No | Kutadgu Bilig | Türkiye Türkçesi |
---|---|---|
1850 | yanut birdi ögdülmiş aydı ukuş kılınçı köni kör küvençi öküş | Ögdilmiş cevap verdi ve: — Aklın hareketi doğru ve itibarı büyüktür — dedi — |
1851 | yüzi körki körklüg ne yaşı kiçig kamug edgülükke anıŋdın keçig | Yüzü, şekli güzel ve dâima genç ve dinçtir; her türlü iyiliğe geçit veren odur. |
1852 | örüg hem silig ol ne kılkı amul kamug teprenürke bagırsak köŋül | Halîm, selîm ve sakin tabiatlıdır; o bütün canlılar için şefkat dolu bir gönüldür. |
1853 | a elig ursa itlü barır kayuka sözi tegse yetlü barır | Nereye eli dokunursa, orası düzelir; sözü nereye erişirse, orası o söze uyar. |
1854 | isig yüzlüg ol kör kamugka sevüg kişilerke andın asıglar ülüg | Sıcak yüzlü, her kes için sevimlidir; insanlar ondan fayda görürler. |
1855 | yiti közlüg ol kör bakışı yırak kayu işke tegse bekitür adak | Keskin gözlü ve uzak görüşlüdür; hangi işe el uzatırsa, ayağını sağlam basar. |
1856 | neçe bulganuk işke tegse süzer neçe ters tügün erse baksa yazar | El sürdüğü iş ne kadar bulanık olursa-olsun, süzülmüş, sâf bir hâle gelir; ne kadar ters düğüm varsa, bir bakışla onu çözer. |
1857 | bakar soldın oŋdın hem öngdün kidin kamug iş yaragın bilir hem ödin | İşlere sağdan, soldan, önden, arkadan, her cephesinden bakar; hall çâresini ve zamanını bilir. |
1858 | kaçıglıg yeter ol uçuglıg tutar sınukug sapar ol buzukug iter | Kaçana yetişir, uçanı yakalar, kırığı sarar ve bozuğu düzeltir. |
1859 | ukuşsuz ökündi ayur ay ukuş seniŋsiz muŋadur men artuk öküş | Akılsız hayıflandı ve dedi:— Ey akıl, sensiz ben çok bunalıyorum. |
1860 | maŋa tegmedi bir seniŋdin ülüg seniŋsiz kişi köŋli boldı ölüg | Bana senden bir parça nasip olmadı; sensiz insanın gönülü ölü sayılır. |
1861 | yula ol ukuş kör karaguka köz ölüg tenke can ol agın tilke söz | Akıl bir meş'aledir, kör için gözdür; ölü vücût için can, dilsiz için sözdür. |
1862 | ukuşlug ukuşka ayur ay işim ne edgü işim sen itigli işim | Akıllı akıla der:— Ey arkadaşım, sen benim işlerimi düzelten ne iyi bir arkadaşsın. |
1863 | kılınç oŋ tutar hiç soh yok ukuş bütün çın turur hiç alı yok ukuş | Akıl dâima sağdan hareket eder, onun hiç solu yoktur; o doğru ve dürüsttür, hiç bir hilesi yoktur. |
1864 | ukuş kimde bolsa bu ol belgüsi bu belgü bile ol ukuş bilgüsi | Akıl kimde ise, belirtileri şöyle olur ve akıl bu belirtilerden anlaşılır. |
1865 | ukuşnurig erig1 aşnu kılıkı origay könilik bile ol yorıkı yıl ay | Her şeyden önce aklın tavır ve hareketi mâkuldür; aylar ve yıllar geçse dahi, gidişi aynı doğru yoldan taşmaz. |
1866 | ukuşlug köni hem silig til sözi bütünlük bile boldı kılkı tözi | Akıllı doğrudur, dili ve sözü yumuşaktır; hareketinin esâsı doğruluk üzerine kurulmuştur. |
1867 | örüg ol amul ked serimlig sabur körüp işni yetrü ol akru tegür | O halım, sakin, çok mütehammil ve sabırlıdır; işe dikkatle bakar ve sükûn ile ele alır. |
1868 | kılınçı karı körse yaşı yigit aŋar muŋlug arzun öge ya tigit | Tavır ve hareketi ihtiyarlara benzer; fakat dikkat edilirse, yaşı gençtir; ister hükümdarın has müşaviri, ister en âdî bir köle olsun, onu iştiyakla ararlar. |
1869 | muŋar meŋzer emdi bu sözni okı uka tursa ma’ni açılgay takı | Şimdi buna benzer şu sözü oku; nufûz edersen, mânası da aydınlanır. |
1870 | kılınçı karı oglan özlüg ukuş ukuş kayda bolsa aıigar bar yapuş | Akim hareketi ihtiyardır, fakat kendisi gençtir; akıl nerede ise, ona git, yapış. |
1871 | kiçigi seviglig karısı amul özi tüzün alçak kör asgı öküş | Küçüklüğü sevimli, ihtiyarlığı sakin, kendisi halîm, alçak gönüllü ve çok faydalıdır. |
İLİG CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
1872 | bu sözler eşitti sevindi ilig ayur ay odunmış sözi ög bilig | Hükümdar bu sözleri işitti, sevindi ve şöyle dedi: — Ey sözü akıl ve bilgiden ibaret olan, uyanık adam. |
1873 | bayat birdi barça tükel edgülük bayattın ‘ata sen maŋa belgülük | Tanrı bana her nimeti eksiksiz ihsan etti; şüphesiz, sen de bana Tanrının bir ihsanısın. |
1874 | bu emgek yük ol bir agır yüdgüke anı yüdse ötrü tegir edgüke | Bu zahmet, yüklenmesi güç olan bir yüktür, fakat insan bunu yüklenmekle iyiliğe erişebilir. |
1875 | kim edgü tilese agır yük yüder agır yük yüdügli tilekin küder | Kim iyilik dilerse, ağır yük yüklenir; ağır yük yüklenen dileğine ulaşmak ister. |
1876 | yükümni yüder sen tilek iş yorır mini tındurur sen saŋa yük tegir | Yükümü yükleniyorsun, dilek ve iş oluyor; beni rahat ettiriyorsun, fakat sana zahmet oluyor. |
1877 | bayat birsü tevfik maŋa emdi küç hakıŋnı öteyin yanut birke üç | Tanrı bana şimdi tevfik ve kudret versin, senin hakkını bire karşı üç olarak ödeyeyim. |
1878 | bilir men bu yaŋlıg tapug kıldukuŋ bagırsaklık ol bu mini koldukuŋ | Senin nasıl hizmet ettiğini biliyorum; beni düşünmen, senin bana candan bağlılığından ileri geliyor. |
1879 | bagırsak tapugçı tükel ol bolur öz asgın kodup kör beg asgın kolur | Sâdık ve tam hizmetkâr kendi nefsini değil, beyin menfaatini gözetendir. |
1880 | negü tir eşit bu tapugçı tili begin inçke tegrür tapugsak kulı | Hizmetkârın dili ne der, dinle; severek hizmet eden kul beyini huzura kavuşturur. |
1881 | meŋilig bolur beg tükel kut başı bagırsak kulı bolsa kılsa işi | Kulu candan bağlı olur ve işini yaparsa, bey memnun olur ve tam bir saadete kavuşur. |
1882 | tapugçı bile beg kötürdi egin tilek teg tapug kılsa tındrur begin | Bey hizmetkârı sayesinde göğüsünü kabartır; o arzu edildiği şekilde hizmet ederse, beyini rahat ettirir. |
1883 | baş agrıg yük emgek kötürse kulı begiŋe aça birse arzu yolı | Kul sıkıntı, yük ve zahmetleri ortadan kaldırmalı, beyine arzu ettiği yolları açmalıdır. |
1884 | kayu beg bulur erse mundag kulug bayattın ‘ata ol aŋar ked ulug | Hangi bey böyle bir kulu bulursa, bu ona Tanrının büyük bir ihsanıdır. |
1885 | ajun begleri öldi bizde oza öküşreki bardı bu arzu öze | Bizden önce ölen dünya hâkimlerinden büyük bir kısmı da bunun hasreti ile ölüp gitmiştir. |
1886 | ajun budnı tındı avınçın kutun iligke du’a kıldı budnı bütün | Dünya halkı huzur ve saadet içinde rahata kavuştu; bütün halk hükümdara duâ etti. |
1887 | adın il kişisi eşitti munı yüzin körgüke arzuladı anı | Başka memleketlerin halkı da bunu işitti ve onun yüzünü görmeği arzu etti. |
1888 | keçürdi yıl ay kün bu arzu öze ilin itti edgü törüsin tüze | Böylece aylar ve yıllar geçti; hükümdar iyi kanunlar vaz' ederek memleketini idare etti. |
İLİG SUALİ ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ | |
1889 | ilig bir kün ündedi ögdülmişig ayur aytayın söz sen ay bilmişig | Hükümdar bir gün Öğdülmiş'i yanına çağırdı ve: — Sana bir şey soracağım, bu hususta bildiğini söyle — dedi — |
1890 | et öz yiti endamka baksa kör er tatıg buldı barça öz ülgin tirer | İnsan kendi vücûduna, yedi endama bakarsa, bunlarda zevk bulur; bunların her biri kendi kısmetini toplar. |
1891 | köŋül tatgı ne ol bu köz tatgı ne bu iki tatıgdm özüm ülgi ne | Gönül zevki nedir, göz zevki ne; bu iki zevkten benim kısmetim nedir? |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
1892 | yanut birdi ögdülmiş aydı tatıg köŋül arzu kolsa bekürtse katıg | Öğdülmiş cevap verdi ve:— Gönlün arzu ettiği ve kuvvetle özlediği şey zevktir — dedi — |
1893 | sevitmiş yüzin körse közke tatıg köŋül arzusın bulsa özke tatıg | Göz için, sevdiği yüzü görmek zevktir; gönül için arzusuna kavuşmak zevktir. |
İLİG SU’ALİ ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ | |
1894 | yana aydı ilig ay ögdülmiş ay seviglig nişanı negü ermiş ay | Hükümdar tekrar sordu: — Ey Öğdülmiş, söyle; sevgilinin nişanesi nedir? |
1895 | sever men tiyü barça da’vi kılur bu da’vika ma’ni negü teg bolur | Her kes sevdiğini iddia eder; bu iddianın mânası nedir? |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
1396 | yanut birdi ögdülmiş aydı bolur sevüg yüzke baksa severin bilür | Öğdülmiş cevap verdi ve: — Baş-üstüne; insan sevgilinin yüzüne bakınca, sevdiğini anlar — dedi — |
1897 | kamug neŋke örtüg bolur baksa köz köŋülke yok örtüg munı bilgü öz | Göz için, bakarken, her şey örtülü olabilir; fakat gönül için örtü yoktur; bunu bilmelisin. |
1898 | sever sevmezin öz bileyin tise köŋülke baka körgü bilgey basa | Sevip-sevmediğini anlamak isterse, insan gönüle bakmalı; bu gönülden anlaşılır. |
1899 | sevügler yüzinde bolur belgü neŋ közin közke tikse anı bilgü teŋ | Sevgililerin yüzünde bunu belirten bir alâmet bulunur; göz-göze gelince, onlar birbirlerini anlarlar. |
1900 | muŋar meŋzetü aydı şair sözi ukup tınglayu al kişi arbuzı | Şâir buna benzer bir söz söylemiştir; dinleyip, anlamağa çalış; ey insanların karpuzu. |
1901 | sevigli kişiniŋ yüzi belgülüg tili açsa ma’ni sözi belgülüg | Seven insan yüzünden bellidir; ağzını açsa, sözünün mânasında sevgi kendisini gösterir. |
1902 | sever sevmezin öz bileyin tise saŋa tetrü baksa közi belgülüg | Birinin sevip-sevmediğini bilmek istersen, gözüne dikkat et; sana doğru bakınca, gözünden belli olur. |
İLİG SU’ALİ ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ | |
1903 | ilig aydı uktum eşittim bu söz takı bir sözüm bar anı aysu öz | Hükümdar tekrar dedi: — Bu sözü dinledim, anladım; daha bir sözüm var, onu da bana söyle. |
1904 | kereklig söz aytur men emdi saŋa idi ked bakıp sözleyü bir maŋa | Şimdi sana çok mühim bir şey soracağım; bana iyice düşünerek, cevap ver. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
1905 | yanut birdi ögdülmiş ilig kutı bilig birle begler bedütti atı | Öğdülmiş cevap verdi:— Ey devletli hükümdar, beyler adlarını bilgi ile yükseltmişlerdir. |
1906 | bilig ordusı ol bu begler özi biligsiz bolur kul nerek kul sözi | Beylerin kendileri bilgi sarayıdır, kul bilgisiz olur; kul sözünün ne kıymeti var. |
1907 | ayıtmak oŋay boldı tersi cevab cevabka ilig bilgi bolgay savab | Sormak kolay, fakat cevabı güçtür; vereceğim cevap esasen hükümdarın bilgisi dahilindedir |
1908 | oŋayın ilig tuttı tersi maŋa kemişmegil emdi ay ersig toŋa | Kolayını hükümdar aldı; ey yiğit kahraman, güç olanı şimdi bana bırakma. |
İLİG CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
1909 | ilig aydı aytıglı muŋlug bolur özi bilmedükin anıŋdın kolur | Hükümdar: — Soran muhtacdır; kendisi bilmediği için, bunu karşısındakine sorar — dedi — |
1910 | kali mundag erse sevingü kerek ayıtmış sözümni sen aygu kerek | Bu böyle olunca, senin buna sevinmen ve sorduğum söze cevap vermen gerekir. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
1911 | yanut birdi aydı ay edgü törü eşitmek ked ol sözlemekte körü | Öğdülmiş cevap verdi ve:—Ey iyi nizam sahibi, dinlemek söylemekten daha iyidir — dedi — |
1912 | sözüg sözlegüçi bu can yavrıtur eşitgüçi avnur et öz semritür | Söz söyleyen canını üzer; dinleyen ise, rahat eder ve vücûdunu semirtir. |
1913 | negü tir eşitgil sınamış bügü sözüg sözlemegü eşitgü ögü | Tecrübesi olan hakîm ne der, dinle; çok söz söylememeli, daha çok dinlemeli ve düşünmelidir. |
1914 | eşitmek bile boldı bilge kişi bu söz sözlemektin barır er başı | insan dinlemekle âlim olur: çok söz söylemekten insanın başı gider. |
1915 | eşitse bolur ol kulakka tatıg telim sözlemiş sözde bolmaz asıg | Dinlemek kulak için bir zevktir; çok söz söylemekte fayda yoktur. |
1916 | sözüg sözlemese sav altun sanı bakır boldı tildin çıkarsa anı | Söylenmeyen söz som altın sayılır; ağızdan çıkınca, bakır olur. |
İLİG CEVABI ÖGDÜLMİŞKE | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
1917 | ilig aydı emdi köni sözi ediŋ sen emdi özüŋke kutun kur badıŋ | Hükümdar şöyle dedi: — Şimdi doğru söyledin, sen kendine saadet kuşağını bağladın. |
ÖGDÜLMİŞ CEVABI İLİGKE | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
1918 | yanut birdi ögdülmiş ilig kutı özüm yigledüki bu kulluk atı | Öğdülmiş cevap verdi:—Ey devletli hükümdar, ben kul olmağı tercih ettim — dedi — |
1919 | kulı can sızurgu avınsa begi kali yetlür erse bu kulnuŋ ögi | Eğer aklı eriyorsa, beyinin rahat etmesi için, kul kendi canını eritmelidir. |
1920 | eşitsü ayayın özüm bilmişin ilig me keçürsün hafa bolmışın | Ben kendi bildiğimi söylerim; hükümdar dinlesin ve yanlış bulduklarını affetsin. |
Yûsuf Has Hâcib tarafından XI. yüzyılda yazılmış, Türk dilinin, edebiyatının ve kültür tarihinin en önemli kaynaklarından.
akıl etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
akıl etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
XXVII. ÖĞDÜLMİŞ HÜKÜMDARA AKLIN TARİFİNİ SÖYLER [ÖGDÜLMİŞ İLİGKE UKUŞ SURETİN AYUR]
X. BİLGİ İLE AKLIN MEZİYET VE FAYDALARINI SÖYLER [BİLİG UKUŞ ERDEMİN ASIGIN AYUR]
No | Kutadgu Bilig | Türkiye Türkçesi |
---|---|---|
287 | tilekim söz erdi ay bilge bügü ukuşug biligig özüm sözlegü | Ey âlim hakîm, maksadım söz söylemek idi; akıl ve bilgiden bahsetmek istedim. |
288 | ukuş ol yula teg karangku tüni bilig ol yarukluk yaruttı sini | Akıl karanlık gecede bir meş'ale gibidir; bilgi seni aydınlatan bir ışıktır. |
289 | ukuşun agar ol biligin bedür bu iki bile er agırlık körür | İnsan akıl ile yükselir, bilgi ile büyür; bu ikisi ile insan itibâr görür. |
290 | mungar bütmese kör bu nuşin revan ukuş közi birle yaruttı cihan | Buna inanmazsan, Nûşin-Revan'a bak; o akıl gözü ile dünyayı aydınlattı. |
291 | törü tüz yorıttı bayudı budun atın edgü kıldı ol edgü ödün | Kanunu doğruluk ile tatbik etti ve halk zenginleşti; o iyi bir devirde iyi bir nâm bıraktı. |
292 | mangar tegdi mundag biliglig sözi tamudın yırar tip tamuluk özi | Bilgili bir insanın onun hakkında şöyle dediğini duydum: kendisi cehennemlik iken, cehennem azabından kurtuldu. |
293 | kiçig oglanıg kör ukuşka ulam yaşı yetmeginçe yorımaz kılam | Küçük çocuğa bak, ona akıl ulaşacaktır; fakat yaşı gelmedikçe, kalemler yürümez. |
294 | ukuşlug kişi kör karışa munar ukuş kitti tip hem kalem me tınar | Akıllı insan da yaşlanınca bunar; akıl gittiği için, kalem de susar. |
295 | kalı tilve ursa kör ölse kişi ölürn yok angar hem birilmez şişi | Eğer delijbir adamı vurup, öldürürse, o deliye ölüm cezası yoktur; kısas yapılmaz. |
296 | negülük lise sen ukuşsuz turur ukuşsuz kişiler ülügsüz turur | Niçin dersen, o akılsızdır; akılsız adamlar ne mükâfat görür, ne de ceza. |
297 | ukuşka turur bu agırlık itig ukuşsuz kişi bir avuçça tetig | Bütün bu hürmet ve itibar akıl içindir; akılsız adam bir avuç balçık gibidir. |
298 | körü barsa yakşı ayur bu sözüg ukuşsuz biligsiz bedütmez özüg | Dikkat edersen şu söz çok yerinde söylenmiş: akılsız ve bilgisiz kimse kendisini yükseltemez. |
299 | körü barsa barça urur bu kedük ukuşlug biligüg kör aslı ked ök | Dikkat edilirse, her kes üzerine bir şey giyer; fakat akıllı ve bilgili insan hıl'at ile değil, aslında değerlidir. |
300 | ukuş bolsa aslı bolur bolsa er bilig bolsa beglik kılur kılsa er | Akıl olursa, insan olsa-olsa asıl insan olur; bilgi olursa, insan yapsa yapsa beylik yapar. |
301 | kimingde ukuş bolsa aslı bolur kayuda bilig bolsa beglik bulur | Kimde akıl varsa, o asîl insan olur; kimde bilgi varsa, o beylik bulur, însan-oğlu kara yer üzerine elini uzattı, her şeye bilgisi ile nüfuz etti. |
302 | yagız yir öze yalıiguk oglı elig kötürdi kamugka yetürdi bilig | Akıl ile insan asıl insan adını alır; bilgi ile beyler memleket işini tanzim eder. |
303 | ukuş birle aslı atanur kişi bilig birle begler iter il işi | Binlerce fazilet ve bir çok alkışlanan işler akıl ile yapılmış olduğu için öğülmüştür. |
304 | tümen ming tü erdem öküş ögdiler ukuş birle kılmış üçün ögdiler | Aklın azını azımsama, onun faydası çoktur; bilginin azını azımsama, o insan için azizdir. |
305 | ukuş azın azlanma asgı öküş bilig azın azlanma erke küsüş | Hakimlerin sözünü dinle, düşün ve şu dört şeyin azını az görme. |
306 | bu tört neng azın azka tutma negü bügü sözlemiş söz eşitgü ögü | Bu dörtten biri — ateş, biri — düşmandır; üçüncüsü — hayatın tuzağı olan hastalıktır. |
307 | bu törtte biri ot birisi yagı üçünçi ig ol kör tiriglik agi | Nihayet bunların biri de — bilgidir; bu dört nesneyi hafife alma, bunların ehemmiyeti büyüktür. |
308 | basası bilig ol bularda biri bu tört neng ucuz tutma yüksek töri | Bunlardan her birinin faydası veya zararı çoktur; bâzısı — borç, bâzısı ise — alacak gibidir. |
309 | bu tegme biri asgı yası telim kayusı birim teg kayusı alım | Bilgi kimya gibidir, eşya onun etrafında toplanır; akıl onun sarayıdır, içinde eşya yığılır. |
310 | bilig kimya teg ol neng irklü turur ukuş ordusı ol neng üglü turur | Misk ve bilgi birbirine benzer; insan bunları yanında gizli tutamaz. |
311 | yıparlı biligli terigi bir yangı tutup kizlese bolmaz özde öngi | Miski gizlersen, kokusundan belli olur; bilgiyi saklarsan, dili ayarlamasından belli olur. |
312 | yıpar kizlese sen yıdı belgürer bilig kizlese sen tilig ülgüler | Bilgi hiç bir zaman fakirliğe düşmeyen bir servettir; hırsız ve dolandırıcının ona eli erişemez ve alamaz. |
313 | bilig baylık ol bir çıgay bolgusuz tegip ogrı tevlig anı algusuz | Bilgi ve akıl insan için bir köstektir; köstekli olan, yakışıksız şeylere pek gitmez. |
314 | kişen ol kişike bilig hem ukuş kişenlig yaragsızka barmaz öküş | insan çok sevdiği atını köstekli tutar; lüzumlu atını muhafaza altına alır. |
315 | sevügrek atın er kişenlig tutar kereklig atın kör küdezlig tutar | Köstekli olan kaçamaz, istenildiği kadar yürür; bukağılı olan uzaklaşamaz, istenilen yere kadar gider. |
316 | kişenlig küremez kerekçe yorır tuşaglıg yıramaz tilekçe barır | Akıl senin için iyi ve yeminli bir dosttur; bilgi senin için çok merhametli bir kardeştir. |
317 | ukuş ol sanga edgü andlıg adaş bilig ol sanga ked bagırsak kadaş | Bilgisiz adamın düşmanı kendi bildiği ve yaptığıdır; başka düşmanı olmasa bile, bu ikisinin gailesi kâfidir. |
318 | biligsizke bilgi kılınçı yagı adın bolmasa tap bu iki çogı | Buna benzer Türkçe bir ata-sözü vardır; sen bunu oku, gönlünde ve aklında tut. |
319 | mungar mengzetü keldi türkçe mesel okıgıl munı sen köngül ögke al | Akıllı insan için akıl kâfi bir eştir; bilgisiz insan için hakaret tam bir addır. |
320 | ukuşlug kişike işi tap ukuş biligsiz kişike atı tap söküş | Bilgili insan için onun bilgisi kâfi bir yiyecek ve giyecektir; bilgisizin hareketi — onun kötü- arkadaşıdır. |
321 | biligligke bilgi tükel ton aş ol biligsiz kılınçı yavuz koldaş ol | Ey akıllı iyi yiğit, öfkeyi kendinden uzaklaştır; ey bilgili bey yiğit, hiddetlenme, iyi ad kazan. |
322 | ukuşlug ked er övke özdin yırat biliglig beg er buşma edgü kıl at | Öfke ve gazap ile işe yaklaşma; eğer yaklaşırsan, ömrü heder edersin. |
323 | bu iki bile işke yakma ive kalı yaksa kıldıng tiriglik yava | Öfke ile kalkan peşimanlıkla oturur; insan hiddetlenince, işinde yanılır. |
324 | ökünçlüg bolur tutşı övke işi yazuklug bolur işte buşsa kişi | insan sakin ve mülayim tabiatli olmalıdır; güneş ve ay doğması için, beye itidal lâzımdır. |
325 | amulluk kerek erke kılkı okıgay örüglük kerek begke togsa kün ay | Hem yumuşak huylu, hem tatlı dilli, hem akıllı, hem bilgili olmak gerektir. |
326 | tüzünlük kerek hem siliglik kerek ukuşlug kerek hem biliglig kerek | insanları iyi seçebilmek için akıllı olmak ve işini iyi başarabilmek için de bilgili olmak lâzımdır. |
327 | ukuşlug kerek ked ödürse kişig biliglig kerek ked bütürse işig | insan işe yarayana-yaramayana iyice dikkat ederek, gerekli ve gereksizi hakkiyle sorup-soruşturarak, |
328 | yaraglıg yaragsıznı titrü körüp kereklig kereksizni kirtü sorup | Ayırt eder, eler, seçebilir ve her işte gözünü keskin tutarsa, |
329 | adırsa ödürse seçe bilse öz kamug iş içinde yitig tutsa köz | Neticede işler sağlam olur ve olgunlaşır; bilgili insanlar yemeği pişmiş olarak yerler. |
330 | bolur ötrü işler bütün hem bışıg biliglig kişiler bışıg yir aşıg | Böyle bir insan dileğine erer ve her iki dünyada işi yoluna girer. |
331 | tilekke tegir ol bu yanglıg kişi ikigü ajunda itiglig işi | - |
332 | buşaklık bile erke övke yavuz bu iki bile tutçı emger et öz | Hiddet ve öfke insan için fenadır; bu ikisinin yüzünden vücût dâima eziyet çeker. |
333 | eşitgil negü tir bügü bilge terig bu söz işke tutgıl aya kızgu elig | Dinle, hakîm âlim buna benzeterek, ne der; bu söze göre hareket et, ey bahtiyar insan. |
334 | buşı bolsa yalnguk biligsiz bolur kalı övke kelse ukuşsuz kılur | Hiddetlenirse, insan bilgisizce hareket eder; eğer öfkelenirse, öfke onu akılsıza çevirir. |
335 | buşılık yavuz erke iltür bilig otunluk kılur buşsa kılkı silig | Hiddetlenmek insan için fenadır, bilgiyi götürür; hiddetlenince, yumuşak huylu insan da kabalık yapar. |
336 | eşitgil negü tir biliglig kişi biliglig sözi çın sevüg can tuşı | Dinle, bilgili adam ne der: bilgili sözü, gerçekten, sevgili can gibidir. |
337 | bu bir kaç neng ol kör kişike yavuz munı bilse yalnguk ılıkar et öz | Bak, şu bir kaç şey insan için kötüdür; insan bunları bilirse, kendisini korumuş olur. |
338 | bularda birisi bu til yalganı munıngda basası sözüg kıyganı | Bunlardan biri — yalan söylemektir; ikincisi — verilen sözden dönmektir. |
339 | üçünçi takı bir bor işçe seve siziksiz bu er boldı birtem yava | Üçüncüsü ise— içki iptilâsıdır; buna tutulan kimse, şüphesiz, tamamen boşuna yaşamış olur. |
340 | takı biri erke bu arkuk kılınç bu arkuk kılınçlıgka bolmaz sevinç | Biri de insanın inatçı olmasıdır; bu inatçı insan için dünyada sevinç yoktur. |
341 | yana bir arıgsız bu kılkı otun kişiler evinde bu koprur tütün | Yakışıksız hâllerden biri de kaba tabiatli olmaktır; böyle adam başkalarının evinde tozu-dumana katar. |
342 | yana bir tili il buşı övkelig ulıtur kişig sökse açsa tilig | Biri boş-boğaz, hiddetli ve öfkeli olmaktır; söğmeğe başlarsa, insanın kalbini kırar. |
343 | bu kaç neng birikse biregü öze anıngdın yırar ol ıduk kut teze | Bu bir kaç şey bir kimse üzerinde toplanırsa, mübarek saadet ondan kaçar, uzaklaşır. |
344 | bolu birmez evren başı tezginür anıng birle kılkı yangı tezginür | Felek ona yar olmaz, âvâre olur; bununla birlikte hâl ve hareketinde istikrar olmaz. |
345 | yorı edgülük kıl ay edgü kişi itiglig bolur tutçı edgü işi | Ey iyi insan, yürü, iyilik yap, iyinin işi hep düzgün gider. |
346 | negü tir eşit emdi kılkı silig sınayu tegip ilke sunmış elig | Şimdi dinle, yumuşak tabiatli olan ve tecrübe ile yükselerek, memleket işini eline alan adam ne der. |
347 | kanmaz bu edgü neçe yıllasa isizlik edikmez neçe edlese | Ne kadar yaşarsa - yaşasın, bu iyi insan ihtiyarlamaz; ne kadar uğraşılırsa-uğraşılsın, kötü insan ıslâh edilmez. |
348 | yaşı kısga isiz ökünçün karır uzun yaşlıg edgü ökünesüz yorır | Ömrü kısa olan kötü peşimanlıkla ihtiyarlar, uzun ömürlü olan iyi peşiman olmadan yaşar. |
349 | tilekin bulur edgü künde yangı isizning küninge ming artar mungı | İyi insan her gün yeni bir arzusuna nail olur; kötünün sıkıntısı ise, her gün bir kat artar. |
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Popüler Başlıklar
-
BİSMİ'LLAHİ‘R-RAHMANİ'R-RAHİM Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi ...
-
Mısra (Kutadgu Bilig) Tercüme (Türkiye Türkçesi) ...
-
No Kutadgu Bilig Türkiye Türkçesi 955 ilig bir kün ay toldını ündedi orun birdi oldur tiyü imledi Hükümdar bir gün Ay...
C - BÂBLARIN FİHRİSTİ [FİHRİSTU’L-EBVAB]
Kutadgu Bilig Tercüme (Türkiye Türkçesi) 1. bab: tengri ‘azze ve cellening ögdisin ayur 01. bâb: Tanrı azze ve cellenin medhin...