No | Kutadgu Bilig | Türkiye Türkçesi |
---|---|---|
6304 | eşitti ilig keldi evdin turup angar ta‘ziyet kıldı könglin urup | Hükümdar bunu haber alınca, saraydan kalkıp, Öğdülmiş'in yanına geldi; ona gönülden baş-sağlığı diledi. |
6305 | ilig aydı öglen ay ögdülmişe du’a birle itgil angar sen işe | Hükümdar : — Ey Öğdülmiş, mâkûl ol; sen duâ ile ona yardım etmeğe çalış — dedi — |
6306 | bayat yarlıkasu ol odgurmışıg keçürsü anıngdın yazuk kılmışıg | Odgurmış'a Tanrı rahmet eylesin ve onun bütün günahlarını affetsin. |
6307 | bu kadgu üçün birsü tengri muyan bayattın sevinç bul tamudın aman | Tanrı sana bu felâketin ecrini versin; Tanrı senden razı olsun ve cehennemden korusun. |
6308 | kapug beklemiş sen yime yol kesip yüzüng kizlemiş sen tilin söz basıp | Sen yolunu kesmiş ve kapını kapamışsın; yüzünü gizlemiş, ağzını kilitlemişsin. |
6309 | seningdin yaramaz bu yanglıg kılık ukuşlug yorımaz bu yolca yorık | Böyle bir hareket sana yakışmaz; akıllı insan böyle bir yolu ihtiyar etmez. |
6310 | sanga kim tegürdi manga ay bu küç ya kim övkeledi ya kim kıldı öç | Bana söyle, seni kim bu sıkıntıya düşürdü; kim sana kızdı veya kim sana kin bağladı. |
6311 | bayat hükmi erdi kadaşıng öze yorıttı kazasın sen öz kılk tüze | Kardeşinin başına gelen Tanrının hükmüdür, o kazâ-i ilâhîyi yerine getirdi; sen kendine bak ve nefsini ıslah et. |
6312 | negüke ulır sen negü bu sıgıt bu kılk edgü ermez munı sen agıt | Neye ağlayıp, feryad ediyorsun; bu şekilde hareket etmek iyi değildir; sen böyle yapma. |
6313 | toguglı ölür ol agıglı ilür yorıglı tmur ol birigli alur | Doğan ölür, yükselen iner; yürüyen durur ve veren alır. |
6314 | kadaşıng ölümi sanga bolsu pend seringil muyan ur şeker bolsu kand | Kardeşinin ölümü sana ibret olsun; sabır et, ecrine nâil olursun, şekerin kand olur. |
6315 | ölürüg körügü tirig kalguçı kerek pend tutunsa kanı tutguçı | Ölümü görünce, hayatta kalanların bundan ibret almaları lâzım idi; alan hâni. |
6316 | ölüg pendini bak ayur kör mini ölüm tuttı bardım tutar uş sini | Ölenin nasihatine dikkat et, ne der:— Bana bak, beni ölüm yakaladı, gittim; şimdi seni de yakalar. |
6317 | mungar mengzer emdi bu beytig okı okıp ked köngülke alıngıl takı | Şimdi buna benzeyen şu beyti oku; okuyup, iyice gönülüne yerleştir. |
6318 | seningde ozakı ölügli minge birür pend ayur uş manga kör manga | Senden evvel binlerce ölüp-gidenler sana nasihat verirler ve derler ki, işte bana bak, bana. |
6319 | usanıp yorıdım avındım öküş ölüm tuttı bardım kelir uş sanga | Gaflet içinde yaşadım, uzun zaman oyalandım; beni ölüm yakaladı, gittim; sıra sana da gelir. |
6320 | ayıttı ilig evre odgurmışıg neteg ölmişin hal negü bilmişig | Hükümdar sonra Odgurmış'ı, onun nasıl öldüğünü ve bu hususta neler bildiğini soruşturdu. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
6321 | ötündi iligke negü körmişin ölürde vasiyyet itip kodmışm | Öğdülmiş neler gördüğünü ve ölürken vasiyet edip, bırakmış olduğu mirası hükümdara arz etti. |
6322 | turup rekve birle tayakın alıp ilig utru urdı kumaru kılıp | Kalkıp, kardeşinden yadigâr kalan çanak ile değneği alıp, hükümdarın önüne koydu. — |
6323 | ayur uş kadaşım manga kodmışı bu erdi nengi uş turu kalmışı | İşte kardeşimin bana bırakmış olduğu miras bunlardır—dedi — |
6324 | ilig me kötürsü kunıaru birin kutadgay bu kün hem tusulgay yarın | Hükümdar bunlardan birini, yadigâr olarak, kendine alsın; bu yadigâr dünyada uğur getireceği gibi, âhirette de faydalı olur. |
İLİG CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
6325 | ilig sundı aldı tayak elgince ayur bu kumaru kutadsu manga | Hükümdar uzanıp, değneği eline aldı : — Bu yadigâr bana uğurlu olsun — dedi — |
6326 | sen algıl bu rekve kadaşıng özin munıng birle üşgür tilese yüzin | Sen bu çanağı al, kardeşini özlediğin zaman, onu bununla hatırlarsın. |
6327 | sunup aldı rekve kör ögdülmişe köngül bertti közde yuvuldı yaşa | Öğdülmiş çanağı aldı; gönülü sızladı, gözünden yaşlar boşaldı. |
6328 | ilig aydı körgil bu ibret bu kün biringe tap emdi sakınsa ögün | Hükümdar : — Bak şimdi bugün âkil ve düşünen bir insan için, bu ibret kâfidir — dedi — |
6329 | ol andag tirildi tükedi ajun takı kaldı artıp ay kılkı tüzün | O öyle yaşadı, hayatı sona erdi; ondan dünya ve bir de bunlar kaldı, ey temiz kalpli insan. |
6330 | negü tir eşitgil kılınçı silig ukuş birle işke yetürmiş elig | Tavrı, hareketi temiz ve her işe akıl ile el uzatan insan ne der dinle. |
6331 | öküş bolsa artmaz bu dünya nengi neçe me az erse yeter öz tengi | Bu dünya malı ne kadar çok olursa-olsun, fazla gelmez; ne kadar az olsa bile, yerine göre kâfi gelir. |
6332 | bu dünya müni ming bir ol erdemi negü teg keçürse keçer ademi | Bu dünyanın kusuru bin, meziyeti ise, birdir; insan bunu nasıl geçirirse, o öyle geçer. |
6333 | öküşlük ne asgı ölümde kidin anı yigli sevnür seningde adın | Ölümden sonra bolluğun faydası nedir; senden sonra ancak onu yiyen sevinir. |
6334 | kadaşıng kodup kaçtı dünya nengin örüm kedti arpa yidi öz tendin | Kardeşin dünya malını bırakıp kaçtı; kendi seviyesine göre, çul giydi ve arpa yedi. |
6335 | keçürdi tiriglik turu ölmedi anuk yiglilerke nengin kodmadı | Ömrünü geçirdi ve bu vaziyetten dolayı ölmedi; hazır yiyicilere de mal bırakmadı. |
6336 | katıglandı tün kün yinitti yüki keçip bardı andın ajun emgeki | Gece-gündüz gayret etti, yükünü hafifletti; bu yolda çektiği dünya zahmetleri de geçti-gitti. |
6337 | ol itti işin kör kutuldı bu kün bizing iş ne erki yazılmaz tügün | O işini yoluna koydu, bugün artık kurtuldu; bizim hâlimiz acaba nasıl olacak, bu düğüm hâlâ çözülmedi. |
6338 | ilig ötledi kör ming; edgü sözün köngül hem karın urdı ötlep uzun | Hükümdar bir çok iyi sözle öğüt ve nasihatte bulundu; öğütler vererek, içini boşaltıp, rahatladı. |
6339 | yana karşıka bardı ilig turup tüşüp kirdi evke sakınçlıg bolup | Hükümdar kalkıp, tekrar saraya döndü; inip, düşünceli bir hâlde, odasına girdi. |
6340 | sakınç kıldı kaç kün bu ögdülmişe keçürdi bu kadgu yazıldı kaşa | Öğdülmiş bir kaç gün yas tuttu; matem günleri geçince, nihayet bir az kendine geldi. |
6341 | unıttı bu kadgu sakınçıg yime yidi içti küldi sevindi yana | Bu kaygı ve kederleri de unuttu, tekrar yedi, içti, sevindi ve yüzü güldü. |
6342 | idi yakşı aymış budun başlar er bilig birle il kün işin işler er | Halkın başında bulunan ve halkın işini bilgi ile idare eden insan çok güzel söylemiş. |
6343 | neçe kadgu sakınç sini bulnasa yana ok küler köz neçe yıglasa | Kaygı ve keder seni ne kadar esir ederse etsin, ne kadar ağlatırsa ağlatsın, bir gün yüzün tekrar gülecektir. |
6344 | ajun öngdisi bu telimde berü isiz edgü erter neçe yıllasa | Bu dünyanın çok eski bir kanunudur; kötülük veya iyilik ne kadar uzun sürerse-sürsün, bir gün geçer. |
6345 | sakınçın keçürdi kör ögdülmişe tapugka baka turdı itti işe | Öğdülmiş de yasını geçirdi; vazifesine başlayarak, işine devam etti. |
6346 | harîlık bile ol tapug başladı kiçe tangda bardı işin işledi | Büyük bir gayret ile işe sarıldı, sabah erkenden, akşam geç vakte kadar işi ile meşgul oldu. |
İLİG SU’ALİ ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ | |
6347 | okıdı ilig bir kün ögdülmişig ayıttı budun hali il kün işig | Hükümdar bir gün Öğdülmiş'i çağırdı, halkın durumunu ve memleket ahvâlini sordu. — |
6348 | ayur il hali ne budun hali ne negü teg keçer emdi ödlek küne | Memleket ve halkın hâli nasıl, şimdi günler ve zaman nasıl geçiyor — dedi — |
6349 | manga köz kulak sen işimni kamug seningdin tiler men aça bir kapug | Sen benim gözüm ve kulağımsın; her işle senin meşgul olmanı istiyorum, bütün işleri sen hallet. |
6350 | sanga tegdi kaç kün bu kadgu sakınç tegümeding işke işing ne erinç | Bu bir kaç gün kaygı ve keder içinde kaldığın için, sen de işle pek meşgul olamadın; acaba işler nasıl gidiyor. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
6351 | yanut birdi ögdülmiş aydı ay beg budun hali edgü du’a artgu teg | Öğdülmiş cevap verdi ve: — Ey beyim, halkın hâli çok iyidir; halk durmadan sana hayır-duâ ediyor — dédi — |
[ metin eksik ] | [Metin eksik] | |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
[ metin eksik ] | [Metin eksik] | |
6352 | biri söz boguz köz bu şehvet otı bular ol kişike bu taat yutı | Bir de söz, boğaz, göz ve bu şehvet âteşidir; bunlar ibâdete manî olur ve insan için bir felâkettir. |
6353 | biri bogzı tıdsa bir az sözlese yırak tutsa özdin yaragsız usa | Kim boğazının arzularına ram olmaz, az söyler ve yakışmayan şeylerden kendisini uzak tutarsa, |
6354 | hava arzularka bolur erse erk buşup övke kelse özin tutsa berk | Kim heves ve arzularına hâkim olur, gazaba gelip, hiddetlendiği vakit, onu yenebilirse, |
6355 | ukuşlug bu ol hem biliglig bu ol munı alsa bolgay ukuşlug amul | Akıllı ve bilgili insan odur; akıllı ve sakin tabiatlı olan kimse buna muvaffak olur. |
6356 | ukuşlug kişiler sözi öggü teg köni tüz bolur ol özi belgü teg | Akıllı insanların sözü öğülecek sözlerdir; o doğru ve dürüst olur ve kendisini her vakit belli eder. |
6357 | yaragsızka yakmaz yıratur özin kereksizni körmez yumıtur közin | Onlar yakışmayanlara yaklaşmaz ve kendilerini bu gibi şeylerden uzak tutarlar; lüzumsuz şeyleri görmezler, ona göz yumarlar. |
İLİG CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
6358 | ilig aydı körklüg ayur sen bu söz asıglıg turur bu sözüng artuk öz | Hükümdar:—Çok güzel söylüyorsun, bu çok samimî ve fevkalâde faydalı bir sözdür—dedi — |
[ metin eksik ] | [Metin eksik] | |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
[ metin eksik ] | [Metin eksik] | |
6359 | sefacı turur bu et öz me otun cefaka cefa kıl özüngni tutun | Bu vücûd cefakâr ve küstahtır; cefacıya karşı cefâ kıl ve kendine hâkim ol. |
6360 | neçe edgü kılsa et özke seve angar anca yavlak kılur bu cefa | Bir kimse ne kadar vücûdu sever ve ona iyilik ederse, o da ona o kadar cefa ve kötülük eder. |
6361 | yime yakşı aymış kişi ödrümi cefaçı et özke otı hem emi | İnsanların seçkini çok güzel söylemiş; onun sözü cefâcı vücûda karşı bir çâre ve tedbirdir. |
6362 | vefa kimke kıldıng cefaka anun cefaçı cefasın tegürgey künün | Birine vefa gösterdi isen, ondan cefâ görmeğe hazırlan; cefakâr nefsin seni bir gün cefâya duçar edecektir. |
6363 | kimi edgü tuttung angar korku tur sini isizin ol ulıtgay ünün | Kime iyi muamele ettinse, ondan kork; onun kötülüğü bir gün seni inletecektir. |
6364 | ay ilig bu üç ara semzi yavuz biri it biri kuş birisi et öz | Ey hükümdar, şu üç şeyin semizi fenadır; biri köpek, bir av-kuşu, biri de vücûttur. |
6365 | açurgu bularıg yolın tutsa ked anın yolka kirse boyun egse ked | İyice yola gelmeleri için, bunları aç bırakmak lâzımdır; bunlar ancak böylelikle yola gelir ve boyun eğerler. |
6366 | yolın kısmasa kuş mengin edlemez semiz bolsa it tok avın avlamaz | Yolunu sıkı bir murakabe altında bulundurmazsan, kuş avını yakalamaz; köpek tok ve semiz olursa, av peşinden koşmaz. |
6367 | et öz todsa kansa bolur bugragu kaçar edgülerin süre ıdmagu | Vücût doyar ve kanarsa, deve-aygırı gibi olur; yaptığın iyilikleri önüne katarak sürer ve götürür, onu bırakmamalıdır. |
6368 | kuşung avlamasa bir ördek yas ol ıtıng kodsa avın yası bir as ol | Kuşun avlamazsa, bunun zararı bir ördektir; köpeğin avını bırakırsa, zararı nihayet bir kakımdır. |
6369 | özüng bugragursa bedütse boyun sini otka tartar ulıtur ünün | Vücûdun deve-aygırına döner ve enseni kalınlaştırırsa, seni ateşe sürükler ve acı acı feryad ettirir. |
6370 | mengilig turur kör mengi yok çıgay barın tap kılıp ol yorır köngli bay | Yiyeceği olmayan fakir de huzur içindedir; o eline geçene kanâat eder ve gönül zenginliği içinde yaşar. |
6371 | egin bütse bogzın todursa aşın kılur tengri tapgı iter ol işin | Sırtına bir şey geçirip, boğazını doyurunca, Tanrıya ibâdet kılar ve âhiret işini yoluna koyar. |
6372 | ulugluk bu devlet bu kut kıv kişig küvezlikke tartar kodup öz işig | Büyüklük, bu devlet ve bu saadet insanı, yapmakla mükellef olduğu işleri bırakıp, kibirli olmağa sürükler. |
6373 | küvezlik bayattın yıratur kulug ukuşlug yorımaz bu yanglıg yolug | Gurur kulu Tanrıdan uzaklaştırır; akıllı insan böyle bir yolu ihtiyar etmez. |
6374 | Çıgay ma ölür ök yime bay ölür iki böz iletür kara yir bolur | Fakir de ölür, zengin de; bunların ikisinin de götürecekleri şey ancak bir kefenden ibarettir ve nihayet kara toprak olurlar. |
6375 | çıgay ölse kutlur kiter emgeki bay ölse kalur neng iletür yüki | Fakir ölürse, zahmetlerinden kurtulur; zengin ölürse, malını bırakır, fakat onun vebalini birlikte götürür. |
6376 | mungar mengzer emdi bu söz belgülüg bu sözde özüngke kötürgil ülüg | Gerçekten buna benzeyen bir söz vardır; bu sözden kendine bir hisse al. |
6377 | ay nimet idisi ölüm mihnet irig ay mihnet idisi ölüm nimeting | Ey nimet sahibi, ölüm senin mihnetindir; ey mihnet sahibi, ölüm senin nimetindir. |
6376 | çigay ölse kutlur kiter emgeki ölüm tutsa ay bay sakış birmeking | Fakir ölürse, zahmetlerinden kurtulur; ey zengin ölüm yakalarsa, senin bir de hesap vermen vardır. |
İLİG SÖZİ ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SÖZÜ | |
6379 | yana aydı ilig bu dünya içi yılanı çadanı telim tikgüçi | Hükümdar devamla :— Bu dünya bir çok zehirli yılan ve çıyanlar ile doludur — dedi — |
6380 | aşı az yigüke agusı öküş yana ögdisi az öküşi söküş | Yiyecek nimeti az, zehiri çok olduğu gibi, medhedilecek şeyi az, nefret edilecek şeyi de çoktur. |
6381 | ukuşlug sunup algusı az nengi biliglig açıp az yigüsi mengi | Bu dünyada akıllı insanın elini uzatıp, alacağı şey azdır; bilgilinin iştiha ile yiyeceği nimet de azdır. |
6382 | biligsizke uçmak turur bu ajun erej birle avnur yorır mungsuzun | Bilgisiz için bu dünya cennettir; o huzur içinde avunur ve hiç bir şeye ihtiyaç hissetmeden yaşar. |
6383 | tiken ol ukuşlugka dünya tolu adak ursa yirke kirür saklagu | Akıllı insan için dünya dikenler ile doludur; yere basınca, ayağına batar, dikkat etmek lâzımdır. |
6384 | agu ol biligligke dünya içi anın aş yiyümez üzer öz küçi | Bilgili insan için dünya zehir ile doludur; bundan dolayı o yemek yemez, güçten-kuvvetten kesilir. |
6385 | anın kaçtı zahid ogul kız kodup munın kodtı cabid tapugka udup | Zâhid bundan dolayı çoluk çocuğunu bırakıp kaçtı; âbid onun için dünyayı bırakıp, kendini ibâdete verdi. |
6386 | bu kün biz ilinmiş tururmız mungar küdezsün bayat bu beladin sıngar | Biz bugün buna kendimizi kaptırmış bulunuyoruz; Tanrı bu belâdan bizi korusun. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
6387 | yanut birdi ögdülmiş aydı bu söz tükel söz çını ol ukuş birle tüz | Öğdülmiş cevap verdi : — Bu söz sözlerin en doğrusu ve akla en yakın olanıdır — dedi — |
6388 | körü barsa dünya kılınçı tengi yigen yil büke teg bu kılkı yangı | Dikkat edersen, dünyanın, tabiati gibi, tavrı ve hareketi de doymak bilmez bir ejderhaya benzer. |
6389 | özi igdür ök san özi semritür özi ök etin yir özi yavrıtur | İnsanı, san ki, kendisi bizzat besler ve kendisi semirtir; sonra kendisi onun etini yer ve onu zayıflatır. |
6390 | baka barsa yetrü ajun halini engip kalgu tanglap kör uksa anı | Dünyanın hâline iyice dikkat eder ve onun mâhiyetini anlarsa, insan hayretler içinde kalır. |
6391 | apalı havalı ajunka ilip urug yadtı dünya içinde kelip | Adem ve Havva yer yüzüne inip, dünya içinde insan neslini çoğalttı. |
6392 | olarda berü tut bu ödke tegi ne yanglıg eren koptı begler begi | Onlardan itibaren bugüne kadar dünyaya ne türlü insanlar ve ne kadar beyler beyi geldi. |
6393 | kayu bilge togdı kayu alp atım kayu kür küvez er kaya teg yalım | Kimi âlim doğdu, kimi cesur, kahraman; kimi yalçın kaya gibi, mağrur ve kabadayı. |
6394 | kayusı ukuşlug kayusı bügü kayu tilve munduz kayu ermegü | Kimi akıllı, kimi hakîm; kimi deli ve ahmak idi; kimi de tenbel idi. |
6395 | neçe savcı togdı okıtçı amul bayat hükmi birle ayu birdi yol | Kaç peygamber, kemâl sahibi kaç elçi geldi ve Tanrı hükmü ile bize yol gösterdi. |
6396 | kayu az yaşadı kayusı uzun kayu baş kötürdi bedükrek sözün | Kimi az yaşadı, kimi çok; kimi hakimane sözleri ile yüksek makama erişti. |
6397 | kayusı törütmiş idike turup yagı teg ok attı yasını kurup | Kimi yaratan Tanrıya karşı, düşman gibi, yayını kurup, ok attı. |
6398 | okıgıl bu beytig negü tir eşit uka bargıl emdi özüng kılkı it | Şu beyti oku, dinle, ne der; iyice anla ve kendi tabiatini ona göre düzelt. |
6399 | kerek bilge bolgıl kerek ming yaşa tutup bütrü ajun erejin aşa | İster âlim ol, ister bin yaşa, ister bütün dünyayı ele geçir ve bütün nimetlerine nail ol. |
6400 | ahır ölgü özüng kara yir bolup ölüm tutsa iltür ökünçün yaşa | Sonunda sen de öleceksin ve kara toprak olacaksın; ölüm yakalayınca götürür; sonra peşiman olursun. |
6401 | neçe edgü koptı bu bilge bügü tilep bulmadılar tiriglik yigü | Bu dünyaya ne kadar iyi insanlar, âlim ve hakimler geldi; bütün arzularına rağmen, ebedî hayata nail olamadılar. |
6402 | bu kün kör neçe togmaduk teg bolup kara yir katında yaturlar ölüp | Bugün bak, nasıl dünyaya hiç gelmemiş gibi olup, kara toprak altında yatarlar. |
6403 | ne türlüg ne yaraglıg kişi koptı kör yagız yir olarıg yidi optı kör | Ne türlü ve ne çeşit insanlar bu dünyaya geldi; bak, kara toprak hepsini yedi ve yuttu. |
6404 | itiglig saray ordu karşı kodup yagız yir töşenip yaturlar küdüp | Süslü saray, köşk ve evlerini bırakıp, kara toprağı döşenerek, bekleyip yatarlar. |
6405 | udırmu üni yok ya tınmaz tını negü erki hali biligli kanı | Uyurlar mı, sesleri yok ve nefes almazlar; hâlleri acaba nasıldır, bunu bilen hani. |
6406 | olar barça munglug bu kün edgüke eligleri yetmez yigü kedgüke | Onların hepsi bugün iyiliğe muhtacdır; elleri yiyecek ve giyeceğe erişmez. |
6407 | ökünçün yaturlar kör ınçıklayu küsep edgülükni ming arzu yiyü | Bak, peşimanlıkla inleyip yatarlar; bin iştiyak ile iyilik isterler. |
6408 | bayat birdi bizke bu kün bu künüg yava kılsa bolmaz bu bulmış ödüg | Tanrı bize bugün bu günü verdi; ele geçen bu fırsatı heder etmemelidir. |
6409 | bayat birsü tevfik bu künde naru kamug edgülükke ay edgü törü | Tanrı bize bugünden sonra her türlü iyilik için tevfik versin, ey mülkün iyi nizâmı. |
6410 | tilin birdi alkış kör ögdülmişe ayur ay bügü beg uzun kiç yaşa | Öğdülmiş hükümdarı öğdü ve : — Ey hakîm hükümdar, ömrün uzun olsun — dedi — |
6411 | ajun kalmasunı seningsiz kurug bayat kesmesüni seningdin urug | Dünya sensiz kalmasın, sensiz âlem pek boş olur; Tanrı senin neslini kesmesin. |
6412 | negü erse arzu tileking kamug aça birsü tengri sanga ol kapug | Ne gibi arzu ve dileğin var ise, Tanrı sana bunların kapılarını dâima açık tutsun. |
6413 | negü erse arzu tileking takı tükel birsü tengri sanga ay akı | Daha ne gibi arzu ve dileğin olursa, ey cömert, Tanrı bunları da sana ihsan etsin. |
6414 | sevincin avınçın tirilgil uzun erejlengil anca ay kılkı tüzün | Sevinerek, avunarak, uzun ömür sür ve huzur içinde yaşa, ey halîm, selîm insan. |
6415 | diriga sening teg kişiler ölüp kara yirde yatsa süngüki ulup | Senin gibi insanlar ölür ve kemikleri toprak altında dağılmış yatarsa, çok yazık olur. |
6416 | negü kılgu tengri bu dünya işi bu yanglıg törütmiş ay ilci başı | Ne yapalım, Tanrı bu dünyayı böyle yaratmış ey büyük hükümdar. |
6417 | neçe ölse bolmaz sini teg ölüg özüng edgülerdin ilindi ülüg | Senin gibi, iyilikler yapan bir hükümdar ölse bile, ölü sayılmaz. |
6418 | kerek öl kerek kiç yaşagıl uzun atıng edgü birle yadıldı sözün | Gerek öl, gerek uzun ömürlü ol, adın artık iyilik ile dünyaya yayılmıştır. |
6419 | severing öküş bolsu sevmezlering saçılsu birerin kingüsü yiring | Dostların çok olsun, düşmanların perişan olsun, memleketin genişlesin. |
6420 | yir öpti turup çıktı kesti sözin atın mindi urdı evinge yüzin | Öğdülmiş sözünü kesti, yer öptü ve kalkıp, dışarı çıktı; atına binip, evine doğru gitti. |
6421 | kelip tüşti kirdi evinge yorıp yidi içti yattı bir anca serip | Gelince, atından inip, evine girdi; yedi, içti, bir müddet yatıp, istirahat etti. |
6422 | yana koptı erte işin başladı ayu birdi kördi özi işledi | Sabah tekrar kalktı ve işine başladı; emirler verdi, işleri gözden geçirdi, kendisi de çalıştı. |
6423 | köngül til köni tuttı tüzdi yorık kamug egriler köndi itti kıhk | Sadâkat ve hulûs ile hareketlerini tanzim etti; bütün eğriler onu görerek, doğru yola girdi ve huylarını düzelttiler. |
6424 | itildi ajun arttı edgü du’a kutadtı küni künde edgü du’a | Dünya düzene girdi; hayır duâ çoğaldı; bunun bereketi ile memlekette günden-güne saadet arttı. |
6425 | olar bardı kaldı ol edgü atı yitip bargu ermez atı hürmeti | Onlar gitti, fakat iyi adları kaldı; onların adı dâima hürmetle yâd edilecektir. |
6426 | körü bargıl emdi bu yanglıg kişi kişimü bolur bu firişte işi | Dikkat et, imdi böyle insanlar insan mı olur; onların yaptıkları işler meleklere yakışacak işlerdir. |
6427 | kişi erdi erse olar ne ödün negü ol ayu bir bu künki budun | Eğer o vakit bunlar insan idi iseler, söyle bakayım, bugünkü insanlar nedir. |
6428 | kalı biz kişi ersemiz ay bügü olarıg siziksiz firişte tigü | Ey hakîm, eğer biz insan isek, onlara, şüphesiz, melek demek lâzımdır. |
6429 | olarnıng kılınçı ne kılkı sözi eşitip kutadgu ol edgü izi | Onların tavrı, hareketi ve sözü ile bıraktıkları iyi izler hakkında söylenenleri duymak da bir saadettir. |
6430 | ukuşlug ukar ol biliglig bilir ölür öz bu dünya siziksiz kalur | Akıllı anlar ve bilgili bilir; hiç şüphesiz, insan ölür ve bu dünya kalır. |
6431 | bulunmış bu öd kün yava kılmadın tapug kılgu tegmez munıngda adın | Ele geçen bu zamanı boşuna geçirmeden, ibâdet kılmalıdır; insanın bu dünyadan elde edebileceği menfaat ancak budur. |
6432 | munıngda ulug pend takı ne bolur seningde ozakı ölür köz körür | Senden öncekiler ölür, sen de görürsün, bundan daha büyük nasihat ne olabilir. |
6433 | kalır karşı ordu saraylar kamug anı bend tutumaz bu öz ay ulug | Bütün saray, köşk ve konakların hepsi kalır; ey büyük, insan bunlara devamlı olarak tasarruf edemez. |
6434 | neçe karşı ordu neçe berk tura ölüm buzdı kıldı kara yir köre | Nice saray ve köşkleri, nice sağlam kaleleri ölüm bozdu ve kara toprağa çevirdi, bak. |
6435 | neçe kend uluş bag çiçekliklerig kurug kodtı kör bu ölüm ay tirig | Nice şehir ve memleketleri, bağ ve bahçeleri bu ölüm ıssız bıraktı, ey diri. |
6436 | kalır karşı ordu saray pak sanga alıp sen tutar sen bu bçnd tip manga | Saray, köşk ve konaklar boşalır, sana kalır; sen alır ve kendine bend ettim zannı ile, onları kullanırsın. |
6437 | kalın sü idisi ajunçı kanı süsin kodtı boldı kara yir sanı | Kalabalık bir orduya sahip olan o cihan beyi hani; ordusunu bıraktı, kendisi kara toprak oldu. |
6438 | kanı ol suk ilci ilim az tidi öküs il kücedi vivü bilmedi | Hani o memleketim az diyen haris hükümdar; bir çok memleketleri hâkimiyeti altına aldı, fakat elinde tutamadı. |
6439 | kanı ol küçegli kişiler yirin kulaç yir alındı yatur mçıkın | Hani o başkalarının memleketine göz diken kimse; şimdi bir kulaç yerde ıztırap çekip yatar. |
6440 | kanı ol müsülman kanı tökgüçi nelük kirdi yirke kanı ol küçi | Hani o Müslümanların kanını döken insan, niye toprağa girdi, onun gücü, kuvveti ne oldu. |
6441 | kanı ol kişig satgaguçı kişi nelük boldı satgag kara yir tuşı | Hani o başkalarına iftira eden adam, bu müfteri nasıl toprağa kalboldu. |
6442 | kanı ol tütüşügli dünya üçün turu kaldı dünya ol öldi küçün | Hani o dünya için mücâdele eden insan, dünya yerinde kaldı, o ise, ölüme karşı koyamadı. |
6443 | kanı ol tirigli tavar kodmadın iki böz iletti tilemez adın | Hani o mal, mülk, ne varsa kendinin olmasını isteyen insan; o beraberinde ancak iki bez götürebildi. |
6444 | kanı ol öküş yir tilegli kişi kara yir töşendi itildi işi | Hani o çok yer isteyen adam, kendisi kara toprağa döşendi ve dâva bitti. |
6445 | bu yanglıg turur dünya hali kamug ukuş birle körgil açılgay kapug | Bütün dünyanın hâli böyledir; anlayış ile bakarsan, idrâk kapılan açılır. |
6446 | erejleri emgek sevinci sakınç agırı ucuzluk avınçı irinç | Onun huzuru zahmet, sevinci keder, izzeti zillet ve rahatı mihnettir. |
6447 | negü kelse yüdgil sen ınçıklama erej erse erter ne emgek yime | Ne gelirse; yüklen, şikâyet etme; huzur olsun-zahmet olsun, ikisi de geçer. |
6448 | eşitgil negü tir bilig birgüçi ay emgek bile sen sabır kılguçı | Ey felâketler karşısında sabreden insan, bilgi veren insan ne der, dinle. |
6449 | ay nimet idisi şükür kıl yigil ay mihnet idisi sabır kıl egil | Ey nîmet sahibi, bundan şükür ederek istifâde et; ey mihnet sahibi, kaderine boyun eğ, tahammül et. |
6450 | sabır kılsa mihnet bolur nimeting şükür kılsa nimetka artar tigil | Sabır edersen, mihnet senin için nîmet olur; nîmet için şükür edersen, bu nîmet daha da artar, bunu böyle bil. |
6451 | körü bar ay bilge bu künki ödüg öngin boldı barça kamug iş küdüg | Ey âlim, bugünkü zamana dikkat et, işler tamamen değişti. |
6452 | biliglig ucuz boldı tutnur özin ukuşlug agın boldı açmaz sözin | Bilgili hakir oldu, bir tarafa sinip kalıyor; akıllı dilsiz oldu, ağzını açmıyor. |
6453 | telim boldı ilde bu yavlak kişi yavaş boldı satgag kötürmez başı | Memlekette fena adamlar çoğaldı; halîm insanlar ayak altında kaldı, başlarını kaldıramıyorlar. |
6454 | borun yüz yuguçı namaz kodguçı kör ersig atandı yorıtur küçi | Şarap ile yüzlerini yıkayan ve ibâdeti bırakanlar şimdi yiğit sayılıyor ve istediklerini yapıyorlar. |
6455 | fesad fisk idisi atandı eren bor içmez kişi atı boldı saran | Fesat ve fısk yapanlar merd sayıldı; şarap içmeyen kimseler hasis sayıldı. |
6456 | namaz ruza birle yorıglı kişi münafık atandı ay ilci başı | Namazına ve orucuna devam eden insanlar münafık sayıldı, ey memleketin başında bulunan insan. |
6457 | halal yitti barça haram üstedi haram yigli koralin kara kir tudı | Halâl büsbütün ortadan kalktı, haram çoğaldı; haram yiyenin gönlü kara kirle kaplandı. |
6458 | halal atı kaldı körüglisi yok haram karma boldı toduglısı yok | Halâlin ancak adı kaldı, onu gören yok; haram kapışıldı, hâlâ ona doyan yok. |
6459 | kanı bu haramıg haram tigüçi haramıg kodup bir halal yigüçi | Hani bu harama haram diyen, haramı bırakıp, halâl yiyen insan nerede. |
6460 | sakınuk tigüçi kim ol çın köni könilik küni bar yarutur küni | Gerçekten dürüst ve takva sahibi denilecek kim kaldı; fakat güneşi parlayan bir kıyamet günü vardır. |
6461 | haram birle artuk karardı köngül halal kayda bulgu tilep ay ogul | Kalpler haram ile çok fazla karardı; ey oğul, halâli nerede arayıp bulmalı. |
6462 | mungar mengzetü keldi emdi bu söz munı yakşı tıngla aya köngli tüz | Buna benzer şöyle bir söz vardır, bunu iyice dinle, ey temiz kalpli insan. |
6463 | haram birle könglüm kara boldı kir bilig işke tutmaz özüm yüzde bir | Gönlüm haram ile karardı ve kirlendi; ben bilgiyi yüzde bir işte dahi kullanmam. |
6464 | et öz eglü birmez hava bulnadı tapugka tegümez özüm açtı sır | Vücût artık eğilmez, hevâ ve heves onu esir etti; ben artık ibâdetle meşgul olamıyorum; işte sırrımı açtım. |
6465 | ajun kılkı barça adın boldı kör kişi köngli tilde öngin boldı kör | Dünyanın tabiati tamamen değişti, insanların gönlü ile dilleri birbirine uymuyor. |
6466 | vefa kitti halkta cefa üstedi tilep bir ınangu kişi kalmadı | Halktan vefa gitti, cefâ çoğaldı; itimad edilecek bir kimse ararsan, bulamazsın. |
6467 | vefa kitti halkta cefa urdı iz ınangu tayangu kişi boldı kız | Halktan vefa gitti, yerini cefâ aldı; itimad edilecek, inanılacak kimse pek nâdir. |
6468 | yakınlık yagukluk yırattı kadaş bagırsaklıkın kodtı edgü adaş | Akrabalar arasından yakınlık ve kardeşlik uzaklaştı; artık candan arkadaşlık kalmadı. |
6469 | kiçigde edeb yok ulugda bilig otunlar öküş boldı yitti silig | Küçüklerde terbiye, büyüklerde bilgi yok; kaba insanlar çoğaldı, nâzik insanlar ortadan kalktı. |
6470 | yakınlık neçe boldı yarmak üçün kanı iş kılıglı köni hak üçün | İnsanlar para uğrunda birbirlerine yakmlaştılar; doğruluk ve hakikat yolunda iş gören nerede. |
6471 | emanet atı bar kanı kıldaçı nasihat sözi bar kanı tuttaçı | Emânetin adı var, onu yerme getiren nerede; nasihatin sözü var, onu tutan nerede. |
6472 | kanı emr ü ma’ruf kılıglı kişi kanı nehy ü münker tıdıglı kişi | Mârufu emreden kim, münkeri nehyeden kim. |
6473 | satıgçı kötürdi emanetlerin bu uzlar kötürdi nasihatlerin | Satıcılar emânet vasfını kaybettiler, ustalar artık nasihatten vazgeçtiler. |
6474 | biliglig köni sözleyümez sözin tişide uvut kitti örtmez yüzin | Bilgili sözünü dos-doğru söyleyemez oldu; kadınlardan haya gitti, yüzlerini örtmezler. |
6475 | köni bardı keldi neçe egrilik kanı kalmadı bir kişi tengrilik | Doğruluk gitti, yerine nice eğrilik geldi; Allah için iş gören tek bir insan kalmadı. |
6476 | kişi barça yarmak kulı boldılar kümüş kimde erse boyun birdiler | insanların hepsi para kulu oldu; gümüş kimde ise, ona boyun eğdiler. |
6477 | cemacat köp erdi bu mescidler az kalın boldı mescid cemacatler az | Cemâatler çok, camiler az idi; şimdi camiler çoğaldı, cemâatler azaldı. |
6478 | negü tir eşitgil sakınuk kişi köngülke alın sen ay edgü başı | Dinle, takva sahibi insan ne der; ey iyi insan, sen bunu gönlüne yerleştir. |
6479 | kanı bir könilik kılıglı kanı kanı tengrilik iş yorıglı kanı | Hani, doğruluk ile hareket eden kim var; hani Allah rızâsı için iş gören kim var. |
6480 | ajun barça bütrü tükel artadı körüp tangladaçı kanı bir munı | Dünyanın her tarafı baştan-başa bozuldu; buna bakıp, hayret eden bir kimse var mı. |
6481 | müsülman karıştı için et yişür tükel inçke tegdi bu kafir yatuı | Müslümanlar karıştı, birbirlerinin etlerini yiyorlar; kâfirler ise, tam bir huzur içinde yaşıyorlar. |
6482 | kapuş karma boldı müsülman nengi kanı adra tutgan haramıg öngi | Müslümanların malı çalındı, yağma edildi; haramı halâlden ayıran ve buna riâyet eden nerede. |
6483 | fesad fısk üni kör udıtmaz kiçe kanı ilm ü kurban üni az çıça | Fesad ve fısk o kadar sesini yükseltti ki, insan geceleri uyuyamıyor; ilim ve Kur'an sesi hiç duyulmuyor bile. |
6484 | körıgüller katıg boldı til yumşadı könilik özi bardı kaldı yi di | Gönüller katılaştı, diller yumuşadı, doğruluğun kendisi gitti, ancak kokusu kaldı. |
6485 | atalık kılur kör ataka ogul ogul beg bolup kör ata boldı kul | Oğul babaya babalık eder, oğul bey ve baba ise, kul oldu. |
6486 | tiriglik kısıldı uzadı sakınç baru arttı sukluk koradı sevinç | Hayat zorlaştı, endişe çoğaldı; hırs ve tamah gittikçe arttı, huzur azaldı |
6487 | çıgay tul yetimig suyurkaglı yok ajun tegşürüldi tangırkaglı yok | Fakir, dul ve yetimlere şefkat gösteren yok; dünyayı başka bir kalıba koydular da hayrete düşen kimse yok. |
6488 | idi yakşı aymış bügü bilgi king ajunug sınaglı akı elgi king | Hakîm, bilgisi geniş, dünyayı tecrübe etmiş, cömert ve eli açık olan insan çok güzel söylemiş. |
6489 | ajun boldı ahır törü artadı isizlerig edgü körü artadı | Dünyanın sonu geldi; nizam bozuldu; iyiler kötülere bakarak, değiştiler. |
6490 | ukuşlug ukar ol biliglig bilir yıl ay kün küninge baru artadı | Akıllı anlar, bilgili bilir; yıl, ay, gün geçtikçe dünya günden-güne bozuldu. |
6491 | ogul kız kemişti ata hürmeti söküş boldı erke avuçga atı | Oğul-kız babaya hürmetini bıraktı; ihtiyar kelimesi insana bir hakaret sözü oldu. |
6492 | kamug tegşürüldi törü öngdiler karalı örüngli bir ök boldılar | Nizâm ve kanunların hepsi değişti; ak ve kara birbirinden farksız oldu. |
6493 | bu barça ulug kün nişanı turur nişanı körünse keligli kelür | Bunlar hep kıyamet gününün alâmetidir; alâmeti görünürse, gelecek olan gelir. |
6494 | küdezsü ugan tengri imanımız kötürsü bu fitne bela isiz iz | Kadir Tanrı encamımızı hayretsin; bu fitne, belâ ve kötü âdetleri ortadan kaldırsın. |
6495 | yıl altmış iki erdi tört yüz bile bitiyü tükettim bu söz ülgüle | Yıl dört yüz altmış iki idi, bu eseri yazıp, tamamladım. |
6496 | ögüm yetmişi söz bitidim tükel okıglı ukuglı özüng ülgi al | Aklımın erdiği sözlerin hepsini yazdım, ey okuyan ve anlayan insan, bundan hisse al. |
6497 | kayu türlüg erse yorıkıng yolung ayu birdim azrak bekütgil ulung | Nasıl hareket edeceğini ve hangi yola gideceğini bir parça izah ettim; sen buna göre hareket ederek, hayatına esaslı bir temel kur. |
6498 | bu ol din yolı hem bu dünya yolı bu yolca yorı yolda azma ulı | Bunlardan biri din yolu, biri de dünya yoludur; bu esaslı yoldan şaşma. |
6499 | kalı dünya kolsa yolı uş unu apang ukbi kolsa izi uş munu | Eğer dünya istersen, onun yolu işte bu; eğer âhiret istersen, onun da yolu işte budur. |
6500 | özüng kullukı kıl bayat birge küç kayusın tilese tile kılma üç | Sen kendi kulluğunu yerine getir; Tanrı sana kuvvet verir; bunlardan hangisini istersen, onu seç, fakat üçüncü bir yol arama. |
6501 | ilahi özüm bu sözüg başladı tilekim ne erdi bilir sen idi | Ben bu söze başlarken, kasdimin ne olduğunu sen biliyordun, ey rabbim! |
6502 | tilemedim özke kü çav edgü at kişi asgı koldum öz erse ya yat | Ben kendime şan ve şöhret veya iyi ad dilemedim; yakın olsun uzak olsun, ben her kesin iyiliğini istedim. |
6503 | okıglı okısa mini üşgürüp du’a kılgamu tip manga bir turup | Bunu okuyan okudukça, beni hatırlayıp, belki bana da bir duâ eder diye düşündüm. |
6504 | tilekim bu erdi umınçım bu ok okıglı manga bir du’a ıdga uk | Dileğim bu idi, ümidim de budur; okuyan bana her hâlde bir duâ edecektir. |
6505 | tilim sözledi söz bitidi elig ölür bu elig til ay kılkı silig | Dilim söyledi, elim de bunu yazdı, ey temiz kalpli insan, benim bu dilim ve elim fânidir. |
6506 | elig til nişanı munu bu bitig sanga kodtum emdi bitip ay tetig | Ey zeki insan, dilden ve elden kalan nişane, işte sana yazıp bırakmış olduğum bu kitaptır. |
6507 | unıtma mini ay okıglı tirig özüm dünya kodsa töşense yirig | Ey bunu okuyan canlı, ben dünyayı bırakıp, toprağa düşünce, beni unutma. |
6508 | aya mengü mungsuz idim sen ulug sen ök yarlıkagıl bu munglug kulug | Ey ebedî ve ihtiyacdan vareste olan rabbim, sen büyüksün, bu muhtaç kulunun günahlarını sen bağışla. |
6509 | küremiş kul erdim yazukum telim yazuk yarlıkagıl sen ök sen idim | Ben yolunu kaybetmiş bir kul idim, günahım çoktur; günahlarımı affet, sen benim rabbimsin. |
6510 | kulung men idim sen kul atı kul ok idim sen tüzün sen idilik kıl ok | Ben kulunum, sen rabbimsin, kulun adı kuldur; sen rabbimsin, merhametlisin, sen efendiliğini göster. |
6511 | kulung men idim sen manga ay gafur mini yarlıkagıl yazukum keçür | Ben kulunum, sen benim rabbimsin; ey gafur, beni affet, günahlarımı bağışla. |
6512 | yime yarlıkagıl kamug mü'minıg togardın batarka tegi ay arıg | Bir de, doğudan batıya kadar, bütün müminlerin günahlarını bağışla. |
6513 | otun men otundın otunluk kelir tüzün sen yazukum keçür ay bilir | Ben bir küstahım, küstah insandan küstahlık gelir; sen merhametlisin; ey her şeyi bilen Tanrım, günahlarımı sen affet. |
6514 | yıpardın yıpar ok yıdır ol ıdı peliddin kelir ol arıgsız yıdı | Miskten ancak misk kokusu gelir; fena koku murdar şeyden çıkar. |
6515 | umınçım sen öksen manga ay umınç umınç kesmegey men sanga ay umınç | Ey ümidim, bana ümit bizzat sensin; ey ümidim, senden ümidimi kesmeyeceğim. |
6516 | yazuklug kulung men kılınçım cefa vefalıg idim sen manga kıl vefa; | Ben günahkâr kulunum, yaptığım cefâdır; sen benim vefalı rabbimsin, bana vefa göster. |
6517 | cefadın cefa ok kelir ay idim vefada vefadın adın bilmedim | Ey Rabbim, cefadan yine cefâ gelir; vefada vefadan başka bir şey görmedim. |
6518 | tözü yarlıkagıl kamug mü’minıg yazukum olarka bagışla arıg | Bütün müminleri affet; onların hürmetine bütün günahlarımı bağışla. |
6519 | tümen ming selamım tegür savçıka ol edgü kulavuz köni yolçıka | Tanrım, iyi kılavuz olan ve doğru yolu gösteren Peygamber'e binlerce selamımı ulaştır. |
6520 | tözü tört isinge meningdin selam tegür ay bayatım tutaşı ulam | onun dört arkadaşına benden durmadan ve dâima binlerce selâm eriştir. |
Yûsuf Has Hâcib tarafından XI. yüzyılda yazılmış, Türk dilinin, edebiyatının ve kültür tarihinin en önemli kaynaklarından.
LXXXV. HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E BAŞ-SAĞLIĞI DİLEDİĞİNİ SÖYLER [İLİG ÖGDÜLMİŞKE TA‘ZİYET KILMIŞIN AYUR]
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Popüler Başlıklar
-
BİSMİ'LLAHİ‘R-RAHMANİ'R-RAHİM Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi ...
-
Mısra (Kutadgu Bilig) Tercüme (Türkiye Türkçesi) ...
-
No Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi 955 ilig bir kün ay toldını ündedi orun birdi oldur tiyü imledi Hükümdar bir gün Ay...
C - BÂBLARIN FİHRİSTİ [FİHRİSTU’L-EBVAB]
Kutadgu Bilig Tercüme (Türkiye Türkçesi) 1. bab: tengri ‘azze ve cellening ögdisin ayur 01. bâb: Tanrı azze ve cellenin medhin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder