayı bey de huzura kavuşur. |
2424 | negü tir eşitgil kör ilci bügü bügü sözlerin bulsa aş teg yigü | Memleketi idare eden, hakîm insan ne der, dinle; hakimlerin sözünü bulunca, nefis bir yemek gibi yemelidir. |
2425 | kılıç birle aldı kör il alguçı kalem birle bastı ol il basguçı | Memleketi alan onu kılıç ile almıştır, memleketi tutan onu kalem ile tutmuştur. |
2426 | kılıç birle alsa bolur terk ilig kalem bolmagınça basumaz elig | Bir memleketi kılıç ile derhâl ele geçirmek mümkündür; fakat kalem olmayınca, insan onu elinde tutamaz. |
2427 | kılıç birle alsa kayu il küçün anı sürse bolmaz öküş yıl öcün | Her hangi bir memleket kılıç ve kuvvetle alınabilir; fakat bu hâkimiyet şiddet ve intikam ile uzun yıllar devam ettirilemez. |
2428 | kalem birle tutsa kayu kend ulus tilek tegrür anda tözüke ülüş | Hangi şehir ve eyâlet kalem ile idare edilirse, orada her kes kendi arzu ve nasibini bulur. |
2429 | bu erdi ay ilig özüm bilmişi munukı ötündüm ayıtmış tuşı | Ey hükümdar, benim bildiklerim bunlardır; sorulduğu için, işte arz ettim. |
İLİG SU’ALİ ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ | |
2430 | ilig aydı uktum munı belgülüg takı bir sözüm bar anı ay külüg | Hükümdar: — Bunu açıkça anladım; daha bir sözüm var, onu da söyle, ey şöhretli insan — dedi — |
2431 | maŋa sözle emdi körüp edgürek ulug hacibıg ay neteg er kerek | Şimdi bana, iyice düşünerek söyle; ulu hâcib nasıl bir insan olmalı ki, |
2432 | haciblar özele bu bolsa ulug bagırsaklıkın kılsa canın yulug | O diğer hâciblere baş olsun ve sadâkatle beye canını feda etsin. |
2433 | küvense begi hem özi hem ili olarka du’a kılsa budnı tili | Gerek beyin kendisi, gerek memleketi ona güvensin; halk da onlara duâ etsin. |
2434 | ilig aydı sözle yime bu sözüg munı ma ayu bir yarut bu közüg | Hükümdar: — Bu sözüme de cevap ver; bunu da izah ederek, beni sevindir— dedi. |
Yûsuf Has Hâcib tarafından XI. yüzyılda yazılmış, Türk dilinin, edebiyatının ve kültür tarihinin en önemli kaynaklarından.
XXX. ÖĞDÜLMİŞ HÜKÜMDARA KUMANDANIN NASIL OLMASI LÂZIM GELDİĞİNİ SÖYLER [ÖGDÜLMİŞ İLİGKE SÜ BAŞLAR ER NEGÜ TEG KEREKİN AYUR]
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Popüler Başlıklar
-
BİSMİ'LLAHİ‘R-RAHMANİ'R-RAHİM Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi ...
-
Mısra (Kutadgu Bilig) Tercüme (Türkiye Türkçesi) ...
-
No Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi 955 ilig bir kün ay toldını ündedi orun birdi oldur tiyü imledi Hükümdar bir gün Ay...
C - BÂBLARIN FİHRİSTİ [FİHRİSTU’L-EBVAB]
Kutadgu Bilig Tercüme (Türkiye Türkçesi) 1. bab: tengri ‘azze ve cellening ögdisin ayur 01. bâb: Tanrı azze ve cellenin medhin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder