192 Ey âlim hakîm, dileğim benden sonra geleceklere kalacak bir söz söylemek idi.
193 Anlayış karşı geldi ve: —İyice dikkat et; sözün yanlış olursa, sana zararı dokunur — dedi —
194 Halkın dili kötüdür, seni çekiştirir; insanın tabiati kıskançtır, etini yer.
195 Dikkatle bakınca, yüküm hafifledi; kendi-kendime : — Söyle, içindekileri dök — dedim.
196 Sebebini sorarsan, sana söyleyeyim; ey mert yiğit, sözümü dinle.
197 Bu yalnguk (insan) adı insana yanıldığı ( yangluk ) için verildi; yanılmak ( yangluk ) insan ( yalnguk ) için yaratıldı.
198 Sen bana yanılmayan bir kimse söyleyebilirmısin; ben sana yandan binlerce insan göstereyim.
199 Bilgi sahibi insanlar pek azdır; bilgisiz ise, çoktur; bil ki, anlayışsız insanlar çok; anlayışlılar ise, nâdirdir.
200 Bilgisiz bilgiliye dâima düşman olmuştur; bilgisiz bilgili ile her zaman mücâdele halindedir.
201 İnsandan insana çok fark vardır; bu fark bilgiden ileri gelir, sözüm buna dâirdir.
202 Bu sözümü bilgili için söyledim, bilgisizin dilini ben de bilemiyorum.
203 Benim bilgisiz ile hiç bir sözüm yoktur; ey bilgili, işte ben senin kulunum.
204 Sözümü sana söylemiş olduğum için, çekinerek, işte böyle senden özür diledim.
205 Sözü söyleyen yanılabilir ve şaşırır; anlayışlı isterse, bunu düzeltir ve tashih eder.
206 Söz, deve burnu gibi, yularlıdır; o, dişi deve boynu gibi, nereye çekilirse, oraya gider.
207 Sözü bilerek söyleyen çok kimse var; benim için sözü anlayan adanı azizdir.
208 Bütün iyilikler bilginin faydasıdır; bilgi ile göğe dahi yol bulunur.
209 Sen her sözünü bilgi ile söyle; her kesin bilgi ile büyük olduğunu bil.
210 Söz kara yere mâvî gökten indi; insan kendisine sözü ile değer verdirdi.
211 İnsan gönülü dibi olmayan bir deniz gibidir; bilgi onun dibinde yatan inciye benzer.
212 İnsan inciyi denizden çıkarmadıkça, o, ister inci olsun - ister' çakıl taşı, farketmez.
213 Kara toprak altındaki altın taştan farksızdır; oradan çıkınca, beylerin başında tuğ tokası olur.
214 Bilgili bilgisini dili ile meydana çıkarmazsa,- yıllarca yatsa bile, onun bilgisi muhitini aydınlatmaz.
215 Anlayış ve bilgi çok iyi şeydir; eğer bulursan, onları kullan ve uçup göğe çık.
216 Anlayış ve bilginin ne olduğunu bilen, bu memleket beyi ne der, dinle.
217 Dünyayı elde tutmak için, insan anlayışlı olmalıdır; halka hâkim olmak için ise, hem akıl, hem cesaret gerektir.
218 Dünyayı elinde tutan, onu anlayış ile tuttu; halka hükmeden, bu işi bilgi ile yaptı.
219 Adem'in dünyaya indiğinden beri iyi nizam dâima anlayışlı insanlar tarafından vaz'edilegelmiştir.
220 Hangi çağda olursa-olsun, bugüne kadar daha yüksek yer dâima bilgiliye kısmet olmuştur.
221 İnsanların kötüsü anlayış yolu ile asılır; halk arasında çıkan fitne bilgi ile bastırılır.
222 İşleri bu ikisi ile de halledemezsen, bilgiyi bırak, elini kılıca daya.
223 Halkı idare eden, hakîm ve âlim beyler bilgisizin işini kılıç ile halletmişlerdir.
224 Dünyayı elde tutmak için, insanin anlayışlı olması ve halkı itaat altına almak için de, bilgili bulunması elzemdir.
225 Bu ikisi bir kimsede toplanırsa, o tam insan olur; tam insan dünyanın bütün nimetlerine nail olur.
226 Sen her iki dünyayı arzu ediyorsan, bunun çâresi — iyilik yapmaktır.
227 Eğer kendin iyilik bulmak istiyorsan, yürü, iyilik et; başka söze ne hacet.
228 İnsan ebedî değildir, ebedî olan — onun adıdır; iyi kimselerin adı bunun için ebedî kalmıştır.
229 Kendin ebedî değilsin, adın ebedîdir; adın ebedî olursa, kendin de ebedî olursun.
193 Anlayış karşı geldi ve: —İyice dikkat et; sözün yanlış olursa, sana zararı dokunur — dedi —
194 Halkın dili kötüdür, seni çekiştirir; insanın tabiati kıskançtır, etini yer.
195 Dikkatle bakınca, yüküm hafifledi; kendi-kendime : — Söyle, içindekileri dök — dedim.
196 Sebebini sorarsan, sana söyleyeyim; ey mert yiğit, sözümü dinle.
197 Bu yalnguk (insan) adı insana yanıldığı ( yangluk ) için verildi; yanılmak ( yangluk ) insan ( yalnguk ) için yaratıldı.
198 Sen bana yanılmayan bir kimse söyleyebilirmısin; ben sana yandan binlerce insan göstereyim.
199 Bilgi sahibi insanlar pek azdır; bilgisiz ise, çoktur; bil ki, anlayışsız insanlar çok; anlayışlılar ise, nâdirdir.
200 Bilgisiz bilgiliye dâima düşman olmuştur; bilgisiz bilgili ile her zaman mücâdele halindedir.
201 İnsandan insana çok fark vardır; bu fark bilgiden ileri gelir, sözüm buna dâirdir.
202 Bu sözümü bilgili için söyledim, bilgisizin dilini ben de bilemiyorum.
203 Benim bilgisiz ile hiç bir sözüm yoktur; ey bilgili, işte ben senin kulunum.
204 Sözümü sana söylemiş olduğum için, çekinerek, işte böyle senden özür diledim.
205 Sözü söyleyen yanılabilir ve şaşırır; anlayışlı isterse, bunu düzeltir ve tashih eder.
206 Söz, deve burnu gibi, yularlıdır; o, dişi deve boynu gibi, nereye çekilirse, oraya gider.
207 Sözü bilerek söyleyen çok kimse var; benim için sözü anlayan adanı azizdir.
208 Bütün iyilikler bilginin faydasıdır; bilgi ile göğe dahi yol bulunur.
209 Sen her sözünü bilgi ile söyle; her kesin bilgi ile büyük olduğunu bil.
210 Söz kara yere mâvî gökten indi; insan kendisine sözü ile değer verdirdi.
211 İnsan gönülü dibi olmayan bir deniz gibidir; bilgi onun dibinde yatan inciye benzer.
212 İnsan inciyi denizden çıkarmadıkça, o, ister inci olsun - ister' çakıl taşı, farketmez.
213 Kara toprak altındaki altın taştan farksızdır; oradan çıkınca, beylerin başında tuğ tokası olur.
214 Bilgili bilgisini dili ile meydana çıkarmazsa,- yıllarca yatsa bile, onun bilgisi muhitini aydınlatmaz.
215 Anlayış ve bilgi çok iyi şeydir; eğer bulursan, onları kullan ve uçup göğe çık.
216 Anlayış ve bilginin ne olduğunu bilen, bu memleket beyi ne der, dinle.
217 Dünyayı elde tutmak için, insan anlayışlı olmalıdır; halka hâkim olmak için ise, hem akıl, hem cesaret gerektir.
218 Dünyayı elinde tutan, onu anlayış ile tuttu; halka hükmeden, bu işi bilgi ile yaptı.
219 Adem'in dünyaya indiğinden beri iyi nizam dâima anlayışlı insanlar tarafından vaz'edilegelmiştir.
220 Hangi çağda olursa-olsun, bugüne kadar daha yüksek yer dâima bilgiliye kısmet olmuştur.
221 İnsanların kötüsü anlayış yolu ile asılır; halk arasında çıkan fitne bilgi ile bastırılır.
222 İşleri bu ikisi ile de halledemezsen, bilgiyi bırak, elini kılıca daya.
223 Halkı idare eden, hakîm ve âlim beyler bilgisizin işini kılıç ile halletmişlerdir.
224 Dünyayı elde tutmak için, insanin anlayışlı olması ve halkı itaat altına almak için de, bilgili bulunması elzemdir.
225 Bu ikisi bir kimsede toplanırsa, o tam insan olur; tam insan dünyanın bütün nimetlerine nail olur.
226 Sen her iki dünyayı arzu ediyorsan, bunun çâresi — iyilik yapmaktır.
227 Eğer kendin iyilik bulmak istiyorsan, yürü, iyilik et; başka söze ne hacet.
228 İnsan ebedî değildir, ebedî olan — onun adıdır; iyi kimselerin adı bunun için ebedî kalmıştır.
229 Kendin ebedî değilsin, adın ebedîdir; adın ebedî olursa, kendin de ebedî olursun.
Yorumlar
Yorum Gönder