765 Bir gün hükümdarın çok canı sıkıldı; halvet emri verip, yalnız başına kaldı.
766 Ay-Toldı'yi huzuruna çağırttı; Ay-Toldı gu-di ve ellerini kavuşturdu.
767 Hükümdarın karşısında ayakta durdu; hükümdar ona bir müddet hiç bir şey söylemedi.
768 Sonra başını kaldırıp, ona baktı ve gözü ile, — Gel, otur ! — diye işaret etti.
769 Ay-Toldı gözlerini yere dikmiş ve içi müsterih bir hâlde, yavaşça ve sükûnetle oturdu.
770 Göz ucu ile gizlice hükümdara baktı; o kaşını çatmış ve yüzünü buruşturmuş idi.
771 Bir gümüş taht üzerine oturmuştu; bu tahtın birbirine bağlanmamış üç ayağı vardı.
772 Elinde büyük bir bıçak tutuyordu; solunda bir acı-ot ve sağında şeker bulunuyordu.
773 Bunu görünce, Ay-Toldı, gerçekten, çok korktu ve nefesi kesildi.
HÜKÜMDARIN AY-TOLDI'YA SUÂLİ
774 Bir müddet durduktan sonra, hükümdar başını kaldırdı ve Ay-Toldı'ya dedi : —
775 Beni burada tek başınma ve bu hâlde görünce, neye dilsiz gibi susuyorsun.
AY-TOLDI'NIN HÜKÜMDARA CEVABI
776 Ay-Toldı cevap verdi : — Ey devletli hükümdar, benim konuşmağa cesaretim yok.
777 Bugün sende başka bir hâl görüyorum, onun için çekiniyorum, ey zeki, âlım insan.
778 Bilgisi her keşçe müsellem olan âlim halka şunu bildirmiştir: kızdıkları zaman beylere yaklaşma.
779 Bilgili hakîm daha iyi söylemiş; beyler hiddetlendikleri zaman âteş ve zehir gibi olurlar.
780 Eğer beyler hiddetlenir ve öfkeli olurlar ise, ey halîm, selîm insan, onlara yakın durma.
781 Beyler öfkeleri tutup, hiddetlenirlerse, onlardan uzak dur; yoksa zararları dokunur.
782 Buna benzer şöyle bir söz vardır, bunu hatırında tut ve kendini iyi gözet.
763 Hiddetlendikleri zaman beylere yaklaşma; eğer yaklaşırsan, gözden düştüğün gündür.
764 Beyler arslana benzerler; hiddetlendirirsen, başını koparırlar, ey parlak bilgili.
HÜKÜMDARIN AY-TOLDI'YA SUÂLİ
785 Hükümdar dedi : — Bana söyle, bakayım, şimdi neye hayret ettin.
AY-TOLDI'NIN HÜKÜMDARA CEVÂBI
786 Ay-Toldı dedi : — Ben şuna hayret ediyorum; bu senin oturduğun gümüş taht ne oluyor.
787 Bu oturduğun ne biçim bir tahttır; bunun mânasını anlayayım, bana söyle.
788 İkincisi — elindeki bu bıçak nedir; benim bunu da iyice bilmem lâzım.
789 Üçüncüsü — niçin sağında şeker var, solundaki bu acı-ot nedir.
790 Sana bakınca, öfkeli olduğunu gördüm; bunları görünce de, ne diyeceğimi şarşırdım.
791 Bu hâli görünce, korkudan, ağzımı açıp, bir söz söyleyemedim.
766 Ay-Toldı'yi huzuruna çağırttı; Ay-Toldı gu-di ve ellerini kavuşturdu.
767 Hükümdarın karşısında ayakta durdu; hükümdar ona bir müddet hiç bir şey söylemedi.
768 Sonra başını kaldırıp, ona baktı ve gözü ile, — Gel, otur ! — diye işaret etti.
769 Ay-Toldı gözlerini yere dikmiş ve içi müsterih bir hâlde, yavaşça ve sükûnetle oturdu.
770 Göz ucu ile gizlice hükümdara baktı; o kaşını çatmış ve yüzünü buruşturmuş idi.
771 Bir gümüş taht üzerine oturmuştu; bu tahtın birbirine bağlanmamış üç ayağı vardı.
772 Elinde büyük bir bıçak tutuyordu; solunda bir acı-ot ve sağında şeker bulunuyordu.
773 Bunu görünce, Ay-Toldı, gerçekten, çok korktu ve nefesi kesildi.
HÜKÜMDARIN AY-TOLDI'YA SUÂLİ
774 Bir müddet durduktan sonra, hükümdar başını kaldırdı ve Ay-Toldı'ya dedi : —
775 Beni burada tek başınma ve bu hâlde görünce, neye dilsiz gibi susuyorsun.
AY-TOLDI'NIN HÜKÜMDARA CEVABI
776 Ay-Toldı cevap verdi : — Ey devletli hükümdar, benim konuşmağa cesaretim yok.
777 Bugün sende başka bir hâl görüyorum, onun için çekiniyorum, ey zeki, âlım insan.
778 Bilgisi her keşçe müsellem olan âlim halka şunu bildirmiştir: kızdıkları zaman beylere yaklaşma.
779 Bilgili hakîm daha iyi söylemiş; beyler hiddetlendikleri zaman âteş ve zehir gibi olurlar.
780 Eğer beyler hiddetlenir ve öfkeli olurlar ise, ey halîm, selîm insan, onlara yakın durma.
781 Beyler öfkeleri tutup, hiddetlenirlerse, onlardan uzak dur; yoksa zararları dokunur.
782 Buna benzer şöyle bir söz vardır, bunu hatırında tut ve kendini iyi gözet.
763 Hiddetlendikleri zaman beylere yaklaşma; eğer yaklaşırsan, gözden düştüğün gündür.
764 Beyler arslana benzerler; hiddetlendirirsen, başını koparırlar, ey parlak bilgili.
HÜKÜMDARIN AY-TOLDI'YA SUÂLİ
785 Hükümdar dedi : — Bana söyle, bakayım, şimdi neye hayret ettin.
AY-TOLDI'NIN HÜKÜMDARA CEVÂBI
786 Ay-Toldı dedi : — Ben şuna hayret ediyorum; bu senin oturduğun gümüş taht ne oluyor.
787 Bu oturduğun ne biçim bir tahttır; bunun mânasını anlayayım, bana söyle.
788 İkincisi — elindeki bu bıçak nedir; benim bunu da iyice bilmem lâzım.
789 Üçüncüsü — niçin sağında şeker var, solundaki bu acı-ot nedir.
790 Sana bakınca, öfkeli olduğunu gördüm; bunları görünce de, ne diyeceğimi şarşırdım.
791 Bu hâli görünce, korkudan, ağzımı açıp, bir söz söyleyemedim.
Yorumlar
Yorum Gönder